Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ceza hukukunda manevi tazminat istemi

Yanıt
Old 08-01-2010, 14:48   #1
Av. Reşat Özbek

 
Varsayılan ceza hukukunda manevi tazminat istemi

Konuyla ilgilenecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim;
Sayın meslektaşlarım CMK'nın 141. maddesine istinaden manevi tazminat davası açmak istiyorum müvekkilim fuhuşa teşvik suçlamasıyla göz altına alındı savcı tarafından alınan ifadesinden sonra tutuklama talebiyle sorguya sevk edildi ancak sulh ceza hakimi tarafında tutksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı olayın üzerinden yaklaşık olarak 2 ay geçtikten sonra yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA karar verildi.
Yukarda özet olarak anlatmaya çalıştığım olayı manevi tazminata konu yapmak istiyoruz. Ceza hukukunda manevi tazminat ile ilgili elinde makale, yargıtay kararı olan arkadaşlar bu bilgilerini benimle paylaşırsa sevinirim. saygılarımla...
Old 08-01-2010, 17:36   #2
8xy

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

CEZA GENEL KURULU

E. 2006/9-338

K. 2007/71

T. 20.3.2007


ÖZET : Uyuşmazlık, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan beraatine karar verilen sanığın ( davacının ), olay nedeniyle beyanının saptandığı 25.03.2003 günü saat 15.15'den, sulh ceza hakimince serbest bırakıldığı 26.05.2003'e kadar gözaltında tutulmasının 466 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tazminatı gerektirip, gerektirmeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
466 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tazminata hak kazanabilmek için fıkrada aranan ilk koşul, yakalama veya tutuklamanın hukuka uygun olmasıdır. Hukuka uygun bir şekilde yakalanan veya tutuklanan kişinin, 466 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tazminata hak kazanabilmesi için, hakkında son soruşturmanın açılmasına veya kovuşturma yapılmasına yer olmadığına veyahut beraetine veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yeterlidir. Yasakoyucu sonradan verilen ve kesinleşen bu kararlarla zararın gerçekleştiğini başkaca hiçbir inceleme ve araştırmaya gerek kalmaksızın kabul etmiş, hakime zararın doğup doğmadığını belirlemek yönünde herhangi bir taktir ve değerlendirme yetkisi tanımamıştır. Fıkrada hakime tanınan yetki yasakoyucu tarafından doğduğu varsayılan zararın hak ve nesafet kurallarına uygun olarak belirlenmesinden ibarettir.
Old 08-01-2010, 18:26   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Reşat Özbek
Konuyla ilgilenecek meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim;
Sayın meslektaşlarım CMK'nın 141. maddesine istinaden manevi tazminat davası açmak istiyorum müvekkilim fuhuşa teşvik suçlamasıyla göz altına alındı savcı tarafından alınan ifadesinden sonra tutuklama talebiyle sorguya sevk edildi ancak sulh ceza hakimi tarafında tutksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı olayın üzerinden yaklaşık olarak 2 ay geçtikten sonra yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA karar verildi.
Yukarda özet olarak anlatmaya çalıştığım olayı manevi tazminata konu yapmak istiyoruz. Ceza hukukunda manevi tazminat ile ilgili elinde makale, yargıtay kararı olan arkadaşlar bu bilgilerini benimle paylaşırsa sevinirim. saygılarımla...


Maddenin (e) bendi yeterince açık...Siz hangi konuda yardım talep ediyorsunuz.
Old 08-01-2010, 18:47   #4
Av. Reşat Özbek

 
Varsayılan

ilginiz için çok teşekkür ederim, benim merak ettiğim KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI verildikten sonra manevi tazminat istemini inceleyecek olan mahkeme soruşturma evresinde yapılan işlemlerin hukuka uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığını mı inceleyecek yoksa soruşturma evresindeki tüm işlemler hukuka uygun olsa bile isnat edilen suçun niteliğine göre mi değerlendirmede bulunup karar verecek edecek. Umarım biraz daha açıklayıcı olmuşumdur...
Old 08-01-2010, 18:58   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Reşat Özbek
ilginiz için çok teşekkür ederim, benim merak ettiğim KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI KARARI verildikten sonra manevi tazminat istemini inceleyecek olan mahkeme soruşturma evresinde yapılan işlemlerin hukuka uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığını mı inceleyecek yoksa soruşturma evresindeki tüm işlemler hukuka uygun olsa bile isnat edilen suçun niteliğine göre mi değerlendirmede bulunup karar verecek edecek. Umarım biraz daha açıklayıcı olmuşumdur...

Yasa maddesi açık:

Alıntı:
MADDE 141.- (1) Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;


e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,


Kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

(2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.

Diğer madde de tazminat davasına bakacak mahkemenin ne yapması gerektiğini hüküm altına almıştır.

Alıntı:
MADDE 142.-
(6) İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hakimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir.

Yani, şekli koşullar gerçekleşmişse mahkeme tazminat miktarının saptanmasında takdir yetkisine sahiptir.
Old 08-01-2010, 21:46   #6
KOÇ

 
Varsayılan

Konu başlığı dikkatimi çekti.Buna benzer bir olay benimde başıma gelmişti yalnız tazminat davası açmayı düşünmemiştim.Müvekkil 2863 sayılı kanuna muhalefetten dolayı gözaltına alındı ifade aşamasında ben bulundum savcılık sorgusunda başka bir arkadasımız bulundu ve sonucta telefon kayıtları ve diğer delillerden müvekkilin suçsuz olduğu anlaşıldı ve Kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildi.Müvekkil ticari itibarı olan bir şahıs ve olayla ilgili olarak iş makinasına el konuldu bu durumda maddi ve manevi tazminat talebşnde bulunabilirmiyiz.Talepte zamanaşımı süresi ne kadar
Old 10-01-2010, 15:29   #7
8xy

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

CEZA GENEL KURULU

E. 2006/9-338

K. 2007/71

T. 20.3.2007

• 466 SAYILI YASA UYARINCA TAZMİNAT ( 1. Maddesinin 6. Fıkrası Uyarınca Tazminata Hak Kazanabilmek İçin Fıkrada Aranan İlk Koşul Yakalama veya Tutuklamanın Hukuka Uygun Olması Gerektiği )

• YAKALAMA VE TUTUKLAMA ( 466/m.1-6. Fıkrası Uyarınca Tazminata Hak Kazanabilmek İçin Fıkrada Aranan İlk Koşul Yakalama veya Tutuklamanın Hukuka Uygun Olması Gerektiği )

• ZARAR ŞARTI ( 466/m.1-6. Fıkrası Uyarınca Tazminata Hak Kazanabilmek İçin Hakkında Son Soruşturmanın Açılmasına veya Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına veyahut Beraetine veya Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesinin Yeterli Olduğu - Zararın Bulunmasına Gerek Olmadığı )

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( Vekalet Ücreti - 466/m.1-6. Fıkrası Uyarınca Tazminata Hak Kazanabilmek İçin Fıkrada Aranan İlk Koşul Yakalama veya Tutuklamanın Hukuka Uygun Olması Gerektiği )

• VEKALET ÜCRETİ ( 466/m.1-6. Fıkrası Uyarınca Tazminata Hak Kazanabilmek İçin Hakkında Son Soruşturmanın Açılmasına veya Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına veyahut Beraetine veya Ceza Verilmesine Yer Olmadığına Karar Verilmesinin Yeterli Olduğu - Zararın Bulunmasına Gerek Olmadığı )

• HAKİME ZARARIN DOĞUP DOĞMADIĞINI BELİRLEMEK YÖNÜNDE TAKDİR HAKKI TANINMAMASI ( 466/m.1-6. Fıkrası Uyarınca Tazminata Hak Kazanabilmek İçin Yakalama veya Tutuklamanın Hukuka Uygun Olması Gerektiği - Hakimin Sadece Zararı Hak ve Nesafet Kurallarına Uygun Olarak Belirlemesi Gerektiği )

466/m.1/6

2709/m.19

1412/m.128

2559/m.13

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m.5
Yakalama ve Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği m. 6
ÖZET : Uyuşmazlık, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan beraatine karar verilen sanığın ( davacının ), olay nedeniyle beyanının saptandığı 25.03.2003 günü saat 15.15'den, sulh ceza hakimince serbest bırakıldığı 26.05.2003'e kadar gözaltında tutulmasının 466 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tazminatı gerektirip, gerektirmeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
466 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tazminata hak kazanabilmek için fıkrada aranan ilk koşul, yakalama veya tutuklamanın hukuka uygun olmasıdır. Hukuka uygun bir şekilde yakalanan veya tutuklanan kişinin, 466 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tazminata hak kazanabilmesi için, hakkında son soruşturmanın açılmasına veya kovuşturma yapılmasına yer olmadığına veyahut beraetine veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yeterlidir. Yasakoyucu sonradan verilen ve kesinleşen bu kararlarla zararın gerçekleştiğini başkaca hiçbir inceleme ve araştırmaya gerek kalmaksızın kabul etmiş, hakime zararın doğup doğmadığını belirlemek yönünde herhangi bir taktir ve değerlendirme yetkisi tanımamıştır. Fıkrada hakime tanınan yetki yasakoyucu tarafından doğduğu varsayılan zararın hak ve nesafet kurallarına uygun olarak belirlenmesinden ibarettir.
DAVA : 466 sayılı yasa hükümleri uyarınca 5 milyar lira manevi tazminatın haksız fiil tarihinden, 5. Asliye Ceza Mahkemesince görülen davada ödenen 200 bin YTL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren, işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline ve bu dava nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin istemin reddine dair Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.01.2004 gün ve 243-9 sayılı hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 28.09.2005 gün 4064-6662 sayı ile;
"... Davacının, Anayasanın 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesi ile diğer kanunlarda gösterilen esaslar dışında 1 gece gözetim altına alınarak hürriyetinin kısıtlandığı anlaşılmakla, incelemeye devamla uğradığı zararla ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi..." isabetsizliğinden bozulmuştur.
Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesince 29.12.2005 gün ve 366-447 sayı ile;
"... Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 466 sayılı Yasanın 1. maddesine göre zarar gören kişinin bu yasa çerçevesinde tazminat hakkının doğması için hukuka aykırılık hallerinin söz konusu olması yakalanan veya tutuklanan, yani tazminat isteyen kişinin zarara uğramış olması gerekmektedir. 466 sayılı Yasanın 1/6. maddesi, beraat eden sanıklar için aynı yasanın 2/1. maddesindeki ( tutuklama veya yakalama sonucu ) zarara uğrama şartı gerçekleşmiş ise kişinin tazminat isteme hakkının doğacağını öngörmektedir.
O halde olayımızda aranacak husus, hukuka aykırı bir tutuklama veya yakalamanın gerçekleşmiş olması hali ile beraat veya benzeri sonuçlarla neticelenen ceza davalarından dolayı hukuka aykırılığa maruz kalınıp kalınmadığı ile zarara uğranılıp uğranılmadığıdır.
Olayımızda ceza davasının sanığı olan, Mehmet Erçetin tutuklanmamıştır. Kendi işyerinin çatısından düşerek ölen işçinin ölümü dolayısı ile yapılan soruşturma kapsamında 25.03.2003 günü saat 14.00-15.00'de karakola alınmış ve kendisine CMUY'nın 135 ve devamı maddeleri gereği usule ilişkin tüm hakları hatırlatılarak, avukatı huzurunda ifadesi alınmıştır. Bu nedenle sanık vekilinin haksız yakalama iddiası yerinde değildir.
Sanığın işyerinde meydana gelen ölüm olayı ile ilgili evrak, CMUY. 128/1. maddesine uygun olarak ve 24 saat içinde fezleke ile C.Savcılığına gönderilmiş, tutuklanması ve sorgusu için Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen sanık sorgusunu müteakip serbest bırakılmış, serbest bırakma kararına yönelik itiraz da üst mahkemece redle sonuçlanmıştır. O halde yakalamanın haksızlığından söz etmek mümkün değildir.
Ancak, sanık 5. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılanarak beraat etmiştir. Eğer zarar şartı gerçekleşirse suç tarihinde yürürlükte bulunan 466 sayılı Yasanın 1/6. maddesi gereği tazminata hak kazanacaktır, o halde bu hususu irdelemek gerekir.
Kendi işyerinde meydana gelen tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olma suçundan yargılanarak beraat eden sanığın, CMUY. ve mevcut diğer yasalar çerçevesinde olayın soruşturması ve ifadesinin alınması esnasında bir gün nezarette kalmış olması, hazırlık evrakının ikmali esnasındaki gereklilikten kaynaklanmış olup, yasalar çerçevesinde oluşan bu durum, kişilik haklarının zedelenmiş olması şeklinde kabul edilemez ve kişinin haksız yakalanması sonucu zarara uğramış olacağının düşünülemeyeceği..." gerekçeleriyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 10.12.2006 gün ve 32136 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;
KARAR : 1- Ceza Genel Kurulunca sabit kabul edilen olay;
Davacı Mehmet Erçetin'in 25.03.2003 tarihinde, işyerinin çatısından düşerek ölen Mustafa Demir'in tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölümüne neden olmak suçundan, saat 14.30'da kendiliğinden gelerek polis merkezine teslim olduğu ve burada saat 15.15'de beyanının müdafii huzurunda saptandığı, bir gün gözetim altında tutulduktan sonra 26.05.2003 günü düzenlenen fezleke ile C.Başsavcılığına sevk edildiği, C.Başsavcılığınca, sorgu için sevk edildiği Sulh Ceza Hakimi tarafından, sorgusunu müteakip serbest bırakıldığı, davacı Mehmet Erçetin hakkında, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan Konya 5. Asliye Ceza Mahkemesine açılan kamu davasında ise 14.10.2003 gün ve 279-1099 sayı ile, olayda sanığın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle, sanık ( davacı ) Mehmet Erçetin'in beraatine karar verildiği, kararın yasa yollarına başvurulmaksızın 22.10.2003 tarihinde kesinleştiği, davacı ( sanığın ) beraatle sonuçlanan bu eylem nedeniyle, beyanının saptandığı 25.03.2003 günü saat 15.15'den, 26.05.2003 günü C.Başsavcılığınca serbest bırakıldığı ana kadar, gözaltında tutulduğu anlaşılmaktadır.
2- Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık;
Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olmak suçundan beraatine karar verilen sanığın ( davacının ), olay nedeniyle beyanının saptandığı 25.03.2003 günü saat 15.15'den, sulh ceza hakimince serbest bırakıldığı 26.05.2003'e kadar gözaltında tutulmasının 466 sayılı Yasa hükümleri uyarınca tazminatı gerektirip, gerektirmeyeceğinin belirlenmesine ilişkindir.
3- Uyuşmazlıkla ilgili AİHS ve Anayasa hükümleri,
a- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5. maddesinin 5. fıkrasına göre, 5. maddeye aykırı olarak yakalanan veya tutuklanan herkesin tazminat istemeye hakkı bulunmaktadır.
b- 2709 sayılı TC. Anayasası'nın 19. maddesi uyarınca, maddede belirtilen esaslar dışında, özgürlüğü sınırlanan kişilerin uğradıkları zararlar tazminat hukukunun genel ilkelerine göre devletçe ödenir.
4- 466 sayılı Yasa ve 5271 sayılı Yasa hükümleri;
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMY'nın Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasa'nın, 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Yasa Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Yasa yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı Yasanın Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerinde, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de, 5320 sayılı Yasanın 6. maddesinde;
" ( 1 ) Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144 üncü maddeleri hükümleri, 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanır.
( 2 ) Bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 7.5.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." hükmü uyarınca, uyuşmazlığının 466 sayılı Yasa hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
5- 466 sayılı Yasa hükümlerinin değerlendirilmesi;
07.05.1964 gün ve 466 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde 7 fıkra halinde, tazminatı gerektiren haller ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup, bunlardan uyuşmazlığı doğrudan ilgilendiren, 6. fıkrada; "Kanun dairesinde yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturma yapılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına veyahut beraetlerine veya ceza verilmesine mahal olmadığına karar verilen;" kimselerin uğrayacakları her türlü zararların, bu yasa hükümlerine göre Devletçe ödeneceği belirtilmiştir.
Maddenin ilk beş fıkrası incelendiğinde, tazminatın koşullarının gerçekleşmesi için, gerek kararların verilme aşamasında, gerekse sonrasında yapılan işlemlerde, tutuklama, yakalama veya tutukluluğun devamına ilişkin koşulların bulunmaması, sebepler ve iddialar konusunda yazılı olarak bildirim yükümlülüğüne uyulmaması, yasal süre içerisinde hakim önüne çıkarılmaması veya süre geçtiği halde, hakim kararı olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılması, durumundan yakınlarının haberdar edilmemesi gibi, hukuka aykırılıklar aranırken, 6. fıkrada tazminat koşullarının doğması için, tutuklama ve yakalamanın hukuka uygun olarak gerçekleştirilmesi ön koşul olarak aranmıştır. Tutuklama, tutukluluğun devamı veya yakalama kararında, gerek verilişinde gerekse sonradan yapılması gereken işlemler yönünden hukuka aykırılıklar bulunması halinde eylemin tazminatı gerektirip gerektirmediği, 6. fıkra kapsamında değil, ilk beş fıkra kapsamında değerlendirilecektir.
6 ve 7. fıkralar uyarınca tazminat hakkının doğması için, yapılan işlemin başlangıçta hukuka uygun olması, daha sonra verilen kovuşturmaya yer olmadığına veya beraat kararı ile yapılan işlem veya verilen kararın tamamen veya kısmen haksız hale dönüşmesi gerekmektedir. Burada başlangıçta verilen kararlar veya işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamakta, yakalama ve tutuklama tamamen hukukun öngördüğü ilkeler çerçevesinde gerçekleşmektedir. Yasakoyucu, hukuk devleti olmanın gereği olarak, fertlerin başlangıçta hukuka uygun bir şekilde özgürlüklerinin kısıtlanmasının daha sonra verilen kararlarla özü itibariyle haksız bir hale geldiğini kabul ederek, zararlarının tazminini kabul etmiştir.
Görüldüğü gibi, hukuka uygun bir şekilde yakalanan veya tutuklanan kişinin, 466 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tazminata hak kazanabilmesi için, hakkında son soruşturmanın açılmasına veya kovuşturma yapılmasına yer olmadığına veyahut beraetine veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yeterlidir. Yasakoyucu sonradan verilen ve kesinleşen bu kararlarla zararın gerçekleştiğini başkaca hiçbir inceleme ve araştırmaya gerek kalmaksızın kabul etmiş, hakime zararın doğup doğmadığını belirlemek yönünde herhangi bir taktir ve değerlendirme yetkisi tanımamıştır. Fıkrada hakime tanınan yetki yasakoyucu tarafından doğduğu varsayılan zararın hak ve nesafet kurallarına uygun olarak belirlenmesinden ibarettir.
6- Sonuç; Yerel Mahkemenin davacı hakkında yapılan işlemlerin, 1412 sayılı CMUY'nın 128, Polis Vazife ve Salahiyet Yasasının 13, Yakalama ve Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğinin 6. madde hükümlerine uygun olduğu, dolayısıyla haksız yakalama koşulunun gerçekleşmediği yönündeki saptaması eksik ve somut olayda uygulanması gereken normun koruduğu hukuki değerle bağdaşmamaktadır.
Zira 466 sayılı Yasanın 1. maddesinin 6. fıkrası uyarınca tazminata hak kazanabilmek için fıkrada aranan ilk koşul, yakalama veya tutuklamanın hukuka uygun olmasıdır.
Zarar koşulunun gerçekleşmediği yönündeki değerlendirmesine gelince, davacının beyanının saptandığı 25.03.2005 günü saat 15.15'den, sevk edildiği sulh ceza hakimi tarafından serbest bırakıldığı 26.05.2003 gününe kadar, özgürlüğünden yoksun kalması nedeniyle 466 sayılı Yasanın 1/6. maddesi uyarınca zarara uğradığı ve zararının Devletçe ödemesi gerektiği hususu yasa koyucunun kabulüdür.
Bu itibarla, 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın 19, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5 ve 466 sayılı Yasanın 1/6. maddesi uyarınca 25.03.2005 günü saat 15.15'den, sevk edildiği sulh ceza hakimi tarafından serbest bırakıldığı 26.05.2003 gününe kadar özgürlüğünden yoksun kalan davacı hakkında uğradığı zararla ilgili olarak hak ve nesafet ilkelerine uygun bir tazminata karar verilmesi gerekirken, tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, direnme kararının bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 20.03.2007 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Ceza Hukukunda Şikayet ... Burak_Cu Meslektaşların Soruları 3 31-05-2009 14:32
manevi tazminat istemi Hk. HAWK Meslektaşların Soruları 4 02-07-2008 18:10
Imam Nikahlı Eşe Babalık,Maddi -Manevi Tazminat ve Ceza Davası Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 2 24-12-2007 11:52
Türk Hukukunda Manevi Tazminat justiz Meslektaşların Soruları 6 22-02-2007 15:00


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06116509 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.