Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Banka avukatlık kimliğimi kabul etmedi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-03-2008, 16:22   #1
lawyer_2009

 
Varsayılan Banka avukatlık kimliğimi kabul etmedi

Yapı kredi bankasından hesabımdan para çekmek için şubesine başvurduğumda paramı çekebilmem için kimlik istenildi bende avukatlı kimliğimi ibraz ettim fakat kimliğim kabul edilmeyerek ödemede bulunmadılar bunun üzerine internet üzerinden dilekçe ile söz konusu bankaya başvurdum banka bana şu cevabı verdi;

"Öncelikle konuyu ve görüşlerinizi bizlerle paylaştığınız için teşekkür ederiz

İnternet kanalıyla ulaşan yazınızda , 1136 sayili Avukatlik Yasasi'nin 4667 sayili Yasa ile degisik 9. maddesinin 3. fikrasinin "avukatlik kimliginin resmi belge" niteliginde oldugu hükmünü getirdiginden bahisle, Subemize yaptiginiz basvurunuzda avukatlik kimliginiz ile islem yaptiramadiginizi belirtmektesiniz

Bilindigi üzere, Karaparanin Aklanmasinin Önlenmesine Dair 4208 Sayili Kanunun Uygulanmasina Iliskin Yönetmeligin 6. maddesinde, kimlik tespitinde bankalarin kabul edecegi belgeler sayilmis olup, bu belgeler gerçek kisiler için nüfus hüviyet cüzdani, sürücü belgesi veya pasaport ile sinirlandirilmistir.

Keza Türkiye Bankalar Birligi'nin Bankamiza göndermis oldugu 27/02/2003 tarihli yazida, yapilan degerlendirme sonucunda, Karaparanin Aklanmasinin Önlenmesine Dair Kanun kapsaminda Mali Suçlari Arastirma tarafindan çikarilan Yönetmelik ve Tebliglerde belirlenen kimlik tespit esaslarina bankalarin uymakla yükümlü olduklari, bankacilik islemlerinde diger resmi kimlikleri kabul etme inisiyatiflerinin bulunmadigi hususu açik bir sekilde belirtilmistir.
Yukarida belirtilen hususlar paralelinde Bankamizin konuya iliskin uygulamasinin mevzuata, kanuna ve genel bankacilik uygulamasina uygun oldugunu, bununla birlikte sorunun çözümlenmesine yönelik daha yapıcı bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği hususunda ilgili şubemizin uyarıldığını bilgilerinize sunar, iyi ilişkilerimizin devamını dileriz."

bankanı gerekçesi ne kadar doğru? bu cevap doğrultusunda neler yapılabilinir?
Old 04-03-2008, 16:33   #2
korayoz

 
Varsayılan

Avukatlık kimliklerinin kimlik tespitine esas belge olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin Türkiye Bankalar Birliğinin 17.05.2004 tarih ve 2512 sayılı işleminin ve bu işleme dayanak teşkil eden Karaparanın Aklanmasının önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesi (a) bendinin iptali istemi ile ilgili olarak Ankara Barosunca açılan dava Danıştay tarafından reddedildi.
T.C. DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/2524
Karar No : 2006/3512



_____ : Ankara Barosu Başkanlığı

Adliye Sarayı B Blok Kat:5 - Sıhhiye/ANKARA
_____ : 1-Maliye Bakanlığı
2- Türkiye Bankalar Birliği
_____ : Av. Bülent Ensari, Av. Volkan Esiner
Şehit Ersan Cad. No: 4/3 - Çankaya/ANKARA


Davan

ınÖzetti: Avukatlık kimliklerinin kimlik tespitine esas belge olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin Türkiye Bankalar Birliğinin 17.05.2004 tarih ve 2512 sayılı işleminin ve bu işleme dayanak teşkil eden Karaparanın Aklanmasının önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesi (a) bendinin iptali istenilmektedir.
Maliye Bakanlığının Savunmasının Özeti : Yönetmelikte her türlü resmi kimlik belgesi üzerinden değil yanlızca ismen sayılan resmi kimlik belgeleri üzerinden kimlik tespiti yapılmasının öngörüldüğü, avukat kimliklerinin mesleki bir gruba ait olması nedeniyle bu kimliklerin "kimlik tespiti" uygulamasında kabul edilmesinin, diğer meslek gruplarının da benzer düzenlemeler yapmasına yol açacağı, bunun da uygulamada ciddi zararların ortaya çıkmasına neden olacağı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Türkiye Bankalar Birliğinin Savunmasının Özeti : Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığının yazısında kimlik tespitinde kullanılacak belgelerin kapsamının genişletilmesinin düşünülmediği, avukat kimliklerinin kimlik tespitinde esas belge olarak kabul edilemeyeceğinin belirtildiği ve bu görüş doğrultusunda işlem tesis edildiği, yapılan işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Daniştav Tetkik Hakimi Gülsen A. PEHLİVAN'ın Düşüncesi : istemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savaşa Radive TİRYAKİ'nin Düşüncesi : Dava,Avukatlık kimliklerinin kimlik tesbitine esas belge olarak kabul edilmeyeceğine dair.Türkiye Bankalar Birliği işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6.maddesinin (a) bendinin istemiyle açılmıştır.
19.11.1996 günlü 22822 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun 15.maddesinde,"Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak kimlik tesbitine dair gerekli düzenlenmelerin yapılması....Bakanlar Kurulunca bu Kanunun yayım tarihini izleyen altı ay içinde çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir, "hükmü yer almaktadır.


T.C.
DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No
: 2004/2524
Karar No : 2006/3512
Anılan hüküm uyarınca Maliye Bakanlığınca çıkarılan Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin "Kimlik tesbit usulü" başlıklı 6.maddesinde,kimlik tesbitinin bu maddede sayılan belgelerin aslının veya noterce onaylanmış suretlerinin ibrazı sonrası okunabilir fotokopilerinin alınması veya işlemle ilgili evrakın arkasına kimlik bilgilerinin kaydı suretiyle yapılacağı,kimlik tesbitinde kullanılacak belgelerin Türk uyruklu gerçek kişiler İçin nüfus hüviyet cüzdanı,sürücü belgesi veya pasaport olduğu, aynı maddenin son fıkrasında da,Başkanlığın kimlik tesbiti zorunluluğuna ilişkin usul ve esaslar ile kimlik tesbitine esas belge nevini belirlemeye yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.
Davacı,5043 sayılı Yasayla değişik 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 9.maddesinde avukat kimlikleri,tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmündedir.kuralı yer aldığını,bu nedenle yönetmelik hükmünün yasaya aykırı oludğunu iddia ederek söz konusu yönetmelik maddesinin iptalini talep etmektedir.
Karapara, çeşitli yasalarda yasaklanmış fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak,mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değerdir. Karaparanın elde edilenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi, bu yolla elde edildiği biiinen karaparanın başkalarınca veya elde edenlerce kullanılması, kazanılması, kaynak veya niteliğinin değiştirilmesi, gizlenmesi, yerinin değiştirilmesi, transfer yoluyla aklanması karapara aklanma suçunu oluşturmaktadır. Sayılan bu suçların içinde bulunan ilgililerin tesbitinde dolayısıyla karaparanın aklanma suçlarının tesbiti ve önlenmesi açısından kimlik tesbitinin önemi açıktır.
Kimlik tesbiti için tesbite esas belgelerin sayısının çokluğu nedeniyle kimlik tesbitinin yapıldığı alanlarda, birimlerde görevlilerin bazı zorluklarla karşılaşmaları olasıdır.. Kimlik tesbitine esas belge sayısı ne kadar az ve herkesçe tanınabilen belgelerden olursa, görevlilerin kimlik tesbitinde yanılmalarının sözkonusu olmayacağı açıktır. Bazı kamu kurumlarınca, çalışma alanlarıyla ilgili düzenlemelerinde kimlik tesbiti için dava konusu yönetmelik hükmüyle belirlenen kimlik tesbitine esas belgelerin (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi gibi) kabul edildiği de herkesçe bilinmektedir.(Tapu Sicil Tüzüğünde olduğu gibi)
Avukat kimliği, mesleki bir kimlik olup, bu kimliğin kimlik tesbitinde kabul edilmesi
başka meslek gruplarının benzer düzenlemeler yapmalarına, kimlik tesbitinde kimlik tesbitine
esas belgelerin çokluğunun da yanlışlıkların, karışıklıkların oluşmasına neden olabileceğinin
kabulü gerekir.

Yönetmelikte sayılan kimlik tesbitine esas belgelerden nüfus cüzdanı genellikle herkeste bulunan belgelerden biridir. Görevliler tarafından kolaylıkla tanınabilen bir belgedir.


T.C.
DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE

Esas No : 2004/2524
Karar No : 2006/3512


Dava konusu yönetmelik hükmü, kimlik tesbitinde kimlik tesbitine esas belgeleri belirlemekte, avukat kimliğinin resmi niteliğinde bir değişiklik yaratmamaktadır. Avukat kimliğinin sahiplerince dava konusu yönetmeliğin alanı dışındaki işlemlerde kullanılması mümkündür.

Dava konusu işleme gelince,avukatlar tarafından yapılacak başvurularda,avukatlık kimliğinin resmi belge olarak kabul edilmemesinde yukarıda yer alan gerekçe ile yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle yasal dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü.
Dava, Avukatlık kimliklerinin kimlik tespitine esas belge olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin Türkiye Bankalar Birliğinin 17.05.2004 tarih ve 2512 sayılı işleminin ve bu işleme dayanak teşkil eden Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6. maddesi (a) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarelerin davanın süre aşımı yönünden reddedilmesi gerektiği iddiası yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi.
4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Yasanın 15. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak bilgi verme, kimlik tespiti, araştırma ve inceleme yöntemleri, şüpheli işlemler, aklamaya konu menfaat ve değerlerin belirlenmesine dair gerekli düzenlemelerin yapılması, Koordinasyon Kurulunun yönetim, toplanma ve çalışma esas ve usulleri, toplantı ve karar nisabına ilişkin hususlar, Bakanlar Kurulunca bu Kanunun yayım tarihini izleyen altı ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almıştır.
Anılan Yasa kuralı uyarınca çıkarılan ve 2.7.1997 gün ve 23037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanmasına ilişin Yönetmeliğin " Kimlik Tespit Usulü" başlıklı değişik 6. maddesinde, kimlik tesbitinin bu maddede sayılan belgelerin aslının veya noterce onaylanmış suretlerinin ibrazı sonrası okunabilir fotokopilerinin alınması veya işlemle ilgili evrakın arkasına kimlik bilgilerinin kaydı suretiyle yapılacağı, kimlik tesbitinde kullanılacak belgelerin Türk uyruklu gerçek kişiler için nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport olduğu, aynı maddenin son fıkrasında da, Başkanlığın kimlik tesbitinin zorunluluğuna ilişkin usul ve esaslar ile kimlik tesbitine esas belge nevini belirlemeye yetkili olduğu kurala bağlanmıştır.



T.C.
DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/2524
Karar No : 2006/3512


1136 sayılı Avukatlık Yasasının 5043 sayılı yasa ile değişik 9. maddesinde ise, avukat kimliklerinin, tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik olduğu kurala bağlanmıştır.

Davacı Baro, dava konusu yönetmeliğe göre avukat kimliklerinin geçerli bir kimlik olarak kabul edilmemesinin, Avukatlık Yasasının anılan hükmüne aykırı olduğunu öne sürmektedir.
Karaparanın aklanmasının önlenmesi konusunda uygulanacak esasları belirlemek amacıyla çıkarılan 4208 sayılı yasanın 2. maddesinde, "Karapara" çeşitli kanunlarda yasaklanmış fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para ve para yerine geçen her türlü kıymetli evraklar, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değer olarak tanımlanmıştır.
Karaparanın aklanması suçunun tesbiti ve işlenmesinin engellenebilmesi için kimlik tespitinin önemi açık olduğundan, yasa koyucu tarafından idareye bu konuda düzenleme yapma yetkisi tanınmıştır.
Davalı idareler savunmalarında ; karaparanın aklanması suçu ile mücadelede ilgili kişinin ayrıntılı ve doğru kimlik bilgilerine sahip olunması, bu bilgilerin sadece idarelerinde değil (özellikle mali kurumlar nezdinde takibin yapılabilmesi için) diğer kuruluşlardaki bilgilerin de doğru ve ayrıntılı olması gerektiği, bu nedenle kanun kapsamındaki işlemler için yaygın, güvenli ve tanımada zorluk çekilmeyecek nitelikteki kimliklerin (nüfus cüzdanı, sürücü belgesi ve pasaport ) esas alınmasının zorunlu olduğu belirtilmektedir.
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Türkiye Barolar Birliğince üyelerine verilen avukat kimliğinin resmi niteliğe sahip olduğunda ve meslek mensubunu tanıtması açısından yurt çapında geçerli olduğunda kuşku bulunmamaktadır.Bununla beraber, Avukat kimliğinin ayırdedici özellikleri hakkında sadece bir meslek grubunun ve ilişkili olduğu kişilerin yeterli bilgiye sahip olduğu ve nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi gibi yaygın kullanımının olmadığı açıktır.
Davalı idarelerin savunmasında belirtildiği gibi "Karaparanın Aklanmasının Önlenmesi" bakımından, kimlik tespitine esas alınacak belgelerin yaygın kullanımda, detaylı bilgiye sahip ve herkesin kolaylıkla ayırdedici özelliklerini tespit edebileceği nitelikte olması gerekmektedir.
Bu nedenle, avukatlık kimliklerinin karaparanın önlenmesinde esas alınacak belgeler içinde yer almamasında kamu hizmeti gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kaldı ki, Avukat kimliğinin dava konusu Yönetmelik kapsamına alınmamasının, bu kimliğin resmi niteliğini ortadan kaldırmayacağı da açıktır.


T.C.
DANIŞTAY
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2004/2524
Karar No : 2006/3512


Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına 10.10.2006 gününde oyçokluğu ile karar verildi.


Başkan
Uye
Uye
Uye
Uye
Güngör
Ayla
Yeniay
Alaattin
Sıddık
DEMİRKAN
ALKIVILCIM
KAYA
ÖĞÜŞ
YILDIZ



(X)


Azl

ık Oyu (X) : Uyuşmazlık; Avukatlık kimliklerinin kimlik tespitine esas belge olarak kabul edilmeyeceğine ilişkin Türkiye Bankalar Birliği işlemi ile bu işleme dayanak olan Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6/a maddesinin iptali isteminden kaynaklanmıştır.
Avukatlık Kanununun 9. maddesinde, Avukat kimliklerinin tüm resmi ve özel kuruluşiar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmünde olduğu hüküm altına alınmıştır.
Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 6/a maddesinde ise, Türk uyruklu gerçek kişiler için kimlik tespitinde kullanılacak belgelerin sadece nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport olabileceği belirtilmektedir.
Avukatlık Kanununun anılan açık hükmüne rağmen avukatlık kimliği daha alt bir norm olan yönetmelikte belirtilen diğer kimlikler gibi geçerli kabul edilmediğinde, kanun hükmü etkisiz hale gelecektir.
Bu durumda, eksik düzenlemeye dayalı yönetmelik maddesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Dava konusu işleme gelince;
Avukatlar tarafından yapılan başvuruya rağmen avukatlık kimliğinin resmi belge olarak kabul edilmemesinde yukarıda yer alan gerekçe ile yasaya ve hukuka aykırılık açıktır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu yönetmelik maddesi ile uygulama işleminin, iptali gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum
Old 04-03-2008, 16:47   #3
minerva84

 
Varsayılan

avukatlık kanunun 9.maddesinde barolar tarafından verilen avukat kimliklerinin resmi kimlik hükmünde kabul edilmiştir.Kanunu yorumladığımızda avukat kimliği nüfus cüzdanı ile eş değerde kabul etmemiz gerekir.Ancak daha öncesinde sizinle aynı maduriyeti yaşayan birisi olarak sorunuza cevap vermek istiyorum.4208 sayılı kanunun uygulamasına ilişkin yönetmelikte resmi kimlik olarak nitelendirilecek belgeler tahdidi olarak sayılmış ve malesef avukat kimlikleri bunların içinde yer almıyor.Bir tarafta kanun maddesi diğer tarafta yönetmelik uygulaması varken uygulamada normlar hiyerarjisinde yönetmelik kanunun üstüne çıkıyor.Malesef Danıştayda bu durumun hukuka aykırılık teşkil etmeyeceği yönünde karar vermiş.ilgili kararlar ;2005 / 1614 esas 2006 /1140 karar,2004/2524 2006/3512 karar
Old 04-03-2008, 16:53   #4
avmurat

 
Varsayılan

"Avukatlık kanunu yalnızca avukatları ilgilendirir" Bu genel kanı olduğu sürece avukatlık kanununa işlerlik kazandırmak zor görünüyor.Bu görüşü uygulayıcılardan duymaya alıştık da Danıştay'ın da böyle düşünmesi ne acı.Nerde kaldı normlar hiyerarşisi.Yönetmelik bir başka yasaya aykırı ama dinyelen yok.Dahası bunun bir yasa olduğunu düşünen yok.Danıştay savcısının mütalaasındaki sözler de ilginç "Avukat kimliği, mesleki bir kimlik olup, bu kimliğin kimlik tesbitinde kabul edilmesi başka meslek gruplarının benzer düzenlemeler yapmalarına, kimlik tesbitinde kimlik tesbitine esas belgelerin çokluğunun da yanlışlıkların, karışıklıkların oluşmasına neden olabileceğinin kabulü gerekir."
Yani bunun bir yasa olduğundan, kimliğin gücünü yasadan aldığndan, azınlık oyu kullanan üye dışında kimse haberdar değil ya da öyle davranılıyor.
Old 05-03-2008, 00:19   #5
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

2004/2524 Esas, 2006/3512 Karar sayılı karardaki koyulaştırdığım şu bölüm de ilginç:

"Avukat kimliği, mesleki bir kimlik olup, bu kimliğin kimlik tesbitinde kabul edilmesi başka meslek gruplarının benzer düzenlemeler yapmalarına, kimlik tesbitinde kimlik tesbitine esas belgelerin çokluğunun da yanlışlıkların, karışıklıkların oluşmasına neden olabileceğinin kabulü gerekir."

Sanki "Avukat kimlikleri, tüm resmi ve özel kuruluşlar tarafından kabul edilecek resmi kimlik hükmündedir." düzenlemesi yasa ile değil de, meslek kuruluşları tarafından yapılmış gibi algılanmış ve buna göre karar verilmiş.
Old 05-03-2008, 18:39   #6
Av.H.AtılAyaydın

 
Varsayılan

burda yeterince objektif olamıyoruz gibime geliyor, bir yanda avukatlık kanunundaki düzenleme mevcut, bir yanda de pratikte bankaların işlem yaparken hızlı ve güvenilir işlem yapma çabası , şöyle açıklayayım; bankaya gittiğinizde atıyorum X görevindeki bir kişi "benim kimliğim resmi kimlik statüsünde ,inanmıyorsanız kanunu açın bakın" derse bankadaki memur işini gücünü bırakıp onu inceleme sansı bulabilecek mi? Bir de işin bu tarafı var. Bu nedenle bankalar kendi iç dinamiklerini göz önüne alarak böyle bir düzenlemeye ve sınırlamaya gitmiş gibi görünüyor. Sadece farklı bir bakış açısı getirmek için söyledim, yoksa tabi ki , yönetmeliklerin kanuna aykırı olamaması gibi üstün bir hukuk kuralı var.
Old 05-03-2008, 18:59   #7
Av.Barış

 
Varsayılan

Yönetmeliği kanundan üstün sayan,Kanunu da Anayasadan üstün sayan bir hukuk sistemimiz var.Hukuk bilmeyen insanları önemli mevkilere getirirseniz olacağı budur.İşin gülünç tarafı bu davaya cevap yazan davalı kurumunda avukatı bu karardan herhalde zarar görmüştür.Günün birinde Gerçek hukukçuların Danıştay koltuğuna oturması dileği ile...

Yazmayı unutmuşum, Yanlış hatırlamıyorsam Hans Kelsen idi Normlar piramidini bulan.Alttaki norm üsteki norma aykırı olamaz demişti.Bizim hukuk sistemimizi bi görse kemikleri sızlar
Old 06-03-2008, 12:05   #8
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Çok ilginç ama bu problem de, neden anlamadım, açık arayla önde bankalarda ortaya çıkıyor. Gerçi ben bir de evrak teslim etmek isteyen bir kuryede yaşadım: Eşim (aynı zamanda ortağım) adına gelen bir tebliği almak için avukatlık kimliğimi kendi diç düzenlemelerine göre kabul edemeyeceğini söyledi, sabırla nüfus cüzdanımı çıkardım. Büro dışında koskoca ortaklık tabelası ve üzerinde ismim varken, yeni evlilik nedeniyle soyismimi değiştirmediğim nüfus cüzdanımı da bu nedenle kabul edemeyerek Aile Cüzdanımızı istedi. "Yuh" dedim (içimden tabii:P). Dış dünyaya sunduğum irade beyanım da "Kusura bakmayın ama tebligatı alamayacağız biz" dedim. Sekreterimiz de almadı. Ayaklar çekecek hali artık..Hani "Neremiz doğru ki?".. Tek yol, bu çok karşılaşılan problem için, iptal kararı aldırabilmek..
Old 06-03-2008, 12:29   #9
bilenkişi

 
Varsayılan

Sahte hüviyetler,ehliyetler ortada dolaşırken ille bunları istemek yerine daha güvenli olan parmak izini almak ve gerektiginde bilgisayarda karşılaştırmak daha güvenli ve daha pratik görüyor.
Old 06-03-2008, 15:52   #10
Av. Mehmet YÜCEL

 
Varsayılan

aynı sorunu ben de yaşadım hem de baromuzun anlaşmalı olduğu bankadan CMK ödemesini almak için gittiğimde. yani normalde yaşadğım şehirde onlarda aynı isim ve soyismi taşıyan kişi var ve avukat kimliğim aynı zamanda mesleğimi de belgelediği için normalde memnuniyetle kabul etmeleri gerekiyordu. sorunun çözümüne gelince, bir boş kağıt isteyince sorun çözüldü neden diye sordular yazılı olarak talep edeceğimi söyleyip ve bana yazılı olarak cevap vermelerini isteyince paramı ödediler
Old 06-03-2008, 16:51   #11
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Mesleğimle ilgili kamu kurum veya kuruluşları veya bankalarda bulunduğum esnada kimlik göstermek gerektiğinde mesleki kimliği gösteriyorum ve şimdiye de kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Özel,şahsımı ilgilendiren durumlarda normal nüfus cüzdanımı gösteriyorum. Bu halde avukatlık kimliğimi göstermek aklıma gelmedi.Kendi hesabımdan para çekerken, cüzdanımda nüfus cüzdanım da varsa tabiki onu gösteririm. Avukatlık kimliğini gösterince daha fazla mı para ödüyolar acaba, öyleyse ben de öle yapayım.
Old 07-03-2008, 00:43   #12
Mehmet Taşcı

 
Varsayılan

Benzer olay Manisa'da bir meslektaşımızın başına gelmişti evvelce. Kendisi banka aleyhine manevi tazminat davası açtı. Dava erel mahkemede kabul edildi halen temyiz incelemesinde. Meslaktaşımızla konuştum henüz dönmemiş Yargıtay'dan.
Aynı olay benim de başımdan geçti. İlgilimemura kimliğimi gösterdim ve izah etim. yanımda başka bir kimlik belgesi de yoktu.Kabul etmedi. Ben de paramı hesaptan çekmedim. Evvelce vekil olarak takip ettiğimbir ortaklığın giderilmesi davasından kaynaklanan karşı vekalet ücretinin satış bedelinden hesabıma yatırılmış ısmıydı yani mesleki bir işten dolayı para hesabıma yatırılmıştı ve satış memuru da resmi bir yazı ile benim adımı da yazarak paranını hesabıma
yatırılmsını bildirmişti bankaya.

Hukuki uyuşmazlığa gelince:

Türkiye de hukukun cari olduğuna kaçınız inanıyorsunuz.?
Açıköğrtim fakültesi, iktisat, işletme, maliye kamu yönetimi gibi bölümlerden mezun olan insanların artık hakim yapılmaması gerektiği açıktır.

Danıştay kararında kaşı oy veren ÜYE DOKTARASINI YAPMIŞ BİR HAKİMDİR. Bu çok önemli ,yani hukuku hakikaten bilen ve sindirmiş bir Hakimdir. Kendisini AYAKTA ALKIŞLAMALIYIZ ve bu hakimimiz gibi hakimlerin sayısının artması temennimiz olmalıdır.

Kouyu Hukuki açıdan müzakere etmenin bile abes olduğunu söylemeye gerek var mı?
Kanun da neymiş? Biz bir yönetmelik çıkarırız iş olur biter.



Yönetmelik KİMLİK TESPİTİ VE ŞEKLİNİ BELİRMEME HUSUSUNDA BAŞKALIĞA( MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU BAŞKANLIĞI) yetki vermekte. YANİ RESMİ BİR KURUL KANUNLARIN ÜSTÜNDE DÜZENLEMELER YAPABİLİYOR VE BU DURUM DANIŞTAY'a GÖRE SON DERECE HUKUKİ KABUL EDİLİYOR.

Bir Kurulun kararı KANUNDAN evvel gelir, Kanun da neymiş hele hele 1136 Sayılı Kanunsa hiç öenmli değil.

Gerçekten HUKUK adına trajik bir durum.

Yönetmelik değişmeden evvel ilgili madde şöyleydi.

Kimlik tespit usulü
Madde 6 - Kimlik tespiti, gerçek kişiler için nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport gibi resmi daireler tarafından verilmiş kimlik tespitine yarayan fotoğraflı belgeler veya bunların noterce onaylanmış suretlerinden herhangi birinin sıhhatinden şüphe edilmeyecek şekilde fotokopisinin alınması ya da kimlikte gösterilen bilgilerin işleme ilişkin evrakın arkasına kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilir. İşlemlerin başka bir gerçek kişi adına yapılması halinde, adına hareket edilen kişinin de kimliği tespit edilir.
Ticaret siciline kayıtlı olan tüzel kişilerde ise, tescile dair belgelerin bir örneği ile tüzel kişi adına hareket eden kişinin temsile yetkili olduğuna dair belge ve imza sirküleri aranır. Vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğünde tutulan sicile, dernekler için il emniyet müdürlüklerinde tutulan dernekler kütüğündeki kayda ilişkin belgelerin ibraz edilmesi gerekir.
Kimliği tespit edilenlerin müteakip işlemleri, ibraz edecekleri kimlikte yer alan bilgilerin yükümlüde bulunan bilgiler ile karşılaştırılması suretiyle yapılır.
Kimlik tespiti zorunluluğuna ilişkin usul ve esasları belirlemeye Başkanlık yetkilidir.

31 Aralık 1997 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan MASAK 1 Nolu Genel Tebliği
Maliye Bakanlığından :
MALİ SUÇLARI ARAŞTIRMA KURULU
Genel Tebliği
Sıra No:1
4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Dair Kanunun 15 inci maddesine istinaden Bakanlar Kurulunca çıkarılan, 2 Temmuz 1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürür-lüğe giren 4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 5 inci ve aynı Yönetmeliğin 25.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre yayımlanan Yönetmelik ile değişen 4 ve 6 ncı maddelerinde yükümlülerce yapılacak kimlik tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Anılan maddeler uyarınca kimlik tespitinin yapılması ile ilgili usul ve esasları belirleme yetkisi Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı'na verilmiştir.

Bu yetkiye istinaden Başkanlık, kimlik tespitine ilişkin usul ve esasları aşağıdaki şekilde belirlemiştir.

I- KİMLİK TESPİTİ YAPMAK ZORUNDA OLAN YÜKÜMLÜLER

4208 sayılı Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 3 ve 4'üncü maddelerine göre aşağıda sayılan kişi ve kuruluşlar kimlik tespiti yapmak zorundadırlar.

1) Bankalar,
2) Özel finans kurumları,
3) Bankalar dışında asli faaliyeti kredi kartı ihraç etmek olan kurumlar,
4) Ödünç para verme işleri hakkındaki mevzuat kapsamındaki ikrazatçılar, finansman şirketleri, faktoring şirketleri,
5) 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu kapsamındaki sigorta ve reasürans şirketleri,
6) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Takas ve Saklama Bankası A.Ş.,
7) Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri,
8) Yatırım fonu yöneticileri,
9) Yatırım ortaklıkları,
10) Kıymetli madenler borsası aracı kuruluşları,
11) Kıymetli maden, taş veya mücevherlerin alım-satımını yapanlar,
12) Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili müesseseler,
13) Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü dahil her türlü posta ve kargo şirketleri,
14) Finansal kiralama şirketleri,
15) Ticaret amacıyla gayrimenkul alım-satımı ile uğraşanlar veya buna aracılık edenler,
16) Talih oyunları salon işletmeciliği yapanlar,
17) İş makineleri dahil her türlü deniz, hava ve kara nakil vasıtalarının alım-satımı ile uğraşanlar ,
18) Tarihi eser, antika, sanat eseri koleksiyoncuları ve alım-satımı ile uğraşanlar veya bunların müzayedeciliğini yapanlar,
19) Spor kulüpleri.
20) Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü,
21) Türkiye Jokey Kulübü.

II - KİMLİK TESPİT ZORUNLULUĞU

A - Kimlik tespiti


Yukarıda sayılan yükümlüler ile bunların Türkiye'deki her türlü şube, acente, temsilci, ticari vekilleri ve benzeri bağlı birimleri herhangi bir parasal sınırlamaya tabi olmaksızın verecekleri kiralık kasa hizmetleri ile taraf oldukları veya aracılık ettikleri toplam tutarı iki milyar[1] Türk Lirası veya muadili dövizi aşan her türlü; alım-satım, havale, ödeme, saklama, takas, trampa, borç alma, borç verme, borcun nakli, alacağın temliki, kiralama, kiraya verme, sigortalama, mevduat, kar-zarara katılma hesabı veya cari hesap açtırma ve bu hesaplardan para çekme veya yatırma, mevduat hesabı niteliğindeki mevduat sertifikaları karşılığında ödeme yapılması, çek ve senet tahsili, repo ve sermaye piyasası işlemleri ile benzeri işlemlerde, bu işlemleri yapmadan önce müşterilerinin ve konuya taraf olanların kimliklerini tespit etmek ve usulü dairesinde son işlem tarihini takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl süreyle muhafaza etmek zorundadırlar.

B - İstisna ve muafiyetler

Yükümlülerin; Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtildiği gibi, genel, katma ve özel bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, kanunla kurulan kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlarla yapacakları işlemler ile bankalar ve özel finans kurumlarının kendi aralarında, kendi namlarına yapacakları işlemlerde kimlik tespiti yapma zorunluluğu yoktur.

C - Kimlik tespit usulü

Kimlik tespiti, gerçek kişiler için; nüfus cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport, yabancı uyruklu gerçek kişiler için; kendi ülke pasaportu veya “yabancılar için ikamet tezkeresi”,ticaret siciline kayıtlı tüzel kişiler için; tescile dair belgelerin bir örneği ile tüzel kişi adına hareket eden kişinin temsile yetkili olduğuna dair belge ve imza sirküleri,vakıflar için; Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde tutulan sicile, dernekler için; il emniyet müdürlüklerinde tutulan dernekler kütüğündeki kayda ilişkin belgeler, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise idare etmeye yetkili olunduğuna ilişkin karar yanında işlemi yapan gerçek kişinin kimliği veya bunların noterce onaylanmış suretlerinin ibrazı sonrası okunabilir fotokopisinin alınması veya işlemle ilgili evrakın arkasına kimlikte yer alan bilgilerin kaydı suretiyle yapılır.

İşlemlerin başka bir gerçek kişi adına yapılması halinde, adına hareket edilen kişinin de kimliği tespit edilir.

Kimliği tespit edilenlerin müteakip işlemleri, ibraz edecekleri kimlikte yer alan bilgilerin yükümlüde bulunan bilgiler ile karşılaştırılması suretiyle yapılır.

Yükümlüler, Yönetmelikte kimlik tespiti için belirtilen tutarın altındaki işlemlerde kendi belirledikleri usul ve esaslara göre kimlik tespiti yapmaya devam ederler.

D - Sorumlular ve müeyyideler

Bu Tebliğde belirlenen esaslar çerçevesinde kimlik tespiti yapmayan, kimlik tespitine ilişkin belgeleri beş sene süreyle saklamayan yükümlüler, 4208 sayılı Kanunun 12 nci maddesine göre altı aydan bir seneye kadar hapis ve on iki milyon liradan yüzyirmi milyon liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılırlar.

Tebliğ olunur.

4208 SAYILI KARAPARANIN AKLANMASININ ÖNLENMESİNE DAİR KANUNUN UYGULANMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK
RG. 2.7.1997 / 23037

BİRİNCİ KISIM
Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Olarak Kimlik Tespiti, Bilgi Verme, Şüpheli İşlemler ve Aklamaya Konu Menfaat ve Değerlerin Belirlenmesi

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç ve kapsam
Madde 1-
4208 sayılı Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak; kimlik tespiti, bilgi verme, şüpheli işlemler, aklamaya konu menfaat ve değerlerin belirlenmesi ile araştırma ve inceleme yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar bu yönetmelikle düzenlenmiştir.

Hukuki dayanak
Madde 2 -
Bu Yönetmelik, 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanunda, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 15'inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar
Madde 3 -
Bu Yönetmelikte geçen;

Bakanlık : Maliye Bakanlığını,
Başkanlık : Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığını,
Başkan : Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanını,
Koordinasyon Kurulu : Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulunu,
İnceleme Elemanları : Başkanlığın talebi üzerine görevlendirilen maliye müfettişleri, hesap uzmanları, gelirler kontrolörleri, bankalar yeminli murakıpları, hazine kontrolörleri ve sermaye piyasası kurulu uzmanlarını,
Uzman : Mali suçları araştırma uzmanı ve uzman yardımcılarını,
Kanun : 4208 sayılı Karaparanın Aklanması-nın Önlenmesine, 2313 Sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabe-si Hakkında Kanunda, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda ve 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu,
Banka : Türkiye'de kurulan bankalar ile yabancı ülkelerde kurulmuş olan bankaların Türkiye'deki şubelerini,

Yükümlü :
a) Bankaları,
b) Özel finans kurumlarını,
c) Bankalar dışında asli faaliyeti kredi kartı ihraç etmek olan kurumları,
d) Ödünç para verme işleri hakkındaki mevzuat kapsamındaki ikrazatçılar, finansman ve faktoring şirketlerini,
e) 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu kapsamındaki sigorta ve reasürans şirketlerini,
f) İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Takas ve Saklama Bankası A.Ş.'ni,
g) Sermaye piyasası aracı kurumları ve portföy yönetim şirketlerini,
h) Yatırım fonlarını,
i) Yatırım ortaklıklarını,
j) Kıymetli madenler borsası aracı kuruluşlarını,
k) Kıymetli maden, taş veya mücevherlerin alım-satımını yapanları,
l) Kambiyo mevzuatında belirtilen yetkili müesseseleri,
m) Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü dahil her türlü posta ve kargo şirketlerini,
n) Finansal kiralama şirketlerini,
o) Ticaret amacıyla gayrimenkul alım satımı ile uğraşanlar veya buna aracılık edenleri,
p) Talih oyunları salon işletmeciliği yapanları,
r) İş makineleri dahil her türlü deniz, hava ve kara nakil vasıtalarının alım satımı ile uğraşanları,
s) Tarihi eser, antika, sanat eseri koleksiyoncuları ve alım satımı ile uğraşanlar veya bunların müzayedeciliğini yapanları,
t) Spor kulüplerini,

Karapara Aklama Suçu : Kanunun 2 nci maddesinin (b) bendinde tarif edilen suçu, ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Kimlik Tespitine İlişkin Esaslar
Kimlik tespiti zorunluluğu
Madde 4-
(1 Şubat 2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi Gazete'de 2000/65 sayılı BKK ile yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin 1.maddesi ile değişen şekli)
Yükümlüler ve bunların Türkiye'deki şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri; taraf oldukları veya aracılık ettikleri toplam tutarı 2 milyar[1] Türk Lirası veya muadili dövizi aşan her türlü alım-satım, havale, ödeme, saklama, takas, trampa, borç alma, borç verme, borcun nakli, alacağın temliki, kiralama, kiraya verme, mevduat, kar-zarara katılma veya cari hesaplardan para çekme veya yatırma, çek ve senet tahsili ve sermaye piyasası işlemleri ile benzeri işlemlerde, bu işlemleri yapmadan önce müşterilerinin ve adlarına hareket edenlerin kimliklerini tespit etmek ve usulü dairesinde son işlem tarihini takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl süre ile muhafaza etmek zorundadırlar.

Sigortalama, finansal kiralama ve kiralık kasa hizmetleri ile mevduat hesabı, kar-zarara katılma hesabı, cari hesap, repo veya benzeri hesap açma işlemleri yapılmadan önce herhangi bir parasal sınır olmaksızın kimlik tespiti yapılır.

Merkezi Türkiye'de bulunan yükümlülerin yurtdışındaki şube ve acenteleri de, yurtiçinden yurtdışına, yurtdışından yurtiçine yapılan transferler dahil Türkiye ile yapılan işlemler açısından, ülkeler itibarıyla, Başkanlıkça, bu madde hükümlerine tabi tutulabilirler.

Bu maddenin uygulanması bakımından 3 üncü maddedekilere ek olarak Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Jokey Kulübü de yükümlü sayılırlar.
______________________
Değişmeden Önceki Şekli:
(2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 4.maddesi)
Madde 4: Yükümlüler ile bunların her türlü acente, temsilci ve ticari vekilleri; kiralık kasa hizmetleri ile taraf oldukları veya aracılık ettikleri toplam tutarı iki milyar Türk lirası veya muadili dövizi aşan her türlü alım-satım, havale, ödeme, saklama, takas, trampa, borç alma, borç verme, borcun nakli alacağın temliki, kiralama, kiraya verme, sigortalama, mevduat veya kar-zarara katılma hesabı açtırma, mevduat veya kar-zarara katılma hesabından para çekme veya yatırma, mevduat hesabı niteliğindeki mevduat sertifikaları karşılığında ödeme yapılması, çek ve senet tahsili, repo ve sermaye piyasası işlemlerinde, bu işlemleri yapmadan önce müşterilerinin ve konuya taraf olanların kimliklerini tespit ve usulü dairesinde son işlem tarihinden itibaren beş yıl süreyle muhafaza etmek zorundadırlar.


Merkezi Türkiye'de bulunan yükümlülerin yurtdışındaki şube ve acenteleri de, faaliyet gösterdikleri ülke mevzuatında bu Yönetmelik hükümlerine uyulmasına engel bir hüküm yoksa, birinci fıkra hükümlerine tabidir.

(31.12.1997 tarih ve 23217 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin değişik 4.maddesi)
Madde 4: Yükümlüler ve bunların Türkiye'deki şube, acente, temsilci ve ticari vekilleri ile benzeri bağlı birimleri; kiralık kasa hizmetleri ile taraf oldukları veya aracılık ettikleri toplam tutarı 2 milyar Türk Lirası veya muadili dövizi aşan her türlü alım-satım, havale, ödeme, saklama, takas, trampa, borç alma, borç verme, borcun nakli , alacağın temliki, kiralama, kiraya verme, sigortalama, mevduat, kar-zarara katılma hesabı veya cari hesap açtırma ve bu hesaplardan para çekme veya yatırma, mevduat hesabı niteliğindeki mevduat sertifikaları karşılığında ödeme yapılması, çek ve senet tahsili, repo ve sermaye piyasası işlemleri ile benzeri işlemlerde, bu işlemleri yapmadan önce müşterilerinin ve konuya taraf olanların kimliklerini tespit etmek ve usulü dairesinde son işlem tarihini takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl süre ile muhafaza etmek zorundadırlar.

Merkezi Türkiye'de bulunan yükümlülerin yurtdışındaki şube ve acenteleri de, yurtiçinden yurtdışına, yurtdışından yurtiçine yapılan transferler dahil Türkiye ile yapılan işlemler açısından, ülkeler itibariyle, Başkanlıkça, birinci fıkra hükümlerine tabi tutulabilirler.

Bu maddenin uygulanması bakımından 3'üncü maddedekilere ek olarak Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Jokey Kulübü de yükümlü sayılırlar.

İstisna ve muafiyetler
Madde 5 -
Yükümlülerin; genel, katma ve özel bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri, kanunla kurulan kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlarla yapacakları işlemler ile bankalar ve özel finans kurumlarının kendi aralarında yapacakları işlemlerde kimlik tespiti zorunluluğu yoktur.

Kimlik tespit usulü
Madde 6 -
(1 Şubat 2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi Gazete'de 2000/65 sayılı BKK ile yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin 2.maddesi ile değişen şekli) Kimlik tespiti; bu maddede sayılan belgelerin aslının veya noterce onaylanmış suretlerinin ibrazı sonrası okunabilir fotokopilerinin alınması veya işlemle ilgili evrakın arkasına kimlik bilgilerinin kaydı suretiyle yapılır. Tespit sırasında işlemi yapan gerçek kişinin beyan ettiği adres de kaydedilir.

Kimlik tespitinde kullanılacak belgeler aşağıda sayılmıştır:

a) Türk uyruklu gerçek kişiler için nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport,
b) Yabancı uyruklu gerçek kişiler için kendi ülke pasaportu veya ikamet tezkeresi,
c) Ticaret siciline kayıtlı tüzel kişiler için tescile dair belgelerin bir örneği ile tüzel kişi adına hareket eden kişinin temsile yetkili olduğuna dair belge ve imza sirküleri,
d) Vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğünde tutulan sicile ilişkin belgeler,
e) Dernekler için il emniyet müdürlüklerinde tutulan dernekler kütüğündeki kayda ilişkin belgeler,
f) Tüzel kişiliği olmayan teşekküller için idare etmeye yetkili olunduğuna ilişkin karar.

Ticaret siciline kayıtlı tüzel kişiler, dernekler, vakıflar ve tüzel kişiliği olmayan teşekküller adına yapılan işlemlerde işlemi yapan gerçek kişinin kimliği de tespit edilir. İşlemlerin başka bir gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişiliği olmayan teşekküller adına yapılması halinde, adına hareket edilenlerin de kimliği tespit edilir. Kimliği tespit edilenlerin müteakip işlemleri, ibraz edecekleri kimlikte yer alan bilgilerin yükümlüde bulunan bilgiler ile karşılaştırılması suretiyle yapılır.

Başkanlık kimlik tespiti zorunluluğuna ilişkin usul ve esaslar ile kimlik tespitine esas belge nevini belirlemeye yetkilidir.
__________________
Değişmeden Önceki Şekli:
(2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 6.maddesi)
Madde 6: Kimlik tespiti, gerçek kişiler için nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport gibi resmi daireler tarafından verilmiş kimlik tespitine yarayan fotoğraflı belgeler veya bunların noterce onaylanmış suretlerinden herhangi birinin sıhhatinden şüphe edilmeyecek şekilde fotokopisinin alınması yada kimlikte gösterilen bilgilerin işleme ilişkin evrakın arkasına kaydedilmesi suretiyle gerçekleştirilir. İşlemlerin başka bir gerçek kişi adına yapılması halinde, adına hareket edilen kişinin de kimliği tespit edilir.


Ticaret siciline kayıtlı olan tüzel kişilerde ise, tescile dair belgelerin bir örneği ile tüzel kişi adına hareket eden kişinin temsile yetkili olduğuna dair belge ve imza sirküleri aranır. Vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğünde tutulan sicile, dernekler için il emniyet müdürlüklerinde tutulan dernekler kütüğündeki kayda ilişkin belgelerin ibraz edilmesi gerekir.

Kimliği tespit edilenlerin müteakip işlemleri, ibraz edecekleri kimlikte yer alan bilgilerin yükümlüde bulunan bilgiler ile karşılaştırılması suretiyle yapılır.

Kimlik tespiti zorunluluğuna ilişkin usul ve esasları belirlemeye Başkanlık yetkilidir.

(31.12.1997 tarih ve 23217 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin değişik 6.maddesi)
Madde 6: Kimlik tespiti, Türk uyruklu gerçek kişiler için nüfus hüviyet cüzdanı, sürücü belgesi veya pasaport; yabancı uyruklu gerçek kişiler için kendi ülke pasaportu veya ikamet tezkeresi; ticaret siciline kayıtlı tüzel kişiler için tescile dair belgelerin bir örneği ile tüzel kişi adına hareket eden kişinin temsile yetkili olduğuna dair belge ve imza sirküleri; vakıflar için Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde tutulan sicile; dernekler için il emniyet müdürlüklerinde tutulan dernekler kütüğündeki kayda ilişkin belgeler; tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise idare etmeye yetkili olunduğuna ilişkin karar yanında işlemi yapan gerçek kişinin kimliği veya bunların noterce onaylanmış suretlerinin ibrazı sonrası, okunabilir fotokopisinin alınması veya işlemle ilgili evrakın arkasına kimlikte yer alan bilgilerin kaydı suretiyle yapılır. İşlemlerin başka bir gerçek kişi adına yapılması halinde, adına hareket edilen kişinin de kimliği tespit edilir.

Kimliği tespit edilenlerin müteakip işlemleri, ibraz edecekleri kimlikte yer alan bilgilerin yükümlüde bulunan bilgiler ile karşılaştırılması suretiyle yapılır.

Başkanlık kimlik tespiti zorunluluğuna ilişkin usul ve esaslar ile kimlik tespitine esas belge nevini belirlemeye yetkilidir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Bilgi Vermeye İlişkin Esaslar
Bilgi ve belge verme yükümlülüğü
Madde 7-
Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişiler, Başkanlık ve inceleme elemanları tarafından istenilecek bilgi ve belgeleri vermek ve gerekli kolaylığı sağlamakla yükümlüdürler.

Başkanlık ve inceleme elemanlarınca kendilerin-den bilgi ve belge istenilen gerçek ve tüzel kişiler, savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, özel kanunlarda yazılı hükümleri ileri sürerek bilgi ve belge vermekten imtina edemezler.

Bilgi sözle veya yazıyla istenir. Sözle istenen bilgileri vermeyenlere keyfiyet yazı ile tekit edilir ve cevap vermeleri için kendilerine yedi günden az olmamak üzere uygun bir mühlet verilir.

Devamlı bilgi verme yükümlülüğü
Madde 8-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Başkanlık, yükümlülerden taraf oldukları veya aracılık ettikleri, Bakanlıkça belirlenecek işlemlere ilişkin bilgileri devamlı olarak isteyebilir.

Bakanlık devamlı olarak istenecek bilgileri, parasal sınırlar, yükümlü grupları, uygulama tarihi, şekil, usul ve esaslar itibariyle belirlemeye, bu bilgilerin yükümlüler nezdinde tutulmasını düzenlemeye ve belirlenecek süre ile saklanmasını istemeye yetkilidir.
________________
Değişmeden Önceki Şekli:
(2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 8.maddesi)
Madde 8: Yükümlüler, taraf oldukları veya aracılık ettikleri, tutarı beş milyar Türk Lirası veya muadili dövizi aşan her türlü alım-satım, havale, ödeme, saklama, takas, trampa, borç alma, borç verme, borcun nakli, alacağın temliki, kiralama, kiraya verme, sigortalama, mevduat veya kar-zarara katılma hesabı açtırma, mevduat veya kar-zarara katılma hesabından para çekme veya yatırma, mevduat hesabı niteliğindeki mevduat sertifikaları karşılığında ödeme yapılması, çek ve senet tahsili, repo ve sermaye piyasası işlemlerini Başkanlığa bildirmek zorundadırlar.


Bir gerçek veya tüzel kişinin, bir gün içinde, yukarıda belirtilen sınırın altında kalsa dahi, yaptığı aynı türden birden fazla işlemler tek işlem sayılır. Hafta sonu ve tatil günleri ile gece boyunca yapılan işlemler, bu işlemlerin yapıldığı zamanı takip eden ilk iş gününün işlemi olarak kabul edilir.

Bilgi verme şekline ilişkin düzenlemeleri yapmaya Başkanlık yetkilidir.

Gümrük İdaresince yapılacak bildirim
Madde 9-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Yolcuların beraberlerinde yurtdışından getirdikleri veya yurtdışına çıkaracakları altın, Türk Lirası, döviz ve bunlarla ödemeyi sağlayan belgelere ilişkin ilgili mevzuata aykırı tespitler, gümrük idaresince Başkanlığa bildirilir.
________________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 9.maddesi)
Madde 9: Yolcuların beraberlerinde yurt dışından getirdikleri veya yurt dışına çıkaracakları Türk Lirası, döviz ve bunlarla ödemeyi sağlayan belgelerin toplam tutarlarının beş milyar Türk Lirasını aşması halinde, bunların girişte ve çıkışta gümrük idaresine bildirimi zorunludur. Gümrük İdaresi bu bilgileri 11'inci maddedeki süre içerisinde Başkanlığa bildirir.


Bu maddedeki bildirim mecburiyeti Türk parasının kıymetini koruma hakkındaki kararlarla getirilen bildirim mecburiyetlerini ortadan kaldırmaz.

Bildirimin şekil, usul ve esaslarını, gümrük idaresinin görüşünü de alarak düzenlemeye Başkanlık yetkilidir.

Devamlı bilgi vermede istisna ve muafiyetler
Madde 10 -
Aşağıdaki işlemler devamlı bilgi verme zorunluluğu kapsamında değildir:

a) Bankalar ve özel finans kurumlarının;
1) Bankalar ve özel finans kurumları,
2) Genel, katma ve özel bütçeli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri,
3) Kanunla kurulan kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlar,
ile yapacakları işlemler.
b) Bankalar ve özel finans kurumları dışındaki yükümlülerin bildireceği işlemlerden, ödemesi bankalar ve özel finans kurumlarında bulunan hesaplardan nakil yoluyla, nama yazılıçeklerle veya kredi kartlarıyla yapılanlar (talih oyunları salon işletmecilerinin yapacağı ikramiye ödemeleri hariç) .
c) Sorumlulukları saklı kalmak kaydıyla, bankalar ve özel finans kurumlarının belirleyeceği Türkiye'de yerleşik gerçek veya tüzel kişilerin, Bakanlığın tespit edeceği işkollarına dahil Türkiye'deki işleri ile ilgili ticari hesaplarından faaliyetleriyle mütenasip olarak yapacakları işlemler.

Devamlı bilgi vermede süre
Madde 11-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığı ile 8 inci madde kapsamında bildirilmesi gereken işlemlerden, bir takvim ayı içinde gerçekleştirilen işlemler, en geç ertesi ayın onbeşinci günü akşamına kadar Başkanlığa bildirilir.

Başkanlık, uygulamada işlemlerin özelliklerini de dikkate alarak, yükümlü grupları itibariyle farklı bildirim süreleri ve günleri tespit etmeye yetkilidir.
___________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 11.maddesi)
Madde 11: Bir takvim ayı içinde yapılan 8 ve 9'uncu madde kapsamına giren işlemler, ertesi ayın onbeşinci günü akşamına kadar Başkanlığa bildirilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Şüpheli İşlemlere İlişkin Esaslar
Şüpheli işlem
Madde 12-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığı ile yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu para ve para ile temsil edilebilen değerlerin, yasadışı yollardan elde edildiğine dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir husus bulunması halinde, bunlar tarafından gerekli kimlik tespiti yapıldıktan sonra Başkanlığa bildirimde bulunulması zorunludur.

Şüpheli işlemi Başkanlığa bildiren kişi, kurum ve kuruluşlar veya bu kimselerin işlemi fiilen yapan ve yöneten mensupları veya bunların kanuni temsilcileri ve vekilleri işleme taraf olanlara hiçbir şekilde bilgi veremez.

Şüpheli işlemlerin devamlı bilgi verme kapsamında bildirilmiş olması, bu madde uyarınca yapılacak bildirim zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.

Başkanlık yükümlülere yol gösterici olması için şüpheli işlem tiplerini belirlemeye yetkilidir.

Bu madde uygulamasında 3 üncü maddedekilere ek olarak noterler, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü, Tapu Sicil müdürlükleri ve Türkiye Jokey Kulübü de yükümlü sayılırlar.
_______________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 12.maddesi)
Madde 12: Yükümlüler nezdinde veya bunlar aracılığı ile yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu para ve para ile temsil edilebilen değerlerin yasadışı yollardan elde edildiğine dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir husus bulunması halinde yükümlü, işlemi kabul edip kimlik tespitini yaptıktan sonra Başkanlığa bildirimde bulunmak zorundadır.


Şüpheli işlemi Başkanlığa bildiren yükümlü veya yükümlünün işlemi fiilen yapan ve yöneten mensupları veya bunların kanuni temsilcileri, işleme taraf olanlara hiçbir şekilde bilgi veremez.

Şüpheli işlemlerin devamlı bilgi verme kapsamında bildirilmiş olması, bu madde uyarınca ayrıca bildirim zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.

Başkanlık yükümlülere yol gösterici olması için şüpheli işlem tiplerini belirlemeye yetkilidir.

Diğer makamlara bildirim
Madde 13-
İşleme konu para ve para ile temsil edilebilen değerlerin, Kanunun 2'nci maddesinin (a) bendinde sayılanların dışındaki fiillerin işlenmesi suretiyle elde edildiği kesin olarak biliniyorsa bildirim, Başkanlık yerine, genel hükümler çerçevesinde yetkili makamlara yapılır.

Şüpheli işlemi bildirme usulü
Madde 14-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Şüpheli işlemler, işlemin tespit edildiği tarihten itibaren en geç on gün içinde Başkanlığa bildirilir. Ancak gecikmesinde sakınca görülen hallerde şüpheli işlem ve işleme taraf olanlar derhal Başkanlığın yanı sıra yetkili ve görevli Cumhuriyet savcılığına da bildirilir.

Başkanlık bildirime ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
_______________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 14.maddesi)
Madde 14: Şüpheli işlemler, işlemin vukuu bulduğu tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde Başkanlığa bildirilir. Ancak gecikmesinde sakınca görülen hallerde şüpheli işlem ve işleme taraf olanlar derhal Başkanlığın yanı sıra yetkili ve görevli Cumhuriyet Savcılığına da bildirilir.


Başkanlık bildirime ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Uyum görevlisi atanması
Madde 14/A -
(1 Şubat 2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi Gazete'de 2000/65 sayılı BKK ile yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin 3.maddesi ile eklenen madde)
Yükümlüler bu yönetmelik hükümleri uyarınca yapmaları gereken bildirimler için idari düzeyde bir uyum görevlisi atarlar. Uyum görevlisi atayacak yükümlü gruplarını, uygulamanın başlangıç tarihlerini, uyum görevlisinin nitelik, görev, yetki ve sorumluluklarını belirlemeye Bakanlık yetkilidir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Aklamaya Konu Menfaat ve Değerlerin Belirlenmesi
Aklamaya konu menfaat ve değerler
Madde 15 -
Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendinde sayılan fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal, hak veya gelirler ile bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal, hak veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesin-den elde edilen her türlü maddi menfaat ve değerler ve benzerleri aklamaya konu olur.
ALTINCI BÖLÜM
Diğer Hükümler
Denetim
Madde 16 -
Başkanlık, yükümlülerin Kanun ve bu Yönetmelikteki mükellefiyetlerini yerine getirip getirmediğini inceleme elemanları vasıtasıyla denetlemeye yetkilidir.

(1 Şubat 2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi Gazete'de 2000/65 sayılı BKK ile yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin 4.maddesi ile eklenen fıkra) İlgili mevzuatları gereği işlemlerinin mevzuat hükümlerine uygunluğunu denetlemek amacıyla müfettiş çalıştırmaları zorunlu olan yükümlüler, denetimlerini Kanun ve bu Yönetmelikteki mükellefiyetler açısından da gerçekleştirirler. Özel finans kurumlarında bu denetim, denetleme kurulları aracılığıyla yapılır.

Eğitim
Madde 16/A-
(1 Şubat 2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi Gazete'de 2000/65 sayılı BKK ile yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin 5.maddesi ile eklenen madde) Başkanlık, yükümlülerden bu Yönetmelikle getirilen mükellefiyetlerin çalışanları tarafından bilinmesini sağlayacak gerekli eğitimi vermelerini isteyebilir.

Yükümlülerce verilecek eğitim programlarını, kapsam, konu, yükümlü grupları, uygulama tarihi ve usulü itibarıyla belirlemeye Bakanlık yetkilidir.

Sorumlular ve müeyyide
Madde 17-
Başkanlık ve diğer yetkililerin istediği bilgi ve belgeleri vermeyenler, belirlenen esaslar çerçevesinde kimlik tespiti yapmayanlar, kimlik tespitine ilişkin belgeleri beş sene süreyle saklamayanlar, devamlı bilgi verme kapsamındaki işlemler ile şüpheli işlemleri süresinde veya usulüne uygun olarak bildirmeyenler, karaparanın aklanması suçunun tespiti ve önlenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararları ile bunların uygulanmasına dair tebliğlere aykırı davrananlar hakkında Kanundaki müeyyideler uygulanır.

Yukarıdaki hususlara uyulmaması halinde, yükümlülerin işlemi fiilen yapan ve yöneten mensupları, görev ve ilgilerine ve fiile katılma derecelerine göre sorumludurlar.

Döviz kurları
Madde 18-
Dövizle yapılan işlemler ile dövizle ödemeyi sağlayan belgelerin Türk Lirası karşılıklarının tespitinde o günkü Merkez Bankası döviz alış kurları esas alınır.

Özel kayıtların tutulması
Madde 19-
Başkanlığın teklifi üzerine Koordinasyon Kurulu, yükümlüler için, bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinde belirlenen işlemlerin mahiyeti ve niteliğine göre gerektiğinde özel kayıtların tutulmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

Yetki
Madde 20-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Başkanlığın teklifi üzerine Koordinasyon Kurulu, bu Yönetmelikteki maktu hadleri Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan Toptan Eşya Fiyat Endeksindeki değişimi de dikkate alarak belirlemeye yetkilidir.

Koordinasyon Kurulunun bu konudaki kararları Resmi Gazete'de yayımını takip eden ay başından itibaren yürürlüğe girer.
_______________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 20.maddesi)
Madde 20: Başkanlığın teklifi üzerine Koordinasyon Kurulu, bu yönetmelikteki maktu hadleri, her yılın Aralık ayında, Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından hesaplanan Toptan Eşya Fiyat Endeksindeki değişimi de nazara alarak yeniden belirler.

İKİNCİ KISIM
Araştırma ve İnceleme Yöntemleri

BİRİNCİ BÖLÜM
Araştırma ve İnceleme Usulü
İnceleme elemanları ve yetkileri
Madde 21 -
Başkanlığın talebi üzerine görevlendi-rilecek inceleme elemanları, karapara aklama suçunun araştırılması ve incelenmesine yetkilidir. İnceleme elemanları, özel kanunlarının kendilerine verdiği yetkilerin yanı sıra, görevlendirme konusuna giren hususlarda 4208 sayılı Kanunun tanıdığı yetkileri de kullanırlar.

İnceleme elemanları, araştırma ve incelemeler sırasında karaparanın aklanmasına yönelik ciddi emarelerin tespiti halinde, ilgilinin hak ve alacaklarına tedbir konulması için durumu Başkanlığa yazılı olarak intikal ettirirler.

İnceleme elemanlarının görevlendirilme usulü
Madde 22-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Cumhuriyet savcıları veya Cumhuriyet savcılarının talimatı üzerine zabıta makamlarınca intikal ettirilen konular ve bu makamların karaparanın aklanması suçunun tespitine ilişkin ilettikleri talepler veya usulüne uygun olarak yapılan ihbarlar veya re'sen elde edilen diğer bilgi ve belgeler üzerine Başkanlık, doğrudan veya yapılacak ön inceleme sonucunda gerekli gördüğünde, karapara aklama suçunun araştırılması ve incelemesi görevlerini inceleme elemanları vasıtasıyla yerine getirir.

İnceleme elemanları, Başkanın talebi üzerine ilgili birim amirinin teklifi ve bağlı veya ilgili bulundukları Bakanın onayı ile belirlenerek, Başkanlıkça yapılması istenilen incelemeyi tamamlamak üzere geçici olarak görevlendirilirler. Görevlendirme, talep tarihinden itibaren en geç on gün içinde yapılarak Başkanlığa bildirilir.

İnceleme elemanları görevlendirme süresi içinde öncelikle Başkanlığa ait karapara aklama suçunun araştırılması ve incelenmesi işlerini yerine getirirler.
______________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 22.maddesi)
Madde 22: Cumhuriyet savcıları veya Cumhuriyet savcılarının talimatı üzerine zabıta makamlarınca intikal ettirilen konular ve bu makamların karaparanın aklanması suçunun tespitine ilişkin ilettikleri talepler veya usulüne uygun olarak yapılan ihbarlar veya re'sen elde edilen diğer bilgi ve belgeler üzerine Başkanlık, doğrudan veya yapılacak ön inceleme sonucunda gerekli gördüğünde, karapara aklama suçunun araştırılması ve incelemesi görevlerini inceleme elemanları vasıtasıyla yerine geti
rir.

İnceleme elemanları, Başkanın talebi üzerine ilgili birim amirinin teklifi ve bağlı veya ilgili bulundukları Bakanın onayı ile belirlenerek başkanlıkta çalışmak üzere geçici olarak görevlendirilirler. Talep yazısında tahmini araştırma ve inceleme süresi belirtilir. Görevlendirme, talep tarihinden itibaren en geç on gün içinde yapılarak Başkanlığa bildirilir.

Başkanlıktaki görevlendirme süresi, inceleme elemanının Başkanlığa hitaben düzenleyeceği katılış-ayrılış yazısındaki tarihler itibariyle başlar ve biter.

İnceleme elemanı, görevlendirme süresi içinde sadece Başkanlığa ait karapara aklama suçunun araştırılması ve incelenmesi işini yapar ve kendi birimin verdiği işlerle Başkanlıktaki çalışmasını aksatacak şekilde meşgul olamaz.

İnceleme elemanlarının çalışma şekli
Madde 23-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Görevlendirme, ilgili birim tarafından inceleme elemanının görevlendirildiğine ilişkin yazının Başkanlığa ulaştığı anda başlar ve inceleme elemanı tarafından düzenlenen raporun Başkanlığa teslimi ile tamamlanır.

Başkanlık, gerekli gördüğü durumlarda inceleme elemanlarından Başkanlıkça tespit edilecek çalışma yerinde araştırma ve inceleme görevinin yerine getirilmesini ister.

İnceleme elemanlarına, kendilerine verilen araştırma ve inceleme görevleri için , işin niteliğine göre Başkanlıkça uygun bir süre verilebilir. İncelemenin bu sürede tamamlanamayacağı anlaşıldığı taktirde, inceleme elemanı gerekçeleri ile birlikte ek süre talep eder. Başkanlık ek süre verebileceği gibi inceleme elemanı sayısının arttırılmasını ilgili birimlerden talep edebilir.
_________________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 23.maddesi)
Madde 23: Görevlendirilen inceleme elemanına araştırma ve inceleme görevi Başkanlıkça yazılı olarak tevdi edilir. İnceleme Elemanları görevlerini ilgili mevzuat hükümlerine göre yaparlar.


Başkanlıkta görevlendirilen inceleme elemanı, karapara aklama suçunun araştırılması ve incelenmesi görevlerini gerek görüldüğünde Başkanlığın göstereceği veya uygun bulacağı yerlerde yapar. Çalışma yerinin tespitinde güvenlik, sır saklama ve benzeri yükümlülüklerin gerekleri dikkate alınır.

Başkanlık, bir iş için birden fazla inceleme elemanından oluşan ekip veya ekipler teşkil edebilir; işin mahiyetine ve ekip elemanlarının durumlarına göre, ekipte çalışan inceleme elemanlarından birini koordinasyonu sağlamak amacıyla görevlendirebilir.

İşlerin gizliliği ve güvenlik bakımından, inceleme elemanlarının rapor ve yazışmalarında açık isimleri yerine, belirlenecek kodların ve şifrelerin kullanılması ve genel olarak yazışmaların şekli ve usulü konularında düzenlemeler yapmaya Başkanlık yetkilidir.

İnceleme elemanlarına, kendilerine verilen araştırma ve inceleme görevleri için; işin niteliğine göre Başkanlıkça uygun bir süre verilir. İncelemenin bu sürede tamamlanamayacağı anlaşıldığı takdirde, inceleme elemanı gerekçeleri ile birlikte ek süre talep eder. Başkanlık, ek süre verebileceği gibi inceleme elemanı takviyesi de yapabilir.

Araştırma ve inceleme raporları
Madde 24-
(31.12.1997 tarih ve 97/10419 sayılı BKK ile değişen şekli) Kanuna göre yapılan araştırma ve inceleme sonuçları yeteri kadar düzenlenecek “Araştırma ve İnceleme Raporu” ile Başkanlığa bildirilir.

Raporların şekline ilişkin diğer hususlar Başkanlıkça belirlenir.
________________
Değişmeden Önceki Şekli: (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 24.maddesi)
Madde 24: Kanuna göre yapılan araştırma ve inceleme sonuçları yeteri kadar düzenlenecek “Araştırma ve İnceleme Raporu” ile Başkanlığa bildirilir. Raporun bir örneği inceleme elemanınca saklanır. Raporlara, Başkanlıkça takvim yılı itibariyle müteselsil numara verilir.


Raporların şekline ilişkin diğer hususlar Başkanlıkça belirlenir.

Raporları okuma
Madde 25-
İnceleme elemanlarının Başkanlığa tevdi ettikleri raporlar, ilgili makamlara verilmeden önce okumaya tabi tutulur. Okuma, raporların maddi ve hukuki bakımdan hatasız olmaları yönünden yapılır.

Raporlar görevlendirilecek başkan yardımcıları tarafından okunur. Okuma ile inceleme elemanının ihtilafı halinde, raporu okuyan dışındaki bir başkan yardımcısının başkanlığında incelemeyi yapan elemanın mensup olduğu birimden seçilecek iki, farklı birimlerden inceleme elemanlarının müşterek incelemelerinde her birimden seçilecek bir denetim elemanından teşekkül eden komisyon nihai kararı verir. Komisyon kararı uygulanır.

Raporlar üzerine yapılacak işlemler
Madde 26 -
Başkanlık, karapara aklanması suçunun işlendiğine dair bilgi ve belgeleri gereği yapılmak üzere yetkili ve görevli Cumhuriyet savcılığına intikal ettirir. Cumhuriyet savcılığınca dava açılması halinde Bakanlık, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunundaki usule göre, davaya müdahil olur. Takipsizlik kararı verilmesi halinde ise Bakanlık itiraz hakkını kullanabilir. Araştırma ve inceleme sırasında diğer suçların tespiti halinde, ilgili mevzuat hükümleri gereğince işlem yapılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Cumhuriyet Savcılarının bilgi vermesi
Madde 27-
Cumhuriyet savcılıkları, kendilerine intikal ettirilen raporlar üzerine verdikleri kararı Başkanlığa tebliğ ederler.

Başkanlığa gönderilecek raporlar
(1 Şubat 2000 tarih ve 23951 sayılı Resmi Gazete'de 2000/65 sayılı BKK ile yayımlanan Yönetmelik değişikliğinin 6.maddesi ile değişen şekli)

Madde 28- Kanunun 3 üncü maddesinde ünvanları sayılan inceleme elemanları, kendi birimlerden verilen görevleri yaparken, Kanunun 2 nci maddesinde sayılan karaparanın doğmasına neden olan fiiller ile bu Yönetmelikteki mükellefiyetlere aykırı filleri tespit etmeleri durumunda, konuyla ilgili raporlarını kendi birimleri aracılığıyla Başkanlığıa gönderirler. Karapara aklandığına dair ciddi emarelerin varlığı ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, karapara aklama suçu yönünden inceleme sürdürülür ve durum derhal yazılı olarak Başkanlığa Bildirilir.
_______________
Değişmeden önceki şekli : (2.7.1997 tarih ve 23037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 28. Maddesi)
Madde 28- Kendi birimlerinden verilen inceleme ve soruşturma görevlerini yaparken, teftiş, inceleme ve denetim elemanlarının, Kanunun 2'nci maddesinde sayılan karaparanın doğmasına neden olan fiillerin işlendiğine dair düzenledikleri raporlar, karapara aklama suçu yönünden değerlendirilmek üzere ilgili birimler tarafından Başkanlığa intikal ettirilir. Ancak, karapara aklandığına dair ciddi emarelerin varlığı ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde incelemeye devam olunmakla beraber, durum Başkanlığa yazılı olarak bildirilir.


Güvenlik
Madde 29-
Başkanlığın talebi üzerine, İçişleri Bakanlığınca Başkanlık emrine geçici olarak güvenlik görevlileri görevlendirilir.

İdarenin yardımı
Madde 30-
Başkanlık ve inceleme elemanlarının 4208 sayılı Kanun uyarınca yapacakları araştırma ve inceleme görevleri sırasında bilumum mülki amirler, emniyet amir ve memurları, belediye başkanları, köy muhtarları ve kamu müesseseleri ellerindeki bütün imkanlarla kolaylık göstermeye ve yardımda bulunmaya mecburdurlar.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Son Hükümler
Yürürlükten kaldırılan hükümler
Madde 31-
24/7/1996 tarihli ve 96/8443 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Bankaların Müşterilerinin Kimliklerini Tespit Yükümlülüğü Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük
Madde 32-
Bu yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
Madde 33-
Bu Yönetmelik hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

ATATÜRK, BÖYLE BİR CUMHURİYET KURMAMIŞTI, NEREDE O CUMHURİYET , GÖRENİNİZ VAR MI? BU CUMHURİYETİN İSMİNİ BİLENİNİZ VAR MI?

[1] (08.07.2003 tarih ve 25162 sayılı R.G 'de yayımlanan K.K kararı ile 12 milyar TL' ye çıkarılmıştır.)


Old 07-03-2008, 08:36   #13
hakan68

 
Varsayılan

aynı sorunu bende yaşadım ve bir yünetmeliğm kanuna aykırı olması ve de bunun danıştayca bir sorun teşkil etmemesi hukuk düzenimizde olan hatanın açık bir göstergesi olduğu kanatindeyim.o zman biz yasa koyucuları boş yere seçiyoruz bırakalım o zaman herkes kendine göre yönetmelik vs. çıkarsın.maalesef acı bir durum...bence sonuna kadar bu durumun üzerine gidilmeli. ayrıca SN. ATILAYDIN banka memurlarının işini gücünü bırakıp kanuna bakmasından söz etmiş? bu durum hakkında banka görevlileri bilgilendirildiğinde kanuna bakmlarına gerek kalmayacaktır.sanki memurlar herşeyi kanuna bakıp mı yapıyor?
Old 07-03-2008, 12:59   #14
lawyer_2009

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Yılmaz
Mesleğimle ilgili kamu kurum veya kuruluşları veya bankalarda bulunduğum esnada kimlik göstermek gerektiğinde mesleki kimliği gösteriyorum ve şimdiye de kadar herhangi bir sorunla karşılaşmadım. Özel,şahsımı ilgilendiren durumlarda normal nüfus cüzdanımı gösteriyorum. Bu halde avukatlık kimliğimi göstermek aklıma gelmedi.Kendi hesabımdan para çekerken, cüzdanımda nüfus cüzdanım da varsa tabiki onu gösteririm. Avukatlık kimliğini gösterince daha fazla mı para ödüyolar acaba, öyleyse ben de öle yapayım.

sayın Mehmet Yılmaz eğer kanun size bir hak vermiş ise bu hakkı kullanıp kullanmama sizin inisiyatifinizdedir. eğer bir kişide sizin bu hakkı kullanmanızı engelliyorsa bunun nedenini öğrenmekte bizim en doğal hakkımızdır. kimliğimizin resmi kimlik statüsünde olduğuna güvenerek çoğu zaman büyük, taşınması zor olan nufus cüzdanımızı taşıyamıyoruz. ama galiba bundan sonra taşımak zorunda kalacağız
Old 07-03-2008, 13:23   #15
Av.Gülsüm Sezen

 
Varsayılan

Ben açıkçası elime hangisi önce geçerse onu ibraz ediyorum Bu durumun eminim diğer meslektaş arkadaşlarım için de, ne avukat olduğunu vurgulamak, ne de daha fazla para ödenmesi(!) için yapıldığını da sanmıyorum. Hukuken tartışmasız hak olarak tanınmış bir halde de reddedilmek durumunda bunu sorgulamak ve neticeye yönelik ufak da olsa bir mücadele vermek de hukukçu olabilmenin ruhi bir gereğidir, diye düşünüyorum. Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Banka Hesaplarina Hacİz- Banka Yetkİlerİnİn Siniri advokat34 Meslektaşların Soruları 5 29-11-2007 18:32
Avukatlık mesleğini öğrenebileceğim avukatlık bürosu aramaktayım!!!!!(İstanbul) Kivana Adliye Duvarı 1 25-10-2007 08:33
Avukatlık Yasa Tasarısı Avukatlık Sınavının sonucu mu? Adli Tip Hukuk Sohbetleri 4 18-01-2007 17:52
Avukatlık Kanunu 165'e göre Avukatlık ücretinden müteselsil sorumluluk Av.Ertan Uzunoğlu Meslektaşların Soruları 2 28-12-2006 10:02
Kimliğimi İstiyorum ... Av. Hulusi Metin Hukuk Sohbetleri 11 08-06-2002 14:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12558198 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.