eşlerden birinin harcama ve gelirleri ayırmak istemesi boşanma nedeni olabilir mi?

Bay müvekkil, eşi ile 5 yıllık evlidir. Tarafların maddi sıkıntısı olmayıp, şiddet, alkol, sadakatsizlik, hakaret vb. sorunları söz konusu değildir.
Birbirleriyle uyum sağlayamamaktadırlar. Her iki tarafında ekonomik özgürlüğü vardır. 5 aydır ayrı yaşamaktalar.
Müvekkil, bize başvurarak boşanmak istediğini beyan etti. Ancak anlattıkları karşısında bir boşanma sebebi göremedim. Müvekkilin eşi; müvekkile, harcamalarını, masraflarını ve gelirlerini ayırmalarını ve herkesin bu anlamda özgür olmasını ve birbirine karışmamalarını teklif etmiş. Bu durum müvekkilin anlayışına ve evlilik birliğine ve beraber yaşayabilme ilkelerine ters gelmiş ve bu durumdan çok gocunmuş. Müvekkile göre eğer, eşi kendisine böyle bir talepte bulunmuşsa bu evliliği yürütmesi imkansızdır.
Şunu da belirtmek isterim ki, tarafların geliri zaten aynı olup, borçları ve paraya ihtiyaçları da yoktur.
Müvekkilin ısrar etmesi üzerine, yukarıda anlattığım durum başta olmak üzere ufak tefek anlaşmazlıkları ileri s,rerek, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtık. Müvekkilin eşi boşanmak istememektedir. Sizce bu durum boşanma sebebei sayılır mı? Buna ilişkin ya da benzer konudaki tecrübelerinizi, görüşlerinizi ve varsa Yargıtay kararı paylaşırsanız sevinirim.
Şimdiden teşekkürler.

Sayın meslektaşım anlattığınız olayMedeni kanunda belirtilen boşanma sebeblerinden genel bir madde olan 166. madde kapsamında değerlendirilebilirse de, ben ortada boşanma sebebi olacak kadar evliliği temelinden sarsan bir neden göremiyorum.Eğer evi terkeden davalı eş ise ve müvekkiliniz anladığım kadarıyla gelirlerin ayrılmasını istemiyor ise ayrılığı da istemiyordur, terk ihtarı çekip ondan sonra boşanma davası açılması da düşünülebilirdi.

Bence bundan daha temelli bir sarsıntı olamaz.Bildiğiniz üzere taraflar hastalığı , sağlığı ; varlığı ve yokluğu paylaşmak üzere yemin ederek evlenirler.Olayda kadın ; ettiği yemine aykırı olarak varlığı paylaşmak istememektedir.Evlilik ; ortak yaşam demektir ve tarafların sosyal ekonomik durumları ile çağın sosyal ve ekonomik durumlarına göre ortak yaşam belirlenir.Şayet taraflar bir köyde ortak yaşam kurmuşsa ; kadının ben inek sağmayacağım , tavuk beslemeyeceğim şeklindeki beyan ve ısrarı ortak yaşamı istemediği anlamına gelir ; çünkü tarafların bulundukları mahalde ortak yaşam inek ve tavuktur.Eğer tarafların geçim kaynağı mesela kilim üretimi üzerine kuruluysa kadının kilim dokumaktan imtina etmesi ortaklığı istemediği anlamına gelmez mi ! Günümüz şartlarında özellikle şehir hayatında ise hayatın idamesi parayla sağlanmaktadır.Bir evde iki insan sadece bedensel varlıklarıyla hayatlarını sürdüremezler.Kira ödeyeceklerdir , su ve elektrik tüketeceklerdir ; dometes , peynir , et , tavuk , muhtelif sebze ve meyve ile giyim , kuşam ihtiyaçları olacaktır.İki insanın ihtiyacı ve dolayısıyla paylaşımı sadece fiziksel bereberlik olmadığına göre saydıklarımın hepsi ortak yaşamdır ve bunları paylaşmak istemeyen evliliği de istemiyor demektir.

"Müvekkilin eşi; müvekkile, harcamalarını, masraflarını ve gelirlerini ayırmalarını ve herkesin bu anlamda özgür olmasını ve birbirine karışmamalarını teklif etmiş. " bu teklfiin varlığını ispat edebiliyorsanız evlilik briliği temelinden sarsılmıştır. Evlilik birliğinin bozulmuş olması ve fikir ayrılıkları zaten bir boşanma sebebi teşkil etmektedir. benim kanaatimce. evliliğin müşterek hayat sürme gayesi ortadan kaldırılmış.

Sayın Av. Şeyda; tanıkla bu hususu ispat ettik. Zaten davalı da bu hususu mahkemede inkar etmedi.Yalnız açtığımı işbu davayı Yargıtay kararıyla destekleme gayreti içindeyim.