Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

önceden ödenmiş bir senedin banka dekontlarını icra'ya konulmuş başka bir senedin ödemesi gibi göstermek

Yanıt
Old 29-04-2010, 12:47   #1
av.rahsan

 
Mesaj önceden ödenmiş bir senedin banka dekontlarını icra'ya konulmuş başka bir senedin ödemesi gibi göstermek

Tüm meslektaşlara merhaba. Bir konu da mesleki tecrübelerinizden faydalanmak istiyorum. Bir müvekkilim, bir şirkete bir kaç defa borç vermiş, karşılığında senet almış. Senetlerden bir kaçını şirket çok geç ödemiş. En son senette ödenmemiş. Müvekkil takip başlatmamı istedi. Başlattık. Ancak şirket takibin durdurulması için mahkemeye başvurdu ve takip durdu. Konu şu ki; diğer senetlerin ödemeleri geç yapıldığından dolayı ve miktarlar aynı olduğu için bankaya yapılan ödemeler takip başlattığımız senedin son ödeme tarihine çok yakın tarihte yapılan ödemeler. Gerçi bankada ki ödemelere dair yapılan açıklama da sadece BORÇ ÖDEMESİ diye bir açıklama var. Fakat buna rağmen, şirket önce ki senet ödemelerini, sanki bizim takibe koyduğumuz senedin ödemesi gibi göstermeye çalışıyor. Tebligatı almadıkları halde, takipten haberdar olmuşlar ve önce ki senedin son ödemesini takipten hemen sonra bankaya yatırıp, kendi doldurdukları banka havale kağıdına da senedin keşide tarihini, ödeme tarihini BELİRTMEDEN, sadece alacaklının ismini ve senet bedelini yazıp bir de son taksitidir diye ibare düşmüşler. Sanki yapmış oldukları ödeme, takibe konu olan senedin son ödemesiymiş gibi gösterip, bir de noterden ihtarname çekmişler, senet ödendi, iade edin diye. Şimdi, ben bu durumda bir kazanç sağlayacaklarını düşünmesem de, yine de başka tecrübelerin görüşüne danışmak istedim. Nasıl bir yol izlemem gerek? Alacaklıyı bu mağduriyetten nasıl kurtarabilirim? Sunmuş oldukları belgeler senedin hiçbir detayını göstermiyor, ancak yine de işimi sağlama almak amacıyla benim de başvurabileceğim, ama benim bilmediğim sizlerin bildiği durumlar söz konusu olabilir. Bana yardımcı olacak meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim ve çalışma hayatların da başarılar dilerim.
Old 29-04-2010, 14:48   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Dekontlarda <senet karşılığı> açıklamaları bulunmaktadır. Kural olarak havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekir. Siz ihtara cevap verin, ihtarnameye konu ödemelerin takip konusu senetlerle ilgisinin olmadığını , başka bir alacakla (takip konusu olmayan senetlerle) ilgili olduğunu belirtin. İcra Mahkemesine dava açarlar ise dekontlarda senet tarihleri yazmadığı için bu davayı kaybedeceklerdir. Ancak, menfi tespit davası açmaları durumunda yapılan ödemelerin başka bir alacağa (başkaca senetlere) yönelik olduğu yolundaki savunmanızı sizin ispat etmeniz gerekecektir ki bu durumda başka senetleri mahkemeye ibraz etmeniz halinde haklı çakacağınız aşikardır.
KOLAY GELSİN
Old 29-04-2010, 14:48   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/6337
Karar: 2009/2466
Karar Tarihi: 30.03.2009

MENFİ TESPİT DAVASI - SENET BEDELİNİN ÖDENDİĞİ - DEKONTLARIN TARİHLERİ SENEDİN VADE TARİHİNDEN SONRA OLMASI - KURAL OLARAK HAVALENİN BİR ÖDEME VASITASI OLDUĞU - İSPAT KÜLFETİNİN TAYİNİNDE HATA

ÖZET: Davacı, dava konusu senet bedelini ödediğini iddia etmiş ve buna ilişkin banka havale dekontları sunmuştur. Dekontların tarihleri senedin vade tarihinden sonra olup, içeriklerinde <senet karşılığı> açıklamaları bulunmaktadır. Kural olarak havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekir.

(4721 S. K m. 6) (1086 S. K m. 287) (2004 S. K. m. 72)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Dava, takibe konu 20.09.2001 tarihli ve 3500 USD bedelli bononun ödendiği gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davalı vekili, davalının dayandığı dekontların dava konusu bono ile ilgisi olmadığını, bu ödemelerin takibe konu senetler dışındaki borçlar için yapıldığını, taraflar arasında birden fazla alacak ilişkisi, yani birden fazla senet olduğunu, ödemelerin davaya konu senetlere ait olup olmadığının belli olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine, tedbir kararı olmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı, dava konusu senet bedelini ödediğini iddia etmiş ve buna ilişkin banka havale dekontları sunmuştur. Dekontların tarihleri senedin vade tarihinden sonra olup, içeriklerinde <senet karşılığı> açıklamaları bulunmaktadır. Kural olarak havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekir. Davalı, iddiaya konu ödemelerin dava konusu senetle ilgisi olmayıp, başka bir alacakla ilgili olduğunu savunmuştur. Bu durumda yapılan ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmasını davalı yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Başka bir ifade ile somut olayda ispat külfeti davalı taraftadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek ve icapsız yemine de dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 29-04-2010, 14:49   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
12.Hukuk Dairesi

Esas: 1991/5104
Karar: 1991/12575
Karar Tarihi: 02.12.1991

TAKİBE İTİRAZ DAVASI - TAKİP DAYANAĞI BONO KARŞILIĞI ÖDENDİĞİNE DAİR MAKBUZLARDA BİR YOLLAMA BULUNMAMASI - ÖDEMELERİN BONO KARŞILIĞI YAPILDIĞI - İTİRAZIN REDDEDİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Takip dayanağı bonoda kısmi ödeme ile ilgili yazılmış bir işaret yoktur. Ödeme belgesi olarak dayanılan makbuzlar ise banka dekontlarıdır ve takip dayanağı bono karşılığı ödendiğine dair makbuzlarda bir yollama da bulunmamaktadır. Bu ödemelerin bono karşılığı yapıldığı alacaklı vekili tarafından kabul edilmediğine ve aksi de borçlu tarafından kanıtlanamadığına göre itiraz tamamen reddedilmek gerekir.


(2004 S. K. m. 169) (6762 S. K. m. 621, 690)

Dava: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 3.05.1991 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: TTK.’nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolarda da uygulanan TTK.’nun 621. maddesine göre kısmi ödeme halinde muhatap bu ödemenin poliçe üzerine işaret edilmesini ve kendisine bir makbuz verilmesini isteyebilir. Takip dayanağı bonoda kısmi ödeme ile ilgili yazılmış bir işaret yoktur. Ödeme belgesi olarak dayanılan makbuzlar ise banka dekontlarıdır ve takip dayanağı bono karşılığı ödendiğine dair makbuzlarda bir yollama da bulunmamaktadır. Bu ödemelerin bono karşılığı yapıldığı alacaklı vekili tarafından kabul edilmediğine ve aksi de borçlu tarafından kanıtlanamadığına göre itiraz tamamen reddedilmek gerekirken kısmen kabulü isabetsizdir.

Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görüldüğünden merci kararının İİK.’nun 366. ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02.12.1991 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 29-04-2010, 15:52   #5
av.rahsan

 
Varsayılan

Şenel Bey cevaplarınız için teşekkür ederim. Ancak şöyle bir durum söz konusu: ihtarnameye vaktinde cevap verme şansını kaybettik, çünkü zaten dava açıldı ve ihtiyati tedbir kararıyla takip geçici olarak durduruldu. Ayın 5'in de de duruşması var.Konu şu ki; o ödemelerin başka senetlerden kaynaklandığını ispat edecek şansım yok çünkü senetleri vermiş müvekkilim. Yani müvekkil bana danışmadan ihtarnamenin hemen ardından önce ki senetler nasılsa ödendi, başım derde girmesin deyip o senetleri vermiş borçluya. Tabii borçlunun böyle kötü niyetli davranacağını tahmin edememiş. İşte mevzuda burada zaten, müvekkil evini, arabasını bile satmak zorunda kaldı dava konusu olan senet ödenmediği için. Borçlu diğer senetlerin ödemesini gösteriyor ödedim diye ama söz konusu olan senet aslında ödenmedi ve müvekkilim cidden çok zor durumda, tüm bu karışıklıkta nasıl bir yol izleyeceğimi artık bende şaşırmış durumdayım.Bu nedenle belgelerle ispat şansım olmadığından dolayı başka ne yapabilirim nasıl bir yol izleyebilirim sizin bir fikriniz var mı? Bana bir şeyler önerebilirmisiniz? Şimdiden teşekkürler yardımlarınız için.
Old 23-04-2011, 15:02   #6
savaş

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşlarım,
Benzer bir ihtilah için görüşlerinize ihtiyacım var. Müvekkilin elindeki 2 adet bono hakkında keşideci borçlu aleyhine icra takibi yaptık. Banka dekontlarını delil göstererek botca itiraz ettiler. Ancak dekontlar birbirini takip eden aylara ilişkin ve cüzzi ve aynı meblağlı sadece "borç ödemesi" ve bazılarında da hiçbir açıklama olmayan banka havale dekontları. Aslında bunlar mevcut borcun senet dışı taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereğince tarafımıza her ay ödenen faizleri..
Karşı taraf bu ödemeleri senet bocunun ödemesi gibi göstererek borca itiraz etti. Asliye hukuk mahkemesinde açtığımız itirazın iptali davasında ibraz ettikleri banka dekontlarının takip konusu senetlere ait olmayıp, başka alacaklarımızdan kaynaklanan ödemeler olduğunu savunduk. Karşı taraf mahkemeye verdiği beyanda bu iddiamızı yazılı delille ispat etmemiz gerektiğini ileri sürdü..Böyle bir savunma yapmakla ispat yükünü üzerimize mi almış olduk ?? Onların ellerinde banka dekontu var ancak biz bunların başka alacaklarımız karşılığı yapılan ödemeler olduğundan o senetleri de daha önce karşı tarafa iade ettiğimizi beyan etmekten başka hiçbir şey yapamayız gibi görünüyor.. Yrdımcı olan arkadaşlara şimdiden teşekkürler. Yargıtay kararı var mı bildiğiniz?
Old 23-04-2011, 17:38   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/6337
Karar: 2009/2466
Karar Tarihi: 30.03.2009

MENFİ TESPİT DAVASI - SENET BEDELİNİN ÖDENDİĞİ - DEKONTLARIN TARİHLERİ SENEDİN VADE TARİHİNDEN SONRA OLMASI - KURAL OLARAK HAVALENİN BİR ÖDEME VASITASI OLDUĞU - İSPAT KÜLFETİNİN TAYİNİNDE HATA

ÖZET: Davacı, dava konusu senet bedelini ödediğini iddia etmiş ve buna ilişkin banka havale dekontları sunmuştur. Dekontların tarihleri senedin vade tarihinden sonra olup, içeriklerinde <senet karşılığı> açıklamaları bulunmaktadır. Kural olarak havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekir.

(4721 S. K m. 6) (1086 S. K m. 287) (2004 S. K. m. 72)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Dava, takibe konu 20.09.2001 tarihli ve 3500 USD bedelli bononun ödendiği gerekçesiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.

Davalı vekili, davalının dayandığı dekontların dava konusu bono ile ilgisi olmadığını, bu ödemelerin takibe konu senetler dışındaki borçlar için yapıldığını, taraflar arasında birden fazla alacak ilişkisi, yani birden fazla senet olduğunu, ödemelerin davaya konu senetlere ait olup olmadığının belli olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, kanıtlanamayan davanın reddine, tedbir kararı olmadığından tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı, dava konusu senet bedelini ödediğini iddia etmiş ve buna ilişkin banka havale dekontları sunmuştur. Dekontların tarihleri senedin vade tarihinden sonra olup, içeriklerinde <senet karşılığı> açıklamaları bulunmaktadır. Kural olarak havale bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla yapıldığının kabulü gerekir. Davalı, iddiaya konu ödemelerin dava konusu senetle ilgisi olmayıp, başka bir alacakla ilgili olduğunu savunmuştur. Bu durumda yapılan ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmasını davalı yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Başka bir ifade ile somut olayda ispat külfeti davalı taraftadır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden, ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek ve icapsız yemine de dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.03.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 23-04-2011, 17:39   #8
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/11744
Karar: 2009/8332
Karar Tarihi: 16.09.2009

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - ÖDEMELERİN BAŞKA BİR BORCA YÖNELİK OLDUĞU YÖNÜNDEKİ İDDİAYI DAVACININ İSPATLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU - İSPAT YÜKÜNÜN TAYİNİNDE YANILGIYA DÜŞÜLMESİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Dava itirazın iptali davasına ilişkin olup mahkemece ödemelerin başka bir borca yönelik olduğu yönündeki iddiasını davacının ispatla yükümlü olduğu gözetilmeden ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülmesi bozmayı gerektirmiştir.

(2004 S. K. m. 67) (4721 S. K. m. 6)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, taraflar arasında ticari alışveriş kapsamında müvekkilince davalıya satılan mallara karşılık davalı yanca bir adet bononun keşide edilerek müvekkiline verildiğini, bedelinin ödenmemesi üzerine aleyhine girişilen takibe davalının itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, bonoya konu edilen borcun davacıya ödendiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı yanca yapılan ödemenin takibe konu alacakla ilgili olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın iptaliyle 1.700.-YTL asıl alacak ve 341.63.-YTL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.041.63.-YTL üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine, asıl alacak tutarının % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı yanca temyiz edilmiştir.

Davalı, dava konusu borcu kısmen banka havalesiyle kısmen çekle ödediğini savunmuş, davacı ise yapılan ödemelerin başka bir senede ilişkin olduğunu bildirmiştir.

Bu durumda mahkemece ödemelerin başka bir borca yönelik olduğu yönündeki iddiasını davacının ispatla yükümlü olduğu gözetilmeden ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülmesi bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.09.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 23-04-2011, 17:40   #9
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2006/745
Karar: 2006/5427
Karar Tarihi: 22.05.2006

MENFİ TESPİT DAVASI - ÖDEMELERİN BAŞKA BİR ALACAĞA YÖNELİK OLDUĞU YOLUNDAKİ SAVUNMANIN ALACAKLI TARAFINDAN KANITLANMASI GEREĞİ - İSPAT KÜLFETİNİN TAYİNİNDE YANILGIYA DÜŞME

ÖZET: Davacı, dava konusu bono bedelini ödediğini ileri sürerek, bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini istemiş, 15.09.2005 tarihli oturumda ise, kısmi feragat beyanında bulunmuştur. Davalı taraf, iddiaya konu ödemenin başka bir senede yönelik olduğunu savunmuş, ancak savunmasına dayanak yaptığı senedi dosyaya sunmamıştır. Kural olarak ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmanın davalı alacaklı tarafından usulen kanıtlanması gerekir.


(2004 S. K. m. 72) (4721 S. K. m. 6)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan buğday satın aldığını, karşılığında bir miktar elden nakit ödediğini, bakiye kısım için 14.811.000.000.-TL bedelli senet verdiğini, senede karşılık toplam 15.420.000.000.-TL ödeme yaptığını, tarafların sürekli birbirleriyle buğday alışverişi bulunduğundan ve güvene dayalı olarak senedin geri alınmadığım, ancak davalının söz konusu senedi takibe koyarak 5.015.000.000.-TL'nin tahsilini istediğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davacıdan 29.622.000.000.- TL alacaklı olduğunu, davacının 24.622.000.000.- TL ödediğini, kalan 5.000.000.000.- TL ödenmeyince takip başlattığım, davacının ödeme makbuzlarının dava konusu senetle ilgisi bulunmayıp, 28.08.2004 tarihli senede ilişkin olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece toplanan delillere güne, takibe konu senedin vadesinin 28.09.2004 olup, davacının ibraz ettiği ödeme belgelerinin bu tarihten önceye ait olduğu, vade gelmeden önce yapılan ödemenin hayatın olağan akışına uygun düşmediği, dava dosyasına sunulan ödeme makbuzlarında ödemenin dava konusu senede karşılık olduğu yazılı ise de, İcra dosyasına sunulan aynı makbuzlarda böyle bir ibarenin yazılı olmadığı, bu notun makbuzlara sonradan yazıldığının anlaşıldığı, ödemelerin daha önceki borçlara ilişkin olduğuna dair davalı beyanlarının aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine, verilen ihtiyati tedbir dolayısıyla davalının alacağına geç kavuşması nedeniyle de davacının % 40 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacının göreve ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı, dava konusu bono bedelini ödediğini ileri sürerek, bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespitini istemiş, 15.09.2005 tarihli oturumda ise, kısmi feragat beyanında bulunmuştur. Davalı taraf, iddiaya konu ödemenin başka bir senede yönelik olduğunu savunmuş, ancak savunmasına dayanak yaptığı senedi dosyaya sunmamıştır. Kural olarak ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu yolundaki savunmanın davalı alacaklı tarafından usulen kanıtlanması gerekir. Mahkemece bu yön gözetilerek davalıya buna ilişkin delillerini sunma olanağı tanınıp davacı vekilinin 15.09.2005 tarihli oturumdaki kısmi feragati de gözetilerek deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte belirtilen nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.2006 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 23-04-2011, 17:40   #10
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/12524
Karar: 2005/9843
Karar Tarihi: 10.10.2005

MENFİ TESPİT DAVASI - İSPAT KÜLFETİNİN TAYİNİNDE HATAYA DÜŞME - KEFİLİN YAPTIĞI ÖDEMELERİN DAVA KONUSU SENETLERE YÖNELİK OLDUĞUNUN KABULÜ GEREĞİ

ÖZET: Uyuşmazlık, bu ödemelerin dava konusu senetlere karşılık yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf, banka havaleleri ile yapılan ödemelerin dava konusu senetlere karşılık olduğunu iddia etmiş, davalı ise bu ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu savunmasında bulunmuştur. Kural olarak davalı alacaklı, yapılan ödemelerin başka bir alacağa ilişkin olduğu yönündeki savunmasını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Zira ödemeler kefil olan davacı F. tarafından gerçekleştirilmiştir. F.'in döviz cinsinden düzenlenen dava konusu senetlerde kefil olduğu anlaşılmaktadır. Davalının savunmasında belirttiği işlemler kendisi ile davacı S. arasındaki ilişkilerdir. Bu durumda, kefilin yaptığı ödemelerin dava konusu senetlere yönelik olduğunun kabulü gerekir.


(2004 S. K. m. 72)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, iki ayrı icra takibi ile takibe konulan üç ayrı bonodan dolayı, davalıya karşı borçlu olunmadığının tespiti ile senetlerin iptali istemine ilişkindir.

Davalı vekili, tarafların uzun yıllardan beri tanıştıklarını ve alışveriş içinde olduklarını, banka vasıtasıyla yapılan ödemelerin senetlere karşılık olmadığını, diğer ticari ilişkileri nedeniyle yapıldığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulüne, Ankara 3.İcra Müdürlüğünün 2002/2088 sayılı takip dosyasına dayanak 1600 USD ve İstanbul 11.İcra Müdürlüğünün 2002/4817 sayılı dosyasına dayanak 4700 USD tutarındaki bonolara ilişkin açılan menfi tespit davasının reddine, Ankara 3.İcra Müdürlüğünün 2002/2088 sayılı takip dosyasına konu 700.000.000.TL'lık bonoya yönelik istemin kabulü ile davacıların bu bonodan ötürü davalıya borçlu olmadıklarının tespitine tarafların tazminat istemlerinin reddine karar vermiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Davacı kefil, S. F. Çetinkaya tarafından davadan önce banka dekontları ile 4.000.000.000.TL’lik ödeme yapıldığı konusunda çekişme bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bu ödemelerin dava konusu senetlere karşılık yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı taraf, banka havaleleri ile yapılan ödemelerin dava konusu senetlere karşılık olduğunu iddia etmiş, davalı ise bu ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğu savunmasında bulunmuştur. Kural olarak davalı alacaklı, yapılan ödemelerin başka bir alacağa ilişkin olduğu yönündeki savunmasını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür.

Zira ödemeler kefil olan davacı Filiz tarafından gerçekleştirilmiştir. Filiz'in döviz cinsinden düzenlenen dava konusu senetlerde kefil olduğu anlaşılmaktadır. Davalının savunmasında belirttiği ilişkilerde ise, kefaleti kanıtlanmamıştır. Başka bir ifade ile davalının savunmasında belirttiği işlemler kendisi ile davacı Sinan arasındaki ilişkilerdir. Bu durumda, kefilin yaptığı ödemelerin dava konusu senetlere yönelik olduğunun kabulü gerekir.

Mahkemece bu yönler gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, konusunda uzman bir bilirkişiden yeniden rapor alınıp, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte gösterilen nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.10.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ödeme YasaĞi KonulmuŞ Çekle İlgİlİ Banka Hakkinda Yapilan İcra Takİbİne İtİraz Av.EA Meslektaşların Soruları 9 02-06-2009 11:44
senedin delil niteliği avgubse Meslektaşların Soruları 6 28-04-2009 18:03
Mevcut senet varken başka senet verilmesi,önceki senedin iade edilmemesi ve protokol umutt Meslektaşların Soruları 8 14-12-2008 21:53
Ödemeden Men Talimatı Verilen Çekin Bedelinin Daha Önceden Ödenmiş Olması Yerleşik Yabancı Meslektaşların Soruları 2 07-08-2008 10:57
adi senedin geçerliliği av.asen öznur Meslektaşların Soruları 1 01-09-2007 10:41


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05901098 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.