Devleti savundu 'deli' oldu

Kaçak elektrik kullandıran memurları ortaya çıkardı. Deli raporu verildi.

Kaçak elektrik kullanımı Türkiye'nin en önemli problemlerinden biri. Devletin yıllık zararı yaklaşık 2 milyar dolar.

Niğde'nin Bor ilçesinde yaşayan Kemalettin Ertan, haksızlığa uğradığını savunuyor. "Suç işleyenlerin peşini bırakmadığım için deli raporu verdiler. Bugüne kadar bütün iddialarımı ispatladım. Davalar ve verilen hükümler ortada. Deli olsam bunları yapabilir miydim?" sorusunu yöneltiyor.

TEDAŞ'tan emekli olan Kemalettin Ertan, kendisini kaçakla mücadeleye adamış. Hırsızlık yapanları tespit ederek yargılanmalarını sağlıyor.

Ertan'ın ihbarları sayesinde bugüne kadar 3 binin üzerinde dosya mahkemelere intikal etti. Ancak amirlerinin üstüne gidince kendini, sonu gelmez bir hukuk mücadelesinin ortasında buldu.

Dava açtığı isimler arasına bürokratlar, siyasîler, müfettişler, hâkim ve savcılar katıldı. Ölüm tehditleri aldı, evi kurşunlandı. Hakkında 18 iftira davası açıldı. Akıl sağlığının tespiti için Adli Tıp'a sevk edildi. Ve sonunda deli raporu verildi.
(2007)

Kaynak : Bülent Ceyhan - Zaman

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar diye boşuna söylememişler

Çalışırken normal kabul ediliyor da şikayet edince mi deli raporu aldırılıyor!

Avukatlığa başladığım günden beri gerek cmk dosyalarından gerekse duruşma sıramı beklerken izlenimlerim Elektrik hırsızlığının gerek toplum gözünde gerekse yargı mercileri tarafından çoğu kez suç sayılmadığı şeklinde.CEzası var fakat bütün dosyalarda yargılama 3-4 yıl sürmekte ve ceza alt sınırdan verilip ertelenmekte.
Başka bir örnek ise basit bir hırsızlık suçunda tutuklama kararı verilmesinin çok yüksek olması fakat yine nitelikli hırsızlık suçu içinde belitilen enerji hırsızlığında tutuklama kararı verilmediğidir.
Durum böyle olunca bu durumun önüne geçmeye çalışan insanlara bu uygulamanın yapılması çok normal.İnsanların kafasında "Bu adam kesin delidir,deli olmasa bunu yapmaz"
izlenimleri ister istemez oluşuyor.

Kemalettin Bey'e neden deli raporu verildiğini sorarken, "hırsız"ların da neden elektrik hırsızlığı yaptığını da sorgulamak gerekiyor. Kemalettin Bey'in yargıya sevkini sağladığı 3binin üzerindeki dosyalar dışında farkedilmeyen misli mislidir. Acı olan; kaçak elektrik kullanımının milli servete yapılan büyük bir haksızlık olduğu ile kaçak elektrik kullanmayanlar üzerinde ziyadesiyle bir yük oluşturduğu "gerçek"lerinin eğitimli ve bu ülkeye önemli hizmeti bulunan kimseler tarafından görülmemesidir. Yargının bu işi bir suç olarak görmemesi de cabası..

Saygılarımla,
S/K

Kaçak elektrik kullanımı,uzun vadede düşünemeyen,küçük hesaplar için ülke menfaatlerini gözardı eden insanların bulduğu basit bir çözümdür.Fakat biz hukukçularda mı böyleyiz,bu konuda mücadele verilecekse asli görev bizlere düşmez mi?Ertan'ın dava açtığı kişiler arasında hakim ve savcılar da varmış böyle onursuz bir vakıada statü ne olursa olsun hukukçuların davalı gösterilmesi beni bir hukukçu olarak fena halde rencide etti.Biz avukatlar da savunmanın kutsallığı ilkesini bahane göstererek çoğu zaman böyle insanları alacağımız vekalet ücreti için savunmuyor muyuz?Kaçak elektrik kullanımından insanları caydırmak hukukçu vizyonuna sahip bizlere düşer.Bize de deli damgası vuramazlar herhalde!