Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kadastro Tespİtİ Sonucu İdarİ Sinirlar DeĞİŞtİrİlebİlİr Mİ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-10-2008, 21:52   #1
seraa

 
Varsayılan Kadastro Tespİtİ Sonucu İdarİ Sinirlar DeĞİŞtİrİlebİlİr Mİ?

İlk olarak herkese kolay gelsin.Bi sorun ile karşılaştım ve bu konuda baktığım kitaplarda birşey bulamadım yardımcı olursanız sevinirim.Cevaplar için şimdiden teşekkürler...

1992 yılında iki farklı ilçeye bağlı ve birbirine sınırı olan köylerden birinde kadastro işlemlerine başlanıyor.Bu köyde kadastro yapıldığı zaman diğer köyün sınırı yaklaşık 9 km kadar ihlal ediliyor.Bu kadastro tespiti yapılırken sınırı ihlal edilen köyden kimse kadastro tespitine katılmamış.Daha sonra köyün muhtarı bu tespite itiraz ediyor ama takip etmediği için köylülerin bu itirazın nasıl sonuçlandığı hakkında bir bilgisi yok.Sorum şu artık kadastro ya itiraz edemiyorum çünkü 10 yıllık hakdüşürücü süre bitmiş durumda.Ancak burada kadastro sonucu oluşmuş bir idari sınır değişikliği var.Yani bir köyün sınırı diğer köy aleyhine değiştirilmiş.Bunun düzeltilmesi ve 1992 yılından önceki köy sınırının geçerli olması için ne yapabilirim?Bildiğim kadarıyla kadastro işlemleri ile idari sınırlar değiştirilemiyor.Burada sınırı kadastro ile genişletilen köyün bağlı olduğu ilçenin kaymakamlığına müdahalenin meni davası açmam etkili olur mu?
Yol gösterirseniz sevinirim...
Herkese iyi çalışmalar.
Old 26-10-2008, 15:11   #2
Hak Hukuk

 
Varsayılan Kadastro Çalışma Alanı Sınırı

Kadastro tespitleri için belirlenen kadastro çalışma alanı sınırı idari sınır teşkil etmez.Kadastrosu yapılacak alanın sınırlarını belirlemeye yönelik olarak çizilen bu sınır iki köyün önceden mevcut idari sınırını değiştirmez.Kadastro Müdürlüğünün çizdiği sınır hangi noktaya kadar kadastro çalışmasının-tespitinin yapılacağını gösterir ve hükmü de, kadastronun bitmesiyle ortadan kalkar.Tabiri caizse, bu sınır kadastronun sona ermesinden sonra, su üstüne yazılmış yazı gibi olur.
Old 26-10-2008, 19:34   #3
seraa

 
Varsayılan

Bencede öyle olması gerekir.İşte sorunda tam bu nokta da başlıyor.Bu kadastro tespiti ile aslında diğer köye ait olan mera sanki kadastrosu yapılan köye ait gibi gösterilmiş ve bu durumda idari sınırda sanki yeniden belirlenmiş.Tutanaklarada öyle geçmiş ysni yeni bir sınır çizilmiş gibi iki köy arasında.Napabilirim ki bu durumda izlemem gereken yol ne olmalı onu bulamıyorum?
Old 26-10-2008, 22:21   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Köy sınırları İlçe İdare Kurulu kararı ile tespit edilir.

Kadastro çalışmaları ile köy sınırlarının değiştirilmesi mümkün olmaz.

(A) köyü sınırları içinde kalan meranın (B) köyüne ait olması ve (B) köyü merası olarak sınırlandırılması mümkün olabilir. Böyle yapıldı diye idari sınır değiştirilmiş olmaz.

Bence belirttiğiniz nedenle sonuca gidilemez.

Burada önemli olan o meranın (B) köyü merası değil (A) köyü merası olduğunun ispat edilmesidir.Böyle bir dava ise hak düşürücü süreye tabi değildir.

Diye düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/4817

K. 2000/5223

T. 21.9.2000

• TESPİTİN İPTALİ ( Kadim Mer'aların Kadastro Tespiti Sırasında Davalı Köy Adına Tespit Edilmiş Olması )

• KAMU MALLARI ( Mer'a ve Yaylalarla İlgili Olarak Açılan Davalarda On Yıllık Süre İle İlgili Bir Sınırlandırmanın Olmaması )

• MERA VE YAYLAKLAR ( Mer'a ve Yaylalarla İlgili Olarak Açılan Davalarda On Yıllık Süre İle İlgili Bir Sınırlandırmanın Olmaması )

• HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Mer'a ve Yaylalarla İlgili Olarak Açılan Davalarda On Yıllık Süre İle İlgili Bir Sınırlandırmanın Olmaması )

3402/m.12

ÖZET :Kamu malı niteliğini taşıyan mer'a ve yaylalarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama Kanunun 31/2 maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde on yıllık süre ile ilgili bir sınırlandırma yoktur. Bu nedenle davanın hak düşürücü süreden reddi doğru değildir.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.5.1996 gününde verilen dilekçe ile tespitin iptali, men'i müdahale istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen 13.10.1999 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, kadim mer'aların kadastro tespiti sırasında davalı köy adına tespitinin yapıldığını, yapılan tespitin iptali ile kendi köylerine ait olduğunun belirlenmesini, ayrıca 382 parselin hudut ve yüzölçümününde yanlış yazıldığını, bir kısım mer'aların da Aydıntepe Belediyesi adına tespitinin yapıldığını, bu nedenle parselin yüzölçümününde düzeltilmesi gerektiğini belirterek davalıların elatmasının önlenmesini ve çıkan muarazanın önlenmesini istemiştir.
Mahkeme 3402 sayılı kanunun 12/3 maddesi gereğince 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Dava, mer'a iddiası ile açılan aidiyet tespiti ile elatmanın ve muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir. Kamu malı niteliğini taşıyan mer'a ve yaylalarla ilgili olarak açılan davalarda gerek yürürlükten kaldırılan 766 sayılı tapulama Kanunun 31/2 maddesinde, gerekse 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde 10 yıllık süre ile ilgili bir sınırlandırma yoktur. Bu nedenle davanın hak düşürücü süreden reddi doğru değildir.
Dava konusu yerin bir kısmı 14.12.1982 tarihinde Tapulama tespiti sırasında 382 parselde solkarı yaylası olarak tespiti yapılmıştır. Kadastro komisyonlarının ve mahkemelerinin mer'a ve yaylalar hakkındaki görev ve yetkileri bunların nitelikleri ile geometrik şekillerini belirlemekten ibarettir. Nitekim dava konusu 382 parsel yayla olarak tespit edilmiştir. Ayrıca davacı 382 parsel dışında bir kesim yer içinde yayla iddiasında bulunmaktadır. Bu durumda yaylanın aidiyeti nizalı olduğuna göre, işin esasına girilerek, uzman ve taraf köyler dışındaki köylerden seçilecek tarafsız mahalli bilirkişiler eşliğinde keşif yapılmalı ve davacının hak iddia ettiği yerler belirlenerek, krokisi çizdirilmeli, ayrıca 31.5.1965 gün 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Karanda gözönüne alınarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 21.9.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 26-10-2008, 22:55   #5
seraa

 
Varsayılan

Yücel bey cevabınız için teşekkürler.Sanırım bu karar çok işime yarıyacak.O zaman benim asliye hukuk mahkemesinde men'i müdahale davası açmam gerekecektir değil mi?
Old 26-10-2008, 23:05   #6
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bence , Müdahalenin önlenmesi talebi ile birlikte " sınırlandırmanın iptali ile meranın davacı köy adına sınırlandırılması " talepli dava açılmalı...

T.C.

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/3527

K. 2003/5152

T. 20.6.2003

• TAPU İPTALİ VE MERA SINIRLANDIRMA İSTEMİ ( Meralar Üzerinde Aidiyet İddiasıyla Elatmanın Önlenmesi Tapu İptali Mera Olarak Sınırlandırma veya Tespitin İptali )

• İDARİ SINIR ( Bu Sınırların Sadece Yetkili Mahkemenin Saptanmasında Önem Arz Etmesi-İdari Sınırların Aidiyetin Belirlenmesinde Önemi Olmaması )

• DAVA EHLİYETİ ( Meralarla İlgili Davaları Yararlanma Hakkı Olan Köy veya Belediye Tüzel Kişiliği ya da Hazinenin Açabilmesi )

• DAVAYI KABUL ( Davayı Açan Köy Muhtarının veya Belediye Başkanının Davayı Kabule-Vazgeçmeye ya da Sulha Yetkesinin Olmaması )

• KÖY MUHTARI ( Davayı Açan Muhtarın Davayı Kabule-Vazgeçmeye ya da Sulha Yetkesinin Olmaması )

• MERA ( Bir Köy veya Belediye Sınırları İçinde Kalan Mera-Yaylak ve Kışlaklar Üzerinde Bir Başka Köy veya Belediyenin de İntifa Hakkı Olabilmesi )

4342/m.29

ÖZET : Bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meralar üzerinde, aidiyet iddiasıyla, elatmanın önlenmesi, tapu iptali mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Davayı, yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da Hazine açabilir. Davayı açan köy muhtarının veya Belediye Başkanının davayı kabule, vazgeçmeye ya da sulha yetkisi yoktur.
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.1.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali mera olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.10.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, 35 numaralı Toprak Komisyonu tarafından 12.9.1958 tarihli ve 25 numaralı kararı ile köylerine mera ve yaylak yeri olarak tahsis edilen yerlerin kadastro çalışmaları sırasında davalı köy adına mera olarak sınırlandırıldığını ileri sürerek, sınırlandırmanın iptali ve kendi meraları olarak sınırlandırılması isteğinde bulunmuştur.
Davalı dava konusu taşınmazların kendi köy sınırları içerisinde kaldığını, daha önce aynı yere ilişkin açılan elatmanın önlenmesi davasının da feragatla sonuçlandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Yargılamaya müdahil olarak katılan Hazine vekili de davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bir köyün başka bir köyün idari sınırları içerisinde merasının bulunabileceği, meranın başka bir köyün sınırları içerisinde bulunmasının intifa hakkını etkilemeyeceği ancak, intifadan yararlanmanın engellenmesi halinde bu hususun elatmanın önlenmesi davasına konu olabileceği meranın kendi adına tescilini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava, aidiyet iddiası ile açılan mera sınırlandırılmasının iptali isteğine ilişkindir.
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz ( Mera Kanunu m.3-4 )
31.5.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı..."öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
Meralar üzerinde, aidiyet iddiasıyla, elatmanın önlenmesi, tapu iptali mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir.
Davayı, yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da Hazine açabilir. Davayı açan köy muhtarının veya Belediye Başkanının davayı kabule, vazgeçmeye ya da sulha yetkisi yoktur.
Mera yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmada ileri sürdükleri verileri tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun yeterince araştırılması gerektiğinde, köyün kuruluş tarihinin İçişleri Bakanlığı aracılığıyla araştırılması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangibir yararlanma ilişkisi bulunmayan yansız anlatımda bulunabilecek yöreyi iyi bilen ve çevre köy yada kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir. ( Bu kural, dava konusu yerin mera yaylak ya da kışlak olarak kullanılmasında, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların yararlarının bulunmaması ve bu nedenle de yansız anlatımda bulunacakları düşüncesinden kaynaklanmaktadır. )
Mahkemece yapılacak keşifte, tahsise dayanılıyorsa, tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın mera olmadığı iddiasının bulunması halinde varsa çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğunun , çevre taşınmazlarla toprak yapısı kıyaslanarak, uzman bilirkişiler aracılığı ile uyuşmazlığa konu yerin ve niteliğinin saptanması gerekir.
Kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı köy tahsisli meralarının kadastro tespiti sırasında davalı köy adına sınırlandırıldığını bu sınırlandırmanın hatalı olduğunu ileri sürmüş ve mera üzerinde aidiyet iddiasında bulunmuş, sınırlandırmanın iptali ile kendi köyleri adına sınırlandırmasını talep etmiştir. Her ne kadar dava dilekçesinde tescil sözcüğünü kullanmış ise de, meraların tescile tabi olmadığı, sınırlandırılarak özel siciline kaydedileceği bilinen genel ilkedir. Olayların anlatılış şekli nazara alındığında ve hukuki nitelemede hakim tarafından yapılacağından davacının dava dilekçesindeki tescil sözcüğünün şekli olarak değerlendirilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda tarafların dayandığı tahsis kararları, daha önce uyuşmazlık konusu olduğu iddia edilen dava dosyaları ve diğer tüm kanıtlar incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddedilmesi nedeniyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 20.6.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
yarx
Old 26-10-2008, 23:19   #7
seraa

 
Varsayılan

Çok teşekkür ederim yücel bey...
Ben belirtiğiniz taleplerle davamı açıcağım.
Old 26-10-2008, 23:27   #8
Hak Hukuk

 
Varsayılan Mera ve Kadastro Tespiti

Sanırım kadastro çalışmaları sırasında, mera diye sınırlandırılan parsellerin malik hanesi boş bırakılmaktadır.Buradaki olayda da A köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında B köyünün merası (B'nin idari sınırları içinde kalan ve mera niteliğindeki taşınmaz) da kadastroya tabi tutulmuş ancak malik hanesi boş bırakılmıştır.Çünkü meraların kime ait olduğuna karar verme yetkisi Mera Kanunu uyarınca Mera Komisyonlarına aittir kadastro görevlilerine değil.Eğer A köyü, "Mera diye tespiti yapılan yer benim köyümün kadastro çalışma alanı içerisinde tespit edildiğine göre,burası artık bana aittir;kullanım hakkı da benimdir, kimseyi yanaştırmam" iddiasında ve hareketinde ise, yapılacak işlem, meraya haksız yere elatan A köyü aleyhine meni müdahale davası açmaktan ibarettir.Tartışma, idari sınır noktasında ise, Sayın Yücel Kocabaş'ın önerdiği yola başvurulmalıdır.
Old 26-10-2008, 23:34   #9
seraa

 
Varsayılan

Sorun idari sınır noktasında Hak Hukuk bey.Öyle ki B köyü sakinleri yıllardır kullandıkları merayı kullanamıyorlar.Bende Yücel bey'in önerdiği yola başvurmayı düşünüyorum.
Old 27-10-2008, 22:21   #10
Hak Hukuk

 
Varsayılan Mera ve çalışma alanı sınırı

Müvekkiliniz Köy, yıllardır istifade ettiği merasını şimdi neden kullanamıyor?Bir köyün merası diğer bir köyün sınırları içerisinde olabildiğine (1965 tarihli İBK gereğince) göre...
Old 27-10-2008, 23:41   #11
seraa

 
Varsayılan

Valla artık o da köy sakinlerinin aralarındaki iletişiminden kaynaklı bilemiyorum ki...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adres Tespİtİ Av.Günar Meslektaşların Soruları 13 15-10-2008 15:40
Hİzmet Tespİtİ Mİ? külekçi Meslektaşların Soruları 2 06-06-2008 15:34
İsİm-soyİsİm BenzerlİĞİ-hatali Kadastro Tespİtİ Av.bozkara Meslektaşların Soruları 0 07-05-2008 11:43
Hİzmet Tespİtİ nabucadnazar Meslektaşların Soruları 1 04-01-2008 15:00
İŞ Aktİnİn Fesİh Sebebİ DeĞİŞtİrİlebİlİr Mİ??? Av.bozkara Meslektaşların Soruları 12 25-10-2007 15:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03805399 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.