Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

EŞİ Vefat EtmİŞ Kadinlara Sosyal Yardim Programi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-04-2012, 14:05   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan EŞİ Vefat EtmİŞ Kadinlara Sosyal Yardim Programi

Alıntı:
EŞİ VEFAT ETMİŞ KADINLARA SOSYAL YARDIM PROGRAMI" HEM BİRÇOK KADINI DIŞLIYOR HEM DE YETERSİZ KALIYOR!

Bu metni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Nisan 2012 tarihinden itibaren uygulamaya koyacağı “Eşi Vefat Etmiş Kadınlara Sosyal Yardım Programı”nın detaylarını kamuoyuna açıklanmasından sonra medyada başlayan tartışmaya, söz konusu programla ilgili araştırmayı yürütmüş ekip olarak katkı vermek ve kendi yaklaşımımız çerçevesinde programın kapsamına ve içeriğine dair eleştirilerimizi kamuoyu ile paylaşmak amacıyla kaleme aldık.

Her gün kadınların tehdit edildiği, dövüldüğü, taciz edildiği ve öldürüldüğü haberlerine sıkça rastladığımız ülkemizde, en dezavantajlı kadın grupları için planlandığı öne sürülen bu programın, hükümetin açıkladığı içerik ve desteği hak ediş kriterleri açısından bakıldığında, kadınların yaşam koşullarını iyileştirici ve yaşamları ile ilgili özgür seçimler yapmalarına imkân verebilecek, hak temelli bir sosyal politika olmaktan uzak olduğunu görmekteyiz.

Araştırma ekibi olarak eşi vefat etmiş, eşinden boşanmış, eşinden ayrı yaşayan ve eşi cezaevinde olan kadınların karşı karşıya kaldıkları sosyal ve ekonomik sorunları bir bütün olarak politika yapıcıların dikkatine sunduk (bkz.http://www.spf.boun.edu.tr/index.php...nakit-so-qawf). Araştırma raporunda sorunların yanı sıra, kadınların yaşamlarını kendi tercihleri doğrultusunda iyileştirecek geniş kapsamlı politika önerileri de mevcut. Bu bağlamda, bu grup kadınlara verilecek nakit transferinin yeterli bir politika olmadığını da raporda ayrıca belirtmiştik.

Yaşamlarını tek başlarına ya da çocukları ile birlikte idame ettirme mücadelesi veren kadınların sorunları büyük çoğunlukla ortaktır. Buna karşılık, hükümetin öngördüğü gelir desteği programının sadece eşi vefat etmiş kadınları kapsayacak şekilde kurgulanması tamamen siyasi bir tercihtir, sonuçları itibarıyla ise bu sosyal politika daha en başından kadınların önemli bir bölümünü dışlamaktadır. Bu tercihin bir bütçe kısıtından kaynaklanmadığı, bilakis hükümetin boşanan kadınlara ve boşanmaya karşı tutumunu sergilediği açıktır.

Buna ek olarak, nakit desteğini hak ediş kriterlerine baktığımızda, eşi vefat etmiş kadınlar arasında dahi ayrımcılık yapıldığı çok açıkça görülmektedir. Genel olarak kadınların fiziksel, sözlü ve psikolojik baskı altında tutulduğu, özellikle de yanında eşi olmayan kadınların “namus” meselesi adı altında tehdit olarak algılandığı ülkemizde, “sevgilisi” olan dul kadınlara maaş bağlanmaması, bu toplumsal önyargıyı güçlendirmekte ve eşi vefat eden kadınların ilişki yaşama özgürlüğü yok edilmektedir.

Halihazırdaki biçimiyle gelir desteği programı dahilinde, dul kadınlar sadece hükümet tarafından tanımlanan hayat tarzını sürdürme koşuluyla maaş hakkı kazanabilmektedir. Üstelik bu hak ediş kriterinin nasıl uygulanacağı düşünüldüğünde, kadınların hayatına daha fazla müdahale sonucu doğuracağı da görülebilmektedir. Destek almaya hak kazanan kadınlar yaşadıkları yerlerde, evlerinde, sokaklarında, mahallelerinde sürekli devlet görevlileri ve/veya komşuları, muhtar, diğer mahalle sakinleri tarafından gözetlenecek, izlenecek hatta takip edilecektir. Kadınların halihazırda toplumsal baskı altında olan özel hayatları bu kez bir de devlet desteği ile müdahaleye açılacaktır. Bilindiği gibi, hiçbir hakkın hayata geçirilmesi bir diğer hakkın gönüllü ya da zorlama yolu ile kaybı üzerine kurulamaz. Bu durumda, kadınların gelir hakları, kişisel özgürlüklerinin bir kısmını yitirmeleri şartına bağlanmaktadır ve bunun hak temelli bir sosyal politika anlayışı çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir. Kadınların yaşam düzeylerini iyileştirmek amacıyla hak temelli bir sosyal politika olarak önerilen gelir desteği programı, hükümet yetkililerince kadınların ancak “makbul” birer hayat sürmeleri ile elde edebilecekleri bir lütuf olarak kurgulanmıştır.

Oysa, kadınlara yönelik gelir desteği programlarının temel amacı, kadınların kendi yaşamları ile ilgili özgür seçim yapabilme alanını genişletmek olmalıdır. Bu da ancak kadınların kendi yaşamlarına dair bütün seçimlerinin eşit derecede desteklenmesi ile mümkündür.

Araştırma raporumuzda belirttiğimiz gibi, eşi vefat etmiş kadınlara sosyal destek geliştirmenin amacı, onlara “hak temelli”, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının mütevelli heyetlerinin ve sosyal çalışmacılarının özel hayatlarına müdahalelerinden uzak, kadınların psikolojik travmalarından, yaşadıkları toplumsal baskı ve dışlanmadan özgürleşmelerine asgari düzeyde de olsa yardımcı olacak bir sosyal politika geliştirilmesiydi.

Kamuoyu ile paylaşıldığı şekliyle kadınlara yönelik gelir desteği politikasının, araştırmamızın yaklaşımından ve amaçlarından hayli uzaklaştığını görmek tepkimizi bu şekilde ortaya koyma ihtiyacını zorunlu kılmıştır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan uygulamaya geçen kadınlara yönelik gelir desteği politikasının hak ediş kriterlerini tekrar gözden geçirmesini talep ediyor, kadınların yaşadığı ve araştırma raporumuzda altı çizilen sorunların üstesinden gelinmesinin ancak hak temelli ve kadınları birey olarak destekleyen politikalarla gerçekleşebileceğini yeniden vurguluyor; mevcut uygulamanın ise var olan eşitsizlikleri yeniden üreterek kadınların dışlanmasını ve baskı altında kalmasını arttıracağı konusunda uyarımızı dile getiriyoruz.


Prof. Dr. Şemsa Özar, Boğaziçi Üniversitesi

Yard. Doç. Dr. Burcu Yakut-Çakar, Kocaeli Üniversitesi

Volkan Yılmaz, Leeds Üniversitesi

Aslı Orhon, Boğaziçi Üniversitesi

Pınar Gümüş, Boğaziçi Üniversitesi

http://www.spf.boun.edu.tr/content_f...NihaiRapor.pdf
Old 04-04-2012, 14:13   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
KEIG PLATFORMU BASIN DUYURUSU


KAMU KAYNAKLARININ KULLANIMI VE
SOSYAL POLİTİKA ERKEĞE BAĞIMLILIK ÜZERİNDEN TANIMLANMAMALIDIR

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Nisan 2012 tarihinden itibaren
eşi vefat etmiş ve aylık geliri asgari ücretin üçte birinin altında
olan kadınlara ayda 250TL sosyal yardım yapacağını duyurdu. Oysa,
gerek çeşitli ülkelerde yapılan çalışmalar gerek eşi vefat etmiş ve
eşinden boşanmış kadınlar üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
ile Boğaziçi Üniversitesi'nin birlikte gerçekleştirdikleri
araştırmanın bulguları, kadınların yaşamlarını kendi tercihleri
doğrultusunda iyileştirecek bir ortamın oluşturulmasının sadece nakit
transferi ile mümkün olmayacağını açık bir biçimde sergilemektedir.
Bakanlık ise hem boşanmış kadınları programdan dışlayarak sadece eşi
vefat etmiş kadınları hedef grup olarak seçmiş hem de sosyal politika
kapsamını yalnızca nakit transferi ile sınırlı tutmuştur.

-Eşi vefat etmiş, boşanmış, terk edilmiş, eşi cezaevinde olan, yalnız
yaşayan, evli tüm kadınların olumsuz yaşam koşulları ülke genelindeki
iktisadi ve toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerden bağımsız
düşünülemez. Toplumumuzda ailenin bakımından sorumlu tutulan kadınlar
istihdamın dışına itilmiş olduğu gibi,, istihdamdaki kadınların büyük
bölümü de kayıt dışı, güvencesiz işlerde "ucuz işgücü" olarak
çalışmaktadır. Bu durum kadınları yaşam boyu bir erkeğe (babaya, eşe
veya erkek çocuğa) bağımlı kılmakta, erkeklerin yaşamlarından çıkması
ise kadınları yoksulluğa sürüklemektedir. Öte yandan, böyle durumlarda
devreye girmesi ve kadınlara insana yakışır bir yaşam sunacak desteği
vermesi beklenen sosyal güvenlik sistemi bu işlevinden tamamen
yoksundur. Çünkü sosyal güvenlik sistemi sadece kayıtlı çalışan kesime
hitap etmekte olup yeni yasa ile hak ediş koşulları daha da
sıkılaştırılmış durumdadır. Kayıtsız çalışan erkeklerin eşleri de
erkeğin ölümü durumunda ne ölüm aylığı ne de sağlık hizmetinden
yararlanmaktadır.

-Kadınların yaşam koşullarını iyileştirmek salt nakit transferiyle
mümkün değildir. En başta yapılacak olan, kadınların toplumda
erkeklerle eşit koşullara sahip bireyler olmalarına zemin hazırlayacak
politikaların uygulanmaya geçirilmesidir. Kamusal çocuk/yaşlı/engelli
bakım hizmeti sunumu ile kadın istihdamının önü açılmalı, istihdamda
eşitlikçi politikalar uygulamaya geçirilmeli, varolan yasaların kağıt
üzerinde kalmaması sağlanmalıdır. Kamunun istihdam sağlama yükümlülüğü
ön planda tutulmalıdır. Mevcut uygulamayla öngörülen "İŞKUR'a kayıt
zorunluluğu" yetersiz bir adımdır.

-Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ülkenin ana plan ve politikalarına
dahil edilmediği, yoksulluğu yaratan koşulların tartışılmadığı bir
ortamda nakit transferi ile, en kötü durumda olduğu söylenen eşi vefat
etmiş kadınların koşulları hafifletilmeye çalışılmaktadır. Boşanmış,
eşi cezaevinde olan ve terk edilmiş kadınları bu programdan dışlanmış
olması hükümetin kadınlara ve kadın-erkek ilişkilerine bakışını açık
bir biçimde sergilemektedir. Nakit transferi, sadece eşleri bir ölüm
sonucu aileden ayrılmış kadınlara verilmekte, boşanmış kadınlar aynı
yoksulluk düzeyinde olsalar dahi hükümetin "makbul kadınlar" tanımına
uymadıkları için yok sayılmaktadırlar. Aynı şekilde, yalnız yaşayan
kadınlar da ne denli yoksul olurlarsa olsunlar kamunun kaynaklarını
kullanmaya hak kazanamamaktadır. Böylelikle kamu politikası bir
erkekle yaşamayı seçmeyen, aile kurmayan, aile dışına çıkmayı tercih
eden kadınları cezalandırmaktadır.

-Böyle bir kamu politikası açısından kadının, erkekle ve aile ile
birlikte düşünülmesi o denli vazgeçilmezdir ki, kadınların tekrar
evlenmesi ya da nikah kıydırmasa bile bir erkekle birlikte yaşadığının
tespit edilmesi durumunda nakit transferinin kesileceği de
açıklanmıştır. Kadını erkeğe bağımlı kılma her koşulda
tekrarlanmaktadır.
-Toplumsal cinsiyet farklılıklarını yok saymayan eşitlikçi refah
politikalarına, kadına yönelik her türlü şiddetin ve ayrımcılığın yok
edilmesine yönelik önlemlere, aile kurumunun demokratikleştirilmesine
ve tek kazananlı aile modelinin dönüştürülmesine yönelik politikalara
öncelik verilmelidir.

(KEİG) Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu

Nisan 2012
İletişim 212 251 58 50



.
Old 04-04-2012, 14:23   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Habibe YILMAZ KAYAR
...gelir desteği programının sadece eşi vefat etmiş kadınları kapsayacak şekilde kurgulanması tamamen siyasi bir tercihtir, sonuçları itibarıyla ise bu sosyal politika daha en başından kadınların önemli bir bölümünü dışlamaktadır...

Konuya objektif bir bakış açısıyla yaklaşıyor ve kesinlikle katılıyorum. Söz konusu programın, "somut" ve "gerçek" sorunlara çözüm bulma arayışının bir sonucu ortaya çıkmadığını düşünüyorum.

Saygılarımla..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
VatandaŞliktan ÇikmiŞ Yurt DiŞindakİ Bİr Bayan .tÜrkİyede Vefat EtmİŞ Emeklİ Babasindan MaaŞ Alabİlİrmİ? HAMİT İHSAN TANES Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 03-04-2012 14:16
İki evli olan babam vefat etti.Bu vefat sonucunda babamın 33 yıllık resmi nikahı olmayan annem vefat etmiş olan babanım nikahlı eşine ve çocuklarına Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-02-2012 23:43
Sosyal YardimlaŞma Ve DayaniŞma Vakfi Yardim TÜrlerİ Ve BaŞvuru KoŞullari Academic Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 22-06-2011 17:47
Kadinlara Layik Gorulen Tek Is: Cocuk Dogurmak! Cest la vie Kadın Hakları Çalışma Grubu 22 25-02-2007 22:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04612994 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.