Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Muris muvazası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında dava arkadaşlığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 02-10-2017, 17:35   #1
erdincdulger

 
Varsayılan Muris muvazası nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında dava arkadaşlığı

İyi günler herkese,
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davamızda müvekkillerden 3 mirasçı davacı 1 mirasçı davalı ve bunlar dışında 2 mirasçı dava bulunmakta.

Mahkeme tensip zaptında diğer mirasçıların olurlarının alınması için süre verdi.

Soru: Davalı 3. kişi değil de mirasçı olduğu için ihtiyari dava arkadaşlığı olması gerekmiyor mu?Mahkeme neden diğer mirasçıların olurlarını istemiş olabilir?

Konuyla ilgili yargıtay kararı varsa paylaşırsanız çok sevinirim.

Teşekürler...
Old 02-10-2017, 21:35   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Davalı tapusunun muris muvazaası nedeniyle iptali ile terekeye iadesi (veya eski hale getirilmesi , muris adına tescili, mirasçılar adına payları oranında tescili gibi) talepde bulunulmuş ise elbirliği mülkiyetinde davanın tüm mirasçılar tarafından açılması yada biri veya birkaçı tarafından açıldığında dava ret edilemeyip diğer mirasçıların muvafakatinin alınması ,alınamıyorsa terekeye temsilci atanması suretiyle eksiklik giderilmesi gerekir. Burada mirasçıların dava hakkı miras bırakanın halefi sıfatına dayanmaktadır.

Buna karşın mirasçılardan biri veya birkaçı payı oranında iptal ve tescil talep etmesi halinde , burada davacı mirasçının halefiyet esasına göre değil bizzat mirasçının kendine ait hakka dayandığı benimsenerek tek başına muris muvazaasına dayalı iptal ve tescil davası açabileceğini kabul edilmektedir.

Ayrıca BKN:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=18954 'deki yazımız

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/7325
K. 2016/6277
T. 24.5.2016

DAVA : Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın usulden reddine dair olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
KARAR : Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup; davacılar ve birleştirilen davanın davacıları miras payları oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece, davalının üçüncü kişi konumunda olduğu, dava dışı başka mirasçıların da bulunduğu, miras payı oranında taleple açılan davanın dinlenemiyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi ( mevsuf-vasıflı ) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, aslında bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli, 1/2 Sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706., 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa sebebiyle geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.Diğer taraftan, miras bırakanın mirasçısından mal kaçırma amacıyla yaptığı temliki işlemler bakımından miras bırakanın iradesi ile mirasçıların yararının çatıştığı kuşkusuzdur. Bunun sonucu olarak da, her bir mirasçının kendi hakkı yönünden üçüncü kişi sıfatıyla miras payı oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunabilmesine olanak tanınmıştır. Öte yandan, bu isteğin mirasçı olmayan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebileceğinde kuşku yoktur.
Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Davacıların ve birleştirilen davanın davacılarının temyiz itirazı açıklanan sebepten ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 Sayılı Kanun'un geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 Sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, 24.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-09-2018, 17:37   #4
Serdar EYİLER

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu
Esas No:2014/1243 Karar No:2016/958

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E:2014/1243 K:2016/958

Özet:
"…Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

Bu açıklamaların ışığında somut olay incelendiğinde; davacı, dava konusu taşınmazın 1/2 payını murisi ... adına tescilini istememiş, murisine ait olduğunu ileri sürdüğü 1/2 paydan kendi hissesine isabet edecek payın tescilini istemiştir. Somut olayda, davacı tereke adına istekte bulunmadığından tek başına dava açma ehliyeti bulunduğunun kabulü gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.03.20013 gün ve 2012/8-861 E. 2013/391 K. sayılı ilamı )...

Açıklanan bu nedenle tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken davacının tek başına dava açamayacağından bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir..." ...

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının murisi ile davalı tarafından yarı paylarla birlikte satın alınıp, aralarındaki inançlı işlem nedeniyle tamamının davalı adına tescil edildiği ileri sürülen taşınmaz hakkında, dava dışı mirasçılar bulunduğu halde bir mirasçının tek başına miras payı oranında tapu iptali ve tescil davası açıp açamayacağı noktasında toplanmaktadır. ...

Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul- gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar....

Bu itibarla elbirliği (iştirak) halinde mülkiyette, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Yasada veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunludur. ...

Buna göre; olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi ile istihkak, el atmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan talepler, ortaklardan her biri tarafından dava yoluyla ileri sürülebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.02.2010 gün ve 2010/8-80 E.,2010/80K, 20.03.2013 gün ve 2012/8-861E.,2013/391 K. sayılı kararları)....

Terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise ortakların oybirliği ile karar vermeleri TMK'nun 702/2. maddesinin açık hükmü gereği olduğundan, tasarruf işlemi niteliğindeki tapu iptali ve tescil davasının tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Ancak, bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemez. Bu durumda davanın hemen reddedilmeyip, diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerekmektedir....

Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmış ise tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. Bir ya da bir kısım mirasçı terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açarsa, böyle bir dava reddedilir. Çünkü, bir veya bir kısım mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Böyle bir dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına da açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılmasına (icazet vermesine) olanak yoktur. Diğer bir anlatımla, öteki mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya yöntemine uygun biçimde muvafakatlerinin alınması, ya da miras ortaklığına bir mümessil tayin edilerek onun huzuru ile davaya devam edilmesi mümkün değildir ve davanın reddi gerekir....

Yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, somut olayda davacının miras bırakanı tarafından yapıldığını belirttiği inançlı işleme dayanarak, miras ortaklığı adına değil yalnızca kendi miras payı için tapu iptal ve tescil istemiyle dava açtığı tartışmasız olup, yerel mahkemece yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

O halde, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararı onanmalıdır....
Old 30-09-2018, 17:38   #5
Serdar EYİLER

 
Varsayılan

Bu karara göre miras payına hasren açılamaz diye anladım
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil davasında husumet ve dava değeri rainbow3 Meslektaşların Soruları 4 09-06-2017 02:31
muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil erdincdulger Meslektaşların Soruları 2 08-12-2016 18:35
muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil erdincdulger Meslektaşların Soruları 1 07-12-2016 17:54
muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil dilekgulsen Meslektaşların Soruları 14 03-02-2016 14:25
Muris Muvazası nedeni ile tapu iptali ve tescil yildiz2005 Meslektaşların Soruları 6 12-10-2011 14:45


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05002904 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.