Kaza Sonrası Tedavi Giderleri Hususunda Sigorta Şirketi ve Araç Sahibinin Sorumluluğu

Değerli meslektaşlar,
Müvekkilim aracı ile seyir halinde iken yol kenarında yürümekte olan bir yayaya çarpar ve sol kolunun kırılmasına neden olur…
Kazada müvekkile %50, yayaya %50 kusur atfedilmiştir.
Müvekkilin kullandığı araç X sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olup, benzer kaza durumlarında gerçekleşecek hastane masrafları sigorta kapsamında yer almaktadır.
SGK tarafından müvekkilime karşı icra takibi başlatılmış ve hastane giderleri müvekkilimden talep edilmiştir.
Takibe itiraz ettik ve tedavi giderlerinin öncelikle sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğini belirttik.
Şu anda itirazın iptali davası ile karşı karşıyayız. Karşı taraf vekili “Sigorta şirketinin tedavi giderlerini ödemek zorunda oluşu, asıl borçluya karşı takip yapılmasına engel değildir” şeklinde bir iddia ile aleyhimize dava açmış durumda.
Karşı taraf vekili bu hususta haklı mıdır?
Sigorta şirketi ile müvekkilin sorumlulukları tedavi giderleri bakımından müteselsil midir?
İşbu itirazın iptali davasında görevli mahkeme sulh/asliye hukuk mu, yoksa iş mahkemesi midir?
Değerli görüşleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.
- LE PAPILLON -

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/1 ve Borçlar Kanunu’nun 50 ve 51. maddeleri uyarınca sürücü (BK.41), işleten (2918 SY.85), zorunlu mali sorumluk sigortacısı meydana gelen zarardan müteselsilen sorumludurlar. Davacı mütesesilsil sorumlulardan dilediğine dava açmakta serbesttir. Karşı tarafın “Sigorta şirketinin tedavi giderlerini ödemek zorunda oluşu, asıl borçluya karşı takip yapılmasına engel değildir” şeklindeki iddiası haklıdır.
Sürücü ile ZMMS'nin sorumlulukları müteselsildir. HUMK'nda bir davanın nasıl açılacağı düzenlenmiştir. Buna göre, sorumlu olanlardan birisi hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumluya dava ihbar edilmek suretiyle davaya dahil edilerek, hakkında hüküm kurulması mümkün değildir. Sizin yapmanız gereken sigorta şirketine davayı ihbar etmektir. HUMK. nun 49 vd. madde hükümleri uyarınca, ihbar üzerine davaya katılan üçüncü kişi, ihbar eden tarafın yardımcısı ve temsilcisi olup, fer’i müdahil konumundadır. Anılan Kanun'un 57 nci maddesi uyarınca da yargılama sonunda, hüküm, fer’i müdahil hakkında değil, iltihak olunan (ihbar eden) taraf hakkında verilir. Dolayısıyla ihbar olunan 3 üncü kişi, ihbar edenin adına, onun temsilcisi olarak, hükmü temyiz edebilir ise de kendisi adına temyiz edemez.
5510 Seayalı Yasa:

"Uyuşmazlıkların çözüm yeri

MADDE 101 - Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."
hükmü uyarınca görevli mahkeme iş mahkemesidir.
KOLAY GELSİN, İYİ ÇALIŞMALAR