Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Vergi Dava Daireleri Kararı Aranıyor ?

Yanıt
Old 18-03-2009, 21:18   #1
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan Vergi Dava Daireleri Kararı Aranıyor ?

VERGİ DAVA DAİRELERİ
13.11.1987 E:1987/38 sayılı kararın

tam metnini yayımlayabileceklere şimdiden teşekkürlerimi sunarım.
Old 01-04-2009, 14:25   #2
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

T.C. Danıştay
Vergi Dava Daireleri Kurulu

Esas: 1987/38
Karar: 1987/24
Karar Tarihi: 13.11.1987

ÖZET: Özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu verilmediğinin ve alınmadığının usulüne uygun olarak tesbitine bağlı bulunmaktadır.

(213 S. K. m. 232, 234, 235, 236, 353)

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca Tetkik Hakimi Turgut Candan'ın açıklamaları dinlenildikten ve düşüncesi alındıktan sonra işin gereği düşünüldü:

Uyuşmazlık, Ekmek Fabrikası işleten davacının, inceleme raporuyla tespit edilen kayıt dışı hasılatı için fatura düzenlemediğinden bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olup dosyada anılan cezaya karşı açılan davanın, davacının kayıt dışı hasılatı için fatura düzenlenmediğinin vergi kontrol memurlarınca tespit edilmiş bulunduğu ve esasen, salınan vergi ve kesilen kaçakçılık cezasının dava konusu edilmeden uzlaşılarak ödenmesinin de davacının bu durumu kabul ettiğini gösterdiği gerekçesiyle reddine ilişkin … Vergi Mahkemesinin … sayılı kararının Danıştay Üçüncü Dairesince verilen 2.10.1986 gün ve E.1986/2577, K.1986/1857 sayılı kararla ve fatura kesmeme eyleminin var olup olmadığı araştırılmadan varsayımdan hareketle karar verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasından sonra aynı Mahkemece verilen … gün … sayılı ısrar Kararı temyiz başvurusuna konu edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353 üncü maddesinin 2365 sayılı Kanunun 77 nci maddesiyle değişik 1. fıkrasında; 232, 234, 235 ve 236 ncı maddeler gereğince verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası ve müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan her birine, her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için beşyüz liradan (çiftçilerde elli liradan) aşağı olmamak üzere bu vesikalara yazılması gereken meblağın yüzde üçü (çiftçiler için yüzde biri) nispetinde usulsüzlük cezası kesileceği; aynı fıkranın 2686 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle değişik son paragrafında da, bir takvim yılı içinde her bir belge nev'ine ilişkin olarak tespit olunan yukarıda yazılı usulsüzlükler için kesilecek ceza toplamının 500.000 lirayı geçemeyeceği açıklanmıştır.

Madde hükmünden açıkca görüleceği üzere, özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu verilmediğinin ve alınmadığının usulüne uygun olarak tesbitine bağlı bulunmasına karşın, dosyanın incelenmesinden; davacı adına kesilen özel usulsüzlük cezasına karşı açılan davanın Vergi Mahkemesince davacının fatura düzenlemediğinin Vergi Usul Kanununun Birinci Kitabının Yedinci Kısmında yer alan maddelerde açıklanan şekilde tespit edilip edilmediği araştırılmaksızın, inceleme elemanlarınca randıman yöntemi uygulanarak hasılat farkı bulunmasından ve bu hasılat farkına dayanılarak salınan vergi ve kesilen cezanın davaya konu edilmeksizin uzlaşılarak ödenmesinin fatura düzenlenmediğine kanıt olacağı varsayımından hareketle reddedildiği anlaşılmış olup, bu durumda; söz konusu kararın, fatura kesmeme eyleminin varlığı araştırılarak karar verilmek üzere Danıştay Üçüncü Dairesince bozulması yerinde bulunmaktadır.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile … Vergi Mahkemesinin temyize konu ısrar kararının fatura düzenlememe eyleminin varlığına dair usulüne uygun olarak yapılmış bir tespit olup olmadığı araştırılarak yeniden karar verilmek üzere bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek karara birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına 13.11.1987 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Vergi Usulü Kanununun 353 üncü maddesinin 1. fıkrasına göre, özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi, fıkrada sözü edilen türdeki belgelerin düzenlenmesini gerektirecek nitelikte bir muamelenin yapılmış bulunmasına karşın, belge düzenlenmemiş ve bunun da usulüne uygun olarak tespit edilmiş olmasına bağlıdır.

Olayda, 1983 takvim yılına ait defter ve belgelerini kaybettiğinden bahisle ibraz etmeyen, 1984 takvim yılında da, un fabrikalarından aldığı un miktarının önemli bir bölümünü kayıtlarına geçirmediği, fabrika kayıtlarından tespit edilen davacının her iki döneme ait gerçek kazancı, yasal yöntem olan re'sen takdir yoluyla tespit edilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar, bulunan hasılat farkının hesabında randıman oranları ile ortalama günlük üretim miktarları esas alınmış ise de, imalata sevk edilen un miktarı ile günlük ortalama üretimin maddi delillere dayalı bulunması karşısında, yapılan hesaplama sonucu ortaya çıkan rakamların, gerçeğe çok yakın, hatta, diğer yöntemlerle inceleme raporunda hesaplanan rakamlara nazaran gerçeğin de altında olduklarının kabulü zorunludur. Diğer taraftan, normalde verimlilik (randıman) oranlarındaki sapmalar sebebiyle yapılan hesaplamaların, beyana nazaran % 1 ila 10 arasında farklılık göstermesine karşın olayda bu farkın beyana nazaran % 300'lük bir orana ulaşması da, bulunan hasılat farkının, verimlilik oranlarının şu ya da bu rakam olarak alınmasından değil, kayıt dışı kalan un alımı ve üretimden kaynaklandığını, yani hasılat farkının gerçek olduğunu göstermeye yeterlidir. Ayrıca, re'sen takdire gidilmesini haklı kılan böyle bir durumda, yapılan tespitlerin gerçek olmadığını kanıtlama yükü kendisine düşen vergi mükellefinin, hak arama özgürlüğünün doğal kullanma yolu olan dava yoluna gitmesi gerekirken, vergi idaresi ile uzlaşmaya vararak, vergi yükünü katlanmaya razı olması da anılan gerçeğin maddi niteliğini ortaya koyarak, tartışılmaz hale getirmektedir.

Bu noktada, kayıt dışı hasılatın, fatura düzenlenmesi gerektiren satışlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı sorulabilir. Ekmek satışlarının büyük çoğunluğunu, sayıları 30 ila 35 arasında değişen bakkal, bayi, lokanta, müessese ve resmi kuruluşlara yaptığı inceleme tutanağı ile sabit bulunan, 1984 takvim yılındaki faturalı hasılatının toplam hasılatı içindeki oranı % 90'dan fazla olan davacının, kayıtlı hasılatının 3 misli tutarındaki kayıt dışı hasılatının tamamını, fatura düzenlenmesini gerektirmeyen satışlardan elde ettiği düşünülemez. Normal ve mutad olan bu durumun aksinin, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi uyarınca, bunu iddia eden, yani davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Kanıt yükünün tersine çevrilmesi, usulsüzlük eyleminin anında veya bilinen alıcının ifadesine dayalı olarak tespiti zorunluluğunu getirir. Olayda olduğu gibi, vergileme döneminin geçmiş bulunması halinde, bu tespit, vergi idaresi için, olanaksızı başarma becerisinden başka bir anlam taşımaz Kanun koyucunun, kötü niyetli vergi mükelleflerinin açıkgöz tutumları karşısında, Devletin vergileme işlevini etkisiz hale getirebilecek böyle bir tespit anlayışını onayladığını da sanmıyoruz.

Bu nedenle, davacının uzlaşma iradesiyle maddi gerçeklik kazanan, inceleme raporu, tutanağı ve diğer belgelerdeki tespitlerin, hesaplanan kayıt dışı hasılatın en azından tavan ceza olan 500.000.- liralık özel usulsüzlük cezası kesilmesine yetecek miktarının, fatura düzenlenmesini gerektiren satışlardan doğduğunun kabulüne yeterli bulunduğundan, davacının temyiz isteminin reddi ile ısrar kararının onanması gerektiği düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

KARŞI OY YAZISI

Yükümlünün, hangi değerlerde ve kaç fatura kesmediği hususunun idarece düzenlenmiş tutanaklarla tesbit edilmediği dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır. Bu duruma, mahkemenin vergi idaresi yerine geçerek dosya dışında bir inceleme yapması söz konusu olmadığına göre, ısrar kararının bozularak, kesilen özel usulsüzlük cezasının terkini gerekir.

İlgili Dairenin bozma kararına ve yasaya uygun görülmeyen ısrar kararının bozularak bırakılması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 39 uncu maddesinin 4 numaralı fıkrasının lafzi yorumundan çıkarmakta ise de, kanımızca Genel Kurulun, bu gibi durumlarda ısrar kararını bozarak işin esası hakkında karar vermesi mümkündür. Bozma kararına sadece bu nedenle katılmıyoruz. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Balikesİr Vergİ Daİresİ Av. Ali Özcan Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 1 30-04-2008 11:44
İcra Daİrelerİ TaŞindi Av.Ender Adliye Duvarı 0 25-03-2008 12:24
Çekte Vergİ Numarasi rana yıldız Meslektaşların Soruları 2 16-02-2007 16:57
Yargitay Karari Araniyor yazoglu Hukuk Soruları Arşivi 9 14-08-2006 17:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05842996 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.