Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ortaklığın giderilmesi ve özgüleme davası

Yanıt
Old 28-07-2011, 21:54   #1
üye31284

 
Varsayılan ortaklığın giderilmesi ve özgüleme davası

Müvekkilim aleyhine açılan "tek bir gayrimenkul hakkında ortaklığın giderilmesi " davasında red talebinde bulunduk. Gerekçemiz de söz konusu gayrımenkulün murisle müvekkilime ait olan aile konutu olması...

Yasal süreçte önce aile konutu olduğunu tespit ettirdik ve özgüleme davamızı açtık. Bu iki davada ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapıldı ki doğrusu da budur.

Ancak özgüleme davamızı açtığımız sulh hukuk mahkemesi davanın ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı sulh hukuk mahkemesinde birleştirilmesine karar verdi ve davalar birleştirildi.

Hakim daha önce karşılaşmadığı bu davada karşı taraf avukatı ile bana fikirlerimizi sordu. Karşı taraf zaten yasa hükmü açık olduğundan özgülemeye karşı çıkmadı ancak , izale_i şuuya konu olmayan diğer 2 gayrımenkulün değerinden bu gayrımenkulün tenkis edilmesi gerektiğini söyledi.

Bense izale_i şuyu davasının reddedilmesini, birleştirilen özgüleme davası açısından davamızın kabul edilerek özgülemeye karar verilmesini ve hükmün bu şekilde bırakılması gerektiğini belirttim. Zira bana göre yasa açık. Özgülemede taraflar anlaşamazlarsa mahkemeye gidilmeli. Yani mahkeme özgülemeye karar verecek. Sonrasında anlaşılamazsa karşı taraf bize ayı bir dava açacak bu suretle 2 gayrımenkulün paylaşılması yoluna gidilecek. Aksi taktirde sanki direk tenkis davası açılmış gibi oluyor.

Özgüleme davası başka, tenkis davası, başka, izale_i şuyu başka şeydir ama hepsini bir arada görme yoluna gidilecek...

Zaten hakimde bana haklı olduğumu ama diğer yolun da mantıklı geldiğini söyledi

Kesin olarak özgülemeye karar verilecek ama bizim istediğimiz tarzda değil. Buna eminim... Tabi kanun yollarına gideceğiz istediğimiz karar çıkmazsa.

Bu konuda bilgi sahibi meslektaşım da yok. Pratik veya teorik olarak ilgi alanında olan meslektaşlarım bilgi ve görüşlerini paylaşırsa sevinirim....
Old 29-07-2011, 08:16   #2
Av. Aykut Toklu

 
Varsayılan

Şimdi benim yazılanlardan anlayabildiğim şu ki murisin 3 taşınmazı var. Bunlardan biri murisin eşi ile oturduğu aile konutu.

Ortaklığın giderilmesi davası da sanırım sadece bu taşınmaz için açılmış. Bu durumda aslında bu ortaklığın giderilmesi davasının özgüleme davasının görüldüğü mahkemedeki özgüleme davası ile birleştirilmesi sizin avantajınıza gözüküyor çünkü hakim önce ortaklığın giderilmesi davasını red edecek daha sonra da aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine karar verecektir.

Zaten uygulama da bu yöndedir; sağ kalan eş çoğunlukla murisin bakmakla sorumlu olduğu kişi olduğu için basit bir yargılama ile sağ kalan eşin oturmuş olduğu konutun aile konutu olduğunun tespiti ve bu konutun da sağ kalan eşe özgülenmesi sürecinde bir problem olabileceğini sanmıyorum.

Sizin talep ettiğiniz özgüleme tarzını biraz açar mısınız peki? Yani sizin istediğiniz özgüleme talebi ile mahkemenin vereceğini düşündüğünüz özgüleme tarzı arasında ne gibi bir fark olabileceğini düşünüyorsunuz?
Old 29-07-2011, 08:17   #3
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yargıtay - Karşı oy

Sayın meslektaşım,
Titiz çalışmanız için... Teşekkürler.

İncelenmesi yararlı olur düşüncesi ve saygılarımla:

KARŞI OY :
2.HD.E.2006/20937,K.2007/1229,T.5.2.2007


Dava dosyasında sağ eş tarafından TMK m. 652 f. I hükmüne göre miras bırakanın mirasçılarına karşı tereke malları arasında bulunan aile konutu üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben "mülkiyet hakkı" tanınması olmadığı takdirde TMK m. 652 f. I hükmüne göre mülkiyet yerine "intifa veya oturma hakkı" tanınması isteminde bulunulduğu ve davanın görülmekte olduğu "sulh hukuk mahkemesinde" istemin "tereke mahkemesinin" görevi kapsamına girdiği için görevsizlik kararı verildiği ve dava konusu taşınmaz hakkında ayrı bir dava dosyasında elbirliği halindeki mülkiyette şüyuun giderilmesi hakkında dava olduğu ve o davada işbu temyiz davasına konu dava sonucunun beklenmekte olduğu konusunda değerli çoğunluk ile aramızda "görüş birliği" vardır.

Çekişme nedir'

Değerli çoğunluğun düşüncesine göre TMK m.652 f. I hükmüne göre özgüleme isteminde bulunulan aile konutu hakkında elbirliği halindeki mülkiyette şüyuun giderilmesi isteminde bulunulmuşsa özgülemekle görevli mahkemenin o mahkeme olması gerekir. Başka bir anlatımla elbirliği halindeki mülkiyette şüyuun giderilmesi istemini inceleyen mahkeme dava konusu taşınmazlar içerisinde aile konutu varsa bu konutun özgülenmesi hakkında da karar vermek zorundadır.

Öncelikle değerli çoğunlukla "görüş birliği" içinde olduğumuz olgulara vurgu yaptıktan sonra hangi sebeple çoğunluk düşüncesine "katılmadığımızı" daha sonra açıklayacağız.

1-Yerel Mahkemenin Davayı Nitelendirmesi İsabetsizdir

Her şeyden önce dava dosyasında sağ eş tarafından TMK m. 652 f. I hükmüne göre miras bırakanın mirasçılarına karşı tereke malları arasında bulunan aile konutu üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben "mülkiyet hakkı" tanınması olmadığı takdirde TMK m. 652 f. I hükmüne göre mülkiyet yerine "intifa veya oturma hakkı" tanınması isteminde bulunulduğu halde sanki davacı sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine "katılma alacağına" mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını istemiş gibi gerekçeli kararında görevsizlik kararına TMK m. 240 hükmünü dayanak yapması dosyadaki istemle bağdaşmamakta/örtüşmemektedir.

Yerel mahkemenin kabulünün aksine sağ kalan eş "katılma alacağına" değil "miras hakkına mahsuben" özgüleme isteminde bulunmuştur.

2- Dava Konusu Taşınmaz Aile Konutu Olmalıdır.

Özgüleme isteminde bulunulan konutun "aile konutu" ( Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, ( 1150 sayfa ) Ankara 2006. ( Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 552-570 ) olması gerekir mi'

DURAL/ÖZ kanun hükmünde ( TMK m. 652 ) "aile konutundan" değil de "eşlerin birlikte yaşadıkları konuttan" söz edildiği için o evin aile konutu haline dönüştürülmüş olması gerekli değildir. ( Mustafa DURAL-Turgut ÖZ, Miras Hukuku, İstanbul-2003, s. 487 ) düşüncesindedir.

TMK m. 652 hükmünün madde başlığı bile "Aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi" şeklindedir. Bu sebeple DURAL/ÖZ görüşü 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu sistematiği ile de bağdaşmamaktadır.

Başka bir anlatımla özgüleme konusu olacak taşınmazın "aile konutu" olması zorunludur. Aile konutu olmayan bir taşınmaz eşlerin "birlikte yaşadıkları konut" olsa bile özgülemeye konu yapılamaz.

Temyiz davasına konu dosyada dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu konusunda taraflar arasında kesin hüküm bulunduğundan bu konuda bu bağlamda bir sorun yoktur.

Nitekim yerel mahkeme ile de aramızda bu konuda bir çekişme bulunmamaktadır.

3- Yerel Mahkemenin Daha Öncede Tereke Mahkemesini Bu Davada Yetkili Kabul Etmesi Görüşüne Dairem İtibar Etmemiştir.

Taraflar arasında daha önce görülen ve dava konusu taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin Eskişehir 2. Aile Mahkemesinin 2005/145 esas ve 2005/709 esas sayılı dava dosyasında "Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ve TMK m. 652 hükmüne göre özgüleme istemini tereke hâkimliğinde talep etmekte muhtariyetine" karar verilmiş Dairem tarafından benim de yer aldığım kararda "özgüleme görevinin TMK m. 652 hükmüne göre sulh hukuk mahkemesine ait olduğu" vurgulanarak verilen kararın onanmasına karar verilmiştir.

Görüldüğü üzere aynı yer mahkemesi daha önce tereke mahkemesini görevli kabul edip Dairem tarafından bu görüşe itibar edilmeyerek görevli mahkemenin tereke mahkemesi olmadığı açıkça gösterildiği halde bir kez daha aynı görüş yerel mahkeme tarafından sergilenmiştir.

Oysa görevli mahkemenin tereke mahkemesi olmadığı konusu artık tartışmasızdır.

Yukarıda açıkladığım sebeplerle yerel mahkeme kararının bozulması konusunda değerli çoğunlukla aramda "görüş birliği" vardır. Ancak bozma gerekçesinde görüşlerimiz bağdaşmamaktadır.

Şimdi de bu konudaki argümanlarımızı açıklayacağız.

1- Elbirliği Halindeki Mülkiyette Şüyuun Giderilmesi Davasının Niteliği

Bilindiği üzere mülkiyet hakkı, eşya üzerinde sahibine en geniş yetkiyi sağlayan aynî haktır. Mülkiyet hakkı, hak sahibinin sayısına göre ikiye ayrılır;

- Mülkiyet hakkı tek bir kişiye aitse: tek kişi mülkiyeti,

- Eşya üzerinde birden fazla kişi mülkiyet hakkına sahip ise: birlikte mülkiyet TMK. m. 688-703 hükmüyle birlikte mülkiyet düzenleme konusu yapılmıştır.

Birlikte mülkiyet ikiye ayrılır;

- Paylı mülkiyet ( =müşterek mülkiyet ) ( birden fazla kişinin paylı olarak bir eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olması ) ( =TMK. m. 688-700 )

- Elbirliği mülkiyeti ( İştirak halinde mülkiyet ) ( =birden fazla kişinin aralarındaki ortaklık ilişkisi nedeniyle paysız olarak bir eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olması ) ( = TMK. m. 701-703. ) ( Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2007, Kısaltma: GENÇCAN-TMK-2, m. 688 Açıklaması vd )

Hemen belirtmek gerekir ki şüyuun giderilmesi ( izaleî şüyu ) ile taksim ( = paylaştırma ) bir ve aynı şey değildir. Bir taşınmaz üzerindeki paylı mülkiyet ( = müşterek mülkiyet ) ya da elbirliği mülkiyetinin ( = iştirak halinde mülkiyet ) sonlandırılması uygulamada şüyuun giderilmesini ( izaleî şüyu ) karşılamaktadır.

"Paydaşlığın giderilmesi" ya da "ortaklığın giderilmesi" ifadesi yerine teknik anlamda "Birlikte Mülkiyetin Sonlandırılması Davası" vardır demek daha isabetli bir söylemdir.

2- "Birlikte Mülkiyetin Sonlandırılması Davası" ile "Aile Konutunun Özgülenmesi Davasının" İlişkisi

Birlikte mülkiyetin sonlandırılması davası çift taraflı ( actio duplex ) bir dava olduğu halde aile konutunun özgülenmesi davası miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması bağlamında çift taraflı ( actio duplex ) bir dava değildir.

Buna karşılık birlikte mülkiyetin sonlandırılması davası ve aile konutunun özgülenmesi davası peşin nispi harca bağlı bir davadır. Başka bir anlatımla bu konuda "usulüne uygun biçimde açılmış bir dava bulunmadan" hâkim tarafından kendiliğinden karar verilmesi olanaksızdır.

Mirasçılar tarafından sağ eşe karşı açılan birlikte mülkiyetin sonlandırılması davasında ( =Eskişehir 2.Sulh Hukuk Mahkemesi, 2003/1460 esas ) aile konutu olduğu daha sonra kesinleşen taşınmazla ilgili "paylaşma mümkün olmadığından birlikte mülkiyetin satış sureti ile sonlandırılması" istenilmiş davalı sağ eş ise özgülenme konusunda karşılık dava açmadan sadece özgülenme davasının sonucunun beklenmesi isteminde bulunmuş buna rağmen özgüleme davası sonucu beklenmeden verilen satış kararı ise Yüksek 6. Hukuk Dairesi tarafından özgüleme dosyasının "ön mesele" kabul edilmesi konusunda kararın bozulması üzerine yerel mahkeme usule ve yasaya uygun bozma kararına uymak suretiyle özgüleme dosyasının sonucunu bekler konuma geçmiş durumdadır.

3- "Aile Konutunun Özgülenmesi Davası", "Birlikte Mülkiyetin Sonlandırılması Davası" İçin Ön Mesele Oluşturur

Aile konutunun özgülenmesi davası, birlikte mülkiyetin sonlandırılması davasından ayrı bir dava ile istenmiş olabileceği gibi karşılık dava şeklinde de açılabilir.

A- Aile Konutunun Özgülenmesi Davası Ayrı Dava Şeklinde Açılmışsa

Birlikte mülkiyetin sonlandırılması davası incelenirken dava konusu taşınmazlardan biri hakkında sağ eş tarafından TMK m. 652 f. I hükmüne göre miras bırakanın mirasçılarına karşı tereke mallan arasında bulunan aile konutu üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben "mülkiyet hakkı" tanınması olmadığı takdirde TMK m. 652 f. I hükmüne göre mülkiyet yerine "intifa veya oturma hakkı" tanınması için ayrı bir dava açılmışsa davayı incelemekte olan hâkim için aile konutunun özgülenmesi davası "ön mesele" oluşturur.

Mahkemece yapılacak iş, aile konutunun özgülenmesi davası sonucunu bekleyerek özgüleme "varsa" birlikte mülkiyetin sonlandırılması isteminin bu sebeple reddine, özgüleme istemi "reddedilmişse" birlikte mülkiyetin sonlandırılması istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir.

B- Aile Konutunun Özgülenmesi Davası Karşılık Dava Şeklinde Açılmışsa

Birlikte mülkiyetin sonlandırılması davası incelenirken dava konusu taşınmazlardan biri hakkında sağ eş tarafından TMK m. 652 f. I hükmüne göre miras bırakanın mirasçılarına karşı tereke malları arasında bulunan aile konutu üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben "mülkiyet hakkı" tanınması olmadığı takdirde TMK m. 652 f. I hükmüne göre mülkiyet yerine "intifa veya oturma hakkı" tanınması için karşılık dava açılmışsa davayı incelemekte olan hâkim için aile konutunun özgülenmesi davası yine bir "ön mesele" oluşturur.

Mahkemece yapılacak iş, aile konutunun özgülenmesi davasını birlikte mülkiyetin sonlandırılması davasından "tefrik ederek" sonucunu bekleyerek özgüleme varsa birlikte mülkiyetin sonlandırılması isteminin bu sebeple reddine, özgüleme istemi reddedilmişse birlikte mülkiyetin sonlandırılması istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir.
Old 29-07-2011, 10:17   #4
üye31284

 
Varsayılan

[quote=
Sizin talep ettiğiniz özgüleme tarzını biraz açar mısınız peki? Yani sizin istediğiniz özgüleme talebi ile mahkemenin vereceğini düşündüğünüz özgüleme tarzı arasında ne gibi bir fark olabileceğini düşünüyorsunuz?[/quote]

Cevap yazmaya zaman ayırdığınız için çok teşekkürler...

Evet evet özgüleme talebimiz reddeilmeyecek o kesin. Tam olarak şunu söylemek istiyorum.

Bize tek bir gayrımenkul için izale i şuyu davası açıldı
Biz reddedilerek söz konusu gayrımenkulün tarafımıza özgülenmesini istiyoruz.
Yani diyoruz ki izaleyi şuyu reddedilsin özgülmeye karar verilsin. Bu bana göre böyle yalın bir hak...

Evet kanunda miras hakkına mahsuben diyor ama... Ben diyorum ki...Özgülemeye karar verildikten sonraki süreçte dava kapandıktan sonra yani taraflar anlaşamazlarsa o zaman özgüleme bedelinin tespiti için karşı tarafın ayrı bir dava açması gerek diyorum. Bunu da şuradan çıkarıyorum:
MADDE 658.- Mirasçılar özgülenme değeri üzerinde uyuşamazlarsa, bu değer sulh hâkimi tarafından belirlenir.
Ve dava aşamasında anlaşamadık bu dava üzerinden sorun çözülsün denilemez bence, o ayrı bir davanın konusu olmalı.
Ama mahkeme davaya konu olmayan diğer iki gayrimenkulde masrafı bizden alınarak keşif yaptırdı, resmen onlar için tenkis ya da izaleyi şuyu davası açılmış gibi bir şey oldu ve tüm masraflar da bizden çıkıyor. Ben bu kararın bu şekilde doğru olmayacağını düşünüyorum.
Sizce?
Old 29-07-2011, 10:24   #5
üye31284

 
Varsayılan

Hulusi bey çok çok teşekkür ederim, gönderdiğiniz karar bu konuda bulunabilecek en ayrıntılı ve en açıklayıcı kararlardan birisi...Ancak ne varki biz sadece mülkieyt hakkını istiyoruz, intifa hakkını kesinlikle kabul etmiyoruz. Karşı taraftan da intifa hakkı olsun talebi gelmedi... Yani dava mülkiyet hakkı üzerinden sonuçlanacak. Bu karara göre mülkiyet hakkı durumunda tenkis yolu olabilir gibi bir sonuç çıkıyor. Ama bu karar bence yanlış bir karar...Yanlışş yanlış yanlış benim işime pek yaramıyor)) Şaka bir yana yanlış olduğunda ciddiyim) Ahhh ben yargıtay üyesi olacaktım ki)

Yardımınız için tekrar teşekkür ederim, kişisel görüşleriniz de benim için çok önemli, fırsat bulduğunuzda paylaşırsanız çok sevinirim...
Old 29-07-2011, 10:28   #6
Av. Aykut Toklu

 
Varsayılan

Siz ilk duruşmada izale-i şüyuu talebine itiraz edin ve talebin reddedilerek özgülemeye karar verilmesini talep edin bu talebinizi de kesinlikle duruşma tutanağına yazdırın ki daha sonra temyiz aşamasında size yardımcı olacaktır.

Bir de bence aslında düşünce tarzınıza tamamen katılmakla birlikte özgüleme davası içerisinde diğer iki gayrimenkul için değer tespiti yapılması bu iki gayrimenkul değerinin özgüleme bedelinden düşülmesi sanki bana müvekkiliniz lehine de olur gibi geliyor bir de bu açıdan bir bakalım?

Ne dersiniz?
Old 29-07-2011, 11:03   #7
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Aykut Toklu
Siz ilk duruşmada izale-i şüyuu talebine itiraz edin ve talebin reddedilerek özgülemeye karar verilmesini talep edin bu talebinizi de kesinlikle duruşma tutanağına yazdırın ki daha sonra temyiz aşamasında size yardımcı olacaktır.

Bir de bence aslında düşünce tarzınıza tamamen katılmakla birlikte özgüleme davası içerisinde diğer iki gayrimenkul için değer tespiti yapılması bu iki gayrimenkul değerinin özgüleme bedelinden düşülmesi sanki bana müvekkiliniz lehine de olur gibi geliyor bir de bu açıdan bir bakalım?

Ne dersiniz?

Söz konusu itirazlarım tutanaklarda ve sunduğum dilekçelerde yer almaktadır, ancak uyarınız için yine de teşekkürler....

Evet aslında daha lehe gibi görülüyor Ama kendi aralarında anlaşırlarsa ve normal usulde diğer iki gayrımenkul satılırsa çok daha yüksek meblağlar olacak ancak icra vasıtasıyla satışta çok düşük bedellerle satış yapılacak...Kendi aralarında anlaşarak serbest satış yapılırsa müvekkilim hem özgülenmiş eve hem de diğer gayrımenkullerin satışından üstüne mirastan pay olarak para bile alması söz konusu olabilecek...

Anlaşamamış olsalar karşı taraf dava açsa masraflar onlardan çıkacaktı...Ama tüm masraflarda şu aşamada müvekkilimden çıkmaktadır. Netice de masraflar dava sonunda bölüştürülerek müvekkilime verilecektir o ayrı ama müvekkilim maddi süreci yürütmekte zorlanmaya başlamaktadır. Bilirkişi raporlarına itiraz edeceğiz bedeller düşük çıktığı için... Tekrar tekrar yüksek keşif ücretleri ödemek zorunda kalıyoruz.

Zaten artık dönüşü yok istemediğimiz yolda ilerleniyor, hiç keşif yapılmaması gerekiyordu diğer gayrımenkuller hakkında ama yapıldı bile talebimiz hilafına...Bunlar ancak kanun yolu sebeplerimiz olacak...

Değerli fikirleriniz için teşekkürler...
Old 29-07-2011, 12:02   #9
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan

6.HD.E.2010/8795,K. 2010/10793,T. 13.10.2010:

1.Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır.

2.Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallar ile haklarda paydaşlar ( ortaklar ) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde,

3.aile konutunun özgülenmesi davası sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içermekte olup iki taraflı bir dava olduğu söylenemez.

4.Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması isteğini içeren davada görevli mahkeme taşınmazın değerine göre belirlenir. Bu dava müstakil olarak açılabildiği gibi açılmış olan bir ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde de görülebilir.

5.Özgüleme davası, ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde açılmış ise, mahkemece dava konusu taşınır ya da taşınmazın değeri belirlenerek, dava değer itibariyle sulh mahkemesinin görev sınırını aşıyorsa özgüleme davasının tefrikine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilip, bu davanın sonucu beklenmelidir. ( HUMK. Md.5 ) Karşı davanın değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa HUMK'nun 566. maddesi uyarınca öncelikle özgüleme isteği çözümlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Old 29-07-2011, 12:38   #10
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
6.HD.E.2010/8795,K. 2010/10793,T. 13.10.2010:

1.Ortaklığın giderilmesi ve aile konutunun özgülenmesi davaları nitelikleri itibariyle ayrı ayrı davalardır.

2.Ortaklığın giderilmesi davaları, paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallar ile haklarda paydaşlar ( ortaklar ) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu halde,

3.aile konutunun özgülenmesi davası sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması isteğini içermekte olup iki taraflı bir dava olduğu söylenemez.

4.Miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınması isteğini içeren davada görevli mahkeme taşınmazın değerine göre belirlenir. Bu dava müstakil olarak açılabildiği gibi açılmış olan bir ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde de görülebilir.

5.Özgüleme davası, ortaklığın giderilmesi davasında karşı dava şeklinde açılmış ise, mahkemece dava konusu taşınır ya da taşınmazın değeri belirlenerek, dava değer itibariyle sulh mahkemesinin görev sınırını aşıyorsa özgüleme davasının tefrikine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilip, bu davanın sonucu beklenmelidir. ( HUMK. Md.5 ) Karşı davanın değeri sulh mahkemesinin görevine giriyorsa HUMK'nun 566. maddesi uyarınca öncelikle özgüleme isteği çözümlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.

Öncelikle özgülemeyi çözümlemeye çalışıyorlar ama bizim istdiğimiz şekilde değil Müvekkil her halükarda memnun olacak aslında başta sadece izale-i şuyu da bedeli düşük gösterirler diye davayı vermişti, evin satılmama ihtmalinden hiç umudu yoktu şimdi çok mutlu ama ben en doğrusu olsun istiyorum... Neyse tekrar tekrar teşekkürler.
Old 08-08-2011, 13:53   #11
av.yağmur deniz

 
Varsayılan

aynı dava bende de var.Ben önce özgüleme davası açtım ve mülkiyet talebettim.İlk celsede de aile konutu tespiti için yetki istedim.Sonra ise ortaklığın giderimi açıp noktalamak istiyorum.Ancak ortaklığın giderimini sona bırakmakla doğru mu yapıyorum acaba.Açıp özgülemeyi bekletici mesele yaopmam zaman kazanmak açısından daha iyi mi olurdu?
Tespit için değ,iş davası mı açtınız esas dava mı?
Old 08-08-2011, 14:07   #12
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yağmur deniz
aynı dava bende de var.Ben önce özgüleme davası açtım ve mülkiyet talebettim.İlk celsede de aile konutu tespiti için yetki istedim.Sonra ise ortaklığın giderimi açıp noktalamak istiyorum.Ancak ortaklığın giderimini sona bırakmakla doğru mu yapıyorum acaba.Açıp özgülemeyi bekletici mesele yaopmam zaman kazanmak açısından daha iyi mi olurdu?
Tespit için değ,iş davası mı açtınız esas dava mı?

Benim bakış açıma göre " salt özgüleme kararı " yla kalmalı mahkeme. Yani ne oranda mahsup edileceğine karışmamalı. Bunu da aşşağıda ayrıntılarını açıkladığım sebeplerle MADDE 658.- Mirasçılar özgülenme değeri üzerinde uyuşamazlarsa, bu değer sulh hâkimi tarafından belirlenir hükmünden yola çıkarak düşünüyorum.

Dolayısıyla ben zaten, sizin diğer gayrımenkuller için ( bu davanın bir parçası gibi ) izale-i şuyu davası açmanız gerektiğini düşünmüyorum, mahkemenin benim dediğim şekilde karar vermesi halinde.

Ancak bu davayla ilgili yerleşmiş neticeler yok, yaptığım araştırmalar neticesinde anladığım kadarıyla.

Benim düşündüğüm gibi olmasa bile, sizin, ortaklığın giderilmesi davasını en sona bırakmanızda bir sakınca yok, zira zaten tespit ve özgüleme davaları ortaklığın giderilme davasında bekletici mesele yapılıyor. Yani sorun yok.

Aile konutu tespit davasını, tevzi bürosu, nasıl kaydetmesi gerektiğine karar veremeyince; hakime sordum, değişik iş dedi. Değişik iş üzerinden açtım, ancak ertesi gün hakim dosyayı tam olarak inceledikten sonra kalemden memurlar beni arayarak, esasa kaydettirilmesi gerektiğini söylediler. Ek bir harç ödemedim.


Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ortaklığın giderilmesi davası Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 25 08-08-2016 15:45
Ortaklığın Giderilmesi davası mı Taksim Sözleşmesi Uyarınca Tescil Davası mı? condictio_certi Meslektaşların Soruları 1 23-05-2013 10:54
ortaklığın giderilmesi davası vkguzel Meslektaşların Soruları 1 24-03-2010 21:52
ortaklığın giderilmesi davası av.heimatlos Meslektaşların Soruları 8 29-05-2009 13:57
Ortaklığın Giderilmesi Davası - İzale - i Şüyuu Davası - Bu konu ile ilk davam justicewarior Meslektaşların Soruları 7 11-05-2009 11:48


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07323003 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.