Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır.

Sosyal Güvenlik Sigortası

 
Old 01-09-2005, 11:40   #1
Nur

 
Varsayılan Sosyal Güvenlik Sigortası

Sayın Hukukçular, Hukukseverler

Sosyal güvenlik konusunda aşağıdaki olayı anlatmak ve bazı sorular sormak istiyorum.
Sorularıma da cevap vermek suretiyle beni aydınlatabilirseniz teşekkürle karşılaacaktır

Olay :

Bay A ve Bayan B evli; karı-koca- bir aile.

Bu aile, ev işlerinde ( temizlik+ yemek+çocuk bakımı v.b.) yardımcı olarak çalıştırmak üzere bir bayanı ( Bayan-C) istihdam etmek istiyorlar.

Sözlü olarak varılan mutabakata göre , çalışma koşulları şöyle : Haftada 5 iş günü saat 08:00'dan saat 18:00'a kadar evde çalışacak. Bunun karşılığında aylık 300,00 YTL ücret alacak. Ayrıca 50,00 YTL otobüs bileti parası verilecek. Ayrıca doğal olarak sabah kahvaltısı ve öğle yemekleri de işveren A-B ailesine ait.

Bayan-C'nin çalışmaya başlama tarihi 15 Eylül 2005 olacak.

Bayan C'nin verdiği bilgiye göre, kocası Bay-D, asgari ücret üzerinden sözleşmeli ve sosyal sigortalı olarak bir işverenin yanında işçi statüsünde çalışıyormuş. Dolayısıyla Bayan-C'nin, Bay-D'nin eşi sıfatıyla kocasının sosyal sigorta haklarından ( ilaç+hastanede tadavi v.s) yararlanabiliyormuş.


Sorularım :

1- A-B ailesinin yazılı bir iş sözleşmesi yapmadan Bayan-C'yi evlerinde haftada 5 gün "hizmetçi" olarak istihdam etmeleri yürürlükteki hukukumuza uygun olurmu ? (Not :
A-B ailesinin ayrıca sosyal sigorta pirimi ödeyecek parasal olanakları yok.)

2- Uygun olmazsa, nasıl bir iş sözleşmesi yapılmalıdır ?

3- A-B ailesinin yazılı bir iş sözleşmesi yapmadan Bayan-C'yi " tam gün " istihdam etmeleri halinde bunun A-B ailesinin aleyhine olarak ne gibi hukuki ve parasal sonuçları
olabilir ?

4- Örneğin 1 yıl sonra, Bayan-C, A-B ailesi aleyhine dava açıp, " sizler, yazılı bir mukavale olmaksızın, beni 365 günden beri haftada 5 tam gün istihdam etmektesiniz,
fakat benim sosyal sigorta pirimlerimi ilgili kuruma yatırmadınız. Bu yüzden sizden davacıyım. Ödeyin benim sosyal sigorta pirimlerimi. " yönünde bir dava açabilirmi ?

5- Bayan-C'nin böyle bir dava açma durumuna maydan vermemek için A-B ailesinin ne gibi hukuki önlemler alması yararlı olur ? Örneğin yazılı bir iş sözleşmesi yapılarak
sözleşme metninde Bayan-C'nin " gündelikçi " olarak " götürü " çalişacağı kaydı konulsa bunun A-B ailesi açısından yararı olur mu ?


Mümkünse ivedi yanıtlarınızı beklemekteyim.

Bu vesile tüm muhterem sitemiz üyelerinin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarım.

Selam ve saygılarımla,

Nur
Old 02-09-2005, 09:37   #2
Burhan Sezer

 
Varsayılan

Sayın Nur,
Öncelikle şu hususları belirtmeliyim. Yapılan 300.-YTL. lik ücret anlaşması asgari ücretin çok altındadır.İş Yasasına göre haftalık çalışma süresi 45 saattir. Bu süreyi çalışarak dolduran işçi, hafta tatilini ve buna bağlı olarak da hafta tatili ücretine de hak kazanır. Sorularınıza gelince.
1- A-B ailesinin bayan C yi haftada 5 gün “hizmetçi” olarak istihdam etmeleri ancak bütün yasal işlemleri yerine getirmek kaydı ile mümkündür. Bu istihdamın da bugünkü asgari ücret tutarı ile aylık mali yükü (sosyal haklar hariç) 610.-YTL.dir.
2- Yasal hakları veya sosyal güvence ile diğer sosyal hakları kısıtlayarak bir iş sözleşmesi yapmak mümkün değildir.
3- A-B ailesinin yasal yazılı iş sözleşmesi yapmadan bayan C yi tam gün istihdam etmeleri halinde hukuki ve parasal sonuçlarına gelince. Bayan C nin kayıt dışı çalıştırıldığı, örneğin evde bir iş kazası ile veya işe gidip gelirken bir kazaya uğraması ile meydana çıkabilir. Böyle bir durumda A-B ailesi, maddi ve manevi tazminatlardan, kötü niyet tazminatından, destekten yoksun kalma gibi ömür boyu aylık tazminat ödemelerinden sorumlu tutulabilir.
4- Önümüzdeki yıllarda bayan C işten çıkarıldığında, dava açarak A-B ailesinin yanında kayıt dışı çalıştığını tanıklar vasıtası ile ispat ederse, işe başladığı tarihten itibaren sosyal güvenlik kapsamına alınır ve Sosyal Sigortalar Kurumu da primleri cezalı olarak tahsil eder. Ayrıca fazla mesai ücretini, ücret farklarını, varsa kullanmadığı ücretli yıllık izin ücretini, ihbar tazminatını ve kıdem tazminatını da talep edebilir.
5- Böyle bir dava açılmaması için alınacak önlem, öncelikle elemanın kayıtlı olarak çalıştırılması, iyi bir iş sözleşmesinin yapılması ve her türlü ödemenin ve hakları kullandığının belgeye bağlanması gerekir. İş sözleşmesinde “gündelikçi” olarak belirtilmesi yarar sağlamaz. Sosyal Güvenlik kapsamında çalıştırılması esastır.
Saygılarımla.
Burhan Sezer
Old 02-09-2005, 20:03   #3
nfb

 
Varsayılan

4857 sayılı İş k. 4/ e m. ev hizmetlerini bu yasa kapsamı dışında tutmuştur. Dolayısıyla burada uygulanacak yasa Borçlar K. 313 vd. maddeleridir. Keza 506 sayılı K. 3-D maddesine göre : Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak çalışanlar hariç) sgortalı sayılmazlar.

Bu çerçevede olaya bakmak gerektiğini düşünüyorum.
Old 02-09-2005, 22:12   #4
Burhan Sezer

 
Varsayılan

Sayın nfb.
Olayımızda haftada 5 gün çalışmak söz konusudur. Bu durumda sürekli çalışmamaktan bahsedemeyiz. Ayrıca ücret ödenmektedir. 506 sayılı SSK kanunu 3-D md. de ....(ücretle ve sürekli çalışanlar hariç) ifadesi bağlayıcıdır. Gündelikçi olarak ev hizmetlerinde çalışanlar her gün ayrı bir evde hizmet gördüklerinden belirli bir işverene tabi olamazlar. Bu nedenle sosyal güvenlik kapsamına almak uygulamada çok sorunlar yaratır. Zannederim, gündelikçilerin kapsam dışı bırakılmalarının bir nedeni de budur.
Borçlar Kanununun söz konusu maddeleri ise iş sözleşmesinin tarifini, tanzimini, şeklini ve şartlarını belirlemektedir.5 nolu cevabımın içinde......."iyi bir iş sözleşmesinin yapılması"nın önemini belirtmiş bulunuyorum. İş Kanunları ve İşçi Sigortaları Kanunlarının kabul edilmesinde ilk gaye çalışanın menfaatini korumaktır.
Saygılarımla
Burhan Sezer
Old 03-06-2006, 15:20   #5
av.öncü özbay

 
Varsayılan

Sayın Burhan Sezer,

Öncelikle vermiş olduğunuz bilgiden dolayı teşekkür ederim. aynı olayı araştırırken mesajınıza rastladım,çok yardımı oldu.
Benim yukarıdaki örnekten yola çıkarak,size ve sitemiz üyelerine birkaç sorum olacak,cevaplandırırsanız çok sevinirim:

1-somut olayda C isteğe bağlı olarak sigortalı olabilir ve bunun primlerinin de A-B ailesi tarafından karşılanması ile A-B ailesi ileride ortaya çıkacak hukuki sorunların üstesinden gelmiş olurlar mı?

2-C'yi Sosyal Sigortalı olarak istihdam etmek isteyen A-B ailesi ne yapmalıdır? (benim araştırmalarım doğrultusunda;ev şirketi benzeri bir şirket kurulmalıymış,bu doğru mudur? )
3- Yürürlüğe girecek olan SGK ile A-B ailesi bir avantaj veyahut dezavantaja maruz kalacaklar mı?İşlemlere başlamak için son gün ne zaman?
4- Önerileriniz nelerdir?

saygılar,
Öncü Özbay
Old 05-06-2006, 10:47   #6
Burhan Sezer

 
Varsayılan

Sayın Öncü Özbay,
Konu ile ilgili sormuş olduğunuz sorulara sıra ile yanıt vermeğe çalışacağım. Yeni sorularınız olursa yardımcı olurum.
1. C “İsteğe Bağlı Sigortalı” olarak sigortalı olması A-B ailesinin hukuki sorunlarını çözmez. Zira, İsteğe Bağlı Sigortalı olmanın en önemli şartlarından biri “ Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek bir işte çalışmamaktır.” Burada C zorunlu sigortalı bir işte çalışıyor durumundadır. Ayrıca İsteğe Bağlı Sigortalılıkta işçi-işveren bağı söz konusu değildir.
2. A-B ailesi C yi çalıştırmak için şirket kurmasına gerek yok. Mevzuatta bugüne kadar böyle bir uygulama hiç olmadı. C yi sigortalı olarak çalıştırmak isteyen A-B ailesi fertlerinden A veya B, ikametgahının bulunduğu yerdeki Sosyal Sigortalar Kurumuna başvurarak gerçek kişi olarak işveren kaydını yaptırır. Bununla ilgili olarak istenen form (İşyeri Bildirgesi) ve belgelerin listesi kurumdan öğrenilir. İşveren kaydı ile oluşan sorumluluklara gelince; C yi, işe başlama tarihinden önce “Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi” ile işe başladığını kuruma bildirmek, her ayın “Aylık Prim Ve Hizmet Belgesi” ni tanzim ederek ertesi ayın sonuna kadar kuruma vermek ve primini ödemek şeklinde sıralayabiliriz. Bu belgede gösterilecek tutar asgari ücretin altında olamaz ve her yılın Ocak ayında değişir. C, işten ayrıldığı takdirde “Aylık Prim Ve Hizmet Belgesi”nin ilgili sütununda çıkışını bildirmek gerekir. A-B ailesi daha sonra işçi çalıştırmayacak ise durumu kuruma bir dilekçe ile bildirir. C nin aldığı ücret Gelir Vergisinden muaftır. Ancak Damga Vergisine tabidir. Bu vergi 6 ay veya 12 aylık dönemler şeklinde “Damga Vergisi Beyannamesi” ile vergi dairesine beyan edilip peşin olarak ödenir.
3. 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5489 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, A-B ailesine avantaj veya dezavantaj getirmiyor. Bu nedenle işlem için bir süre söz konusu değil.
4. Önerim, 2 nolu yanıtımın içindeki şekildedir. Tamamen yasal bir uygulamadır.
İyi günler.
Old 06-06-2006, 20:10   #7
av.öncü özbay

 
Varsayılan

sayın Burhan Sezer,
Göstermiş olduğunuz ilgi ve yardımlarınız için teşekkür ederim.

Saygılar,
Öncü Özbay
 


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Sosyal Güvenlik Yasası’na erteleme Seyda Hukuk Haberleri 0 23-12-2006 16:51
Sosyal Güvenlik Kanunu 1 yıl süreyle ertelenecek faruksa Hukuk Haberleri 2 21-12-2006 15:52
Türkiye'de Sosyal Güvenlik kanunları aslihanduymaz İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Çalışma Grubu 2 25-10-2006 22:14
Sosyal Güvenlik Yasası mustafaors7668 Meslektaşların Soruları 1 10-10-2006 12:53
stajyer avukatların sosyal güvenlik sorunu obaykan Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 0 26-04-2006 12:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04938602 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.