03-06-2007, 10:57 | #1 |
|
değer üzerine
değer veririz herşeye. kediye,köpeğe, elb,seye, arabaya ve dostlarımıza, hayatımızdakı insanlara. ama bunu nasıl gösteriririz acaba? her an bilmeli ki bana ulaşabilir. gecenin bir yarısı aradığında neden aradın değil yapabileceğim birşey varmı diyeceğimi, yanında olacağımı bilmeli. yoksa canım sıkıldığında ona ulaşamayacaksam, ihtiyacım olduğunda yanımda olmayacaksa ne anlamı var ki? arkadaş, dost, sırdaş budur işte. insanların neden biri birini değilde kediyi, köpeği yada oyuncağı daha çok sevdiğini anlamaya başladım. zira onları hep yanlarında taşıyabilirler. ama ihtiyac duyduklarında arkadaşlarına ulaşamıyorlar. zira hepimiz çevermizdekileri nasıl mutlu edebilirz değilde çevermizdekilerden nasıl mutlu olabiliriz diye düşünüyoruz....
|
03-06-2007, 12:16 | #2 |
|
Av.Turan oldukça güzel bir konuya değinmişsiniz..Ben ailemi ve kan bağım olan diğer insanları bir tarafa koyarsam -ki onlar zaten hep yanımdalar- dost dediğimiz insanlar bakımından çok şanslı olduğumu düşünüyorum.
Çok sıkıntılı bir durumda kalsam -keza mutlu anlarımda da böyledir- ulaşabileceğim öyle sağlam dostlarım var ki..Özellikle de ''Başıma birşey gelse ilk O'nu ararım'' dediğim bir insan var ki, iki eli kanda da olsa mutlaka yanımda olur..THS vasıtasıyla O'na kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum Bunu tek taraflı düşünmüyorum elbette.Ben de o çok sevdiğim, çoğu kez planlarımı onlara göre şekillendirdiğim,bir süre görmediğimde özlediğim,hasretle sarılabildiğim canım dostlarım için çok şey yapabilirim..Çünkü biz yaklaşık 6-7 kişi olarak (en yakın olanların sayısıdır ) birbirimizin sadece iyi değil, kötü zamanında da en çok birbirimize güvenebileceğimizi biliyoruz.Sanırım bu sebeple çok sevdiğim bir hayvanım ya da oyuncağım olmadı Herkesin böyle dostlara sahip olmasını diliyorum..Vee sevdiklerime, hep yanımda oldukları için sonsuz kere teşekkür ediyorum İyi ki varsınız!!! |
03-06-2007, 14:02 | #3 |
|
Şu nokta çok önemli:Etrafımızadan önce kendimizi mutlu edebilmeliyiz.Ancak bu mümkün görünmüyor. Çünkü,Kendimizi çok değer biçiyoruz.Kendimizden bir türlü sıyrılamıyoruz.
Netice de tuvalet deliği yerine ana rahmine gidecek kadar şanslı veletleriz o kadar.Yani doğuştan değerli değiliz.yaptıklarımız değerimizi veren. Ne olduğumuzu bilirsek, ne yapacağımızı da biliriz.Kendimizin,benliğimizin evren karşısında bir hiç olduğunu görürsek; yaşadığımız an'ın sonsuzluğunu da anlarız. İşte bu noktadan sonra yaptığımız herşey bizi mutlu eder. Ve etrafımızı da mutlu ederiz. |
03-06-2007, 14:19 | #4 |
|
Her zaman için inandığım bir söz vardır; "İnsanlar yalnız doğar, yalnız ölürler."
Doğum ile ölüm arasındaki zaman diliminde sürekli birileriyle paralel yollarda ilerler, bu esnada o kimseleri tanırız ya da bazen tanıdığımızı sanırız. Ancak ne zaman yollarımız ayrılsa, o zaman çıkar ortaya bencil olup olmadığımız. Gerçi insan doğası gereği bencil bir varlıktır... Bu nedenle zaten "Gözden ırak olanlar gönülden de ırak olur." Yalnız kaldığımız yolumuzda sürekli dayanabileceğimiz bir omuz arar, bir insanın varlığına ihtiyaç duyarız. Oysa ki bilsek ve kabullensek bu yolculuğun her aşamasında yalnız olduğumuzu, belki daha az kırılır, daha az üzülürüz başımıza geldiğine inandığımız "dost ihanetleri"'ne... Oysa herkesin yürümesi gereken bir yolu vardır. Sadece zaman zaman çatışır veya paralel olarak ilerler yollar. "Yanımızda olması" karşılığını beklemeden yaklaşırsak insanlara, hatta beklentisiz olabilirsek insanlara verdiğimiz değerler daha gerçekçi olacaktır. Belki de bütün farklılıklarımıza rağmen bir bütün olduğumuzu kabullenerek bakmalı bu duruma... Hepimiz birtakım yollarda yürümek üzere geldik sanki dünyaya... Olaylar, etkiler, sonuçlar bile farklı farklı olsa da, hepimiz yalnız doğduk, yalnız öleceğiz sonuçta... Belki de sadece bu yüzden olduğu gibi görüp, kabullenip insanları; oldukları gibi sevmeli ve bizlere olan davranışları için değil de, sadece "insan" oldukları için değer vermeli insanlara... Bu verilen değeri gösterme olayına gelince... Sanırım en zoru da bu. Çünkü insanlar kendi baktıkları açıdan tartıyorlar herşeyi... Yaptığımız hareketlerde "ben olsaydım ne yapardım?" diye düşündükten sonra, sizin de bu yönde hareket edeceğinizi sanıyorlar. Oysa insanlar farklı etkilerin şekillendirmesiyle farklı farklı davranışlar sergilemektedirler. Örneğin ben değer verdiğim kimselere sıcak samimi davranamazken, bir başkası öpüp sarılmadan duramaz belki de... Ben değer verdiğimi göstermek için dinlerim insanları... En çok ihtiyacımız olanın bu olduğuna inanıyorum çünkü... |
03-06-2007, 21:00 | #5 |
|
yalnız olmadığımıza dair
Unutma Dostumsun
Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam Her akşam bir mektup yazarım dağlar kadar Meşeler göğermiş diyorsun, varsın göğersin Anlamını yitiren bir şeyler mi var şimdilerde Yazdığım şiirlere yabancıyım, sokaklara yabancıyım Taşı delemiyor bir çığlık ve apansız Su oluyorum ipince, kendime sızıyorum Dünya yetmiyor bazan, bırakıp gidebilir miyim? Kuşları ürkütülmüş bir dal gibiydin, öylesine mahzun! Efkar da yakışırdı sana, ilk kadeh kekik kokardı Unutalım mı şimdi kente indiğimiz o ilk günü Sabahlara kadar okuduğumuz o kitapları Sabahlara kadar düşüncelerimizde yaşattığımız hayallerimizi Kar aydınlığında yürüdüğümüz o yolları Sen dostumdun benim gülünce güneşler açan Bulutlara rüzgara asarım suretini her akşam Her akşam mektup yazarım dağlar kadar Kayıp bir adresten geliyor sesin şimdi, üşüyorsun Unutma dostumsun sen, neredeysen orda ölmek isterim! Ahmet Telli Sevgili Ahmet Telli'nin şiiri hislerimize tercüman olmaktadır. İnsan doğuştan yalnız değildir.Yanıbaşında anneciği vardır ve bir topluluk içine doğar.İnsanı yalnızlaştıran yaşam koşullarıdır.Paylaşmanın dayanışmanın eksik olduğu kazanmalısın yaşamalısın öne geçmelisinler dünyasının bir hediyesidir insanlığa yalnızlık. |
03-06-2007, 22:47 | #6 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
02.01.2003'te başka bir foruma yazmışım. Mesajı okuyunca aklıma geldi |
11-06-2007, 18:20 | #7 |
|
hayatta insan yalnız olmamalı. yalnızlık Allaha mahsustur. çevreden gerçekten değer verdiğin, ama o değeri hak eden dostlar olmalı. eğer gerçekten dostun varsa ne mutlu sana. sen onun için ölmeği düşünürken o senin için ölebilmeli. ama sende o değeri haketmelisin. işte asıl sorun da burada... zor zamanında etrafında kimseyi bulamazsın. ama geniş zamanda herkes dosttur. sıkışınca seni arayan, ama ferah zamanında seni pek hatırlamayan yada sadece lafta hatırlayanlar acaba gerçekten arkadaş mıdır. böyleleriyle arkadaşlığın devam etmesinde mana var mıdır???
|
15-01-2008, 00:43 | #8 |
|
Yazarın biri tanıdığı, arkadaşı, dostu şu ölçütlerle değerlendirir.
Karşılaştığınızda konuşmanız "nasılsın, iyi misin?" den öte gitmiyorsa o tanıdığınızdır. Karşılaştığınızda geçmiş günleri yadediyorsanız, o sizin arkadaşınızdır. Karşılaştığınızda kaldığınız yerden devam ediyorsanız o sizin dostunuzdur. Sizi ziyarete geldiğinde "ne zaman gidecek diye bekliyorsanız" o tanıdığınızdır. sizi ziyarete geldiğnde,"bende onu ziyaret etmeliyim" diyorsanız o sizin arkadaşınızdır. kimin kime ne zaman gelip gittiği belli değilse o sizin dostunuzdur. Dilerim çevrenizde hep dost yürekler olur ve bunalan yüreğiniz dost yüreklerde yankılanarak huzur bulur. |
15-01-2008, 08:13 | #9 | |||||||||||||||||||
|
"Dost, arkadaş"="İhtiyaçları karşılayan kişi" midir? |
15-01-2008, 10:51 | #10 |
|
İnsan zayıf anlarında kendine uzanan elleri asla unutmaz.
Dost yürekli insanlar zayıf anlarımızda yanıbaşımızda olanlardır. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Gayrimenkulde gerçek değer ile tapuda gösterilen değer arasındaki fark | Av.Dostum | Meslektaşların Soruları | 2 | 08-03-2007 17:12 |
maddi hasarlı kaza- değer kaybı | Nuriye Değer | Meslektaşların Soruları | 2 | 19-02-2007 03:58 |
Borçluya ait apartmana değer kazandırma | av.beyşehirli | Meslektaşların Soruları | 0 | 12-01-2007 11:50 |
Katma Değer Vergisi | katilla | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 19-04-2004 08:25 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |