Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tanık Dinletmekten Vazgeçmeden Sonra Tanık Dinletme İsteği

Yanıt
Old 13-03-2009, 11:24   #1
Kemosabe

 
Varsayılan Tanık Dinletmekten Vazgeçmeden Sonra Tanık Dinletme İsteği

İyi günler değerli meslektaşlarım;açılan boşanma davasında taraflar velayet haricindeki her türlü konuda anlaşmaya vardılar.Davacı tanık bildireceğini,davalı ise tanık dinletmek istemediğini,tanık deliline dayanmaktan vaz geçtiğini duruşmada beyan etti.Davacı tanıklarının dinlendiği duruşmada davalı taraf ta tanık bildirmek istediğini beyan etmiştir.Davalının en son beyanını nasıl değerlendirirsiniz?Davacı tarafın muvafakatı ile davalı tanık dinletebilir mi?Yoksa vaz geçtiğini söylediğinden artık tanık deliline dayanamaz mı?Cevap verecek olan meslektaşlarıma şimdiden çok teşekkür ediyorum.Saygılarımla.
Old 13-03-2009, 11:49   #2
qendal21

 
Varsayılan

selamlar;
tanık delilinden vazgeçmeniz durumunda karşı tarafın muvafakatı olmaksızın tanık dinletilemez kanaatindeyim. siz yine de tanıklarınızı dinletme talebinizi hakime sunun. karşı taraf itiraz etmez ise tanıklarınız dinlenir.
saygılarımla.
Old 13-03-2009, 11:56   #3
qendal21

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan qendal21
selamlar;
tanık delilinden vazgeçmeniz durumunda karşı tarafın muvafakatı olmaksızın tanık dinletilemez kanaatindeyim. siz yine de tanıklarınızı dinletme talebinizi hakime sunun. karşı taraf itiraz etmez ise tanıklarınız dinlenir.
saygılarımla.
uygulamadan bir kaç hususa değinmek istiyorum;
aile mahkemelerinde hakime res'en araştırma yetkisi verildiğinden, tanık dinletmekten vaz geçen taraf sonradan tanık dinletmek isterse karşı tarafın muvafatı olsun veya olmasın hakim MK 2 çerçevesinde talebi kabul veya red eder. hakiminde tanık dinletme talebi olan tarafın dürüst davrandığına kanaat getirmesi gerekir.
saygılarımla.
Old 13-03-2009, 12:29   #4
Av.SÖZEN

 
Varsayılan

Karşı tarafın muvafakati noktasında sessiz kalması rıza anlamında olur mu?
Old 13-03-2009, 12:45   #5
para_doks

 
Varsayılan

Tanık dinletilebilmesi karşı tarafın muvafakatine bağlı ise bu muvafakat açıkça bildirilmeli ve hatta tutanak muvafakat eden veya vekilince imzalanmalıdır. Yani sükut ikrardan değil)

Saygılarımla.
Old 13-03-2009, 19:41   #6
qendal21

 
Varsayılan selamlar

Alıntı:
Yazan M. Sami SÖZEN
Karşı tarafın muvafakati noktasında sessiz kalması rıza anlamında olur mu?
karşı tarafın sessiz kalması iddiasını veya savunmasını genişleten tarafa yarar. yani sessiz kalma zımni olarak onayladığı anlamına gelir. eğer karşı taraf itirazını hemen ve açık şekilde yapmaz ise rıza göstermiş sayılır. ancak olayımız bakımından muvafakat olsun veya olmasın yukarda belirtmiş olduğum gibi son karar hakimdedir kanaatindeyim.
saygılarımla.
Old 13-03-2009, 19:54   #7
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Islah yoluyla delil listesi sunabilirsiniz zira 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı İBK'na göre delil ibrazında da ıslah mümkündür.(ikinci tanık listesi hariç)
Old 13-03-2009, 22:50   #8
para_doks

 
Varsayılan

Sayın qendal21 somut olayda tanık dinlemenin hakimin takdirinde olduğu yönündeki beyanınıza katılıyorum. Ancak 'karşı tarafın sessiz kalması iddiasını veya savunmasını genişleten tarafa yarar. yani sessiz kalma zımni olarak onayladığı anlamına gelir. eğer karşı taraf itirazını hemen ve açık şekilde yapmaz ise rıza göstermiş sayılır.' beyanınızın doğru olmadığı düşüncesindeyim.

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2006/6-89
Karar: 2006/89
Karar Tarihi: 22.03.2006


Bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kira sözleşmesinin tarihi, sözleşmenin tahliye konusundaki 7. maddesi hükmü, davalı kiracının feshi ihbarla ilgili ihtarnamesinin tarihi ve somut olayın diğer özellikleri itibariyle, davalı kiracının feshi ihbarının sözleşmeye uygun ve geçerli olup, olmadığı; buna bağlı olarak, kiracının kiralananı kira süresi bitmeden tek taraflı olarak tahliye ettiğinin ve dolayısıyla kural olarak kalan sürenin kira paralarından da sorumlu olduğunun kabul edilip edilemeyeceği; bu sorumluluğun kapsamının belirlenebilmesi için de, taraflar arasında çekişmeli olan tahliye tarihinin ispatlanması açısından tarafların bildirecekleri delillerin toplanmasının gerekip, gerekmediği noktasında toplanmaktadır.


Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispatlanacağı hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, HUMK. nun 288. ve 289. maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının (H.U.M.K. md. 288) üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa (H.U.M.K. md. 289), bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki; örneğin, somut olaydaki gibi, kiracının sonradan başka bir taşınmazı kiralamış olduğuna dair kira sözleşmesini sunması da, anahtarın kiralayana teslim edilmiş olduğunun delili olarak kabul edilemez.

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2005/13-440
Karar: 2005/461
Karar Tarihi: 13.07.2005

ÖZET : HUMK. m. 289'da açıkça yazılı olduğu gibi, hakim, tanıkla ispat edilmek istenen hukuki işlemin kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre senetle ispat edilmesi gerektiğini, ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini karşı tarafa hatırlatmak zorundadır. Aksi halde, diğer iki şart ( karşı tarafın muvafakati ve bunun tutanağa geçirilerek karşı tarafa okunup imza ettirilmesi ) tamam olsa bile, taraflar arasında tanık dinlenmesine ilişkin bir delil sözleşmesi yapılmış olmaz ve aslında senetle ispatı gereken o hukuki işlem hakkında tanık dinlenmez
Somut olayda, tanık dinletmek isteyen davalının hasmı durumunda olan davacıya HUMK.nun 287 ve 288 maddeleri hükümlerine göre ( bu olayda tanık dinlenmesi mümkün değildir. Ancak siz tanık dilenmesine muvafakat ederseniz o zaman bu olayda tanık dinlenebilir. Aksi halde yazılı delil ibraz etmeniz gerekir ) şeklinde açıkça kanun hükümleri hatırlatılmamış ve bu hatırlatma hususu zapta geçirilmemiştir. Sadece 20.5.2003 tarihli oturumda taraf vekilleri "tanık dinletilmesine muvafakat ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlar, HUMK.nun 289. maddesine uygun bir beyan olarak kabul edilemez.
O halde Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi isabetsizdir.


D- TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME:

Hüküm Özel Dairece önce onanmış, davacının karar düzeltme isteği üzerine, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiği davalının savunmasını yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği, davalı ile satın alınan kişi arasında düzenlenen belgenin davacıyı bağlamayacağı, miktar itibarıyla ve davacının açık muvafakati olmadığı için HUMK.nun 288 ve devamı maddeleri gereğince tanık dinlenemeyeceği, tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamayacağı; ispat yükü davalıda olduğu için mahkemenin davalıya resen yemin teklif etmesi ve bu yeminin davalı tarafından eda edilmesinin de hukuki sonuç doğurmayacağı; böyle olunca davalı savunmasını kanıtlayamamış ise de 5.5.2003 tarihli delil listesinde açıkça "sair yasal deliller" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya yemin teklif edip etmeyeceği davalıya sorularak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

Mahkemece, davada miktar itibarıyla ve resmi işleme karşı davalı vekilinin savunmasını kesin delille ispatlaması gerekliyse de HUMK.nun 289. maddesi gereğince karşı tarafın muvafakatıyla tanıkla ispatın mümkün olduğu, taraf vekillerinin 20.5.2003 tarihli duruşmada bizzat imzalı beyanlarıyla tanık dinletilmesine muvafakat ederek delil sözleşmesi yaptıkları, buna göre tanıkların dinlendikleri, davalının savunmasını ispat ettiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde direnme kararı verilmiştir.

E- GEREKÇE:

Taraflar delil sözleşmesini mahkeme önünde ( sözlü olarak ) yapabilirler. Bu şekil, daha çok bir tarafın tanık dinletmek istemesine karşı tarafın ( açık olarak ) muvafakat etmesi yolu ile olabilir.

Senetle ispatı gereken hususlarda ( m.288, m.290 ) bu husus ( m.288 veya m.290 hükmü ) hatırlatılarak, karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir ( m.289 ). Bu halde, aslında senetle ispatı gereken bir hususun tanıkla ispat edilebileceği hakkında, mahkeme önünde ( sözlü olarak ) bir delil sözleşmesi yapılmış olur.

Bir taraf aslında senetle ispat edilmesi gereken bir hukuki işlemi tanık ile ispat etmek isterse, hakim kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre bu hukuki işlemin senet ( kesin delil ) ile ispat edilmesi gerektiğini ( tanıkla ispat edilemeyeceğini ), ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini, karşı tarafa hatırlatır ve karşı taraftan tanık dinlenmesine muvafakat edip etmediğini sorar ( m.289 ).

HUMK. m. 289'da açıkça yazılı olduğu gibi, hakim, tanıkla ispat edilmek istenen hukuki işlemin kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre senetle ispat edilmesi gerektiğini, ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini karşı tarafa hatırlatmak zorundadır. Aksi halde, diğer iki şart ( karşı tarafın muvafakati ve bunun tutanağa geçirilerek karşı tarafa okunup imza ettirilmesi ) tamam olsa bile, taraflar arasında tanık dinlenmesine ilişkin bir delil sözleşmesi yapılmış olmaz ve aslında senetle ispatı gereken o hukuki işlem hakkında tanık dinlenmez ( Prof.Dr.Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt III, 2001 baskı, s.2924-2925 ).

Somut olayda, tanık dinletmek isteyen davalının hasmı durumunda olan davacıya HUMK.nun 287 ve 288 maddeleri hükümlerine göre ( bu olayda tanık dinlenmesi mümkün değildir. Ancak siz tanık dilenmesine muvafakat ederseniz o zaman bu olayda tanık dinlenebilir. Aksi halde yazılı delil ibraz etmeniz gerekir ) şeklinde açıkça kanun hükümleri hatırlatılmamış ve bu hatırlatma hususu zapta geçirilmemiştir. Sadece 20.5.2003 tarihli oturumda taraf vekilleri "tanık dinletilmesine muvafakat ediyoruz" şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Bu beyanlar, HUMK.nun 289. maddesine uygun bir beyan olarak kabul edilemez.

O halde Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının iadesine, 13.7.2005 gününde oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)



Old 14-03-2009, 13:47   #9
qendal21

 
Varsayılan

''Senetle ispatı gereken hususlarda ( m.288, m.290 ) bu husus ( m.288 veya m.290 hükmü ) hatırlatılarak, karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir ( m.289 ). Bu halde, aslında senetle ispatı gereken bir hususun tanıkla ispat edilebileceği hakkında, mahkeme önünde ( sözlü olarak ) bir delil sözleşmesi yapılmış olur.

Bir taraf aslında senetle ispat edilmesi gereken bir hukuki işlemi tanık ile ispat etmek isterse, hakim kanuna ( m.288 veya m.290 hükmüne ) göre bu hukuki işlemin senet ( kesin delil ) ile ispat edilmesi gerektiğini ( tanıkla ispat edilemeyeceğini ), ancak muvafakat ederse tanık dinlenebileceğini, karşı tarafa hatırlatır ve karşı taraftan tanık dinlenmesine muvafakat edip etmediğini sorar ( m.289 ). ''
sayın Ekinoks;
tartıştığımız konu senetle ispat edilmesi zorunlu bir husus değildir. taraf tanık delilinden vaz geçmiş sonradan da tanık dinletmek istemektedir. resen araştırma prensibi bulunmayan hukuk davalarında karşı taraf, iddiasını veya savunmasını genişleten tarafın beyanından sonra hakimden söz alarak ''biz karşı tarafın talebini kabul etmiyoruz, talebin reddine karar verilmesini talep ediyoruz'' demez ise hakim bunu karşı tarafa hatırlatabilir mi? kanaatimce hatırlatamaz. nitekim karşı taraf açık şekilde talebin reddini talep etmez ise hakim beyanlarla bağlı kalmak zorunda kalacaktır. sizin söz ettiğiniz senet ile ispat zorunluluğu aslında kamu düzenindendir ve karşı tarafın açık şekilde muvafakatı olmaksızın tanık dinletilemez.
saygılarımla.
Old 14-03-2009, 21:22   #10
para_doks

 
Varsayılan

Sayın qendal21,
Benim sözünü ettiğim husus tartışma konusu arasında sorulmuş olan 'muvafakat konusunda sessiz kalma rıza anlamına gelir mi' şeklindeki soru. Ben bu soruyu genel anlamda sorulmuş bir soru olarak algıladım. Sanırım yanlış anlamışım. Bu yüzden yaratmış olduğum karmaşa nedeniyle bu alandaki tüm meslektaşlardan özür diliyorum.

Diğer konuya gelince bir Yargıtay kararı buldum. İnceleme konusu kararın neye ilişkin olduğunu karar metninden anlamadım , ancak tanıklarla ilgili genel düzenleme yer alıyor bu kararda. Bu kararın kıyas yoluyla dinlenmesi vazgeçilen tanıkların yeniden dinlenmesi konusunda da uygulanabileceği kanaatindeyim.

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 1996/4273
Karar: 1996/4886
Karar Tarihi: 09.05.1996

ÖZET: Islah yolu ile bile olsa ikinci bir tanık listesi verilemez. İkinci tanık listesi verme yasağı kamu düzeni ile ilgilidir. Bu yasak yargılamanın süratli bitirilmesini amaçlamaktadır. Davacı ilk tanık listesinde isimleri geçen tanıklarının dinlenmesinden, vazgeçmiştir. İkinci tanık listesinde gösterilen kişilerin sözlerine değer verilerek hüküm kurulamaz. O halde mahkemece davanın reddine karar vermek gerekir.


(1086 S. K. m. 83, 274)

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 274. maddesi tanık listesinde gösterilmemiş olan kimselerin tanık olarak dinlenemeyeceğini ve ikinci bir tanık listesi verilemeyeceğini hükme bağlamıştır. Islah yolu ile bile olsa ikinci bir tanık listesi verilemez. (HUMK m. 83) İkinci tanık listesi verme yasağı kamu düzeni ile ilgilidir. Bu yasak yargılamanın süratli bitirilmesini amaçlamaktadır. Karşı tarafın ikinci tanık listesine açık muvafakatinin olduğunu bildirmesinin de sonuca etkisi yoktur. Her ne kadar dairemizin 26.2.1971 gün 610/302 ve 18.6.1971 gün 3948/3987 sayılı kararlarında ikinci bir tanık listesi verilmesine imkan tanınmakta ise de bu uygulama devamlılık arz etmemektedir.

Davacı ilk tanık listesinde isimleri geçen tanıklarının dinlenmesinden, vazgeçmiştir. İkinci tanık listesinde gösterilen kişilerin sözlerine değer verilerek hüküm kurulamaz. O halde mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, yasanın yorumunda yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliği ile karar verildi. 09.05.1996 (¤¤)

Saygılar..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tanık dinletme av.zonguldaklı67 Meslektaşların Soruları 2 16-02-2009 17:31
yemin teklifinden sonra tanık dinletme denipre Meslektaşların Soruları 2 29-01-2009 08:59
tanık ücreti/ tanık dinletme beyazbulut Meslektaşların Soruları 1 01-04-2008 12:27
Tanık Dinletme - Davaya Cevap Burak Demirci Meslektaşların Soruları 1 03-03-2008 21:15
Tanık Dinletme sefcev Hukuk Soruları Arşivi 1 15-08-2003 11:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06448507 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.