Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

31.01.2012 Tarihli Kanunla Çek Kanununda Yapılan Değişiklikten Sonra " Dolandırıcılık" veya " Sahtecilikten" Yargılama Yapılabilir mi?

Yanıt
Old 14-02-2012, 14:01   #1
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan 31.01.2012 Tarihli Kanunla Çek Kanununda Yapılan Değişiklikten Sonra " Dolandırıcılık" veya " Sahtecilikten" Yargılama Yapılabilir mi?

Alıntı:
31.01.2012 TARİHLİ VE 6273 SAYILI ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

MADDE 3- 5941 sayılı Çek Kanunu 5 inci maddesinin başlığı “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde, üçüncü fıkrasında yer alan “hukukî ve cezai sorumluluk” ibaresi “hukukî sorumluluk ile idarî yaptırım sorumluluğu” şeklinde, birinci ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; ikinci, dördüncü, dokuzuncu ve onbirinci fıkraları yürürlükten kaldırılmıştır.

(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri Cumhuriyet savcısı tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tâbi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilir.

(2) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılacak başvuru ve itirazlar hakkında, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun kanun yoluna ilişkin hükümleri uygulanır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına karşı yapılan başvurunun kabulü hâlinde, bu kararla ilgili olarak da 8 inci fıkradaki bildirim ve yayımlanma usulü izlenir.

Sayın Üyeler, Çek Kanununda yapılan değişiklikler hepimizin malumudur. THS'de de değişik başlıklar altında yapılan değişiklikler tartışılmaktadır. Ancak, yukarıdaki maddede yer alan,

Alıntı:
Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tâbi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilir

bu cümle nedeniyle, derdest veya hüküm verilmiş(infaz edilmemiş)dosyalarda, genel hükümler çerçevesinde "dolandırıcılık" veya "sahtecilikten" dava açılıp açılamayacağını tartışmaya açmak istiyorum. Konu bu başlık altında devam ederse ve sadece alıntısını yapmış olduğum "dolandırıcılık ve sahtecilik" konusuyla sınırlı kalırsa, güzel bir çalışma çıkacağına inanıyorum.

Konunun önemi ve ivediğili nedeniyle kendi görüşlerimi açıklamadan forumu açıyorum.
Old 14-02-2012, 14:23   #2
Avrasya

 
Varsayılan

İlk başlıktaki son görüşlerimi kopyala yapıştır yapıyorum;

Yeni düzenleme ile çek borçlularını dolandırıcılıktan yargılatabilmek için dolandırıcılıkla ilgili TCK maddelerinde de değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Şöyle ki ben eski kanun (3167 ve değişmeden önceki 5941) yürürlükte iken dahi çek şikayetlerimi ''karşılıksız çek ve dolandırıcılık'' olarak açıyordum. Lakin hiçbir mahkeme bu talebimizi dinlemedi.

Mesela adam 10 tane çek kesmiş aynı güne. Daha önceki çek hareketlerinde böyle bir durum yok. Biz bunu da belirterek dolandırıcılık kastı var iddiası ile şikayet ettiğimizde,

Ya da çeki kaybolmadığı (hatta faturalı olarak verildiği) halde kötü niyetle 711 kaydı koydurulduğundan bahisle şikayet ettiğimizde,

sadece karşılıksız çekten ceza verildi...
Old 14-02-2012, 14:28   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Av.Suat Ergin;

Hileli davranışlarla bir kimsenin aldatılarak menfaat sağlanması durumu söz konusu olduğundan "dolandırıcılık" suçundan dava açılabileceği kanaatindeyim. Ancak "resmi belgede sahtecilik" suçu açısından bakıldığında, başlı başına karşılığı bulunmayan bir bedelin keşide edilmesi, gerçek bir belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi ya da kullanılması söz konusu olmadığından bu suçtan bahsetmek mümkün değildir diye düşünüyorum.

Dolandırıcılık suçuyla ilgili cezai takibatın gerçekleşmesi için suç duyurusunda bulunma zorunluluğu olmadığından mahkemenin re'sen bu hususu gözetmesi icap eder. Ancak, yüzde bir oranında belki rastlanabilecek çek mağdurlarının varlığı ve hapishanelerdeki tutuklu/hükümlü sayısının fazlalığı gibi hukuki (!) bir gerekçenin ileri sürülerek karşılıksız çek keşide etme suçunun kaldırılmasının ardından şahsen mahkemelerin, tartışmaya açtığınız yönde tavır göstereceğini sanmıyor ve beklemiyorum.

Saygılarımla..
Old 14-02-2012, 14:46   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın Üyeler, Çek Kanununda yapılan değişiklikler hepimizin malumudur. THS'de de değişik başlıklar altında yapılan değişiklikler tartışılmaktadır. Ancak, yukarıdaki maddede yer alan,



bu cümle nedeniyle, derdest veya hüküm verilmiş(infaz edilmemiş)dosyalarda, genel hükümler çerçevesinde "dolandırıcılık" veya "sahtecilikten" dava açılıp açılamayacağını tartışmaya açmak istiyorum. Konu bu başlık altında devam ederse ve sadece alıntısını yapmış olduğum "dolandırıcılık ve sahtecilik" konusuyla sınırlı kalırsa, güzel bir çalışma çıkacağına inanıyorum.

Konunun önemi ve ivediğili nedeniyle kendi görüşlerimi açıklamadan forumu açıyorum.

Yasa değişikliği ile karşılıksız çek keşide etmek fiilinin ceza hukuku ile ilgisi kesilmiştir malumunuz.

Ancak bu hukuki açıdan, derdest veya hüküm verilmiş davalarda otomatik olarak dolandırıcılık, sahtecilik ve sair suçlardan yargılama yapılmasını sonuçlayamaz.

Derdest dosyalar açısından mahkemenin idari yaptırım kararı vermesi gerekir. Veremediği durumlarda, gereğinin takdiri için savcılığa bildirimde bulunulmasına karar verilmelidir.

Kararlı dosyalar açısından ise mahkemelerce, bu hususta yapılacak bir şey olmadığı kanısındayım. Hatta, bu dosyalar re'sen ele alınıp hükümlü lehine verilen kararlara tanık olacağız. Bu durumda, şikayetçinin savcılığa yeni bir suç duyurusunda bulunması gerektiği kanısındayım.

Son olarak söylemek istediğim bir şey var: Yasa tasarısında bulunmayan bu fıkra, genel kurulda eklendi. Hemen karşılıksız çek kalktı ama bakın dolandırıcılık fıkrasını koyduk, o geldi; dengeleri gözettik havası verildi. Alakası yok... Niye?

Dolandırıcılık zaten vardı, bu bir... Çek şikayetinin yerine dolandırıcılığı ikame edemezsiniz, bu iki... Dolandırıcılık başlı başına bir suçtur (TCK.m.157) şayet şikayetinizde ve olayda unsurları yoksa bir sonuç alamazsınız. Bu da üç... Yani, hileli davranışın varlığı ana unsurdur. Sonrasında haksız yarar temini. Keşide ettiği çek karşılıksız çıkan taciri bin kere bu madde çerçevesinde şikayet edin, neticeyi şimdiden söylüyorum: SIFIR.

Anlaşıldı ki, değişiklik bu zamana kadar ki bilgilerimizi ve uygulamamızı hiçbir şekilde değiştirmiyor, ezberimizi bozmuyor!

Peki o zaman değişikliğin pratik önemi nedir? Şudur: çek vesilesiyle işlenen suçlardan mahkumiyet de, savcıların çek hesabı açma yasağı kararı vereceği bir hal olarak öngörülmüştür, o kadar...

Saygılarımla.
Old 14-02-2012, 14:56   #5
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay


Kararlı dosyalar açısından ise mahkemelerce, bu hususta yapılacak bir şey olmadığı kanısındayım. Hatta, bu dısyalar re'sen elel alınıp sanık lehine kararlara tanık olacağız. Bu durumda, şikayetçinin savcılığa yeni bir suç duyurusunda bulunması gerektiği kanısındayım.


Sayın üstad, bu görüşünüze katılamıyorum. Kararlı dosyalarla ilgili yeni şikayetler ancak aleyhe vekalet ücreti doğuracaktır. Zira kimse aynı fiilden dolayı iki kere yargılanamaz.
Old 14-02-2012, 14:59   #6
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avrasya
Sayın üstad, bu görüşünüze katılamıyorum. Kararlı dosyalarla ilgili yeni şikayetler ancak aleyhe vekalet ücreti doğuracaktır. Zira kimse aynı fiilden dolayı iki kere yargılanamaz.


Bunun ne bis in idem ile ilgisi yoktur.

Karşılıksız çek keşide etmek ile dolandırıcılık eylemi aynı fiil değildir, artık aynı nevide değildir.

Karşılıksız çek keşide etmek bir kabahattir hukuken. Kabahat ile suç (cürüm) nevi olarak iki defa yargılama olmaz prensibi açısından kıyaslanamazlar.
Old 14-02-2012, 14:59   #7
kum

 
Varsayılan

Dolandırıcılıktan şikayet edilip dava açılabileceği ve bu hususun ispatlanabileceği kanaatindeyim.Konuyla ilgili bir makaleyi aktarmak istiyorum:

Yeni kanunda altı çizilen çek düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık kavramı tesadüfen kullanılmış bir ibare olmayıp, ulusal ve uluslar arası hukuk literatüründe öteden beri mevcut olan bir müessesedir. Zira karşılıksız çek iki konulu bir fiil olup, bir taraftan mağdurların/hamillerin malvarlıklarının korunması, diğer yandan para gibi yararlanılan bir değere bağlı genel yararın(kamu güveninin)gözetilmesini zorunlu kılmaktadır.(SELÇUK, Sami, Çek Suçları, s-73, Hatipoğlu, Ankara, 1993)

Bu sebeple Fransa, İtalya, İsveç gibi bazı ülkeler konuyu özel hükümlerle düzenlerken, Avusturya, Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkeler ceza kanunlarının dolandırıcılık, sahtecilik hükümleriyle karşılamaktadır. (TÜMERKEN, Somay, Dolandırıcılık Suçu, S-74,Kazanıcı, İstanbul,1987)

Ülkemizde ise, 1985 yılına, yani 3167 Sayılı yasaya kadar çek şikayeti genel hükümlere tabiyken, bu tarihten itibaren bilhassa Fransız sistemi esas alınarak özel hükümler düzenlenmiştir. Böylece şikâyetler özel-genel kanun çekişmesi nedeniyle özel hükümler doğrultusunda yapılmakta, dolandırıcılığa uygun somut olaylarda dahi özel yasanın varlığı nedeniyle dolandırıcılık başvurusu tercih edilmemekteydi.

Nihayet son yasal değişiklikle birlikte, şikâyet süresi geçmiş olmadıkça, genel hükümlere göre şikâyet hakkının kullanılabileceği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır. Aynı doğrultuda kanun koyucu TCK’YA gönderme yaparak genel hükümlere göre şikâyet yolunu kapatmadığı gibi, bilakis hep açık olduğu yönünde irade göstermiştir. Kısaca:
26.01.2012 ÜÇÜNCÜ OTURUM AK PARTİ GRUBU ADINA YILMAZ TUNÇ “..Hazırlanmakta olan önergeyle de karşılıksız çek keşide eden ve bunu sürekli alışkanlık hâline getirmiş, mal varlığını alacaklıdan kaçırmış kötü niyetli çek borçluları için ceza hukukunun genel hükümleri gereğince işlem yapılacağı, dolayısıyla bu şahıslar için hapis cezası riskinin devam edeceği yönünde bir düzenleme yapılarak alacaklıların mağduriyetinin önüne geçilmiş olacaktır:”

ÖNERGE GEREKÇESİ:”…Bir kişiyi aldatma kastıyla karşılıksız çek keşide etme suretiyle menfaat sağlayan kişilere dolandırıcılık suçundan dolayı işlem yapılabileceği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır…
Karşılıksızdır işlemi yapılan çekin düzenlenmesiyle aynı zamanda dolandırıcılık veya başka bir suçun işlenmiş olması durumunda hem işlenen suç bakımından genel hükümler uyarınca gereğinin yapılacağı hem de Cumhuriyet savcılığınca Çek Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verileceğini hükme bağlamak amacıyla bu önerge hazırlanmıştır.

31.01.2012 DÖRDÜNCÜ OTURUM CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK “Çek dolandırıcılık vasıtası, aracı olarak kullanılırsa ne olur? Ya Allah aşkına, 1985 yılına kadar bu ülkede Çek Kanunu yok ama çek var, çek kullanılıyor 85’e kadar. Peki, 85’e kadar bu çek kullananlar ne olmuşlar? Dolandırıcılık suçundan eğer çek bir dolandırıcılık kastıyla kullanılmışsa mahkûm olmuşlar. Ee, Ceza Kanunu bu, hüküm duruyor yani genel hükümlere göre bu çekin dolandırıcılık olarak kullanılması olduğu müddetçe yine insanların cezai takibat yapma hakları vardır.
şeklinde özetleyebiliriz.

Görüldüğü üzere şikâyetler öteden beri mevcut olan TCK üzerinden yapılacak olup, bunun geriye işlemezlik kuralıyla bir ilgisi yoktur. Bunun kambiyo vasfı süresinin 3 yıla uzatılmasıyla da ilgisi olmayıp,bu husus daha çok icra takibi yapmamış olan alacaklıların icra takibini ve buna bağlı şikâyetleri yapabilmesini sağlayacaktır.

Bir an için genel ve icra şikâyetlerinin ilk defa bu kanun değişikliği ile sağlanmış olduğu varsayılsa dahi, sanık lehine bir hükmün(idari yaptırım) uygulanıp, diğer bir hükmün(dolandırıcılık,sahtecilik halleri) uygulanmaması düşünülemez. Hele ki aynı maddenin sanık lehine bir cümlesi cımbızla alınıp, diğer bir cümlesinin uygulanmaması diye bir şey söz konusu olamaz. Yasa ya değişik haliyle, ya da önceki haliyle, ancak bir bütün halinde uygulanır. Doktrin ve uygulamada buna karma uygulama yasağı denilmektedir.

Çek suretiyle dolandırıcılık şikâyetlerinin ispatına gelince, en başta belirtildiği üzere hukukumuza yabancı olmayan bu konuda, yerleşik Yargıtay içtihatları ve Doktrin görüşleri halihazırda durmaktadır:
  1. Bankada çek muhteviyatını ödeyecek karşılık parası olmayanların sania(hile), suiniyet(kötü niyet),lakaydı(keyfi) ve ihmal ile çek keşide ettikleri takdirde hamili izrar suretiyle bir dolandırıcılık cürmünü işlemiş olacakları ve TBMM 07/01/1929 gün ve 471 sayılı kararında da keyfiyetin bu yolda ve aynen açıklanmış bulunduğuna ilişkin özel daire kararı: YARGITAY 6.CEZA DAİRESİ-04.05.1977-3135 ESAS-3137 KARAR
  2. İleri tarihli düzenlense, çekte keşide yeri bulunmasa bile,böyle bir belgeyi çek olduğuna ve kararlaştırılan tarihte karşılığının muhatap bankada bulundurulacağına inanarak alan müşteki nezdinde dolandırıcılık suçunda aranan aldatma keyfiyeti gerçekleştiğine, çek bedelini ödemeyen ve ödememekte ısrarlı tutumunu halen sürdüren sanık haksız çıkar sağlamış bulunduğunun kabulüyle, dolandırıcılık suçunun tüm ögeleri itibariyle oluştuğuna ilişkin ceza genel kurulu kararı:YARGITAY CEZA GENEL KURULU-25.07.1989-7/237 ESAS-281 KARAR
  3. Gerçektende Fransız ve Belçika Yargıtayları, suçun varlığı açısından karşılığın bu tarihte değil, çekin düzenlenip fiilen dolaşıma konulduğu tarihte aranacağını belirtmiştir.(SELÇUK, Sami, Çek Suçları, s-84, Hatipoğlu, Ankara, 1993)
  4. İbraz tarihinde sağlanacağı umuduyla çek keşidesi ve bu yüzden karşılığın bulundurulmaması suçun oluşmasını engellemez.(DE SEMO,ileten,EREM,S-676)
  5. Keşideci,hamille bu konuda(ileri tarih)anlaştığını ileri süremez.(BOLOGNO,s.460,Keşidecinin bu iddasının geçersiz sayılması bir çok çekin ibrazında ödenmemesine ve çeke olan güvenin sarsılmasına yol açardı.,s-456-460, ileten, SELÇUK,S-84)
  6. Satın alınan mal bedelinin peşinen ödenmeyip, taksitle ödemeye istinaden peş peşe verilmiş çeklerin bir kısmı farklı kişilerin emrine düzenlenmiş olsa dahi, aynı kastın icra unsurlarından bulunmakla,TCK.nun 80. maddesi uygulanmak üzere dolandırıcılık suçu oluştuğuna ilişkin özel daire kararı:YARGITAY 6.CEZA DAİRESİ-10.06.1975-2638 ESAS-2788 KARAR
  7. Karşılıksız olarak keşide edilen çekin,özel hukuk hükümlerine göre eksiklikleri olsa dahi,ilgilisini hataya düşürerek aldatmaya yeterli olup, keşide eden lehine haksız kazanç sağlandığından, dolandırıcılık suçunun oluşması için yeterli olacağına ilişkin yargıtay kararı:YARGITAY 6.CEZA DAİRESİ-21.12.1979-8601 ESAS-8591 KARAR
  8. Karşılıksız olarak keşide edilen çekin iflastan sonra keşide edilmesi halinde,mevcut özel yasa bulunsa ve bundan ceza verilemese dahi, dolandırıcılık hükümlerine göre cezalandırılabileceğine ilişkin yargıtay kararı:YARGITAY 25.10.1999 -11678 Esas-12365 Karar
Old 14-02-2012, 15:02   #8
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kum
Dolandırıcılıktan şikayet edilip dava açılabileceği ve bu hususun ispatlanabileceği kanaatindeyim.

Sayın kum,

Aksi kanaatte olmak, TCK.m.157 orada durdukça (ve 6273 ile pekiştirilmiş halde) mümkün değil ki... Bu zaten yoruma kapalı bir konu bence.
Old 14-02-2012, 15:09   #9
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Sayın kum,

Aksi kanaatte olmak, TCK.m.157 orada durdukça (ve 6273 ile pekiştirilmiş halde) mümkün değil ki... Bu zaten yoruma kapalı bir konu bence.

Sizinle aynı görüşteyim.Ancak aksini ısrarla savunan kişiler var.Bu yüzden öncelikle usul tarafını neticelendirip, akabinde sizin esas çekinceniz, bu davalardan sonuç alınıp alınamayacağı, gerçekten kötü niyetle çek keşide eden kişilerin cezalandırılıp cezalandırılamayacağı konusuna geçmeliyiz diye düşünüyorum.
Saygılarımla;
Old 14-02-2012, 15:29   #10
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Bunun ne bis in idem ile ilgisi yoktur.

Karşılıksız çek keşide etmek ile dolandırıcılık eylemi aynı fiil değildir, artık aynı nevide değildir.

Karşılıksız çek keşide etmek bir kabahattir hukuken. Kabahat ile suç (cürüm) nevi olarak iki defa yargılama olmaz prensibi açısından kıyaslanamazlar.


Yalnız açılmış davalar kabahat olarak açılmadı üstad. Cürüm olarak açıldı. 3167 ya da 5941 e göre Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçundan.

Dolayısıyla derdest davalar için hapis yolu kesinlikle kapandı kanaatimce. Ancak yeni davlar için belki dolandırıcılık ile ilgili olmak üzere bir uygulama oluşturulabilir.

Uygulama oluşturmak tabirini kasıtlı olarak kullandım zira mevcut düzenlemelere göre sizin de katıldığınız üzere karşılıksız çekle ilgili olarak dolandırıcılıktan ceza vermek (çok ekstrem durumlar müstesna) mümkün değildir.
Old 14-02-2012, 15:44   #11
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avrasya
Yalnız açılmış davalar kabahat olarak açılmadı üstad. Cürüm olarak açıldı. 3167 ya da 5941 e göre Karşılıksız Çek Keşide Etmek Suçundan.

Dolayısıyla derdest davalar için hapis yolu kesinlikle kapandı kanaatimce. Ancak yeni davlar için belki dolandırıcılık ile ilgili olmak üzere bir uygulama oluşturulabilir.

Uygulama oluşturmak tabirini kasıtlı olarak kullandım zira mevcut düzenlemelere göre sizin de katıldığınız üzere karşılıksız çekle ilgili olarak dolandırıcılıktan ceza vermek (çok ekstrem durumlar müstesna) mümkün değildir.

Derdest davaların açıldığı maddenin, suçun bir önemi yoktur. Suç tümüyle ortadan kaldırılmış, bundan daha önemli bir şey olabilir mi? 5941'in ceza ile ilgili bütün maddeleri ilga edilmiş işte... 5237 sayılı TCK.nın 7/2 maddesi uyarınca sanığın lehine olan yasa "derhal" uygulanır zaten. Bunlar yorum ve kanaat dışı noktalar.

Mahkemeler yaptırım kararı verebilir artık sadece, hapis cezası yolunun açık olduğunu söyleyecek kimse yoktur herhalde; zira 6273 sayılı yasa ile değişik 5941 sayılı yasa buna imkan vermiyor, değişikliğin içeriği hepimizin malumu.

Alıntı:
Yazan Avrasya
sizin de katıldığınız üzere karşılıksız çekle ilgili olarak dolandırıcılıktan ceza vermek (çok ekstrem durumlar müstesna) mümkün değildir.

Bilakis, katılmıyorum. Mümkün değildir şeklinde bitirmişsiniz. Özellikle bu şekilde bittiği için katılamam. Zira aynı kanıda değilim; hukuken mümkündür. Dolandırıcılık suçunun oluşum unsurları mevcutsa hukuken neden mümkün olmuyor. Yasa koyucunun dahi son değişiklikle yasa metnine dahil ettiği ve savcıların dikkatini çektiği bir ihtimal neden mümkün olmasın!

Çek ve banka dışında işlenen dolandırıcılık fiillerinin yargılamasının gösterdiği hususiyetler, suçun sübutu (isbat), çek-banka aracı kılınmak suretiyle işlenen dolandırıcılık suçlarında da "aynen" geçerlidir; daha fazla değil... Mühim olan nokta hileli davranışın varlığı ve ortaya konulmasıdır.
Old 14-02-2012, 16:02   #12
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
5941'in ceza ile ilgili bütün maddeleri ilga edilmiş işte... 5237 sayılı TCK.nın
7/2 maddesi uyarınca sanığın lehine olan yasa "derhal" uygulanır zaten.
Bunlar yorum ve kanaat dışı noktalar.
Bu konuda şöyle bir soruyla karşılaşıyorum.Diyelimki adam dolandırıcılıktan şikayet edildi ve ceza aldı.Bu sefer demeyecek mi adli para cezası alsaydım daha lehime olacaktı.Yani bu yasa değişmese dolandırıcılıktan şikayet edilmeyecektim cezada almayacaktım.

Bu hususu karma uygulama yasağının cevapladığını düşünüyorum. Çünkü değişik son yasa lehe olduğu gerekçesiyle idari yaptırım verilecek, bu kararlar sanık tarafından dahi memnuniyetle karşılanıp kesinleşecek.Yasa değişik haliyle uygulanıp kesinleştiğine göre genel hükümlere gönderme yapan madde de geçerli olacak.Aynı şekilde 3 yıl kambiyo süresi de.Yani sonuç itibariyle bu yasa bütünen uygulanacak.
Old 14-02-2012, 16:12   #13
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kum
Bu konuda şöyle bir soruyla karşılaşıyorum.Diyelimki adam dolandırıcılıktan şikayet edildi ve ceza aldı.Bu sefer demeyecek mi adli para cezası alsaydım daha lehime olacaktı.Yani bu yasa değişmese dolandırıcılıktan şikayet edilmeyecektim cezada almayacaktım.

Bu hususu karma uygulama yasağının cevapladığını düşünüyorum. Çünkü değişik son yasa lehe olduğu gerekçesiyle idari yaptırım verilecek, bu kararlar sanık tarafından dahi memnuniyetle karşılanıp kesinleşecek.Yasa değişik haliyle uygulanıp kesinleştiğine göre genel hükümlere gönderme yapan madde de geçerli olacak.Aynı şekilde 3 yıl kambiyo süresi de.Yani sonuç itibariyle bu yasa bütünen uygulanacak.

Yasada genel hükümlere yapılan bir gönderme yok. Sadece görüşmeler/tartışmalar sırasında genel hükümlere atıf var.
Old 14-02-2012, 16:26   #14
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Yasada genel hükümlere yapılan bir gönderme yok. Sadece görüşmeler/tartışmalar sırasında genel hükümlere atıf var.

"Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tâbi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilir."

Bana göre aleni ama en kötü zımni bir gönderme olduğu kesin.Bu zımniliği de meclis tutanakları ortadan kaldırıyor.
Kaldı ki böyle bir ibare hiç olmasa dahi dolandırıcılıktan şikayetin Anayasal bir hak olduğu, özel yasa bulunması sebebiyle bu hakkın kullanılmamış olmasının bundan sonra kullanmasına engel teşkil etmeyeceği(süresi geçmiş olmadıkça) yönünde görüşler var.Sizinde bu son görüşte olduğunuzu sanıyordum.
Old 14-02-2012, 16:52   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kum
"Bu fıkra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tâbi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilir."

Bana göre aleni ama en kötü zımni bir gönderme olduğu kesin.Bu zımniliği de meclis tutanakları ortadan kaldırıyor.
.
Maddeye göre, dolandırıcılık veya sahtecilik suçuna konu olan çek ise, TCK'ya göre hüküm kur ayrıca çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı koy...Bu şekilde anlaşılması gerekir. Alacaklı mağdurlara bir parmak bal niyetine kaleme o şekilde alınmış.

Alıntı:
Kaldı ki böyle bir ibare hiç olmasa dahi dolandırıcılıktan şikayetin Anayasal bir hak olduğu, özel yasa bulunması sebebiyle bu hakkın kullanılmamış olmasının bundan sonra kullanmasına engel teşkil etmeyeceği(süresi geçmiş olmadıkça) yönünde görüşler var.Sizinde bu son görüşte olduğunuzu sanıyordum

Evet, aynı görüşteyim. 3167 ve 5941 S.K. zamanında da, kişi çeki vasıta kılarak dolandırıcılık yapmışsa, dolandırıcılıktan yargılanmalıdır. Ancak alacaklı ve vekilleri yargılaması daha pratik diye, "karşılıksız çek keşide etmekten" şikayet ediyorlardı.

Kısaca, "dolandırıcılık" ve "sahtecilik" suçu bakımından yeni yasa hiçbir değişiklik getirmemektedir. Tek yararı, meclis görüşmelerinde "hakim ve savcıların dikkatini çekmek" şeklinde özetlenebilecek görüşler sayesinde -belki de- hakim ve savcıların dikkati çekilebilecektir.
Old 14-02-2012, 20:29   #16
ulasht

 
Varsayılan

Benİm DİlekÇeyİ Sİze GÖndermemİn Amaci Kendİ Davalarimi İtİraz Yoluyla Aslİye Cezaya Ordanda Yargitaya GÖnderİp Bİr Yargatayin İÇtİhatini GÖrmek, Ayrica Çikan Kanunun Alacaklinin Çekte Adlİ Para Cezasina GÜvenerek Yanİ Hapİs Kararina GÜvenerek AldiĞindan Parlemento Tarafindan AldatildiĞini AlacaĞindan Mahrum EdİldİĞİnİ İddİa Ederek Yasanin İptalİ İÇİn Anayasa Mahkemesİne Yargitayca GÖnderİlmesİnİ SaĞlatmak Olmaz Demeyİn Bİr Nasreddİn Hoca Mİsalİ GÖle Maya Çaliyoruz. Hatta En Az Bİrİnİ Aİhm Şİkayet EdeceĞİm Mİlkİyet Hakkimin Engellenmesİ Nedenİyle Sevgİler Saygilar
Old 15-02-2012, 13:02   #17
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ulasht
Benİm DİlekÇeyİ Sİze GÖndermemİn Amaci Kendİ Davalarimi İtİraz Yoluyla Aslİye Cezaya Ordanda Yargitaya GÖnderİp Bİr Yargatayin İÇtİhatini GÖrmek, Ayrica Çikan Kanunun Alacaklinin Çekte Adlİ Para Cezasina GÜvenerek Yanİ Hapİs Kararina GÜvenerek AldiĞindan Parlemento Tarafindan AldatildiĞini AlacaĞindan Mahrum EdİldİĞİnİ İddİa Ederek Yasanin İptalİ İÇİn Anayasa Mahkemesİne Yargitayca GÖnderİlmesİnİ SaĞlatmak Olmaz Demeyİn Bİr Nasreddİn Hoca Mİsalİ GÖle Maya Çaliyoruz. Hatta En Az Bİrİnİ Aİhm Şİkayet EdeceĞİm Mİlkİyet Hakkimin Engellenmesİ Nedenİyle Sevgİler Saygilar
Bence bu dediğiniz yollar, şikayetlerin dolandırıcılıktan ve yeni baştan yapılmasıyla sağlanabilir.Muhtemelen bu şikayetleri usulden reddedecek olan savcılık ve mahkeme kararları olacaktır.AYM ve AİHS yolunun bu yolla açılması daha sağlıklı olur diye düşünüyorum.
Old 16-04-2012, 11:51   #18
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

"Dolandırıcılık" suçundan ilk müracaatımızı savcılığa yapmış bulunuyoruz.Bakalım ne olacak?
Old 16-04-2012, 11:54   #19
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
"Dolandırıcılık" suçundan ilk müracaatımızı savcılığa yapmış bulunuyoruz.Bakalım ne olacak?


Ben de çok merak ediyorum bu başvurunun sonucunu.

Bi de aklıma gelen başka bir mevzuu var konuyla ilgili. Acaba dava açılır sonrasında sanık beraat ederse ''hakaret, iftira'' gibi iddialarla sanığın dava açma hakkı doğar mı?
Old 16-04-2012, 11:54   #20
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
"Dolandırıcılık" suçundan ilk müracaatımızı savcılığa yapmış bulunuyoruz.Bakalım ne olacak?

Neticeyi bildirdiğinizde gerekirse ben size ellerimle "soğuk su" ikram ederim Sayın Ergin.
Old 16-04-2012, 11:55   #21
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avrasya
Ben de çok merak ediyorum bu başvurunun sonucunu.

Bi de aklıma gelen başka bir mevzuu var konuyla ilgili. Acaba dava açılır sonrasında sanık beraat ederse ''hakaret, iftira'' gibi iddialarla sanığın dava açma hakkı doğar mı?

Olmaz tabii ki.
Old 19-04-2012, 21:33   #22
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avrasya
Ben de çok merak ediyorum bu başvurunun sonucunu.
Bi de aklıma gelen başka bir mevzuu var konuyla ilgili. Acaba dava açılır sonrasında sanık beraat ederse ''hakaret, iftira'' gibi iddialarla sanığın dava açma hakkı doğar mı?

Keşideci ceza almasa dahi, şikayetçinin elinde çeke dayalı bir alacağı(zararı)bulundukça, şikayet hakkını kullandı diye sorumlu olamaz düşüncesindeyim.
Halen bir çok ülkede karşılıksız çekte dolandırıcılık hükümlerine göre işlem yapılıyor.Değişikliğe ilişkin TBMM tutanakları ortada.3167 den önce bu yönde ki uygulama malum.
3167 öncesi demişken tipiklik yönünden konuyla ilgili yaptığım ödevden kısa bir bölüm aktarıp görüşlerinizi almak isterim:

O dönem yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK.503. maddesi mağdurun hulus ve saffetinden istifade” edilmesi ve “hilenin kişiyi kandırabilecek nitelikte yani belirli bir ağırlıkta olmasını öngörüyordu. 765'in her karşılıksız çek vakıasını gerekli ve yeterli niteliklere haiz bir hile olarak kabul etmeyeceği aşikârdır. Oysa 5237 Sayılı yasa, salt hilenin varlığını yeterli görmüş, hilenin yanında güçlendirici bir ifade olarak yer alan “desise”’ye dahi yer vermemiştir. Bu şekilde hilenin kapsamını daha geniş tutan 5237 Sayılı yasanın, karşılıksız çek/dolandırıcılık ilişkisine daha yatkın olduğu söylenebilir.

Saygılarımla;
Old 19-04-2012, 21:42   #23
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kum
Keşideci ceza almasa dahi, şikayetçinin elinde çeke dayalı bir alacağı(zararı)bulundukça, şikayet hakkını kullandı diye sorumlu olamaz düşüncesindeyim.
Halen bir çok ülkede karşılıksız çekte dolandırıcılık hükümlerine göre işlem yapılıyor.Değişikliğe ilişkin TBMM tutanakları ortada.3167 den önce bu yönde ki uygulama malum vs. vs.
3167 öncesi demişken, o dönem yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK.503. maddesi “mağdurun hulus ve saffetinden istifade” edilmesive “hileninkişiyi kandırabilecek nitelikte yani belirli bir ağırlıkta olmasını öngörüyordu. Eski düzenlemenin her karşılıksız çek vakıasınıaranan niteliklere haiz bir hile olarak kabul etmeyeceği aşikârdır. Oysa 5237Sayılı yasa, salt hilenin varlığını yeterli görmüş, hilenin yanında güçlendiricibir ifade olarak yer alan “desise”’yedahi yer vermemiştir. Bu şekilde hilenin kapsamını daha geniş tutan 5237 Sayılıyasanın, karşılıksız çek/dolandırıcılık ilişkisine daha yatkın olduğu söylenebilir.


Saygılarımla;

Desiseye yer verilmemesi, dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı tartışılırken, hilenin "aldatıcı nitelik ve ağırlığının" aranması gerektiği yargısal uygulamasına etki etmez.
Dolandırıcılık suçunun ana unsuru "aldatıcı nitelikte, aldatmaya elverişli hile"dir. Buna bakılacaktır. Hile, kimi zaman desise ile kimi zaman yalan ile kimi zaman başka suretlerle sağlanabilir.
Saygılar.
Old 20-04-2012, 10:04   #24
kum

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ömer Güntay
Desiseye yer verilmemesi, dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmadığı tartışılırken, hilenin "aldatıcı nitelik ve ağırlığının" aranması gerektiği yargısal uygulamasına etki etmez.
Dolandırıcılık suçunun ana unsuru "aldatıcı nitelikte, aldatmaya elverişli hile"dir. Buna bakılacaktır. Hile, kimi zaman desise ile kimi zaman yalan ile kimi zaman başka suretlerle sağlanabilir.
Saygılar.

765 zamanı soyut yalan gibi durumların "aldatıcı nitelikte" olamayacağı, dolayısıyla suçun maddi unsurunun oluşmayacağı görüşü hakim. Burada aldatıcı nitelik/hilenin ağırlığı için ortalama bir insanı kandırmaya yeterli olup/olmaması, edilgen kişinin eğitim düzeyi, bulunduğu sosyal-kültürel-ticari ortama göre yaşam deneyimlerini esas alan çeşitli görüşler var.
Değişiklikten sonra "desise" ibaresinden ziyade;

1-"kişinin hulus ve saffetinden yararlanılmış olması"
2-"kişiyi kandırabilecek nitelik"

şartlarına yer verilmemesiyle birlikte, edilgen kişinin durumundan bağımsız olarak, etken kişinin hilesi bulunması ve bunun sonucu zarar verilmiş(yarar sağlanmış) olmasının yeterli olduğu kanaatindeyim.(Maddi unsur yönünden)
Old 20-04-2012, 10:12   #25
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kum
765 zamanı soyut yalan gibi durumların "aldatıcı nitelikte" olamayacağı, dolayısıyla suçun maddi unsurunun oluşmayacağı görüşü hakim. Burada aldatıcı nitelik/hilenin ağırlığı için ortalama bir insanı kandırmaya yeterli olup/olmaması, edilgen kişinin eğitim düzeyi, bulunduğu sosyal-kültürel-ticari ortama göre yaşam deneyimlerini esas alan çeşitli görüşler var.
Değişiklikten sonra "desise" ibaresinden ziyade;

1-"kişinin hulus ve saffetinden yararlanılmış olması"
2-"kişiyi kandırabilecek nitelik"

şartlarından, yani edilgen kişinin durumundan bağımsız olarak, etken kişinin hilesi ve bunun sonucu zarar verilmiş(yarar sağlanmış) olmasının yeterli olduğu kanaatindeyim.(Maddi unsur yönünden)

Hile, esasen, "aldatıcı nitelikte davranış, aldatmak için kurulan düzen; desise" demektir.

Bu anlamda, yeni yasa için fiilin edilgen kişinin durumundan bağımsız ele alınması gerektiğine katılırım.

Demek istediğim şudur:
Ancak bu takdirde, fiilin aldatmaya elverişli nitelik ve ağırlığa ulaşıp ulaşmadığı vasati (ortalama) insani ölçüler ve tecrübe kaideleri içinde ele alınacaktır.

Saygılar.
Old 14-05-2012, 09:52   #26
kum

 
Varsayılan

Sitemiz üyelerinden Sn. Av.Ulaş Telli ,mevcut karşılıksız çek dosyasında, idari para cezası verilmesine karşılık, üst mahkemeye dolandırıcılık yönünde itirazda bulunmuş ve itirazı kabul edilmiştir.Buna ilişkin karara aşağıda ki linkten ulaşabilirsiniz:

http://www.alacaklimagdurlar.com/
Old 17-05-2012, 23:14   #27
ulasht

 
Varsayılan

Dİlekçe örneği soran arkadaşlar için "kaşılıksız çekte dolandırıcılık nedeniyle yargılama soruşturmanın genişletilmesi itiraz dilekçesi" olarak sitede yayınladığım dilekçe örneği mevcuttur eğer ilgiler yararlanmak isterse dilekçeye baksınlar siteyi kullanmaya yeni başladığım dönemdi kişi ve isimleri öylecene yazmışsım dikkate almazsınız artık
Old 03-06-2012, 16:13   #28
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kum
Sitemiz üyelerinden Sn. Av.Ulaş Telli ,mevcut karşılıksız çek dosyasında, idari para cezası verilmesine karşılık, üst mahkemeye dolandırıcılık yönünde itirazda bulunmuş ve itirazı kabul edilmiştir.Buna ilişkin karara aşağıda ki linkten ulaşabilirsiniz:

http://www.alacaklimagdurlar.com/

Sn. Av.Ulaş Telli nin dilekçe örneğine nasıl ulaşabiliriz acaba...
Old 03-06-2012, 16:21   #29
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ulasht
Dİlekçe örneği soran arkadaşlar için "kaşılıksız çekte dolandırıcılık nedeniyle yargılama soruşturmanın genişletilmesi itiraz dilekçesi" olarak sitede yayınladığım dilekçe örneği mevcuttur eğer ilgiler yararlanmak isterse dilekçeye baksınlar siteyi kullanmaya yeni başladığım dönemdi kişi ve isimleri öylecene yazmışsım dikkate almazsınız artık

Üstadım bulamadım dilekçe örneğininizi sitemize tekrar eklemeniz mümkün mü acaba
Old 03-06-2012, 16:24   #30
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın tiryakim,
Alıntı:
Yazan tiryakim
Sn. Av.Ulaş Telli nin dilekçe örneğine nasıl ulaşabiliriz acaba...

Sayın Telli'nin 12.02.2012 tarihli, "Hukuk Sohbetleri" kısmındaki, konu hakkındaki dilekçesini havi adres:

http://www.turkhukuksitesi.com/showt...591#post539591

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davası "açtıktan sonra" aynı konutta yaşayan taraf için "ortak hayatı" sürdürme iradesinin de devam ettiğinin kabulü mümkün müdür? Av.Ufuk Bozoğlu Aile Hukuku Çalışma Grubu 57 16-10-2019 11:13
" Devletin Dili ", " Resmi Dil ", " Ortak Dil "... Doç. Dr. Özge Yücel Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu 12 14-11-2012 18:12
Aynı anda "gerçek hasma tebliğ" ve "idari mercie tevdii" kararları birlikte verilebilir mi? Av.Dursun KARACA Meslektaşların Soruları 0 21-01-2011 23:47
Matbu bono metni üzerindeki "malen" kelimesinin üzeri çizilerek "nakden" yazılması Av.Özgür Özlem Öngel Meslektaşların Soruları 9 26-02-2008 18:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09431005 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.