Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İsim Tashihi//Türk -İngiliz Vatandaşı//Yabancı İsim

Yanıt
Old 28-07-2007, 17:28   #1
Jeanne D'arc

 
Varsayılan İsim Tashihi//Türk -İngiliz Vatandaşı//Yabancı İsim

Türk vatandaşı bir kişi, Türkçe olan ismini, yabancı bir isim (örneğin İngilizce) olarak değiştirebilir mi?

Bu mümkün değilse; Türkçe isminin yanına yabancı ismi ek olarak alabilir mi?

Türk vatandaşı kişinin aynı zamanda İngiltere vatandaşı da olması soru cevabını değiştirir mi?

Türk vatandaşının çoçukluktan itibaren İngiltere'de yaşaması, Türkçe adının İngiliz diliyle telaffuzunun müstehcen bir anlama gelmesi nedeniyle, özellikle öğretmenlerinin telkini ile aile ve okul çevresinde şu an değiştirmek istediği ismiyle tanınmış olması, evliliği nedeniyle Türkiye'ye dönmüş ve burada bir kolejde yabancı hoca kontenjanıyla İngilizce öğretmeni olarak çalışması, öğrencileri tarafından da öyle tanınması, yurtdışındaki çevresi ile iletişiminde özellikle resmi işlemler ve postada sorunlar yaşaması gibi isim tashihine imkan verecek koşullar mevcuttur.

Türk vatandaşı kişi aynı zamanda İngiliz vatandaşıdır.

Saygılarımla.
Old 28-07-2007, 17:39   #2
Emrah Güler

 
Varsayılan

Medeni kanunun 27 maddesinde isim değiştirmenin haklı bir sebebe dayanmak şartıyla hakimden istenebilkeceği belirtilmiştir. Somut olayda da kişinin haklı sebebi olduğu açıktır. Türk vatandaşlarının yabancı isim almalarına hukuken bir engel olmadığı için o isimle tanınması da dikkate alındığında böyle bir durumun hukuka uygun olduğunu düşünüyorum.
Old 28-07-2007, 18:14   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

mümkün olabileceğini düşünüyorum.
saygılarımla.
T.C.

YARGITAY

18. HUKUK DAİRESİ

E. 1996/2181

K. 1996/2777

T. 19.3.1996

• AD DEĞİŞTİRİLMESİ İSİM DEĞİŞTİRİLMESİ ( Çifte vatandaşlık )

743/m.26

ÖZET : Medeni Kanun’un 26. maddesine göre, bir kimse haklı nedenlere dayanarak adının değiştirilmesine isteyebilir. Alman Vatandaşı iken, Türk kadını ile evlenmek suretiyle Türk Vatandaşlığını da kazanan bir kimsenin, bu nedenle Türkçe ad ve soyadı alması zorunlu değildir.
DAVA VE KARAR : Dava dilekçesinde, A. K. olan (Türkçe) isim ve soyadının, R. D. (Almanca) olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş;
hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ KARARI :
Davacı, Alman Vatandaşı iken Türk Vatandaşlığına geçmek için isim ve soyadının da değiştirmesi gerektiği zannı ile R. D. (Almanca) olan isim ve soyadını, evlendiği Türk kadınının soyadını da kullanmak suretiyle A. K. (Türkçe) olarak idari yolla değiştirip, bu yolla nüfusa tescil edildiğini, Alman Vatandaşlığını da muhafaza ettiğini, buna göre çifte vatandaşlığa sahip olduğunu, pasaportunda Alman uyruğu olarak Alman ad ve soyadını taşımasına rağmen nüfus kaydında Türk ad ve soyadını taşıdığını, bu hususların gerek kendisi ve eşi için gerekse çocukları için karışıklık ve zorluk yarattığını ileri sürerek, ad ve soyadının vatandaşlığa girmeden önce olanları ile değiştirilmesini istemiştir.
Bu durumda davanın hukuki dayanağı, Medeni Kanun’un 26. maddesi olup, yasalara aykırı bir durum ifade etmeyecek haklı nedenin tesbiti halinde davanın kabulüne karar vermek gerekir.
Mahkemece, her ne kadar davayı, nüfus müdürlüğü ile iddia makamının ileri sürdüğü mütalâaya dayanarak davacının Türk Vatandaşlığına kabulü için Türkçe ad ve soyadı almasının zorunlu olduğu, Türk Vatandaşı olması nedeni ile bu isim ve soyadını muhafaza etmesi gerekli olup, yabancı isim ve soyadı almasının mümkün görülmediği gerekçesi ile davayı reddetmiş ise de, ne Türk Vatandaşlık Kanunu’nda ne de Nüfus Kanunu’nda bu gerekçenin dayanağı mevcut değildir.
Bu nedenle mahkemece dava Türk Medeni Kanunu’nun 26. maddesi kapsamında tahkik edilip incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştîr.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), oybirliğiyle karar verildi.
(kazancı)
Old 28-07-2007, 18:33   #4
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Değiştirilmesi mümkün olmalıdır.
T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi
Esas: 1994/7386
Karar: 1994/8560
Karar Tarihi: 21.06.1994
ÖZET: Davacının Rojda adıyla bilindiğine ve bu suretle haklı nedenin var olup olmadığına dair tek şahit dinlenmiş olup, bu şahidin beyanı bu bakımdan yeterli olmadığı cihetle davacının gösterdiği diğer şahidin de dinlenmesi ve mahkemece gerekli görüldüğü takdirde, haklı nedenin ispatı zımnında başkaca araştırmalara da girişilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir. Davanın Türk Dil Kurumu Başkan Vekilinin yeterli açıklıkta bulunmayan ve yasal dayanağı gösterilmeyen yazısına dayanarak reddi doğru görülmemiştir.

(743 S. K. m. 26) (1587 S. K. m. 16)
Dava: Dava dilekçesinde Songül olan isminin Rojda olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı, nüfus kütüğünde Songül olan ismine rağmen etrafınca Rojda adı ile tanındığını ve çağrıldığını ileri sürerek nüfustaki Songül isminin Rojda olarak değiştirilmesini istemiştir.
Medeni Kanunun 26. maddesi hükmüne göre haklı sebebin kanıtlanması halinde ismin değiştirilmesi mümkün olup, davacının belirttiği isimle çağrılmış olması ve etrafınca bilinmesi bu haklı sebebin varlığının kanıtıdır.
Ancak, bu suretle değiştirilecek ismin Nüfus Kanununun 16. maddesinin 4. fıkrasındaki yasaklama kapsamında bulunmaması, milli kültürümüze, ahlak kurallarına, örf ve adetlerimize aykırı olmaması veya kamuoyunu incitmemesi gerekir.
Dosya içerisinde bulunan Türk Dil Kurumu Başkan vekili imzalı 24.11.1993 tarihi yazıda Rojda isminin Türkçe olmadığı ve ad olarak kullanılmasının milli kültürümüze, örf ve adetlerimize ve ad verme geleneklerimize uygun olmadığı bildirilmiş ise de ismin Türkçe olmaması ve ad olarak kullanılmasının ad verme geleneklerimize aykırı olma hususları yukarıda sözü edilen yasaklar kapsamında olmadığı gibi bu adın milli kültürümüze ne suretle aykırı bulunduğu da açıklanmamıştır. Yasada öngörülmeyen bir yasağın yeni alınmak istenen isme hukuki engel teşkil etmesinin kabulü doğru değildir.
Ancak, davacının Rojda adıyla bilindiğine ve bu suretle haklı nedenin var olup olmadığına dair tek şahit dinlenmiş olup, bu şahidin beyanı bu bakımdan yeterli olmadığı cihetle davacının gösterdiği diğer şahidin de dinlenmesi ve mahkemece gerekli görüldüğü takdirde, haklı nedenin ispatı zımnında başkaca araştırmalara da girişilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.
Davanın Türk Dil Kurumu Başkan Vekilinin yeterli açıklıkta bulunmayan ve yasal dayanağı gösterilmeyen yazısına dayanarak reddi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.06.1994 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
ır.
Old 28-07-2007, 19:13   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Meslektaşlarıma katılmakla birlikte eklemek istediğim bir husus var:

2006 tarihinde Nüfus hizmetleri kanunu,1972 tarihli nüfus Kanununu, yürürlükten kaldırmıştır.

Yeni kanunla birlikte öz adla ilgili eski kanunda yer alan bütün kısıtlamalar ortadan kalkmıştır.
Old 06-08-2007, 14:36   #6
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Eğer değiştirmek istediği isimde Türkçe alfabede bulunmayan, örneğin q, w, x gibi harfler varsa ne olacaktır ?

Saygılarımla.
Old 06-08-2007, 19:14   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Bence bir sorun yaratmaz.
Önemli olananın haklı nedenlerin kanıtlanması olduğu anlaşılıyor.
Saygılarımla.
Old 07-08-2007, 07:00   #8
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Sayın Kocabaş ve sayın Korayad'a aynen katılıyorum.

Sayın Darc, davanızın sonucundan bizi haberdar ederseniz müteşekkir kalırız.

En müteşekkir saygılarımla.
Old 07-08-2007, 15:55   #9
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Yavuz'un itirazını dikkate almakta fayda var:

1928 tarihli 1353 sayılı Türk Harflerinin tatbiki ve Kabulü hakkında Kanunun 2. ve 3. maddelerinde belirtildiği üzere, türk harflerinin kullanılması bir zorunluluktur.

Saygılarımla
Old 07-08-2007, 20:56   #10
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Üzgünüm ama benim açacağım davadan, merak ettiğiniz sonuca dair yani q,w,x ile ilgili bir karar elde etme imkanı olmayacak.

Müvekkilin almayı düşündüğü isim "Casey".

Ancak forumu okuyan ve bu harfleri ihtiva eden bir karar elde eden meslektaşlarımız sonuçtan haberdar eder sanırım.

Saygılarımla.
Old 07-08-2007, 21:34   #11
halit pamuk

 
Varsayılan

İngiliz vatandaşı Wendy Phyllis, 1999 yılında ‘çifte vatandaş’ statüsünde Türk vatandaşlığına geçmeye karar verdi. Ancak bu kararı alırken isminin değiştirileceğini bilmiyordu. İsmi nüfus kütüğüne “Vendi Filiz” olarak yazıldı. Türkçeleştirilmiş bu isim, İngiltere’deki resmi işlerinde sorun yaratınca, isminin iadesi için dava açtı. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi onu haklı buldu. Fakat bu kez de Nüfus Müdürlüğü karara itiraz etti. Ve Yargıtay noktayı koydu: Adı Vendi Filiz olacak!



Vendi Filiz(Wendy Phylis) davasının ayrıntısı için tıklayınız.

http://www.ntvmsnbc.com/news/413690.asp

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=17669
Old 13-08-2007, 18:41   #12
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Sayın Jeanne D'arc kadar şanslı olamadığımdan, geçmişte mecburen konuyu incelemiş ve bahse konu harflerin yer aldığı isimlerin tesçil edilemeyeceği sonucuna varmıştım. Açıkçası bazı katılımcıların sorun yaratmayacağına ilişkin görüşleri, bir değişiklik olduğunu düşündürdüyse de, Sayın Korayad'ın eklediği linklerden (Yargıtay tarafından dahi) eski uygulamanın en azından kısmen devam ettirildiği anlaşılmaktadır.

Bir haberden yola çıkarak kararın yorumlanması doğru değildir. Ancak, haberde aynı zamanda, 1353 sayılı yasanın doğru yorumlanmadığı, 5490 sayılı yasada Türk vatandaşlığını kazanıp da yabancı isme sahip olanların nüfusa kaydedilirken Türkçe isim kullanmak zorunda olduklarına dair bir hüküm bulunmadığı, 1353 sayılı kanunda açıkça Türkçe harf listesinde belirtilmeyen Latince harflerin örneğin (w), (x) kullanılmasının yasak olduğuna ilişkin bir hükmün yer almadığı gerekçeleri ile kararın eleştirisinin yapıldığı da görülmektedir.

Kararın sonuçlarına başka gerekçelerle katılmamakla birlikte, mevcut hukuki düzenlemeler karşısında (q , w, x) gibi harflerin tesçil edilememesi doğrudur. Şöyle ki:

1.) 2709 Sayılı Yasa olan 1982 Anayasa'sının 3 üncü maddesine göre “Türk Devleti'nin dili Türkçedir. Yine 4 üncü maddeye göre 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

2.) Anayasa'nın 174 üncü maddesinin 6.ıncı bendinde belirtilen ve devrim kanunlarından olan, 1 Teşrinisani 1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki hakkında Kanun'un Anayasa'ya aykırı olduğu anlaşılamayacağı, yorumlanamayacağı düzenlenmiştir.

Yasaya ekli “merbut cetvelde”, Türkçe harfler tespit edilmiş olup, konumuz ( q, w, x ) harfleri bu cetvelde yer almamaktadır.

Ayrıca, yasanın 3 üncü maddesinde açıkça “Verilecek tapu kayıtları ve senetleri ve nüfus ve evlenme cüzdanları ve kayıtları ve askeri hüviyet ve terhis cüzdanları 1929 Haziranı iptidasından itibaren Türk harfleriyle yazılacaktır.” denmektedir.

3.) Benzeri ihtilaflar aslında yeni olmayıp, 1587 sayılı yasa zamanında, bir genelgeye de konu olmuştur. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün 29.11.1985 tarihli Genelgesinde; Dışişleri Bakanlığı'nın 01.11.1985 gün ve KKVS-KOKD-4-125-700 (11148) sayılı yazılarına cevaben “Hıristiyan vatandaşlarımıza kendi din ve kültürlerine uygun isimler konulmasında bir sakınca görülmediği, esasen bu durumun Lozan Anlaşması hükümlerine uygun olduğu, mevzuatın bu konuda bir engelleme getirmediği, ancak, Türk Devleti dilinin Türkçe olması sebebiyle ve aynı zamanda konulan ismin nüfus kütüklerine geçirilmesinde hata yapılmamasını sağlamak açısından bu isimlerin Türkçe gramerine uygun yazılması gerektiği” belirtilmiştir. ( Nesep-Nüfus ve sicille ilgili kişisel hukuk davaları – B.Tunç Demiralp- Alfa yayınları, Eylül 2003 Baskı,sayfa 177-178 )

Ancak Sayın Jeanne D'arc, ya da konuyla bundan sonra ilgilenecek katılımcılar için uyarım şudur. Haberde Türkçe karakterlerle yazılabilen ( Phyllis ) soyadının da ( Filiz ) olduğuna ilişkin bir bilgi var. Bu durum, en azından benim tespitlerime göre yeni bir durum. ( habere göre “Casey” kimbilir nasıl yazılır ? ) Bence konu daha ayrıntılı araştırılmalıdır.

Faydalı olmasını dilerim.

Saygılarımla.
Old 13-08-2007, 21:41   #13
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Sayın Av.Ö.Erol Yavuz

Öncelikle değerli katkılarınız için teşekkür ederim.

Ve ancak

Alıntı:
Sayın Jeanne D'arc kadar şanslı olamadığımdan, geçmişte mecburen konuyu incelemiş ve bahse konu harflerin yer aldığı isimlerin tesçil edilemeyeceği sonucuna varmıştım.

ifadeniz üzerine belirtme gereği duyuyorum ki; bu forum konusuna inceleme(-me lüksü) ve şans nazarından yaklaşmanız, en iyimser ifade ile tarafıma haksızlık olacaktır.

Ben de konuyu araştırdım. Daha formu açmadan ilgili kanunları, değişiklikleri ve esasında katılımcıların ekledikleri materyalleri biliyordum. Eksiklik duyduğum ve meslektaş yardımı talep ettiğim nokta; farklı noktalardan getirilecek bakış ve yorumlardı.

Alıntı:

bahse konu harflerin yer aldığı isimlerin tesçil edilemeyeceği sonucuna varmıştım.

Neticeten sanırım ben sizin kadar şanslı değilmişim ki -araştırmama rağmen- halen konuyu kafamda bütünüyle netleştirip bir sonuca varabilmiş değilim.

Saygılarımla.
Old 13-08-2007, 23:10   #14
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Doğrusu alınmanıza sebep olduğum için üzgünüm.Hiçbir şekilde tarafınıza haksızlık etmek gibi bir hedef ve düşüncem olmamıştı.

Şanslı, şanssız meselesi şudur : Benim olayım, doğrudan doğruya latin harfleri ile yazılamayan, latin harfleri ile yazıldığında ise kısmen Türkçe karakterler içermeyen bir hadiseydi. Sizin olay ise hiç değilse tamamen Türkçe karakterler ile yazılabiliyor.

Yazımı olayınızı da etkileyebilecek, haber çerçevesindeki olası bir yeniliğe uyarı ve konunun tartışılmayan, eksik kalan yönüne dikkat çekmek olarak anlamanızı isterim.

Saygılarımla.
Old 14-08-2007, 23:33   #15
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
18.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/96
Karar: 2007/859
Karar Tarihi: 08.02.2007
ÖZET: Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları da davacının adının H... H....... olduğunu, ilk kez duruşma sırasında <H.......> adını duyduklarını açıkça ve yeminle bildirmişlerdir. Türk Dil Kurumu yazısı içeriğinden de <H.......> sözcüğünün Türkçede ad olarak kullanılmadığı belirtilmiş olup, dosyada toplanan diğer tüm bilgi ve belgelerde davacının <H... H.......> olan adının <H.......> olarak değiştirilmesi için haklı bir nedenin varlığını ortaya koyacak nitelikte ve inandırıcılıkta değildir. Saptanan bu durum karşısında davanın reddi yerine kabulü ile davacının nüfus kütüğündeki <H... H.......> adının <H.......> olarak değiştirilmesine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

(1086 S. K. m. 428)
Davac
ı vekili, dava dilekçesinde davacının adının <H.......> olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dava dilekçesinde davacının nüfus kütüğünde yazılı <H... H.......> adının <H.......> olarak değiştirilmesi istenilmiştir.
2721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 27. maddesi hükmüne göre adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir. Somut olayda adının değiştirilmesi istenen kişiye ilişkin doğum tutanağında adı H... H....... olup, nüfus kütüğüne tescil edilirken de bu tutanağa dayanılarak ilgilinin adı <H... H.......> olarak nüfus kütüğüne kaydedilmiştir.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları da davacının adının H... H....... olduğunu, ilk kez duruşma sırasında <H.......> adını duyduklarını açıkça ve yeminle bildirmişlerdir. Türk Dil Kurumu yazısı içeriğinden de <H.......> sözcüğünün Türkçede ad olarak kullanılmadığı belirtilmiş olup, dosyada toplanan diğer tüm bilgi ve belgelerde davacının <H... H.......> olan adının <H.......> olarak değiştirilmesi için haklı bir nedenin varlığını ortaya koyacak nitelikte ve inandırıcılıkta değildir. Saptanan bu durum karşısında davanın reddi yerine kabulü ile davacının nüfus kütüğündeki <H... H.......> adının <H.......> olarak değiştirilmesine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve
İçtihat Programları
**************************************
Konuyu açan sayın meslektaşımda muhakkak ki bu içtihat vardır.
Old 15-08-2007, 17:01   #16
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Kanımca, aşağıda ekli kararda da belirtilen yasal düzenleme, oldukça önemlidir.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
18. Hukuk Dairesi

Esas : 2007/3736
Karar : 2007/4261
Tarih : 14.05.2007
( - )

KARAR METNİ :
Davacı Bedire Kunduru ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 26.6.2006 tarihli ve 2006/430-660 s. kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 9.4.2007 tarih ve Hukuk-2007/62093 s. yazısıyla yasa yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunarak gereği düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Adının düzeltilmesine karar verilen davacı Bedire Kunduru'nun, Meryem olan adının Pazarcık Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.01.1996 tarih ve 1995/1056-1996/16 s. kararı ile Bedire olarak düzeltildiği ve nüfusa tescil edildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.

5490 s. Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre, aynı konuya ait olarak nüfus kaydının (adın) düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir. Kanunun kamu düzenine ait bulunan bu hükmüne aykırı biçimde davacı Bedire'nin adının Meryem olarak düzeltilmesine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

Bu itibarla yukarda açıklanan sebeplerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla yasa yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 14.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Kaynak : 12.06.2007-26550 Resmi Gazete
Old 15-08-2007, 17:27   #17
Jeanne D'arc

 
Varsayılan

Davadaki taleplerin terditlendirilmesi hakkında ne düşünürsünüz?

"Müvekkilin adının Casey olarak tashihine ve ancak işbu talebimizin sayın mahkemece kabul görmemesi halinde K...... Casey (Türkçe olan isimle birlikte olarak) tashihine ...."

Saygılarımla.

Adalet kaç perendeye tekabül eder?


Old 19-08-2007, 22:38   #18
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Kanımca, Sayın Korayad tarafından eklenen habere konu Yargıtay Kararı ve olayın tam olarak bilinmesi gereklidir.

Haberde belirtildiği gibi, Türkçe karakterlerle yazılabilen Phyllis soyadının Filiz şeklindeki yazılma biçimi, Sayın Vardar'ın eklediği son kararda yer alan “Türk Dil Kurumu yazısı içeriğinden de <H.........> sözcüğünün Türkçede ad olarak kullanılmadığı belirtilmiş olup” şeklindeki bozmaya esas gerekçe, bu kabil davaların eski 1587 sayılı yasa zamanından farklı olarak, en fazla bir defa açılabilmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek geri dönüşü olmayan istenmeyen sonuçlar, olumsuz faktörler olarak gözüküyor.

Terditli talebin, usulen mümkün olup olmadığı bir yana, terditli taleplerin her ikisinde de yer alacak “Casey” ismi, eğer kabul görmeyecekse ya da yazıldığı biçimiyle mümkün değilse terditin de faydasının olmayacağını düşünüyorum.

Saygılarımla.
Old 14-01-2008, 13:08   #19
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Jeanne D'arc
Türk vatandaşı bir kişi, Türkçe olan ismini, yabancı bir isim (örneğin İngilizce) olarak değiştirebilir mi?

Bu mümkün değilse; Türkçe isminin yanına yabancı ismi ek olarak alabilir mi?

Türk vatandaşı kişinin aynı zamanda İngiltere vatandaşı da olması soru cevabını değiştirir mi?

Türk vatandaşının çoçukluktan itibaren İngiltere'de yaşaması, Türkçe adının İngiliz diliyle telaffuzunun müstehcen bir anlama gelmesi nedeniyle, özellikle öğretmenlerinin telkini ile aile ve okul çevresinde şu an değiştirmek istediği ismiyle tanınmış olması, evliliği nedeniyle Türkiye'ye dönmüş ve burada bir kolejde yabancı hoca kontenjanıyla İngilizce öğretmeni olarak çalışması, öğrencileri tarafından da öyle tanınması, yurtdışındaki çevresi ile iletişiminde özellikle resmi işlemler ve postada sorunlar yaşaması gibi isim tashihine imkan verecek koşullar mevcuttur.

Türk vatandaşı kişi aynı zamanda İngiliz vatandaşıdır.

Saygılarımla.


Değerli meslektaşım, konu ile ilgili bir gelişme olup, olmadığını sormak istiyorum. Zira bana da benzer talepli bir olay geldi. İyi çalışmalar.
Old 21-08-2009, 15:10   #20
eyinusruk

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım,

Konu ile ilgili bir karar alan varsa ve bunu paylaşırsa çok sevinirim.

Saygılar,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İsim Değiştirme/türk Vatandaşlığı Konuk Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 22:09
İsim Ve Din Degistirme Tolga Hukuk Soruları Arşivi 2 27-02-2002 18:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06465912 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.