evlilik danışmanı

iyi günler.Görümcem 15 yıllık evli eşinden şiddet görüyor.2 çocukları var.Eşi sürekli evden kovuyor.çocuklarada şiddet uyguluyor.sürekli hakaret eden biri.boşanmak üzereler.görümcem çocuklar için, çaba sarfetmeden boşanmak istemiyor.eşi aile terapistine gitmeyi kabul etmiyor.herhangi bir zaruriyetle götürmesi mümkünmü?evliliklerini kurtarmak için yapılabilecek bişey varmı?eğer boşanma davası açılırsa bizim yakınları olarak tanıklıgımız ekili olurmu?davayı son çare görümcem açarsa kanuni anlamda haklarından mahrum kaırmı?şimdiden teşekkür ederim.

Sayın Katılımcı

Şiddet gören, hakaret gören kadının davayı açması onun zararına değil aksine boşanma iradesinde ise yararına olur.

boşanma davalarında en yakın akrabalar da şahitlik yapabilir. Aile terapistine gitme isteği açılan boşanma davasında mahkemeye bildirilebilir. Mahkeme bu yönde karar verecektir. Haklı gerekçesi olmadan aile terapistine gitmeyi reddeden kişinin boşanmaya neden olan olaylarda uzlaşmasız ve kusurlu olacaktır.

Boşanma davasında kadın, kendisi ve çocukları için nafaka, çocuklarının velayetlerini ve maddi tazminat ve manevi tazminat talep edebilir.

Bir de, hiç boşanma davası açmadan eşi şiddet uyguladığından, en yakın aile mahkemesinden şiddeti önleyici tedbirler talep edebilir.

Alıntı: Yazan 6284 Sayılı yasa Hâkim tarafından verilecek önleyici tedbir kararları MADDE 5. (1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir: a) Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması. b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi. c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması. ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması. d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması. e) Korunan kişinin şahsi eşyalarına ve ev eşyalarına zarar vermemesi. f) Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi. g) Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahları kolluğa teslim etmesi. ğ) Silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı kurumuna teslim etmesi. h) Korunan kişilerin bulundukları yerlerde alkol ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisinde iken korunan kişilere ve bunların bulundukları yerlere yaklaşmaması, bağımlılığının olması hâlinde, hastaneye yatmak dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması. ı) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması. (2) Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde birinci fıkranın (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde yer alan tedbirler, ilgili kolluk amirlerince de alınabilir. Kolluk amiri evrakı en geç kararın alındığı tarihi takip eden ilk işgünü içinde hâkimin onayına sunar. Hâkim tarafından yirmidört saat içinde onaylanmayan tedbirler kendiliğinden kalkar. (3) Bu Kanunda belirtilen tedbirlerle birlikte hâkim, 3/7/2005 tarihli ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında karar vermeye yetkilidir. (4) Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.

Yukarıdaki tedbirleri almak için açılacak davada harç alınmaz.

Bir avukatla birlikte hareket etmek hak kaybını engeller.

Saygılar