Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tahliye Taahhüdü/ Kiracı Tutuklandıysa Ne Yapılabilir

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-02-2007, 12:44   #1
avukat erdoğan

 
Varsayılan Tahliye Taahhüdü/ Kiracı Tutuklandıysa Ne Yapılabilir

Kiracının noter vasıtasıyla verdiği tahliye taahhüdüne dayanarak kiralayan; mecuru boş olarak teslim almak istemekte ancak verilen taahhüdün zamanı geldiğinde kiracı bir suçtan dolayı cezaevine girer,halen cezaevindedir.Mecurun anahtarı ise tahliye taahhüdüne istinaden; kiracı cezaevinde olduğu için kiracının abisinden alınmak durumunda kalınmıştır.
Bu durumda tahliye taahhüdüne ilişkin olarak süresi içerisinde yine de icra takibi veya dava açmaya gerek var mı?
Ya da kiracının abisinden alınan mecurun anahtarlarına rağmen tahliye taahhüdünü veren kiracının imzası ile kiracılık ilişkisinin bittiğine ve mecurun boş olarak teslim edildiğine ilşikin protokol yapmaya gerek var mı?
Old 24-02-2007, 12:52   #2
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Her ihtimale karşı yapılabilirse faydalı olur. Kiracının ağabeyinden alınacak bir imzalı beyan da yeterli olur düşüncesindeyim.
Saygılar...
Old 24-02-2007, 16:30   #3
Av.Demet

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşıma katılıyorum..Kiracı cezaevinde olduğundan ağabeyi ile protokol yapılarak mecurun boş ve eksiksiz teslim edildiği ile anahtar tesliminin gerçekleştiği belirtilmeli ve karşılıklı imza altına alınmalıdır. Kiracının yetkilisi sıfatı ile ağabeyinin protokolü imzalamasında bir sakınca olmadığını düşünüyorum...Ayrıca kiracı cezaevinde olduğundan ağabeyinin bu hususta yetkili kılındığı da protokol kapsamında belirtilebilir...İyi Çalışmalar...
Old 24-02-2007, 18:28   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Diyelim ki;

Kiracı sadece tutuklandı ve 1 ay sonra tahliye oldu.Evine geldi ama boş...Kiralayana " Kardeşim ile birlikte hareket ederek, yokluğumu fırsat bildiniz. Ben hala kiracınım" derse ne olacak? Çok küçük bir olasılık. Ama olursa kardeşten alınan yazı vs(Geçerli vekaletname olmadan) geçerli olacak mı? Bu arada 'tahliye taahhüdü'nü icra takibine konu etmek için gerekli 1 aylık zaman kaçmış olmaz mı?

Ne dersiniz?

Saygılarımla
Old 24-02-2007, 19:15   #5
gencerx07

 
Varsayılan

bende avukat suat beye katılıyorum..o zaman abisi değil arkadasıda imza atsın ben yakın dostuyum diye tahliye taahhüdüne dayalı takip açılır kişinin tutuklu veya mahkum olmasına göre vasi atar veya belirlenir ve hukuki işlem onun neznnide devam eder.belki zahmetli bir süreç ama abisinin attığı imzaya göre daha garanti.şlerde bazı sorumluluk alınmak istenmiyorsa
Old 24-02-2007, 19:34   #6
Av. Mehmet Demirezen

 
Varsayılan taraf

noterde düzenlenmiş taahhüde taraf olmayan birinin haricen taahhüdü verenin imzası(yada vekaleti)olmadan taahhüt alanla arasında yapılan protokolle taraf sıfatı kazanmayacağı kanısındayım. 3. kişinin taahhüt verenin abisi olması taahhütten doğan hak ve borçları kullanma hak ve yetkisi vermez.

Ayrıca bu husus dava edildiği taktirde bu protokolün hiç bir geçerliliği de olmayacatır.

Sorunun çözümünde taahhüde dayalı icra takibi yada dava açıldıktan sonra tebligatın cezaevine yapılmasının en garantili yol olduğu kanısındayım.Taahhüt verenin bu durumda kendisini vekille temsil etme imkanı vardır.

saygılarımla
Old 24-02-2007, 23:40   #7
ali ümit aksu

 
Varsayılan

Kiralanan yer mesken ise aile oturuyorsa tahliye taahhüdü de yeni MK döneminde alınmışsa eşin de izası gerek miyor mu taahhütnamede?MK gözden geçirilmeli.
Old 25-02-2007, 14:32   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Siz 30 günlük süre sona ermeden icra başvurunuzu yapın.

Ya da işleme geçmeden önce, cezaevine yazılı bildirim göndererek tutuklu kişiye kendisini dışarıda temsil edecek bir vekil ataması (noterce düzenlenecek bir vekaletnameyle) için süre verin. Belirtilen süre içinde vekili gelmediği takdirde aleyhine, yazılı tahliye taahhüdüne dayalı olarak icra dairesine başvurulacağını ihtar edin.

Bu süre içinde yetkili bir vekil gelmezse, tahliye taahhüt tarihinden sonraki 30 günlük süreyi kaçırmayacak biçimde icra başvurunuzu yapın. Bilahare itirazla karşılaşırsanız, Mahkeme davalıya kayyım atanmasını isteyecektir.

Ama aksi halde süreleri kaçırır ve hak kaybına uğrarsınız.

Alıntı:
HUMK Madde 42 - Taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine kanuni bir müşavir tayin edilmesi talep edilir ise hakim bu hususta kati bir karar verilinceye kadar muhakemeyi talik edebilir.

Taraflardan biri icabı kanuniye binaen şifahaneye konulmuş veya ihtilattan meni ve tecrit edilmiş olup da asaleten veya vekaleten mahkemede bulunması mümkün değilse kezalik o kimse hakkında davayı takip için bir kayyım tayin olununcıya kadar muhakeme talik olunabilir.


Saygılarımla...
Old 25-02-2007, 15:54   #9
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ali ümit aksu
Kiralanan yer mesken ise aile oturuyorsa tahliye taahhüdü de yeni MK döneminde alınmışsa eşin de izası gerek miyor mu taahhütnamede?MK gözden geçirilmeli.

Sayın ali ümit aksu,

Gözden kaçırılabilecek bir hususa değinmişsiniz.TMK 194 üncü maddeye göre eşlerden birisi aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez. "Buna göre kiracı olmayan eş, kiracı eşin kira sözleşmesini feshetmesine karşı konulmuştur.Bunun sonucu olarak kiralayanın kira sözleşmesini feshetmesi bu madde hükmüne göre, diğer eşin rızasına bağlı değildir. Kiralayan kira sözleşmesini yasada öngörülen fesih sebeplerinden biri gerçekleştiğinde(temerrüt, yazılı tahliye taahhüdü, ihtiyaç, yeniden imar ve inşa, kiracınının aynı şehir ve belediye sınırları içinde oturabileceği konutun bulunması, akde aykırılık gibi) kira sözleşmesini feshedebilir. Kiracı olmayan eşin buna karşı koyması mümkün değildir." Medeni Kanun'umuzun Getirdiği Yenilikler- Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu; 2003 Basımı;S.43.

Sayın Kılıçoğlu'na göre, tahliye taahhütnamesi eşin rızasına bağlı değildir. Ancak kötüniyetli eş, kiralayanla anlaşarak(Ki kiralayanın işine geleceği aşikardır)bir tahliye taahhüdünde bulunması mümkündür. Bu nedenle yazarın görüşüne katılmıyorum. Aslında ayrı bir forum altında tartışılması gereken bir konu bu...

Soruya dönersek;

Tutukluluk halinde prosedürün nasıl işleyeceği İcra İflas Kanununun 54 üncü maddesinde belirlenmiştir:

Alıntı:
KANUN NO: 2004
İCRA VE İFLAS KANUNU

4 - TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİNDE

MADDE 54 - (Değişik: 538 - 19.2.1965 / m.25) Mümessili olmıyan bir tutuklu veya hükümlü aleyhine takipte, mümessil tâyini vesayet makamına ait olmadıkça, icra müdürü bir mümessil tâyin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu mühlet içinde temsilci tâyin edip icra dairesine bildirmiyen tutuklu veya hükümlü hakkında takibe devam olunur.

Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.

Konuya ilişkin bir de Yargıtay kararı aktarıyorum:

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/10799
K. 2001/11582
T. 26.6.2001
• HÜKÜMLÜ ALEYHİNE TAKİP ( Bir Yıl Veya Fazla - Vasi Tayin Edilinceye Kadar Durması )
• VASİ TAYİNİ ( Bir Yıl Veya Fazla Hükümlü - Takibin Vasi Tayin Edilinceye Kadar Duracağı )
• TUTUKLU VEYA HÜKÜMLÜ ALEYHİNE TAKİP ( Bir Yıl Veya Fazla - Vasi Tayin Edilinceye Kadar Durması )
743/m.357
2004/m.54
ÖZET :Borçlu bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum olmuş ise, icra memuru, hükümlüye bir vasi tayin edilmesini vesayet makamından ister. Vasi tayin edilinceye kadar hükümlüye karşı başlamış olan takip durur.

DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

KARAR : İİK.nun 54. maddesi gereğince; mümessili olmayan bir tutuklu veya hükümlü aleyhine takip yapılması halinde mümessil tayini vesayet makamına ait olmadıkça, icra müdürü bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. MK.nun 357. maddesi gereğince borçlu bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile mahkum olmuş ise, icra memuru, hükümlüye bir vasi tayin edilmesini vesayet makamından ister. Vasi tayin edilinceye kadar hükümlüye karşı başlamış olan takip durur. Somut olayda hükümlü borçluya Ankara 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin 24.12.1996 tarih ve 1996/491-1229 sayılı karan ile vasi tayin edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda şikayet kabul edilerek icra memurunca vasiye ödeme emri tebliğ ettirilmesi gerektiğine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 26.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Saygılarımla
Old 25-02-2007, 16:13   #10
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım Ergin, hukuk usulüne dair sunduğum m.42'nin İcra İflas Yasasındaki karşılık maddesini de bulup eklemiş.

Ben de bir karar ekliyorum ki, icra takibini başlattığınızda ödeme emrini nasıl tebliğ edeceğiniz konusunda da hata olmasın.

Saygılarımla...





Alıntı:
HD 12, E: 1999/014725, K: 1999/015361, Tarih: 30.11.1999
[*]TUTUKLULUK VE HÜKÜMLÜLÜK HALİ[*]İCRA EMRİNİN CEZAEVİNDE TEBLİĞİ[*]YASAL MÜMESSİL TAYİNİ[*]ŞİKAYET[*]SÜRE

Hükümlü olduğu için borçluya icra emri cezaevinde tebliğ edilmiştir. Oysa yasaya göre borçluya yasal mümessil tayin edilmesi için mühlet verilmesi ve temsilci tayin edildiğinde bu temsilciye icra emrinin tebliğ edilmesi, aksi halde takibe devam edilmesi gerekir. Yasa hükmü uygulanmadığından borçluya çıkarılan tebligat usulsüz ve geçersizdir. Buna karşı şikayet İİK.10/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. Borçlunun şikayetinin kabulü ile icra emri tebligat işleminin iptaline karar vermek gerekir.

(2004 s. İİK. m. 54, 10/2)

Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddedi içinde temyizen tetkiki Borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 25.10.1999 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :

Borçluya icra emrinin 14.8.1999 tarihinde cezaevinde tebliğ edildiği, kendisinin hükümlü olduğu icra dosyasındaki belgelerden anlaşılmaktadır. İİK.54. maddesi gereğince hükümlü olan borçluya yasal mümessil tayin edilmesi için mühlet verilmesi ve temsilci tayin edildiğinde bu temsilciye icra emrinin tebliği, aksi halde takibe devam edilmesi gerekirken anılan yasa hükmü uygulanmadığından borçluya çıkarılan tebligat usulsüz ve geçersizdir. Buna karşı şikayet İİK.10/2. maddesi uyarınca süreye tabi değildir. Borçlunun şikayetinin kabulü ile icra emri tebligat işleminin iptaline karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK. 366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30.11.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 26-02-2007, 01:34   #11
ali ümit aksu

 
Varsayılan

Açıklamalarda kapalı ve çelişkili görünrn yönler yok mu?Yargıtay kararına göre eş,kendi adına tapulu bile olsa aile konutunu eşin rızası olmadan satamayacağına karar vermiş ve bu konu gazetelerde yayınlanmıştı.
Old 26-02-2007, 14:24   #12
gencerx07

 
Varsayılan

benim bildiğim kadarıyla tapuda satamaması için eşinin şerh koydurma hakkı var tapuya..böyle bir durumda satamaz..kira sözleşmesi içinde ev sahibine ihtar çekerek taraf olması gerekiyor eeğr taraf olma iradesini göstermezse sözleşmenin feshinde onayı şart değildir bence?
Old 27-02-2007, 08:24   #13
ali ümit aksu

 
Varsayılan

'Eşin izni olmadan ev satılamaz'

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, aile konutunun eş rızasına dayanmadan devredilmesinin geçersiz sayılması gerektiğine hükmetti.

Sivas Aile Mahkemesinde dava açan eş, kocasının kendisinin rızasını almadan aile konutunu satması üzerine, üçüncü kişiler üzerindeki tapu kaydının iptali ve eşi üzerine tesciliyle taşınmaza ''aile konutu'' şerhi konulmasını talep etti.

İlk yargılamada davayı kabul eden yerel mahkeme, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin kararı usul yönünden bozması üzerine, ''satın alan kişilerin, tapu kaydına göre konutun aile konutu olduğunu ve davacı eşin hilafına satıldığını bilmedikleri, bu kişilerin iyi niyetinin korunması gerektiği'' gerekçesiyle davayı reddetti.

Sivas Aile Mahkemesinin, kararın tekrar bozulması üzerine ilk kararında direndi.

Davacı eşin yaptığı temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna geldi. Kurul, yerel mahkemenin direnme kararını bozdu. Kurul, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinde ''aile konutu şerhi''nin düzenlendiğine ve buna göre ''eş rızası'' şartı arandığına ve şerhin yokluğunda üçüncü kişilerin iyi niyetinin aranmasına gerek olmadığına işaret etti.

''Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır'' denilen Hukuk Genel Kurulu kararında, eşlerin, bu kadar önem taşıyan bir mal varlığıyla ilgili tek başlarına hukuki işlem yapmasının, diğer eşin yararlarını zedeleyeceği vurgulandı.

Kararda, ''aile konutu şerhi''nin, eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemlerin, üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacağına yönelik olduğu kaydedildi.

(AA)

Sabah gazetesinin 26 ekim 2006 tarihli internet sayfasındaki haberde HGK nun tapuya şerhe gerek görmediği yazılı.Okumanızı dilerim.İyi günler.
Old 27-02-2007, 12:01   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ali ümit aksu
'Eşin izni olmadan ev satılamaz'

Sivas Aile Mahkemesinde dava açan eş, kocasının kendisinin rızasını almadan aile konutunu satması üzerine, üçüncü kişiler üzerindeki tapu kaydının iptali ve eşi üzerine tesciliyle taşınmaza ''aile konutu'' şerhi konulmasını talep etti.

(AA)

Sabah gazetesinin 26 ekim 2006 tarihli internet sayfasındaki haberde HGK nun tapuya şerhe gerek görmediği yazılı.Okumanızı dilerim.İyi günler.

Sayın ali ümit aksu,

Siz de THS'ye yeni üye olanlardansınız. Sözünü ettiğiniz gazete haberi ve HGK kararı üzerine daha önceden forumlar açılmıştı. Aşağıda verdiğim linkleri takip ederseniz, göreceksiniz.

Saygılarımla

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=8075

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7976
Old 28-02-2007, 21:00   #15
ali ümit aksu

 
Varsayılan

Sayın Suat Ergin,Çok teşekkür ederim.Ben yeni olduğumdan, öncekileri bilmeyerek üyelerimizi bilgilendirmek istemiştim.En iyi dileklerimle.Ali Ümit Aksu
Old 16-09-2008, 23:59   #16
Kerem Özgündüz

 
Dikkat Tahliye taahhüdü

Sayın Avukat Erdoğan Bey
Tahliye Taahhüdüne göre mahkemeye değil icra dairesine baş vurap icra takibi yapmak gerekir.
Tebliğattan sonra 15 geçince tahliye istenebilirk
ANCAK KİRACININ CEZAEVİNDE olması sebebi ile kendisine İİK54 madde gereğince Bir müzekkere yazılıp cezaevine tebligatla gönderilip mümessil tayin etmesi için uygun bir süre verilir.
Mümessil tayin edip bildirirse tebligat Mümessile yapılır.
Mümessil tayin etmez ise verilen sürenin bitimini takiben işlemlere devam olunur.
Abisinden aldığınız anathar TAHLİYE anlamını taşımaz sizi deva edebilir.
Saygılarımla
Kerem Özgündüz
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Taahhüdü İhlal avslh Meslektaşların Soruları 53 09-06-2017 14:58
Müşterek Mülkiyet - Kiracı /Fuzuli Şagil - Tahliye Talebi av.asen öznur Meslektaşların Soruları 9 22-07-2013 12:11
tahliye taahhüdü Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 7 13-09-2010 21:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07583094 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.