Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Anonim Şirket Hisse Devri Prof. Kızılot'un yazısı ve değerlendirmem

Yanıt
Old 23-09-2010, 00:13   #1
turanoner

 
Varsayılan Anonim Şirket Hisse Devri Prof.KızıloT'un yazısı ve değerlendirmem

Merhaba arkadaşlar,
22.09.2010 tarhli Hürriyet Gazetesinde Prof. Dr. Şükrü Kızılotu'un Anonim Şirket Hisse Devri İle ilgili yazdığı yazının ilgili kısmına ilişkin yaptığım yorumu değerlendirmenizi rica ediyorum.

Hocanın gazetedeki yazısını aynen aktarıyorum. Buna ilişkin yorumum da aşağıda yer almaktadır.

Şirket hissesi devrinde aman dikkat


ÜLKEMİZDEKİ şirketlerin büyük kısmı aile şirketi olduğu için kuruluşu, yönetimi, karar alınması, hisse devri, sermaye artırımı gibi konularda, çoğu kez kurallara dikkat edilmiyor.

Ondan sonra da hukuki ve mali sorunlar, çorap söküğü gibi arka arkaya geliyor.

LİMİTED ŞİRKETLERDE

- Ortağın sermaye payını devri yani hisse devri, noterde düzenlenen devir sözleşmesi ile yapılabiliyor (TTK Md.520/5).

- Hissenin devredilebilmesi için ortakların en az dörtte üçünün onayı ve bunların esas sermayenin en az dörtte üçüne sahip olması gerekiyor (TTK Md.520/2).

- İmzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmeleri ile devre muvafakat edildiğini gösteren ortaklar kurulu kararının, noter tasdikli bir örneğinin ticaret sicili memurluğuna verilmesi gerekiyor (TTK Md.519).

- Ortağın şirketteki sermaye payını yani hissesini devretmesi durumunda, payı devreden ve devralan şahıslar, devir öncesine ait kamu alacaklarının örneğin vergi borcunun şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kısmından, sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar (6183 Sayılı Yasa Md.35).

- Çok kişi, limited şirketteki sermaye payını noterden devrettikten sonra işlem tamamlanmış zannediyor. Oysa ortakların muvafakatı ile birlikte, devir sözleşmesi ticaret sicili memurluğuna tescil için verilmediği sürece, devir hukuken gerçekleşmiş sayılmıyor. Özellikle vergi ve sigorta primi borçlarından dolayı aman dikkat!..

ANONİM ŞİRKETLERDE


1) Hisse Senedi Olmadığı Durumlar

Anonim şirketlerde, hisse senedinin ihraç edilmediği durumlarda, “hisse devri” işleminin nasıl yapılacağı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nce ticaret sicil memurluklarına gönderilen 18 Aralık 1998 Tarih ve TSM-001-251 sayılı genelgesi ile aşağıdaki gibi açıklanmıştır.
Anonim şirketlerde; nama veya hamiline hisse senedi ihraç edilmediği durumlarda;

- İmzaları noter tarafından tasdik edilmiş devir sözleşmesi ile,

- Devre muvafakat edildiğini gösteren yönetim kurulu kararının, noter tasdikli örneğinin;
ticaret sicil memurluklarına verilmesi gerekiyor.

Aksi halde, yapılan işlemler hukuken geçersiz olur. Ortak olmayan bir kişi yönetim kuruluna seçilebilir. Ancak seçildikten sonra kendisine hisse devri yapılması gerekiyor. Ticaret sicili memurluğunun ise yönetim kurulu üyesi olan ortağın, hissedar olduğuna dair devir sözleşmesini aldıktan sonra, durumu tescil ve ilan etmesi gerekiyor. Aksi halde, ticaret sicili de ayrıca sorumlu ve suçlu olur.

2) Hisse Senedi İhraç Edildiği Durumlar

Bununla ilgili esaslar, Türk Ticaret Kanunu’nun 415 ve 416. maddelerinde yer alıyor.

a. Hamiline Yazılı Senetler :
Madde 415- Hamiline yazılı hisse senetlerinin devri şirket ve üçüncü şahıslar hakkında ancak TESLİM ile hüküm ifade eder.

b. Nama Yazılı Senetler:
Madde 416- Nama yazılı hisse senetleri, esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça devrolunabilir.
Devir ciro edilmiş senedin (ya da geçici ilmühaberin) DEVRALANA TESLİMİ ile olur. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.”

Türk Ticaret Kanunu’nun 417. maddesine göre de hisse senedini teslim alan kişi, bunu pay defterine kayıt ettirdiğinde “ortak sıfatına haiz” olabiliyor.

Anonim şirketlerde limited şirketlerin aksine, (yönetim kurulu üyesi olmayan) ortakların, şirketin vergi ve sigorta borçları nedeniyle 1 TL dahi sorumlulukları yok.
Yönetim kurulu üyesi ortakları ise, anonim şirketin mal varlığından tahsil edilemeyen ya da tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarından dolayı, şahsi mal varlıkları ile sorumlular (6183 Sayılı Kanun Mükerrer Md.35).



Sayın Hocam Merhabalar,

Öncelikle yazılarınızı ilgi ile takip ettiğimi bildirir başarılarınızın
devamını dilerim.
22.09.2010 tarihli Hürriyet Gazetesi İnternet sayfasındaki yazınızda
okuduğum Anonim şirketlerde henüz hisse senedi çıkartılmayan durumlarda
yani sermaye ihracının olmadığı durumlarda hisse devrinin geçerli
olabilmesi için "imzaları noterce tasdik edilmiş devir sözleşmesi"nin
zorunluluğu ibaresi geçmiştir.

Türk Ticaret Kanunu bağlamında hisse devri; paylar, ister senede bağlansın
ister çıplak pay şeklinde yani sermaye ihracı omadığı durumlar olsun (
hisse senedi çıkartmak da bir zorunluluk değildir. ) herhangi bir şekle
bağlı değildir. Adi yazılı bir devir sözleşmesi ve bunun pay defterine
kaydedilmesi devri geçerli bir hale getirir. (Devir için ana sözleşmede
getirilen bağlamlar saklı kalmak kaydı ile-örneğin ortağın mühendis olma
şartı gibi vb..) ( Çıplak payın devri şeklindeki bu hisse devir sözleşmesi
Borçlar Kanunu madde 162 anlamında aynı zamanda temlik sözleşmesi
niteliğindedir.) Ancak hisseyi devralan ortak aynı zamanda yönetim kurulu
üyesi olarak G.K.'ca seçilecekse temsil ve ilzam ( İmza sirküleri ) ve de
Şirketin temsilinin ticaret Odasında Tescili ve ilanı zorunluluğundan
kaynaklanmaktadır. Yani TTK'da salt pay devrinin resmi şekilde olacağına
ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.

İstanbul'da yaptığım bir çok A.Ş.hisse devri için resmi şekil olmadan adi
yazılı sözleşme ile ve bunun şirkete bildirilip pay defterine kaydetmekle
işlemi tamamlamış olmaktayım. Bunun yanında hisse devri işleminin ticaret
odasına kayıt ve tescili de zorunlu olmayıp varsa yapılan veya yapılacak
olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısının ardından alınan genel
kurul kararları ticaret odasına tescil ve ilan olununca hisse yapısı
ticaret odasınca zaten öğrenilecektir.

Bunun böyle düzenlenmesinin sebebi anonim şirketlerde ortağın bizzat
kendisinin değil değil;payın ve paya bağlı hakların önem arzetmesidir.

Eğer yanılıyorsam beni veya okuyucularınızı uyarmanız dileğiyle,

Saygılarımla,
Av. Turan ÖNER ( İstanbul )
Old 23-09-2010, 08:57   #2
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Şükrü Hoca Yazdı ise doğrudur diyemiyeceğim, sizin yazdığınız yanıta katılıyorum, şükrü hoca yazdıklarının hukuki gerekçelerini yazmalıydı.
Old 23-09-2010, 12:11   #3
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Konuyu açan kıymetli meslektaşımıza duyarlılığı için teşekkür ederim. Yeri gelmiş iken ben de konu hakkında bir iki cümle etmek isterim.

Vergi hukuku kara ticaret hukuku ve iktisat biliminin temel kavramlarını alıp uyguluyor. Ancak bu alanda hukuk kökenli uygulamacılar yok denecek kadar az olup genel ağırlık iktisadi idari bilimler uzmanlarındadır. Bu nedenle vergi yazınında yer alan pek çok bilginin ticaret hukuku kavram ve kurallarını yansıtmakta yetersiz kaldığı görülür. Bu durum vergi yazınında kaleme alınmış eserlerde yer alan bilgileri baz alarak yapılan yoprum ve uygulamaların kısmen veya tamamen hatalı olması sonucunu doğurur.

Bu düşüncemi yansıtan iki sorunu paylaşmak isterim.

1.)Dernek mi işletme mi?
Dernekler bir ktisadi işletme işletmeleri halinde bu faaliyetleri ile sınırlı olarak tacir sıfatını kazanırlar.
Kurumlar vergisi kanuna göre dernekler tüzel kişilik olarak vergi mükellefi değildirler.
Ancak derneklerin iktisadi işletmeleri (dernek tarafından işletilen lokal, lokanta, top sahası, mağaza vb.) kurumlar vergisi mükellefi sayılmışlardır. Bu nedenle derneklerin iktisadi işletmeleri ayrı birer vergi numarasına sahiptirler.
Tekraren söylemek gerekir ise tüzel kişiliği olmayan top sahası tacir sıfatını taşımadığı halde kurumlar vergisi mükellefi sayılmıştır. Bu garip anlayışın uygulamada yol açtığı sonuçları daha da gariptir.
İktisadi işletmeleri yürütmek üzere dernek tarafından seçilen sorumlulların sanki derneğin temsilcisi değil de iktisadi işletme ayrı bir tüzel kişiymiş gibi hareket ederek borç ve alacak doğurucu işlemlere giriştikleri görülmektedir.
Hatta bu bağlamda bankalardan tüzel kişi sıfatı ile çek karnesi almaktadırlar.
Daha da komiği iktisadi işletmelerin ödenmeyen işbu çekleri nedeni ile açılmış icra takiplerinin, takip talebinde iktisadi işletme taraf olarak yazılmak gerekirken dernek tüzel kişiliği taraf olarak gösterildi diye İcra Tetkik Mercilerince iptal edildiği görülmektedir.
-----------------------------------------------------------

2.)Ticaret Kanununa Göre Açık Vergi Usul Kanunu'na Göre Kapalı Şirket ?

Biir ticaret şirketinin vergi mükellefiyeti tüzel kişilik kazandığı anda başlar. Ancak vergi mükellefiyetinin son bulması için şirket tüzel kişiliğinin sona ermesi şart değildir. Nasıl mı?
Vergi dairesine yetki veren bir yasal düzenleme sonucu, vergi dairesi mükellef şirketin adresinde yoklama yaptırıp, adresi ve işi terk ettiğini tespit prosedürünü yerine getirir ise şirket hukuken faal olduğu halde vergi kaydı silinmektedir.
Vergi dairesi, adresten haber vermeden ayrılan bir firmanın, yasal şartların oluşması nedeni ile vergi kaydını sildiğinde, bu husus ticaret odası kayıtlarına girilmez.
Vergi dairesi re'sen kayıt silme işlemlerini ilan etme lütfunda da bulunmuyor.
Bir firma vergi dairesinde kaydı silinmiş mükellef olarak kabul edildiği halde tüzel kişiliği devam ettiğinden ticari faaliyetlere devam edebilir.
Böyle bir durumda böyşe bir şirketten alınan faturaların sahte fatura sayılacaktır. Bu durumda bu tür bir şirketten mal veya hizmet alan mükelleflerin bu durumu öğrenmeleri imkansızdır.
Şu anda dahi mükellefleri ağır idari para cezaları ve hapis cezaları ile karşı karşıya bırakan bu uygulamanın devam etmesi bir hayli düşündürücüdür.
------------------------------------------------------------------------------------
Saygılar, selamlar.
Old 23-09-2010, 12:28   #4
ilhanyigit

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım,

bir kere TK'da hisse senedine bağlanmamış payların devir şekline yönelik bir hüküm bulunmamaktadır; anılan nedenle de genel hükümler uygulanacaktır. Dolayısıyla payın devri, paya bağlı hakların da devri neticesini doğuracağından alacağın temliki hükülerine uygun olarak devredilmesi (yani yazılı şekil) yeterlidir. DEvir için yeterli olan bu durum, ortaklık bakımından ise yönetim kurulunun devralanı pay sahibi sıfatıyla kabul eden kararına ve pay defterine kayda tabidir.

Bununla birlikte, uygulamada bir payın birden fazla temlikle devredilmesi gibi sorunlar gündeme geliyor. Burada genel hukuk mantığı ile öncelikle devralanın (yani önceki tarihli temlik sözleşmesiyle devralanın) yönetim kurulu tarafından pay sahibi olarak kabul edilmesi gerekir. Bununla birlikte burada yer alan tarihin, gerçeği yanıstmaması gibi bir sorunla karşılaşılabilir ki uygulamada bunun örnekleri çoktur. Buna çözüm olarak doktrinde, şirkete ilk başvuranın temlikinin pay sahibi olmak bakımından dikkate alınması gerektiği ileri sürülmüştür. Bilindiği üzere, taraflar arasında düzenlenen belgelerde yer alan tarih, üçüncü kişiler bakımından kesin değildir. Bunun resmi bir makama sunulması hâlinde, artık tarihin kesinliği ortaya çıkar ve üçüncü kişilere ileri sürülebilir bir hâle gelir. Dolayısıyla SAnayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan bu noter satışı şeklindeki şartın, kanuna aykırı olmakla birlikte, ihtiyaca cevap vermesi bakımından getirildiğini düşünmek gerekir. Pekala noter tasdiksiz bir devir sözleşmesi de geçerlidir.

Saygılarımla...

İlhan Yiğit
Old 23-09-2010, 12:31   #5
ilhanyigit

 
Varsayılan

SAyın Toprak,

iktisadi bir işletme işleten dernekler de (kamuya yararlı dernek olmaları hariç) tacir sayılırlar (TK 18). Dolayısıyla verdiğiniz örneğin, uygulamayı bilmiyorum, kamuya yararlı dernekler bakımından olduğunu düşünüyorum.

Saygılarımla...

İlhan Yiğit
Old 03-12-2010, 13:24   #6
preglinus

 
Varsayılan AŞ'de hisse devrine zorlama

öncelikle hisse devrinin şekil şartları noktasındaki açıklamalarınıza aynen katılmakla beraber aklıma takılan şu soruya cevap verebileceğinizi umuyorum.
5 ortaklı bir AŞ'de hisselerin büyük bir kısmına sahip olan iki ortaklardan her biri yazılı bir sözleşme ile ayrı ayrı %20 olmak üzere şirketin %40 hissesini ortaklar dışında üçüncü bir şahsa devretmişlerdir. Bu yazılı sözleşmenin ardından sözleşmede belirtilen bedeli almalarına rağmen hisse devri için genel kurul kararı alma ya da pay defterine kaydetme işlemlerinden kaçınmaktadırlar. bu durumda hisse devrinin ortaklar dışındaki 3. kişiye devrinin sağlamaya yönelik nasıl bir hukuki yol izlenmelidir? şimdiden vereceğiniz bilgiler için teşekkürlerimi sunarım.
Not: Paylar senede bağlanmamıştır ve devir için ana sözleşmede herhangi bir kısıtlama getirilmemiştir.
Old 14-12-2010, 12:20   #7
ufuk.palabıyık

 
Varsayılan

İç Ticaret Müd. ilgili genelgesinde de belirtildiği üzere, hisse ihraç etmemiş olanlar hisse devirini noterden tasdik ettirmeleri, nama yazılı hissesi olanların hisse devrine ilişkin yönetim kurulu muvaffakatnamesini noterde tasdik ettirerek noter tasdikli suretleri ticaret sicil memurluklarına vermeleri gerekmekte olduğu belirtilmektedir. Aksi durumu ticaret sicil memurlukları kabul etmeyecektir ancak dava aşamasına gelinirse mahkeme kararı ne şekilde olur bilemem. Ancak Şükrü Hocamın yazısı daha çok işin vergisel boyutuyla alakalı zira hisse senedini devreden/satan kişinin vergi vermemesi için İlmuhaber yada hisse senedini bastırmış olması gerekmekte ve birçok firma bu tip işlemlerinin vergisel bir yükümlülük yaratıp yaratmayacağını bilmemekte.
Old 08-09-2011, 15:15   #8
av. sanen

 
Varsayılan

merhaba değerli meslektaşlarım. benim merak ettiğim asıl konu çıplak paya bağlı hisse devrinde neden sadece temliknamenin yazılı şekilde kurulması şartı yeterli oluyor? nama yazılı yada hamile yazılı hisse senetleri için aranan şartlardan daha sakıncalı bir durum ortada oluyor ve şirket yöneticileri şirket paylarını çıplak pay olarak bırakıyor sonrada devir işleminde usulsüzlükler yapılıyor. çıplak pay devrinde de noter onayının aranması gerekli değilmidir? iyi çalışmalar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
anonim şirketlerde hisse devri avukat erdoğan Meslektaşların Soruları 10 06-02-2012 14:04
şirket hisse devri avukat1980 Meslektaşların Soruları 4 06-12-2010 11:04
Limited Şirket Hisse Devri - Şirket Alacaklılarının eski ortağa karşı hakları turbo Meslektaşların Soruları 5 14-05-2009 10:35
Adi Şirket Hisse devri Adalet Bakanı Meslektaşların Soruları 0 15-09-2007 13:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05616498 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.