Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tedip Hakkı

Yanıt
Old 08-07-2010, 12:27   #1
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan Tedip Hakkı

Sayın meslektaşlarım ; 15 yıllık evli bir çift ( bu arada daha önce aralarında sözlü bir tartışma dâhi yaşanmamış ) hanım tarafın ısrarıyla içkili bir eğlence yerine iki arkadaşlarıyla birlikte gidiyorlar.Kocası ; karısının içkiye alışık olmadığını ve bu yüzden gece boyunca fazla içmemesi için eşini uyardığını belirtiyor.Sonuç itibariyle belli bir satten sonra bayan sarhoş oluyor ve etraftaki masalarda oturanlara laf atmaya başlıyor.Kocası ise bir yandan çevreden özür dilerken diğer yandan da masadaki diğer arkadaşlarıyla birlikte kadını sakinleştirmeye ve bu konuda başarılı olamayınca da kaldırmaya çalışıyorlar.Kadın ; kendine yönelik müdahale artınca , önce kendi oturduğu sandalyeyi ardından da masayı tekmeliyor ve kocası da başka yol bulamayınca karısını kucaklayarak mekandan çıkartmaya çalışıyor . Bu esnada kadın yere düşüyor , ayağa kalkıp tavırlarına devam edince de kocası tarafından kendisine tokat atılıyor , bunun üzerine kadın birden ağlamaya başlayarak koşarak mekanı terk ediyor.Kadının koşusu en yakın karakolda son bulmuş ve adli tıptan dirseklerinde 1'er cm ekimoz , dudağında da 1 cm'lik morluk olduğunu belirten raporla boşanma davası açmış.Sizce bu durum tedip midir değil midir ?
Old 08-07-2010, 12:53   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Sayın meslektaşlarım ; 15 yıllık evli bir çift ( bu arada daha önce aralarında sözlü bir tartışma dâhi yaşanmamış ) hanım tarafın ısrarıyla içkili bir eğlence yerine iki arkadaşlarıyla birlikte gidiyorlar.Kocası ; karısının içkiye alışık olmadığını ve bu yüzden gece boyunca fazla içmemesi için eşini uyardığını belirtiyor.Sonuç itibariyle belli bir satten sonra bayan sarhoş oluyor ve etraftaki masalarda oturanlara laf atmaya başlıyor.Kocası ise bir yandan çevreden özür dilerken diğer yandan da masadaki diğer arkadaşlarıyla birlikte kadını sakinleştirmeye ve bu konuda başarılı olamayınca da kaldırmaya çalışıyorlar.Kadın ; kendine yönelik müdahale artınca , önce kendi oturduğu sandalyeyi ardından da masayı tekmeliyor ve kocası da başka yol bulamayınca karısını kucaklayarak mekandan çıkartmaya çalışıyor . Bu esnada kadın yere düşüyor , ayağa kalkıp tavırlarına devam edince de kocası tarafından kendisine tokat atılıyor , bunun üzerine kadın birden ağlamaya başlayarak koşarak mekanı terk ediyor.Kadının koşusu en yakın karakolda son bulmuş ve adli tıptan dirseklerinde 1'er cm ekimoz , dudağında da 1 cm'lik morluk olduğunu belirten raporla boşanma davası açmış.Sizce bu durum tedip midir değil midir ?


Kocanın karısı üzerinde tedip hakkı bulunsaydı bile, "tokatlayarak" tedip edilmez. Bu suçtur, şikayet olursa cezalandırılır. Ancak kimler üzerinde tedip hakkı bulunulduğu, TCK 232/2 de sayılmıştır. Bunlar arasına eşi sokmak mümkün olmadığı gibi, bu hakkı kötüye kullanan kişiye 1 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Old 09-07-2010, 17:32   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sn.Suat Bey cevabınız için teşekkür ederim ; yalnız , anlattığım olay ; evde otururken kocanın , karısına brifing vermesi ve karısının da kendinden isteneni kabul etmeyerek karşı çıkması üzerine ona şiddet uygulanarak yapılan bir ikna çalışması değil .Tedipin güncel Türkçede'ki karşılığını ; terbiye , eğitim ve daha çok Ziya Paşadan kalma ; tekdir ile uslanmayanlara uygulanan metod gibi algılıyorum. Fakat açtığım konu genel olarak kullanılan ve savunulan bir metodla ilgili değil. Takdir edeceğiniz üzere her somut olay kendi içinde değerlendirilmelidir.Müzikli bir restaurant'da zıvanadan çıkmış bir vaziyette etraftaki masalara saldıran karısını tüm çabalarına rağmen dışarı çıkaramayan bir adamı peygamber olamadığı için mi suçluyor ve ona TCK ilgili maddelerini reva görüyoruz.
Old 09-07-2010, 17:41   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Sn.Suat Bey cevabınız için teşekkür ederim ; yalnız , anlattığım olay ; evde otururken kocanın , karısına brifing vermesi ve karısının da kendinden isteneni kabul etmeyerek karşı çıkması üzerine ona şiddet uygulanarak yapılan bir ikna çalışması değil .Tedipin güncel Türkçede'ki karşılığını ; terbiye , eğitim ve daha çok Ziya Paşadan kalma ; tekdir ile uslanmayanlara uygulanan metod gibi algılıyorum. Fakat açtığım konu genel olarak kullanılan ve savunulan bir metodla ilgili değil. Takdir edeceğiniz üzere her somut olay kendi içinde değerlendirilmelidir.Müzikli bir restaurant'da zıvanadan çıkmış bir vaziyette etraftaki masalara saldıran karısını tüm çabalarına rağmen dışarı çıkaramayan bir adamı peygamber olamadığı için mi suçluyor ve ona TCK ilgili maddelerini reva görüyoruz.

Şiddet şiddettir. Bunun hukuksal gerekçesi olamaz. Bir kadın "zıvanadan" çıksa bile, dövülemez. Dövülmesi de bir avukat tarafından savunulamaz. "Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin" diyen meşhur hakimden farkımız olmalı.

Her somut olay kendi içinde değerlendirilmeli ama restaurantta olay çıkaran kadını yanındakilerle birlikte teskin etme şansı var. O da yoksa boşanma hakkı var. Ama dövme hakkı asla yoktur. Siz tedip hakkından değil, dövme hakkından söz etmektesiniz.
Old 10-07-2010, 19:53   #5
namutenahi

 
Varsayılan

Sayın Demirtaş,

Örnekte müvekkiliniz kocanın kadına tokat atma hakkı, o mekanda bulunan herhangi birinin tokat atma hakkından fazla değildir. Kadına yönelik şiddeti hiç bir surette tedip olarak görmek mümkün değildir.
Old 10-07-2010, 23:47   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Müzikli bir restaurant'da zıvanadan çıkmış bir vaziyette etraftaki masalara saldıran karısını tüm çabalarına rağmen dışarı çıkaramayan bir adamı peygamber olamadığı için mi suçluyor ve ona TCK ilgili maddelerini reva görüyoruz.
Marquis de Sade kitaplarında, kişiler arası ilişkilerde insanın insansal yanı bir kez yitirildiğinde neler olabileceğinin bilgisini verir. Kişiler arası ilişkilerde insanın sahip olduğu onur bir yana bırakıldığında, ortaya çıkan yeni ilke ‘’kendi yararını koruma’’ sonuna kadar götürülecek olursa; zorunlu olarak "sadizm"e varılır.

Alıntı: http://tr.wikipedia.org/wiki/Marquis_de_Sade
Old 12-07-2010, 12:02   #7
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım ben ; kadının dövülmesinden , sırtından sopanın eksik edilmemesinden bahsetmedim ki ! Ben restaurantta yaşanan olayın kadına , boşanma hakkı verip vermediğini sorguluyorum.Yaşanan somut olayda adam kusurlu buna karşılık kadın zavallı , masum , çaresiz olarak nitelenip kadının isteği doğrultusunda boşanma kararı vermek adalete uygun mu değil mi ; bu durumu sorguluyorum.
Old 12-07-2010, 20:00   #8
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Sevgili meslektaşlarım ben ; kadının dövülmesinden , sırtından sopanın eksik edilmemesinden bahsetmedim ki ! Ben restaurantta yaşanan olayın kadına , boşanma hakkı verip vermediğini sorguluyorum.Yaşanan somut olayda adam kusurlu buna karşılık kadın zavallı , masum , çaresiz olarak nitelenip kadının isteği doğrultusunda boşanma kararı vermek adalete uygun mu değil mi ; bu durumu sorguluyorum.

Siz hariç herkes aynı düşüncede sayın Demirtaş:
- Eşler arasında tedip hakkı diye bir hak yoktur. Olsaydı bile bu hak tokat atarak kullanılamazdı.
- Yaşanan olayda erkek o tokadı atmasaydı kadının davranışları boşanma nedeni sayılırdı,
- Ama o tokat atılmış; bu bir boşanma nedenidir.
Old 12-07-2010, 21:35   #9
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

"Tedip Hakkı" biçiminde bir başlık görünce şaşırarak tıkladım. Çünkü tedip, bana dayakla uslandırmayı çağrıştıran bir sözcüktür. Sonra acaba ben yanlış mı düşünüyorum diyerek sözlüğe baktım. Sözlükte dayak demiyor, uslandırma, yola getirme, terbiye diyor. Bu sözcükler anne babanın çocuk üzerindeki velayet hakkı kapsamında tartışılagelen kavramlardır. Çünkü çocuk, ergin değildir, velayet altındadır, eğitim alır. Bugün çocuklar üzerindeki hakkın ise "yüküm hak" olarak nitelendirildiği, eğitimin şiddet içeremeyeceği bir dönemdeyiz. Yani çocuklar üzerinde velayetten çok bakım hakkından, bakım yükümlülüğünden, terbiye, tedipten çok eğitimden söz edildiği bir dönemdeyiz. Ayrıca kadın-erkek eşitliğinin muhafazakâr çevrelerce bile sözde dahi olsa benimsendiği bir dönemdeyiz. Siz böyle bir dönemde erkeğin kadın üzerindeki tedip hakkından söz ediyorsunuz, bu hakkı hangi maddeye dayandırabiliyorsunuz, çok merak ettim.

tedip a. Ar. (- -) esk.
Uslandırma, yola getirme, °terbiye etme.
~ etmek
yola getirmek, uslandırmak, °terbiye etmek.
Old 12-07-2010, 21:53   #10
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Sn.Suat Bey cevabınız için teşekkür ederim ; yalnız , anlattığım olay ; evde otururken kocanın , karısına brifing vermesi ve karısının da kendinden isteneni kabul etmeyerek karşı çıkması üzerine ona şiddet uygulanarak yapılan bir ikna çalışması değil .Tedipin güncel Türkçede'ki karşılığını ; terbiye , eğitim ve daha çok Ziya Paşadan kalma ; tekdir ile uslanmayanlara uygulanan metod gibi algılıyorum. Fakat açtığım konu genel olarak kullanılan ve savunulan bir metodla ilgili değil. Takdir edeceğiniz üzere her somut olay kendi içinde değerlendirilmelidir.Müzikli bir restaurant'da zıvanadan çıkmış bir vaziyette etraftaki masalara saldıran karısını tüm çabalarına rağmen dışarı çıkaramayan bir adamı peygamber olamadığı için mi suçluyor ve ona TCK ilgili maddelerini reva görüyoruz.

Sayın M.SERDAR DEMİRTAŞ,

Bana öyle geliyor ki müvekkilinizin dolduruşuna gelmişsiniz, ve aynı hızla bilgisayarın başına oturup Tedip Hakkı diye bir başlık atmışsınız.

1. Dayak atmayı, bir tokat bile olsa ' Tedip Hakkı' olarak tanımlamak benim hukuk düşünceme ve 'insanlık onuru' anlayışıma ters düşüyor.
2. Tüm yazılanlara rağmen insanlık onuru ile bağdaşmıyan bir fiili savunuyor ve bu türden bir fiilin sahibini haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz,
3. Kusura bakmayın ama, 'zıvanadan çıkmış bir vaziyette etraftaki masalara saldıran karısını' tabirininiz biraz ağır kaçmış gibime geliyor,
4. Anayasamıza aldığımız o herkesin 'dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.' ilkesine uygun olarak olayı ters düz ettiğimizi düşünelim: 'Kadın erkeğe bir tokat atmış olsaydı yine 'tedip hakkı' kavramını kullanır mıydınız?
5. Toplum içinde/kamuya açık bir yerde atılan bir tokat, benim düşünceme göre bir boşanma nedenidir.
6. Müvekkilinizi savunmak için herşeyi yapabilirsiniz, ama 'Müzikli bir restaurant'da zıvanadan çıkmış bir vaziyette etraftaki masalara saldıran karısını tüm çabalarına rağmen dışarı çıkaramayan bir adamı peygamber olamadığı için mi suçluyor ve ona TCK ilgili maddelerini reva görüyoruz' diyerek kadının tokadı hak ettiği intibaıını uyandırmayın lütfen.

Saygılarımla
Old 12-07-2010, 22:36   #11
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan M.SERDAR DEMİRTAŞ
Tedipin güncel Türkçede'ki karşılığını ; terbiye , eğitim ve daha çok Ziya Paşadan kalma ; tekdir ile uslanmayanlara uygulanan metod gibi algılıyorum.

Yukarıdaki alıntı ile Ziya Paşa'nın şu bendini kast ediyorsunuz zannedersem:
"Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / laf ile akıllanmayanı uyarmak gerekir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir/uyarmakla akıllanmayanın hakkı dayaktır";

Sayın M.SERDAR DEMİRTAŞ,
uzun süre düşündüm ikinci bir mesaj yazıp yazmamak konusunda. Okuduğunuz gibi, sonunda yazmaya karar verdim. Yazmaya karar verişimin gerekçesi, sorunuzun ve attığınız başlığın bir meslekdaş sorusundan ziyade, müvvekilinizin davranışını haklı çıkarmaya çalışan bir uslupla yazılmış olması. Evliliğin temeli karşılıklı sevgi ve saygıdır, tedip değil. Karşılıklı sevgi ve saygının olmadığı yerde evlilik yoktur, baskı, korku ve sindirme vardır.
Ziya Paşa'nın dörtlükleri çok güzeldir, ama vermeye çalıştıkları mesaj konusunda çağımızın değil, yazıldıkları zamanın dünya görüşünü yansıtırlar.

Saygılarımla
Old 13-07-2010, 10:33   #12
av.cemd

 
Varsayılan

serdar bey sorunuza yanıtım,bu bir boşanma sebebidir zaten elle tutulur şeyler değil ki boşanmanın genel ve özel sebebleri.Ancak kadının kusurlu olması boşanmanın sonuçlarından olan tazminat sorumluluğunda gözönünde bulundurulur.Türk Medeni Kanunu’nun 174/1. maddesine göre; maddi tazminata hükmedilebilmesi için temel koşul, tazminat isteyen tarafın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olması ve boşanma yüzünden mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmiş bulunması gerekir.
Old 13-07-2010, 10:56   #13
caner87

 
Varsayılan

Kast önemli bence. Adamın amacı karısını orta yerde tokatlamak değil, kendine getirme amaçlı hafifçe ya da orta şiddette el ayası ile dokunma şeklinde ise bence bu dayak değildir. Hepimiz yapmaz mıyız bayılan ya da şoka giren kimseye kendine gelmesi için az önce tarif etmeye çalıştığım yöntemle kendine getiririz. Hatta bu yola başvuran doktor bile görmüştüm. Eğer o maksatla şoka giren kimseyi ayıltma amaçlı bir "tokat" ise pek tabi dayak sayılmaz.
Ama tedip hakkı diye birşey yoktur tabiki karı koca arasında..
Old 13-07-2010, 11:26   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Kast önemli bence. Adamın amacı karısını orta yerde tokatlamak değil, kendine getirme amaçlı hafifçe ya da orta şiddette el ayası ile dokunma şeklinde ise bence bu dayak değildir. Hepimiz yapmaz mıyız bayılan ya da şoka giren kimseye kendine gelmesi için az önce tarif etmeye çalıştığım yöntemle kendine getiririz. Hatta bu yola başvuran doktor bile görmüştüm. Eğer o maksatla şoka giren kimseyi ayıltma amaçlı bir "tokat" ise pek tabi dayak sayılmaz.
Ama tedip hakkı diye birşey yoktur tabiki karı koca arasında..

Yapmayın Allah aşkına. Sorudaki şu bölümü okumadınız mı?

Alıntı:
Kadının koşusu en yakın karakolda son bulmuş ve adli tıptan dirseklerinde 1'er cm ekimoz , dudağında da 1 cm'lik morluk olduğunu belirten raporla boşanma davası açmış

Siz neredeyse, adamın karısını sevecen bir şekilde okşadığını iddia ediyorsunuz. Okşama ile morluk olur mu?
Old 13-07-2010, 13:09   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Ama tedip hakkı diye birşey yoktur tabiki karı koca arasında..

Başka söze gerek yok bence...
Old 13-07-2010, 16:46   #16
caner87

 
Mahçup

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Yapmayın Allah aşkına. Sorudaki şu bölümü okumadınız mı?



Siz neredeyse, adamın karısını sevecen bir şekilde okşadığını iddia ediyorsunuz. Okşama ile morluk olur mu?

Suat Bey,olabilir sonuçta neden olmasın sarhoş bir insan dikkat çekmek için ya da hareketlerini kontrol edemediğinden herşeyi yapabilir.Kendini yere de atabilir. 1 cm lik ekimoz ve morluk beyaz tenli bir kadında her şekilde oluşabilir. Savunma hakkı kutsaldır.Sanığın yalan söyleme,gerçeği gizleme ve susma hakkı vardır. Ben olayı eşi açısından değerlendirmek istedim.1cmlik morluk tokatla olacak iş değil,düşme ya da çarpma ile olur gibi geliyor.
Old 13-07-2010, 16:52   #17
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Suat Bey,olabilir sonuçta neden olmasın sarhoş bir insan dikkat çekmek için ya da hareketlerini kontrol edemediğinden herşeyi yapabilir.Kendini yere de atabilir. 1 cm lik ekimoz ve morluk beyaz tenli bir kadında her şekilde oluşabilir. Savunma hakkı kutsaldır.Sanığın yalan söyleme,gerçeği gizleme ve susma hakkı vardır. Ben olayı eşi açısından değerlendirmek istedim.1cmlik morluk tokatla olacak iş değil,düşme ya da çarpma ile olur gibi geliyor.

Sayın caner87,

Soyut bir olayı tartışmıyoruz. Soru sahibi somut olarak kadına "tokat" atıldığını kendisi söylemiş zaten. Savunma hakkının konumuzla ilgisni kuramadım.
Old 13-07-2010, 17:42   #18
caner87

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Sayın caner87,

Soyut bir olayı tartışmıyoruz. Soru sahibi somut olarak kadına "tokat" atıldığını kendisi söylemiş zaten. Savunma hakkının konumuzla ilgisni kuramadım.

Adli vaka olarak hastanede işlem gördüğüne göre,muhtemelen savcılık olası şikayet halinde ceza davası da açacaktır,konumuzla çok da ilgisiz değil çünkü boşanma davası haricinde ceza davası yönü de muhtemelen vardır,
Boşanma davasına gelince hangi taraf daha kusurlu sizce? Yargıtayın öyle kararları varki sadakatsizlik normalde boşanma sebebidir ve sadakatsiz davranan eş kusurludur. Ancak, eşin sadakatsiz davranması karşısında diğer eş toplum içinde eşi küçük düşürecek hakaretlerde bulunur ise hakaret eden eş daha fazla kusurlu sayılır.Şimdi burada da tokat atan ya da olayın özelliğine göre onu durdurmaya çalışan eş mi yoksa "daha fazla içme" uyarısına rağmen sarhoş olan kadın mı daha kusurludur ,düşünmek gerekebilir. Olayın özelliğine göre değişebilir.Sadece "tokat" olarak bakmamak gerekebilir ya da en azından üzerinde düşünmek gerekebilir.O nedenle sarhoş bir insanı durdurma eylemi olarak "tokat" atılabilir şeklinde düşündüm.
Sizler birer erkek olarak yanınızda sarhoş bir partneriniz olsa sırf kişilik haklarına saldırıda bulunmayalım diye,kontrolsüz hareketlerine müdahale etmeyecek misiniz?İnsan hiç bir şey yapmasa eli ile ağzını kapatır ya da kaldırıp ortamdan uzaklaştırır, bu durumda hürriyeti kısıtlama suçu mu oluşur? Harekette oranlılık görüyorum,kusura bakmayınız. Hukukta iki kere iki dört değildir,üstelik matematikde bile değil...
Old 13-07-2010, 17:52   #19
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Adli vaka olarak hastanede işlem gördüğüne göre,muhtemelen savcılık olası şikayet halinde ceza davası da açacaktır,konumuzla çok da ilgisiz değil çünkü boşanma davası haricinde ceza davası yönü de muhtemelen vardır,
Boşanma davasına gelince hangi taraf daha kusurlu sizce? Yargıtayın öyle kararları varki sadakatsizlik normalde boşanma sebebidir ve sadakatsiz davranan eş kusurludur. Ancak, eşin sadakatsiz davranması karşısında diğer eş toplum içinde eşi küçük düşürecek hakaretlerde bulunur ise hakaret eden eş daha fazla kusurlu sayılır.Şimdi burada da tokat atan ya da olayın özelliğine göre onu durdurmaya çalışan eş mi yoksa "daha fazla içme" uyarısına rağmen sarhoş olan kadın mı daha kusurludur ,düşünmek gerekebilir. Olayın özelliğine göre değişebilir.Sadece "tokat" olarak bakmamak gerekebilir ya da en azından üzerinde düşünmek gerekebilir.O nedenle sarhoş bir insanı durdurma eylemi olarak "tokat" atılabilir şeklinde düşündüm.
Sizler birer erkek olarak yanınızda sarhoş bir partneriniz olsa sırf kişilik haklarına saldırıda bulunmayalım diye,kontrolsüz hareketlerine müdahale etmeyecek misiniz?İnsan hiç bir şey yapmasa eli ile ağzını kapatır ya da kaldırıp ortamdan uzaklaştırır, bu durumda hürriyeti kısıtlama suçu mu oluşur? Harekette oranlılık görüyorum,kusura bakmayınız. Hukukta iki kere iki dört değildir,üstelik matematik de bile değil...

Erkekler sarhoş olup olup geldiğinde ya da eve bile gelemeden olay çıkardığında eşlerinin ağzını kapattığını ya da uzaklaştırdığını ya da kendine getirme amacıyla tokat attığını gördünüz mü? Aksine bu durumda da erkekler döver. Yani matematik formülü gibi toplumsal gerçeklerimiz, erkek de sarhoş olsa kadın da sarhoş olsa dövme, kendine getirme, terbiye hakkı erkeğe ait görülüyor. Burada bir yanlış yok mu?
Old 13-07-2010, 18:07   #20
caner87

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Erkekler sarhoş olup olup geldiğinde ya da eve bile gelemeden olay çıkardığında eşlerinin ağzını kapattığını ya da uzaklaştırdığını ya da kendine getirme amacıyla tokat attığını gördünüz mü? Aksine bu durumda da erkekler döver. Yani matematik formülü gibi toplumsal gerçeklerimiz, erkek de sarhoş olsa kadın da sarhoş olsa dövme, kendine getirme, terbiye hakkı erkeğe ait görülüyor. Burada bir yanlış yok mu?

siz toplumsal çıkarımlarda bulunmuşsunuz,haklısınız.
Ben gerçekten de olayı,somut olayı, gözümde canlandırarak birşeyleri yazılı olarak düşündüm.
Olay kadın erkek arasındaki malum ayrıcalıklar,çifte standartlar ise ben hiç katılmayayım bu tartışmalara çünkü gerçekten şunda hepimiz hemfikiriz ki kadınlar ataerkil ve azgelişmiş hatta çoğu zaman çok gelişmiş toplumlarda her zaman için ezilen,metalaştırılan,obje haline getirilen unsurlardır ve yanlıştır.Ne yazıkki erkeğin genetiği ya da yetiştirilme tarzı gereği kadın bu konumdadır.Pozitif ayrıcalıklar dahi kadının ikinci sırada olduğunun baştan kabulü ile tanındığı için, ben bu göya sözde fazla tanınan haklardan da rahatsız olurum.
Ama gerçekten bu olayda ben o adamın düştüğü durumu hissedebiliyorum.Nasıl durudurabilirsin ki eşini,tamam tokatla değil ama yani anlatabildim mi acaba ?Uzaktan baktığı zaman insan ki eşi ile arasında hiç kayde değer sorun olmamış biri gerçekten de dövmek maksadı ile hareket etmedi ise hakimin bence boşanmanın reddine karar vermesi gerekir
Old 13-07-2010, 18:34   #21
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Adli vaka olarak hastanede işlem gördüğüne göre,muhtemelen savcılık olası şikayet halinde ceza davası da açacaktır,konumuzla çok da ilgisiz değil çünkü boşanma davası haricinde ceza davası yönü de muhtemelen vardır,
...

Ne diyecek yani? Hayır "tokat atmadım" mı diyecek? Bu mudur, savunmanın kutsallığı. Yine vurguluyorum, kocanın karısına en az bir tokat attığını bu forumu okuyan herkes bilmektedir. Yorumlarımızı da bu veriye göre yapmaktayız.
Alıntı:
Boşanma davasına gelince hangi taraf daha kusurlu sizce? .Şimdi burada da tokat atan ya da olayın özelliğine göre onu durdurmaya çalışan eş mi yoksa "daha fazla içme" uyarısına rağmen sarhoş olan kadın mı daha kusurludur ,düşünmek gerekebilir. Olayın özelliğine göre değişebilir.Sadece "tokat" olarak bakmamak gerekebilir ya da en azından üzerinde düşünmek gerekebilir.O nedenle sarhoş bir insanı durdurma eylemi olarak "tokat" atılabilir şeklinde düşündüm.

Boşanma davasına gelince, sadece ilk mesajda yazılanlar delil olacaksa, %100 koca haksızdır.

Alıntı:
Yargıtayın öyle kararları varki sadakatsizlik normalde boşanma sebebidir ve sadakatsiz davranan eş kusurludur. Ancak, eşin sadakatsiz davranması karşısında diğer eş toplum içinde eşi küçük düşürecek hakaretlerde bulunur ise hakaret eden eş daha fazla kusurlu sayılır

Sadece bu paragrafı doğrulayacak bir karar bulmanız mümkün değildir. Sanırım siz "hakkın kötüye kullanılması" durumundan söz etmektesiniz. Ama bu kadar bilgiyle, bu yargıya varmak mümkün değildir.

Alıntı:
Sizler birer erkek olarak yanınızda sarhoş bir partneriniz olsa sırf kişilik haklarına saldırıda bulunmayalım diye,kontrolsüz hareketlerine müdahale etmeyecek misiniz?İnsan hiç bir şey yapmasa eli ile ağzını kapatır ya da kaldırıp ortamdan uzaklaştırır, bu durumda hürriyeti kısıtlama suçu mu oluşur? Harekette oranlılık görüyorum,kusura bakmayınız. Hukukta iki kere iki dört değildir,üstelik matematikde bile değil

Hareketlere müdahele etmek, kişiyi enterne etmek başka bir şey; herkesin içinde dövmek başka bir şeydir. Siz bir kadın olarak bunu savunacaksanız, sizin bileceğiniz şey.Bu durumda erkekler olarak biz, şaşmaktan başka bir şey yapamayız.

Alıntı:
Hukukta iki kere iki dört değildir

4 etmeyebilir ama 8 ettiği hiç görülmemiştir.
Old 14-07-2010, 11:23   #22
caner87

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1992/2-449
K. 1992/488
T. 23.9.1992
• TANIK BEYANLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ( Boşanma davasında )
• KADININ KOCAYA HAKARETİ
• KOCANIN SADAKATSİZLİĞİ ( Kadının sövme hakkı )
743/m.134
1086/m.254
ÖZET : Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık ve arkadaşlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılmaz

Kocanın sadakatsiz davranış içinde olması, kadınını ona mütemadi surette hakaret etmesine hak vermez. Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekir.

DAVA ve KARAR :

Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yalova Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 14.10.1991 gün ve 14-756 sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine;

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27.2.1992 gün ve 2233-2317 sayılı ilamı:

( ... Uyuşmazlık ve istek, Medeni Kanunun 134/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmaya ilişkin olup Mahkemece davanın reddi doğrultusunda hüküm kurulmuştur.

Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır ( HUMK.254 ). Akrabalık ve arkadaşlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların ( olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini ) kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O halde tanık sözlerine değer verilmesi gerekir.

Toplanan delillere göre kadının devamlı olarak kocasına soysuz, asaletsiz, köpek, hayvan, eşek diyerek haysiyetini kırdığı gerçekleşmiştir. Bu haksız tutum ve davranış karşısında davacı koca için

boşanma davası açma hakkı doğmuştur. Kocanın başka bir kadınla ilişkisi sebebi ile sadakatsiz hali mahkemece ağır kusur sayılarak dava reddedilmiştir.

Kocanın Alev isimli kadınla ilişkisi sabit olmakla beraber kocanın sadakatsiz davranış içinde olması, kadının ona mütemadi suretle hakaret etmesine hak vermez.

Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından kadına bundan sonra kocaya hakaret etme imkanı verir ki böyle bir düşünüş bizzat ( ihkakı hakka ) imkan vermek sonucunu doğurur. Koca her nasılsa sadakatsizlik içine girmiş diye kadının ona devamlı olarak ağır hakaretlerde bulunmasına hak vermek izahı güç bir hukuki düşünüş tarzı olur.

Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekir.

Ne var ki temyiz incelemesi sırasında yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla davacı kocanın karar düzeltme isteminin kabulü ile onama kararının kaldırılması ve hükmün gösterilen sebeple bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; önceki kararda direnilmiştir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi Usul ve Yasa’ya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ), oyçokluğu ile karar verildi.

Kaynak : kazancı hukuk
Old 14-07-2010, 11:25   #23
caner87

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1997/2-620

K. 1997/760

T. 1.10.1997

• KADININ SADAKATSİZ KOCAYA HAKARETİ

SADAKATSIZ KOCA ( Kadının hakareti )

• BİZZAT İHKAKI HAK ( Kadının sadakatsiz kocaya hakareti )

743/m.134

ÖZET:Kocanın sadakatsiz davranış içinde olması davalının ona mütemadi suretle hakaret etmesine hak vermez. Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından davalıya bundan sonra davacıya saldırma imkânı verir. Böyle bir düşünüş bizzat ihkakı hakka imkân vermek sonucunu doğurur.
Evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, iki taraf yönünden de sürdürülmesi beklenmemelidir.
DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uzunköprü Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.4.1995 gün ve 1994/724 E1995/160 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 29.11.1995 gün ve 1995/1212112988 sayılı ilamı;
( ...Dava, boşanmaya ilişkin olup, davalı iddianın yerinde olmadığını savunmuştur. Toplanan delillere göre davalının, devamlı olarak davacıya pezevenk, şerefsiz, ******ları taşıyorsun dediği ve bu şekilde davacının kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu gerçekleşmiştir. Bu haksız tutum ve davranış karşısında davacı için boşanma davası açmak hakkı doğmuştur. Davacının sadakatsiz hâli mahkemece ağır kusur sayılarak dava reddolunmuştur. Oysa davacının sadakatsiz davranış içinde olması davalının ona mütemadi suretle saldırıda bulunmasına hak vermez. Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından davalıya bundan sonra davacıya saldırma imkanı verir. Böyle bir düşünüş bizzat ihkakı hakka imkan vermek sonucunu doğurur. Olayda bir tarafın kusurun diğerinden ağır kabul etmek mümkün değildir. Evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, iki taraf yönünden de devamı beklenemez. Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın reddedilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanatlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme karan bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı ( BOZULMASINA ) oybirliği ile karar verildi.
kaynak : kazancı hukuk
Old 14-07-2010, 11:28   #24
caner87

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1987/2-310
K. 1987/871
T. 25.12.1987
• HAKİMİN DELİLLERİ TAKDİRİ ( Boşanma )
• BOŞANMA ( Sadakatsiz Kocaya Karşı Onur Kırıcı Davranışlar )
• KUSURUN AĞIRLIĞINI TAKDİR ( Boşanma )
• SADAKATSİZLİK KOCAYA KARŞI ONUR KIRICI DAVRANIŞLAR
743/m.134
ÖZET : Kocanın aile birliğine sadakatsiz sayılan davranışının mı yoksa karının onur kırıcı tepkisinin mi daha ziyade kusur sayılacağı konusunda takdir hakkını kullanan hakim olayların kendi yapı ve oluşlarını dikkate alacak ve her olayı kendi şartları içinde değerlendirecektir. Bu konuda, önceden somut bir kural ve ölçü konulması hakimin takdir hakkını engeller.

DAVA VE KARAR : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı, yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.5.1986 gün ve 538-404 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,

( ... Dava, boşanmaya ilişkin olup, davalı iddianın yerinde olmadığını savunmuştur. Toplanan delillere göre kadının, kocasına: ( Pezevenk ve başka ağır sözlerle sövüp, haysiyetini kırdığı gerçekleşmiştir. Bu haksız tutum ve davranış karşısında, davacı koca için boşanma davası açmak hakkı doğmuştur. Kocanın söylentiye dayanan sadakatsiz hali mahkemece, ağır kusur sayılarak dava reddolunmuştur. Oysa koca sadakatsiz davranış içinde olsa bile bu, kadının, kocasına devamlı şekilde hakaret etmesine hak vermez. Davanın bu sebeple reddi, neticesi bakımından kadına bundan sonra kocasına sövme imkanı verir ki böyle bir düşünüş tarzı bizzat ( ihkakı hakka ) imkan vermek sonucunu doğurur. Koca sadakatsizlik şüphesi içine girmiş diye kadının ona ( pezevenk ) ve başka bir ağır deyimler demesine hak vermek izahı güç bir hukuki düşünüş biçimi olup, bu kanun eliyle karısını kendisine karşı zulüm aleti haline getirmeye ve kadına bundan sonra da ( sövme hakkı ) vermeye yol açar. Kocanın sadakatsizliği dolayısıyla boşanma davası açmak hakkını kullanmamakla kadın hakaret etmek hakkı elde edecekse koca için o yuva Kanun’un korumaya değer gördüğü bir yuva olmaktan çıkar. Bu itibarla boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın reddedilmiş olması yanlış olup, hüküm bu sebeple bozulması gerekirken temyiz incelemesi sırasında bu yön gözden kaçmış ve hüküm onanmış olmakla işbu onama kararının kaldırılması ve hükmün bozulması uygun düşmüştür... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Medeni Kanunun 150/4. maddesi hükmünce hakim delilleri serbestçe takdir eder. Hakimin bu serbest takdir hakkı kuşkusuz sınırı olmayıp, objektif esaslara dayanması gerekir. Hakimin takdirinde serbest oluşu Yargıtay'ın bu konudaki denetimini önlemez. Objektif esaslarla bağdaşmaz, maddi vakıalarla çelişir biçimde takdirde fahiş hataya düşülmesi halinde Yargıtay'ın müdahale edeceği doğaldır. Diğer taraftan Esas No: 1978/5, Karar No: 1978/6 sayı ve 3.7.1978 günlü içtihadı birleştirmeye gerek bulunmadığına ilişkin Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararının gerekçesinde açıklandığı üzere, evlilik birliğine sadakatsizlik eden kocanın bu nedenle kendisine karşı onur kırıcı davranışta bulunan karısına karşıdaha fazla kusurlu sayılıp sayılamayacağı, başka bir anlatımla kocanın aile birliğine sadakatsiz sayılan davranışının mı, yoksa karının onur kırıcı tepkisinin mi daha ziyade kusur sayılacağı konusunda takdir hakkını kullanan hakim olayların kendi yapı ve oluşlarını dikkate alacak ve gene her olayı kendi koşulları içerisinde değerlendirecektir; bu konuda önceden somut bir kural ve ölçü konulmasının da hakimin takdir hakkını önleyici ve bağlayıcı sonuç doğuracağı da doğaldır. Olayda mahalli mahkeme takdir hakkını M.K.’nun 150/4. maddesi uyarınca kullanmış ve bunda da bir isabetsizlik bulunmamıştır. O halde Usul ve Yasa’ya uygun olan direnme kararı onanmalıdır.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), oyçokluğuyla karar verildi.

kazancı hukuk : kaynak
Old 14-07-2010, 11:39   #26
caner87

 
Varsayılan

Ayrıca soru sahibi de biraz daha bilgi verirse seviniriz, müvekkiliniz karısını tekme tokat girişerek dövmüş mü? "Oturduğu sandalyeyi ardından da oturduğu masayı tekmeledi" demişsiniz,dirseklerindeki 1cm lik ekimoz bu tekme ile mi oluşmuş, eşinin tokadı ile mi olmuş?Eşi kucaklayıp götürmek isterken bu esnada yere düşmüş, demişsiniz. Dudağındaki 1 cmlik morluk düşme ile mi oluşmuş ,tekme tokat eşin dövmesi ile mi oluşmuş? Tokadın
boyutunu ve niteliğini gerçekten merak ediyorum.
Ayrıca Suat Bey, lütfen ya demek istediğimi anlamaya çalışınız ya da beni dayak yanlısı bir kadın olarak tarif etmeyiniz..
İyi çalışmalar size,
Old 14-07-2010, 11:48   #27
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Ayrıca soru sahibi de biraz daha bilgi verirse seviniriz, müvekkiliniz karısını tekme tokat girişerek dövmüş mü? "Oturduğu sandalyeyi ardından da oturduğu masayı tekmeledi" demişsiniz,dirseklerindeki 1cm lik ekimoz bu tekme ile mi oluşmuş, eşinin tokadı ile mi olmuş?Eşi kucaklayıp götürmek isterken bu esnada yere düşmüş, demişsiniz. Dudağındaki 1 cmlik morluk düşme ile mi oluşmuş ,tekme tokat eşin dövmesi ile mi oluşmuş? Tokadın
boyutunu ve niteliğini gerçekten merak ediyorum.
Ayrıca Suat Bey, lütfen ya demek istediğimi anlamaya çalışınız ya da beni dayak yanlısı bir kadın olarak tarif etmeyiniz..
İyi çalışmalar size,

İlk mesajda hepsi yazılı zaten. Tokat attığını meslektaşımızın müvekkili kabul ediyor, meslektaşımız da bu tokadın boşanma nedeni olup olmayacağını soruyor; siz hala tokadın "boyutunu ve niteliğini" merak ediyorsunuz. Tokat tokattır.
Old 14-07-2010, 11:49   #28
caner87

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Sayın caner87, bu içtihatlar sizin görüşünüzün aleyhine.

Merhaba Cengiz Bey,

Bu içtihatlarda sadakatsiz kocanın mı yoksa sadakatsizlik karşısında ona hakaret eden karının mı daha kusurlu sayılıp, sayılamayacağı ,hakimin delilleri serbestçe takdir hakkı vs gibi konularla alakalı.
BEnim görüşüm kadının daha fazla kusurlu ya da erkeğin daha az kusurlu olması değil. somut olaya daha yakından bakmaya çalıştım. Sadece tokat atıldı diye başka hiçbirşey düşünülmeden erkeğin %100 kusurlu sayılmasını eleştirmek istedim.
Old 14-07-2010, 11:54   #29
caner87

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
İlk mesajda hepsi yazılı zaten. Tokat attığını meslektaşımızın müvekkili kabul ediyor, meslektaşımız da bu tokadın boşanma nedeni olup olmayacağını soruyor; siz hala tokadın "boyutunu ve niteliğini" merak ediyorsunuz. Tokat tokattır.


Cengiz Bey,
Size güzel imzanız ile cevap vermek isterim.
Gerekçenin bir harfi bile yanlışsa o karar adil değil, demişsiniz.
Teşekkür ederim ayrıca doğrudur,sizler kadar tecrübem olmadığından çok farklı farklı düşüncelere dalabilirim.Gerçekten ilk paragraftan sizin anladığınız kadar hızlı ve aynı şeyi anlayamadım.
Old 14-07-2010, 11:57   #30
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan caner87
Sadece tokat atıldı diye başka hiçbirşey düşünülmeden erkeğin %100 kusurlu sayılmasını eleştirmek istedim.

Hem bunu yazıyor hem de "dayak yanlısı" olarak görülmek istemiyorsunuz. Peki, "tokat yanlısı" mı diyelim?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
rehin hakkı ve hapis hakkı Gürkan Çalışkan Meslektaşların Soruları 3 03-10-2009 10:53
İntifa hakkı sahibi 3.kişi lehine sükna hakkı tanıyabilir mi ? Droogi Meslektaşların Soruları 1 01-10-2007 18:19
Dava Dilekçesinin Usulsüz Tebliğ Edilmesi/ Cevap Hakkı, Usuli İşlemlere İtiraz Hakkı Defi-Def Meslektaşların Soruları 4 06-06-2007 12:51
Kadın Hakkı / İnsan Hakkı gerunsal Kadın Hakları Çalışma Grubu 29 02-06-2007 14:32
Mülkiyet hakkı ve miras hakkı Deunur Hukuk Soruları Arşivi 2 19-11-2006 20:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10178709 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.