Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Taahhüdü İhlal

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-09-2012, 16:44   #1
tiryakim

 
Mutsuz Taahhüdü İhlal

Merhabalar Değerli Meslektaşlarım;
Kafama takılan bir soruyu örnek vererek size açıklamak istiyorum. Yardımcı olursanız sevinirim.

1-) Borçlu Ali Ak'dan ( isim farazidir ) 10 taksit halinde ödeme taahhüdü alınmaktadır.
2-) Borçlunun aylık ödemesi gereken miktar 1.000,00-TL dir.
3-) Borçlunun ilk taksiti 15.08.2012 tarihinde 1.000,00-TL'dir.
4-) Borçlu ilk taksitten dolayı şikayet edilmektedir.
5-) Taahhüdü ihlal duruşma tarihi ise 24.09.2012'dir
6-) Borçluya ilk taksitten dolayı 3 ay tazyik hapis kararı çıkmıştır.
7-) Borçlu ilk taksitten dolayı çıkan hapis kararınından dolayı 16.02.2013 yılında yakalandığını varsayalım.
8-) Borçlu 16.02.2013 tarihinde yakalandığında sadece ilk taksit şikayete konu olduğu için ilk taksitini ödeyerek hapis cezasından kurutulur mu ? Yoksa 16.02.2013 tarihine kadar geciken taksitlerini öderse mi ( yani 7 taksit ) hapis cezasından kurtulur ?

Teşekkürler...
Old 24-09-2012, 16:56   #2
heyyou

 
Varsayılan

Biraz uzun ama ileride yararlanmak isteyenlere yol gösterebilir.
------------------------------------------------T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 2009/16-188
K. 2009/205
T. 29.9.2009
• TAAHHÜDÜ İHLAL ( Borçlunun Aynı Borçtan Dolayı ve Her Bir Taksit İçin Ayrı Ayrı Olmak Üzere Toplam 6 Aya Kadar Hapsen Tazyikine Karar Verilmesinin Yasaya Aykırı Olduğu )
• ÖDEME ŞARTINI İHLAL ( İlk Taksitin Ödenmemesi Nedeniyle Verilen Hapsen Tazyik Kararının İnfaz Edilip Edilmediği Araştırılmadan Son Taksitin Ödenmemesi Nedeniyle Borçlunun Yeniden 3 Aya Kadar Hapsen Tazyik İle Cezalandırılmasının Yasaya Aykırılığı )
• ÖDEME TAAHHÜDÜNE AYKIRI DAVRANMA ( İlk Taksiti Ödememek Suretiyle 3 Aya Kadar Hapsen Tazyikine İlişkin İlk Hükmün İnfazı Beklenerek Borçlu Hapsen Tazyik Kararının Yerine Getirilmesinden Sonra Borcu Öderse Ödenmeyen Diğer Taksit Yönünden Kalan Süre Kadar Hapsen Tazyik Kararı Verileceği )
• TAKSİTLERİN ÖDENMEMESİ ( Taahhüdü İhlal - Borçlunun Aynı Borçtan Dolayı ve Her Bir Taksit İçin Ayrı Ayrı Olmak Üzere Toplam 6 Aya Kadar Hapsen Tazyikine Karar Verilmesinin Yasaya Aykırı Olduğu )
• HAPSEN TAZYİK ( İlk Taksitin Ödenmemesi Nedeniyle Verilen Hapsen Tazyik Kararının İnfaz Edilip Edilmediği Araştırılmadan Son Taksitin Ödenmemesi Nedeniyle Borçlunun Yeniden 3 Aya Kadar Hapsen Tazyik İle Cezalandırılmasının Yasaya Aykırılığı )
• YASA YARARINA BOZMA İSTEMİ ( Taahhüdü İhlal - Borçlunun Aynı Borçtan Dolayı ve Her Bir Taksit İçin Ayrı Ayrı Olmak Üzere Toplam 6 Aya Kadar Hapsen Tazyikine Karar Verilmesi Nedeniyle Kabulü Gereği )
2004/m.340
5271/m.309

ÖZET : Borçlunun, aynı borçtan dolayı ve her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam 6 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmiş olup, bu uygulama yasaya aykırıdır. Bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesine ve düzeltilmesine olanak bulunmamaktadır. Zira, her bir taksit için ayrı ayrı hapsen tazyik kararı verilmesi halinde, bu kararların her biri infaz yeteneğine sahip olup, usulüne uygun bir şekilde kaldırılmadığı sürece, yasanın aradığı en çok 3 aya kadar tazyik hapsi verilebileceği kuralını aşacak şekilde infaz edilmeleri söz konusu olabilecektir. Yerel mahkemece yapılması gereken, borçlunun ilk taksiti ödememek suretiyle ödeme taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle 3 aya kadar hapsen tazyikine ilişkin ilk hükmün infazını bekleyerek, eğer kabahatli, bu hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı vermektir. Yerel mahkemece, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan, son taksitin ödenmemesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine, borçlunun yeniden 3 aya kadar hapsen tazyik ile cezalandırılması yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle yasa yararına bozulması gerekirken, özel dairece yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isabetli değildir.

DAVA : Taahhüdü ihlal eylemi nedeniyle kabahatli Mesut'un, İİY'nın 340. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin Biga İcra Ceza Mahkemesi'nce verilen 11.06.2008 gün ve 666-1202 sayılı karar, yasa yollarına başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Adalet Bakanlığı'nca 18.02.2009 gün ve 9283 sayı ile; ödeme şartını ihlal suçunun ilk ihlalle oluşacağı, sonraki ihlallerin yeni bir suç oluşturmayacağı, sanığın 12.11.2007 tarihli haciz tutanağında yaptığı hukuken geçerli ödeme taahhüdünün ilk taksit tarihi olan 12.12.2007 tarihindeki ödemeye konu olan taksit miktarının zamanında ödenmemesi suretiyle suçun bu tarihte oluştuğu ve sanığın oluşan suçtan dolayı aynı mahkemenin 07.05.2008 tarih ve 2008/489-825 sayılı ilamı ile cezalandırılmasına karar verildiği gözetilmeden, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nce 02.06.2009 gün ve 2652-3857 sayı ile;

“... Somut olayda borçlunun, hakkında yürütülen icra takibinde 12.11.2007 tarihinde adresinde yapılan haciz işlemi sırasında haciz tutanağına 16.860,98.-TL borcu için; 12.12.2007 tarihinde 4.200,00.-TL, 12.01.2008 tarihinde 4.200,00.-TL, 12.02.2008 tarihinde 4.200,00.-TL, 12.03.2008 tarihinde 4.260,98.-TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği' alacaklı vekilinin de borçlu taahhüdünü kabul ettiği, ancak borçlunun 12.12.2007 tarihli ilk taksiti ödememesi üzerine alacaklı vekilinin 11.03.2008 havale tarihli dilekçe ile İİK.'nun 340. maddesi ile cezalandırılması istemiyle şikayette bulunduğu, yargılama sonunda Biga İcra Mahkemesi'nin 07.05.2008 gün ve 2008/489-825 sayı ile üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, yine borçlunun bu kez 12.03.2008 tarihindeki taksitini de ödememesi nedeniyle alacaklı vekilinin 22.04.2008 havale tarihli dilekçe ile İİK'nun 340. maddesi ile cezalandırılması talebiyle şikayette bulunduğu, 2008/666 esas sırasına kaydedilerek yapılan yargılama sonunda 11.06.2008 tarih ve 2008/666-1202 sayı ile borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, her iki kararın da itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Taahhüdü ihlal eylemi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesinde, “111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikayeti üzerine icra mahkemesi tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde düzenleme ile yaptırım altına alınmış iken, 01.06.2005 tarihli mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5358 Sayılı Yasa'nın 11. maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi, “111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez” şeklinde değiştirilerek hüküm altına alınmıştır.

Görüleceği üzere, 5358 Sayılı Yasa'nın 11. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesine, “Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez” hükmü ilave edilmiştir, ilave edilen hükmün içeriğinden de anlaşılacağı üzere, taahhüt ettiği taksitlerden birini ödemeyen borçlunun borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edileceği, ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verileceği düzenlemesi getirilmiştir. Örneğin borçlunun ödemediği taksiti, sonradan o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı ödedikten ve tahliye edildikten sonra, takip eden taksitlerden birini ödemediği takdirde hakkında yeniden tazyik hapsine karar verilebilecektir.

5358 Sayılı Yasa ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesine yapılan ilave hüküm dikkatlice incelendiğinde, taahhütnamede belirttiği taksiti ödememesi nedeniyle borçlu hakkında dava açılmasını müteakip, sonraki taksiti de ödememesi nedeniyle yapılan şikayetin mahkemenin ayrı bir esas numarası üzerinden değil, aynı dosyada ( ilk yapılan şikayete ilişkin )işleme tabi tutulmasının, infaz sırasında olası bir dikkatsizlik sebebiyle ilgilinin mağduriyetine neden olunması önlenmiş olacaktır. Hal böyle olunca aynı borca yönelik aynı taahhüde bağlı ihlallerin hepsi ayrı bir eylem olup, cezayı gerektirmektedir. Ancak bir borçtan dolayı aynı taahhüde bağlı farklı ihlaller halinde verilecek tazyik hapsi süresinin üç ayı geçemeyeceği dikkate alınacaktır...” gerekçesiyle yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.

Yargıtay C. Başsavcılığı ise, 30.07.2009 gün ve 51349 sayı ile özetle;

“... Somut olayda sanığın, borcunu taksitler halinde ödemeyi taahhüt ettiği ve her hangi bir ödemede bulunmadığı sabittir. O halde, aynı borçtan dolayı ve her taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam 6 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu açıktır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 30.01.2007 gün ve 2007/11-12 sayılı kararında da belirtildiği üzere; saptanan yasaya aykırılığın düzeltilmesi ancak, yasa yararına bozma kararma konu olmayan ilk hükmün infazının beklenmesi ve eğer sanık hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, kalan süre diğer taksitlerin ödenmemesi halinde sanık hakkında yeniden hapsen tazyik kararı verilmesini gerektirecek ancak her halde tazyik hapsi 3 ayı geçemeyecektir.

Bilindiği üzere; hukuka aykırı kararlar ancak olağan ve olağanüstü yasa yolu incelemesi sonucu verilecek kararlar ile kaldırılabilir veya düzeltilebilir. Hukuka aykırı kararların olağan veya olağanüstü yasa incelemesine tabi tutulmadan mahallinde verilecek karar veya işlem ile ortadan kaldırılması, düzeltilmesi mümkün değildir. Yargıtay özel dairesinin kararı ile hukuka aykırı olan Biga icra Ceza Mahkemesi'nin 11.06.2008 gün ve 2008/666-1202 sayılı kararının varlığı sona erdirilmemiş, hükmün infaz yeteneği ortadan kaldırılmamıştır.

Bu itibarla, Biga İcra Ceza Mahkemesi'nin 11.06.2008 gün ve 2008/666-1202 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına, kesinleşen önceki hükmün infazının beklenmesi ve infaz işleminin sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmesi yerine, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu kanaatine varılmıştır...” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, özel daire kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yasa yararına bozulmasına ve müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu'nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır:

KARAR : Özel daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, borçlunun, aynı borca ilişkin ödeme şartını ihlal eylemi nedeniyle iki ayrı dosyada her biri 3'er aya kadar olmak üzere, 6 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilen somut olayda, sonradan açılan dava sonucu verilen kararın, yasa yararına bozulmasına karar verilip verilmeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.

2004 sayılı İcra İflas Yasası'nın 5358 Sayılı Yasa ile değişik 340. maddesi; “111 'inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez” hükmünü taşımaktadır.

Bu hükme göre, borcun taksitler halinde ödenmesinin taahhüt edilmesi halinde, ilk taksitin ödenmemesi ile taahhüdü ihlal suçu oluşacak ve borçlunun 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verilecektir. Hapsen tazyik yaptırımında amaç, bir yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak olduğundan, alt sınırdan belli bir ceza belirlenmesi gerekmemekte, yükümlülük yerine getirilene kadar ve en çok 3 ay süreyle kişinin yükümlülüğüne uygun davranması için zorlanması söz konusu olmaktadır.

Ceza Genel Kurulu'nun 30.01.2007 gün ve 16-12 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilk taksitin ödenmemesi üzerine, borçlunun hapsen tazyik ile cezalandırılmasından sonra, bu cezanın infazı sırasında söz konusu taksiti ödemesi halinde tahliye edilecek, ancak sonraki taksiti ödememesi halinde eylemi yeniden yaptırımı gerektirecektir. Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine 3 aya kadar hapsen tazyik kararının tamamının infazı halinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacaktır. Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı halinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlal kabahatini oluşturmayacaktır.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Borçlunun, hakkında yürütülen icra takibinde, 12.11.2007 tarihinde adresinde yapılan haciz işlemi sırasında, haciz tutanağında 16.860,98.-TL borcu için; 12.12.2007 tarihinde 4.200,00.-TL, 12.01.2008 tarihinde 4.200,00.-TL, 12.02.2008 tarihinde 4.200,00.-TL, 12.03.2008 tarihinde 4.260,98.-TL ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, alacaklı vekilinin de borçlunun taahhüdünü kabul ettiği, ancak borçlunun 12.12.2007 tarihli ilk taksiti ödememesi üzerine, alacaklı vekilinin 11.03.2008 havale tarihli dilekçe ile İİY'nın 340. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle şikayette bulunduğu, yargılama sonunda Biga İcra Ceza Mahkemesi'nce 07.05.2008 gün ve 2008/489-825 sayı ile üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, yine borçlunun bu kez 12.03.2008 tarihindeki son taksitini de ödememesi nedeniyle alacaklı vekilinin 22.04.2008 havale tarihli dilekçe ile İİY'nın 340. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle şikayette bulunduğu ve yapılan yargılama sonunda 11.06.2008 tarih ve 2008/666-1202 sayı ile borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, her iki kararın da itiraz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Görüldüğü gibi, borçlunun, aynı borçtan dolayı ve her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam 6 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmiş olup, bu uygulama yasaya aykırıdır.

Bu hususun infaz aşamasında değerlendirilmesine ve düzeltilmesine olanak bulunmamaktadır. Zira, her bir taksit için ayrı ayrı hapsen tazyik kararı verilmesi halinde, bu kararların her biri infaz yeteneğine sahip olup, usulüne uygun bir şekilde kaldırılmadığı sürece, yasanın aradığı en çok 3 aya kadar tazyik hapsi verilebileceği kuralını aşacak şekilde infaz edilmeleri söz konusu olabilecektir. Yerel mahkemece yapılması gereken, borçlunun ilk taksiti ödememek suretiyle ödeme taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle 3 aya kadar hapsen tazyikine ilişkin ilk hükmün infazını bekleyerek, eğer kabahatli, bu hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar hapsen tazyik kararı vermektir. Yerel mahkemece, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan, son taksitin ödenmemesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine, borçlunun yeniden 3 aya kadar hapsen tazyik ile cezalandırılması yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle yasa yararına bozulması gerekirken, özel dairece yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isabetli değildir.

Bu itibarla haklı nedene dayanan Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne, özel daire kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yasa yararına bozulmasına ve borçlu hakkında kesinleşen ilk hapsen tazyik kararının infazı beklenerek sonucuna göre işlem yapılması için dosyanın mahalline gönderilmesine karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Üyesi Mehmet Kürtül ise; “Tebliğname ile, ödeme şartını ihlal suçunun ilk ihlalle oluşacağı, sonraki ihlallerin yeni bir suç oluşturmayacağı, sanığın 12.11.2007 tarihli haciz tutanağında yaptığı hukuken geçerli ödeme taahhüdünün ilk taksit tarihi olan 12.12.2007 tarihindeki ödemeye konu olan taksit miktarının zamanında ödenmemesi suretiyle suçun bu tarihte oluştuğu ve sanığın oluşan suçtan dolayı aynı mahkemenin 07.05.2008 tarihli ve 2008/489-825 sayılı ilamı ile cezalandırılmasına karar verildiği gözetilmeden, yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulmasında isabet görülmediğinden bahisle yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dairemizce yapılan inceleme sonunda tebliğnamede ileri sürülen bozma sebepleri yerinde görülmeyerek, istemin reddine karar verilmiştir.

Ödeme şartını ihlal eylemi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesinde, “111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikayeti üzerine icra mahkemesi tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır” şeklindeki bir düzenleme ile yaptırım altına alınmış iken, 01.06.2005 tarihli mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5358 Sayılı Yasa'nın 11. maddesi ile icra ve iflas Kanunu'nun 340. maddesi, “111. madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez” şeklinde değiştirilerek hüküm altına alınmıştır.

Görüleceği üzere, 5358 Sayılı Yasanın 11. maddesi ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesine, “Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez” cümlesi ilave edilmiştir.

Dairemizce verilen karar incelendiğinde, bir borca yönelik aynı taahhüde bağlı ihlallerin hepsinin ayrı bir eylem olduğu ve cezayı gerektirdiği belirtilmekle birlikte, kararın devamında 5358 Sayılı Yasa ile getirilen yeni düzenlemeye paralel olarak, bir borçtan dolayı aynı taahhüde bağlı farklı ihlaller halinde verilecek tazyik hapsi süresinin üç ayı geçemeyeceğine dikkat çekilmiş, ayrıca sonraki ihlallerin, ödeme şartının ilk ihlali üzerine yargılamanın yapıldığı ilk dosya üzerinden yargılamalarının yürütülmesi suretiyle infaz sırasında olası bir dikkatsizlik sebebiyle ilgilinin mağduriyetine neden olunmasının önlenebileceği değerlendirilmesinde de bulunulmuştur. Birinci ya da önceki ihlaller sebebiyle borçlu hakkında verilen tazyik hapsi cezasından, önceki cezasından ne kadar süre infaz edilip, o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı yatırması nedeniyle tahliye edilmesi halinde, cezaevinde kaldığı süre, sonraki ihlalden dolayı yerine getirilecek üç aylık tazyik hapsi cezasından mahsup edilecek, kalan süre infaz edilecektir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazına bakıldığında, aynı borçtan dolayı ve her taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam 6 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu ileri sürülmekte, dairemizce verilen kararda ise, her ihlal için ayrı ayrı üç aya kadar tazyik hapsi cezası verilmesinin mümkün olduğu, ancak bir borçtan dolayı aynı taahhüde bağlı ihlaller halinde verilecek tazyik hapsi süresinin üç ayı geçemeyeceği belirtilmektedir. Başka bir anlatımla, bir borçtan dolayı aynı taahhüde bağlı farklı ihlaller halinde verilecek tazyik hapsi cezası yönünden üç aydan daha fazla bir tazyik hapsi cezası verilmesi yönünde bir vurgulama bulunmamaktadır.

Aynı itiraz yazısında, “...her biri ayrı ve bağımsız açılan davalarda, sonraki ihlaller için açılan davaların reddine karar verilmesinin sanık yönünden kazanılmış hak oluşturacağını ve bir taksitin ödenip, diğer taksitlerin ödenmemesi durumunda bu eylemlerin yaptırmışız kalması sonucunu doğuracağını, bu nedenle saptanan yasaya aykırılığın düzeltilmesi ancak, davaların reddine değil, birleştirilmesine karar vermek suretiyle olanaklı hale gelecektir. Bu suretle, yasa yararına bozma kararına konu olmayan ilk hükmün infazının beklenmesi ve eğer sanık hapsen tazyik kararının yerine getirilmesinden sonra borcu öder ise, kalan süre diğer taksitlerin ödenmemesi halinde sanık hakkında yeniden hapsen tazyik kararı verilmesini gerektirecek, ancak her halde 3 ayı geçemeyecektir” biçimindeki Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 30.01.2007 gün ve 2007/11-12 sayılı kararına da atıfta bulunularak dairemiz kararının hatalı olduğuna değinilmiş ise de, bu şekildeki uygulamanın yasaya ve kanun koyucunun arzusuna uygun olmayacağını düşünmekteyiz. Şöyle ki, farklı ihlallere ilişkin davaların birleştirilmesi durumunda borçlunun ( sanığın )üç aya kadar tazyik hapsine karar verilemeyeceği, birleştirilen ihlal sayısı kadar tazyik hapsine karar verilmesi gerekeceği göz önünde bulundurulduğunda, bu yöndeki değerlendirme dairemizin kararından farkı kalmayacaktır.

Ödeme şartının ihlali eyleminde, sonraki ihlalin oluşup oluşmadığını birinci ya da önceki ihlalin yerine getirilmesi şartına bağlamanın da sakıncaları olduğunu düşünmekteyiz. Zira, İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 Sayılı Yasa ile değişik 347. maddesinde, bu kanunda yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşeceğinin hüküm altına alındığı dikkate alındığında, birinci ya da önceki ihlalin yerine getirilmesinin beklenmesi halinde sonraki ihlallerden dolayı şikayet hakkının düşme olasılığı kaçınılmazdır.

Dairemizin kararında da belirtildiği üzere, her bir ihlal için ayrı ayrı üç aya kadar tazyik hapsi cezası verilmesi mümkün olup, bir borçtan dolayı aynı taahhüde bağlı olarak farklı ihlaller halinde tazyik hapsi cezasının süresinin üç aydan fazla olamayacağı infaz sırasında dikkate alınması şeklindeki uygulamanın sakınca doğurmayacağı değerlendirmesinde bulunduğumuzdan, sayın çoğunluğun düşüncesine katılamamaktayız” görüşüyle;

Bir kurul üyesi ise bu görüşe katılarak, karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 02.06.2009 gün ve 2652-3857 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Adalet Bakanlığı'nın yasa yararına bozma isteminin kabulü ile Biga icra Ceza Mahkemesi'nin 11.06.2008 gün ve 666-1202 sayılı kararının 5271 sayılı CYY'nın 309. maddesinin 4. fıkrasının ( b )bendi uyarınca YASA YARARINA BOZULMASINA,

4- Anılan mahkemece, daha önce verilip kesinleşen 07.05.2008 gün ve 489-825 sayılı hapsen tazyik kararının infazı beklenerek, sonucuna göre kabahatlinin hukuki durumunun belirlenmesi ve mahallinde işlem yapılması için dosyanın, mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.09.2009 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.
Old 24-09-2012, 16:56   #3
heyyou

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
16. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/9318
K. 2011/3860
T. 27.6.2011
• ÜÇ AYA KADAR TAZYİK HAPSİ ( Ödeme Taahhüdüne Uymayan Borçluya Aynı Borçtan Dolayı Bu Süreyi Geçen Ceza Verilemeyeceği )
• ÖDEME ŞARTININ İHLALİ ( İlk Taksitin Ödenmemesi Nedeniyle Borçlunun Üç Aya Kadar Tazyik Hapsi İle Cezalandırılmasına İlişkin Kararının Tamamen İnfaz Edildiği - İkinci Taksitin Ödenmemesi Nedeniyle Cezalandırılmasına Dair Karar Verilmiş Olması İtirazın Reddini Gerektirdiği )
• AYNI BORÇTAN DOLAYI TAZYİK HAPSİ ( Aynı Borçtan Dolayı ve Her Taksit İçin Ayrı Ayrı Olmak Üzere Toplam Altı Aya Kadar Tazyik Hapsine Karar Verilmesinin Hukuka Aykırı Olduğu )
2004/m. 340

ÖZET : İlk taksitin ödenmemesi nedeniyle borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin İcra Mahkemesi kararının tamamen infaz edildiği anlaşılmakla, ikinci taksitin ödenmemesi nedeniyle borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair İcra Mahkemesinin kararı, İİK'nun 340.maddesinin son cümlesindeki bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresinin üç ayı geçemeyeceği hükmüne aykırılık oluşturur. İtirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.

DAVA : Ödeme şartının ihlali suçundan E. A.'ın, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair A. İcra Ceza Mahkemesinin 16/12/2009 tarihli ve 2009/307 esas, 2009/559 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 21/04/2010 tarihli ve 2010/754 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya aleyhine Adalet Bakanlığından verilen 26.11.2010 gün ve 70538 sayılı kanun yararına bozma talebini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 08.12.2010 gün ve K.Y.B. 2010/302012 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi,

Tebliğnamede, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 340. maddesinde, "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." hükmünün öngörülmüş olması karşısında, sanığın A. İcra Müdürlüğü'nün 2008/2619 esas sayılı icra dosyasındaki borcu nedeniyle, 28/11/2008 tarihli taahhütle borcunu dört taksitte ödeyeceğine dair taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle yapılan şikayet sonucu A. İcra Ceza Mahkemesinin 04/06/2009 tarih ve 2009/35-222 sayılı kararı gereğince üç aya kadar hapsen tazyikine karar verildiği ve sanığın bu cezasının infaz edilmiş olması sebebiyle ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29/09/2009 tarihli ve 2009/16-188 esas, 2009/205 sayılı kararında belirtildiği üzere, borçlunun ilk taksidi ödememesi sonucu verilen üç aya kadar hapsen tazyik kararının tamamen infazı halinde, takip eden taksitlerin ödenmemesi halinde sanığın cezalandırılmayacağı, mahkemece ilk taksidin ödenmemesi nedeniyle verilen hapsen tazyik kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan sanığın yeniden cezalandırılmasına dair verilen karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan anılan hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca bozulması gereğine işaret edilmiştir.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :

KARAR : Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 5358 sayılı Yasa ile değişik 340.maddesi "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez." hükmünü içermektedir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.09.2009 gün ve 188-205 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilk taksitin ödenmemesi üzerine, borçlunun hapsen tazyik ile cezalandırılmasından sonra bu cezanın infazı sırasında söz konusu taksiti ödemesi halinde tahliye edilecek, ancak sonraki taksiti ödememesi durumunda eylemi yeniden yaptırımı gerektirecektir. Ancak, ilk taksitin ödenmemesi üzerine üç aya kadar tazyik hapsi kararının tamamının infazı halinde takip eden taksitlerin ödenmemesi durumunda artık borçlunun cezalandırılması olanağı kalmayacaktır. Bir başka anlatımla, ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle maddede öngörülen cezanın tamamının infazı halinde, yaptırım uygulama olanağı kalmadığından, diğer taksitlerin ödenmemesi ayrıca bir taahhüdü ihlal kabahatini oluşturmayacaktır.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; borçlunun A. İcra Müdürlüğünün 2008/2619 esas sayılı dosyasında başlatılan takip nedeniyle 28.11.2008 tarihinde borcu taksitler halinde ödeme taahhüdünde bulunduğu 10.01.2009 tarihli ilk taksidini ödememesi üzerine yapılan şikayet sonucu A. İcra Mahkemesinin 04.06.2009 tarih ve 2009/35-222 sayılı kararıyla üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, aynı borcun 10.07.2009 tarihli ikinci taksitini ödememesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine ilk taksitin ödenmemesinden dolayı verilen tazyik hapsinin infaz edilip edilmediği araştırılmadan A. İcra Mahkemesinin 16.12.2009 tarih ve 2009/307-559 sayılı kararı ile üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, itirazının Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2010 tarih ve 2010/754 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği, diğer taraftan borçlunun ilk taksiti ödememesi nedeniyle üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin A. İcra Mahkemesinin 04.06.2009 gün ve 2009/35-222 sayılı kararının 22.03.2009 tarihinde tamamının ( üç ay )infaz edildiği anlaşılmaktadır.

Somut olayda borçlunun, aynı borçtan dolayı ve her bir taksit için ayrı ayrı olmak üzere toplam altı aya kadar tazyik hapsine karar verilmiş olup, bu durum yasaya aykırıdır. Mahkemece, borçlunun ilk taksiti ödememek suretiyle ödeme taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle üç aya kadar tazyik hapsine ilişkin ilk hükmün infazı beklenerek, borçlunun, bu tazyik hapsinin infazına başlanmasından sonra o güne kadar icra veznesine yatırması gereken borcu ödemesi nedeniyle tahliye edilmiş ise, ödenmeyen diğer taksit yönünden kalan süre kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar vermesi gerekmektedir. Yerel mahkemece, ilk taksitin ödenmemesinden dolayı verilen tazyik hapsi kararının infaz edilip edilmediği araştırılmadan, ikinci taksitin ödenmemesi nedeniyle yapılan şikayet üzerine borçlunun yeniden üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Somut olayda ilk taksitin ödenmemesi nedeniyle borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin A. İcra Mahkemesinin 04.06.2009 tarih ve 2009/35-222 sayılı kararının tamamen infaz edildiği dosya içerisindeki infaz evrakının anlaşılmakla, ikinci taksitin ödenmemesi nedeniyle borçlunun üç aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair A. İcra Mahkemesinin 16.12.2009 tarih ve 2009/307-559 sayılı kararı, İİK'nun 340.maddesinin son cümlesindeki bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresinin üç ayı geçemeyeceği hükmüne aykırılık oluşturduğundan, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay C.Başsavcılığının tebliğnamesi yerinde görüldüğünden, kabulü ile Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesinin 21.04.2010 tarih ve 2010/754 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nun 309.maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Bozma kararı üzerine 5271 sayılı CMK'nun 309/4-d maddesi gereğince yeniden uygulama yapılması gerektiğinden;

SONUÇ : Borçlunun ödeme şartını ihlal eyleminden dolayı tazyik hapsi ile cezalandırılmasına yer olmadığına, hakkındaki mahkumiyet hükmünün çektirilmemesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 27.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 24-09-2012, 17:00   #4
tiryakim

 
Varsayılan

peki bu sorumun cevabını bulamadım kararlarda ?

8-) Borçlu 16.02.2013 tarihinde yakalandığında sadece ilk taksit şikayete konu olduğu için ilk taksitini ödeyerek hapis cezasından kurutulur mu ? Yoksa 16.02.2013 tarihine kadar geciken taksitlerini öderse mi ( yani 7 taksit ) hapis cezasından kurtulur ?
Old 24-09-2012, 17:19   #5
Av. Hakan VARAN

 
Varsayılan

İİK 340;Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse demektedir.
Old 24-09-2012, 17:34   #6
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Borçlu yakalandığı tarih itibariyle birikmiş tüm taksitlerini ödediğinde hapis cezasından kurtulur. Hatta uygulamada borçlular yakalandıkları tarihe kadar olan birikmiş tüm taksitlerini icra dairesine yatırıp, hapis cezalarını kendileri icra mahkemesinden kaldırıyorlar.
Old 25-09-2012, 00:31   #7
av. halise

 
Varsayılan

Soz konusu tarihe kadar odemeyi taahhüt ettigi tüm tutarı yatırmadıgı takdirde cezadan kurtulamaz ,tabi siz infazını istemekten vazgeçmezseniz .sonuc olarak yakalandığı tarihe kadar gunü gelmiş olan bütün taahhütlerini ödemesi gerekmektedir
Old 25-09-2012, 08:55   #8
nesrintat

 
Varsayılan

Madde 340 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 01.06.2005 RG NO: 25832 KANUN NO: 5358/11) (KOD 3)(KOD 2)(KOD 1)
111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir; ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir. Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.
şeklinde belirtilmek suretiyle taksitlerden birinin ödenmemesi halinde diğer taksitlerin de muaccel hale geldiği ve borcun tamamı veya o tarihe kadarki taksitleri yatırırsa tahliye edileceğini gösteriyor.
Old 25-09-2012, 09:06   #9
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan VARAN
İİK 340;Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse demektedir.
Yukarıdaki kanun maddesinde;
''borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı ''
Kırmızı ile altını çizdiğim yer ne anlatıyor peki ;

O tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı neyi kastediyor...

Şikayet tarihindeki meblağı mı yoksa borcu ödeyeceği tarihteki meblağı mı ?
Old 25-09-2012, 12:11   #10
Av.Numan Sufracı

 
Varsayılan

Alıntı:
8-) Borçlu 16.02.2013 tarihinde yakalandığında sadece ilk taksit şikayete konu
olduğu için ilk taksitini ödeyerek hapis cezasından kurutulur mu ?
Borçlu ilk taksiti ödeyerek hapis cezasından kurtulur. Daha doğrusu şöyle söyleyelim , borçlu hangi taksitten dolayı ceza almışsa , sadece o taksiti ödeyerek cezadan kurtulur. Uygulama bu şekilde.
Artık günümüzde , İİK genelde borçluların lehine yorumlanıyor ve uygulanıyor...
Old 25-09-2012, 12:18   #11
Av.Numan Sufracı

 
Varsayılan

Alıntı:
Hapsin tatbikine başlandıktan sonra borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar
icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir;
ödemelerini tekrar keserse, hakkında tazyik hapsine yeniden karar verilir.
Ancak, bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresi üç ayı geçemez.
şeklinde
belirtilmek suretiyle taksitlerden birinin ödenmemesi halinde diğer
taksitlerin de muaccel hale geldiği ve borcun tamamı veya o tarihe
kadarki taksitleri yatırırsa tahliye edileceğini gösteriyor.
Bu başlıkta tartışılan konuyu , somut olarak kendi dosyamda yaşadım.
Mahkemeler " Borcun tamamının veya o tarihe kadarki taksitlerin tamamının " ödenmesi şartını aramıyor. Ceza alınan taksit icra dairesine ödendiğinde , ceza kararı kaldırılıyor.
Old 01-10-2012, 08:40   #12
Av.Tuğba Elmas

 
Varsayılan

Sayın Meslekdaşım, bilindiği üzere taahhüdü ihlal davalarında her adliyenin hatta icra mahkemesinin (maalesef) kendine göre bir uygulaması mevcuttur. Bu nedenle şehir bazında konuşmak daha doğru olacaktır. İzmir'de, borçlunun yakalandığı tarih itibariyle o güne kadar birikmiş tüm taksitlerini ödemesi gerekiyor. Şayet yakalandığı tarihe kadar olan bütün taksitlerini öderse cezası düşürülüyor. Örneğin siz ilk taksitinden şikayetçi oldunuz.(Dosya borcunu 10 takside bağladığınızı varsayıyorum) Dava ve kesinleşme aşamaları geçtikten sonra borçlu 8. taksit döneminde yakalandı. Bu durumda borçlu 8. taksit dahil kadar olan tüm taksit tutarlarını yatırdığında, cezası icra mahkemesi tarafından düşürülüyor. En azından İzmir'deki uygulama bu şekildedir.
Old 01-10-2012, 15:44   #13
tiryakim

 
Varsayılan

Valla dediğiniz gibi her yerde farklı uygulanıyor neden böyle yapılıyor anlamakta güçlük çekiyorum...
Old 16-02-2017, 09:27   #14
Av. Suat

 
Varsayılan

İİK 354. ve 340. md ler aynı hususu düzenlemiş gibi görünmelerine rağmen asında bu maddelerde aynı husus düzenlenmemiştir.

Her iki madde titizlikle irdelendiğinde, madde metninden de anlaşıldığı üzere 340. md., sadece ve sadece sanık hakkında mahkemece verilmiş olan mahkumiyet kararının infazına başlamış olması halinde uygulanacaktır.

Eğer sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş ve fakat henüz infaz aşamasına geçilmemişse bu halde genel düşüm halini düzenleyen 354 md. ye göre işlem yapılacak ve ancak bu maddedeki şartların gerçekleşmesi halinde mahkemece düşüm kararı verilebilecektir.
Old 27-02-2017, 11:43   #15
Av. Suat

 
Varsayılan

Hemen yukarıya ek olarak 354 md. de düşüm kararı verilebilmesi için borcun tamamen ödenmesi veya şikayetten feragat şartları aranmaktadır.

O halde henüz cezasının infazı aşamasına geçilmemiş olan sanık, ihlal ettiği- cezaya konu olan - taksiti ödeyerek cezasının düşürülmesini isteyemeceği gibi, mahkemece de şikayete konu taksitin ödendiği gerekçesi ile düşüm kararı verilemeyecektir.

Bu son halde;
eğer sanık hakkında infaz aşamasına geçilmiş ise, sadece ve sadece sanığın infaz halinin düzenlendiği madde olan İİK M 340 gereği borcun tamamı veya o anki -infaz aşaması anına kadar- muaccel olan tüm taksitlerin ödenmesi halinde,
yok eğer infaz aşamasına geçilmemiş ise borcun tamamının ödenmesi halinde düşme kararı verilebilecektir. Zira taahhüt bozulmakla borcun tümü muaccel hale gelmiştir.

Ustat Talih Uyar ın ....taahhüt ihlal edilmiş olmakla artık borcun tamamı muaccel hale gelmiştir.... açıklamasının nedeni de budur.
Bu gün tüm mahkemelerce tatbik edilmekte olan buna aykırı uygulamalar İİK ya aykırıdır.

Konu hakkında İİK ya aykırı da olsa bu yönde bir uygulama geliştiğinden ilgili kanun maddesinde bu yönde açık ve anlaşılır şekilde bir değişikliğe gidilmesi yerinde olacaktır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
TaahhÜdÜ İhlal gülerce Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 07-10-2013 08:59
TaahhÜdÜ İhlal researcher Meslektaşların Soruları 9 25-02-2012 00:02
Taahhüdü İhlal av.kadirpolat Meslektaşların Soruları 5 06-04-2011 12:15
Taahhüdü İhlal arkin Meslektaşların Soruları 5 19-07-2010 17:23
Taahhüdü İhlal- Ödeme Şartını İhlal eden Borçluya 3 Günlük Ceza Verilir mi? Av.Adem Süpçin Meslektaşların Soruları 12 15-12-2009 15:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12240410 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.