Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Adliyede çalışan mahkumlar..

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 13-01-2010, 09:56   #1
Ahmetochi

 
Varsayılan Adliyede çalışan mahkumlar..

Adana'da geçtiğimiz günlerde yaşanan 3. iş mahkemesinin zabıt katibi Derya Boğa'nın ölümüyle sonuçlanan cinayet sonrası gündeme gelen tartışma; mahkumların adliyelerde istihdam edilmesinin ne kadar doğru olduğu. Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek, bu konuda Adalet Bakanlığı'na başvurduklarını ifade ederek şunları söyledi: “Daha önce de söyledik. Böyle acı olayları yaşatmadan bu yöntem çözülmeliydi. Adam öldürmüş, suç işlemiş, mahkum olmuş, kendisini mahkum eden mahkemenin, hakimin, savcının, avukatın bulunduğu yere servis yapıyor, rahatça girip çıkıyor. Samimi ilişkilere girebiliyor İlla insanların ölmesi mi gerekiyor bu uygulamanın durdurulması için Adalet Bakanlığı başka ülkelerde uygulanan başka uygulamayı örnek almalıdır. Psikolojik açıdan suçluluğu tespit edilmiş bir insanı bu şekilde adliyeye sokmaması gerekiyor. Kamuoyu cinayetle olayı öğrenmiş oldu. Başka şekillerde yanlışları gördük, Adalet Bakanlığı’na söyledik. Yarın başka şeyler olursa altından kalkamazlar. Adliyede çalışan bu mahkumlar sabah geliyor, akşam cezaevine dönüyor, sabah tekrar geliyor normal hayata akşam tekrar dönüyor. Çok sağlıklı bir psikolojik ortam sunulmuyor. Bu şekilde kişisel anlamda yaşadığı dürtülerini, cinsel dürtülerini, duygusal ve hayvani dürtülerini sergiliyor. Jiletlenmiş, kolu bacağı kesik bir şekilde hakime, savcıya servis yapıyor. İtiraz ettiğimizde büyük tepkiyle karşılaşabiliyoruz. Adalet Bakanlığı da gelip bu olaylara tanık olsun. Bakanlık binasının içinde bunları yaşamıyorlar. Yerel mahkemelerde bu olayları yaşayanlar tepki içinde. Bu tepkiler daha büyümeden bu uygulamaya son verilsin. Güvenli bir yer olması gereken adliyede mahkumların çalıştırılmaması gerekir. Çalışanlar ayda bir değişiyor. O gün cezaevi yönetimi kimseyi bulamazsa elindeki en uygun adamı gönderiyor. Ona göre uygun adam böyle eli kanlı olabiliyor.”

Tüm bunların yanında bu mahkumlar ceza aldıkları mahkeme kalemlerine, hatta hakimlerine, savcılarına hizmet veriyorlar. Muhtemel tehlikenin boyutu oldukça büyük gibi görülüyor.

Cinayete kurban giden memurun çalıştığı Adana 3. İş mahkemesinde Stajını daha geçen cuma günü bitiren benim gibi, mahkumları artık adliyelerde görmek istemeyenlerden misiniz, yoksa bu tehlikeyle yaşanabilir diyenlerden misiniz?

Bir tartışma konusu açabilirim diye düşündüm..Derya Hanıma da Allah'tan rahmet diliyorum...
Old 16-01-2010, 01:19   #2
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Vaktiyle Gökçeada Adalet Bakanlığı Tesislerinde de hakim savcılara ve ailelerine mahkumlar hizmet ederdi. Onu cezalandıran meslek grubu mensuplarına, onlar denize havuza girip çıkarken yaz sıcağında servis yaptırmak... Verilen ceza adilse bile, cezanın infaz yöntemi adil görünmüyor.
Old 16-01-2010, 19:18   #3
Academic

 
Varsayılan

Mahkumların sadece adliyede değil eğitim kurumlarında da çalıştırılması söz konusu. Bunun da uygun olduğunu düşünmüyorum. Cezanın kamu hizmeti karşılığı gördürülmesi fikri belki ceza mantığına ya da ıslah amacına uygun olabilir ancak belli alanların dışarda bırakılması gerektiğini düşünüyorum.
Old 16-01-2010, 19:31   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Mahkumların "iyi hali", "kötü hali", "duruşmadaki hal ve tavrının olumlu oluşu" gibi hususların pek doğru bir ölçüt olmadığını düşündüğüm gibi,mahkumların cezalarının bir bölümünü Adliye binasında, Eğitim kurumlarında veya benzeri yerlerde geçirmelerini de kesinlikle yanlış bir yöntem olarak görüyorum.

Mahkumların topluma kazandırılmaları konusu farklı bir husustur ve bu kazandırma, "Hadi şu Adliyede çaycılık yap!, okulda hademelik yap..." gibi baştan savma yöntemlerle sağlanmamalıdır. Bence psikiatrist, sosyolog ve psikologların gözetim ve kontrolünde ve mutlaka topluma intibaklarının ilk dönemlerini hastanelerde tedavi yöntemi uygulanmak suretiyle geçirmeleri sağlanmalıdır diye düşünüyorum.
Old 17-01-2010, 17:46   #5
Ahmetochi

 
Varsayılan

Tartışmaya katılanlar için teşekkür ederim.. Umarım bu uygulamanın değişesini sağlayabileceğiz. Saygılar.
Old 18-01-2010, 09:20   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

İnsanlık henüz çok geri. İnsanlar içlerindeki olumsuz duygulardan hala kurtulamadı. Hala “insan ihtiyaçları sınırsız.”

İnsanlar bu kadar tehlikeliyken sabıkası olanlarla sabıkası olmayanları ayırmak mümkün mü? Sadece suçlular mı tehlikeli?

Cezaevindeki yaşam koşullarının yarattığı psikolojinin adam öldürmeye eğilimi arttırdığı görüşü doğru kabul edilirse dışarıdaki yaşam koşullarının daha vahim olduğu da iddia edilebilir. “Çıplak Vatandaş” filmindeki atmosferde yaşayan milyonlarca sabıkasız bulunmaktadır.

Hırsızlık, yankesicilik gibi suçları işlemek için usta çırak ilişkisi içinde eğitim alınmalıdır. Bu eğitimi alanların suçu meslek edinecekleri düşünülebilir. Ama adam öldürme, yaralama gibi suçların işlenmesi için deneyime gerek bulunmamaktadır.

Derler ki “Bir kez adam öldüren yine adam öldürmek ister.”
Derim ki “Herkes her an adam öldürmek istiyor.” Şimdiye kadar öldürmeyi aklınızdan geçirdiğiniz insanları listeleyiniz. Listenin sandığınızdan uzun olduğuna hayret etmeyiniz.

Hayallerimizle karşılaştırıldığında mahkumlar masum kalıyor. Mahkumların bizden farkı hayallerini gerçekleştirmekten ibaret.
Old 18-01-2010, 10:13   #7
Ahmetochi

 
Varsayılan

Kendi cevabım değil ama yine Adana Barosu Başkanı Aziz Erbek sorunu açıklamış kanaatimce:

11 Ocak 2010 Pazartesi günü Adana adliyemizde görevli bir memurumuzun mahkum kadrosuyla adliyede (2 ay önce bu görevine son verilen) çalışan bir hükümlü tarafından hunharca öldürülmesi nedeniyle aşağıdaki basın açıklamasını yapma zorunluluğu doğmuştur.
Uzun zamandır Adana ve birçok adliyede mahkum statüsünde olan şahıslar adliyenin temizlik, sıcak-soğuk içecek benzeri hizmetlerinde çalıştırılmaktadır.
Bu uygulamanın, sosyal ve ekonomik faydası düşünülerek başlatılmış olması ile beraber uygulamada çok ciddi güvenlik tehditi yaratabilecek tehlikeler taşıdığı uzunca zamandır gözlenmekteydi.
Bir hükümlünün, kendisine dava açan savcı, yargılayan ve mahkum eden hakim ile karşı tarafın avukatı olarak görev yapmış bir meslektaşımızla aynı ortamda bulunuyor olması yanlıştır.
Bu hükümlüler, hakim, savcı ve avukatlarla aynı asansörü, aynı tuvaleti kullanmakta, aynı koridorlarda karşı karşıya gelmekte adeta içiçe bulunmaktalar.
Elbette bu görevini layıkıyla yerine getirenler mevcuttur. Ancak, bu sosyal ilişkiye hazır olmayan kişilerin rahatsızlık yaratan davranışları daha önceleri de karşılaşılan durumdu.
Bu kişiler, sabahleyin adliye ortamında daha özgür, sosyal yönden yoğun bir ilişki içerisine giriyor. Akşamda cezaevi koşullarına dönüyor.
Mekan ve ortam değişikliğinin yarattığı ruhsal uyumsuzluk yeni bir suçluluk potansiyeli doğurabilmektedir. Belirtilen nedenlerle adliyelerde hizmet sektöründe hükümlü çalıştırılması uygulamasına son verilmesini istiyoruz.
Bu konuda Adalet Bakanlığı ile ilgili kurumları tedbir almalarını beklemekteyiz.
Kamuoyuna Saygıyla duyurulur.

Kaynak: http://www.adanabarosu.org.tr/haberdetay.asp?id=1214
Old 18-01-2010, 13:40   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Derim ki “Herkes her an adam öldürmek istiyor.” Şimdiye kadar öldürmeyi aklınızdan geçirdiğiniz insanları listeleyiniz. Listenin sandığınızdan uzun olduğuna hayret etmeyiniz.

Sayın Konyalı? Endişelenmeli miyiz?? (Doğrusu şu ki hayatım boyunca hiç kimseyi öldürmek aklımın ucundan geçmedi. )

Yukarıda bu konuya getirdiğim eleştiri de mahkumların tehlikeliliği noktasında değil, uygulamanın mahkumlar aleyhine yaratacağı psikolojik tahribatla ilgiliydi. Yani ilk mesaja rağmen, onların penceresinden düşündüm refleks olarak. Çünkü zaten mahkum edilmiş ve cezasını çekmekte olan birilerinden söz ediyoruz. Burada "Uygulamanın hatasına" , infaz yönteminin bazen ne denli adaletsiz olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Üstelik bu adaletsizlik, bizatihi adaletin uygulayıcıları eliyle hayata geçiriliyorsa...

Lise yıllarında olduğuma göre sene 1986-1989 zamanları olmalı. Gökçeada Adalet Bakanlığı tesislerinde, gün boyu kumsalda güneşlenip, denize girip "Yorulmuş" ve bronzlaşmış hakimlere, savcılara, onların kimisi ziyadesiyle şımarık çocuklarına, mahkumlar yemek servis ederdi, ne içeceklerini sorar, kimisi üzerine hizmet beğenisizliği nedeniyle azarlanır, yerine başkası getirilirdi.

Bilmiyorum dünyanın başka bir ülkesinde böylesi bir ceza infaz anlayışı, mahkum psikolojisini bu nedenli hırpalayıcı -Ve dahi yeniden suç işlememek yönündeki dayanıklılığını sorgulayıcı!- bir başka uygulama var mıdır?

Sorun mahkumların cezaevi dışında kamu hizmetinde çalıştırılmalarında değil de, çalıştırılacakları hizmetin yer ve niteliğinde. Ve elbette, ıslah amacına uygun yeniden topluma kazandırma noktasında, ruh sağlıklarıyla ne kadar ilgilenildiğinde.

Saygılarımla...
Old 18-01-2010, 16:27   #9
GECE

 
Varsayılan

Kararsızım açıkçası...
Ne önyargıların esareti altında kalarak bir hükümlüye haksızlık etmeli, ne de höşgörü ve hümanizmin sınırsızlığında boğulup güvenliğimizi tehlikeye atmalıyız...
Bazı insanlar suç işleme potansiyelini hep taşır,onda bu güdü hep vardır; yağa da yatırsan bala da batırsan değişmez. Böyleleri açısından elbet bu tür işler uygun değil... Ama bazıları da vardır bir anlık öfke-gaflet vs. etkisi ile yapacağına kendinin bile inanmayacağı şeyler yapar. Bunlar için hükümlü diye dışlanmak çok zor olsa gerek... Bu ayrımı yapmak çok zor...Kim tehlikeli, kim daha çok tehlikeli ayırt etmek zor. Sicili temiz insanların sicillerinin hep aynı paklıkta kalıp kalmayacağı da tam bir muamma; zira insan kendine kötü olanı yakıştırmaz, ancak her şey de insanlar için...
Vel hasıl-ı kelam bu konuda kararsızım, galiba olaya ve kişiye göre davranılması en uygun olan ama bunu da kim neye göre belirleyecek?
Old 18-01-2010, 18:43   #10
Nur Deniz

 
Varsayılan

Hiç birinin hukuki tanımını bilmiyorum..

Hükümlü-Mahkum:İşledikleri bir ya da birden fazla suçtan dolayı hapis cezası ile cezalandırılmış suçlu.Cezası bitse de suçlu..

Bir mahkum olsam, işlediğim suçun karşılığında hürriyetimin belli bir süre elimden alınması ile cezalandırılsam ne hissederim diye düşündüm..Suçumun karşılığı belli bir süre hürriyetimin elimden alınması madem neden bundan fazlasını yapmak isteyeyim ki? Parmağımı dahi oynatmak istemem başka bir insana..Çünkü verilen cezanın haricinde bir suçlunun aynı zamanda kullanılması söz konusu gibi gelir bana..Cezasını çekmeye devam eden biri için hemde..

Böyle bir davranışa maruz kalsam hizmet ettiğim kişi ne yan yatakta yatan koğuş arkadaşım kadar önemlidir ne de voltada karşılaştığım her hangi biri..Temizlik işi ile cezam artırılmışsa asla önemsemem..Yemek yapmak ya da servisle ile ilgili ise aklıma bile gelmez..

Ve benim düşüncem en masumu olurdu çünkü ben ne mahkumum ne hükümlü.. Hürriyetimde elimde şimdilik..Aylardır içeride değil, henüz eve girmişim..Telefonum açık, sosyal hayatın tam ortasındayım..

Nasıl olurda cezasını çeken birinden hizmet beklenir anlayabilmiş değilim?Nihayetinde verilen hükmün altında bir hakimin imzası var..

Islah etme maksadı ile yapılıyorsa bu durum veya topluma kazandırma.. Çok mantıksız çünkü bu halde bulunan insanların hepsi hapse girmeden önce bir toplumun parçasıydılar.Bunu gözden kaçırmamak çok önemli..

Kararların verildiği bir binada çalışıyorsam oradan cezaevine giren bir insanın elinden hizmet görmeyi ben kabul etmem. Hiç uygun bulmuyorum.

Güvenliği bir kenara bırakalım lütfen, her yerde her şekilde güvenlik delinebilir. Cezaevlerinde suç işlenmiyor mu? Adı CEZAEVİ iken..Ya da adliyelerde? Ya da hiç bir hukukçu hiç bir suça karışmaz diyebilir miyiz? Hükümlü olmayan sosyal hayatta olan birinden bir hukukçu zarar görmüyor mu?

Yapması gereken hürriyetinin kısıtlanması ile süresini doldurmak olan bir kişiye hizmet etmeye zorlamak uygun değildir..O zaman bunun kanunda yer alması gerekli değil mi? Varsa da ben bilmiyorum..Mesela yazılmalı;Falanca kişinin işlediği falanca suçtan dolayı falanca süre, falanca işi yaparak cezalandırılmasına..

Cezaevi şartlarının iyiliği ya da iyi olmaması bu forumun konusu olmadığını düşündüğüm için bu konuya girmiyorum bile..
Old 18-01-2010, 19:15   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

KANUN NO: 5275

CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN

Kabul Tarihi: 13 Aralık 2004

Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 29 Aralık 2004 - Sayı: 25685




BİRİNCİ KİTAP

Amaç ve Temel İlkeler, Hapis Cezası ve Güvenlik Tedbirleri


BİRİNCİ KISIM

Amaç ve Temel İlkeler


BİRİNCİ BÖLÜM

Kanunun Amacı

Amaç

MADDE 1.- (1) Bu Kanunun amacı, ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

İKİNCİ BÖLÜM

Temel İlkeler

İnfazda temel ilke

MADDE 2.- (1) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır.

(2) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz.

İnfazda temel amaç

MADDE 3.- (1) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.

----

BİRİNCİ BÖLÜM

Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırma ve Adli Para Cezalarının İnfazı

Kamuya yararlı bir işte çalıştırma

MADDE 105.- (1) Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan kısa süreli hapis cezasının yaptırım seçeneklerinden kamuya yararlı bir işte çalıştırma; hükümlünün, ücretsiz olarak bir kamu kurumunun veya kamu yararına hizmet veren bir özel kuruluşun belirli hizmetlerinde çalıştırılmasıdır.

(2) Denetimli serbestlik ve yardım merkezleri, bölgelerinde bulunan bu tür kurumlardan hükümlüleri ne suretle çalıştırabileceklerine dair bilgi alırlar ve hizmetler listesini oluştururlar. Bu listeler mahkemelere verilir. Mahkeme, bu listelerden uygun gördüğü hizmeti ve süresini hükümlüye önerir ve bunu reddetme hakkına sahip olduğunu hatırlatır.

(3) Diğer bir hapis cezasına hükmedildiğinde kamu yararına çalıştırma kararı verilemez.

(4) İki yıl veya daha az süre ile hapis cezasına mahkum olanlardan, hükümlülük süresinin yarısını iyi halle geçirenlerin, istekleri bulunmak koşuluyla kendilerinin veya yasal temsilcilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, mahkumiyet sürelerinin geriye kalan yarısını kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına mahkemece karar verilebilir.

(5) Mahkeme kararında belirtilen çalışma esasları ile rejimlere uymama halinde, geri kalan ceza aynen çektirilir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adliyede dosya ve belge kayboluyor eylemk Hukuk Haberleri 33 13-09-2011 11:03
Mahkumlar kitap kurduna dönüştü Seyda Hukuk Haberleri 4 15-06-2010 10:14
Adliyede ihmal can aldı Emin Cihan UYSAL Hukuk Haberleri 1 06-02-2008 10:39
Mahkûmlar NLP ile eğitilecek Y£LİZ Hukuk Haberleri 1 05-02-2007 14:50
Adliyede Hediye Paniği Av.Suat Ergin Hukuk Haberleri 0 31-12-2006 11:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05821800 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.