Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muris muvazaası mı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-11-2013, 17:11   #1
avakkas

 
Varsayılan muris muvazaası mı

Müvekkilin okuma yazma bilmeyen 71 yaşında yatalak haldeki annesi, ölmeden 3 ay kadar önce 1979 yılında damadına noterden ".... köyündeki tüm gayrimenkullerimi dilediği kişiye, dilediği bedelle satıp devretmeye , parasını almaya .... diye vekalet veriyor. Damadı aldığı bu vekaletname ile, kayınvalidesine ait tüm tarlaları kendi ablasının eşine satıyor.2 yıl sonra da eniştesinden bu tarlaları kendisi satın alıyor.
Ailevi bağlar yönünden sıkıntılı olduğundan müvekkil olan bayan annesine ait tarlaların eniştesini aldığı vekalet ile önce yakınına satıp, sonra kendi üzerine aldığını 2013 yılında öğreniyor. Bu arada murisin başkaca hiç bir mal varlığı yok, diğer varis olan oğluna da her hangi bir mal verilmiş değil.
Dava nedenimiz ne olmalı, muris muvazaası mı, vekaletin kötüye kullanılması mı, zaman aşımı söz konusu mu ?
Old 02-12-2013, 22:14   #2
Av.şükrü söğüt

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,
sizinde bildiğiniz gibi basit bir tanımla muvazaa, tarafların gerçekte yapmak istemedikleri bir hukuksal işlemi 3.kişileri aldatmak amacıyla (şeklen) yapmaları ya da gerçekte yapmak istedikleri hukuksal işlem yerine görünüşte başka bir hukuksal işlem yaparak 3.kişileri aldatma yoluna gitmeleridir.Muvazaalı işlem, ister basit, ister nitelikli olsun, hukuksal işlemi yapanların muvazaa konusunda iradeleri birleşmektedir ki muvazaalı hukuksal işlem meydana gelmektedir.Oysa vekalet akdi temsil hukuksal ilişkisi doğuran bir sözleşmedir.Bu sözleşme ile vekil, vekil-edenin talimat ve çıkarlarına uygun olarak bir işin yapılması veya takibini üzerine alır.Vekilin vekil-edene karşı en önemli borçlarından biri de özen gösterme ve sadakat borcudur.Özen gösterme borcu,işi gereği gibi ve kendi işinde gösterdiği özen derecesinde yerine getirme,sadakat borcu ise vekilin vekil-edene zarar verecek her türlü davranıştan kaçınma borcudur.(Vekil, vekil-edenin mal varlığını azaltıcı her türlü davranıştan kaçınmakla yükümlü olduğu gibi vekil-edenin borçlarını arttırıcı her türlü davranıştan kaçınmakla da yükümlüdür).Olayınızı değerlendirecek olursak anne damadına temsil(taşınmaz satımı) yetkisini içeren bir vekaletname vermiş,damadı da özen gösterme ve sadakat borcuna ve (hesap verme borcuna) aykırı davranarak taşınmazları önce bir yakınına satmış,yakınının üzerinde şeklen bulunan taşınmazları belli bir müddet sonra da kendi üzerine temlikini sağladığı gibi hesap verme borcunu da yerine getirmemiştir.Vekilin buradaki işlemi yargıtayın deyimiyle vekalet akdinden doğan temsil yetkisinin kötüye kullanılması eylemidir. Burada vekil-damadın sorumluluğuna gidilebilmesi için hesap verme borcunun doğduğu tarihin tespiti önem kazanmaktadır.Eğer vekalet akdinde (vekaletnamede)vekilin hesap verme borcunun daha sonra(tapudaki satıştan sonra) doğacağı vekalet akdinin hükümlerinden açıkça anlaşılamıyorsa vekilin hesap verme borcu tapudaki ilk satım tarihinde muaccel hale gelir.Yani zamanaşımı süresi vekil-damadın taşınmazları bir yakınının üzerine tapuda devir ettiği tarihte başlamış olur.Sizinde bildiğiniz gibi vekalet akdinden doğan talep hakları 5 yılda zamanaşımına uğramaktadır.Ancak damat-vekilin yapmış olduğu iş aynı zamanda emniyeti suistimal suçunu da oluşturduğundan bu durumda olayınıza ceza zamanaşımı hükümlerinin uygulanması gerekecektir.Sorunuz dan satış işleminin hangi tarihte yapıldığını tam olarak anlayamamakla birlikte satış işleminin 1979 yılında yapıldığını anladığımdan olayınız da ceza zamanaşımı süresinin de fazlasıyla dolduğunu belirtmek isterim.Sorunuza ilişkin şahsi düşüncelerim bu yöndedir.Başka hukukçu arkadaşlarımın da farklı düşünceleri olabilir.Saygılarımla..Av.şükrü söğüt
Old 03-12-2013, 19:11   #3
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avakkas
Müvekkilin okuma yazma bilmeyen 71 yaşında yatalak haldeki annesi, ölmeden 3 ay kadar önce 1979 yılında damadına noterden ".... köyündeki tüm gayrimenkullerimi dilediği kişiye, dilediği bedelle satıp devretmeye , parasını almaya .... diye vekalet veriyor. Damadı aldığı bu vekaletname ile, kayınvalidesine ait tüm tarlaları kendi ablasının eşine satıyor.2 yıl sonra da eniştesinden bu tarlaları kendisi satın alıyor.
Ailevi bağlar yönünden sıkıntılı olduğundan müvekkil olan bayan annesine ait tarlaların eniştesini aldığı vekalet ile önce yakınına satıp, sonra kendi üzerine aldığını 2013 yılında öğreniyor. Bu arada murisin başkaca hiç bir mal varlığı yok, diğer varis olan oğluna da her hangi bir mal verilmiş değil.
Dava nedenimiz ne olmalı, muris muvazaası mı, vekaletin kötüye kullanılması mı, zaman aşımı söz konusu mu ?
Dava vekaletin kötüye kullanılması, bu olmazsa muris muvazaası şeklinde olmalı ve tüm el ve işbirliği halinde tapuyu değişirenlere karşı açılmalıdır. Kolay gelsin...
Old 07-12-2013, 02:55   #4
ssi

 
Varsayılan

Muris muvazaası niteliği itibarı ile nispi muvazaa türüne girmekte olup, bu muvazaa türünde taraflar gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları sözleşmeyi iradelerie uymayan görünüşteki bir sözleşme ile gizlemektedirler.

Somut olayda, vekaletin kötüye kullanımı hususunun zamanaşımı vs. nedenlerle iddia edilememesi karşısında, vekilin ilk satış işleminin murisin iradesini yansıttığı düşünülürse, bu takdirde muvazaanın mirasbırakan ile kendisine satış yapılan damadın ablası arasında gerçekleştiği söylenebilir. Zira bu noktada mirasbırakanın mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak için gerçekte bağışlamak istediği taşınmazı, tapu sicil memuru önünde satış göstermesi durumunun mevcut olduğu iddia ve muvazaa ispat yolları ile ispat edilebilir. Bu takdirde hem damadın hem de ablasının hasım gösterilerek, muris muvazaası sebebi ile tapu iptal ve tescil, tescilin mümkün olmaması sonucunu bedelinin tahsili davası açılabileceğini düşünüyorum.

Damadın ablası muvazaalı işlemle lehine bağışlama yapılan, damat ise vekil sıfatı ile değil, taşınmazı kötüniyetle iktisap eden 3. şahıs sıfatı ile davalı olarak gösterilebilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
muris muvazaası av hasancelil Meslektaşların Soruları 8 07-09-2013 14:18
muris muvazaası Hak ve Nisfet Meslektaşların Soruları 19 11-10-2012 23:28
Muris muvazaası Av.Uğur Keleş Meslektaşların Soruları 2 17-04-2012 12:31
muris muvazaası aysegul erol Meslektaşların Soruları 4 26-01-2011 14:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03404307 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.