Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yazılı Kira sözleşmesi sözleşmesindeki miktarın sonradan değişmesi- İhtar ile ikrar - Mahkeme Dışı İkrar

Yanıt
Old 13-12-2011, 20:44   #1
tiryakim

 
Mutsuz Yazılı Kira sözleşmesi sözleşmesindeki miktarın sonradan değişmesi- İhtar ile ikrar - Mahkeme Dışı İkrar

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;

Taraflar arasında 1998 yılında imzalanmış 6 yıllık yazılı kira sözleşmesi bulunmaktadır. 1.Sözleşmede kira miktarı yıllık 5000 dolardır ve her yıl yüzde 10 artış şartı bulunmaktadır. Sonra taraflar 1. kira sözleşmesinin yapılmasından 1 yıl sonra tekrar bir araya gelmiş kira sözleşmesini yıllık 4000 dolara yazılı şekilde sabitlenmesi konsunda 1. kira sözleşmesine ek sözleşme yapmışlardır. ( ek sözleşmede yazılıdır ) Daha sonra tekrar taraflar bir araya gelmişler ve sözlü olarak kira sözleşmesinin 35000 dolar olduğu konusunda anlaşmışlardır. Ve 6 yıl boyunca kira 3500 dolar olarak ödenmiş ve taraflar buna ses çıkarmamışlardır.

Kiracı 6. yıl sonunda kiralanan gayrimenkulden çıkmadığı için 2009 tarihinde noterden çekilen ihtarnamede ‘’kira sözleşmesinde yapılan düzenleme ile yıllık kira bedeli 3500 dolar olarak öngörülmüştür şeklinde ‘’ ihtarnameye bir ibare yazmışlardır. ( Yani sözlü olarak anlaşılan miktarı noterden gönderdikleri ihtara yazmışlardır. ) 2010 tarihinde tekrar ihtarname gönderilmiş ve bu ihtarnamede ise kira sözleşmesinin 4000 dolara sabitlendiği, kiraların eksik ödendiği ( Kiralar 3500 dolar ödeniyor ) konusunda tekrar ihtarname gönderilmiştir.

1-) 2009 yılından sonra çekilen ihtardan sonra 2010 yılında tekrar ihtar çekilmiş bu ihtarda yazılı kira sözleşmesinin sözleşmenin 40000 dolara sabitlendiği müvekkillerim tarafından davalı şirkete bildirilmiştir. Bu ihtarname geçerli olmaz mı ?

2-) 2009 yılında çekilen ihtarname 2010 yılında tekrar ihtar çekildiği için geçersiz duruma gelmez mi ?

3-) Taraflar arasında yazılı sözleşme vardır. Yazılı sözleşme olduğu için mahkeme yazılı sözleşmeye itibar etmesi gerekmez mi yoksa ihtara mı itibar eder. ?

Şimdilik aklıma gelen sorular bunlar. Yorumlarını açıklarsanız ve Yargıtay Kararı eklerseniz çok sevinirim.

Çok uzun oldu ama cevap verecek arkadaşlara Şimdiden Teşekkürler...

İyi Çalışmalar...
Old 14-12-2011, 03:30   #2
Mozkul

 
Varsayılan

Tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla yeni hmk hükümleri derhal uygulanacaktır.HMK m.448

Müvekkilinizin gönderdiği 35000dolarlık ihtar metni karşı taraf delil olarak dayanıyorsa siz istesenizde istemesenizde karşı taraf için değerlendirilmesi gerekli bir delil olarak değerlendirilecektir. HMK.m.198

Kaldı ki ilk çekilen ihtarla müvekkiliniz , ihtarı çektiği 2009 yılı için 35.000 doları kabul etmiştir.Ancak ikinci çekilen 2010 yılı ihtarda ise 40.000dolar olarak kira miktarını belirlediğinden, bu ihtarda belirtilen miktar ancak bu dönem ve sonrası için geçerli olacaktır diye düşünüyorum.Çekilen ihtarlar arasında 1 sene bulunmaktadır.Kaldı ki; İkinci çekilen ihtarın hükmü ne ise ilk çekilen ihtarın hükmüde o kadardır.Bu bağlamda birisini hükümsüz sayıp(hükümsüzlüğe ilişkin başkaca sebepler yoksa) diğerine geçerlik tanımak pek hukuka uygun görünmemektedir.

Müvekkiliniz önce ikrar etmiş ancak bu ikrarından bir sene sonra geri dönmüştür.
Şimdi bu noktada bir sene önce çekilen bir ihtarı bir sene sonra çekilen ihtar nedeniyle geçersiz saymak, toplam kira süreci boyunca ödenen miktara ses çıkarmamak, ve bu süre boyunca alınan tüm kira miktarlarının esasen başlangıçtan bu yana , her ne kadar ikrar edilen bir ilk ihtar varsada asıl olan ikinci ihtardaki belirtilen miktara göre belirlenmesini istemek ve alacağın buna göre belirlenmesini beklemek pek olası ve hukuki görünmemektedir, diye düşünüyorum. TMK.m.2

Mahkeme dışı ikrar eğer noter onaylı bir ihtarnameyle yapılıyorsa bence geçerliliği vardır, diye düşünüyorum.HMK.m.187/2

Müvekkilinizin 10 yıl boyunca ödenen kiraya ses çıkarmamış olmasıda ödenen kiraları kabul ettiği anlamına gelmektedir.Ancak eğer yazılı sözleşmede bir arttırım oranı bulunmaktaysa ki sizin sözleşmenizde yıllık %10 arttırım yapılacağı yazıyor olduğu sorunuzdan anlaşıldığına göre bu halde karşı tarafın bu arttırım oranına uymak zorunda olduğuna dair yargıtay kararını aşağıya sunuyorum. Yalnız ilgili kararda; sözleşmede belirlenmiş bir arttırım oranı varsada ödenen miktarlara ilişkin olarak tespit davasının o kira döneminin sonuna kadar açılabileceği belirtilmektedir.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2005/3-23
K. 2005/48
T. 9.2.2005
• KİRA BEDELİNİN TESBİTİ TALEBİ ( Sözleşmede Kira Artış Oranının Belirlenmiş Olması - Kiracının Yatırdığı Miktarı İhtirazi Kayıtsız Almanın Tesbit Davası Açma Hakkını Ortadan Kaldırmaması )
• ARTIŞ ORANININ KİRA SÖZLEŞMESİNDE BELİRLENMİŞ OLMASI ( Kiracının Ödediği Bedeli İhtirazi Kayıt Koymadan Alan Kiralayanın Tesbit Davası Açma Hakkını Kaybetmeyeceği )
• İHTİRAZİ KAYIT KOYMADAN KİRA BEDELİNİ KABUL EDEN KİRALAYAN ( Kira Döneminin Sonuna Kadar Tesbit Davası Açma Hakkını Koruyacağı - Sözleşmede Artış Oranının Belirlenmiş Olması )
818/m.248,257
ÖZET : Birden çok yılı kapsayan kira sözleşmelerinde, her bir yılın kira bedeli açıkça gösterilmiş veya miktarının açıkça belirlenmesini sağlayacak artış kuralı getirilmiş ise, getirilen bu artış kuralına tarafların ""sözleşmeye bağlılık"" kuralı gereği uymaları zorunludur. Sözleşmede artış kuralının varlığı halinde kiralayan, ihtar çekmeye gerek kalmaksızın o kira dönemi içinde kira parasının tespiti istemiyle mahkemeye dava açmak hakkına sahiptir ve kiralayanın bu döneme ilişkin kira paralarını kiracıdan ihtirazi kayıtsız almış olması da doğmuş ve varlığını sürdüren bu dava açma hakkının yitirilmesine neden olmaz. Somut olayda, kira sözleşmesinde ilk kira dönemine ait kira bedeli ayrıntısıyla gösterilmiş; sonraki yıllarda bu miktara hangi oranın uygulanacağı ise sözleşmenin özel şartlarında açıkça kararlaştırılmıştır. Yukarıda açıklanan ilkeler karşısında, kiralayanın ihtar çekmesine gerek kalmaksızın kira dönemi içinde dava açarak kiranın hükmen saptanmasını isteme hakkı bulunmasına göre, 27.10.2003 tarihinde açılan eldeki davanın dönem içinde açıldığının kabulü gerekir.

DAVA : Taraflar arasındaki ""kira tespit"" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; ( Bursa Dördüncü Sulh Hukuk Mahkemesi )nce davanın reddine dair verilen 3.12.2003 gün ve 2003/1472-1583 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinin 1.4.2004 gün ve 2004/3438-3105 sayılı ilamı ile;

(...Davada; 1.1.2003 tarihinde başlayan dönem kira parasının tespiti istenilmiş, davalı taraf davanın reddini savunmuş olup mahkemece davalının ödediği kira parasını alırken ihtirazi kayıt düşülmeyip, zımni anlaşma olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

Davalı 1.1.1980 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava konusu yerde kiracıdır. Tespiti istenilen 1.1.2003 tarihi için 27.10.2003 tarihinde tespit davasını açmış olup kira sözleşmesinde kira parasının artırılacağına dair özel koşul bulunmaktadır.

Kira sözleşmesinde yer alan özel koşul, 21.11.1966 tarih ve 19/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında anılan ihtarın hukuksal önemini ortadan kaldırmaktadır. Sözleşmedeki böyle bir koşul ihtara ye ihtirazi kayda lüzum bulunmaksızın dönem içinde kira parasının, artırılması yükünü getirmektedir.

O halde, mahkemece tespit ile ilgili karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile red kararı verilmesi doğru görülmemiştir... )

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, kira tespiti istemine ilişkindir.

A. Davacının isteminin özeti:

Davacı kiralayan/malik Limited Şirket vekili 27.10.2003 tarihli dava dilekçesinde; davalının taraflar arasında akdedilen ve 1.1.1980 tarihinde başlayıp kendiliğinden yenilenmek suretiyle devam ede gelen kira sözleşmesi nedeniyle müvekkili şirkete ait dükkanda kiracı olduğunu, mecurun kira parasının 1.1.2002 - 31.12.2002 döneminde geçerli olmak üzere mahkemece 188.442.592 TL. olarak belirlendiğini, 1.1.2003 tarihinden geçerli olmak üzere bu kira parasının endeks uygulanmak suretiyle % 45,9 artırılıp 274.937.741 TL. olarak ödenmesi gerektiği halde davalının 200.010.000 TL. olarak ödediğini belirtip, kira bedelinin bu miktar üzerinden tespitine karar verilmesini istemiştir.

B. Davalı cevabının özeti:

Davalı kiracı, 1.1.2003 tarihinden itibaren davacı tarafa kira parasını 210.000.000 TL. olarak ödediğini ve makbuz aldığını, davalının da buna itiraz etmediğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

C. Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Yerel Mahkeme ""Kira parasını alırken ihtirazi kayıt ileri sürmeyen davacının 1.1.2003 tarihinden itibaren aylık kira ücretini davalının ödediği tutar üzerinden benimsemediği kabul edilmelidir. Yeniden kira ücretini belirleme isteği iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz, dolayısıyla hakkın kötüye kullanılması hukukça da korunamayacağından açılan dava yersizdir."" gerekçesiyle isteğin reddine karar vermiştir.

D. Temyiz istemi, bozma ve direnme kararlarının özeti:

Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire; yukarıda açıklanan gerekçelerle hükmün bozulmasına karar vermiş, bozma ilamı ve duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş; davacı vekili bozmaya uyulmasını, davalı vekili önceki kararda ısrar edilmesini istemiştir.

Mahkeme yukarıda açıklanan gerekçelere ek olarak ""Yüksek Yargıtay'ın çeşitli kararlarında da vurguladığı gibi kiralayanın kiracının davranışlarına ve isteklerine uzun süre ses çıkarmaması onun isteklerini ve davranışlarını benimsediği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bu davada da davacının taraflar arasındaki sözleşmenin kira ücreti ile ilgili özel maddesini yeni dönemde uygulamak istemedikleri ve bu düzenlemenin aksine aralarında oturup konuşarak yeni dönemin kira ücretini belirledikleri ortadadır. Bu yüzden 1.1.2003 den itibaren dava konusu yerin aylık kira ücretinin 200.010.000. TL. olarak ödenmesi davacı tarafın kabulü ile kesinlik kazandığından ve davalı da davacının kabul ettiği bu parayı dava tarihine kadar ödediğinden artık bu durumda davacının yeniden 1.1.2003 den geçerli olmak üzere aylık kira ücretinin değiştirildiği apaçık olan sözleşme hükümlerine göre belirlenmesini isteme hakkı yoktur. Bu yüzden açılan dava yersizdir."" ifadelerine de yer vererek önceki kararında direnmiştir.

Direnme hükmünü davacı/kiralayan temyize getirmektedir.

E. Maddi Olay: Taraflar arasındaki 1.1.1980 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bir yıllığına, aylık 2.600 TL. kira parası ödenmek üzere yapılmış olup, sözleşmenin özel şartlar 1. maddesinde aynen ""Kira müddeti umumi şartlarda yazıldığı gibidir. Ancak mahkeme ve şuverayı devlet kararlarına rağmen bu süre içinde veya sonunda taraflar memleketteki enflasyon ve devalüasyon artışlarını dikkate alarak bunlara mümasil bilumum mamul ve gayrimamül iplik, kumaş vs. maddelerdeki zam ve artışlara uyarak, her altı ayda bir kiralara % 25-30 arası zam yapılabileceğini anlayışıyla itirazsız kabul ve taahhüt ederler"" hükmüne yer verilmiştir.

1.1.2002-31.12.2002 döneminde geçerli olmak üzere mahkemece aylık kira parası 188.442.592 TL. olarak belirlenmiş, 1.1.2003 tarihinde başlayan kira döneminde ise kiracı aylık kira parasını 200.010.000 TL. olarak ödemiştir.

Davacı kiralayan Limited şirket tarafından, aynı zamanda maliki de olduğu dükkan davalı tarafa 1.1.1980 tarihinde kiralanmış; sözleşme takip eden yıllarda yenilerek sürdürülmüş; eldeki dava ise 1.1.2003-31.12.2003 kira dönemine ait kira bedelinin tespitine yönelik olarak 27.10.2003 tarihinde açılmıştır.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin özel şartlar bölümünde yer alan artış koşulunun 1.1.2003 tarihinde başlayan yeni dönemde de ihtara gerek kalmaksızın uygulanmasının gerekip gerekmediği; kiralayan/davacı Limited şirketin 1.1.2003 tarihinden itibaren 10 ay boyunca davalının yatırdığı kira bedelini hiçbir ihtirazı kayıt koymayan makbuz karşılığı almasının, taraflar arasında zımnen sözlü yeni bir sözleşmenin akdedildiği ve kira bedelinin bu rakam üzerinden kabul edildiği anlamına gelip gelmeyeceği, noktalarında toplanmaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki, birden çok yılı kapsayan kira sözleşmelerinde her bir yılın kira bedeli açıkça gösterilmiş veya miktarının açıkça belirlenmesini sağlayacak artış kuralı getirilmiş ise, getirilen bu artış kuralına tarafların, ""sözleşmeye bağlılık"" kuralı gereği uymaları zorunludur.

Zira, artış kuralı konulmakla her kira dönemi için kiracının ödeyeceği kira bedelinin taraflarca kolaylıkla belirlenmesi olanaklı hale getirilmiştir.

Sözleşmede artış kuralının varlığı halinde kiralayan, ihtar çekmeye gerek kalmaksızın o kira dönemi içinde kira parasının tespiti istemiyle mahkemeye dava açmak hakkına sahiptir ve kiralayanın bu döneme ilişkin kira paralarını kiracıdan ihtirazi kayıtsız almış olması da doğmuş ve varlığını sürdüren bu dava açma hakkının yitirilmesine neden olmaz.

Somut olayda, maddi olaya ilişkin açıklamalarda aynen yer verildiği üzere kira sözleşmesinde ilk kira dönemine ait kira bedeli ayrıntısıyla gösterilmiş; sonraki yıllarda bu miktara hangi oranın uygulanacağı ise sözleşmenin özel şartlarında açıkça kararlaştırılmıştır.

Davacı/kiralayan tarafından, kira parasının artırımına ilişkin iş bu şarta dayanılarak kiralananın 1.1.2003 tarihinden geçerli aylık kira parasının 1.1.2003-31.12.2003 dönemine özgü olmak üzere 274.937.741 TL. olduğunun tespiti istenilmektedir.

Yukarıda açıklanan ilkeler karşısında kiralayanın, ihtar çekmesine gerek kalmaksızın kira dönemi içinde 1.1.2004 tarihine kadar dava açarak kiranın hükmen saptanmasını isteme hakkı bulunmasına göre, 27.10.2003 tarihinde açılan eldeki davanın dönem içinde açıldığının kabulü gerekir.

Kiracının kirayı artırarak ödemede bulunması ve kiralayanın da bunu hiçbir kayıt ve koşul ileri sürmeden kabul etmiş olması, doğmuş ve varlığını sürdüren bu dava açma hakkının yitirilmesine neden olmayacağı gibi taraflar arasında yeni şartlarla akdedilmiş bir kira sözleşmesinin varlığını kabule de yeterli değildir.

Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, kiranın hükmen saptanması isteğinin kabulü yerine, yasal olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 9.2.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
------------------
Old 14-12-2011, 10:22   #3
tiryakim

 
Varsayılan

6100 sayılı hmk da mahkeme dışı ikrar konusu yok
Old 14-12-2011, 12:01   #4
avgubse

 
Varsayılan

İhtar noter kanalı ile çekildiği için ve uzunca bir müddet kiralar 3500 dolar şeklinde yattığı için hem ihtarın hemde yatan paranın uzunca bir süre bu şekli ile çekilmesinin kiranın 3500 dolara düşürüldüğü hususunun tespiti hakkında işinize yarayacağını düşünüyorum.
Old 14-12-2011, 12:23   #5
Admin

 
Varsayılan

Sorununuzu yanıtlarken sanıyorum "ispat şekli" ile "sıhhat şekli" arasındaki farkı tekrar vurgulamak gerek:

Kira sözleşmesi gerek BK'deki genel esaslara göre, gerekse 6570 sayılı kanun kapsamına girdiği durumlarda bu kanundaki özel düzenlemelere göre, şekle tabi bir akit değildir. Bir diğer deyişle akit BK'nın genel düzenlemeleri kapsamında her türlü şekilde (yazılı, sözlü, zımni vs.) akdedilebileceği gibi, yine aynı esaslara göre akde ilişkin esaslı unsurlarda (mesela kira bedelinin ve mecurun kullanım şeklinin değişliği) dahi her zaman değişiklik yapılabilir. Dolayısıyla yazılı bir kira sözleşmesi yapıldıktan sonra, eğer taraflar şifahi olarak kira bedelinin değişmesi konusunda anlaşmışlarsa, bu anlaşma geçerlidir ve her iki tarafı da bağlar ve bilahare diğer tarafın rızası veya mahkeme kararı olmadan bir taraf tarafından değiştirilemez, geçersiz akdedilemez, yok sayılamaz.

Bu bağlamda taraflar kira bedelinin 35.000 olacağı konusunda şifahi dahi olsa anlaşmışlarsa artık sözleşmedeki kira bedeli 35.000-TL olmuştur ve sözleşme süresi sonuna kadar bu bedel ödenecektir. Sözleşmenin 10-Yıllık olduğu düşünüldüğünde de -akitte yıllık artışa ilişkin özel bir düzenleme olmaması durumunda- bu yeni bedel artık 10 yılın sonuna kadar geçerliliğini korur.

Usul hukuku açısından yazılılık şartı ise bir geçerlililk şartı değildir, sadece bir hukuki işlemin yargı organları önünde ispatının şekline ilişkin bir düzenlemedir. Yargı usulu açısından ispat şekli, genel hükümler açısından geçerlilik/varlık/yoklun/butlan vs. anlamında değerlendirilmemelidir. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz.
Sözleşmede Şekil Kavramı - Sıhhat (Geçerlilik) Şekli ve İspat Şekli

Durumu tekrar özetleyecek olursak, sizi sözleşmenizde artık kira bedeli 35.000-TL olmuştur ve kira sözleşmesi 10 yıllık olduğu için de -sözleşmede ayrıca bir düzenleme yoksa- geleneksel olarak bir yıl akdedilen diğer kira sözleşmelerinin aksine ertesi yıl değişmez, sözleşme bitimine kadar 35.000-TL kalacaktır. Durum BK kapsamında esas yönünden böyleyken, esasında bence HMK kapsamında usul yönünden dahi böyledir, zira kiralayanın noterden keşide ettiği ve kiranın 35.000-TL'ye düşürüldüğünü ikrar ettiği beyanı bence HUMK/HMK kapsamında yazılı ispat şartını fazlasıyla karşılamaktadır. Hatta bu belgenin olmadığı bir durumda DAHİ, uzun yıllar boyunca bu miktar kirayı sesini çıkarmadan alan bir kiralayanın yıllar sonra kira bedeli bu değildi demesinin iyiniyet kurallarına uygun olmayacağı ve zimni kabul sayılacağı da değerlendirilebilirdi. Bu iddia belki İcra Mahkemesinde tartışılamazdı ama Sulh Hukuk Mahkemesinde veya bilahare açılacak menfi tesbit/istirdat davasında yine gündeme getirilebilirdi.
Old 14-12-2011, 12:29   #6
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Sorununuzu yanıtlarken sanıyorum "ispat şekli" ile "sıhhat şekli" arasındaki farkı tekrar vurgulamak gerek:

Kira sözleşmesi gerek BK'deki genel esaslara göre, gerekse 6570 sayılı kanun kapsamına girdiği durumlarda bu kanundaki özel düzenlemelere göre, şekle tabi bir akit değildir. Bir diğer deyişle akit BK'nın genel düzenlemeleri kapsamında her türlü şekilde (yazılı, sözlü, zımni vs.) akdedilebileceği gibi, yine aynı esaslara göre akde ilişkin esaslı unsurlarda (mesela kira bedelinin ve mecurun kullanım şeklinin değişliği) dahi her zaman değişiklik yapılabilir. Dolayısıyla yazılı bir kira sözleşmesi yapıldıktan sonra, eğer taraflar şifahi olarak kira bedelinin değişmesi konusunda anlaşmışlarsa, bu anlaşma geçerlidir ve her iki tarafı da bağlar ve bilahare diğer tarafın rızası veya mahkeme kararı olmadan bir taraf tarafından değiştirilemez, geçersiz akdedilemez, yok sayılamaz.

Bu bağlamda taraflar kira bedelinin 35.000 olacağı konusunda şifahi dahi olsa anlaşmışlarsa artık sözleşmedeki kira bedeli 35.000-TL olmuştur ve sözleşme süresi sonuna kadar bu bedel ödenecektir. Sözleşmenin 10-Yıllık olduğu düşünüldüğünde de -akitte yıllık artışa ilişkin özel bir düzenleme olmaması durumunda- bu yeni bedel artık 10 yılın sonuna kadar geçerliliğini korur.

Usul hukuku açısından yazılılık şartı ise bir geçerlililk şartı değildir, sadece bir hukuki işlemin yargı organları önünde ispatının şekline ilişkin bir düzenlemedir. Yargı usulu açısından ispat şekli, genel hükümler açısından geçerlilik/varlık/yoklun/butlan vs. anlamında değerlendirilmemelidir. Bu konuda daha fazla bilgi için bkz.
Sözleşmede Şekil Kavramı - Sıhhat (Geçerlilik) Şekli ve İspat Şekli

Durumu tekrar özetleyecek olursak, sizi sözleşmenizde artık kira bedeli 35.000-TL olmuştur ve kira sözleşmesi 10 yıllık olduğu için de -sözleşmede ayrıca bir düzenleme yoksa- geleneksel olarak bir yıl akdedilen diğer kira sözleşmelerinin aksine ertesi yıl değişmez, sözleşme bitimine kadar 35.000-TL kalacaktır. Durum BK kapsamında esas yönünden böyleyken, esasında bence HMK kapsamında usul yönünden dahi böyledir, zira kiralayanın noterden keşide ettiği ve kiranın 35.000-TL'ye düşürüldüğünü ikrar ettiği beyanı bence HUMK/HMK kapsamında yazılı ispat şartını fazlasıyla karşılamaktadır. Hatta bu belgenin olmadığı bir durumda DAHİ, uzun yıllar boyunca bu miktar kirayı sesini çıkarmadan alan bir kiralayanın yıllar sonra kira bedeli bu değildi demesinin iyiniyet kurallarına uygun olmayacağı ve zimni kabul sayılacağı da değerlendirilebilirdi. Bu iddia belki İcra Mahkemesinde tartışılamazdı ama Sulh Hukuk Mahkemesinde veya bilahare açılacak menfi tesbit/istirdat davasında yine gündeme getirilebilirdi.

Üstadım öncelikle Teşekkür ederim aşağıda verdiğim linkteki makale ve karar sizin iddilarınızı çürütmüyor mu ?

http://www.huder.org/indir.asp?id=28

Saygılar...
Old 14-12-2011, 13:01   #7
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Üstadım öncelikle Teşekkür ederim aşağıda verdiğim linkteki makale ve karar sizin iddilarınızı çürütmüyor mu ?

http://www.huder.org/indir.asp?id=28

Saygılar...
"Çürütüyor" derken "destekliyor" mu demek istediniz acaba?

Sonuç kısmına (en son paragraf) bakarsak HGK noter onaylı bir belgeyi Mahkeme dışı ikrar olarak nitelendirip dikkate almayan Yargıtay dairesini hatalı bulmuş ve bu belgenin bağlayıcı olduğuna karar veren Alt Mahkeme kararını onamış:

Alıntı:
Mahkeme dışında yapılan ikrar bir senede veya belgeye bağlanmış ise, artık ikrardan değil senetten söz etmek gerekir. Somut olayda davalının ikrarı noter tarafından belgelendirildiğine göre, artık bir mahkeme dışı ikrar değil, resmi bir senet söz konusudur. Mahkeme dışı ikrar söz konusu olmadığına göre, artık HUMK m. 236, IV ' üncü fıkrası hükmünün etkisi değil, resmi senedin kesin delil etkisi söz konusudur. Bu nedenle, noter tarafından tasdik edilen ikrarın resmi senede dönüştüğü, dolayısıyla kesin delil etkisine sahip olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararı doğrudur. Buna karşılık, noter tarafında belgelendirilen ikrarı hala mahkeme dışı ikrar olarak kabul eden ve HUMK m. 236, IV çerçevesinde değerlendiren Yargıtay 6' ncı Hukuk Dairesinin bozma kararı yerinde değildir.

Kaldı ki, HGK kararının bir an için tersi doğrultuda olduğu düşünülseydi (ve azınlıkta kalan Yargıtay 6. HD'nin görüşü benimsenseydi dahi) dahi sonuç değişmezdi, zira kararın üst kısmını okursanız, azınlıkta kalan görüşün dahi sizin olayınız için bu belgeyi geçerli sayacağını görebilirsiniz.

6 HD Mahkeme dışı ikrar geçerli değildir demiyor, geçerli olması için başka delillerle de desteklenmesi gerekir diyor. Sizin olayınıza dönecek olursak, şifahi olarak 35.000-TL olarak belirlenen kira bedelinin 10 yıl boyunca ses çıkarılmadan alınması kadar kuvvetli "başka delil" bulmak bayağı bir güç olur diye düşünüyorum. Bir evsahibinin zımni kabulü olmadan yazılı sözleşmedeki miktardan 5000-TL eksik ödemeyi 10 yıl boyunca sesini çıkarmadan kabul etmesi ve hiçbir hukuki işlem yapmaması hayatın olağan akışına uygun olabilir mi? Müvekkiliniz 10 yıl boyunca bitkisel hayatta vs. kalmadıysa bu durumu açıklamak pek bir güçtür diye düşünüyorum.
Old 14-12-2011, 13:10   #8
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Buna karşılık, noter tarafında belgelendirilen ikrarı hala mahkeme dışı ikrar olarak kabul eden ve HUMK m. 236, IV çerçevesinde değerlendiren Yargıtay 6' ncı Hukuk Dairesinin bozma kararı yerinde değildir.

Yargıtay 6. Hukuk dairesi noter tarafından belgelendiren ihtarı mahkeme dışı ikrar kabul ettiği için kararı bozmuş üstadım. Yani davanın dışında yapılan ihtar noter tarafından yollansa bile mahkeme dışında yapılan ihtar olduğu için geçerliliği yoktur demektedir.Makaleyi yazan hocamız yerel mahkemenin kararının doğru yargıtayın kararın yanlış olduğundan bahsediyor
Old 14-12-2011, 13:15   #9
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
"Çürütüyor" derken "destekliyor" mu demek istediniz acaba?

Sonuç kısmına (en son paragraf) bakarsak HGK noter onaylı bir belgeyi Mahkeme dışı ikrar olarak nitelendirip dikkate almayan Yargıtay dairesini hatalı bulmuş ve bu belgenin bağlayıcı olduğuna karar veren Alt Mahkeme kararını onamış:


Kaldı ki, HGK kararının bir an için tersi doğrultuda olduğu düşünülseydi (ve azınlıkta kalan Yargıtay 6. HD'nin görüşü benimsenseydi dahi) dahi sonuç değişmezdi, zira kararın üst kısmını okursanız, azınlıkta kalan görüşün dahi sizin olayınız için bu belgeyi geçerli sayacağını görebilirsiniz.

6 HD Mahkeme dışı ikrar geçerli değildir demiyor, geçerli olması için başka delillerle de desteklenmesi gerekir diyor. Sizin olayınıza dönecek olursak, şifahi olarak 35.000-TL olarak belirlenen kira bedelinin 10 yıl boyunca ses çıkarılmadan alınması kadar kuvvetli "başka delil" bulmak bayağı bir güç olur diye düşünüyorum. Bir evsahibinin zımni kabulü olmadan yazılı sözleşmedeki miktardan 5000-TL eksik ödemeyi 10 yıl boyunca sesini çıkarmadan kabul etmesi ve hiçbir hukuki işlem yapmaması hayatın olağan akışına uygun olabilir mi? Müvekkiliniz 10 yıl boyunca bitkisel hayatta vs. kalmadıysa bu durumu açıklamak pek bir güçtür diye düşünüyorum.

Peki Borçlar Kanun 126. Mddesine göre
Alıntı:

2 - Be
ş senelik müruru zaman
Madde 126 - Aşağıdaki alacak veya davalar hakkında beş senelik müruru zaman cari olur;
1 - Alelümum kiralar ile resülmal faizleri ve muayyen zamanlarda tediyesi meşrut aidat hakkındaki davalar.
demektedir.
Yani bu madde geriye dönük 5 yıllık kirayı isteyebilirsiniz anlamındadır.

Old 14-12-2011, 13:29   #10
Admin

 
Varsayılan

Sayın tiryakim,
Alıntı:
Yazan tiryakim
Yargıtay 6. Hukuk dairesi noter tarafından belgelendiren ihtarı mahkeme dışı ikrar kabul ettiği için kararı bozmuş üstadım. Yani davanın dışında yapılan ihtar noter tarafından yollansa bile mahkeme dışında yapılan ihtar olduğu için geçerliliği yoktur demektedir.Makaleyi yazan hocamız yerel mahkemenin kararının doğru yargıtayın kararın yanlış olduğundan bahsediyor
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi noter tarafından belgelendirilen ikrar başka delillerle de desteklenmediği için kararı bozmuş, Hukuk Genel Kurulu da noter tarafından belgelendirme işlemi artık "ikrar" değil, "senet" yapar ve başka delille dahi gerek duyulmadan bağlayıcı hale getirir gerekçesiyle 6 HD'nin kararını bozmuş.

Netice olarak gelinen nokta Hukuk Genel Kurulunun noter tarafından belgelendirilen beyanın Mahkemede geçerli kabul edileceği ve bunun aksi yönde savunmada bulunulamayacağıdır.

BK 126 gereğince elbetteki 5 yıllık kira istenebilir, o madde zamanaşımına ilişkin buradaki tartışmamız zamanaşımı değil: Zımni kabul.

Konuda yeterince görüş bildirdiğime inanıyorum ve izninizle konuya katılımımı sonlandırıyorum.
Old 14-12-2011, 13:33   #11
tiryakim

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz Hukuk Genel Kurulu kararına nasıl ulaşabiliriz üstadım.
Old 14-12-2011, 13:48   #12
Admin

 
Varsayılan

Özür dileyerek düzeltiyorum, benim hatam: Varılan sonuç HGK'nın değil, makale yazarının (ve ayrıca benim) görüşü(m).

Ancak yukarıda belirttiğim üzere Yargıtay 6. HD'nin gerekçesinde başka delillerle desteklenme durumunda ikrarın geçerliliği söz konusu olduğundan, sizin olayınız açısından yine yukarıda belirttiğim gibi zaten bu durum gerçekleşmiş. 10 yıl boyunca ödenen kiranın ses çıkartılmadan kabul edilmesi, noterden ikrar olsun ya da olmasın zımni kabul'ün irdelenmesini gerektirir çok ciddi bir durumdur düşüncesindeyim.

Zaten ispat şekli yönünden usuli tartışmayı da bir kenara bırakalım, ilk mesajınızda siz kiranın 35.000-TL olarak değiştirildiğini kabul etmişsiniz. Kira size göre de 35.000-TL ise güncellenmişse, o zaman hala neyi tartışıyoruz ki?

Bu defaki kesin son mesajım.
Old 14-12-2011, 13:51   #13
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Özür dileyerek düzeltiyorum, benim hatam: Varılan sonuç HGK'nın değil, makale yazarının (ve ayrıca benim) görüşü(m).

Ancak yukarıda belirttiğim üzere Yargıtay 6. HD'nin gerekçesinde başka delillerle desteklenme durumunda ikrarın geçerliliği söz konusu olduğundan, sizin olayınız açısından yine yukarıda belirttiğim gibi zaten bu durum gerçekleşmiş. 10 yıl boyunca ödenen kiranın ses çıkartılmadan kabul edilmesi, noterden ikrar olsun ya da olmasın zımni kabul'ün irdelenmesini gerektirir çok ciddi bir durumdur düşüncesindeyim.

Zaten ispat şekli yönünden usuli tartışmayı da bir kenara bırakalım, ilk mesajınızda siz kiranın 35.000-TL olarak değiştirildiğini kabul etmişsiniz. Kira size göre de 35.000-TL ise güncellenmişse, o zaman hala neyi tartışıyoruz ki?

Bu defaki kesin son mesajım.


Ben size katılmıyorum...
Teşekkürler...
Old 14-12-2011, 13:55   #14
tiryakim

 
Varsayılan

Aşağıda verilen Linki incelerseniz sevinirim Üstadım...
Cevap yazmasınızda olur
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7875
Old 14-12-2011, 16:27   #15
tiryakim

 
Varsayılan

2009 yılında çekilen ihtarname 2009 yılı öncesini kapsamaktadır . Peki 2009 yılında çekilen bu ihtarname 2009 yılından sonrası nı kapsar mı ? Bu konuda hukuki görüşleriniz açıklarsanız sevinirim.
Old 14-12-2011, 20:11   #16
tiryakim

 
Varsayılan

Mahkeme dışında Noter tarafından onaylı imza ikrarını içeren belge mahkeme dışı ikrar olarak nitelendirilir mi ?
Old 15-12-2011, 15:33   #17
tiryakim

 
Olumlu İhtara Cevap Vermemek

Merhabalar ;

Keşide edilen İhtarnameye cevap vermemenin anlamı nedir ?

Teşekkürler...
Old 15-12-2011, 15:38   #18
sebepsiz zenginleşme

 
Varsayılan

Bende çoğunlukla o bir haftalık süre içinde parayı yatırınız cevap veriniz ihtarnamelerini dikkate almıyor cevap vermiyorum çoğunlukla da bir anlamı olmadığı kanaatindeyim ancak ihtarnamenin içeriğine göre de değişen koşul ve durumlar vardır örneğin ihtarla temerrüde düşürülme ihtarla yeni maliğin kiracısını evden çıkarma imkanı doğabilmektedir özetle bence kabul etmemek ihtarın içeriğini anlamına gelmektedir
Old 15-12-2011, 19:15   #19
Mozkul

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
6100 sayılı hmk da mahkeme dışı ikrar konusu yok

Ben zaten var olduğunu iddia etmedim ancak ;

HMK.m.187/2 -(2) Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.


Madde 198- (1) Kanuni istisnalar dışında hâkim delilleri serbestçe değerlendirir.


Madde 199- (1) Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.

Madde 202-(2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.

Madde 204- 2) İlgililerin beyanına dayanılarak noterlerin tasdik ettikleri senetlerle diğer yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgeler, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılırlar.
Madde 205- (1) Mahkeme huzurunda ikrar olunan veya mahkemece inkâr edenden sadır olduğu kabul edilen adi senetler, aksi ispat edilmedikçe kesin delil sayılırlar.

düzenlemelerine göre noterden gönderilmiş bir beyanın hakim tarafından delil olarak değerlendirileceğini ifade etmek istedim.

Kaldı ki; HGK kararına dikkat etmenizi de tavsiye ederim.

İyi Çalışmalar.
Old 15-12-2011, 22:09   #20
tiryakim

 
Varsayılan

İhtarname çekildiği tarihten öncesi için hüküm ifade edebilir ama ihtarname çekildiği tarihten sonrası için hüküm ifade eder mi ?
Mesela ; 2009 yılında çekilen ihtarname 2009 öncesi için hüküm ifade edebilir ama 2009 sonrası için aynı ihtarname hüküm ifade edermi ?
Umarım anlatabilmişimdir.
Old 20-12-2011, 23:22   #21
tiryakim

 
Mutsuz Maddi Hata

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım;
Taraflar arasında yapılan 01.01.2000 tarihli sözleşmede yıllık kira bedeli 40000 usd olarak kabul edilmiştir. 1 yıl sonra borcun ödenmemesi sonucunda çekilen ihtara şu şekilde yazılmıştır. ''01.01.2000 tarihli sözleşmede 35000 usd tarafımıza ödenmesi şeklinde'' ihtarname gönderilmiştir. Bu ihtarda sözleşme tarihi ( 01.01.2000 ) doğru yazılmış fakat rakam yanlış yazılmıştır.
Bu durum maddi hatadan kaynaklanan bir ikrar olarak değerlendirilebilir mi ?Çünkü gönderilen ihtarnamede yazılı sözleşme tarihi doğru yazılmış ( yazılı sözleşmede tarihi 01.01.2000 ) sadece sehven hataya düşülerek 40000 usd yazılacağı yerde 35000 usd yazılmıştır.

Teşekkürler...
Old 21-12-2011, 23:30   #22
tiryakim

 
Varsayılan

2009 yılında çekilen ihtarname 2011 yılında açılan davayı bağlar mı ? İhtarnamelerin tarafları bağlayıcılık süresi ne kadardır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Temerrüt Nedeni ile Tahliye Yazılı Kira Sözleşmesi tiryakim Meslektaşların Soruları 8 03-06-2015 11:23
yazılı-sözlü kira sözleşmesi avgubse Meslektaşların Soruları 0 22-03-2010 14:41
Yazılı olmayan kira sözleşmesi Av.Ramazan VEFA Meslektaşların Soruları 8 12-08-2009 14:15
tahliye taahhüdü yazılı kira sözleşmesi yerine geçer mi?? dsahutoglu Meslektaşların Soruları 2 31-07-2008 12:23
Yazılı kira sözleşmesi yoksa kira bedeli nasıl ispat edilir. Av.Mustafa yağan Meslektaşların Soruları 4 15-02-2008 19:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08179092 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.