Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Ceza Yargılamasında Matbu Tutanaklar

Yanıt
Old 31-07-2007, 08:53   #1
Ceza HÇG

 
Varsayılan Ceza Yargılamasında Matbu Tutanaklar

Değerli THS ve Ceza HÇG üyeleri;

Çalışmalarına ve kaynak toplamaya uzun bir zaman önce başladığımız, ancak üyelerimizin de geçerli sebepleriyle toparlanması biraz zaman alan 'Matbu Tutanaklar' konusu ile ilgili çalışmamızı bitirdik. Gerek bu çalışmada gerekse diğer Ceza HÇG çalışmalarında yoğunluklarına rağmen desteklerini esirgemeyen ve katkı yapan üyelerimize sonsuz teşekkürler..

Matbu Tutanaklar konusunda özellikle gönderdiği kaynaklarla yardımcı olan Sayın kowalevski, Sayın Ordinaryus ve kaynakları düzenleyerek yayına hazırlayan Sayın Zafer Tunca'ya Ceza HÇG olarak minnettarız..

Daha güzel çalışmalarda buluşmak ümidiyle..

Ceza HÇG adına Seyda Kibar
Old 31-07-2007, 08:56   #2
Ceza HÇG

 
Varsayılan Matbu Tutanaklar

GİRİŞ


Usul hukukuna ilişkin kanun değişikliklerinden sonra, yeni kanun uyarınca gerçekleştirilmesi gerekli prosedürün uygulanabilmesi ve hataların azaltılması amacıyla, yönetmelikler çıkmakta, bu yönetmeliklerde ekler yer almaktadır. İlk bakışta çok yasal ve zorunlu gözüken bu durum ceza hukuku özelinde farklı bir boyut kazanır. Bazı Yargıtay kararlarına dahi yansıyan –matbu formlar- meselesinin aslen temel taşlarından biri olan bu konu, kanunun uygulanması olarak karşımıza çıktığından bir çok kere göz ardı edilir. Evet, matbu tutanaklar, özellikle soruşturma safhası açısından hukukçu olmayanların (kolluk görevlilerinin) hukuki prosedürü yürütme görevini düzgün işletmeleri açısından tasarlanan formlardır. Ancak (genelde) kanuna uygun olarak, yönetmeliklerle üretilen bu formlar, yanlış uygulamalar sonucu, hukuka aykırı delil niteliği kazanabilmekte, ve belgelediği durum yok sayılabilmektedir.

Şimdi 5271 say. Yeni CMK kapsamında uygulamaya konulan (soruşturma makamlarınca kullanılan) matbu formlar ve bu formaların nasıl ve neden hukuka aykırı delil niteliği kazandığı konusuna gelmek istiyorum.

Bazı matbu form örnekleri:

TC.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
ŞÜPHELİ VE SANIK HAKLARI FORMU

Formun başında tüm formlardaki gibi şahsın kimlik bilgileri vs. var. Formun matbu kısmı şöyle başlıyor:
………… suçundan dolayı yakalandınız.
Yürürlükteki mevzuata göre aşağıdaki haklarınız bulunmaktadır.

1. kimliğiniz ile ilgili sorulara doğru cevap vermek zorundasınız. Kimliğinizle ilgili bilgileri vermemeniz veya yanlış bilgi vermeniz suç teşkil edecektir.

2. isnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmama, yani susma hakkına sahipsiniz.

3. yakalandığınızı ve/veya gözaltına alındığınızı yakınlarınıza veya belirlediğiniz bif kişiye haber verme hakkınız vardır. Haber vermek istediğiniz yakınınıza veya Büyükelçiliğinize/Konsolosluğunuza durum derhal bildirilecektir.

4. aleyhinize var olan şüpheleri ortadan kaldırmak için lehinize olan hususları öne sürebilirsiniz.

5. müdafi tayini hakkınız vardır. Müdafi tayin edebilecek durumunuz yoksa baro tarafndan tayin edilecek bir müdafiin hukuki yardımından yararlanabilirsiniz. Müdafi ile görüşme ve konuşma hakkınız vardır. Müdafiiniz, ifade alma esnasında hazır bulunabilir.

6. yakalama, gözaltına alma işlemine veya gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin c.savcısının yazılı emrine karşı hemen serbest bırakılmanızı sağlamak için Sulh Ceza Hakimine başvurabilirsiniz.

İsnat edilen suçla ilgili olarak tarafıma okunan ve form olarak bir nüshası verilen haklarımın neler olduğunu anladım(formun orijinalinde bu iki satırın altı çizik değildir).
İmza

Yukarıda adı ve açık kimliği yazılı şüpheli/sanığa isnat olunan suçla ilgili haklarını açıkladım ve kendisi tam anlamıyla anlayarak imzaladı/imzadan imtina etti, formun bir nüshası kendisine verildi.

Görevlinin bilgileri ve imzası



*Bu form YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİNİN EKİDİR.

Bu formun yakalanan kişilere satır satır okunması, anlatılması, bir nüshasının verilmesi gerekiyor ve bunun ilk işlem olarak yapılması şart. Çünkü hakların hatırlatılması hukuka uygun işlemlerin temeli. Peki bu formun öngördüğü prosedür, sadece altının imzalanmasına indirgenirse, bundan sonra alınacak ifade hukuka uygun ve delil niteliğini haiz olur mu?




“İSNAT EDİLEN SUÇLA İLGİLİ VERDİĞİ İFADE” TUTANAĞI

1.Cümle-ŞÜPHELİ/ SANIK SÖYLÜYOR: CMK ilgili madde gereğince haklarım bana tekrar hatırlatıldı, haklarımı anladım.

İfade tutanağının en alt kısmı:
Ø İfade verme sırasında CMK 147. maddede öngörülen işlemlerin tümü yerine getirildi( cümlenin sonunda bir kutu ve içinde onay işareti var).
Ø İfade verme sırasında CMK 147. maddede öngörülen işlemlerin tümü yerine getirilemedi(cümlenin sonunda bir kutu ve içi boş).
Ø CMK 147. maddede yerine getirilemeyen işlem ve nedeni( bu cümlenin sonunda ise yaklaşık bir satır bir boşluk var. Anlaşılan yerine getirilemeyen işlem olacağı hiç olası görülmemiş ki, yeterli boşluk bırakılması bile gerekli görülmemiş).


…CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ŞÜPHELİ İFADE FORMU
Kimlik bilgileri ve bazı diğer bilgilerden sonra ifade formunun ilk cümleleri şöyle:

CMK’ nun 147. maddesi gereğince şüphelinin kimliği saptandıktan ve kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlü olduğu hatırlatıldıktan sonra kendisine yüklenen suç anlatıldı.

Müdafi seçme hakkının bulunduğu ve hukuki yardımından yararlanabileceği, müdafiin ifadesinde hazır bulunabileceği kendisine bildirildi. Müdafi seçebilecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde kendisine baro tarafından bir müdafi görevlendirileceği hatırlatıldı. Yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu söylendi. Şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılarak kendisini aleyhine var olan şüphe sebeplerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürme olanağı bulunduğu bildirildi.
………………………….
CMK 147. maddedeki işlemler yerine getirilmekle tutanak içeriği şüpheli ve müdafi tarafından okundu, tutanak birlikte imza altına alındı.

….CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI GÖZALTINA ALMA KARARI

gözaltında tutacak birim:
birimin yazısı:
şüphelinin kimliği:
yüklenen suç:
göz altı süresi:
1. aleyhindeki delil ve emareler, yüklenen suçun özelliği, kaçma ve delilleri yok etme ihtimali, soruşturmanın ikmali için gereken süre nazara alınarak; CMK 91. maddesine göre yukarıda açık kimliği yazılı şüphelinin belirtilen süreyle gözaltına alınmasına karar verilmiştir.

2. ……

3. TC. Anayasası’ nın 19. maddesi, CMK’ nun 95. maddelerine göre şüphelinin gözaltına alındığının bir yakınına veya belirlediği bir kişiye ( gözaltına alınma kararını yerine getirecek polis birimince) bildirilmesi uygun görülmüştür.

Gözaltına alma kararındaki altı çizili ifadelere dikkat edilmesi gerekiyor. Aynı ifadelerin ileriki aşamalarda çeşitli kararlarda ve ne kadar benzer bir şekilde kullanıldığı gerçekten dikkate değer. İşte matbu olma ve ne olayın ne de sujelerin özelliklerinin dikkate alınmaması bu temelden ortaya çıkıyor.


Soruşturma aşamasında bir çok işlem-delil bu şekildeki formların boşluklarının doldurulması ya da yazıcıdan çıktısı alınarak altının imzalatılması suretiyle tamamlanıyor.

Bunun yanında, çoğunlukla, olayın taraflarında birden fazla kişi birlikte yer alıyorsa, birinin verdiği tatmin edici ifade, sadece ufak değişiklikler, isim düzeltmeleri gibi oynamalarla diğerinin ifadesi/beyanı gibi düzenlenebiliyor…

Duruşma tutanaklarında da, bazı konularda aynı ifadelerin matbu olarak kullanıldığı uygulamada rastlanan bir durum. Özellikle ceza avukatları açısından tutuklama koruma tedbirinin gerekçelendirilmesi hususu hep bir tartışma konusu.

….SULH CEZA MAHKEMESİ SORGU ZAPTI
………C.savcılığının yazı ve ekleri okundu(?). şüpheliye atılı suç anlatıldı. CMK 147. md’ deki yasal hakları hatırlatıldı (bu başlı başına bir bozma nedeni. Yasal hakları hatırlatıldı demek yetmiyor. Ne hatırlatıldı belirtilmeli). Savunmada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu keza hatırlatıldı. Şüpheli haklarını anladığını, savunmasını müdafi huzuru ile kendisinin yapacağını beyan etti.
…………
Gereği Düşünüldü:

Şüpheliye atılı suçun niteliği, atılı suç için kanunda öngörülen ceza süresi, soruşturma evrakı içeriğinde bulunan müştekinin,………nın ifadeleri göz önüne alındığında şüphelinin savunmasının olayın oluş şekline uygun olmaması(?) nedeniyle serbest bırakıldığında kaçma ihtimalinin ve deliller üzerinde baskı girişiminde bulunabileceği ihtimalinin bulunması, soruşturma evrakı içeriğine göre atılı suçu işlediğine dair, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösterir olguların bulunması hususları göz önüne alınarak CMK’ nun 100 ve devamı maddeleri uyarınca TUTUKLANMASINA………karar verildi.

İtiraz üzerine, AYNI SULH CEZA MAHKEMESİ TUTUKLULUK KARARINI GÖZDEN GEÇİRİYOR:
…………
Evrak incelendi.
Gereği düşünüldü:

Üzerine atılı suçun niteliği, atılı suçun kanunda öngörülen ceza süresi, bırakıldığında kaçma ihtimalinin olması, şüphelinin delilleri yok edeceğine, mağdur, tanık ve başkaları üzerinde baskıda bulunma ve delilleri karartma hususunda kuvvetli şüphenin bulunması, mevcut delil durumunda ve tutuklama sebeplerinde herhangi bir değişikliğin olmaması ve şüphelinin tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak, şüpheli müdafiinin itirazının reddine…

SULH CEZA MAHKEMESİNİN TUTUKLAMA KARARINA İTİRAZ SONUCU İTİRAZI İNCELEYEN ASLİYE CEZA MAHKEMESİNİN KARARI:

Sulh ceza mahkemesinin ……sayılı kararında yasaya aykırı bir yöne bulunmadığı, atılı suçun niteliği, atılı suça ceza kanununda öngörülen ceza süresi, kaçma ihtimali ve delillerin karartılması durumu göz önüne alınarak şüpheli müdafiinin itirazının REDDİNE…

TENSİP ZAPTINDA AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN TUTUKLULUK HALİ HAKKINDAKİ KARARI:

Suçun vasıf ve mahiyeti, delil durumu, suçun önemi, kaçma şüphesi altında olması nazara alınarak tutuklu sanık…nın tutukluluk halinin devamına……

Tüm bu verileri bir arada değerlendirdiğimizde şu sonuçlara ulaşabiliriz;

1. Matbu tutanaklar, ceza yargılamasının her aşamasında karşımıza çıkan bir sorundur.

2. Tutanakların matbu olması demek, yalnızca önceden hazırlanmış birbirinin aynısı tutanaklar demek değildir.

3. Karar verilirken, kanuni kalıplar tekrar edilerek, olayın somut özelliklerine değinmeyen tek düze kararlar matbu tutanaklar gibi değerlendirilmelidir.

4. İş yükü nedeniyle kaçınılmaz olduğu bilinen, “dosya içeriği ve evraklar incelendi, okundu” ve “şüpheliye/sanığa hakları anlatıldı, -açıkça anladım- dedi” şeklinde, ilk cümleleri sadece bir alışılagelmiş usul içinde yazdırılan duruşma zabıtları matbu tutanak hükmündedir. Yasaya aykırıdır, bozma nedenidir (haklar hatırlatılmadığı için). Bu usule daha pratik bir çözüm kanun koyucu tarafından getirilmeli ve adaletin aktörleri hukuksuzluğa itilmemelidir.

5. Matbu tutanaklar sorunu ceza yargılama mekanizmasının en büyük sorunlarından biri olmaya layıktır. Zira hukuka aykırı delil değerindedirler! Bu durum ekseriyetle temyiz sebebi yapılacak ve bu, birkaç cesaret verici Yargıtay içtihadından sonra bir furyaya dönüşecektir. Peki bunun faturası ne olacak? İş yükünün artması, adaletin iyiden iyiye topallaması, zaman, masraf ve en önemlisi halkın adalete güveninin kaybı, zamanaşımından düşen davalar, elde edilme imkanı varken hukuka aykırı olarak elde edildiği için kullanılamayan deliller, bunun sonucu olarak sokakta dolaşmaya hak kazanan suçlular, yeni mağdurlar ve sürekli artış gösteren suç eğilimi, caydırıcılığın azalması……

Tüm bu sonuçları bir arada değerlendirince, akla gelen yegane şey şu olmalıdır:

Bu ne kolluğun, ne cumhuriyet savcılarının, ne hakimlerin ne de avukatların içinden tertemiz sıyrılabileceği bir konu değildir. Konu basit gözükmekle birlikte açacağı dertler ortadadır. Bu konuda herkes üzerine düşen fedakarlığı göstermelidir. Kimsenin topu birbirine atacak lüksü yoktur.

Adalet mekanizmasının 3 ayağı vardır : İddia, savunma ve karar. Bu ayaklardan birindeki aksaklık, diğer ayakların altından kalkamayacağı sorunları doğurur. Buna göre hareket edilmeli ve bu 3 makam da, her konuda olması gerektiği gibi bu konuda da üstüne düşen görevden kaçmamalıdır.


Ceza Yargılamasında ‘Matbu Tutanaklar ve Duruşma Tutanakları’ Konusu İle İlgili Kararlar :


** Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.5.l992 tarih 1992/8-141-165 sayılı içtihatları uyarınca, her davanın duruşması için ayrı tutanak düzenlenmesi sadece taraf aleniyeti değil kamu aleniyetinin de güvencesi olmakla, matbu duruşma tutanakları düzenlenmesinin Ceza Muhakemesi Kanununun 219, 221, 231 ve 232 inci maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden, bu şekildeki oturum tutanaklarının tanziminden kaçınılması gerekmektedir.

** T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2005/9853

K. 2005/18397

T. 7.12.2005

• GEREKÇELİ KARAR BAŞLIĞI ( Suçun İşlendiği Yer ve Zaman Diliminin Yazılmaması - Yasaya Aykırılığı )

• SUÇUN İŞLENDİĞİ YER VE ZAMAN DİLİMİ ( Gerekçeli Karar Başlığında Yazılmamasının Yasaya Aykırılığı )

• İHBAR TUTANAĞI İLE OLAY TUTANAĞINDAKİ İHBARA İLİŞKİN FARKLILIK ( Tutanak Düzenleyiciler Dinlenilerek Giderilmesi Gereği )

5271/m.232/2-c


ÖZET : 1- 5271 sayılı CMK.nun 232/2-c. maddesi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği yer ve zaman diliminin yazılmaması, Yasaya aykırıdır.
2- Karar içeriğinde gösterilen gerekçeye göre; dosya içerisinde mevcut ihbar tutanağı ile olay tutanağındaki ihbara ilişkin farklılık dikkate alınarak, ihbar tutanağı ile olay tutanağını düzenleyen tutanak düzenleyiciler dinlenilerek eksiklik giderilmelidir.


DAVA : Teşekkül halinde uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan sanıklar Abdusselam, Murat hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılama sonunda, 01.07.2005 tarih ve 2004/423 esas 2005/151 karar sayı ile 5237 sayılı TCK hükümleri ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği; sanıklar müdafii tarafından hükmün süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığı'nca onama isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 06.10.2005 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı; gereği görüşülüp düşünüldü:


KARAR : 1- 5271 sayılı CMK.nun 232/2-c. maddesi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği yer ve zaman diliminin yazılmaması,
2- Karar içeriğinde gösterilen gerekçeye göre; dosya içerisinde mevcut ihbar tutanağı ile olay tutanağındaki ihbara ilişkin farklılık dikkate alınarak, ihbar tutanağı ile olay tutanağını düzenleyen tutanak düzenleyiciler dinlenilerek sanık Murat hakkında suça ilişkin bilgi sahibi olunup olunmadığı belirlenip eksiklik giderildikten sonra sanık Murat'ın ve dolayısıyla lehe kanun uygulaması açısından diğer sanık Abdusselam'ında hukuki durumlarının yeniden takdir ve değerlendirilmesi yerine eksik soruşturmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi,


SONUÇ : Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



** T.C.

YARGITAY

CEZA GENEL KURULU

E. 2006/3-173

K. 2006/169

T. 27.6.2006

• KANUN YOLUNA BAŞVURU HAKKI ( Süresi ve Merciinin Bildirilmemesi Kararda Gösterilmemesi Eski Hale Getirme Nedeni Olduğu )

• ESKİ HALE GETİRME ( Kanun Yoluna Başvuru Hakkı Süresi ve Merciinin Bildirilmemesi Kararda Gösterilmemesi Eski Hale Getirme Nedeni Olduğu )

2709/m. 36, 40

5271/m. 34, 40, 231, 232.


Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi/m. 6


ÖZET : Anayasa'nın 40. maddesine göre, Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini bildirmek zorundadır. Ceza Muhakemesi Kanunu da kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi ve merciin belirtilmesi gerektiğini hükme bağlamaktadır. Hüküm fıkrasında, verilen kararın ne olduğu, uygulanan kanun maddeleri, verilen ceza miktarı, kanun yollarına başvuru hakkı olup olmadığı, başvuru olanağı varsa süresi ve mercii kuşkuya yer olmayacak şekilde açıkça gösterilmelidir. Hüküm tefhim edilirken de başvurulacak kanun yolu, süresi ve mercii açıklanmalıdır. Kusuru olmaksızın bir süreyi geçirmiş olan kişi, eski hale getirme talebinde bulunabilir. Kanun yoluna başvuru hakkı, süresi ve mercii kendisine bildirilmeyen kimse de kusursuz sayılacağından bu durum eski hale getirme nedenidir.



** T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2004/24359

K. 2005/19605

T. 26.12.2005

• SANIĞIN BABA ADININ İDDİANAMEDE VE GEREKÇELİ KARARDA YANLIŞ YAZILMASI ( Duruşma Tutanağının İçeriğine Aykırılık - Bozma Nedeni )

• SANIĞIN MÜDAFİLERİNİN BULUNMADIĞI CELSEDE KARAR VERMEK ( Savunma Hakkının Kısıtlanması - Yasaya Aykırılığı )

• BİLİRKİŞİYE YEMİN VERDİRİLMESİ ( Keşif Tutanağında Beyanı Hükme Dayanak Yapılan - Yemin Verdirilen Kısmın Önceden Matbu Şekilde Hazırlanmasının Yasaya Aykırılığı )

• KEŞİF TUTANAĞI ( Beyanı Hükme Dayanak Yapılan Bilirkişiye Yemin Verdirilmesi - Yemin Verdirilen Kısmın Önceden Matbu Şekilde Hazırlanmasının Yasaya Aykırılığı )

1412/m. 72, 141, 265, 266/1

5271/m. 64/6, 151, 221/b


ÖZET : Sanık Z.'nin baba adının iddianamede ve gerekçeli karar başlığında yanlış yazılması suretiyle CMUK'nın 265. ( CMK'nın 221 ) maddesinin ihlal edilmesi, CMUK'nın 141. ( CMK'nın 151 ) maddesinde müdafii duruşmada hazır bulunmadığı takdirde mahkemece derhal bir müdafi tayin edilebileceği ve duruşmanın talikine karar verilebileceği hükmüne rağmen bu hususa riayet edilmeyerek sanıkların müdafilerinin bulunmadığı celsede hüküm verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Keşif tutanağında beyanı hükme dayanak yapılan bilirkişiye yemin verdirilen kısmın önceden matbu şekilde hazırlanması suretiyle CMUK'nın 72 ve 266/1. ( CMK'nın 64/6 ve 221/b ) maddelerine aykırı davranılması, bozmayı gerektirir.


DAVA : Hırsızlık suçundan sanıklar S. ve Z. hakkında K. 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 31.11.2003 tarih ve 2001/1351 esas, 2003/766 karar sayılı mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanıklar tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 06.11.2004 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:


KARAR : 1- Sanık Z. 'nin baba adının iddianamede ve gerekçeli karar başlığında yanlış yazılması suretiyle CMUK'nın 265 ( CMK'nın 221 ) maddesinin ihlal edilmesi,
2- CMUK'nın 141 ( CMK'nın 151 ) maddesinde müdafii duruşmada hazır bulunmadığı takdirde mahkemece derhal bir müdafii tayin edebileceği ve duruşmanın talikine karar verilebileceği hükmüne rağmen bu hususa riayet edilmeyerek sanıkların müdafilerinin bulunmadığı celsede hüküm verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3- Keşif tutanağında beyanı hükme dayanak yapılan bilirkişiye yemin verdirilen kısmın önceden matbu şekilde hazırlanması suretiyle CMUK'nın 72 ve 266/1 ( CMK'nın 64/6 ve 221/b ) maddelerine aykırı davranılması,
5328 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5349 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca; sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,


SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, bozmadan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı CMUK'nın 325. maddesi uyarınca hükmü temyiz etmeyen sanıklar M., H. ve M. 'un da yararlanmasına, 26.12.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



** T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2005/3055

K. 2006/119

T. 23.1.2006

• HIRSIZLIK SUÇU ( Aslına Uygunluğu Onaylanmamış Hazırlık İfade Tutanağının Hükme Esas Alınamayacağı )

• ASLINA UYGUNLUĞU ONAYLANMAMIŞ HAZIRLIK İFADE TUTANAĞI ( Hükme Esas Alınamayacağı )

• OLAY YAKALAMA VE ZAPTETME TUTANAĞININ HÜKME ESAS ALINAMAMASI ( Hırsızlık Suçundan Açılan Dava Dosyasında Yer Alan Tutanağın Aslına Uygunluğunun Onaylanmamış Olması )

1412/m.161

5271/m.169,219


ÖZET : Dosyada aslına uygunluğu onaylanmamış sanığın hazırlık aşamasında alınan ifadesi ile olay, yakalama ve zaptetme tutanağının hükme esas alınması suretiyle 1412 sayılı CMUK'un 161. maddesine ( CMK'nın 169. ve 219. maddelerine ) aykırı davranılması bozmayı gerektirmiştir.
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık Ö. hakkında Ü. 3. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 18.12.2003 tarih ve 2002/58 esas, 2003/1747 karar sayılı mahkumiyet kararı verildiği; hükmün sanık tarafından süresi içinde temyiz edildiği; Yargıtay C. Başsavcılığınca bozma isteğiyle dava dosyasının tebliğname ekinde 15.02.2005 tarihinde Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : 1-
Dosyada aslına uygunluğu onaylanmamış sanığın hazırlık aşamasında alınan ifadesi ile olay yakalama ve zaptetme tutanağının hükme esas alınması suretiyle 1412 sayılı C.M.U.K.nın 161. maddesine ( 5271 sayılı C.M.K.nın 169. ve 219. maddelerine ) aykırı davranılması,
2- 5328 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5349 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca; sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, bozmadan 5320 sayılı Kanun'un 8/1. ve 1412 sayılı C.M.U.K.nın 325. maddesi uyarınca temyiz etmeyen sanık O.'nun da YARARLANMASINA, 23.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



** T.C.

YARGITAY

10. CEZA DAİRESİ

E. 2004/3524

K. 2005/13405

T. 18.10.2005

• HIRSIZLIK SUÇU ( Sanığın Yolda Karşılaştığı ve Tanımadığı Kaçan Diğer Sanığa İsteği Üzerine Televizyonu Taşıma Konusunda Yardımcı Olduğuna İlişkin Savunmasının Görgü Tanıklarıyla Yüzleştirmek Suretiyle Araştırılması Gereği - Bilirkişinin Kimlik Tesbiti ve Yemininin Verilmesine İlişkin Tutanağın )

• KEŞİFTE DİNLENEN BİLİRKİŞİNİN KİMLİĞİNİN TESBİTİ VE YEMİNİNİN VERİLMESİNE İLİŞKİN TUTANAK KISMININ MATBU OLARAK HAZIRLANMIŞ OLMASI ( Usule Aykırılık Oluşturması ve Bozma Sebebi Olması )

• BİLİRKİŞİNİN KİMLİK TESBİTİ VE YEMİNİNİN VERİLMESİNE İLİŞKİN TUTANAK KISMININ MATBU OLARAK HAZIRLANMIŞ OLMASI ( Usule Aykırılık Oluşturması ve Bozma Sebebi Olması )

MATBU TUTANAK KULLANILMASININ USULE AYKIRI OLMASI ( Keşifte Bilirkişinin Kimliğinin Tesbiti ve Yemininin Verilmesine İlişkin Tutanak )

1412/m.72,264

5271/m.64/6,219


ÖZET : Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında, kaçan diğer sanığa yolda rastladığını, isteği üzerine suça konu televizyonu taşımasına yardım ettiğini ancak hırsızlık suçuna katılmadığını beyan etmesi, müştekinin de mahkemeye verdiği dilekçede sanığın suçsuz olduğunu, hırsızlık eylemini yapan şahısları komşuları C. ve A.nın gördüğünü bildirmesi karşısında; anılan tanıklar dinlenerek ve sanıkla yüzleştirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir. Keşifte dinlenen bilirkişinin kimliğinin tespit edilip yemininin verildiği bölümün önceden kopyalı olarak hazırlanması suretiyle CMUK'nın 72. ve 264. ( CMK'nın 64/6. ve 219. ) maddelerine aykırı davranılması, kanuna aykırıdır.
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık F .nin yapılan yargılanması sonunda; mahkumiyetine ilişkin G. 3. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 14.04.2003 gün ve 2002/896 esas, 2003/378 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma isteyen tebliğnamesi ile 16.03.2004 tarihinde Daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:
KARAR : 1- Sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında, kaçan diğer sanığa yolda rastladığını, isteği üzerine suça konu televizyonu taşımasına yardım ettiğini ancak hırsızlık suçuna katılmadığını beyan etmesi, müştekinin de mahkemeye verdiği dilekçede sanığın suçsuz olduğunu, hırsızlık eylemini yapan şahısları komşuları C. ve A.nın gördüğünü bildirmesi karşısında; anılan tanıklar dinlenerek ve sanıkla yüzleştirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Keşifte dinlenen bilirkişinin kimliğinin tespit edilip yemininin verildiği bölümün önceden kopyalı olarak hazırlanması suretiyle CMUK'nın 72. ve 264. maddelerine ( 5271 sayılı CMK'nın 64/6. ve 219. maddeleri ) aykırı davranılması,


SONUÇ : Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 18.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 01-08-2007, 02:10   #3
AV.ZAFER TUNCA

 
Varsayılan faydalı olması dileğimizle

Sevgili ve saygı değer koordinatörümüz ve aynı zamanda sayın yöneticimiz Seyda Hanım sayesinde, grup üyesi vefalı arkadaşlarımızın da büyük katkısı ile Ceza HÇG olarak sonunda faydalı olmasını umduğumuz bir çalışmaya imza atmanın sevincini yaşıyoruz. Emeği geçen herkese teşekkür eder, okuyucularımızın beğenmelerini dilerim...
Saygılarımızla...
Old 02-08-2007, 21:22   #4
kowalevski

 
Varsayılan

Çalışma gerçekten hoş olmuş.Katkı sağlayan herkese teşekkürler.Sayın Koordinatöre de nazik mesajı için ayrıca teşekkürler.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ceza Yargılamasında Birden Fazla Ceza Artırım Sebebi uygulanabilir mi avmehmetkaramanli Meslektaşların Soruları 3 23-05-2008 09:51
ceza yargılamasında usuli müktesep hak Nesrin D. Meslektaşların Soruları 2 28-11-2006 19:53
Şikayetten Vazgeçmenin Ceza Yargılamasında Ki Yeri. Av.Fahri ALİMOĞLU Hukuk Sohbetleri 2 10-08-2006 23:44
Memur Yargılamasında Ceza Zaman Aşımı. Mustafa Hukuk Soruları Arşivi 1 18-02-2002 20:25


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08240891 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.