Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Usul Hukukunda Dipnotlar-2 : Hakimin Hukuki Sorumluluğu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-02-2009, 18:13   #1
halit pamuk

 
Varsayılan Usul Hukukunda Dipnotlar-2 : Hakimin Hukuki Sorumluluğu

HÂKİMİN HUKUKİ SORUMLULUĞU


1. Hâkimlerin idari faaliyetlerinden doğan zarar için HUMK uygulanmaz, Adalet Bakanlığına karşı tam yargı davası ya da zarar kişisel kusurdan doğmuşsa, hakime karşı haksız fiilden dolayı tazminat davası açılır. (4. HUKUK DAİRESİ E. 1999/4284 K. 1999/5514 T. 10.6.1999)

2. Hakimlerin yargılama faaliyetleri yaparken işlemiş oldukları (örneğin taraflardan birine hakaret etmesi) haksız fiillerden dolayı haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olur. (4. HD 26.05.1998, 10228/3972) (4. HUKUK DAİRESİ E. 2000/8947 K. 2000/11502 T. 14.12.2000)

3. HUMK.m.573-576 a göre açılacak tazminat davalarında BK..m.60 uyarınca, 1 yıllık zamanaşımına tabidir. (14. HD. 7.6.1984, 8602/4215)

4. Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 573. maddesi gereğince hakime karşı açılan tazminat davalarında aynı yasanın 575. maddesi uyarınca, davanın doğumunu ve dayanağını oluşturan yargılamanın hüküm ve kararları ile işlemlerinin özetlerinin ve bütün delillerin, dava tutanaklarının, tanık listesinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Bunları kapsamayan dava dilekçesi, aynı maddenin son cümlesi uyarınca, davalı sorguya çekilmeden reddedilmelidir . (4. HUKUK DAİRESİ E. 2000/8228 K. 2000/11536 T. 14.12.2000)Şikayet konusu olan davaya ilişkin tutanakların sonradan mahkemeye verilmesi halinde artık dava dilekçesinin reddine karar verilmemesi gerekir. (Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü- 6. baskı.Cilt 6. shf.5849) Eğer hakim usulden ret etmeyip esas girmişse, yine usul yönünden incelenip dilekçenin reddi kararı verilemez. (4. HUKUK DAİRESİ E. 2002/8062 K. 2002/12814 T. 13.11.2002) (YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2005/998 K. 2005/2569 T. 14.3.2005)

5. Mahkeme davanın reddine karar verdiğinde davalı hakim yararına tazminata davalı hakim talep de bulunmasa dahi mahkeme, kendiliğinden tazminata hükmeder. (HUKUK GENEL KURULU E. 2008/9-947 K. 2008/481 T. 9.7.2008)

6. Yüksek mahkemenin başkan ve üyelerine karşı HUMK.m.573 vd. uyarınca tazminat davası açılamaz. (HGK.22.03.2000, 2000/2 E ve 2000/2 K) (HGK. E. 2005/2 K. 2005/2 T. 22.6.2005)

7. Geçici bir durum olan ihtiyati haczin ve bu hacize yapılan itirazın kısa sürede ve yasalara uygun şekilde sonuçlandırılması gerekir. Hakimin, işi sürüncemede bırakarak yasanın açık buyruklarına uygun davranmaması ve davacıları sürekli bir haciz tehdidi altında tutacak şekilde hareket etmesi HUMK.nun 573/2. fıkrasına göre; açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırılık oluşturacaktır. (4. HUKUK DAİRESİ E. 2000/6402 K. 2000/10139 T. 16.11.2000)

8. Dosyada bulunan delillerin yanlış değerlendirildiği iddiaları HUMK'nun 573-576. maddeleri kapsamında değildir. Bu iddialar ancak temyiz nedeni olarak ileri sürülebilir.( HUKUK GENEL KURULU E. 2004/4-496 K. 2004/463 T. 6.10.2004)

9. Hakimler bağımsız olup, Adalet Bakanlığının memuru konumunda değillerdir. Hakimin görev kusuru nedeniyle Adalet Bakanlığına karşı idare mahkemesinde dava açılabileceğine ilişkin görüş de hakimin bağımsızlığı ilkesine aykırıdır. Hakimler aleyhine ancak kişisel kusura dayanılarak HUMK.nun 573 vd. maddelerinde düzenlenen biçimde dava açılabilir. (4. HUKUK DAİRESİ E. 2004/11295 K. 2004/11153 T. 7.10.2004)

10. HUMK.m.573-576 tüm hakimler için uygulanır. İdari ve askeri mahkeme hakimleri de bu kapsamdadır. (Üstündağ- Medeni Yargılama Hukuku-6.bası shf. 115)












Old 19-02-2009, 17:02   #2
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Sayın Koray,
1-Bu davaların nerede açılabileceği hususunda henüz 575/2 hükmü uygulanamıyor.

HUMK 575/2 gereği "İlk derece mahkemelerinde görev yapan hakimler hakkında tazminat davaları bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi, bölge adliye mahkemesi hakimleri hakkında ise Yargıtayın ilgili hukuk dairesi tarafından incelenerek karara bağlanır "

Bölge adliye mahkemeleri henüz kurulmadığından aşağıdaki karar gereği davanın Yargıtay'da açılması gerekiyor.(Ya da ben öyle zannediyorum.!)

2-Yine hakimin hukuki sorumluluğunda "hakimin kanuna açıkça aykırı ve aynı zamanda adaletsiz karar vermesi " , "hakimin kasıtla hareket etmesi ve verdiği kararın yasaya aykırılığı, görevi savsaklaması ", "HUMK.nun 573. maddesindeki koşulları oluşturacak şekilde taraflardan birini korumak veya zararlandırmak amacıyla kasıtlı olarak, hakimliğin kendisine tanıdığı yetkiyi ağır kusurlu bir şekilde kötüye kullanarak, açık ve kesin kanun hükümlerine aykırı olarak karar verdiğini " ispatlanması gerekmektedir.

Bu güzel yazıya eklemek istedim.

Saygı ve teşekkürlerimle

T.C.

YARGITAY

4. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/16718

K. 2005/404

T. 27.1.2005

• HAKİM SORUMLULUĞU ( İlk Derece Mahkemelerinde Görevli Hakimler Hakkındaki Tazminat Davalarında Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesinin Görevli Olduğu - Bölge Adliye Mahkemeleri Göreve Başlayıncaya Kadar Yargıtayın Görevli Olduğu )

• HAKİM SORUMLULUĞUNA DAYALI MANEVİ TAZMİNAT ( Davasında Görevli Mahkemenin Müddabihe Göre Belirlenmeyeceği - Davalı Tarafa Dava Dilekçesinin Tebliği Gereği )

• GÖREV ( Hakimler Aleyhine Görevlerinden Dolayı Açılan Tazminat Davalarında Bölge Adliye Mahkemeleri Yürürlüğe Girinceye Kadar Yargıtayın Görevli Olduğu - Asliye Hukuk Mahkemesi Hakiminin Görevinden Dolayı Sorumluluğu )

1086/m.573, 575


ÖZET : HUMK.nun 573 ve 575 maddelerinde hakimlerin sorumluluğu ve hakimlerin görevleri gözetilerek aleyhlerine açılacak davaların nerede açılacağı düzenlenmiştir. HUMK.nun 575/II. fıkrasındaki düzenleme gözetilerek karar verilmesi gerekir.
DAVA : Davacı Bilim Araştırma Vakfı temsilcisi Oben Karatepe tarafından, davalı Orhan Sezgin aleyhine 6.10.2004 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 20.10.2004 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı temsilcisi taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Dava HUMK.nun 573. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalının Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesi hakimi olarak yargılama yaptığı bir davada anılan yasa maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle 2.000.000.000 lira manevi tazminat isteminde bulunmuş, yerel mahkemece evrak üzerinde yapılan inceleme sonunda dava konusu miktar gözetilerek Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
HUMK.nun 573 ve 575 maddelerinde hakimlerin sorumluluğu ve hakimlerin görevleri gözetilerek aleyhlerine açılacak davaların nerede açılacağı düzenlenmiştir. HUMK.nun 575/11. fıkrasındaki düzenleme gözetilerek karar verilmesi gerekir. Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve yasal düzenlemeler gözetilmeden yukarıda açıklanan gerekçelerle görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın taraflar yararına BOZULMASINA ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 27.1.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 23-02-2009, 21:48   #3
echokosmos

 
Varsayılan

merhaba...sayın koray;beninde bir davamda kanunlara aykırı hüküm kurulduğu inancı ile hakim tarafından zarara uğratıldığım inancı hasıl oldu.beni bu yargıtay kararları cesaretlendirdi .her hukuka aykırılık-haksızlık mutlaka karşılık bulmalıdır.düşüncesiyle ,aile mahkeme başkanına tazminat davasını hazırlamaya karar verdim.içimde bir kuşku var..ACABA ;HAKİM-HAKİMİ koruyup kollar ve yargıtay hukuk dairesi görevi savsaklarmı..? kanaatide var..bu konuda kazanılmış bir hakime karşı açılan mahkeme kararı varmı??? saygılar
Old 24-02-2009, 15:23   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Echokosmos,

Hakim aleyhine açaçağınız davada dikkatli olmanız da fayda var. Zira kaybederseniz aleyhinize sırf böyle bir davyı açmanızdan dolayı tazminatla karşı karşıya kalabilirsiniz.

Sadece kanuna aykırı karar vermek tazminat sorumluluğu için yeterli olmayabilir,Yargıtay içtihatlarında zararlandırma kastının da ispatı aranmaktadır. Yani ispat açısından sorunlar yaşanacağından dikkatli olmakta fayda var.
Old 25-02-2009, 14:52   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan echokosmos
merhaba...sayın koray;beninde bir davamda kanunlara aykırı hüküm kurulduğu inancı ile hakim tarafından zarara uğratıldığım inancı hasıl oldu.beni bu yargıtay kararları cesaretlendirdi .her hukuka aykırılık-haksızlık mutlaka karşılık bulmalıdır.düşüncesiyle ,aile mahkeme başkanına tazminat davasını hazırlamaya karar verdim.içimde bir kuşku var..ACABA ;HAKİM-HAKİMİ koruyup kollar ve yargıtay hukuk dairesi görevi savsaklarmı..? kanaatide var..bu konuda kazanılmış bir hakime karşı açılan mahkeme kararı varmı??? saygılar


Her hukuka aykırılık sebebiyle hakim aleyhine tazminat davası açılmasının yolu olsa idi,ülkede bu görevi yapacak kimse bulamazdık.

Tüm bunlar bir yana hukuka aykırılık,temyiz sebebidir.kanuna aykırılık temyiz sebebidir.İddialar üst derece mahkemelerinde ayrıntısı ile incelenir(Bazen)Bazen de incelenir, ancak bu yargıtay kararlarından pek anlaşılmaz.

Hakim aleyhine dava açarken son derece dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.

Size yol gösterebilecek bazı kararları sunuyorum.Dava sonucunuz ile ilgili olarak ise öncelikle "kararı temyiz etmenizi " öneriyorum.

Saygılar


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/4-496

K. 2006/510

T. 12.7.2006

• HAKİMİN VERDİĞİ KARAR NEDENİYLE AÇILAN MADDİ TAZMİNAT ( Davalının Sorumluluğunu Gerektirecek Açık ve Kesin Bir Yasa Buyruğuna Aykırı Bir Karar Verme Durumuna Rastlanamadığından Reddi Gereği )

• HAKİMLİK GÖREVİNİ YAPARKEN VERİLEN ZARAR ( HUMK.nun 573. Maddesinde Sayılan Hallerde 573-576. Madde Hükümlerine Göre Hakime Karşı Tazminat Davası Açılabildiği )

• YASAYA AYKIRI KARAR VERME ( Davalı Hakimin Sorumluluğunu Gerektirecek Açık ve Kesin Bir Yasa Buyruğuna Aykırı Bir Karar Verme Durumuna Rastlanamadığından Maddi Tazminat Davasının Reddi Gereği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Hakimin Verdiği Karar Nedeniyle Hakime Karşı Açılan Maddi Tazminat Davasının Reddi Durumunda HUMK.nun 576. Maddesi Uyarınca Davalı Yararına Tazminat Takdiri Gerekeceği )

1086/m.573,576


ÖZET : Davacı, davalı hakimce yapılan yargılama sonucunda dava dilekçesinde yer almayan ve tanıklarca da doğrulanmayan sözler gerekçe gösterilmek suretiyle manevi tazminat ödemeye mahkum edildiğini belirterek, bu karar uyarınca ödemek zorunda kaldığı tazminatı maddi tazminat istemiştir.
Hakimlerin hakimlik görevini yaparken "Yargısal Faaliyetleri" nedeni ile vermiş oldukları zarar için HUMK.nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576. madde hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir.
Eldeki dava, HUMK.nun 573. maddesinin 3. bendinde belirtilen "Muhakeme zabıtnamesinde mevcut olmayan sebebe binaen hükmedilmiş olması" hükmüne dayandırılmıştır.
Bu madde hükmü ve davalının vermiş olduğu davaya konu manevi tazminat kararı ile dosya içeriğindeki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının sorumluluğunu gerektirecek açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırı bir karar verme durumuna rastlanamamıştır. Bu nedenle davalının HUMK.nun 573. maddesinde belirtilen kurallara aykırı davranışlardan sözedilemez. Öyleyse davanın reddi gerekir.
Davanın reddi durumunda; HUMK.nun 576. maddesi uyarınca davalı yararına tazminat takdiri gerekeceğinden 500, 00 YTL manevi tazminatın takdiri uygun görülmüştür.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesince;
( ... Davacı vekili 23.12.2005 tarihli dava dilekçesinde özetle, davacının üyesi olduğu kooperatif yöneticileri tarafından aleyhine manevi tazminat davası açıldığını, İzmir Asliye ( 3 ) Mahkemesi'nde davalı hakimce yapılan yargılama sonucunda dava dilekçesinde yer almayan ve tanıklarca da doğrulanmayan sözler gerekçe gösterilmek suretiyle manevi tazminat ödemeye mahkum edildiğini belirterek, bu karar uyarınca ödemek zorunda kaldığı tazminatı maddi tazminat istemiştir.
Davalı cevap dilekçesinde, yargılamanın usule uygun biçimde yapıldığını ve dosyadaki delillere göre verilen kararın hukuka uygun olduğunu davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Dosyadaki kanıtlara göre; davalının görevli olduğu İzmir Asliye ( 3 ) Mahkemesi'nde davacı aleyhine açılan davada kişiliğe saldırı iddiası ile manevi tazminat istenmiş, yargılama da dinlenen tanık beyanları ve delillere göre davacının o davanın davacılarına yönelen hakaret içerikli sözler söylediği kanaatine varılarak manevi tazminatla sorumluluğuna karar verilmiştir.
Hakimlerin hakimlik görevini yaparken "Yargısal Faaliyetleri" nedeni ile vermiş oldukları zarar için HUMK.nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576. madde hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir.
Eldeki dava, HUMK.nun 573. maddesinin 3. bendinde belirtilen "Muhakeme zabıtnamesinde mevcut olmayan sebebe binaen hükmedilmiş olması" hükmüne dayandırılmıştır.
Bu madde hükmü ve davalının vermiş olduğu davaya konu manevi tazminat kararı ile dosya içeriğindeki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının sorumluluğunu gerektirecek açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırı bir karar verme durumuna rastlanamamıştır. Bu nedenle davalının HUMK.nun 573. maddesinde belirtilen kurallara aykırı davranışlardan sözedilemez. Öyleyse davanın reddi gerekir.
Davanın reddi durumunda; HUMK.nun 576. maddesi uyarınca davalı yararına tazminat takdiri gerekeceğinden 500, 00 YTL manevi tazminatın takdiri uygun görülmüştür.
Açıklanan nedenler ve gerekçeler gözetildiğinde aşağıdaki hükmün kurulması yönünde bir sonuca varılmıştır... ),
Gerekçesiyle;
Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
1- Davalının, davacıya karşı varlığı iddia edilen eylem ve işlemlerinin HUMK.nun 573. maddesinde belirtilenlerden hiçbir ilkeye aykırılık oluşturmadığından davanın REDDINE,
2- Aynı yasanın 576. maddesi gereğince takdiren davalı için 500, 00 YTL manevi tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3- Ret kararının eklentisi olarak HUMK.nun 576/2. maddesi gereğince davalının
150, 00 YTL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı aleyhine hükmedilen tazminat miktarı için 27, 00 YTL nisbi ilam harcı ile davanın reddi dolayısıyla alınması gereken 12, 20 YTL red karar harcı olmak üzere toplam 39, 20 YEL harcın peşin alınan 44, 33 YTL'den mahsubu ile bakiye 5, 13 YTL'nin istek halinde davacıya geri verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 900, 00 YTL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, ... ) dair oybirliği ile verilen 28.02.2006 gün ve 2006/2-2 sayılı kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Hukuk Genel Kurulu'nca temyiz mercii sıfatıyla incelenerek, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Karar başlığında davalının "Ayyılmaz" olan soyadının "Ayyıldız" olarak yazılması mahkemesince düzeltilebilir maddi hata niteliğinde bulunmakla bu husus ayrıca bozmaya konu edilmemiş, hataya işaret olunmakla yetinilmiştir.
İşin esasına gelince;
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı hakimin tazminatla sorumlu tutulmasını gerektirir bir eyleminin varlığına kanaat getirilmemiş olmasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının reddi ile 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, temyiz ilam harcının peşin harca mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda dökümü yazılı ( 14.10 ) YTL bakiye nisbi ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.07.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2006/4-358

K. 2006/322

T. 31.5.2006

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Davalı Hakim ve Savcılar Verilen Tedbir Kararını ve Takipsizlik Kararını Veriliş Amaçlarına Göre Yorumlayıp Mevcut Delil Durumlarını da Gözeterek Karar Oluşturduğundan Reddi Gereği )

• HAKİME KARŞI AÇILAN DAVA ( Davalılar Verilen Tedbir Kararını ve Takipsizlik Kararını Veriliş Amaçlarına Göre Yorumlayıp Mevcut Delil Durumlarını da Gözeterek Karar Oluşturduğundan Maddi ve Manevi Tazminat Davasının Reddi Gereği )

• TEDBİR VE TAKİPSİZLİK KARARI ( Davalılar Veriliş Amaçlarına Göre Yorumlayıp Mevcut Delil Durumlarını da Gözeterek Karar Oluşturduğundan Maddi ve Manevi Tazminat Davasının Reddi Gereği )

1086/m.573,576


ÖZET : Dava maddi ve manevi tazminat talebidir.
Hakimlerin hakimlik görevini yaparken "Yargısal faaliyetleri nedeni ile vermiş oldukları zarar için HUMK.nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576. madde hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir.
Eldeki dava, HUMK.nun 573. maddesinin 2.bendinde belirtilen "Kabili tevil ve izah olmayacak surette vazıh ve sarahati katiyei kanuniyeye mugayir karar verilmiş olması" hükmüne dayandırılmıştır.
Bu madde hükmü ve davalıların vermiş olduğu karar birlikte değerlendirildiğinde, davalıların sorumluluğunu gerektirecek açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırı bir karar verme durumu yoktur. Davalılar, verilen tedbir kararını ve takipsizlik kararını veriliş amaçlarına göre yorumlayıp, mevcut delil durumlarını da gözeterek karar oluşturmuşlardır.
Davalıların HUMK.nun 573. maddesinde belirtilen kurallara aykırı davranışları yoktur. Öyleyse davanın reddi gerekir.
Davanın reddi durumunda; HUMK.nun 576. maddesi uyarınca davalılar yararına tazminat takdiri gerekmiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 4.Hukuk Dairesince;
( ... Davacı vekili 08.08.2005 tarihli dava dilekçesi ile; müvekkili hakkında, Tasarruf Mevduatı, Sigorta Fonu tarafından 4969 Sayılı Yasa uyarınca ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğunu, Şişli 2.Sulh Ceza Hakimliği'nce 14.08.2003 tarihinde tüm malvarlığına tedbir konulduğunu, bu arada müvekkili hakkında "Banka Parasını Zimmete Geçirmek Suçuna iştirak" suçlamasıyla yapılan suç duyurusu sonucunda Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nın 21.01.2004 tarihinde takipsizlik kararı verdiğini, bu durumda verilen tedbir kararının kendiliğinden kalkması gerektiğini, bu konuda icra müdürlüklerine gerekli talimatın yazılması için davalı hakimlerin görevli olduğu İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurduklarını, ancak mahkemenin bu taleplerini yasaya aykırı biçimde reddettiklerini belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar cevap dilekçelerinde; davacı hakkındaki ek takipsizlik kararının, sanıkların banka hakim ortakları ile yöneticileri adına mal ve hak edinmediklerinden dolayı verilmeyip, banka hakim ortakları ve üst düzey yöneticilerinin zimmet suçuna yasal bağlamda iştirak ettiklerinin ispatlanamamasından dolayı verildiği, tedbir kararının ise o tarihte yürürlükte bulunan 4969 Sayılı Yasa gereğince; banka hakim ortak ve yöneticileri adına hareket ederek mal ve hak edinildiğinden bahisle verildiği, bu nedenle anılan tedbirlerin, bankanın parasının bir kısım sanıklar tarafından zimmete geçirildiği iddiasıyla açılan ve İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2004/1 esas sayılı dosyasında devam eden davanın sonuna kadar veya davaya bakan mahkemenin kaldırma kararına kadar devam edeceği, bazı şahısların suça iştirak etmemesi nedeni ile verilen ek takipsizlik kararı ile tedbirlerin kendiliğinden ortadan kalkmasının söz konusu olmadığı, asıl soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmadığı, ayrıca işyeri aramalarında ele geçen delillere göre davacının mal kaçırmaya yönelik uygulamalarda bulunduğunun bildirilmesi nedeniyle verdikleri kararın usul ve yasaya uygun bulunduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Dosyada bulunan tedbir kararı, takipsizlik kararı, 8.Ağır Ceza Mahkemesi kararı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün emsal nitelikteki olayla ilgili kararları incelenmiştir.
Hakimlerin hakimlik görevini yaparken "Yargısal faaliyetleri nedeni ile vermiş oldukları zarar için HUMK.nun 573. maddesinde sayılan hallerde 573-576. madde hükümlerine göre hakime karşı tazminat davası açılabilir.
Eldeki dava, HUMK.nun 573. maddesinin 2.bendinde belirtilen "Kabili tevil ve izah olmayacak surette vazıh ve sarahati katiyei kanuniyeye mugayir karar verilmiş olması" hükmüne dayandırılmıştır.
Bu madde hükmü ve davalıların vermiş olduğu karar birlikte değerlendirildiğinde, davalıların sorumluluğunu gerektirecek açık ve kesin bir yasa buyruğuna aykırı bir karar verme durumu yoktur. Davalılar, verilen tedbir kararını ve takipsizlik kararını veriliş amaçlarına göre yorumlayıp, mevcut delil durumlarını da gözeterek karar oluşturmuşlardır.
Davalıların HUMK.nun 573. maddesinde belirtilen kurallara aykırı davranışları yoktur. Öyleyse davanın reddi gerekir.
Davanın reddi durumunda; HUMK.nun 576. maddesi uyarınca davalılar yararına tazminat takdiri gerekmiştir.
Açıklanan nedenler ve gerekçeler gözetildiğinde aşağıdaki hükmün kurulması yönünde bir sonuca varılmıştır." gerekçesiyle;
"HÜKÜM :Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
1- Davalıların davacıya karşı varlığı iddia edilen eylem ve işlemlerinin HUMK.nun 573. maddesinde belirtilenlerden hiçbir ilkeye aykırılık oluşturmadığından davanın REDDİNE,
2- Aynı yasanın 576. maddesi gereğince takdiren her bir davalı için ayrı ayrı 1.000, 00'er YTL olmak üzere toplam 3.000, 00.- YTL manevi tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3- Ret kararının eklentisi olarak HUMK.nun 576/2. maddesi gereğince her bir davalı için takdir olunan 123, 90 YTL para cezasının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4- Davacı aleyhine hükmedilen tazminat miktarı için 162, 00 YTL nisbi ilam harcı ile davanın reddi dolayısıyla alınması gereken 11,20 YTL red karar harcı olmak üzere toplam 173,20 YTL harcın peşin alınan 675,00 YTL'den mahsubu ile bakiye 501,80 YTL'nin istek halinde davacıya geri verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmiş olduklarından Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 450, 00 YTL. avukatlık ücretinin davacı Cem Cengiz Uzan'dan alınarak davalılara ödenmesine," dair oybirliği ile verilen 13.12.2005 gün ve 2005/10302-13463 sayılı kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz itirazları incelendi:
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 4.Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 31.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2008/3-216

K. 2008/160

T. 27.2.2008

• MANEVİ TAZMİNAT ( Hakimlerin Görevlerini Yaparken "Yargısal Faaliyetler" Nedeniyle Vermiş Oldukları Zararlar İçin Tazminat Davası Açılabileceği )

• TAZMİNAT DAVASI ( Hakimlerin Görevlerini Yaparken "Yargısal Faaliyetler" Nedeniyle Vermiş Oldukları Zararlar İçin Tazminat Davası Açılabileceği )

• HAKİMİN KASITLI HAREKETİ ( Hakimlerin Görevlerini Yaparken "Yargısal Faaliyetler" Nedeniyle Vermiş Oldukları Zararlar İçin Tazminat Davası Açılabilmesi İçin Hakimin Kasıtlı Hareket Etmiş Olması ve Verdiği Kararın Kanuna ve Adalete Aykırı Bulunması Gerektiği )

1086/m.573


ÖZET : Dava HUMK'nun 573. maddesine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Hakimlerin görevlerini yaparken "Yargısal Faaliyetler" nedeniyle vermiş oldukları zararlar için HUMK'nun 573. maddesinde sayılan durumlarda 573-576. maddelerindeki hükümlere göre tazminat davası açılabileceği belirtilmiştir. Eldeki dava HUMK.nun 573 ve izleyen maddelerine dayandırılmıştır. Böyle bir dava için hakimin kasıtlı hareket etmiş olması ve verdiği kararın kanuna ve adalete aykırı bulunması, görevi savsaklaması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 3.Hukuk Dairesince;
( ... Davacı 6.6.2007 tarihli dava dilekçesinde; velayeti altında bulunan kızı Melis'e bağlanan nafakanın artırılması için Ankara 6. Aile Mahkemesinde açtığı 2005/1289 E sayılı dava sırasında, Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezince düzenlenmiş 20.06.2006 tarihli raporda vasi tayinine gerek olmadığı belirtildiği halde davalı hakimin karşı taraf vekilinin sunduğu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenmiş 07.07.1999 tarihli raporuna istinaden kendisine vasi tayin edilmesi için Sincan Sulh Hukuk Mahkemesinde 2006/886 E sayılı davayı açtırarak nafaka davasının uzamasına neden olduğunu, böylece yansızlık kuralının çiğnendiği ve kişilik haklarına saldırıldığını iddia ederek 20.000,00 YTL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevabında; müvekkilinin Ankara 6.Aile Mahkemesi Hakimi olarak görev yaptığını, bu davanın da aynı mahkemede baktığı 2005/1289 E sayılı dava nedeniyle açıldığını, dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce resen gözetilmesi gerektiğini, HUMK. 42/1 maddesindeki "taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine bir müşavir tayin edilmesi talep edilir ise hakim bu hususta karar verilinceye kadar mahkemeyi talik edebilir" hükmü uyarınca dosyanın davalısı tarafından bu yönde talepte bulunulması ve bu talebi destekler mahiyette rapor sunulmuş olması nedeniyle davacıya vasi tayini gerekip gerekmediğinin araştırılmasının yasa hükmü gereği zorunlu olduğunu, nafaka davasının vasi tayini davasının sonuçlanmasına kadar talik edilmesinin de yasada öngörülen prosedüre uygun olduğunu nafaka davasının müvekkilince sonuçlandırıldığını ve Yargıtay'ca onandığını, HUMK.nun 573. maddesinde sayılan hallerin olayda bulunmadığını, müvekkilinin yanlı olduğu iddiasının mesnetsiz olduğunu beyanla davanın reddini istemiş ve müvekkili için manevi tazminat isteminde bulunmamıştır.
Dava HUMK.nun 573. maddesine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Hakimlerin görevlerini yaparken "Yargısal Faaliyetler" nedeniyle vermiş oldukları zararlar için HUMK.nun 573. maddesinde sayılan durumlarda 573-576. maddelerindeki hükümlere göre tazminat davası açılabileceği belirtilmiştir. Eldeki dava HUMK.nun 573 ve izleyen maddelerine dayandırılmıştır. Böyle bir dava için hakimin kasıtlı hareket etmiş olması ve verdiği kararın kanuna ve adalete aykırı bulunması, görevi savsaklaması gerekir. Oysaki dava konusu olayda kast ve savsaklama sözkonusu olmayıp nafaka davasında davalı vekilinin talepte bulunması ve iddiasını Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenmiş sağlık raporuna dayandırması nedeniyle, dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olması ve mahkemelerce doğrudan doğruya ( resen ) göz önünde tutulması gerektiğinden, HUMK.nun 42. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesine yazı yazılması, davacının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılmasının istenmesi ve bu hususun bir ön mesele sayılarak nafaka davasının vasi tayini davasının sonuçlanmasına kadar ertelenmesi HUMK.nun 42/1 maddesi hükmü gereği olup olayda tazminat koşulları bulunmadığından davanın reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenler ve gerekçeler gözetildiğinde aşağıdaki hükmün kurulması yönünde sonuca varılmıştır.
Yukarıda yazılı bulunan gerekçelerle;
1- HUMK.nun 573. maddesinin koşulları oluşmadığından davanın REDDINE;
2- HUMK.nun 576/2. maddesi gereğince 160,00 YTL para cezasının davacıdan, alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3- Davalı vekili lehine takdir olunan 1.000,00 YTL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline,
4- Davanın reddi dolayısıyla alınması gereken 13.10 YTL red harcının peşin alınan 276,90 YTL'den mahsubu ile bakiye 263,80 YTL'nin istek halinde davacıya geri verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Kanun yolları açık olmak üzere 27.11.2007 tarihinde tarafların yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı... ); dair oybirliği ile verilen 27.11.2007 gün ve 2007/16635-17983 sayılı kararın Davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine kararın süresinde temyiz edildiğinin anlaşılmasından ve dosyadaki tüm kağıtların okunmasından sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin hükmüne yönelik temyiz itirazları incelendi:
Dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve Temyiz edenin sıfatına göre hakim lehine tazminata hükmedilmemesinin bozma nedeni yapılamamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile 3. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı ( 7,40 ) YTL.harcın temyiz edenden alınmasına, 27.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 11-03-2009, 00:46   #6
bürokrat

 
Varsayılan

Genel kurala göre hakimin mahkum olması için hakimin zarar verme kastının olması,hakimin memuriyet görevini ifa ederken ihmal ve terahi göstermesi(üşenme gevşeklik göstermesi) halinin ispatı gerekir.
Ancak HUMK 573/2 gereğince sorumlulukta yoruma açık olmayacak derecede bariz ve kesin olan kanun hükmüne aykırı karar verilmesi durumunda hakimin zarar verme kastı aranmamaktadır.Hakimin burada kasten hareket etmiş olması gerekmez.Çünkü kanuna aykırılık daha açıktır.
Mesela HUMK Md 416,417,421 hükümlerine aykırı olarak taraflardan birinin vekilini şahsen yargılama giderlerine mahkum eden hakim,avukata tazminat ödemeye mahkum edilmiştir.(Baki Kuru-Medeni Usul Hukuku 18.Bası)
Old 21-05-2009, 16:03   #7
halit pamuk

 
Varsayılan

Tasarıdaki Düzenleme:

Hâkimin Hukukî Sorumluluğu
Devletin sorumluluğu ve rücu
MADDE 51- (1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
(2) Zarara uğrayan kişi, hukukî yollara başvurmak suretiyle zararın doğmasını önleme imkânı bulunmasına rağmen bu yola gitmemiş ise tazminat talep edemez.
(3) Devlet, ödediği tazminat nedeniyle, sorumlu hâkime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.

Davaların açılacağı mahkeme
MADDE 52- (1) Devlet aleyhine açılan tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile, kanunen onlarla aynı konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda açılır ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülür. Yargıtay ilgili hukuk dairesinin tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; bu Kurulun ilk derece mahkemesi sıfatıyla tazminat davası sonucunda vermiş olduğu kararlara ilişkin temyiz incelemesi ise Yargıtay Büyük Genel Kurulunca yapılır.
(2) Devletin sorumlu hâkime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını karara bağlamış olan mahkemede görülür

Dava dilekçesi ve davanın ihbarı
MADDE 53- (1) Tazminat davası dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayanıldığı ve delilleri açıkça belirtilir; varsa belgeler de eklenir.
(2) Tazminat davasını inceleyecek mahkeme, belirtilen hususlarda eksiklik görürse, eksikliğin giderilmesi için süre vermeden dilekçenin reddine karar verir.
(3) Mahkeme, açılan tazminat davasını, ilgili hakime re’sen ihbar eder.

Davanın reddi hâlinde verilecek ceza
MADDE 54- (1) Dava esastan reddedilirse davacı, beşyüz Türk Lirasından beşbin Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına mahkûm edilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Usul Hukunda Dipnotlar:1- Hakimin Davaya Bakamaması Ve Hakimin Reddi halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 1 21-05-2009 16:08
hakimin hukuki sorumluluğu Av. Naif ŞAŞMA Meslektaşların Soruları 2 16-06-2008 12:32
Usul hukukunda ispat yükü,delil,ikrar... Hasan Bahadır Büyükavcı Hukuk Soruları 0 08-04-2007 20:43
Hekimlerin Hukukî Sorumluluğu Av. Levent Kıray Hasta Hakları Çalışma Grubu 6 20-02-2007 20:36
idarenin hukuki sorumluluğu Av. Caner Arıcı Meslektaşların Soruları 2 15-08-2006 16:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07581091 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.