Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

usülsüz tebligat ve izlenmesi gereken yol hakkında bir sorum var.

Yanıt
Old 28-09-2009, 08:08   #1
av.egemen

 
Varsayılan usülsüz tebligat ve izlenmesi gereken yol hakkında bir sorum var.

Sayın meslektaşlarım merhaba! Evli bir çift anlaşmalı olarak boşanıyor. Anlaşma protoklünde davalı koca, bayana protokol gereği tapulu evini devrediyor.

Bir kaç yıl sonra ise, bu ev işinden hiç bahsetmeden elden 50.000,00 TL borç para verdiğini söyleyerek ilamsız takip yapıyor. Tebligat ise müvekkilimin şu anda evlilik sırasında eşiyle birlikte oturduğu eve yapılıyor. Ardından da tapuya haciz konuluyor. Müvekkilim ise alacaklı vekilinin telefonu ile durumu 24.09.2009 da öğreniyor. Ancak borlçu şu an başka bir ilde oturuyor, yani tebligat yapılan adreste değil. Başka ilde olduğuna ilişkin kira sözleşmeleri, bankadan yapılan işlemler gibi pek çok belge var.

Şimdi icra mahkmesine usülsüz tebligat ile ilgili olarak dava açıcaz ancak;

Bu davada sadece tebligat tarihinin düzeltilmesini mi talep edicez yoksa ayrıca borca itirazlarımızı da bildiricez?
Ayrıca icra dosyasına davayla birlikte itirazda da bulunmamız gerekiyor mu?
Old 28-09-2009, 13:43   #2
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Doğrudan İcra Mahkemesine süresi içinde "Gecikmiş İtiraz"da bulunacaksınız. (İİK 65) İtiraz dilekçenize itiraz süresini usulsüz tebligat nedeniyle kaçırdığınıza ilişkin tüm delillerinizi eklemeniz gerekir.
Açacağınız dava "Gecikmiş itiraz" olduğuna göre sadece tebligata değil borca da itirazınızı bildireceksiniz. Yani daha önce icra dairesine yapmanız gereken itirazı bu kez mahkemede yapacaksınız.
Old 28-09-2009, 13:45   #3
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Eklemeyi unuttum: Bu aşamada icra dairesine herhangi bir beyanda ya da itirazda bulunmanız hiçbir sonuç doğurmaz. Olsa olsa alacaklı tarafı bilgilendirmeye yarar.
Old 28-09-2009, 15:18   #4
selcukcete

 
Varsayılan Usule aykırı olarak yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesi

Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olarak yapılan tebligat geçersiz değildir.Ancak tebliğe muttali olan tarafın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi sayılır.Sizin olayınızda borçlu hakkında ilamsız takiplere mahsus düzenlenmiş ödeme emri borçlu sanki o adreste ikamet ediyormuşçasına tebliğe verilmiştir.İzlenecek yol İcra Müdürlüğüne borca,yetikiye itirazdabulunmanız,İcra Müdürlüğünce itiraz süresinde yapılmadığından ve takipte kesinleşmiş bulunduğundan Reddine karar vereceği için İcra Hukuk Mahkemesine usülsüz olarak yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayette bulunmanız,şikayetiniz kabul edildiğinde itirazınız kabul edileceğinden takip duracaktır.Saygılarımla
Old 28-09-2009, 15:27   #5
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Sayın Selçukçete'nin cevabı doğrultusunda hem icra mahkemesine tebligat Kanununun 32.maddesine dayanarak tebliğin ususüzlüğünden bahisle ve tebligattan haberdar olduğunuz tarihin tebliğ tarihi olarak tespiti amacıyla başvuracak ve hem de icra mahkemesinde öğrenme tarihi olarak tespitini istediğiniz beyan ettiğiniz tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra dosyasına itirazlarınızı sunacaksınız.
Özellikle ikincinin yapılmaması halinde, icra mahkemesi lehinize bile karar verse bir tespit kararından ibaret olacağından tek başına sonuç doğurmayacak ve 7 gün geçtiğinde takip kesinleşecektir.
Old 28-09-2009, 15:39   #6
av.egemen

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım yanıtlar için çok teşekkür ederim.Yardımlarınız için teşekküler, iyi çalışmalar diliyorum..
Old 29-09-2009, 12:58   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. cafer özkan
Doğrudan İcra Mahkemesine süresi içinde "Gecikmiş İtiraz"da bulunacaksınız. (İİK 65) İtiraz dilekçenize itiraz süresini usulsüz tebligat nedeniyle kaçırdığınıza ilişkin tüm delillerinizi eklemeniz gerekir.
Açacağınız dava "Gecikmiş itiraz" olduğuna göre sadece tebligata değil borca da itirazınızı bildireceksiniz. Yani daha önce icra dairesine yapmanız gereken itirazı bu kez mahkemede yapacaksınız.

Sayın Özkan,

Bilgilendirmeniz tamamen yanlış.

Gecikmiş itiraz, sadece 65. maddede sayılan şartlarda kullanılabilecek bir imkandır.

Yapılması gereken, diğer meslektaşların belirttiği gibi, usulsüz tebliğ iddiası ile tebliğ tarihini şikayet yolu ile değiştirtmek ve bu yeni tarihe göre de 7 günü kaçırmamak üzere icra dosyasına itiraz etmektir.

Usulsüz tebliğ - gecikmiş itiraz hakında doyurucu bir HGK kararını aşağıya aktarıyorum.

Selam ve saygılarımla...


T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1991/12-258

K. 1991/344

T. 5.6.1991

• GECİKMİŞ İTİRAZ ( İbarenin Usulsüz Tebligat İtirazında Kullanılması )

• TEBLİGATA ITTILA ( İçine Serbestçe Girilemeyen Yerdeki Muhatap )

• USULSÜZ TEBLİGAT ( İçine Serbestçe Girilemeyen Yerdeki Muhatap )

• ÖDEME EMRİ TEBLİĞİNİN USULSÜZLÜĞÜ ( Ittıla Tarihinin Kabul Edilmesi )

2004/m.65

7201/m.32

ÖZET : Borçlu vekili, tebligata ıttıla üzerine, tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet etmekle kalmamış, icra müdürlüğüne başvurarak seçilen takip şekline göre yasal süre içinde ve doğru mercie borca itirazlarını da bildirmiştir.
Bu durumda, Özel Daire bozma kararında da değinildiği üzere, mahkemece 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine göre işlem yapılmalı, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü dolayısıyla borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğu vurgulanmalı ve böylece borca itirazın süresinde olduğu sonucuna varılmalıdır.
Bu itibarla, mahkemece açıklanan şekil ve kapsamda bir uygulama yapılmadan, 7201 sayılı Kanunun 18. maddesine yanlış anlam verilerek, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının, geçerli sayılması ve olayda tatbik yeri bulunmayan İİK.nun 65. maddesindeki gecikmiş itirazın, süresinde olmadığından bahisle istemin reddi yönüne gidilmesi doğru değildir.
Taraflar arasındaki "itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Ankara ikinci İcra Hakimliği )nce itirazın reddine dair verilen 22.2.1990 gün ve 1336-172 sayılı kararın incelenmesi davacı ( borçlu ) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi'nin 8.11.1990 gün ve 4082-11275 sayılı ilamıyla; ( ..Dava dilekçesi tümüyle nazara alındığından gecikmiş itiraza ait olmayıp Tebligat Kanununun 32. maddesine dayalı tebligatın usulsüzlüğünü ve bu nedenle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olduğu düşünülmeden gecikmiş itiraz olarak kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davacı ( Borçlu ) vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesinde, "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur" hükmüne yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olur. Bunun için muhatabın, tebliği öğrendiğini beyan etmesi ve tebliğden yeni haberdar olduğunu bildirerek, tebliğin usulsüzlüğünü şikayet etmesi gerekir. Bu durumda tebliğ tarihi, muhatabın bildirdiği "öğrenme tarihi"dir.

Genellikle İİK.nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itiraz ile, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi hükmünce usulsüz tebliğ nedenine dayalı şikayetler karıştırılmaktadır. Gecikmiş itirazda, tebligat usulüne uygun olarak yapılmış olup, muhatabı bir engel nedeniyle süresi içinde itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunacak kişi, mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde Tetkik Merciine bildirmek zorundadır. Merci Hakimi gecikmiş itiraz nedenlerini ve belgelerini inceleyerek, sonucuna göre bir karar verecektir. İİK.nun 65. maddesine göre hakim, "gecikme sebebinin mahiyetine" ve "hadisenin özelliklerine" göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celsede alacaklı, itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu taktirde tetkikata devam olunarak Merci Hakimliğince gerekli karar verilir.

Usulsüz tebligatla ilgili 7201 sayılı Kanunun 32. maddesinin tatbikinde ise, İİK.nun 65. maddesinden farklı olarak tebligat, "usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü Tetkik Mercii önüne getirmesi gereklidir. Ayrıca, işin önemli yönü, yine öğrenme tarihinden itibaren kanuni süresi içinde, alacaklının seçtiği takip şekline göre, borçlu ait olduğu mercie itirazlarını da bildirmek zorundadır. Aksi halde takip kesinleşir. Bir başka deyişle, tebligatın usulsüzlüğünün şikayet edilmesi, itiraz süresinin işlemesini durdurmaz.

Tetkik konusu olayda, borçlu vekilinin dava dilekçesinde “gecikmiş itiraz” deyimini kullanması sonuca etkili değildir.Zira, HUMK.nun 76. maddesi gereğince hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tesbiti hakimin görevine giren bir konudur. Kaldı ki, dilekçede, borçlu vekili usulsüz tebligat nedeniyle şikayette bulunduğunu da bildirmiştir.

Meselenin bu açıklamalar İşığında çözümü için öncelikle, borçluya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin saptanması gereklidir. Yapılan inceleme de borçlu ( P.A.R.j adına ve “…...... Amerikan Üssü, HHD, 528. USAAG APO, 09380-İstanbul” adresine gönderilen, ilamsız takiplerle ilgili genel haciz yoluna ait örnek-49 numaralı ödeme emrinin, “Tercüman Asteğmen ( H.A. )” imzasına tebliğ edildiği görülmüştür. Mahkemece, bu tebligat işleminin usulüne uygun bulunduğu ifade edilirken, 7201 sayılı Kanununun 17 ve 18., Tebligat Tüzüğünün 23 ve 24. maddeleri dayanak gösterilmiştir. Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlere, tebligatın nasıl yapılacağını düzenleyen 17. maddenin olayda uygulama yeri yoktur.
“Tebliğ yapılacak şahsın… içine serbestçe girilemeyen… bir yerde bulunması” halinde 7201 sayılı Kanunun 18. maddesine göre tebliğin yapılmasını o yeri “idare eden” veya “muhatabın bulunduğu kısmın amiri” temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ kendilerine yapılır. Borçlunun “…........ Amerikan Üssü” şeklinde belirtilen adresinin, 7201 sayılı Kanunun 18. Maddesinde sözü edilen ( içine serbestçe girilemeyen ) yerlerden olduğu açıktır. Bu durumda, olayda direnme kararında yer verilen 18. maddenin uygulanması gerekir ise de; mahkemece borçlu adına “Tercüman Asteğmen ( H.A. )’ya yapılan tebliğ işleminin sözü edilen maddeye yanlış anlam verilerek geçerli sayılması doğru bulunmamıştır. Zira, tercüman asteğmen, borçlunun tebligat adresi olarak bildirilen ….......... Amerikan Üssü’nde 7201 sayılı Kanunun 18. maddesinde yazılı “o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri” olduğu kanıtlanmış bir kişi değildir. O halde, muhatap adına bu şahsa yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekir. Böyle olunca uyuşmazlığın, İİK.nun 65. maddesinde yer alan gecikmiş itiraz kurallarına göre değil, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesine göre ve usulsüz tebligatla ilgili yukarıda açıklanan prosedüre göre çözülmesi gerekir.
Nitekim, borçlu vekili, tebligata ıttıla üzerine, tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet etmekle kalmamış, icra müdürlüğüne başvurarak seçilen takip şekline göre yasal süre içinde ve doğru mercie borca itirazlarını da bildirmiştir.
Bu durumda, Özel Daire bozma kararında da değinildiği üzere, mahkemece 7201 sayılı Kanunun 32. maddesine göre işlem yapılmalı, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğünü dolayısıyla borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak beyan ettiği tarihi, ödeme emrinin tebliğ tarihi olduğu vurgulanmalı ve böylece borca itirazın süresinde olduğu sonucuna varılmalıdır.
Bu itibarla, mahkemece açıklanan şekil ve kapsamda bir uygulama yapılmadan, 7201 sayılı Kanunun 18. maddesine yanlış anlam verilerek, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebligatının, geçerli sayılması ve olayda tatbik yeri bulunmayan İİK.nun 65. maddesindeki gecikmiş itirazın, süresinde olmadığından bahisle istemin reddi yönüne gidilmesi doğru değildir. O halde usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı ( borçlu ) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK.nun 429. maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 5.6.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 29-09-2009, 13:07   #8
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Hata benden kaynaklanıyor. Meslektaşımızın, "eşiyle birlike oturduğu eve tebligat yapılmış" ifadesinden sanki şimdiki eşiyle oturduğu ev anlamı çıkıyor. O zaman pek usulsüz tebligat gibi görünmüyor. O tarihte başka yerde olması ancak gecikmiş itiraz hakkı veriyor. Ancak verilen cevaplardan sonra soruyu yeniden inceledim. Arkadaşımızın "eşiyle" derken eski eşini kastettiğini anladım.Yani arkadaşımızın "eski eşi" yerine "eşi" yazması beni yanılttı. Tebii ki bu durumda usulsüz tebligat söz konusu.
Old 29-09-2009, 13:13   #9
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Meslektaşımızın ifadesi: "Tebligat ise müvekkilimin şu anda evlilik sırasında eşiyle birlikte oturduğu eve yapılıyor."
Old 09-03-2012, 12:07   #10
Av.Leyla Korkmaz

 
Varsayılan

(İİK 65) İtiraz dilekçenize itiraz süresini usulsüz tebligat nedeniyle kaçırdığınıza ilişkin tüm delillerinizi eklemeniz gerekir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
35'e göre tebligat hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 5 15-07-2008 16:22
Kamu İhale Kurulu'nun ihalenin iptaline ilişkin kararı hakkında sorum olacak a.lawyer Meslektaşların Soruları 2 03-01-2008 12:20
Yurt dışına tebligat hakkında bir soru! av.egemen Meslektaşların Soruları 10 15-07-2007 15:32
kameralarla kamu kuruluşlarının izlenmesi özel hayatın gizliliği ihlali midir? emergency_2019 Hukuk Soruları Arşivi 6 06-11-2006 21:30
Usülsüz Tebligat Ve Sonuçları kursatbayram Hukuk Soruları Arşivi 1 04-03-2002 21:21


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04661489 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.