Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

möhuk 51 DEKİ YETKİ KURALI KESİN Mİ

Yanıt
Old 03-09-2011, 13:02   #1
Mustafa KIRMIZI

 
Varsayılan möhuk 51 DEKİ YETKİ KURALI KESİN Mİ

Görev ve yetki
MADDE 51- (1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.
(2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.

Bu maddede düzenlenen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı mı? yani mahkeme resen yetkisizlik kararı verebilir mi?
İlgi gösterecek arkadaşlara teşekkürler
Old 03-09-2011, 14:13   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Mustafa KIRMIZI
Görev ve yetki
MADDE 51- (1) Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.
(2) Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.

Bu maddede düzenlenen yetki kuralı kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı mı? yani mahkeme resen yetkisizlik kararı verebilir mi?
İlgi gösterecek arkadaşlara teşekkürler


Değildir diye düşünüyorum. Bire bir uyan bir bilgiye ulaşamadım ancak aşağıdaki karar HGK kararı olup, Çanakkale Mahkemesince verilmiş ve onanarak kesinleşmiş bir karar. Bu kararda yetkinin kamu düzeninden olduğu yönünde bir değerlendirilmeye rastlanmadığı gibi, kamu düzeninden olsa idi, Yargıtay da resen dikkate alır idi.




T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2009/2-557

K. 2009/527

T. 18.11.2009

• VESAYET KARARININ TANINMASI TALEBİ ( Vesayet İşlerinde Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Münhasır Yetki Olduğu - Yabancı Mahkemenin Vesayete İlişkin Kararının Tanınmasına ve Tenfizine Karar Verilemeyeceği )

• YABANCI MAHKEME KARARLARININ TENFİZİ ( Kesin Delil veya Kesin Hüküm Olarak Kabul Edilebilmesi Yabancı Mahkeme Kararının Tenfiz Şartlarını Taşıdığının Mahkemece Tespitine Bağlı Olduğu )

• TENFİZ ( Yabancı Mahkeme Kararlarının Kesin Delil veya Kesin Hüküm Olarak Kabul Edilebilmesi Yabancı Mahkeme Kararının Tenfiz Şartlarını Taşıdığının Mahkemece Tespitine Bağlı Olduğu )

• TANIMA VE TENFİZ ( Vesayet İşlerinde Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi Münhasır Yetki Olduğu - Yabancı Mahkemenin Vesayete İlişkin Kararının Tanınmasına ve Tenfizine Karar Verilemeyeceği )

5718/m. 40, 50, 54, 58, 62

ÖZET : Davacı, yabancı ülkede verilen vesayet kararının tanınmasını talep etmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı mahkeme kararının tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi koşulları yasada ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Vesayet işlerinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi münhasır yetkidir. Türk mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu bir konuda yabancı mahkemece verilen bir kararın tanınmasına ve tenfizine hukuken olanak yoktur.

DAVA : Taraflar arasındaki "Tanıma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale Asliye 1. Hukuk ( Aile ) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 08.05.2008 gün ve 73-193 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 11.09.2008 gün ve 13619-11701 sayılı ilamı ile;

( ... 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 58/1. maddesi "Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 54'üncü maddenin birinci fıkrasının ( a ) bendi uygulanmaz" hükmünü içermekte olup, 58/2. maddesi ise "ihtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir" demektedir. Şu halde ihtilafsız kaza kararlarının tanınması imkan dahilindedir. Mahkemece delillerin bu çerçevede değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, yabancı ülkede verilen vesayet kararının tanınması istemine ilişkindir.

Davacı vekili, davacının eşine vasi tayinine dair Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesi'nden almış olduğu vasi tayini kararının tanınmasına karar verilmesini istemiştir.

Mahkemenin davanın reddine dair verdiği karar, özel dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkemece, "... tanıma veya tenfizin bir tespit hükmü olup, tespit hükmünü veren mahkemenin vesayet makamı olamayacağı, Türk hukuk sisteminde vesayet kararı ile kararı veren vesayet makamı belirlenip, vesayet işleri belirlenmiş olan bu makam tarafından yerine getirildiğinden, yabancı mahkeme kararının tanınması ile yabancı vesayet makamının milli hudutlar içerisinde vesayet işlerinde yetkisinin kabul edilmesi zorunluluğu doğduğu, ancak bu hususların kamu düzenine aykırı olduğu..." gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 38. maddesi tenfiz kararının hangi şartlarda verileceğini, 42. maddesi ise tanıma şartlarını düzenlemiştir.

Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 42/1. maddesinde "Yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilamın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır. Tanımada 38'inci maddenin ( a ) ve ( d ) bentleri uygulanmaz" hükmüne yer verilmiş olup, aynı kanunun 38. maddesinin b bendinde ise "İlamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması" şartı getirilmiştir.

2675 Sayılı Kanunun 8/1. maddesinde, hak ve fiil ehliyetinin ilgilinin milli hukukuna tabi olduğu belirtilmiş; 9/1. maddesinde ise "Vesayet veya hacir kararı verilmesi veya sona erdirilmesi sebepleri, hakkında vesayet veya hacir kararının verilmesi veya sona erdirilmesi istenen kişinin milli hukukuna tabidir" hükmü öngörülmüştür.

Somut olayda vesayet altına alınan kişi Türk vatandaşı olup, vasi tayinine ilişkin karar Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, Alman Medeni Kanunu'na ( BGB ) göre verilmiştir.

Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 411. maddesinde "Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir" hükmüne yer verilmiş; Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 27. maddede "Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder" şeklinde düzenleme getirilmiştir.

Vesayet işlerinde Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi münhasır yetki olup yabancı mahkemece verilen vesayete ilişkin kararın tenfizine ve tanınmasına karar verilemez ( MÖHUK m. 38, m. 42 ).

Münhasır yetki kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınabilir. Tenfiz kararı verilmiş olması Alman mahkemesinin vesayet makamı olma durumunu değiştirmeyeceğine göre yapılan işlemlerin denetim imkanı da mümkün olmayacaktır.

Türk Medeni Kanunu'nun 462. maddesine göre, maddede belirtilen hallerde vesayet makamının izni gerekmektedir. Yine aynı kanunun 463. maddesi uyarınca vesayet makamının izninden sonra denetim makamının da izni şarttır.
Örneğin vesayet altındaki kişinin evlat edinmesi durumunda denetim makamının izni gerekmektedir.

Görülmekte olan davada vesayet makamı Leverkusen Asliye Hukuk Mahkemesi olup, denetim makamı da yine Alman Hukukuna göre belirlenecektir. Oysa bu husustaki Türk mahkemelerinin yetkisi kamu düzeni ile ilgili olup kesin yetkidir.
Bir an için aksi düşünülse dahi, yabancı mahkemeden verilen izin ve onayın yine Türkiye'de uygulanabilmesi için yeniden tenfiz veya tanınmasının yapılması gerekecektir. Bu durum yabancı mahkemenin verdiği her kararda yeniden ortaya çıkacaktır.

O halde, Türk mahkemelerinin münhasır yetkili olduğu bir konuda yabancı mahkemece verilen kararın tenfizi ve tanınmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.

Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.07.2009 gün ve E: 2009/2-280 K: 2009/326 sayılı kararında da aynı görüş benimsenmiştir.

Hal böyle olunca; bir Türk vatandaşı hakkında yabancı vesayet kararının Türkiye'de tanınmasının olanağı bulunmadığından, yerel mahkemece isabetli teşhis ve değerlendirme sonucu davanın reddine dair verilen direnme karan usul ve yasaya uygundur. Bu nedenle direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 18.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 07-10-2013, 15:37   #3
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan

ÖZELLIKLE TARAFLARIN TÜRKIYEDE IKAMETI OLMADIGI ICIN ISTANBUL KÜCÜKCEKMECE AILE MAHKEMESINDE ACTIGIMIZ BIR BOSANMA DAVASINDA MAHKEME TARAFLARIN TÜRKIYEDE IKAMETI OLMADIGINDAN MAHKEMENIN YETKISIZLIGINE DAIR KARAR VERDI ! VE GEREKCESINDE DE ANKARA ISTANBUL VE IZMIR MAHKEMELERINDE ACILABILecEGINE HÜKMETTI.

KANUNDAKI ANKARA ;ISTANBUL ;VE IZMIR MAHKEMLERINDEN KASIT BU ÜC SEHIRDEKI HERHANGI BIR ADLIYE DEGIL MIDIR ?


SAYGILARIMLA
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapu İptalİ, Kooperatİf Temsİlİnde Çİft İmza Kurali ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 1 02-07-2009 20:07
257/1 Dekİ KİŞİlerİn MaĞdurİyetİnİn Kapsami Nedİr? ENGİN YURTBAY Meslektaşların Soruları 3 03-11-2008 18:50
HUMK.m.11 ve HUMK.m.13 KESİN YETKİ SORUNU Av. Arzu Erkol Dursun Meslektaşların Soruları 4 23-02-2008 16:47
senette sadece faıze ıtıraz ve ıtm dekı dava.... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 4 01-04-2007 15:11
DÜrÜstlÜk Kurali Ve Hakkin KÖtÜye Kullanilmasi YasaĞi.. hukukcuadayı Hukuk Soruları Arşivi 1 07-11-2006 12:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03968692 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.