Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Yaşama Keyfi:))

Yanıt
Old 10-07-2002, 23:24   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Mutlu İstanbul'u Keşfetmek

İSTANBUL'U KEŞFETMEK

Haydi dedik,akşamımız hoş olsun,şöyle bir karışalım akşam hayatına..Nereye?Yaşı ve ruhu genç arkadaşlardan biri;Tophanede nargile içmeye deyip ayarttı hepimizi.Herkes evini aradı ve aslında canlarının hiç istemediğini ve fakat ben tarafından "zorla" Tophaneye götürüldüklerini,gitmeye mecbur kaldıklarını, münasip bir dille anlattılar.Anneleri şiddetle protesto etti çocuklarını;neden onları da yanımıza almadığımıza ilişkin..Başka bir zamanımızı onlara rezerve ettiğimizi söyleyerek zor yatıştırdık..

Taksime giderken yol sağa doğru ayrılırİMÇ tarafından geliyorsanız..Beşiktaş istikametine doğru ilerlerseniz,eskiden Amerikan Pazarı,şimdinin nargile evleri otoparkın arkasında uzanıp gider.Yüzmilyonlarca nargileevi yanyana ve bir o kadar da sessiz sakin, huşu içinde nargile içip tavla oynayan gençler Giderek dolan masalar,acıkanlara öncelikle gözleme servisi,isterseniz kumpir.Acil beslenme ihtiyaçları giderilince klasik veya hafif içimli nargile siparişi,revaçta olan elmalı ve kapiçinolu.

Nargile deyip geçmeyin,öyle çok özelliği var ki,bir o kadar da öykü ve görgü kuralı.Örneğin,nargilenin ateşinden sigara yakılmaz,yanık kokusu gelen nargile içilmez.Nargileyi özel bir tutuşla ve tutku ile tutmalı.

Nargileci deyip geçmeyin,konuklarını seçiyorlar neredeyse.Bir zamanlar henüz burası tanınmaz iken kişisel ilişkiler devreye sokulup hayatın bilinen yüzlerinin buraya gelmesi sağlanmış,basın bunları haber yapmış ve giderek gelen kişilerin sayısı artmış.Genellikle herkesin alıştığı bir mekan var.Eğer gelen konuk uygun görülmesse servis kalitesi düşürülerek o mekandan nazikçe ayrılmaları sağlanmış..Şimdilerde gelen yüzleri herkes seviyor..Sohbet düzeyi beğeniliyor.

Bu gün Can Nargile'ye konuk olduk.Beşiktaş tarafına en yakın nargilecilerden.Ağaca sarılı sarı ışıktan tanırsınız burayı.Bambu ve eski ev döşemesi oturma yerleri mevcut.Bu akşam çoklukla ege türküleri seçilmiş ,sohbeti aralamadan dinlemek için.Bir nargilecide ne varsa orada da var.Keyifli ve güleryüzlü servis vs vs..Fakat bir farklılığı var.İşletmecisi Devrim eğer masanıza konuk oluyorsa onun elinden kor üzerinde pişirilmiş özel kahveyi içebilir ve kahve içme adabına ilişkin bir çok öykü dinleyebilirsiniz.Bir tanesi aklımda:

".Zamanın birinde bir delikanlı evlenme çağına gelmiş. şart koşmuş.İyi kahve yapan biri ile hayatını geçirmek istermiş.Uzunca bir süre çabaları sonuçsuz kalmış.Günlerden bir gün bir eve konuk olmuşlar.Evin gençve güzel kızı bir kahve ikram etmiş ki delikanlı kararını vermiş.İçtiği en güzel kahveyi pişiren kızla evlenme dileğini kızın babasına iletmiş.Baba soylu bir ailenin oğlusun,kızımızla evlenmen bize onur verir,ama bir de kızımız ne düşünüyor bir soralım demiş.Kız"hayır" demiş bu teklife.Şaşıran delikanlı kızla konuşmak istemiş.Sormuş,neden hayır diyorsun diye.Kız yanıtlamış.Doğudur,ben güzel kahve pişiririm,ama sen kahve içmeyi bilmiyorsun...Kahveyi nasıl içeceğini bilmeyen güzelliğin kıymetini de bilmez,seni kahve içerken izledim,önce kahveyi içtin sonra üzerine bir dolu bardak da su..Demek ki sen beni de böyle özensizce seveceksin.Bunca iyi kahve pişireni ararken, kahveden önce ağzındaki bütün tatları unutmak için önce biraz su içmeni beklerdim.Ve kahveden sonra da bir müddet bu tadın tadını cıkarmak için hiçbir şey içmemenizi..Oysa sen önce kahveni içtin sonra da bir kocaman bardak su...Sen beni sevmeyi beceremezsin.."
.
Yolunuz Tophane 'ye düşerse diğer öykülerini dinlemenizi öneririm.

Ve közde sabırla pişirilen kahveden önce birkaç yudum su içmeyi unutmayın..
Old 07-04-2003, 22:02   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Neşeli Konuşmamak isteyenlere

Konuşmamak isteyenlere


Bir yağmurlu akşamüstü.Hadi bir bardak çay içelim,iki de laf ederiz saati.Biraz dinlenmeye biraz sessizliğe,biraz ses e sarılmak zamanı.Hayattan kaçmak değil hayata kaçmak saati.Hemen ulaşılıveren bir yerin daveti.Bilinmezlik..Amaç tedirgin olmadan bir nefes almak soluklanmak,belki de sığınmaktır.Çekici olan içerisi değildir,itici olan dışarısıdır,soğuktur,yağmurdur sizi sokaktan alıkoyan.

İşte tam da böyle bir zamanda yolunuz Tepebaşı’na düşmüşse saklı cennetlerin birini daha keşfedebilirsiz.Bir mekan,bir yüz,bir tat ve bir ses keşfi.Adı Pars. Hatta yolunuz düşmese bile bir yolunu bulmak gerek.

Pera Palas'a bakan bir yer Pars.Gösterişsiz.Ahşap kapıdan girer girmez hoş bir sadelik karşınızda.Kalabalık bir ortam değil.Sade ve özenli masalar,mutlak tazelenmiş ve kokusu üstünde karanfilli küçücük vazolar.Duvarlarda kabartma figürler. Pers kültürünü simgeliyor.

Burası bir İran Cafe-restorantı.Akşamüstü gitmek en hoşu.İçeri girer girmez kokusunu algılanan harmanlanmış çay kokusu.Biraz bildiğimiz tomucuk ,biraz bildiğimiz ceylon çay tadı..Ama taze ve cam bardakta.Derken menü.Sunumda sanki bildiğimiz tatları içeren yiyecekler.Listede kurutulmuş gül yaprağı dökülmüş cacık var.Sonra taze nane yaprağı,sonra közlenmiş biber,domates .Çok hoş.Bildiğimiz et yemeklerinin farklı ve yabancılık yaratmayan lezzeti.Sonra kırmızı şarap...

Derken tanımlanamaz bir müzik sesi; santur konuk oluyor akşama.Ses mükemmel.Biraz kanun,biraz ud biraz piano.Tertemiz bir ses.Biraz bilindik tınılar.Müzik sesi varken hiç başka bir ses yok.

Konuşmamak isteyenlerin gidebileceği sevimli özenli bir yer Pars.

Haydi
Old 27-10-2003, 21:12   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Mutlu Yaşam sade ,yaşam su gibi bir şey.

Sonbahar geldi,bu kış gelecek demek,bu sonra bahar demek ve yine yaz,yine sonbahar....

Sonbahar geldi.Daha "disiplinli" çalışalım diye dışarısı bizi eskisi gibi ayartamıyor.Daha düzenli çalışıyoruz,daha verimliyiz.Eve gitmek daha keyifli ve acele.

Sonbahar geldi.Bu mevsim kadar hayatı anlatan başka bir şey yok.Kaçınılmaz değişimleri farkettiriyor bize.Şu gördüğüm ağaç yarın daha çıplak olacak..Bir süre sonra yaprakları olmayacak.Yeniden doğmak için ölüm.Doğa acımasız.

Şu gördüğüm çam ağacı,hep yeşil.Her gün ölüp dirildiğinden.Hep yaprak döküp yeniden ürettiğinden.Çam ağacı gibi mi olmalı? Her mevsim yemyeşil..Doğa çok üretken ve seçenekli.

Yağmurlar başladı,bu yağmurları kaçırmamak gerek.Hava daha soğumadan en az bir kez ıslanmalı yağmurda.Usulca yağarken bir kez ıslanmalı.Bir Vangelis parçasını dinler gibi kurtulup her şeyden kendimizle buluşmalı..Doğa çok cömert.


Geceler uzuyor,ne çok yapacak keyifli uğraşılar var.Bu daha çok sohbet demek,daha çok sevdiklerinizin gözlerine bakmak demek,dizdize olmak demek.Yemeküstü içilen kahveye törensi bir hava vermek.. Nedensiz kahkahalar,sessiz gülümsemeler fırsatı..Bu çocuklara güzel anılar armağan etmek demek..Doğa çok sevgi dolu,şefkatli.

Yaşam sade ,yaşam su gibi bir şey.Bir Vangelis müziğinde yaşar gibi olağanüstü ,bir çam ağacının alçakgönüllülüğü gibi kuruntusuz..


Sevgiler
Old 29-10-2003, 13:47   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

İstiklal caddesi istanbulun en renkli,en kalabalık,en cıvılcıvıl caddelerinden biri.Başka bir dünyaya konuk olmuşçasına bir atmosfer armagan eder insana..Sadece orada olan şeyler vardır.Sadece orada bu kadar çok kafe varır,bu kadar çok sinema.
Arkasokaklar daha bir geçmişe götütür de insana bazı değerlerin anıt gibi kalıcı olabileceği ihtimalini insana hatırlatır.Eflatun boyalı evler,renk renk çiçekli balkonlar,daracık sokaklar. Şubesi olmayan çikolata satıcısı,(yerken gözlerini kapatıp gülümsüyor insan)

Caddede sürekli hareket halinde yürüyen insanlar var..Randevusuz buluşma.Dikkat çeken şey güzelliklerin tüketicisi gençler.Sinemada en çok onlar var,kitap alan onlar,okuyan onlar,şiiri seven onlar,aşkı yaşayanlar ve hayatı ti ye alan yine onlar.Beyoğlunun atardamarı onlar.

Yaşasın gençler)
Old 31-10-2003, 22:32   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Bazen insan kendine ait bir zaman olsun ister,kimse olmasın,kimse gelmesin,kimse ses çıkarmasın..İnsanın kendisi ile buluşmaya ihtiyacı olan dokunulmaz zamanlar...Bir yanda ay ışığı olabilir,bir yanda Vangelisin müziği veya sel gibi yağan sözcükler..Ama kimse olmasın..Her şey olabilir ama kimse....
Kendinizle başbaşasınızdır.Mutlak bir doğrudanlık.En dürüst olduğunuz an..Kimsenin duymayacağı şeyler söylersiniz kendinize..Kendinizden sakladıklarınızı söylersiniz.Bir fotoğrafa bakarsınız,gözlerinizi kapatır ve susarsınız uzunca süre..Susarsınız..
Çok yorucu bu zamanların sonunda,biter yasınız.Belki bitmez de dondurulur,bu gücü bulabılırsınız...
Bir yürüyüş iyi gelir,bir yeni bir şey,böyle zamanlardan yenilgi ile çıkmamak gerek.Güzel bir şeyle bitmeli.Aynada kendinizi gülümserken yakalayabileceğiniz bir şey....
Güzel bitmeli,gülümseyerek.)))))))))))
Old 07-11-2003, 11:23   #6
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Gece boyunca yağdı yağmur.Hiç bitmeyen yağmur sesi camlarda,çiçek yapraklarında.

Bir ara camı açıp dinlemeye başladım.Oğlum geldi yanıma,"beraber seyredelim,dinleyelim" dedi.Oysa ev sıcak, pencereden gelen hava soğuktu.Bir battaniye ile birlikte aynı koltuğa sarılarak oturduk.Dinledik.Oğlum taa gözlerimin içine ulaşıp aklına gelen düşleri anlatmaya başladı."şimdi günler boyu yağmur hiç dinmese,çok yağsa,her taraf su olsa,ama tehlikeli olmasa" diye sürdürdü konuşmasını."dışarı çıkmak zor olur,öyle ise bakkal eve sandalla servis yapsa,benim kamerası olan ve benim istediklerimi yapacak bir robotum olsa.kablosuz olsa.her yere gitse,internet cafeye gidip sevdiğim oyunları oynasa,sevdiğim arkadaşımın evine gitse cama tık tık yapsa"diye bitmeyen düş serüvenini sürdürdü.Yıldızların gece bize görünmek için gökyüzüne geldiğinden,gündüz öbür tarafa gittiğinden söz etti.Konuşurken öyle hoş gülümsüyordu ki))

Yağmur herkese çok düş verebilir.

Bazen pencereyi açmak gerek)
Old 07-11-2003, 11:58   #7
Sibel

 
Varsayılan

O koltuğu biliyorum.
O pencereyi de...)
Hayaller kurmaya izin veren o anneyi de.. )
Eee ben de olsam uzun uzun hayal kurardım....! ! ! ))))))))

Sevgilerimle..
Old 11-11-2003, 00:10   #8
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Tam gece yarısı şimdi.Yine saatlerdir devam eden yağmur.Bu gün hem güneş hem yağmur,hem bulut hem gökkuşagı günüydü İstanbulda..Ve akşamüstlerinin müthiş sessizliği...

Ama hep yağmur..şimdi bile..

Durumda değişiklik yok.

Aklıma çok eskiden okuduğum bir yazı geliyor:

Küçük bir çocuk aile büyüklerinden birini kaybeder.Ölümün anlamını bilmez çocuk.Acısını da bilmesin ve tanık olmasın diye her günkü gibi okula gitmesine izin verirler.Ders arasında çocuk okul müdürüne gidip eve telefon etmek istediğini söyler: Olur denir.
Çocuk numaraları çevirir özenle ve annesine sorar:

Durumda bir değişiklik var mı?

Çocuk işte."yok" luğu anlamıyor.

Sevgiler
Old 11-11-2003, 08:26   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Ay'ın Tadı

Oğlum henüz küçücüktü.Okumayı bilmiyor ve sadece kendine kitap okunmasını seviyordu.Ve sevdiği kitabın hep okunmasını istiyordu.Resimleri seyrediyor,elleri ile dokunuyor ve " lutfen tekrar oku" anne diye peşimden dolaşıyordu.

Kitabın adı Ay'ın Tadı.Sevimli hayvancıklar ayın tadını merak ediyorlar ve ondan bir çörekten küçücük bir parca koparır gibi minicik koparıp tadına bakmak istiyorlar fakat boyları bir türlü yetişmiordu. Uzun çabalardan ve akıllı buluşlardan sonra bunu başarırılar,koparılan küçücük parçadan hepsi tadar,muhteşemdir.

Masal bu kısmı o kadar pamukşekeri tadında anlatıyordu ki yeniden "hadi yaniden okurmusun isteği kaçınılmazdı.

Bu günlerce devam etti, ve en uzun kitap okuma faaliyeti olarak tarihe geçti hayatımızda.

Oğlum büyüdü.Şimdi her sabah okul servisine soluk soluğa yetişiyor.
Çünkü çooook uzun zamandır her gün servise binmeden önce mahallenin kedilerini seviyor.))

Tutkulu bir veletim var)

Sevgiler...
Old 20-11-2003, 16:25   #10
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Mutsuz Ambulanslar İçimizden Geçiyor

Bu gün Perşembeydi.Sabah pırılpırıldı.Umut dolu ,bahar dolu bir gündü.Belki durgunduk,belki de sessizdik ama gülümsemek için bir çok bahanemiz vardı.Bir arkadaşım emekli olmuştu,artık kira parasını düşünmeyeceği için çok mutluydu.Bir başka arkadaşım bitmeyen aşkını gözlerini kapatıp düşteymişçesine anlatıyordu.
....
Oysa ne sıradan bir gün. olabilrdi bu gün...Bombalar patlayıncaya dek.

Bomba içimize düştü.Bir anda sürek avında olduğumuzu düşündük.Herkes belki temkinli bir duruşla yakınlarını aradı.Yapabildiğimiz birbirimizn gözlerine bakıp susmaktı. Yakınımızdaki caddeden her ambulans geçişinde kanadık.Gülüşlerimiz sessizlikte unutuldu.

Daha dün ve aynı saatte oradaydım.Konsolosluğun karşısındaki kafede öğlen yediğim sandöviçin ne hoş sunulduğunu düşünmüştüm.Baharatlar,küçük küçük sebzeler....sıradan şeyleri daha güzel sunmak diye bir hoşluk kalmıştı içimde..

İstanbul bu gün sadece bomba seslerininin kulaklarımızda yankılandığı gün olarak yaşandı.Sürek avı,umutsuzluk,korku.........


İçimizden ambulanslar geçiyor..........
Old 23-12-2003, 12:01   #11
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sürekli güneş olan bir ülke olsaydık daha mı çok mutlu olurduk?

Daha mı gülümseyerek bakardık hayata? Aşklarımız daha mı çok filizlenirdi yeniden? Sabahları herkese günaydın dermiydik?Yakacak sıkıntısı,kışlık giysi sorunu olmayınca daha mı keyifli olur ve geceleri yıldızların altında daha mı çok şarkı söylerdik?Hayatın getirdiklerini daha mı sakince karşılardık?Doğaya karışmamız daha mı uyumlu olur?

Güneşli bir ülke olsaydık?

İstanbul bu gün güneşli bir ülke.Masamda taptaze çiçekler,başdöndürücü. İçtiğim çay çok lezzetli yaşamak ,çalışmak bir çocuk coşkusunda...

Hep güneşli bir ülke olsaydık?

Sevgiler)
Old 23-12-2003, 14:23   #12
Cest la vie

 
Varsayılan


"Sürekli güneşli" bir ülke olsaydık, bu yazıyı "sürekli yağmurlu bir ülke olsaydık" diye değiştirerek aynı şeyleri yeniden yazacağınıza eminim Sayın Kayar..
Çünkü "özlem" insanın doğasında var sanırım..
Yazın yağmuru, soğuğu- kışın güneşi, sıcağı; evdeyken dışarıyı-dışarıdayken evi; kalabalığın içindeyken yalnızlığı-yalnızken kalabalığı.... Herşeyi özlüyoruz... Pes etmeden...

Sevgiler, güneşli günler
Old 23-12-2003, 16:00   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın cest la vie,

Sizi neden özlediğimizi de açıklamış oldunuz ..

Üç hal var: güneşli, yağmurlu, cest la vie'li...

Hem güneşli hem de yağmurlu günlerde de özlem sürüyor, "pes etmeden"

Sevgilerimizle

Bir Dost
Old 23-12-2003, 17:05   #14
Cest la vie

 
Varsayılan

Hııımm, demek ben de o yüzden devamlı özlüyorum herşeyi-herkesi..

Tabii sizi de sevgili Dost...

O yüzden hal sayısı 2'ye düştü artık: Güneşli ve yağmurlu
Çünkü artık yine "fırsat buldukça" değil, "fırsat yaratarak" burdayım-eskiden olduğu gibi..

Özlemeyeceğim-özletmeyeceğim; söz!

Sevgilerimle...
Old 23-12-2003, 22:06   #15
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Love Story İyi Mi? Kötü Mü?

Uzun zamandır aradığım resimleri dün buldum..Çerçeveletmek için iş merkezinin alt katındaki galeride nasıl bir çerçeve sorusuna yanıt ararken yardımcı olmaya çalısan sarışın bayan incecik zevki ve sıcacık önerileri ile resimleri daha da hoş hale getirecek bir düzenleme yaptı.Sanırım görüntüler olduğundan daha derin ve hoş olacak...

Renkler ,çizgiler derken sohbet devam etti.Kuşburnu çayı ikram etti devamında..

Oturduğu masanın yan tarafında gördüğüm en güzel cerçevede gülümseyen bir erkek fotoğrafı bulunuyordu.Konuşurken ikidebir bakmasından özel biri olduğu anlaşılıyordu.
Dayanamdım sordum:
Eşim dedi.

Ne güzel dedim.Ona çok güzel bakıyorunuz..

Öleli 7 yıl oldu dedi.Devam etti.
Çok hoş bir aşktı.Muhteşemdi.İnanılmazdı. Ben hep onun prensesiydim. Beni çok güzel seviyordu .Bir gün her şey bitti ve ben hala ona aşığım.Bazen düşünüyorum bu kadar büyük aşk yaşamak ve kaybetmek mi güzel,yoksa bu duyguyu hiç tanımamış olmak mı?

Sorusu hep aklımda kaldı..Hangi kayıp daha büyük bilemedim....
Old 27-01-2004, 14:33   #16
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan İstanbul Yeniden Yaşama Merhaba Dedi:))

İstanbul Yeniden Yaşama Merhaba Dedi)



Bu gün Salı.Güneşli bir salı.Günler sonrasında yollar açık,hayat pırıl pırıl.Hem güneş hem kar..Şahane...

Ofisimde telaşsız bir öğlesonrası.İşleri zamanında yetiştirmiş olmanın iç rahatlığı.Masamda bir bahçeden toplanmış dikensiz güller.İlk günkü gibi.)

Yaşamın incecik güzelliğinin farkında olmak ne güzel..

Teşekkürler hayat))
Old 08-02-2004, 22:35   #17
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

"Hayatta hiçbirşeyim az olmadı senin kadar
Hiçbirşeyi istemedim seni istedigim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur ne olur tut ellerimi "

diye söylüyordu gözlerini kapatıp..Sonra "güneşte demlerim senin çayını" sonra..sonra

Bir süre önce izlemiştim Cem Karaca'yı..Yıllar sesini hiç değiştirmemiş hatta galiba daha hoş hale getirmişti.Gençliğimizin unutulmaz sesi simdi sessiz....Biz de sessiziz...

Bilsek ki bir yüzü bir sesi bir daha duymayacağız,görmeyeceğiz..Hayata dikkatimiz daha mı yoğun olurdu,yoksa bu kayıplardan sonra duyduğumuz geçici korku mu?
Old 09-02-2004, 22:35   #18
digesta

 
Varsayılan

hangi şehre aşık olunabilir ki..
ve insan hangi şehir için göz yaşı döker ki..
ah istanbul ah.
Old 09-02-2004, 22:37   #19
digesta

 
Varsayılan

kimi zaman onunla dinledik istanbulu.. kimi zaman tamirci çırağı olduk nefesinde... kimi zamanda sakın dönme diye haykırdık..
Old 06-06-2004, 20:39   #20
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Bahar Hazırlığı,Yaz Hazırlığı

Kadınların pek bilindik davranışıdır,her mevsim değişiminde dolaplar aktarılır,mevsime uygun giysiler gözönünde bir rafa konur,
başka mevsim giysileri paketlenir veya görülmeyecek bir yere kaldırılır.

Bu eylemin en ilgi çekici tarafı,giysileri gözden geçirmektir.

Artık kullanılmayan giysiler bir kenara ayrılır ve sonra elden çıkartılır.Var gibi görünen,ama el sürülmeyen çoktan gönülbağı kesilmiş bir zamanların " en " güzelleri bu harekattan payını alır.)

Kadınlar böylece ruhlarını rahatlatırlar,nefes alacak bir alan oluştururlar kendilerine..Nelerinin " var " olduğunu bilir ve yaşamlarını planlarlar.

Aniden saçını kestiren kadınlar ile dolabını radikal şekilde boşaltan kadınların hep bir eylem planları var gibidir..) Ne dersiniz?
Old 11-06-2004, 11:03   #21
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

İçim kıpır kıpır..Zaten hava da çok güzel bu gün..Yaşamak çok güzel,teşekkürler hayat)

Bu günümü güzel yapan insanlara teşekkür borçluyum.Hiç bir şey yapmadılar aslında .Sadece mutlu olduklarına tanık oldum..

Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşıma rastladım sabah..3 yıl önce evlenip hala sevgili kalmayı başaran biri.Eşiyle buluşmak için romantik bir park seçmekde kurdukları kahkaha ve kıkırdama dolu cümlelerine tanık oldum..Mutlu insan yüzünden ne çok belli oluyor dedirten ışıl ışıllığı ile hoşlukları iğde kokusu gibi sızıyordu etrafa..Gülerek"bu çocuk beni ne çok güldürüyor" demesi masmaviydi.Çok güzeldi.

Mümkün olduğunca mutlu insanlarla daha çok rastlaşmanın yolunu bulmalı..)
Old 11-06-2004, 12:17   #22
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Mümkün olduğunca mutlu insanlarla daha çok rastlaşmanın yolunu bulmalı..


Rastladığımız insanları mutlu edersek dileğimiz gerçekleşir
Old 07-07-2004, 21:07   #23
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba,

Küçük bir keşfimi paylaşmak istiyorum.

Yeşillikler içinde ,dostça bir ortamda,profesyonel hoca eşliğinde tenis öğrenmek isteyen meraklılara duyurulur)

Aylık ödenti ortalama fiyatlara göre fazlaca makul.Belediye Sosyal Tesilslerinden bile ucuz)Haftada iki gün birer saat.Saatleri zamanınıza göre ayarlamak mümkün.İster gruba katılın ister grup kurun başlayın...

Ders bittiğinde ,derse başlamadan,ister hamakta uzanın ister yer minderinde rahatınıza bakın isterseniz...yani nereye isterseniz .Uzunca yaz saati geçirmek için şahane bir yer..

Bilgi için: 0212 560 65 42

Bu yaz yeni bir şeyler yapmanın keyfiyle)
Old 07-07-2004, 22:47   #24
Admin

 
Varsayılan

Sayın Kayar,

Neresi olduğunu yazmamışsınız.
Old 07-07-2004, 23:01   #25
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Admin ,

Bu soruyu duyan da bu sıcakta tenis oynayacağınızı sanır...
Kimin için sorduğunuzu bilmiyorum ama sizin için olmadığına eminim .....

Size serin bir havuz daha iyi gelir. Özellikle bu site yüzünden yıpranmış sinirlerinize ve yorgunluğunuza.

Saygılarımla

Bir Dost
Old 07-07-2004, 23:13   #26
Admin

 
Varsayılan

Doğru.. zaten tenisten de pek hazzetmem. Ama kendim için sormadım, diğer okuyucular için sordum. Bir de açıkçası hamak ve yer minderi fikri cazip geldi.
Old 14-07-2004, 17:37   #27
ragıp

 
Varsayılan

Sevgiye dair bir dörtlük, pek çok insanın hoşuna gider. Ama ne yazık ki, hoşhoşa gitmekle birlikte, ya yeterince anlayamaz; ya da anlamanın gereğinden uzak yaşarız.Çünkü çoğu zaman bilmek kolaydır. Beynimiz fonksiyonel olduğu sürece öğrenebilir ve bilebilir. Oysa anlamak ve bilmenin sorumluluğunu taşımak farklıdır ve çok özeldir.
Burada, irade ve bilinçli duyarlılık ön plana çıkmaktadır. Ve doğal olarak insanın zayıflığı ve güçlülüğü bu noktada ortaya çıkar. İnsanı güçlü kılan bilmek değildir. Bilgiyi yeterlilik ve sorumlulukla taşıyorsa, başkalarıyla paylaşabiliyorsa ve hayatı güzelleştirmek için kullanabililiyorsa işte gerçek güçlülük ve güzellik budur.
Sevebilmek güzel olan her şeyi,herkesi ve daha da çoğaltmak güzellikleri. Daha da güzel kılmak için yaşamı, döğüşebilmek o güzellikler uğruna. Belki de budur insanı ve yaşamı anlamlı kılan
Old 14-07-2004, 23:21   #28
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sirkeci Garı'ında bir öğle vakti.

İki duruşma arası harikulade şeyler olabiliyor.Örneğin duruşma saatinden önce İstanbul-Sirkeci- adliyesine gelmişseniz adımlarınız tarihi Sirkeci Garı'na gitmişse.

Öğlen .Garın en sessiz saati.Bir kaç grup tren bileti almak için sırada.arada gidip gelen yolcular.

Girişten sol tarafta bulunan kafe ve restorant geçen yüzyılın atmosferini sunuyor.Tarihsel yapının insanı büyülemesi bu olmalı...Camlar vitray ..Hafiften bir müzik.Müzik gerçekten var mı? ,Geçen yıl bu zamanlar Tuluğhan Uğurlu bir konseri buradaki salonda vermişti.Sirkeci Garından başlayıp bitmeyen yolculukları ve trenin ülkeler arası serüvenini müzik ve şarap eşliğinde dinlemiştik.Tolstoy, Nazım Hikmet, Oğuz Atay, Behçet Necatigil, Orhan Veli Kanık, Italo Calvino ve Attila İlhan'a ait tren ve istasyonlar üzerine yazılmış edebi metin örnekleri eşliğinde

Anılar eşliğinde nefis sunumlu çayı yudumlamak insana ne iyi geliyor.

Kimbilir belki bir başka zamanda da Haydarpaşa Garı'nda kahve içerim)
------------------------------------------------------------------------------------
Sirkeci Gar'ı 1890 yılında Prusyalı Mimar Jasmund tarafından tasarlanmış.aynı yıllardaki lokanta ve bira bahçesi gelip geçen yolcuların mola merkezi haline gelmiş.

Sirkeci Garı ünlü Orient Express'in son durağı.
Kitaplara konu olmuş ve hakkında filmler yapılmış. Ta ki Orient Express'in son seferine kadar..

Cumhuriyet yıllarında adı Gar Lokantası olmuş

Altın çağı ise 1950-60 yılları .Burayıbasının ve edebiyat dünyasının ünlüleri ikinci adres saymışlar. Selahattin Hilav, Fethi Naci, Edip Cansever, Oğuz Atay gibi ustalar oturmuşlar sandalyelerinde.

1995 yılında işletmeciliğini Alaattin Seyhan üstlenmiş. Adı Orient Ekspress olarak yenilenen mekan makyaj tazelemiş ve nostaljik görüntüsünü koruyarak günümüze kadar gelmiş..
Old 15-08-2004, 23:34   #29
ragıp

 
Varsayılan

Bu forumun kesilmesine içim elvermiyor. hoş bir şiirle forumu devam ettirmeyi öneriyorum

Yelken açtım hayata
cebimde bir avuç umutla
yıkılmadım yorulmadım
senden bıkmadım hayat

İki verdim bir aldım
yine de senden umutluyum hayat
çok sevgi verdim
az ilgi gördüm
Yine de senden bıkmadım hayat

Çok ağladım sızlandım
Yine de senden vaz geçmedim hayat
SENDEN VA GEÇMEYECEĞİM HAYAT

Aysel Erdal
Old 22-08-2004, 19:47   #30
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhabalar,

Tatile gitmeyi o kadar çok istiyordum ki,tatile giderken siteye bir not bırakmayı bile unutmuşum)

Onbeşgünlüğüne kesintisiz tatil yapmak.Çoktur bunu yapamamıştım.Şimdi şu anda bunu yapabilmiş olmanın şahane duygusunu yaşıyorum.İş ,gündelik görevler ile bağlantıyı en aza indirmek,mümkünse şalteri tamamen kapatmak ,koşturmaca içinde yapmaya imrendiklerimize ulaşabilmek olağanüstü bir duygu.

Yaşamak çok güzel)

Sevgiler...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Şiir Keyfi:)) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Site Lokali 884 07-02-2017 14:30
Tatil Keyfi :))) Av.Habibe YILMAZ KAYAR Gezi, Tatil ve Eğlence 128 26-01-2013 21:06
Uzun yaşama sorunu ISIL YILMAZ Site Lokali 15 31-08-2009 22:09
Ötenazi Ve İsteyerek Yaşama Hakkına Son Verme üye605 Hukuk Sohbetleri 4 04-06-2002 22:24
İnsanca Yaşama Hakkı,hürriyet murat özbulgur Hukuk Soruları Arşivi 3 17-02-2002 02:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08840489 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.