Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

trafik kazası maddi-manevi tazminat

Yanıt
Old 26-12-2007, 13:05   #1
n_plak

 
Varsayılan trafik kazası maddi-manevi tazminat

06.2002 yılında meydana gelen ölümlü bir trafik kazasında ceza davası açılmış ancak hukuk davası açılıp tazminat talebinde bulunulmamış. Tazminat davası zamanaşımı süresinin ceza zamanaşımı süresi sonuna kadar uzuyor. Ancak, zamanaşımı süresi eski TCK'ya göre 5 yıl, yeni TCK'ya göre 8 yıl. Yeni TCK 'nın yürürlük tarihi 2004 olduğuna göre, tazminat davası açmak için zamanaşımı süresi dolmuş mudur?
Old 26-12-2007, 14:21   #2
mylassos

 
Varsayılan tazminat zamanaşımı&ceza zamanaşımı

Sayın n_plak
benzer bir konu daha önce de tartışılmıştı. eski ve yeni ceza kanunlardaki zamanaşımı süreleri yönünden olayınızda ceza davası açılmış ve sonuçlanmış ise sanığa uygulanan kanuna bakmanız yeterlidir. Ceza davası henüz sonuçlanmamış ise zamanaşımı 5 yıl olsa ve bu süre geçmiş olsa dahi Yargıtay ceza davası sürdükçe tazminat zamanaşımının dolmayacağı kanaatindedir.

Kolay gelsin

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=20615
Old 26-12-2007, 15:14   #3
ali ekmekçi

 
Varsayılan

şu karar konuyu ayrıntılı irdelemiştir yararlı olmasını umarım.
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/4-258
K : 2001/276
T : 21.03.2001

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TRAFİK KAZASI NEDENİYLE YARALANMA

Taraflar arasındaki "maddi ve manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 6.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen. 24.5.1999 gün ve 1995/306 E-1999/391 K.sayılı kararın incelenmesi davalı B... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 18.11.1999 gün ve 1999/7951-10026 sayılı ilamı ile;, (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı B... İnşaat A.Ş.'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece asıl dava ve bu dava ile birleştirilen ikinci dava kısmen kabul edilmiş,bu karar davalılardan B... İnş. A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu olay 14/4/1993 tarihinde meydana gelmiş ve bunun ile ilgili ceza davası da sonuçlanarak 13/9/1995 tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda olayda uygulanacak uzamış (ceza) zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu'nun 60/2. ve Türk Ceza Kanunu'nun 102/4. maddelerine göre 5 yıl olup, ikinci davanın açılmış olduğu 9/6/1998 tarihinde öngörülen yasal zamanaşımı süresi gerçekleşmiştir. Öyleyse bu ikinci davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmelidir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davalı B... İnşaat A.Ş.'nin usulüne uygun ve süresindeki zamanaşımı def inin haklı ve yasal olmayan gerekçelerle reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : 1-Davalı B... vekili
2-Davalı Y... İnşaat ve Dikili Madencilik vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
1.Davalılar D... Madencilik ve Turizm Tic.San.Ltd.Şrt. ve Y... İnşaat Harfiyat Nakliye Taah.İş.Mak.Tic. Ltd.Şrt. vekili ilk karan temyiz etmemiş, ilk karar Davalı B... İnşaat Taahhüt A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece bozulmuştur. Hal böyle olunca mahkeme kararı hükmü temyiz etmeyen bu davalılar yönünden kesinleşmiştir. Bu durumda hakkında hüküm kesinleşmiş olan davalılar vekilinin direnme kararını temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekir.
2.Davalı B... İnşaat Taahhüt A.Ş. vekilinin temyizine gelince;
Dava, trafik kazası sonucu yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine
ilişkindir.
Davacı, 07.04.1995 tarihinde maddi ve manevi tazminat istemli ilk davayı, 09.06.1998 tarihinde de ilk davayı acarken saklı tuttuğu fazlaya ilişkin haklarına dayanarak maddi tazminat istemli ikinci davayı açmıştır. Mahkemece 15.07.1998 günlü kararla her iki dava birleştirilmiştir,
Davalılar ayrı ayrı zamanaşımı definde bulunmuş, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; davacının kesin ve maluliyetine ilişkin raporlar alınmış, kusur durumları incelenmiş, davalıların zamanaşımı defi reddedilerek birleştirilen dosya ile birlikte davacının isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karar davalı B... A. Ş. tarafından temyiz edilmiştir.
Özel Dairece; olayda uygulanacak uzamış 5 yıllık (ceza) zamanaşımı süresinin ikinci davanın açılmış olduğu 9/6/1998 tarihinde gerçekleştiği, ikinci davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi oyçokluğu ile reddedilmiştir.
Yerel Mahkeme; Adli Tıp Kurumunun 29.12.1997 tarihli raporunda hastanın yeniden 6.7.1997 tarihinde yatırılıp kapalı redüksüyon uygulandığının belirtildiği, bu durumda hastanın 6.7.1997 tarihinde de halen tedavi gördüğünün anlaşıldığı, bu tarih esas alınsa dahi bir yıl içinde ikinci davanın açıldığı, diğer yandan davacının maluliyet durumunun da bu raporla belirlendiği, olayda gelişen bir durum olduğu, zararın davacı açısından bu tarihte belirli hale geldiği her iki davanın da yasal sürede açıldığı , gerekçesiyle önceki kararında direnmiştir.
Uyuşmazlık; birleştirilen ikinci davada zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
..Somut olayda; Davacının bedensel zararına yol açan olay 14.04.1993 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı 07.04.1995 tarihinde maddi ve manevi tazminat istemli ilk davayı, 09.06.1998 tarihinde de maddi tazminat istemli ikinci davayı açmıştır. Her iki dosya mahkemece birleştirilmiştir.
Borçlar Kanunu'nun zamanaşımını düzenleyen 60. maddesinde; "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittilaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. ....Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur." Hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre davacının bedensel zararına yo! açan eylemin suç teşkil etmesi karşısında kural olarak uzamış (ceza) zamanaşımının uygulanması gerekmektedir. Ne var ki somut olayda da olduğu gibi haksız fiil tarihine göre ceza zamanaşımı geçmiş olsa bile davacının gelişen durumunun varlığı nedeniyle zararını tam anlamıyla öğrenememesi söz konusu olabilir. Bu durumda davacının zarara ittilaı diğer deyimle zararı öğrenmesinin anlamı üzerinde durulmalıdır. Burada önemli olan husus zarar gören davacının yasanın anladığı anlamda zarar veren, olayın sonuçlarını, gidişatını, kesinleşen durumunu değerlendirecek bilgiye sahip olmasıdır. Zarar tamamlanmadan zarar gören açısından zararın belirli olduğu kabul edilemez. Zararın tamamlanması ise tüm sonuçlan ile bilinmesi ile mümkündür. Eşyaya verilen zarar ile insana verilen zarar arasındaki temel fark da budur. Buna göre davacının '"zararı ıttıla" diğer bir deyimle "zararı öğrenme" tarihinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinin maluliyet oranına ilişkin raporunun düzenlendiği 29.12.1997 tarihi olduğunu kabul etmek ve buna göre bir yıllık zamanaşımı süresini hesaplamak gerekir. Zira dosyadaki diğer raporlar davacının kesin zararını belirlemeye yeterli değildir. Davacının 09.06.1998 tarihinde açtığı ek dava Adli Tıp Rapor tarihine göre bir yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açılmıştır. Mahkemece davalı tarafın zamanaşımı definin reddine ve davanın esasının incelenmesine ilişkin direnme karan yukarıda açıklanan nedenlerle yerindedir. Ne var ki Özel Dairece işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmemiştir. Bu durumda esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Dairesine gönderilmelidir.
SONUÇ: 1. Bozmadan önceki karan temyiz etmeyerek hakkındaki karar kesinleşmiş bulunan
davalılar D... Madencilik ve Turizm Tic.San.Ltd.Şrt. ve Y... İnşaat Harfiyat Nakliye Taah.İş.Mak.Tic. Ltd.Şrt. vekilinin direnme kararını temyize hakkı bulunmadığından temyiz isteğinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine,
2. Davalı B... A.Ş. vekilinin temyiz isteğine gelince ikinci bentte açıklanan nedenlerden dolayı direnme kararı uygun olup, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 4.HUKUK DAİRESİNE Gönderilmesine, 21.03.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 26-12-2007, 16:38   #4
n_plak

 
Varsayılan

Sayın mylassos ve ali ekmekçi cevaplarınız için teşekkür ederim, çok yardımcı oldunuz.

Ceza mahkemesi lehe olan 765 sayılı TCKnın 455/2 maddesi uyarınca (bir kişinin ölümü ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek) 5 yıl hapis ve 5.000,00 YTL para cezası ile cezalandırılmasına, idirim nedenleri uygulanarak neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması yönünde karar vermiş. Bu durumda 455/2 uygulandığından 102. maddeye göre zamanaşımı süresi 10 yıl oluyor ve tazminat davası açısından zamanaşımı süresi geçmemiş oluyor, diye anlıyorum. Umarım yanlış anlamamışımdır. Yanlış yada eksik olan kısımlar varsa düzeltirseniz sevinirim.

Tekrar teşekkürler
Old 26-12-2007, 19:17   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan n_plak
Sayın mylassos ve ali ekmekçi cevaplarınız için teşekkür ederim, çok yardımcı oldunuz.

Ceza mahkemesi lehe olan 765 sayılı TCKnın 455/2 maddesi uyarınca (bir kişinin ölümü ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek) 5 yıl hapis ve 5.000,00 YTL para cezası ile cezalandırılmasına, idirim nedenleri uygulanarak neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması yönünde karar vermiş. Bu durumda 455/2 uygulandığından 102. maddeye göre zamanaşımı süresi 10 yıl oluyor ve tazminat davası açısından zamanaşımı süresi geçmemiş oluyor, diye anlıyorum. Umarım yanlış anlamamışımdır. Yanlış yada eksik olan kısımlar varsa düzeltirseniz sevinirim.

Tekrar teşekkürler

Yazdıklarınıza katılıyorum.

Saygılarımla
Old 26-12-2007, 19:30   #6
caner87

 
Varsayılan

102. madde dava zamanaşımı değil mi oysa 112. madde olan ceza zamanaşımına göe belirlemiyor muyduk ?her ne kadar on yıllık sürede hemfikir olsamda?
Old 26-12-2007, 19:32   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nhn
102. madde dava zamanaşımı değil mi oysa 112. madde olan ceza zamanaşımına göe belirlemiyor muyduk ?her ne kadar on yıllık sürede hemfikir olsamda?

Dava zamanaşımı esas alınmaktadır.

Saygılarımla
Old 02-06-2009, 12:30   #8
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Dava zamanaşımı esas alınmaktadır.

Saygılarımla

Ben bu ara açacağım Trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası için yaptığım içtihat taramasında şöyle bir karara rastladım.Kararda uzamış zamanaşımı tespitinde dava değil, ceza zamanaşımının dikkate alındığı belirtilmiş..Buyrun..

Alıntı:
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi
Esas No: 2002/8851
Karar No: 2002/11854
Karar Tarihi: 22/10/2002

İlgili Kanun Maddesi: (1086 s. HUMK. m. 83, 202/2) (818 s.BK. m. 41,45) (765 s. TCK. m. 455)

• TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT
• ISLAH
• ZAMANAŞIMI DEFİ

ÖZET: 1- Zararlandırıcı eylem sonucu doğan zararın daha önce açılan davada istenmeyen bölümünün sonradan verilen bir dilekçeyle istenmesi ve dilekçenin ıslah dilekçesi olduğunun ileri sürülmesi, istemin konusu itibariyle bu dilekçenin ayrı bir dava olma özelliğini ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, bu bölümdeki tazminat talebine ilişkin olarak da zamanaşımı definin ileri sürülmesi mümkündür.
2- Trafik kazası sonucu desteğin ölümü nedeniyle uğranılan zararın tazmini amacıyla açılan davada, dosyada mevcut iddianameden sürücünün TCK.nun 455/2. maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açıldığı ve sevk maddesindeki suçun uzamış (ceza) zamanaşımının 10 yıl olduğu anlaşıldığına göre; mahkemece ceza davasına ilişkin dosya getirilerek uzamış (ceza) zamanaşımının buna göre belirlenmesi gerekirken, dayanaksız bir şekilde bu sürenin beş yıl olarak kabulü doğru değildir.
3- Zamanaşımı nedeniyle de olsa, reddedilen dava yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
(1086 s. HUMK. m. 83, 202/2) (818 s.BK. m. 41,45) (765 s. TCK. m. 455)

Davacı Şükran ve diğerleri vekili avukat Nesimi tarafından, davalı Milli Savunma Bakanlığı aleyhine 29.5.1995 gününde verilen dilekçe ve birleşen davalarda trafik kazası nedeniyle tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.5.2002 günlü kararın Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili, duruşmasız olarakta davalı vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların asıl ve birleşen davalara ilişkin karar bölümüne yönelen temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Tarafların ıslah yoluyla açılan ek davaya yönelen temyiz itirazlarına gelince; davacı, 20.6.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle artakalan maddi zararını istemiş olup, davalı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Zararlandırıcı eylem sonucu doğan zararın daha önce açılan davada, istenmeyen bölününün 20.6.2001 günlü dilekçeyle istenmesi ve dilekçenin "ıslah" dilekçesi olduğunun ileri sürülmesi, istemin konusu itibariyle bu dilekçenin ayrı bir dava olduğu özelliğini ortadan kaldırmaz. Böyle olunca da, bir dava dilekçesinde bulunması gereken koşulların aranması, yine bir davaya karşı ileri sürülebilecek savunmaların buna karşı da sürülebileceği kabul edilmelidir. Bu bağlamda bunun yeni bir istemi ve tazminat miktarını içermesi itibariyle bu bölüm için zamanaşımı itirazının ileri sürülebileceği usul kurallarına uygun bir sonuçtur.

Somut olaya gelince zararlandırıcı olay 12.11.1993 tarihinde meydana gelmiştir. Dosyadaki iddianame itibariyle ölen desteğin dışında on iki yaralı bulunduğundan bahsedilerek sürücünün TCK.nun 455/2. maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır. İddianamede belirtilen sevk maddesindeki suçun uzamış (ceza) zamanaşımının on yıl olduğu anlaşılmakta ise de ceza dosyası mahkemece araştırılmamıştır. Şu durum karşısında olaya ilişkin bulunan Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesinin 1994/46 esas sayılı ceza davasına ilişkin dosyada getirtilerek uzamış zamanaşımı süresinin buna göre belirlenmesi gerekirken, mahkemece dayanaksız bir şekilde bu sürenin beş yıl olarak kabulü ile ıslah yoluyla açılan davanın zamanaşımından reddedilmesi doğru görülmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Öte yandan kabul biçimi itibariyle, zamanaşımı nedeniyle de olsa reddedilen dava yönünden davalı yararına avukatlık ücreti takdir edilmemiş olması da doğru görülmemiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın ıslah yoluyla açılan ek davaya ilişkin bölümünün (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle taraflar yararına (BOZULMASINA), tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddiyle asıl ve birleşen davalara ilişkin karar bölümünün (ONANMASINA) ve temyiz eden davacılar vekili için takdir olunan 250.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalıya ve davalı vekili için takdir olunan 250.000.000 lira duruşma avukatlık ücreti ile onama harcının da temyiz eden davacılara yükletilmesine ve peşin alınan harcın bundan mahsubuna, 22.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-06-2009, 12:35   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nephilis
Ben bu ara açacağım Trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası için yaptığım içtihat taramasında şöyle bir karara rastladım.Kararda uzamış zamanaşımı tespitinde dava değil, ceza zamanaşımının dikkate alındığı belirtilmiş..Buyrun..

Aktardığınız kararda da, dava zamanaşımından söz etmektedir. Bence bir an önce önerdiğim kitapları alın.
Old 02-06-2009, 13:04   #10
nephilis

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Aktardığınız kararda da, dava zamanaşımından söz etmektedir. Bence bir an önce önerdiğim kitapları alın.

Önerdiğiniz kitapların siparişini verdim Evet, (Eski TCK) 102/4'e yani dava zamanaşımına göre belirleniyormuş. Kararda "Ceza" ibaresinin geçmesi şaşırttı beni. Neyse ben şu kitapları bekleyeyim
Old 11-02-2011, 13:28   #11
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

suat bey konu hakkında önerdiğiniz kitaplar nelerdir, rica etsem burdan paylaşabilir misiniz?
şimdiden teşekkür ediyorum
Old 11-02-2011, 13:45   #12
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yavuzselimaydın
suat bey konu hakkında önerdiğiniz kitaplar nelerdir, rica etsem burdan paylaşabilir misiniz?
şimdiden teşekkür ediyorum

Ergun Orhunöz'ün, Seçkin Yayınları'ndan çıkan Tazminat Davalarında Uygulama Sorunları(Ölüm ve Bedeni Zararlar) ve yine aynı yazara ait "Ölüm ve Cismani Zararlarda Manevi Tazminat" isimli kitaplarını ısrarla öneririm. Kitapların baskı yılına aldırış etmeyin. Çok sade bir dille ve örneklerle konular anlatılmış. Kendisi yıllarca İzmir Mahkemelerinde bilirkişilik yaptı.
Old 11-02-2011, 13:50   #13
yavuzselimaydın

 
Varsayılan

suat bey cevabınız için tekrar teşekkür ediyorum.
kitapları bir an önce alıp konuyu araştırmaya başlayacağım...
Old 07-03-2011, 13:12   #14
sarissa

 
Varsayılan

Sayın Suat bey. Araştırma yaptığım konuyu size sormak istedim. Hata yapmak istemiyorum. Sizce ne yapmam gerekir?
MErhabalar.
Ekim 2006 yılında gerçekleşen bir trafik kazası için maddi manevi tazminat davası açmıştım.Kazada müvekkillerin çocukları ölmüştü. Bir tane de yaralı vardı yaralı sonradan şikayetinden vazgeçti.sanık tck 85-1 den mahkum oldu.
Dava ceza dosyası yargıtaydan dönemediği ve ceza dosyası beklendiği için devam ediyor.
Maddi tazminat talebimi kısmi olarak açmıştım. Dosya zarar tesbiti için bilirkişiye de gitmedi.
-Maddi tazminat talebimizi ıslah etmek için süre olaydan 5 yıl sonra mı doluyor, yoksa ceza davası devam ettiği için (katıldık ve şahsi haklarımızı saklı tuttuk), ceza dosyasının sonucu beklenir mi?
- Şimdi yapmam gereken nedir? CEza dosyasının beklenmesinden vazgeçilip bilirkişiye mi gönderme talep etmeliyim. Duruşması mayısta bilirkişiye giderse sanıyorum Ekim ayına rapor yetişmez. Bu tür dosyalarda dosyanın prosedürü nedir?
Teşekkürler...
Old 07-03-2011, 13:50   #15
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sarissa
Sayın Suat bey. Araştırma yaptığım konuyu size sormak istedim. Hata yapmak istemiyorum. Sizce ne yapmam gerekir?
MErhabalar.
Ekim 2006 yılında gerçekleşen bir trafik kazası için maddi manevi tazminat davası açmıştım.Kazada müvekkillerin çocukları ölmüştü. Bir tane de yaralı vardı yaralı sonradan şikayetinden vazgeçti.sanık tck 85-1 den mahkum oldu.
Dava ceza dosyası yargıtaydan dönemediği ve ceza dosyası beklendiği için devam ediyor.
Maddi tazminat talebimi kısmi olarak açmıştım. Dosya zarar tesbiti için bilirkişiye de gitmedi.
?
Teşekkürler...

Ben cevap yazarken, siz soruyu değiştirmişsiniz. Sorunun ilk halinde 89/1 inci maddeden mahkum olunduğu yazıyordu(sanki).

Yaralanan mağdur şikayetinden dava esnasında vacgeçti, sanırım. Yani dava, 85/2 inci maddeden açılmış olsa gerek. Bu haliyle sanık 2-15 yıl hapis cezasıyla yargılanmıştır. O nedenle de ceza davasının "dava zamanaşımı" (en az)15 yıl olmaktadır. Yani zamanaşımı sorununuz bulunmamaktadır.

Alıntı:
-Maddi tazminat talebimizi ıslah etmek için süre olaydan 5 yıl sonra mı doluyor, yoksa ceza davası devam ettiği için (katıldık ve şahsi haklarımızı saklı tuttuk), ceza dosyasının sonucu beklenir mi

Zamanaşımı süreleri olay tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır. Ceza davasının devam etmesi, hukuk davası zamanaşımını kesmemektedir.

Alıntı:
- Şimdi yapmam gereken nedir? CEza dosyasının beklenmesinden vazgeçilip bilirkişiye mi gönderme talep etmeliyim. Duruşması mayısta bilirkişiye giderse sanıyorum Ekim ayına rapor yetişmez. Bu tür dosyalarda dosyanın prosedürü nedir?

Genel hukuk kuralı, "ceza hakiminin kararları, hukuk hakimini bağlamaz" ama her nedense benzer olaylarda hukuk hakimi, ceza dosyasının sonucunu beklemeye devam eder. Kesinleşmiş bir ceza dosyası olsa, maddi vakıalar bağlayacaktır. Ancak genelde, ceza davası ile birlikte hukuk davası da açılmasına rağmen beklenmektedir. Meslektaşlarımız da ısrar etmeyince, bu yanlış uygulama devam etmektedir.

Yapmanız gerekenler neler olabilir:

1- Yukarıdaki gerekçelerle, ceza dosyasının beklenmesinden vazgeçilmesi talep edilebilir.

2- Yukarıdaki maddeye bağlı olarak, mahkemeden "ceza dosyasının Yargıtay'dan istenilmesine ve elden takip yetkisi de verilmesine" talep edilebilir. Çok yeni bir davamda bu şekilde ara karar tesis ettirdik.

3- Ceza dosyasına da siz girdiyseniz ve elinizde önemli belgeler varsa(Adli Tıp Raporu, Bilirkişi Raporu, İddianame ve duruşma tutanakları vs.), "bu belgelerle yetinilerek dosyanın hesap bilirkişisine gönderilmesini" talep edebilirsiniz.

4- Hala zamanaşımı kaygınız varsa ve/veya davanın uzamasını engellemek istiyorsanız, maddi zararı siz hesaplayarak ve fazlaya ilişkin hakları yine saklı tutarak davayı ıslah edebilirsiniz.
Old 07-03-2011, 14:16   #16
sarissa

 
Varsayılan

[quote=Av.Suat Ergin]Ben cevap yazarken, siz soruyu değiştirmişsiniz. Sorunun ilk halinde 89/1 inci maddeden mahkum olunduğu yazıyordu(sanki).


Haklısınız Suat BEy. Önce 89-1 yazmıştım sonra değiştirdim. Bu kadar hızlı yanıtınız için de gerçekten sağolun.
Tahmin ettiğiniz gibi 85-2 den açılmıştı dava. Sonra yaralı şikayetten vazgeçtiği için 85-1 den mahkum oldu.


Şimdi, affınıza sığınarak soruyorum, benim olayda ekim 2006 yılında gerçekleştiği için 5 yıl içinde ıslah yapmak zorunda mıyım yoksa 15 yıllık zamanaşımı süresimi uygulanır. tarama yaptığım kararlar çok çelişkili ya, müvekkilin hak kaybına neden olmak istemem..
Old 07-03-2011, 14:27   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

[quote=sarissa]
Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Ben cevap yazarken, siz soruyu değiştirmişsiniz. Sorunun ilk halinde 89/1 inci maddeden mahkum olunduğu yazıyordu(sanki).


Haklısınız Suat BEy. Önce 89-1 yazmıştım sonra değiştirdim. Bu kadar hızlı yanıtınız için de gerçekten sağolun.
Tahmin ettiğiniz gibi 85-2 den açılmıştı dava. Sonra yaralı şikayetten vazgeçtiği için 85-1 den mahkum oldu.


Şimdi, affınıza sığınarak soruyorum, benim olayda ekim 2006 yılında gerçekleştiği için 5 yıl içinde ıslah yapmak zorunda mıyım yoksa 15 yıllık zamanaşımı süresimi uygulanır. tarama yaptığım kararlar çok çelişkili ya, müvekkilin hak kaybına neden olmak istemem..

Olayınızda uygulanacak zamanaşımı süresinin en az 15 yıl olduğundan eminim. B.K.60/2 maddesi, "mahkum olma"dan söz etmemekte "cezayı müstelzim bir fiil" olmasını yeterli bulmaktadır. Hatta sizin olayınızda 22,5 yıl olduğunu da söyleyebilirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
trafik kazasına dayalı maddi manevi tazminat köktaş Meslektaşların Soruları 7 31-07-2007 17:03
iş kazası sonucunda maddi manevi tazminat Demir Demir Meslektaşların Soruları 2 27-04-2007 14:38
Tren Kazası/Adli-İdari Dava/Bşv.Usulü/Maddi-Manevi Tazminat Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 28 06-10-2006 09:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06646609 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.