piyasa ekonomisi mi?

Merhaba,
Sanırım çoğumuzun ortak sorunu ve çözümü şu ana kadar sağlanmadı.Büroyu açtığım ilk günden beri baronun önerdiği asgari ücret tarifesinin altında vekalet ücreti almama kararımı istisnai olarak yakın akrabalarım dışında uyguladım.Geçen zaman içinde melekteki yozlaşma toplumun yozlaşmasından bağımsız olmadığından giderek arttı.Dün büroma gelen -yakın arkadaşımın tavsiyesiyle- bir menfi tespit davasında istediğim vekalet ücreti yine tarifeye uygundu ve inanın bugün müvekkil beni arayıp sadece ve sadece 500-YTL'ye bu davaya bakacak avukat bulduğunu söyledi.Güldüm ve "siz bilirsiniz "dedim.
Biliyorum örnekleri çok amme velakin bu aslında kendimizi boğmak olduğunu ne zaman farkedeceğiz?
Bu konuda yaptırımın her yıl belirlenecek olan asgari ücret tarifesinin uygulanmasının zorunlu olması ve uymayanlara "meslekten men" cezasına varan bir yaptırımın olması gerektiğini düşünüyporum.Almanya uygulaması bu yönde kuzenim orada avukat ve ben ona bu durumu anlattığımda bunu nasıl yapabilirler bu mesleği mahvetmek olur demişti şaşkınlıkla.Serbest piyasa budur ve isteyen istediğini alıra nasıl son vermeli? sevgilerimle

Size ufak bir örnek vermek istiyorum Forumda daha önceden verilmişmiydi bilmiyorum ama bu konu ile ilgili olduğundan anlatma gereği duydum.

Avukatlığa başladığım ilk günlerde Avukatlık kimliğimi alabilmek için fotoğraf çektirmem gerekmişti. Fotoğrafçıya gidip fotoğrafı çektirdikten sonra ücreti sorduğumda "x lira" cevabını alınca "şu kadar olmaz mı?" diye sormuştum. Adam bana kendi meslek odasının uygulamasını anlattı ve 1 kuruş dahi indirim yapamayacağını ve diyarbakırın neresine gidersem gideyim bu ücretin altında fiyat olmadığı olur ise yapılan sözleşmeye göre bayağı bir miktar cezai şart nedeni ile para ödemek ile yükümlü olacaklarını anlatmıştı.

Ben tekrar adama "peki tesbiti nasıl yapıyorlar?" şeklinde sorumdan sonra adamın bana yanıtı bayağı bi ilginç olmuştu ;"bazen kendi elemanlarını gönderip deniyorlar"

Evet ufak bir örnek ama barolar birliğinin,baroların sağlayamadığı birliği en ufak meslek kuruluşları bile burada sağlıyor. Belki yanlış ama piyasada bütün meslek kolunda çalışan insanların, işyerlerinin sayısı fazla olduğu için bunu yapamaları gerektiğini Avukatlığa başladıktan sonra anlamıştım.

Bizim burada bile zaten düşük olan asgar ücret tutarının çok altında dosya alan kişi tanıyorum.Sonuçta olan bizim saygınlığımıza oluyor. Bence öncelikle komik olan asgari ücret tarifesini düzenleyip barolar olarak sıkı tedbirler almak gerekiyor.

Asgari Ücret Tarifesinin altında ücret alınmasının, hatta Avukatlık Yasasına aykıra vekalet sözleşmesi yapılmasının tespiti o kadar kolay ki. Her şeyden önce kurumlarda sözleşmeli avukat olarak çalışan meslektaşlarımızın sözleşmeleri düzenlemelere aykırı. Barolar Birliği bankalardan ve sair kurumlardan avukatlarla yaptıkları sözleşmelerin bir örneğini istese, durumun tespiti için yeterli olacaktır. Benim çalıştığım kurumlardan biri; sadece karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini avukata veriyor ( ki onu da suyundan bizim yararlanamadığımız bir havuz için keserek), aciz belgesi vs. şeklinde ödeme yapılmadan kapanan dosyalar için ise hiç ücret ödemiyor. Bu kurumun Türkiye genelinde benimle aynı şartlarda çalışan çok sayıda sözleşmeli avukatı var. Peki neden bu şartlarda çalışmayı göze alıyorum. Düzenli bir gelir sağlıyor ve ben çalışmasam yerime bir başka meslektaşım geçecek. Çözüm ise Barolar Birliği ile Baroların sıkı denetimi ve yaptırım uygulamaktan kaçınmaması ile sağlanabilir. Ben ve benim gibi binlerce meslektaşım, işi bıraktığında sözleşmeli çalıştığı kurumun başka bir vekil bulamayacağını, işlerinin aksayacağını bilirse kurumlar üzerinde topluca baskı sağlayabilir ve şartlarımızı iyileştirebiliriz. Ama ekmek aslanın ağzındayken bireysel mücadele , Don Kişot'un yeldeğirmenlerine saldırmasına benzeyeceğinden yararsız olacaktır.

Alıntı: Yazan Av.EErdem ben çalışmasam yerime bir başka meslektaşım geçecek. .

Sorunun özü bu ifadede yatmaktadır. Ucuz çalışan avukatların hepsi sizin gibi düşünmektedir.

Alıntı: Ama ekmek aslanın ağzındayken bireysel mücadele , Don Kişot'un yeldeğirmenlerine saldırmasına benzeyeceğinden yararsız olacaktır.

Bireysel mücadele etmeyelim, toplumsal mücadele etmeyelim. Hep bizi birilerinin denetlemesini, yasaklamasını, ceza vermesini bekleyelim. Bu anlayış da sorunun, sorun olarak kalmasının nedenidir.

Toplumsal mücadele edelim tabi ki; meslektaşlar olarak biraraya gelerek, topluca istifa edelim, yerimize çalışacak kimseyi bulamayan tüzel kişiler sonunda yasal şartlarda sözleşmelerini yeniden düzenlemek zorunda kalsınlar. Geçen dönem Baro Yönetim Kurulu üyeliğim sırasında bu konu Baromuz gündemindeydi.Kurumlardan sözleşme örnekleri istenerek aykırı sözleşme yapan meslektaşlara ihtarda bulunmayı, ihtara rağmen çalışanlar hakkında disiplin işlemi yapma yoluna gitmeyi kararlaştırmıştık. Ancak uzun incelemeler gerektiren bu çalışmayı tamamlayamadık. Umarım bizden sonra yönetimi devralan meslektaşlarımız bu çalışmayı tamamlar. Bu süre içinde bireysel mücadeleyi aklımızdan geçirsek de uygulamaya koymaya cesaret edemedik. Daha önce açıklamaya çalıştığım öngörülerle...