Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

HAE ve TEDAVİ-DENETİMLİ SERBESTLİK BİR ARADA OLURMU

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-08-2012, 15:06   #1
avmurat

 
Varsayılan HAE ve TEDAVİ-DENETİMLİ SERBESTLİK BİR ARADA OLURMU

Çocuk Mahkemesince, kullanmak için uyuşturucu madde kabul etmek suçundan çocuğun tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ve aynı zamanda da hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verdi Kararda temyiz yolu açıktır dendiği için kararı temyiz ettik, Yargıtay temyiz değil itiraz yolunun açık olduğuna karar verdi ve dosya ağır ceza mahkemesine gönderildi.Ağır ceza mahkemesi uzun bir kararla ki muhalefet şerhi de var, sadece usulü ufak bir değişiklikle itirazı reddetti.Hasılı başladığımız yere döndük.
Ancak geçen gün mahkeme kalemine uğradığımda kararı, tedavi hükmünün infazı için savcılığa gönderdiklerini öğrendim.
Mahkemeye bir dilekçeyle başvurarak, hüküm kısmında hali hazırda Hükmün Açıklanmasının Ertelendiğine dair karar olduğunu, bu karar olduğu sürece bir sonraki aşamaya geçilemeyeceğini, dolayısıyla bu haliyle tedavi denetimli serbestlik tedbirinin uygulanamayacağını belirterek infazın durdurulmasını-geri alınmasını talep ettim.Mahkeme talebimi reddetti.

1-Hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı varken tedavi hükümleri uygulanabilir mi?
2-Mahkemenin bu ret kararına karşı hangi yola başvurayım?

Cevaplar ve ilginiz için şimdiden teşekkür ederim.Suçun oluşum şekli de ilginç:Çocuk hastalanıyor ve hastaneye gittiklerinde yapılan tahlilde kanında uyuşturucuya rastlandığı rapor ediliyor.Yargılama sırasında Adli Tıp'a sordurduk.Adli tıp yanlış pozitif sonuç alınmış olabilir demesine rağmen mahkeme ceza verdi.Ben de uyuşturucu kullanmadığını düşündüğüm çocuğun tedavi sürecinden geçmesini istemiyorum.Bunun çocukta olumsuz etkileri olacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 14-08-2012, 15:36   #2
egemen48

 
Varsayılan

erteleme kararı tedavi hükümlerinin uygulanmasına engel değildir
Old 14-08-2012, 15:39   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avmurat
1-Hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararı varken tedavi hükümleri uygulanabilir mi?
TCK 191.maddesine göre uygulanabilir. Sizin olayınız "cezadan önce tedbir kararı verilmesi" seçeneğine uygun diye düşünüyorum.

Aşağıda sunulan emsal kararlar da TCK 191.maddesine göredir:

T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi
Esas: 2010/341
Karar: 2010/9445
Karar Tarihi: 26.04.2010
ÖZET: Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, yalnızca tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi ceza ile birlikte tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörüldüğünden; sanığın hukuksal durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.
 
(2709 S. K. m. 40) (5271 S. K. m. 34, 231, 232) (5252 S. K. m. 9) (5237 S. K. m. 191)
Dava: Kullanmak i
çin uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hükümlü S. B. hakkında Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce duruşma açılmaksızın yapılan uyarlama yargılaması sonunda, 28.06.2005 tarihinde, 2003/443 esas, 2004/195 karar sayı ile 5237 s. TCK gereğince kurulan uyarlama hükmünün kesinleşme şerhi verilerek infaza verildiği; infaz aşamasında, Cumhuriyet savcılığınca hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmediği gerekçesiyle yapılan başvuru üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme ile verilen aynı Mahkemenin 10.08.2006 günlü ve 2006/134 değişik iş esas, 2006/131 değişik iş karar s. kararı ile 28.06.2005 günlü hükümle verilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının infazına karar verildiği ve bu karara yönelik itirazın reddedildiği; 28.06.2005 günlü hükmün hükümlü tarafından temyiz edilmesi üzerine, aynı Mahkemece 23.09.2008 gününde 2003/443 esas, 2004/195 sayı ile temyiz talebinin reddine karar verildiği; ret kararının da hükümlü tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği; dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın onanma isteğini içeren tebliğnamesi ekinde 14.01.2010 gününde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Sanığa tebliğ edilen 28.06.2005 günlü uyarlama hükmünde, Anayasa
’nın 40/2, 5271 s. CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri gözetilmeksizin, başvurulacak yasa yolunun şeklinin ve başvuru süresinin başlangıcının belirtilmemesi nedeniyle, sanığa, söz konusu hususların açıkça belirtilerek yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinin gözetilmediği; dolayısıyla, hükmün kesinleşmediği anlaşılmakta olup; kesinleşmeyen söz konusu hükme ait infaz işlemlerinin, bu aşamada verilen 10.08.2006 günlü ek kararı ile bu karara yönelik itiraz mercii kararının konusu bulunmadığından, hukuki geçerlilikten yoksun, böylelikle <yok> hükmünde olmaları karşısında; sanığın temyiz isteminin, 28.06.2005 günlü hükme ait ve kanuni süresinde olduğu kabul edilerek, ret kararının kaldırılması suretiyle yapılan incelemede;
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu
’nun 27.12.2005 gün ve 2005/ 162-173 s. kararında belirtildiği üzere; 5252 s. Kanun’un 9. maddesi gereğince, lehe yasanın saptanıp uygulanması için; herhangi bir inceleme ve araştırma yapılması, kanıt toplanması, takdir hakkının kullanılması gerekiyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine veya hapis cezasına seçenek yaptırımlara ait bir hükmün uygulanması olanağını sonraki yasa sağlamışsa, <duruşma yapılması> zorunludur. Sonraki yasanın lehe olduğunun kabul edilerek <derhal uygulanması> ve buna bağlı olarak <duruşma yapılmaksızın da karar verilebilmesi> ancak sair durumlarda mümkündür.
5237 s. TCK
’nın lehe kabul edilmesi halinde; anılan Kanun’un karar gününde yürürlükte olan 191. maddesi uyarınca, hapis cezası ve denetimli serbestlik tedbiri ile birlikte tedaviye hükmedilmesi gerekip gerekmediğinin tartışılmasında ve hapis cezasına seçenek yaptırımların değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle, lehe olan hükümlerin derhal uygulanmasının koşulları bulunmadığı halde, duruşma açılması gerekirken duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu karar verilmesi,
2- Ek karar ile önceki hüküm geçerliliğini yitirdiği halde, müsadere ve yargılama giderleri yönünden bir karar verilmemesi,
3- Hükümden sonra 19.12.2006 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 s. Kanunla değişik 5237 s. Türk Ceza Kanunu
’nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince yalnızca tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörüldüğünden; sanığın hukuksal durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan, 28.06.2005 günlü uyarlama hükmünün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.04.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
Kaynak: Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

T.C. YARGITAY
10.Ceza Dairesi
Esas: 2011/13905
Karar: 2011/57194
Karar Tarihi: 21.11.2011
ÖZET: Somut olayda; mahkemece uyuşturucu madde kullandığı kabul edilen sanık hakkında, belirtilen iki seçenekten, yasal gerekçe gösterilmeden aynı maddenin 6 ncı fıkra yollamasıyla 1 inci fıkrası uyarınca hapis cezasıyla birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
(5237 S. K. m. 62, 191)
Dava ve Karar: Dosya incelendi:
Gere
ği görüşüldü:
Mahkemece sanığın TCK'nın 191/1 ve 62 nci maddeleri gereğince 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanunun 191/2 nci maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına hükmolunmuştur.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında;
<Suç tarihinin kararda 23.02.2006 yerine 23.01.2006 yazılmasının mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
19.12.2006 tarihli ve 26381 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 7 nci maddesiyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191 inci maddesi değiştirilmiş ve bu madde uyarınca, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı yapılacak yargılama sonucunda mahkemelere iki seçenek sunulmuş olup, anılan maddenin 2 nci fıkrası gereğince hüküm vermeden önce uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi hakkında tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine; kullanmamakla birlikte, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği, aynı maddenin 5 inci fıkrasına göre de, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranan kişi hakkında açılmış olan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği, aksi takdirde, davaya devam olunarak hüküm verilmesi gerekeceği, diğer bir durumda ise, mahkemece 6 ncı fıkra uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişinin, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da iki ila dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulabileceği ve bu durumda hükmolunan cezanın infazının erteleneceği, 7 nci fıkra gereğince kişinin mahkum olduğu cezanın, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması halinde infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde derhal infaz edilmesi gerekeceği cihetle mahkemenin bu hususları tartışarak sanığın hukuki durumunu tayin ve takdir etmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.> denilerek, belirtilen hükmün bozulması istenmiştir.
İddianame ve hükmün başında, suç tarihinin, <23.02.2006> yerine, <23.01.2006> olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir.
Hükümden önce 19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 s. Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
’nun 191 inci maddesinde, uyuşturucu madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi, altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki cezayla birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörülmüş olup; bu iki seçenekten biri uygulanırken yasal gerekçe gösterilmesi gerekir.
Sonuç: Somut olayda; mahkemece uyuşturucu madde kullandığı kabul edilen sanık hakkında, belirtilen iki seçenekten, yasal gerekçe gösterilmeden aynı maddenin 6 ncı fıkra yollamasıyla 1 inci fıkrası uyarınca hapis cezasıyla birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi yasaya aykırı olup; kanun yararına bozma talebine dayanan ihbar yazısında ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi
’nin 27.11.2008 tarihli 2006/90 esas ve 2008/430 karar sayılı hükmünün 5271 sayılı CMK’nın 309 uncu maddesinin 3 üncü fıkrası gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4 üncü fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılarak sonucuna göre gereken hükmün verilmesi için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 21.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak: Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Denetİmlİ Serbestlİk Nil Şeker Meslektaşların Soruları 0 03-05-2012 10:53
6291 Sk. Denetİmlİ Serbestlİk cansever Hukuk Haberleri 0 10-04-2012 23:58
Üremeye Yardimci Tedavİ Uygulamalarive Üremeye Yardimci Tedavİ Merk.hk.yÖnetmelİk Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hasta Hakları Çalışma Grubu 0 17-03-2010 11:09
Denetİmlİ Serbestlİk Memur Olmaya Manİ Mİ Av.İrfan Sönmez Meslektaşların Soruları 0 15-09-2007 09:39
18 YaŞindan BÜyÜkler İÇİn Denetİmlİ Serbestlİk... AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 0 16-05-2007 08:46


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05131412 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.