Tedbir Nafakasını Tahsil Edilmekte Olduğu Aynı İcra Dosyası Üzerinden Yoksulluk Nafakasını da Tahsil Etmeye Çalışmanın Dezavantajları Nelerdir?

Değerli Meslektaşlarım,

Adli Yardım dosyası kapsamında aldığım bir boşanma davasında Sayın Mahkeme lehimize tedbir nafakasına ve kararın kesinleşmesinden sonra bunun yoksulluk nafakası olarak devamına hükmetti. Ayrıca bir miktar maddi ve manevi tazminata da hükmetti. Tedbir nafakasını ilamsız takibin konusu yaptım. Ancak borçlu düzenli çalışmadığından maalesef sağlıklı tahsil edemedik. Bu arada dava kesinleşti. Amacım kararın kesinleştiği tarihe kadar tedbir nafakasını hesaplatıp bu takibi bu şekilde tahsil ederek sonuçlandırmak ve yoksulluk nafakası ve hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar için ayrı bir ilamlı takip yapmak idi. Bu doğrultuda tedbir nafakasını takip etmekte olduğum dosyaya talep açtım ve kararın kesinleştiği tarihe kadar dosya hesabının yapılarak borçlunun çalıştığı işyerine bildirilmesini istedim. Fakat Müdürlük hesaba yoksulluk nafakalarını da dâhil ederek talepte bulunduğum tarihe kadar dosya hesabını yaptı. Bu haliyle borçlunun işyerine bildirdi. Bunun üzerine sadece maddi ve manevi tazminatı ilamlı takibin konusu yaptık. 9, 10 nafakayı tahsil ettik. Ancak borçlu sürekli işten çıkıyor. Takip etmekten bıktım. Aradan 3 yıl geçti. İcra emrini vekiline tebliğ etmiştim. Kendisine tebliğ edememiştim. Şimdi ne yapayım? Yoksulluk nafakasını bu takibin konusundan ayırıp ayrı bir takibin konusu mu yapayım? Yoksa tedbir nafakasını takip etmekte olduğum dosya üzerinden yoksulluk nafakasını takip etmeye devam mı edeyim? Borçlu nafakayı ödemiyor? Bu nafaka durumunu asıl borçluya 3 yıl sonra nasıl tebliğe çıkarmalıyım? Eski icra emrinin mi asıl borçluya tebliğe çıkarılmasını talep edeyim? Yoksa İcra müdürlüğünün durumu bir müzekkere ile bildirmesini mi isteyeyim? Bu durumda da icra ceza mahkemesine şikâyet yoluna gidilebilinir mi? Maaşında bir müddet nafakanın kesilmiş olması borçlunun nafakadan haberdar edilmiş olduğu anlamına gelmez mi? İcra ceza mahkemesi şikâyeti için bu durum da kabul görür mü? Yoksa mutlaka icra emrinin tebliği şart mı? Bu konularda değerli görüşlerinize ihtiyacım var. Ayrıca bu paralelde ek tafsiyeleriniz de varsa paylaşırsanız çok memnun olurum. Şimdiden yapacağınız değerli katkılar için teşekkür ederim.