Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

hukuki menfaatimiz korunmayacak mı?

Yanıt
Old 16-12-2008, 16:10   #1
Av. Ceren

 
Varsayılan hukuki menfaatimiz korunmayacak mı?

Herkese merhaba;
Biz karşılıksız bir çeki icraya koyduk. Çek bize lehdar tarafından verilmişti.Bu takipte keşideci ve lehtar borçlu olmasına rağmen sadece keşideciye tebligat yapabildik. Daha sonra mal beyanında keşlideci bi yerden alacağı olduğunu beyan etti. biz de onun bu alacağını almasını bekledik. Bu süre içinde dosyamız takipsiz kaldi. 6 aylık zamanaşımı süresi geçti.Bi haber üzerine şirketin alacağını alacağını öğrendik ve takibi yeniledik. Takibe zamanaşımı itirazı yapıldı. Ve icra geri bırakıldı.biz de sebepsiz zenginleşmeye gidelim dedik. fakat ordada önümüze 1 yıl engeli çıktı. o süreyü de kaçırmıştık. yani şimdi hiç yolumuz kalmadı mı? Menfaatimiz korunmayacak mı?
Old 16-12-2008, 16:32   #3
korayoz

 
Varsayılan

TTK m. 644 hükmüne dayanabilirsiniz. Burada BK dan farklı olarak ayrıca zamanaşımı süresi belirtilmediği için zamamaşımı 10 yıldır.
Old 16-12-2008, 17:06   #4
Av. Ceren

 
Varsayılan

644 te de 1 yıllık zamanaşımı var. sebepsiz zenginleşmede kambiyo senetleri için özel düzenleme yok mu
Old 16-12-2008, 17:12   #5
Av. Ceren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Kanbalı
İlamsız takip yapın.


ilamsız takip yapsak da aynı sebeple yani zamanaşımı sebebiyle itirazla karşılaşmaz mıyız?
Old 16-12-2008, 17:28   #6
korayoz

 
Varsayılan

Evet Yargıtay borçlar kanununda ki hükme atıf yaparak 1 yıl olarak kabul ediyormuş bu süreyi. Bazı kitaplarda 10 yıl olması gerektiği belirtiliyor onun için aklımda bu şekilde kalmış. Ancak bu süre çekin zamanaşımına uğramasından itibaren başlıyor. Eğer bu durumda da süreyi kaçırdıysanız sanırım yapıcak birşey yok.
Old 16-12-2008, 17:30   #7
Av.Kanbalı

 
Varsayılan

İlamsız takipte, kambiyo senedine ancak itiraz durumunda delil olarak dayanabileceksiniz.Yazılı delil başlangıcı..Yani zamanaşımına uğramış bir çeke müsteniden yapılacak takipte kambiyo takibindeki zamanaşımı itirazı dermeyan edilemez..
Old 17-12-2008, 17:08   #8
Av. Ceren

 
Varsayılan

Asıl borç ilişkisi çeke dayandığından borç da çek zamanaşımına uğradığı için geçersiz olduğundan itiraz üzerine takip durmaz mı? Yani ortada bir borç kalmıyor zaten derdimiz o maalesef
Old 17-12-2008, 17:13   #9
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

.YARGITAY

19. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/8811

K. 2006/5123

T. 9.5.2006

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Zamanaşımına Uğramış Çek - Arada Temel İlişki Bulunmaması Halinde TTK'da Düzenlenmiş Olan Sebepsiz Zenginleşme Hükmüne Dayanılarak Talepte Bulunulabileceği )

• ÇEKİN ZAMANAŞIMINA UĞRAMASI ( Kambiyo Hukukundan Doğan Haklar Yitirileceği - Arada Temel İlişki Varsa Zamanaşımına Uğramış Çeke Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Dayanılabileceği ve Alacağın Varlığı Tanık Dahil Her Türlü Delille Kanıtlanabileceği )

• ÇEKİN KAMBİYO HUKUKUNDAN DOĞAN HAKLARI YİTİRMESİ ( Çekin Zamanaşımına Uğraması Halinde )

• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Temel İlişki Varsa Zamanaşımına Uğramış Çeke Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Dayanılabileceği ve Alacağın Varlığı Tanık Dahil Her Türlü Delille Kanıtlanabileceği )

• SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Zamanaşımına Uğramış Çek - Arada Temel İlişki Bulunmaması Halinde TTK'da Düzenlenmiş Olan Sebepsiz Zenginleşme Hükmüne Dayanılarak Talepte Bulunulabileceği )

• LEHTAR İLE KEŞİDECİ ARASINDA TEMEL İLİŞKİ BULUNMASI ( Zamanaşımına Uğramış Çeke Yazılı Delil Başlangıcı Olarak Dayanılabileceği ve Alacağın Varlığı Tanık Dahil Her Türlü Delille Kanıtlanabileceği )

6762/m.644

ÖZET : Dava zamanaşımına uğramış olan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımına uğramış çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise TTK.'da düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunulabilir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere TTK. uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açması mümkündür. Başka bir ifadeyle lehdar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki bir davada TTK.nın uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira lehdarın keşideciye karşı açacağı davada zamanaşımına uğramış olan çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması olanağı mevcuttur. Kuşkusuz bu durumda ispat külfeti alacak iddiasında bulunan lehtardır. Aksi düşüncenin kabulü ispat külfetinin keşideciye geçmesine yol açar ki bu da temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden kişinin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu kuralına ters düşer.
DAVA : Taraflar arasındaki İtirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline verilen borç para karşılığında davalı tarafça keşide edilen çekin müvekkilince dava dışı S.' a ciro edildiğini, çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini karşılığı çıkmayınca çek bedelinin müvekkili tarafından dava dışı şahsa verilerek çekin alındığını, söz konusu çek zamanaşımına uğradığı için girişilen genel haciz yolu ile takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş ve TTK'nun 644.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşen davalının itirazının iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalının sebepsiz zenginleşmediğini usulen ispatlayamadığı gerekçesiyle çek bedeli olan asıl alacak bakımından itirazın iptali ile takibin 3.400.000.000. TL'ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına hükmolunan miktarın % 40'ı oranındaki inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava zamanaşımına uğramış olan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımına uğramış çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise TIK'nun 644. maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunulabilir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere TTK.nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açması mümkündür. Başka bir ifadeyle lehdar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki bir davada TTK.nun 644. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira lehdarın keşideciye karşı açacağı davada zamanaşımına uğramış olan çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması olanağı mevcuttur. Kuşkusuz bu durumda ispat külfeti alacak iddiasında bulunan lehtardır. Aksi düşüncenin kabulü ispat külfetinin keşideciye geçmesine yol açar ki bu da temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden kişinin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu kuralına ters düşer.
Mahkemece belirtilen yönler gözetilmeksizin olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine,09.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 17-12-2008, 17:43   #10
Av. Ceren

 
Varsayılan

Peki her iki takip de derdest olduğu için derdestlik itirazıyla karşılaşmıyacak mıyız bir de işin bu kısmı var?(
Old 17-12-2008, 17:58   #11
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan

Alıntı:
Asıl borç ilişkisi çeke dayandığından borç da çek zamanaşımına uğradığı için geçersiz olduğundan itiraz üzerine takip durmaz mı? Yani ortada bir borç kalmıyor zaten derdimiz o maalesef

Sayın İdealhukuk asıl borç ilişkisi çekten kaynaklanmaz maalesef.Kambiyo evrakları asıl borç ilişkisinden mücerretir.
Dolayısıyla burada çekin dayandığı asıl borç ilişkisinden dolayı sizin alacak hakkınızın devam edip etmediği araştırılmalıdır. örneğin asıl borç ilşkisi alım- satım sözleşmesinden kaynaklanıyorsa(yani bu çeki alım-satım akdinden dolayı borçludan aldıysanız) bu sözleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımı süresine de bağlı olarak ilamsız takip ve dava hakkınız vardır.
Saygılarımla
Old 17-12-2008, 18:36   #12
korayoz

 
Varsayılan

Bir borcun yerine getirilmesi için çek verilmişse, bu çek tahsil edilmedikçe borç sona ermez. Yani çek verilmesi edimin ifa edildiği anlamına gelmez. Siz edimin ifa edilmediğinden yola çıkarak alacak davası açabilirsiniz. Ayrıca çek cirolanmadığı için lehdar ile aranızda ki hukuki ilişkiyi ispat açısından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir.
Old 17-12-2008, 19:56   #13
halit pamuk

 
Varsayılan

TTK.m.644 dayanarak sebepsiz zenginleşme davası açılabilir, diye düşünüyorum.

Zamanaşımı sıkıntısına ilişkin olarak da şu içtihat faydalı olabilir.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/8480
K. 2005/5257
T. 17.5.2005
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Simav Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.05.2004 tarih ve 2004/21-2004/220 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin, davalının keşide ettiği yedi adet toplam 1.925.000.000 TL bedelli hamiline yazılı çek'leri hamili olduğunu, tahsil için takip başlatıldığını, davalı keşidecinin bu takiple ilgili İTM.'nde açtığı dava ile çek'lerin zamanaşımına uğraması nedeniyle takibin iptaline karar verildiğini, ancak sonuç olarak çek'lerin ödenmemesi nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, anılan meblağın temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, çek'lerin zamanaşımına uğradığını ve sebepsiz zenginleşme davası için öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dava, TTK.nun 644. maddesi hükmüne dayalı, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

Davada, taraflar arasında, dava konusu çek'lerin TTK.nun 708. maddesine göre ibraz süresinin geçirildiği ve davanın TTK.nun 644. maddesi hükmüne dayalı sebepsiz zenginleşme davası olarak açıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, TTK.nun 726. ve 644. maddeleri hükümlerine göre, bu davanın zamanaşımı süresinin dolup dolmadığında toplanmaktadır.

Bu tür davalar, Dairemiz'in yerleşik uygulamasına göre, çekin kambiyo hukukuna ilişkin zamanaşımı süresinin dolmasından itibaren bir yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmalıdır.

Somut olayda, dava konusu çek'ler 10.11.1999 dan 10.05.2000'e kadar keşide tarihli olup, davacı taraf çek'lere ilişkin, 02.05.2000 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Bu durumda, TTK.nun 726/1.maddesi uyarınca çeklerin hiçbirinin zamanaşımı süresi dolmadan icra takibine başlandığında da şüphe yoktur.Bu durumda, icra takibine başlanması ile TTK.nun 726. maddesindeki zamanaşımı süresi TTK.'nun 730/18 maddesi yollaması ile aynı kanunun 662. maddesi hükmüne göre kesilmiş bulunmakta olup, zamanaşımı takibe ilişkin her muameleden itibaren yeniden cereyan etmeye başlar. Mahkemece TTK.'nun 644. maddesine ilişkin zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın zamanaşımı yönünden reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.5.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-12-2008, 00:58   #14
Av. Ceren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mehmet Demirezen
Sayın İdealhukuk asıl borç ilişkisi çekten kaynaklanmaz maalesef.Kambiyo evrakları asıl borç ilişkisinden mücerretir.
Dolayısıyla burada çekin dayandığı asıl borç ilişkisinden dolayı sizin alacak hakkınızın devam edip etmediği araştırılmalıdır. örneğin asıl borç ilşkisi alım- satım sözleşmesinden kaynaklanıyorsa(yani bu çeki alım-satım akdinden dolayı borçludan aldıysanız) bu sözleşmeye dayalı olarak 10 yıllık zamanaşımı süresine de bağlı olarak ilamsız takip ve dava hakkınız vardır.
Saygılarımla

Sayın mehmet ''asıl borç ilişkisi çeke dayanır'' ifadesini aceleyle yazmışım. Tabii ki de dayanmaz. Orda demek istediğim bizim bu takipte çekin kesilmesine neden olan asıl borç ilişkisine gidemediğimiz çünkü bizim aramızdaki ilişki lehdarla olan bir alım satım ilişkisi. Lehdar yönünden takibi kesinleştiremediğimiz gibi ondan haber de alamıyoruz. Yani lehdar yönünden yapabileceğimiz hiç bir şey yok.
Old 18-12-2008, 11:13   #15
Av. Ceren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan adnan koray
TTK.m.644 dayanarak sebepsiz zenginleşme davası açılabilir, diye düşünüyorum.

Zamanaşımı sıkıntısına ilişkin olarak da şu içtihat faydalı olabilir.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/8480
K. 2005/5257
T. 17.5.2005
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Simav Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.05.2004 tarih ve 2004/21-2004/220 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ramazan Özcan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin, davalının keşide ettiği yedi adet toplam 1.925.000.000 TL bedelli hamiline yazılı çek'leri hamili olduğunu, tahsil için takip başlatıldığını, davalı keşidecinin bu takiple ilgili İTM.'nde açtığı dava ile çek'lerin zamanaşımına uğraması nedeniyle takibin iptaline karar verildiğini, ancak sonuç olarak çek'lerin ödenmemesi nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, anılan meblağın temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, çek'lerin zamanaşımına uğradığını ve sebepsiz zenginleşme davası için öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Dava, TTK.nun 644. maddesi hükmüne dayalı, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

Davada, taraflar arasında, dava konusu çek'lerin TTK.nun 708. maddesine göre ibraz süresinin geçirildiği ve davanın TTK.nun 644. maddesi hükmüne dayalı sebepsiz zenginleşme davası olarak açıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, TTK.nun 726. ve 644. maddeleri hükümlerine göre, bu davanın zamanaşımı süresinin dolup dolmadığında toplanmaktadır.

Bu tür davalar, Dairemiz'in yerleşik uygulamasına göre, çekin kambiyo hukukuna ilişkin zamanaşımı süresinin dolmasından itibaren bir yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmalıdır.

Somut olayda, dava konusu çek'ler 10.11.1999 dan 10.05.2000'e kadar keşide tarihli olup, davacı taraf çek'lere ilişkin, 02.05.2000 tarihinde icra takibi başlatmıştır. Bu durumda, TTK.nun 726/1.maddesi uyarınca çeklerin hiçbirinin zamanaşımı süresi dolmadan icra takibine başlandığında da şüphe yoktur.Bu durumda, icra takibine başlanması ile TTK.nun 726. maddesindeki zamanaşımı süresi TTK.'nun 730/18 maddesi yollaması ile aynı kanunun 662. maddesi hükmüne göre kesilmiş bulunmakta olup, zamanaşımı takibe ilişkin her muameleden itibaren yeniden cereyan etmeye başlar. Mahkemece TTK.'nun 644. maddesine ilişkin zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın zamanaşımı yönünden reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.5.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Adnan bey karar için çok teşekkür ederim. Ama Biz takibi Açtıktan sonra 6 ay işlem yapmayarak süreyi kaçırmış olduk. Borçlunun zamanaşımı iddiasıyla açtığı davanın kabulü üzerine, icra geri bırakıldıktan sonra yedi gün içinde genel yetkili mahkemelerde açacağımız davada borçlunun kötüniyetli hareketleri sebebiyle ona güvenmemiz sonucu zamanaşımı meydana geldi diyerek, savunma yapmaya karar verdik. kötüniyet ve zamanaşımı konularını içeren bir karar biliyosanız bizimle paylaşır mısınız?
Old 18-12-2008, 12:46   #16
Av. Ayşegül Okçu

 
Varsayılan

İ.İ.K. MADDE 33a - (Ek: 538 - 18.2.1965 / m.18) İlâmın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra zamanaşımının vâki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilâmın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder.

Mesajınızda geçen 7 günlük süre "zamanaşımının vaki olmadığına ilişkin " dava için geçerli olan süredir. Oysa T.T.K. da zamanaşımına uğramış çekle ilgili "sebepsiz zenginleşmeye " dayalı dava süresi çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren başlar ve 1 yıldır. Yani sebepsiz zenginleşmeye dayanarak açacağınız dava için süre; keşide tarihi + ibraz müddeti + 6 ay + 1 yıldır. Bu şekilde hesapladığınızda da zamanaşımı dolmuş oluyor mu acaba?
Old 18-12-2008, 12:55   #17
Av. Ayşegül Okçu

 
Varsayılan

Süreye ilişkin bir Yargıtay kararı ekliyorum umarım işinize yarar.

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/12758

K. 2003/5265

T. 22.5.2003

• SEBEPSİZ İKTİSAP NEDENİYLE TAHSİL ( Zamanaşımı Nedeniyle Çek Vasfını Yitiren Çeke Dayalı Takibin Bir Yıl İçinde Açılması - Sebepsiz İktisap Nedeniyle Tahsil İstemine Dair İcra Takibinin Süresinde Açıldığı Zamanaşımı Definin Reddi Gereği )

• ÇEKİN ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ÇEK VASFINI KAYBETMESİ ( Alacağın Sebepsiz İktisaba Dayalı Olarak Bir Yıllık Süre İçinde İstenebileceği - İtirazın İptali Davası Bir Yıllık Sürede Açıldığından Zamanaşımı Definin Reddi Gereği )

• İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ( Takibe Konu Çekin Çek Vasfını Kaybettiğinden Alacağın Sebepsiz İktisaba Dayalı Olarak Tahsili - İtirazın Kaldırılması Davasının Takibin Durmasından İtibaren Bir Yıllık Süre İçinde Açılması )

• ZAMANAŞIMI DEFİ ( Takibe Konu Çek Çek Vasfını Kaybettiğinden Alacağın Sebepsiz İktisaba Dayalı Olarak Bir Yıllık Sürede İstenmesi - Süresinde Yapılan Takibe İtirazın Kaldırılması İçin Açılan Dava Süresinde Olduğundan Zamanaşımı Definin Reddi Greği )

6762/m. 644

818/m. 60


ÖZET : Takibe konu çekin zamanaşımı nedeniyle çek vasfını kaybettiği, bundan sonra TTK'nun 644. maddesinde öngörülen sebepsiz iktisap nedeniyle tahsil istemine dair icra takibinin bir yıllık süre içinde başlatıldığı ve takibe itiraz nedeniyle icra takibinin durmasından itibaren bir yıllık süre içinde itirazın iptali davası süresinde açıldığından zamanaşımı defi'nin reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Konya 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nce verilen 18.06.2002 tarih ve 2002/41 - 2002/909 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Hüseyin Ulus tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının keşide ettiği çekin karşılığının çıkmadığını ve başlattıkları takibe haksız yere itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımının dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sebepsiz zenginleşme nedenine dayalı takibe itirazın istemine ilişkindir.
Takibe konu çekin zamanaşımı nedeniyle çek vasfını 10.10.2000 tarihinde kaybettiği, bundan sonra TTK'nun 644. maddesinde öngörülen sebepsiz iktisap nedeniyle tahsil istemine dair icra takibinin bir yıllık süre içinde 13.7.2001 tarihinde başlatıldığı ve takibe itiraz nedeniyle icra takibinin durmasından itibaren bir yıllık süre içinde de eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında davanın süresinde açıldığı gözetilerek, zamanaşımı defi'nin reddine karar verilerek işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmediğinden kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.05.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 18-12-2008, 13:11   #18
Av. Ceren

 
Varsayılan

Ayşegül hanım öncelikle ilginiz için çok teşekkür ederim. Sebepsiz zenginleşme davasıyla alakalı olan süreyi de, biz takibi açtıktan sonra 6 ay boyunca işlem yapmadığmız gibi o sürenin üstünden de 1 yıl geçmiş olması sebebiyle de kaçırmış bulunyoruz. Bu dosyanın bu kadar ihmaline sebep olan şey de borçlunun bir yerden alcağı olduğnu ve bu alcağına ilişkin bir dava açtığını söylemesi üzerine bizim bu davanın kesinleşmesini beklememiz. çünkü bu yol dışında alacağın tahsili için başka hiçbir yolumuz yoktu.

Sizin yukarda demek istediğiniz 7 gün içinde açılması gereken davada sadece zamanaşımının doğmadığını idddia edebileceğimiz mi? Yani kötüniyet iddiamız genel yetkili mahkemede de dinlenmez mi diyorsunuz?
Old 18-12-2008, 13:20   #19
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan idealhukuk
Herkese merhaba;
Biz karşılıksız bir çeki icraya koyduk. Çek bize lehdar tarafından verilmişti.Bu takipte keşideci ve lehtar borçlu olmasına rağmen sadece keşideciye tebligat yapabildik. Daha sonra mal beyanında keşlideci bi yerden alacağı olduğunu beyan etti. biz de onun bu alacağını almasını bekledik. Bu süre içinde dosyamız takipsiz kaldi. 6 aylık zamanaşımı süresi geçti.Bi haber üzerine şirketin alacağını alacağını öğrendik ve takibi yeniledik. Takibe zamanaşımı itirazı yapıldı. Ve icra geri bırakıldı.biz de sebepsiz zenginleşmeye gidelim dedik. fakat ordada önümüze 1 yıl engeli çıktı. o süreyü de kaçırmıştık. yani şimdi hiç yolumuz kalmadı mı? Menfaatimiz korunmayacak mı?

İmzası inkar edilmeyen ancak zamanaşımına uğramış bir çek var olayda.

Bu bağlamda Yargıtay'ın yerleşmiş kararlarıyla çelişen bir yargıtay Kararı var, bu karar işinizi görebilir.Kararı bulup, ekleyeceğim.

KAZANCI YAYINLARI programında geçen ay olan bu kararı, konuşuz hoş sohbetler kısmında da ekleyip, konuşmuş ve çok hatalı olduğunu düşündüğümüzü söylemiştik. Konusuz hoş sohbetler bölümü dönemsel silindiği için eklediğim kararı bulamadığım gibi işin tuhafı bu kararı kaynağı olan "Kazancı yayınları programında da" bulamadım. Karar buharlaşmış. Belki de ben şu an bulamadım.

Şöyle diyordu ve oldukça ilginçti:

"Bir çek, çek vasfını kaybetse bile imzası inkar edilmediği sürece tutarı bakımından kesin delil sayılır ve talep edilebilir."

Böyle bir kararı ilk defa görüyordum. Mevcut Yargıtay kararlarından tamamen farklıydı. Yazılı delil başlangıcı yerine kesin delildir demesi çok yadırgadığımız bir husus olmuştu. Üzgünüm bulamadım şu an.

Bu kararı ararken yine ilginç başka bir karar buldum. İçeriğindeki bazı tespitler işinize yaraya bilir... Şimdilik onu ekliyorum:

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/6521
K. 2007/8674
T. 1.5.2007
• TAKİBİN KESİNLEŞMESİNDEN SONRAKİ DÖNEMDE İŞLEYECEK ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( TTK’nun 726/1. Maddesine Göre Hesaplanmayacağı )
• KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS TAKİP ( Takip Kesinleştiğine Göre Olayda Uygulanması Gereken 10 Yıllık Zamanaşımı Süresi Dolmadığından Mahkemece Zamanaşımı İtirazının Reddi Gereği )
• ZAMANAŞIMI İTİRAZI ( Kambiyo Senetlerine Mahsus Yol İle Yapılan Takip Kesinleştiğine Göre Olayda Uygulanması Gereken 10 Yıllık Zamanaşımı Süresi Dolmadığından Mahkemece Zamanaşımı İtirazının Reddi Gereği )
• ZAMANAŞIMINI TATİL EDEN SEBEPLERİN ORTADAN KALDIRILMASI ( Kaldırılmasından Sonra Bir Başka Deyişle Menfi Tespit Davasının Sonuçlanıp Kesinleşmesinden Sonra Yeni Bir Zamanaşımı Süresinin İşlemeye Başlayacağı )
2004/m.71/2
6762/m.1,662,692/5,708,726,730
818/m.125,132/son
ÖZET : Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bu senet ile başlatılıp kesinleşen takipte İİK.nun 71/2 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi TTK.nun 726/1. maddesine göre hesaplanmaz. Kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takip kesinleştiğine göre, olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından mahkemece zamanaşımı itirazının reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

BK.nun 132/son maddesine göre; zamanaşımını tatil eden sebeplerin ortadan kaldırılmasından sonra, bir başka deyişle, menfi tesbit davasının sonuçlanıp kesinleşmesinden sonra yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı takipte dayanak çek adı altındaki belgelerde, keşide yeri olarak ( K.Maraş ) belirlenmiştir. TTK.nun 692/5. maddesine göre, keşide yerinin gösterilmesi çekin şekil koşulu olup, aynı kanunun 708. maddesi gereğince ibraz süresi çekin keşide edildiği yere göre belli edileceğinden, keşide yerinin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir. 14.12.1992 tarih ve 1991/1-1992/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin ( ANK-İST dışında ) yukarıda yazılı ilkeye uygun bulunmaması halinde takip dayanağı belgenin çek niteliğinde kabulü söz konusu olamaz. Bu durumda icra takibinin dayanağı belge, TTK.nun 692/5. maddesine göre keşide yeri unsurunu taşımadığı için çek vasfını taşımamaktadır. Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bu senet ile başlatılıp kesinleşen takipte İİK.nun 71/2 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işleyecek zamanaşımı süresi TTK.nun 726/1. maddesine göre hesaplanmaz. Kambiyo senetlerine mahsus yol ile yapılan takip kesinleştiğine göre, olayda uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından mahkemece zamanaşımı itirazının reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

Kabule göre de; TTK.nun 730. maddesi yollamasıyla uygulanması gerekli aynı kanunun 662. maddesinde dava açılmasının zamanaşımını keseceği belirtilmiştir. Anılan maddede mücerret dava açılmasından söz edilmiş, bu davanın kimin tarafında açılacak bir dava olduğu hususunda açıklık getirilmemiştir. Ancak borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan davanın da bu nedenle zamanaşımım kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK.nun 20.1.1996 tarih 1996/12-654 esas 1996/805 karar sayılı ve HGK.nun 22.2.1984 tarih ve 1981/10-716 E. - 1984/141 K. sayılı kararları ile de aynı ilke kabul edilmiştir. TTK.nun 662. maddesinde zamanaşımının kesilmesi özel olarak düzenlenmiş iken, ( zamanaşımının durması ) ile ilgili bir hüküm mevcut değildir. TTK.nun 1. maddesinin yollaması ile Borçlar Kanununun zamanaşımının durmasına ilişkin hükümleri ve bu arada BK.nun 132. maddesi ticari senetler içinde uygulanacaktır. ( Prof Dr. Seza Reisoğlu, Çek, 1998 Baskı sahife:305 vd. ) ( Gönen Eriş, Çek Hukuku, 2003 Baskı sahife:291 )

BK.nun 132/son maddesine göre; zamanaşımını tatil eden sebeplerin ortadan kaldırılmasından sonra, bir başka deyişle, menfi tesbit davasının sonuçlanıp kesinleşmesinden sonra yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır.

Somut olayda borçlunun 12.11.2001 tarihinde Kahramanmaraş 1.Asliye Hukuk Mahkemesine 2005/466-344 sayılı menfi tesbit davasının açıldığı, bu davada 19.07.2005 tarihinde karar verildiği ve kararın 05.10.2005 tarihinde kesinleşti, bu durumda 12.11.2001 ile 05.10.2005 tarihleri arasında zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden Mahkemece itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 01.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Old 20-12-2008, 14:33   #20
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
kötüniyet ve zamanaşımı konularını içeren bir karar biliyosanız bizimle paylaşır mısınız?

Bu konuda bir karar rastlamadım. Ancak, Oğuzman'ın şöyle bir görüşü var:

Alacaklının dava açmasına engel olmak için onu oyalayacak hareketlerde bulunmak suretiyle zamanşımı süresini geçirten borçlunun, bu defiyi ileri sürmesi dürüstlüğe aykırıdır. Borçlu defi hakkını kötüye kullanmış olur. ( Oğuzman/ ÖZ- Borçlar Hukuku/ Shf. 460)

Aslında borçlunun kötüniyetli bu davranışları yüzünden dava açma süreleri kaçırılmışsa,BK.m.41/2 dayanan tazminat davası açılması da düşünülebilir.
Old 22-12-2008, 11:04   #21
Av. Ceren

 
Varsayılan

1-mahkeme tarafından verilen icranın geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra zamnaaşımına uğramış aynı çek için ilamsız icra takibi yapsak dersdestlik itirazı olurmu?olursa geri bırakma kararının kesinleşmiş olması nedeniyle takibin iptal olmasından bahisle derdest dosyanın olmadığı söylenebilirmi?nasıl bir yol izlemeliyiz

2-ilamsız icra yapabildiğimizi varsaysak, itirazın iptali davasını sebepsiz zenginleşmeye dayandırabilirmiyiz. (Takip talebinde sebepsiz zenginleşmeden nedeniyle ilamsız icra takibi yaptığımızıda belirtsek)Çünkü sebepsiz zenginleşme davasını açma süresi olan 1 yılıda kaçırdık.Acil çıkış yolu bulmalıyızz...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hukuki yardım tuba Meslektaşların Soruları 1 16-06-2008 01:15
idarenin hukuki sorumluluğu Av. Caner Arıcı Meslektaşların Soruları 2 15-08-2006 16:47
Yeni Hukuki Çalışmalar Admin Hukuk Haberleri 3 21-11-2002 13:18
Bekleyen Hukuki Çalışmalar Admin Hukuk Haberleri 0 04-10-2002 12:47


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07361197 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.