bağımsız mahkemenin "tam bağımsız !"hakimi.”

BAĞIMSIZ MAHKEMENİN “TAM BAĞIMSIZ” ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Avukatlar güya gözü açık geçinirler.İnanmayın.Tam tersi bu dünyada kandırılacak tokatlanacak zümrelerin başında avukatlar gelir. Neden mi? Dinleyin.

Bir müvekkil bana vekaletname verdi.”Aman avukat bey,Hoylusun boylusun.Arkadaş değil miyiz “diye gaz verip dava açmamı sağladı.

Ben kendisine “Hani vekalet ücreti? “dedikçe “Şimdi yok .Ay başına.Unuttum.Öbür aybaşına “diye beni oyalayınca.Davadan çekildim.Kendisine de tebligat yaptırıp,duruşmada bulunmasını sağladıktan sonra, köşeme çekildim.İşime gücüme bakmaya başladım.

Ancak geçen hafta bir tebligat geldi.Baktım .Karar.Çekildiğim davada, karar verilmiş.Bana da karar da “Davacı vekili “olarak yer verilmiş.Tabi davacı asıl olan müvekkilim davayı tek başına takip edince yanlışlar yapmış ve dava red olmuş.Ancak karar da, sanki ben davayı takip etmişim gibi bana “davacı vekili” sıfatı verilmiş.

“Olur” dedim kendi kendime “Beşer şaşar.Hakimlerde etten kemikten yapılmış.Gözden kaçmıştır.Bir dilekçe veririm düzeltilir.Her şeyin çaresi var.Ölümden gayri”diye düşünerek,bir dilekçe verdim.Karar düzeltilmesini talep ettim.

Bir hafta sonra gittim düzeltilmiş kararı alacağım ya,memur “Ben hakimle görüştüm.Sizin dilekçenizi havale etti.Dosyay koydum Ancak sizin talep ettiğiniz gibi kararı düzeltmedi.Avukat 4,5YTL pul getirsin Davacı asıla tebligat yapın” diye emir verdi.

“Hakimle bir de ben görüşeyim”dedim.

“Olmaz .Karar yazdırıyor”dediler.

Zaten bu Mahkemenin hakiminin kapısı sürekli kilitli olur.Kapısını açık gören olmamıştır.Duruşmalarda saat 10.00’da çıkar 12.00’de bitirir.Duruşmalarda taraflar ne söylerse söylesinler o bildiğini tutanağa yazdırır.Kürsüde de ancak önünde tutanağı yazan zabıt katibinin duyacağı kadar yükseklikte konuşur.Hakimin ne söylediğini ancak tutanak yazılıp elinize geçtiğinde anlarsınız.Öğleden sonrada kapısı sürekli kapalıdır.Yani sizin anlayacağınız “bağımsız mahkemenin tam bağımsız hakimi.”Bu hakim Merci mahkemesi hakimi iken de böyleydi.Asliye mahkemesi hakimi oldu aynı sistemi buraya da taşıdı.

Bu nedenle sorunum için hakimle görüşemedim.

Ne yapayım ne edeyim diye kıvranıyorum.4,5 YTL pul verip sorundan sıyrılmak var.Ama bıu defa da Maliye tepeme biner.

“Hıı.Avukat Duyurucu!Sen neden serbest meslek makbuzu kesmedin bakim?Al sana usulsüzlük cezası Al sana vergi ziyaı vs”

Yok yok maliye ile uğraşamam.Allahtan korkarım bir.Maliyecilerden korkarım iki.Hele maliyeciler tövbe yanlarına yaklaşmak ,hele onlarla takışmak caiz değil.Onlara hiçbir kimsenin gücü yetmez.

Bir de işin “görevi kötüye kullanma yönü var”Davasından çekildiğim müvekkil davayı kaybetti ya.Suçu benim üzerime yıkar.Yazar iki satır dilekçe suç duyurusunda bulunur.”Avukat davamı kaybetti.Duruşmalara girmedi”diye.Sağ olsunlar Adalet bakanlığı zaten hazır bekliyor.Acaba bir avukat hakkında daha şikayet dilekçesi gelir de bizde onu Ağır Ceza Mahkemesinde yargılattırır mıyız ?” diye.

Neyse ben kara kara düşünürken.Bir meslekdaşım bana takıldı.

“Hayrola duyurucu1 karadenizde gemilerin mi battı?”

Ben hemen olayı anlattım ve yardım istedim.

“Düşündüğün şeye bak” dedi.”Temyiz et kardeşim temyi et”

Ben hemen bu gün kararı temyiz ettim.Oh be dünya varmış.

Ancak cebimden hiç yoktan aşağıdaki para çıktı:

-Temyiz karar harcı(maktu)…..:14,00YTL
-Temyiz yoluna başvurma harcı:60,00YTL
-Dilekçe ve arar tebligatı için pul:30,00YTL
--------------------------------------------------
TOPLAM……………………….:104,00YTL

Oysa ben bu gün 104 YTL kazanmamıştım.

En azından kısmi ödeme almadan hiçbir işe girişmemek gerekiyor.

Bu arada kalem memurunu dinlemek yerine hakimin odasına girip problemi anlatsanız daha iyi olurdu. Sonuçta karar yazdırmak kutsal bir eylem değil ki hakkınızı aramanıza engel olsun...

YARGITAY KARARI:


"...davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA..."

Eğer bir de böyle bir karar gelirse Yargıtay'dan aynen fıkradaki gibi olacak. Hani çocuk babasına demiş ya:

-baba hırsız!
-oğlum tut getir.
-baba, gelmiyor!
-öyleyse bırak gitsin.
-baba gitmiyor!
-e oğlum sen gel.
-BABA BIRAKMIYOR!

Siz kendinizi nasıl kurtaracaksınız bu işten bilemiyorum duyurucu1. Sabırlar dilerim...

Alıntı: Yazan Tractatus En azından kısmi ödeme almadan hiçbir işe girişmemek gerekiyor. Bu arada kalem memurunu dinlemek yerine hakimin odasına girip problemi anlatsanız daha iyi olurdu. Sonuçta karar yazdırmak kutsal bir eylem değil ki hakkınızı aramanıza engel olsun...

Sevgili Tractatus,

Ah..ahh.Dışı eli yakar içi bizi yakar.Bu hakim öyle senin bildiğin hakimlerden değil.

kesinlikle avukatlarka muhatap olmaz.

Sessiz sedasız biri.Sessizce gelir.Odasına girer.Kapısı kilitler.Sessizce mahkeme kürsüsüne çıkar.Sen istediğin kadar yırtın.istediğin kadar konuş.O bildiğini okur.Tutanağa beyanı yazdırmak ölüm.Daha ne oldu falan diyemeden bakarsın tutanak yazılmış.Sonraki dosyaya geçilmiş.

Hakim ne konuştu?Tutanak ne zaman yazıldı bilemezsin bile.

Duruşma saat 10'da başlar 12 de biter.

Avukat ne kadar çok olursa olsun Hakim bildiğini okur.

İşte böyle bir hakim.

O nedenle hak aramak vs bu hakime sökmez.

Bu nedenle ben bu hakime "bağımsız mahkemelerin TAM BAĞIMSIZ HAKİMİ" dedim.

Doğru mu dedim yanlış mı dedim bilemem.Ama bakalım temyizin sonu ne gelecek?

Selam ve sevgiyle kal

Ama Hakim olmak böyle birşey mi? Sizin sonuçta o dosyayla ilgili belirili bir çok sorumluluğunuz var. Hakim odasına çekilir konuşmaz hakim bildiğini okur demek bence sizi içinde bulunduğunuz sorumluluktan kurtarmaz. Hakimlerin geneli sinirli agresif olabilir ama farketmez. Adliye memurundan bile azar yiyen biz avukatlar için bu alışılmış bi durum.Saygılar ....

Alıntı: Yazan didem kunal Ama Hakim olmak böyle birşey mi? Sizin sonuçta o dosyayla ilgili belirili bir çok sorumluluğunuz var. Hakim odasına çekilir konuşmaz hakim bildiğini okur demek bence sizi içinde bulunduğunuz sorumluluktan kurtarmaz. Hakimlerin geneli sinirli agresif olabilir ama farketmez. Adliye memurundan bile azar yiyen biz avukatlar için bu alışılmış bi durum.Saygılar ....

Sevgili Didem Kunal,

Görüşlerinize aynen katılıyorum.

Davasına girdiğimiz yada davsından çekildiğimiz her dosya ile ilgili çok büyük sorumluluklarımız var.Müvekkil avukatın parasını vermez. Avukat ister.Müvekkil şikayet eder."Avukat davama girmedi.Yada parasını verdim makbuz vermedi"diye.Hop doğru Ağır Ceza Mahkemesindesindesin.Sanık sandalyesinde Karşında üç hakim.Sol tarafta savcı.Yargılanıyorsun.Bu aşamadan sonra ayıkla pirincin taşını.Karşındaki üç hakimi ikna etmek için binbir takla atar durursun.Barodan da savunma yardımı gelmaz.Eğer "Derin Baro"ya da üye değilsen "yandı gülüm keten helva"

Gelelim hakimlerin sinirli ve agresif olmalarına.Hakimler sinirli ve agresif değiller esasında.Bazıları "Küçük dağları ben yarattım"havasında.Bazıları da senin benim gibi görev bilincinde.

Adliye memurlarında azar yiyen avukat ise azarı hak etmiştir.Neden?Adliye memurlarına yaklaşırken.Kibar bir uslupla yavşamadan talepte bulunmalıyız.Abi,abla kelimelerini kullanmayacağız."Müdür Bey şu işim var lütfen yapar mısınız?" Yaptı yaptı yapmadı.Usulen bir kez ihtarda bulunmak gerek."Bakınız lütfen şu işimi yapınız.Yoksa beni şikayet etmek zorunda bırakmayınız.Bir ufacık talep için yıllarca hizmet etmiş bir adliye personelini şikayet etmek istemiyorum."İşini yaptı yaptı yapmadı.İki satırlık şikayet dilekçesi yazmak zor değildir.

Bir Asliye Hukuk Mahkemesindeyim .Oturduğum yere uzakça bir yerde.Gidip gelmek bir zulüm.Dosya bir türlü ilerlemiyor.Hakim karar veriyor.Bilirkişi raporunu göndermiyor.Bir iki üç.Sonunda Bilirkişiyi aradım raporu vermesini rica ettim.Bilirkişi "olur hemen gönderirirm dedi.Ben de önceden bilirkişi raporuna karşı beyanlarda bulundum.Beyanımı Hakim önceden okusun karar versin diye personelim ile önceden gönderdim Memurlar "dosya içerisine koyarız "demişler.
Üç beş gün sonra duruşmadayız.Hakim dosyanın kapağını açtı.Bana dönerek:"Avukat bey hani siz beyanda bulunacaktınız?Ne oldu bulunmamışsınız?"Ben o anda az agresifleşmişim.Olayı olduğu gibi anlattım.Memurların ihmali,nden söz ettim.Bu mahkemede işlerin nasıl yürüdüğünü anlamadığımı kibar fakat kararlı bir şekilde anlattım.Dilekçemi kaybedenler hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetde bulunacağımdan dem vurdum.

İnanmazsınız ama hakim kürsüden indi.Cübbesi sırtında hep beraber kaleme gittik.Dilekçenin akibetini araştırdık.Memurların hepsi hazırolda.Hakim kükrüyor.Ben şikayet edeceğimden bahsediyorum.memurlar sapsarı.Dilekçe bulunamadı.Ben "İlla dilekçem bulunacak"diyorum da başka bir şey demiyorum.

Dosyamdaki dilekçe suretini verdim.Ama illadilekçemin bulunmasını istiyorum.

Ertesi gün öğleden sonra büroma bir telefon geldi.Dilekçemi bulmuşlar.Başka birdosyanın içerisine girmiş.Vs.Vs.

Yani demek istediğim:

Adliye çalışanlarının,hakimlerin ve savcıların en korktukları şey şikayet edilmektir.Bizimde en korktuğumuz şey şikayet edilmektir.

Bu nedenle bir başkasından azar işitmek mesleğimiz ile bağdaşmaz.Kişiliğimiz ile bağdaşmaz.Biz avukatlar ne başkasını azarlarız ne de başkasından azar işitiriz.Çünkü biz avukatlar tarihi süreç içerisinde ne köle olduk nede köle kullandık.Biz her zaman yargının savunma ayağı olduk.

Adliye memurundan azar işiten avukat yok mu? Var. Mübaşirden fırça yiyen avukat yok mu? Var.Ama onlar azarı hak ettikleri için yiyorlar.Küçük menfaatlerinin tatmini için kendi avukatlık onurunu ayaklar altına aldıkları için bu duruma düşüyorlar.

Neticede;Kükremiş sel gibiyim bendimi çiyner aşarım,hangi çılgın beni azarlayackmış şaşarım!!?

Selam ve svgiyle kal.

Avukatlar tarih sürecinde ne köle kullandılar ne köle oldular.İnanın ki bu söz masamda yazılı durmakta.Ancak adliyede ben azar iştimemek için memurla dikleşsem de hemen benim arkamdan gelen avukat arkadaşımın kapı komşusu gibi memurla konışması yanına gidip oturup çay kahve muhabbeti yapması ardından da sizin benim gibi avukatların davrnaışlarını çekiştirip dedikodumuzu yapması sizin ve benim bu tezimizi çürütmektedir.Direnmeye devam etmeliyiz.Bağımsız mahkemelerin bağımsız hakimleri ve okadar ki bağımsız memurlarının yanında avukatların nekadar bağımsız olabildiklerini mesleklerinin ciddiyetinin farkında olmayan diğer avukat arkadaşlarla görevimizi sonuna kadar layıkıyla yerine getşrmeliyiz.

Alıntı: Yazan didem kunal Adliye memurundan bile azar yiyen biz avukatlar için bu alışılmış bi durum.Saygılar ....

Anlayabilmiş değilim bu cümleyi. Ne demek azarlanmak. Sulh hukuk kaleminde yolluk yatırmak için belge alacağım bir anda ; " dosya şurda" diye eliyle işaret eden memura yaptığı işi hatırlattığımdan beri benimle ikinci çoğul kişi olarak muhattap oluyor.
Dosyanın fotokopisini vermemek için yetki belgesinin içeriğini inceleyerek, vakit darlıoğından şikayet ederek direnen savcılık katibine (artık maksadı neyse) havale eden makamın yetki belgesini incelediğini kendisinin sadece gerekeni yapması gerektiğini hatırlatınca ben baroda çay içerken kendinin ortada fellik fellik mübaşir aradığını sizinle paylaşmak isterim. Yaptığınız mesleğin ne denli etiketli ve ağır bir meslek olduğunu lütfen unutmayın. Saygılarımla.