Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

arkasına ibraz tarihi yazdırılmayan bono

Yanıt
Old 29-12-2007, 14:05   #1
akyürek

 
Varsayılan arkasına ibraz tarihi yazdırılmayan bono

Değerli meslektaşlarım,

Müvekkile ait arkasına ibraz tarihi yazdırılmayan bir bono söz konusu.Bu bonoyu takibe koymak istiyoruz. Bononun bu haliyle kambiyo senetlerine özgü icra takibine konu olması mümkün değil. İlamsız takipte bulunmak veya doğrudan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak dava açmak gibi yollar kalıyor geriye.Bu konuda görüşlerinize ihtiyacım var.

Teşekkürler..
Old 29-12-2007, 14:59   #2
üye19870

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan akyürek
Değerli meslektaşlarım,

Müvekkile ait arkasına ibraz tarihi yazdırılmayan bir bono söz konusu

Teşekkürler..


Sorunuzu anlamadım, biraz açarsanız yardımcı olmaya çalışacağız.

saygılarımla
Old 30-12-2007, 00:25   #3
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Sayın akyürek,
Öncelikle belirtmek gerekir ki bononun ibrazı diye bir durum söz konusu değildir. Bonoda ancak protesto düşünülebilir ki bu da zorunlu değildir. Ben sehven bono ibaresi kullandığınızı sorudaki kastınızın çek olduğunu düşünerek cevaplamak isterim.

1.seçenek olarak ilamsız takip yolunu seçebilirsiniz ki bu takibe itiraz halinde sizden önceki ciranta ile temel ilişkinizi isptalamanız, bunun gibi lehtar iseniz de keşideci ile aranızdaki temel ilişkiyi ve borcun ödenmediğini ispat yükü size düşer, burada ibraz süresi kaçırılan ve kambiyo vasfını yitiren çek yazılı delil başlangıcı hükmündedir.

2.seçenek olarak TTK 644 e göre çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl süre içinde keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeden dolayı alacak davası ikame edebilirsiniz ki burada sebepsiz zenginleşilmediğini, çek bedelinin ciro silsilesindeki cirantalardan birine ya da en son yetkile hamile çek bedelinin ödendiğini keşideci ispatlamak durumundadır.

Kanımca keşidecinin borcu ödeme kaabilyeti varsa direk keşideciye karşı sebepsiz zenginleşme davası açmanız daha sağlıklı olur.

Saygılarımla...
Old 30-12-2007, 00:27   #4
Av.Ümit Arif Özsoy

 
Varsayılan

Sayın akyürek, sanırım siz "arkasına ibraz tarihi yazdırılmayan bono" derken, bonodan değil de "çek" ten bahsediyor olmayasanız....
Old 30-12-2007, 14:36   #6
melis aksu

 
Varsayılan

Sayın Akyürek,
Anladığım kadarıyla bonoya işlenmiş çekteki gibi karşılıksız kaydı arıyorsunuz.Fakat bono da meslektaşların da belirttiği gibi olsa olsa protesto olur ,o da müracaat borçlularına karşı başvuru hakkını kaybetmemek vs. sebeplerle gereklidir Tanzim eden borcundan kurtulmaz .Biraz daha açarsanız araştırmak isterim.
Old 31-12-2007, 17:02   #7
OLCAYK

 
Varsayılan

Acaba vade tarihi boş yani görüldüğünde ödenecek bonoyu mu kastediyorsunuz? Eğer öyle ise keşide tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmesi gerekmekte, bu da sadece zamanaşımının başlatır, kambiyo vasfını etkilemez.
Old 02-01-2008, 11:36   #8
akyürek

 
Varsayılan

bonodan bahsettim ve protesto çekilmemiş.bu haliyle ihtiyati haciz ve kambiyo senetlerine özgü takip yollarında başarı oranım ne olur?bu haliye söz konusu bononun kambiyo vasfı devam ediyor mu?
ilginize teşekkürler
Old 02-01-2008, 11:58   #9
Av.Çağlar Şener

 
Varsayılan

kambiyo senedi olma vasfı devam eder. bono da protesto çekmek gibi bir zorunluluğunuz yok.
saygılarımla;
Old 02-01-2008, 13:51   #10
OLCAYK

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/12230
K. 2005/7562
T. 5.7.2005
• İTİRAZIN İPTALİ ( Süresinde Ödememe Protestosu Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu )
• SÜRESİNDE ÖDENMEME PROTESTOSU ( Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu - Yazılı Delil Başlangıcı Varsa İddianın Her Türlü Delil İle İspat Edilebileceği )
• BONO ( Süresinde Ödememe Protestosu Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Yazılı Delil Başlangıcı Olduğu - İtirazın İptali )
• YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Süresinde Ödememe Protestosu Çekilmemiş Bono Taraflar Arasındaki Temel İlişki Yönünden Olduğu - Bulunması Halinde Her Türlü Delil İle İspat Edilebileceği )
1086/m. 292
6762/m. 625, 642
ÖZET : Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Hamil süresi içinde ödememe protestosu çekmezse cirantaya karşı başvuru hakkını kaybeder. Ödememe protestosu çekilmemiş bono taraflar arasındaki temel borç ilişkisi yönünden yazılı delil başlangıcıdır. Somut olayda davacı, dava dilekçesinde temel borç ilişkisinden söz etmemiş ise de delil listesinde, gösterdiği tanıkların alacağa yönelik beyanda bulunacaklarını açıklamıştır. Bu durumda temel borç ilişkisi iddiasının mevcut olduğu kabul edilmelidir. Yazılı delil başlangıcı bulunması halinde her türlü delil ile ispat mümkündur.

DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, icra takibinin dayanağı senetlerden dolayı müvekkilinin alacaklı bulunduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve itirazın iptali ile % 40 İcra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava konusu bonolara dayanılarak daha önce kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığını, senetler protesto edilmediği için hamilin cirantalara müracaat hakkını kaybetmesi nedeniyle bu takibin iptal edildiğini, girişilen genel haciz yolu ile takibe itirazın yerinde olduğunu, taraflar arasında hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, ödememe protestosunun keşide edilmemesi nedeniyle senet hamilinin senet cirantasına karşı müracaat hakkını kaybedeceği, hamilin ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre senedi tanzim eden keşideciye başvurulabileceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

TTK'nun 642/2. maddesi uyarınca hamil süresinde ödememe protestosu çekmezse cirantaya başvuru hakkını kaybeder.

Başvuru hakkının düşmesi halinde bononun bir borç ikrarı veya temel borç ilişkisinin mevcut olduğunu gösteren bir delil niteliğinde sayılması mümkün değildir. Bono dışında bir hakkın bulunduğunu ise alacaklının kanıtlaması gerekir. Böyle bir durumda senedin yazılı delil başlangıcı sayılması mümkündür ( Prf. Dr. Fuat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku, 2-B sh.773 ).

Bu açıklamalar karşısında somut olaya baktığımızda davacının süresinde protesto çekmemesi nedeniyle ciranta olan davalıya müracaat hakkı TTK'nun 642/2. maddesi gereğince düşmüştür. Bu durumda davacının bono dışında bir talep hakkının varlığını iddia edip etmediğinin saptanması ve uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekir. Her ne kadar dava ve cevaba cevap dilekçelerinde açıkça temel ilişkiden söz edilmemiş ise de, davacı vekili 14.09.2004 tarihli oturumda delil listesinde bildirdikleri tanıkların takip konusu alacağa yönelik olduğunu açıklamıştır. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunduğu iddiasının mevcut olduğunun kabulü gerekir.

Hal böyle olunca süresinde ödememe protestosu çekilmemiş bulunan bonoların yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu gözetilerek alacaklıya alacağını her türlü delille kanıtlama olanağının tanınması gerekir.

Mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.07.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-01-2008, 13:56   #11
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2005/11-576
K: 2005/638
T: 23.11.2005
- İHTİYATİ HACİZ
- BONOYA DAYALI ALACAK
ÖZET:
İİK.nun 265. maddesine göre, ihtiyati haciz isteminin kabulü kararına karşı borçlu ve üçüncü kişilerin itiraz hakkı vardır. İtiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yolu açık olmakla birlikte, Yargıtay'ın temyiz incelemesi sonucu vereceği karar kesindir. Ancak yine İİK.nun 258. maddesine göre, ihtiyati haciz isteminin reddi kararı veren yerel mahkemenin kararına karşı temyiz yoluna gidildiğinde, Yargıtay Özel Dairesi'nin temyiz incelemesi sonunda verdiği bozma kararı kesin olmayıp, yerel mahkemece bu konuda direnme kararı verilebilir.
Taraflar arasında görülen davada, bonoya dayalı alacak nedeniyle ihtiyati haciz isteminde bulunulmuştur. Bir bonoyu tanzim eden kimse, tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi sorumludur. Ödeme için ibraz edilmeyen bir bonodan dolayı, borçlunun bono bedelini notere tevdi etme hakkı da bulunmaktadır. Bu nedenlerle alacaklının vadesi geçmiş bonolar nedeniyle borçlular hakkında talep ettiği ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
(2004 s. İİK m. 257, 258, 265)
(6762 s. TTK m. 620, 624, 690, 691)
Taraflar arasındaki "ihtiyati Haciz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Adana Asliye Birinci Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 09.09.2004 gün ve 2004/591-591 D.lş sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onbirinci Hukuk Da-iresi'nin 24.03.2005 gün ve 2005/2763-2797 sayılı ilamı ile,
(...İhtiyati haciz isteyen banka vekili, borçlular Ökkeş ve B... Holding A.Ş. 'nin keşidecisi oldukları senetlerin vadelerinde ödenmediğini, müvekkilinin yasal hamili bulunduğu senetlerden doğan alacağının muaccel hale geldiğini ileri sürerek, ihtiyati hacze karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, ihtiyati haciz talebine dayanak yapılan senetlerin protesto edildiğine dair protesto evrakları bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.
İstem, bonolara dayalı alacak nedeniyle talep edilen ihtiyati hacze ilişkindir. İhtiyati haciz isteyen banka, B... Holding A.Ş. tarafından düzenlenen ve Ökkeş'in kefil olarak gösterildiği bonoların lehdarı durumundadır. TTK'nun 691/1. maddesine göre, bir bonoyu tanzim eden kimse; tıpkı bir poliçeyi kabul eden gibi sorumludur. Ayrıca, bonoya tatbik olunacak hükümleri düzenleyen TTK'nun 690. maddesinin yaptığı atıf gereği aynı Yasanın 620. maddesi uyarınca ödeme için ibraz edilmeyen bir bonodan dolayı borçlunun 624. maddeye göre bono bedelini notere tevdi etme hakkı da bulunmaktadır. Bu nedenlerle, alacaklının bono borçlularına gidebilmesi için önceden protesto düzenlemesine gerek bulunmamaktadır. Buna göre, alacaklının vadesi geçmiş bonolar nedeniyle borçlular hakkında talep ettiği ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, açıklanan maddelere ve llK'nun ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen 257. maddesindeki hususlara uymayan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş olup, kararın ihtiyati haciz isteminde bulunan alacaklı yararına bozulması gerekmiştir...)
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı (İhtiyati Haciz İsteyen) Vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
istek, vadelerinde bedelleri ödenmeyen bonolara dayalı, ihtiyati hacze ilişkindir.
Yerel Mahkemece istek reddedilmiş, ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; Yerel Mahkemenin direnme kararı da ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir.
A-ÖN SORUN VE DEĞERLENDİRMESİ:
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, esasa geçilmeden önce, Yerel Mahkemenin, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararını bozan Özel Daire kararına karşı direnme hakkı bulunup bulunmayacağı hususu bir ön sorun olarak gündeme getirilmiştir. Bir başka anlatımla, Yargıtay Özel Dairesinin bozma kararının kesin olup olmadığının tartışılması istenilmiştir.
Bu yönde bir ön sorunun gündeme getirilmesinin nedeni, icra ve İflas Ka-nunu'nun ihtiyati haciz konusundaki 258. ve 265. maddelerinde yer alan düzenlemeler arasındaki farklılıktır.
İcra ve İflas Kanunu'nun "İhtiyati haciz karan" başlıklı 258. maddesi "İhtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri; hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.
Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir."
Hükmünü taşımakta iken;
17.07.2003 gün ve 4949 sayılı Kanunun 60. maddesiyle "İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı kanun yoluna başvurabilir." şeklindeki son fıkra eklenmiştir.
Yine, İcra ve İflas Kanunu'nun 265. maddesi "İhtiyati haciz kararına itiraz" başlığını taşımakta iken, anılan 4949 sayılı Kanun ile, başlığı "İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz" olarak değiştirilmiş; ayrıca madde metninde de değişiklikler yapılmıştır.
265. maddenin önceki ve değişikliklerden sonraki metinleri şöyledir:
Maddenin 18.02.1965 gün ve 538 sayılı Kanunun 105. maddesiyle değişik birinci fıkrası "İhtiyati haciz kararı temyiz edilemez. Ancak borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir."
Şeklinde iken,
4949 sayılı Kanunun 63. maddesi, bu fıkrayı
"Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir." Şeklinde değiştirmiş ve maddeye "Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir." şeklindeki ikinci fıkra ve ayrıca "İtiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulabilir. Yargıtay bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. Temyiz, ihtiyati haciz kararının uygulanmasını durdurmaz." şeklindeki son fıkra eklenmiştir.
Görüldüğü üzere, İcra ve İflas Kanununun 258. maddesi, ihtiyati haciz isteminde yetkili mahkemeyi ve esasları düzenlemekte, istemin reddi halinde alacaklının kanun yoluna başvurabileceğini öngörmektedir.
265. madde ise, ihtiyati haciz isteminin kabulü halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu karara itiraz edebilecekleri; itiraz üzerine verilen karara karşı temyiz yolunun açık bulunduğu, Yargıtay'ın temyiz incelemesi üzerine vereceği kararın da kesin olacağı hükmünü taşımaktadır.
Eş söyleyişle, 258. madde, ihtiyati haciz isteminin reddi halinde alacaklının; 265. madde ise, bu istemin kabulü halinde borçlunun ve menfaatleri ihlal edilen üçüncü kişilerin başvurabilecekleri yolları düzenlemektedir.
Önemle vurgulanması gereken yön, 258. maddede alacaklının ret kararına karşı kanun yoluna gidebileceğinin belirtilmesiyle yetinilmiş ve bu yola başvurulması halinde, Yargıtay'ca verilecek kararın kesin olup olmayacağı konusunda herhangi bir hüküm getirilmemiş olmasına karşın; 265. maddede, itirazın reddi kararının temyizi üzerine verilecek Yargıtay kararının kesin olduğunun açıkça belirtilmiş bulunmasıdır.
Kanun koyucunun, 265. maddede öngördüğü kesinliği (itirazın reddi kararının temyizi sonucunda verilecek Yargıtay kararının kesin olduğuna dair hükmü), eğer iradesi bu yönde oluşsaydı, 258. madde bakımından da öngörebileceği, buna hukuken ve kanun yapma tekniği açısından herhangi bir engel bulunmadığı kuşkudan uzaktır. Buna rağmen, her iki hüküm arasında açıklanan biçimde bir farklılık oluşturulması, kanun koyucunun tercihini bilinçli olarak bu yönde kullandığını göstermektedir.
Sonuç olarak, somut olaydaki gibi, ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının temyizi üzerine verilen Yargıtay Özel Dairesinin bozma kararı kesin değildir. Dolayısıyla, böylesi bir bozmaya karşı, yerel mahkemenin direnme kararı vermesi usulen mümkündür.
Ön sorun, 16.11.2005 günlü ilk görüşmede çoğunluk sağlanamaması üzerine, 23.11.2005 günlü ikinci görüşmede bu şekilde ve oyçokluğuyla aşıldıktan sonra, işin esası incelenmiştir.
B-ESASA YÖNELİK İNCELEME VE DEĞERLENDİRMESİ:
İşin esasına yönelik incelemede;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı (ihtiyati haciz isteyen) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma ilamında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 02-01-2008, 14:00   #12
OLCAYK

 
Varsayılan

Sn. Canan Timur, sunduğunuz karar keşideci ile ilgili, keşideciye karşı protesto çekilmese de takip yapılabilir, ihtiyati haciz talep edilebilir. Ancak protesto çekilmemiş bir bonoda cirantalara karşı müracaat hakkı kaybedilir.
Old 02-01-2008, 14:02   #13
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Aksini iddia etmedim zaten. Sadece bazı hakimler keşideciye karşı da ihtiyati haciz için protesto aramakta.
Old 02-01-2008, 14:03   #14
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Ayrıca soruyu yönelten arkadaşımız, ciranta var mı yok mu onu da belirtmemiş, genel olarak yazdığı için, genel bir cevap vermiştim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ödeme yasağı nedeniyle mahkemeye ibraz edilen çekin ibraz süresinin geçmesi Av. Mehmet Demirezen Meslektaşların Soruları 10 10-01-2010 18:36
Bono-tanzim Tarihi İle Pul Basım Tarihinin Çelişmesi- Def'iler.. Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 28 16-05-2009 14:10
vade tarihi açık bono düzenlenmesi yer-sub Meslektaşların Soruları 3 05-01-2008 01:47
Senette(bono) tanzim tarihi. Zülfikar Meslektaşların Soruları 3 07-03-2007 15:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05753994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.