|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
13-05-2007, 17:56 | #1 |
|
A.Ş'de çıplak payın haczi ve kıymet takdiri
Merhabalar;
İİK m. 94 (13.07.03'teki değişiklikten sonra), çıplak payın İİK m. 89'a göre haczedilemeyeceğine dair eline içtihatlar olanlar varsa ve iletebilirlerse çok sevinirim. Bir diğer sorum da A.Ş.'de haczedilen çıplak payların kıymet takdiri süresi 1 yıl mıdır, 2 yıl mıdır? Bu konu ile de ilgili içtihatlar varsa eğer çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler. |
13-05-2007, 18:53 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Sn. Eranıl,
Sorunuzdan anladığım kadarı ile İİK m. 94'e göre haczedilmesi gereken A.Ş. şirket payının İİK 89'a göre haczedilemeyeceğine ilişkin bir karar arıyorsunuz. Şirkete ortağın borcundan dolayı 89 gönderilmişse, bu anca ortağın kar payına ve şirketten olan (maaş vs. gibi) şahsi alacaklarına ilişkin olabilir. Şirket hissesinin haczi ise hisse senedi çıkartılmış veya çıkartılmamış olması durumuna göre iki türlü olabilir. Çıkartılmış ise bu hisse senedi aynen bir menkul mal gibi haciz ve muhafaza altına alınır. Çıkartılmamış ise şirket pay defterine haciz işlenmek suretiyle yapılır. Ancak bu 3. şahıs şirkete bizzat bildirilmekle şirket tarafından kendiliğinden de yapılabilir. Hatta yapılmalıdır. Bu talebin şirkete 89 ihbarnamesi mi yoksa 94'e göre yazılmış özel bir müzekkere ile mi bildirileceği hakkında ise bir netlik yoktur. Aslında bu biraz şekli bir detay olup, esasa ilişkin olarak sonuca etkili bir yanı yoktur. (89 ihbar ve itiraz sürelerinin 3. şahıs için bağlayıcılığı dışında) Önemli olan icra dairesinden gelen haciz emrinin 3. şahıs şirkete ulaşmasıdır. Bu anlamda böyle bir detaya ilişkin karar bulmak zordur. Ancak genel olarak süreci ve Kıymet Takdiri yapılması gereğine ilişkin bir karar aşağıdadır. Umarım işinize yarar.
|
13-05-2007, 19:07 | #3 |
|
Sayın Doğanel
Benim durum biraz karışık.Hisse senedi çıkarılmamış A.Ş haczi için önce 89/1 gönderiliyor.Sonra payın işlenmesi ve haciz yapıldığına dair müzekkere gönderiliyor.En son da 5 ay sonra fiilen mahallinde haciz yapılıyor ama pay defterine işleme yok.Bundan sonra bir bildirim,bir ihtarat yok.Şimdi hangi durumda haciz konulmuş olacak.3 ayrı tarih var bu 3 işlemde
|
14-05-2007, 09:49 | #4 |
|
Sn.Eranıl,
A.Ş.lerdeki çıplak payın 89/1 ile haczi mümkündür. Gönderilecek ihbarnamede, çıplak payın haczedildiği, bu durumun İİK 94 uyarınca pay defterine kaydedilmesi ihtarı ile ilerine payın senede bağlanması halinde , senedin ya da ilmuhaberin borçluya verilmeyip icra dairesine teslimi hususları yer alır. Bu durumda, haciz, 89/1 ile gerçekleşmiş olur, pay defterine kaydetmeme, A.Ş. yetkilisi bakımından cezai sorumluluk doğurur, yoksa haczin gerçekleşme anına bir etkisi yoktur. Bu nedenle, somut olayınızda haczin gerçekleşme tarihi tektir: 89/1 in tebliği tarihi. Saygılar. |
19-11-2007, 14:06 | #5 |
|
A.Ş. de haczedilen hissesinin satışına esas olmak üzere kıymet takdiri yaptırılacak. Bu kıymet takdir talebinin içeriğinde özellikli birşeyler yazması gereklimi? Yoksa sadece "haczedilen hissenin haciz tarihi itibariyle piyasadaki gerçek değerinin" tespiti demek yeterlimi acaba?
|
19-11-2007, 14:28 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Bildiğim kadarıyla bir özelliği yoktur. Hisse senetleri borsada kote edilmişse borsadan sorulmasına; kote edilmemişse bilirkişi marifetiyle değerinin tespit edilmesine, karar verilmesi talep olunabilir. Saygılarımla |
19-11-2007, 14:42 | #7 |
|
kıymet takdiriyle satışı aynı anda isteyebilirmiyim acaba ? bu konuda talimat alıcam da?
|
20-11-2007, 14:50 | #8 |
|
Sayın Gediz Eranıl ,
Aşağıda Av.Talih Uyar dan alınmış bulunan alıntılar sorunuza cevap olacaktır. 1- Anonim şirket hisselerinin haczi: Bu şirketlerde -az önce belirttiğimiz gibi- borçlunun ortağı bulunduğu anonim şirkette hisse (pay) senedi veya ilmuhaber çıkarılmışsa, bunlar «fiilen el konularak» haciz edilebilir ve icra dairesi tarafından muhafaza edilir (İİK. mad. 88/I). Buna karşın, borçlunun ortağı bulunduğu anonim şirkette hisse (pay) senedi ya da ilmuhaber çıkarılmamışsa, borçlunun bu hissesine (payına) çıplak pay denilir ve bu pay borçlu tarafından başkalarına devredilebileceği, rehnedilebileceği gibi, borçlunun alacaklıları tarafından da haciz edilebilir. İİK. mad. 94/I’de değişiklik yapılmadan önce, borçlunun anonim şirketteki payı -hem anonim şirkete gidilip, “şirkette haciz tutanağı düzenlenerek”- İİK. 94/I’e göre ve hem de -şirkete «haciz ihbarnamesi» gönderilerek- İİK. mad. 89’a göre haciz edilebiliyordu.(5) (6) İİK. mad. 94/I’de -«uygulamada çıkan tereddütleri gidermek amacıyla(7)»- 4949 sayılı Kanun ile -13.7.2003 tarihinde- değişiklik yapıldıktan sonra artık «çıplak pay»ın İİK. mad. 89’a göre şirkete «haciz ihbarnamesi» gönderilerek haciz edilememesi(8) ve icra müdürünün (yardımcısının) bizzat anonim şirkete giderek haciz işlemini pay defterine işlenmek suretiyle gerçekleştirmesi gerekir.(9) (5) Bknz: 12. HD. 18.3.2002 T. 4513/5419; «Şikayetçi 3. kişi olan şirkete İİK’nun 89/1. maddesine göre çıkarılan haciz ihbarnamesinde «borçluların nezdinde mevcut her türlü hak ve alacakları ile borçlunun şirketiniz nezdindeki hisse senedine bağlanmamış hisselerinin dosyamız alacağı için haczine» yazılı olduğu ihbarname içeriğinden borçluların hisse senedine bağlanmamış hisseleri için haciz ihbarnamesinin gönderildiği anlaşılmaktadır. Anonim şirketinin hisse senedine dönüşmeyen payı çıplak pay halindedir. Dairemizin uygulamalarına göre çıplak payın İİK’nun 94. maddesi uyarınca şirket pay defterine işlenmesi veya 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle haczi mümkündür. Bu nedenle takip alacaklısının borçluların ortağı oldukları şikayetçi 3. kişiye 89/1 haciz ihbarnamesi göndermesinde bir usulsüzlük bulunmadığından, mercice şikayetin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir.» – 18.3.2002 T. 4491/5437: «Çıkarılmamış hisse senetleri için 89/1. haciz ihbarnamesinin geçerli olacağına, merci kararının çıkarılmış hisse senetlerine ilişkin olması nedeniyle, 89/1. haciz ihbarındaki ibarenin iptalinin doğru bulunmasına ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun merci kararının İİK’nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA)...» – 1.11.2000 T. 15261/16351: «Anonim Şirketin hisse senedi çıkarılmış ise İİK’nun 88. maddesine göre haciz yapılır. Hisse senedi çıkarılmamış olması halinde çıplak paylarının İİK’nun 89/1 ihbarı tebliği sureti ile haczi mümkündür. 89/1 haciz ihbarına karşı icra müdürlüğüne itiraz edildiğinde bu madde prosedürü gereğince icra müdürlüğünce işlem yapılacağı tabiidir. «89/1 ihbarı çıkarılamayacağı» yolunda merciye yapılan şikayetin reddine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü isabetsizdir.» – 12.5.2000 T. 6490/7804: «İİK’nun 89. maddesinde «...alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun 3. şahıs elindeki menkul bir malının haczedilebileceği...» öngörülmüştür. Şikayetin, 3. kişi şirket nezdindeki çıkarılmamış hisse senetleri, sözü edilen maddedeki hak kapsamına girdiğinden, 89/1 ihbarı çıkarılmasına engel bir durum yoktur. İİK’nun 94. maddesi uyarınca icra müdürü tarafından yapılacak ihbar keyfiyeti de aynı sonucu doğurur. Bu nedenle 3. kişiye çıkarılan 89/1 ihbarında bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetin tümden reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabulü isabetsizdir.» (6) Yüksek mahkeme; İİK. mad. 94/I’de, 4949 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önceki dönemde vermiş olduğu bir kararda (4.6.1996 T. 5671/1691) «... Pay senedi çıkarılmaması halinde A.Ş. hissesinin İİK. 94 gereğince haczedilmesi mümkündür. ... Şirket ortakları pay defterine haciz şerhi vermek suretiyle haczin gerçekleştirildiği de kabul edilemez...» demiş, karar düzeltme istemi üzerine -oyçokluğu ile- vermiş olduğu 20.11.1996 T. 12450/14776 sayılı kararında da «... Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun 3. kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İİK’nun 94. maddesi gereğince icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle haciz işlemi yapılabilir...» şeklinde içtihatta bulunmuştur (Bu içtihatların tam metni için bknz: Manisa Bar. D. Nisan/1997, S: 61, s: 35 vd.) Yüksek mahkemenin bu görüşü doktrinde (KARAYALÇIN, Y. Anonim Şirketlerde Çıplak Payın Haczedilmesi ve Paraya Çevrilmesi «Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, XVI, 1999, s: 155 vd.») eleştiri konusu olmuştur... (7) Bknz: 4949 sayılı Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi (8) Karş: KURU, B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004, s: 394; 404(9) Bknz: 12. HD. 8.3.2005 T. 351/4722; 12.4.2004 T. 4818/8934 2- Borçluya ait anonim şirketteki hissesi menkul mal hükmündedir. Yine İİK MADDE 128/a /3 Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez 3- Baki Kuru Hocamız Çıplak hissenin 89/1 ihbarnamesi ile de haczedilebileceğini belirtmektedir. Bu mümkün ise Haciz konulma anı İcra Müdürünün karar verdiği an haciz tarihidir. Çünkü - İİK. mad. 89’a göre, borçlunun üçüncü kişideki alacakları, talep hakları yahut taşınır malları, icra memurunun haciz iradesini açıklaması ile haczedilmiş olur. Ayrıca üçüncü kişiye durumun bildirilmesi (ihbarı), haczin tamamlanmasında rol oynamaz. Bu bildirim, yasanın öngördüğü bir «koruma (muhafaza) tedbiri»dir. : HGK. 1.12.1999 T. 12-1003/11017; 12. HD. 7.4.1999 T. 3833/4357 Yok eğer 89/1 ihbarı ile haczi mümkün değil ise, haciz konulma anı İİK 94 maddede belirtildiği gibi tebliğ tarihidir.. . Saygılarımı sunarım. Av.Erdal Dülgar |
16-05-2008, 10:04 | #9 |
|
AŞ de haczedilen hissenin kıymet takdirini yapmak için bilirkişi tayin edildi. Ancak bilirkişinin inceleme yapabilmesi için tisari defterleri şirket sunmuyor. Vergi dairesinde son bilanço icra kanalıyla istendi ancak vergilerin şahsiliği ilkesi gereği ancak bir mahkeme kararı olursa verebiliriz yanıtı alındı. Kıymet takdirini yaptıramıyoruz. Bu durumda bir yaptırım varmı ki şirket defterlerini sunmaya zorlayabilelim? ya da icra mahkemesinden şirketin bilançosunun vergi dairesinden istenebileceğine ilişkin bir karar aldırabilirmiyiz?
|
01-10-2013, 22:42 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
sevgili meslektaşım aynı sorunla ben de mücadele ediyorum. şirket defterleri ibraz etmedi. şirket hakkında suç duyurusunda bulundum ama savcı kabahat kapsamında olduğunu belirterek (ki ben savcıyla aynı düşüncede değilim) kabahatler bürosuna sevk etti dosyayı, muhtemelen onlar cüzi ve caydırıcı olmayan bir idari para cezası verecek. Bir yandan dediğiniz gibi vergi dairesi de bilanço gibi taleplerimizi mahkeme kararı isteyerek reddett. siz yıllar önce yaşadığınız bu sorunu nasıl aştınız? yardımcı olursanız çok sevinirim. |
02-10-2013, 11:10 | #11 |
|
Ben benzer bir olayda A.Ş.e ortağın kar payı ve aynı zamanda ücretli çalıştığı için diğer hak ve alacakarı için 89/1 hiciz ihbarnamesi gönderdim. A.Ş. vekili aracalığı ile borçlunun kendilerinden hak ve alaakları olmadığnı beyan etti. (borçlu aynı zamanda şirketin hem ortağı hem de Yönetim Kurulu üyesi) Gerçeğe aykırı beyandan İcra Cezaya şikayet ettim. İcra Ceza Mahkemesi beyanı asil değil avukat vermiştir. O yüzden ceza verilemez dedi.
Bu defa İİK 94. maddeye göre haciz için A.Ş. ne tebilgat çıkarıp, aynı zamanda Ticaret siciline de yazı yazdırdım. Şirketten bir cevap yok. Tebligat muhtara yapılmış görünüyor... Bu tür durumlarda sonçu almak ne kadar zor. Sanki yasalar ve mahkemeler borçluları korumak için çıkartılıyor... Borçlu trilyonluk ihale alan bir şirketin ortağı ve Yönetim Kurulu üyesi ama ben alacağımı tahsil edemiyorum... Tüm mal varlıkları şirket üzerine... Alalcakta daha fazla masraf yapmak lazım ki A.Ş. hisse haciz ve satışları yapılabilsin... |
26-01-2015, 13:57 | #12 |
|
Ben benzer bir durumda haczi uygulayuıp kıymet takdirini yaptırdım borçlu hisselerinin ancak bu seferde şirket yönetimi ve bir başka hisse dar bu kıymet takdirine itiraz ettiler. şimdi bu kişilerin hisselerine ilişkin bir tasarruf yok iken bu kişilerin bu kıymet takdirine itiraz hakları var mıdır ?
|
06-04-2016, 13:55 | #13 |
|
anonim şirkette çıplak payın haczine ilişkin yargıtay kararı
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi
Esas: 2013/16016 Karar: 2013/23512 ... Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda; 3.kişi ..... Dış Tic. AŞ.'de bulunan hisse haczinin usule uygun yapılmadığını bu nedenle geçersiz haciz işlemine dayanarak kıymet takdiri yapılması, bilanço ve ticari defterlerin ibrazı yönünde 3.şahıs ....... San ve Dış. Tic. AŞ'ne muhtıra gönderilmesinin usulsüz olduğunu belirterek şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Borçlunun şikayeti bu haliyle; hisse haczinin yasaya aykırı olduğu nedeniyle haczin geçersiz olduğuna ilişkindir. Anonim şirketlerde hisse senedi çıkarılması zorunluluğu yoktur. Hisse senedi çıkarılmış ise, bunlar İcra İflas Kanunu'nun menkul mallarla ilgili haciz ve muhafaza hükümlerini düzenleyen 88.maddesi uyarınca icra müdürlüğünce haczedilebilir ve muhafaza altına alınır. Hisse senedi çıkarılmamış ise, borçlunun üçüncü kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları İİK.nun 94.maddesi gereğince şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilir. Borçlunun hissesinin haczedildiğinin tebliği üzerine, anonim şirketçe, haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunlu olmakla birlikte, haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Öte yandan icra müdürü mahalline (şirket merkezine) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek suretiyle ve bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabilir. Bu durumda da, haczin şirkete tebliğ edildiği tarih haciz tarihi sayılır. Anonim ve hisseli komandit şirketlerin henüz kıymetli evrak niteliğinde senede bağlanmamış hisselerinin haczinde İİK.nun 94.maddesi doğrultusunda yapılan tebliğden sonra şirket idaresi itirazda bulunmamış veya itiraz reddedilmiş ise hisselerin borçlu adına ve hesabına şirket nezdinde ve mamelekinde bulunduğu kesinleşir. Bu durumda mahkemece şirket hisse haczinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı yönünde İİK 88 ve İİK 94.maddeleri uyarınca araştırma yaparak oluşacak sonuca göre karar vermesi gerekirken, yazılı gerekçe ile muhtıranın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/06/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
06-04-2016, 13:58 | #14 |
|
şirketin ticari defterlerini ibraz etmemesi
Sayın Av. Özge Teke, karşılaştığınız sorunu aşabildiniz mi?
|
06-04-2016, 14:11 | #15 |
|
6102 Sayılı TK'dan sonra limited şirkette pay haczi
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/7955 K. 2013/17423 T. 7.5.2013 6762 Sayılı TTK'nun 145.maddesine göre, limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, şirket devam ettiği sürece haklarını borçlu şirket ortağının şahsi mallarından, şirket bilançosu gereği o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholunmuş ise tasfiye payından alabilir. 6762 Sayılı TTK'nun 522 ve 523. maddelerinde limited şirketlerde cebri icraya dair koşullar düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler karşısında limited şirketlerde ortağın şahsi borcundan dolayı, ortaklık payının doğrudan haczi mümkün olmayıp, sadece ortağın kar payı, masraf ve avans alacağı veya tasfiye halinde, tasfiye bakiyesine katılma hakkı haczedilebilir. 6762 Sayılı TTK'nun 522. maddesinde alacaklıya tanınan borçlu ortağın limited şirketteki hissesini haciz hakkı, satış isteme hakkından yoksundur. Zira, limited şirketlerde pay kural olarak bölünmez. Ancak, bunun istisnası devir veya miras yolu ile intikalde mümkün olup, pay önce bölünür, sonra devir veya intikal edilir. Ayrıca pay kavramı ortaklık hak ve yükümlülüklerinin tamamını ifade eder. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 133. maddesi 6762 Sayılı TTK'nun 145. maddesinden farklı bir düzenlemeye yer vermiştir. Bu düzenlemeye göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kar veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara dair hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir. Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir. Yapılan bu değişiklik sonucu, sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına, 6762 Sayılı TTK'nun 145.maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Sözkonusu değişiklik madde gerekçesinde; "6762 Sayılı kanundaki sermayesi paylara bölünmüş şirketlerle anonim şirketlere ve hisse senetlerine özgülenmiş bulunan 2. fıkra "sermaye şirketleri" ibaresi kullanılarak limited şirketleri ve senede bağlanmamış payları da kapsayacak tarzda genişletilmiştir. Haczedilecek ve paraya çevrilecek payın anonim, limited ve paylı komandit şirkete ait bulunması veya senede bağlanmış olup olmaması, herhangi bir hüküm farkı yaratmaz."şeklinde açıklanmıştır. Madde gerekçesinin devamında da belirtildiği üzere, hükmün diğer bir yeniliği, haczin ve paraya çevrilmenin hangi hükümlere göre yapılabileceğinin açıklığa kavuşturulmasıdır. 6102 Sayılı TTK'nun 133/2.maddesi gereğince, limited şirketlerde borçlu ortağın payı İcra İflas Kanununun taşınırlara dair hükümlerine göre haczedilecektir. Bu durumda, icra müdürlüğü, alacaklı tarafından borçlunun üçüncü kişi limited şirketteki hissesinin haczi istendiğinde, borçlunun hisse haklan şirkete haciz yazısı tebliğ olunarak haczedilebileceği gibi icra memuru mahalline ( şirket merkezine ) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek çıplak pay haczini yapabilir. Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus da şudur: 6102 Sayılı TTK'nun 593/2.maddesinde getirilen bir diğer yenilikle limited şirketlerde, esas sermaye payının, ispat aracı olan bir senede veya nama yazılı senede bağlanabilmesine imkan tanınmıştır. Madde gerekçesinde, esas sermaye payını içeren nama yazılı senet çıkarılmasının, paya devir ve dolayısıyla dolaşım kolaylığı sağlamayacağı, 595 vd. hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiş ve bu olanağın, limited şirket esas sermaye payını, anonim şirket payına dönüştürmeyeceği ve yaklaştırmayacağı, sadece ispatı ile gereğinde -limited şirkete dair hükümler çerçevesinde- payın devrinde bazı kolaylıklar sağlayabileceği belirtilmiştir. O halde, limited şirketlerde pay senetleri birer ispat vasıtası niteliğinde olup, pay senedinin teslimi ile ortaklık hakkı devir ve temlik edilemez ve yine aynı sebeple bu haklar üzerine rehin ve haciz konulamaz. Pay senetlerinin kazanılması ile sermaye payı devralınmış olmaz. Esas sermaye payının devredilebilmesi 6102 Sayılı TTK'nun 595 ve 596.maddesi hükümleri şartlarında mümkündür. Buna göre pay senedinin teslimi ortaklık hakkının devrini sağlamadığından, pay senedinin haczedilmesi borçlunun, limited şirketteki ortaklık payının haczedildiği sonucunu doğurmaz. Yukarıda da belirtildiği üzere, ortaklık payı, limited şirkete haciz yazısının tebliği ile haczedilebileceği gibi icra memurunun mahalline ( şirket merkezine ) bizzat giderek, haczi şirkete tebliğ etmek ve pay defterine işlenmesini sağlamak suretiyle bu hususu tutanakla tespit ederek pay haczini yapması mümkündür. Yapılan bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olaya gelince; Alacaklı tarafından 25.07.2012 tarihinde borçlunun ... Ltd. Şti firmasındaki hisselerinin haczi için Adana Ticaret Sicil memurluğuna haciz müzekkeresi yazılması talep edilmiş, ticaret sicil memurluğu haczin sicil kayıtlarına tescil edildiğini bildirmiştir. Ayrıca üçüncü kişi şirkete 03.08.2012 tarihli 1. haciz ihbarnamesi ile 28.08.2012 tarihli haciz müzekkeresinin gönderildiği görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere haciz tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK'nun 133/2.maddesi gereğince, borçlunun limited şirketteki ortaklık payının haczi mümkün olup, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yatak odasında yarı çıplak yakalama zina | Y£LİZ | Hukuk Haberleri | 0 | 12-03-2007 08:58 |
acil/iş sözleşmesinin feshi ve kıdem sorunu/ acil | avenginakbaba | Meslektaşların Soruları | 5 | 18-01-2007 09:46 |
Mirasta payın sorumluluğu. | Dolphin | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 14-03-2006 13:26 |
Mesajlarin Kurallara Aykırılığının Takdiri.. | Av.Mehmet Saim Dikici | Site Hakkında Yazışmalar [Arşiv] | 3 | 23-09-2004 08:34 |
Bir Gün Çıplak ... | Av. Hulusi Metin | Site Lokali | 3 | 02-05-2002 14:19 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |