Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

idarenin verdiği zararla ilgili olarak menfi müspet zarar

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-01-2013, 12:18   #1
Secil0989

 
Varsayılan idarenin verdiği zararla ilgili olarak menfi müspet zarar

Belediyenin çöp alanı konusunda çed raporu almadan, çevre kanunundaki yükümlülükleri gözetmeden yaptığı bir uygulama sonucunda müvekkilim zarar görmüştür. Söz konusu zararı görmemiş olsaydı tarım alanından maddi kazancı 4 birim olacaksa şimdi 1 birime satmaktadır. Konuyla ilgili menfi zarar istenebilir mi?siz sayın meslektaşlarımın menfi-müspet zararla ilgili görüşlerini bekliyorum
Old 28-01-2013, 12:26   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Burada, menfi degil, müsbet zarar oldugu kanaatindeyim; esasen zor bir konu olan müsbet ve menfi zarar ayirimi hususunda, yüksek dairelerin pek ayrintili ve doyurucu açiklamalari bulunmaktadir. Kolay gelsin...
Old 28-01-2013, 12:59   #3
Secil0989

 
Varsayılan

teşekkür ederim C_OKYAY yargıtay kararların müspet zararı "Borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müsbet zarardır" şeklinde tanımlıyor yani müspet zararın oluşması için ortada bir sözleşme arıyor. Bizim olayımızda müsbet zararı yaratan belediye. Yani ortada bir sözleşme yok. İdarenin eylemleriyle ilgili nasıl bir yol izlenmeli? Elinizde konuyla ilgili yargıtay kararı var mı?
Old 28-01-2013, 14:06   #4
detay82

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Secil0989
Belediyenin çöp alanı konusunda çed raporu almadan, çevre kanunundaki yükümlülükleri gözetmeden yaptığı bir uygulama sonucunda müvekkilim zarar görmüştür. Söz konusu zararı görmemiş olsaydı tarım alanından maddi kazancı 4 birim olacaksa şimdi 1 birime satmaktadır. Konuyla ilgili menfi zarar istenebilir mi?siz sayın meslektaşlarımın menfi-müspet zararla ilgili görüşlerini bekliyorum

Menfi ve müspet zarar, öğreti ve uygulamada, sözleşmenin yürürlükte olmasına veya feshedilmiş bulunmasına göre oluşan zararlardır.

Yukarıdaki olayda, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından, menfi veya müspet zarardan bahsedilmesine imkan bulunmamaktadır.

Eğer belediye ile yapılmış bir sözleşme bulunsaydı ve bu sözleşmenin feshedilmesinden dolayı bir zarara uğranılmış olsaydı menfi zarar talep edilebilecekti. Yahut da, aradaki sözleşme yürürlükte olmasına rağmen, bu sözleşmeye aykırı davranılmasından dolayı uğranılan bir zarar olsaydı müspet zarar talep edilebilecekti.

Sonuç olarak, olayda menfi-müspet zarar ayrımına girmeden, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ilgili hükümleri (md.2,3,12,13,17,36) çerçevesinde, uğranılan zararlar için tam yargı davası açılması gereklidir.

Saygılarımla.
Old 28-01-2013, 14:15   #5
detay82

 
Varsayılan

Örnek bir içtihat,

T.C. Danistay
8.Dairesi
Esas: 2000/1396
Karar: 2002/364
Karar Tarihi: 22.01.2002


ÖZET: Davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini... Belediye Başkanlığına göndermesi gerekirken, davanın esasını inceleyerek tazminat isteminin kabulüne karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
 
(2577 S. K. m. 13)
İstemin Özeti: 12.11.1998 günü yağan şiddetli yağmurda yağmur sularının davacıya ait sera içerisinde ekili bulunan domateslere verdiği zarar nedeniyle uğranıldığı öne sürülen ...-lira zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davada; olayda ilgili olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesince yaptırılan tespitler mahkemelerince de benimsenerek, zararın idarenin hizmet kusurundan doğduğu ve tazmini gerektiği gerekçesiyle dava konusu ...-lira tazminat isteminin kabulüne, davanın açıldığı 11.12.1998 gününden ödemenin gerçekleşeceği güne kadar yasal faiz işletilmesine karar veren ... İdare Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kararının; idarelerinin hizmet kusuru bulunmadığı öne sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi İsmail Saklı'nın Düşüncesi: Davacının zararının karşılanması istemiyle önce idareye başvurması gerektiğinden, bu kural yerine getirilmeden dava açıldığı görüldüğünden, davacının tazminat isteminin davalı idareye gönderilmesi gerekirken, doğrudan açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Alaattin Öğüş'ün Düşüncesi: Davacıya ait domates serasındaki ürünlerin, yağan şiddetli yağmurlardan ötürü sel sularının seraya dolması ile zarar gördüğünden bahisle belediyenin hizmet kusuruna dayanılarak ... lira maddi tazminata hükmedilmesi dileğiyle açılan dava sonucunda istemin kabulü yolunda verilen İdare Mahkemesi kararı davalı belediye başkanlığınca temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının doğrudan doğruya tam yargı davası açılmasını düzenleyen 13.maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almıştır.
Olayda, işbu tam yargı davasının nedenini, davacıya ait sera önünden geçen dere üzerindeki tahliye borusunun aşırı miktardaki yağmur suyunu boşaltamamasından dolayı belediyenin hizmet kusuru bulunduğu iddiası, başka bir anlatımla idari bir eylem oluşturmaktadır.
Böyle olunca, doğrudan doğruya tam yargı davası açılmadan önce davacının zararının giderilmesini davalı idareden istemesi ve bu isteme ilişkin cevaptan sonra davanın açılması gerekirken, yasa kuralında öngörülen başvuru yapılmadan açılan davanın incelenmeksizin reddi gerekirdi.
Açıklanan nedenle, usul kuralı gözetilmeksizin işin esasının incelenmesinde isabet bulunmadığından temyize konu kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, davalı idarenin hizmet kusurundan dolayı uğranıldığı öne sürülen ...-lira zararın yasal faiziyle birlikte tazmini isteminden doğmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların, idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka biçimde öğrendikleri günden itibaren bir yıl ve herhalde eylem gününden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği, bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin bildiriminden sonra veya istek hakkında altmış gün içinde bir yanıt verilmediği takdirde bu süresinin bittiği günden itibaren dava açma süresi içinde dava açılabileceği, aynı yasanın 15. maddesinin 1/e bendinde ise, dilekçeler üzerinde yapılan ilk incelemede, idari merci atlandığının belirlenmesi durumunda, dilekçelerin görevli idare merciine gönderilmesine karar verileceği kuralı bulunmaktadır.
Davacının serasına yağmur sularının dolması sonucu uğradığını öne sürdüğü zararın karşılanması isteğiyle idareye başvurmadan bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Gerek 2577 sayılı Yasanın belirtilen maddeleri gerekse 15.3.1979 gün ve 1979/5 sayılı Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca kişilerin yasada belirtilen süreler içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeden idari yargı yerinde dava açılması idari mercii atlanması olarak nitelendirilmektedir.
Bu durumda, davacının idari başvuru yollarını tüketmeden dava açarak idari merci tecavüzünde bulunduğu anlaşıldığından, dava dilekçesini... Belediye Başkanlığına göndermesi gerekirken, davanın esasını inceleyerek tazminat isteminin kabulüne karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle ... İdare Mahkemesi kararının bozulmasına 22.01.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.


Old 28-01-2013, 14:27   #6
Secil0989

 
Varsayılan

sayın av.İsmail Değer paylaşımlarınız ve verdiğininiz bilgiler için çok teşekkür ederim. Ancak yeni öğrendiğim bir ayrıntıyı paylaşmam gerekiyor. Belediye söz konusu tarım arazisi yanındaki çöp alanını kira ilişkisi ile edinmiştir. Yani yaptığı işlemi bir özel hukuk kişisi gibi yapmış öyle zarar vermiştir. Durumu bu bakış açısıyla incelerseniz düşüncelerinizde ne gibi değişiklikler olur? Yani müspet zarar talep edebilir miyiz?
Old 28-01-2013, 14:44   #7
detay82

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Secil0989
sayın av.İsmail Değer paylaşımlarınız ve verdiğininiz bilgiler için çok teşekkür ederim. Ancak yeni öğrendiğim bir ayrıntıyı paylaşmam gerekiyor. Belediye söz konusu tarım arazisi yanındaki çöp alanını kira ilişkisi ile edinmiştir. Yani yaptığı işlemi bir özel hukuk kişisi gibi yapmış öyle zarar vermiştir. Durumu bu bakış açısıyla incelerseniz düşüncelerinizde ne gibi değişiklikler olur? Yani müspet zarar talep edebilir miyiz?

Anladığım kadarıyla, müvekkiliniz ile belediye arasında bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak müvekkilinizin tarım arazisinin yanındaki alanı, belediye kiralayarak çöp alanı olarak kullanmaktadır.

Bu durumda, müvekkiliniz ile belediye arasında bir sözleşme bulunmadığından müspet zarar isteyemeyeceğiniz kanaatindeyim.

Çöp alanı gibi faaliyetlerin yürütülmesi belediyenin görevi kapsamındadır. Bunun için bir yerin kiralanması yahut satın alınması bu bakımdan önemli değildir. Bu görevin gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusurudur. Bu nedenle, belediyenin eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı, yukarıdaki mesajlarımda geçen, tam yargı davasının açılması gereklidir.

Saygılarımla.
Old 28-01-2013, 14:47   #8
detay82

 
Varsayılan

Aşağıdaki karar, kıyasen olaya uygulanabilir. Burada da, belediye bir vatandaşın bitişiğinde hizmet yürütmek adına üçüncü kişi ile sözleşme yapmış, bu sözleşme ilişkisinin sürdürülmesi esnasında vatandaşın uğradığı zararın ise tam yargı davası ile İdare Mahkemelerinden istenebileceği belirtilmiştir.

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2012/7358
Karar: 2012/11537
Karar Tarihi: 03.07.2012
 



ÖZET: İdare'nin işlemi yada eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası'nın ilgili maddesi gereğince İdare'ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. Yerel mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı yerine, işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
(2577 S. K. m. 2)


Dava: Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından, davalı Muğla Belediye Başkanlığı ve diğeri aleyhine 29/02/2012 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/02/2012 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Muğla Belediye Başkanlığı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Karar: Davacı, davalı Muğla Belediye Başkanlığı tarafından diğer davalı yükleniciye yaptırılan katlı otopark inşaatı sırasında bitişiğinde bulunan kendisine ait binanın hasarlanmasına neden olduğunu belirterek uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, istemin kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı Muğla Belediye Başkanlığı tarafından temyiz olunmuştur.
Dava, davalı Muğla Belediye Başkanlığı tarafından yaptırılan katlı otopark inşaatı sırasında bitişikteki davacıya ait binaya verilen hasarın ödetilmesi istemine ilişkindir. Davaya konu zararlı sonucun, davalı idare tarafından kamu hizmeti kapsamında yapılan katlı otopark inşaatı sırasında verildiği anlaşılmaktadır. Kamu hizmetini sunmak ve bu anlamda gerekli hazırlıkları yapmak (bina, park, yol vs.) belediyelerin belediye kanunundan doğan görevleri olup, bu görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare'nin işlemi yada eylemi nedeni ile doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince İdare'ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden dikkate alınır. Yerel mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı yerine, işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 03.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Müteahhidin temerrüdü-Menfi ve müspet zarar-Sözleşmenin feshi oguzhand0 Meslektaşların Soruları 4 28-11-2010 17:10
sözleşmeye aykırılık+ihtarname+menfi ve müspet zarar hukukcu_35 Meslektaşların Soruları 2 18-10-2010 10:34
Bayilik sözleşmesinde müspet zarar nasıl hesaplanır ve müspet zarara neler girer? serdarserdar Meslektaşların Soruları 2 26-03-2010 17:19
MÜspet Zararla İlgİlİ Makale Seher Meslektaşların Soruları 1 21-03-2007 13:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06214190 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.