Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

davanın yenilenmesi

Yanıt
Old 02-04-2007, 15:32   #1
av.sinem

 
Varsayılan davanın yenilenmesi

Değerli Meslektaşlar,
Davanın yenilenmesi ile ilgili bir sorum olacak.Şöyleki 1996 yılında açılmış bir tapu iptali ve tescil davasında davacının ölmesi nedeni ile mirasçıları davaya devam etmişlerdir.Bu süreçte dava iki kez müracaata kalarak yenilenmiştir.Dava kabul edilmiş ,ancak Yargıtay tarafından yeniden keşif yapılması nedeniyle bozulmuştur.Bu aşamada taşınmaz her nasılsa (tedbir kararının tapuya hiç işlenmemiş olması dolayısı ile)3.kişilere tapuda satış yapılarak devredilmiştir.HMUK 186.maddesi uyarınca seçimlik hak kullanılarak davaya taşınmazı devralan yeni maliklere karşı devam edileceği bildirilmiştir.Dava bir kez daha müracaata kalırsa durum ne olur?(Öğrenmek istediğim dahili davalılar yönünden 3 kez müracaata kalmış gibi davanın açılmamış sayılamasına karar verilir mi?HMUK 409/son maddesi burada uygulanır mı?)
Old 02-04-2007, 16:18   #2
hidayet

 
Varsayılan

Sy.Sinem düşünceniz doğru.Zira dosya 2 defa müraacata kalmış ve yenilenmiştir.HUMK.409/son'a göre;dava,ilk yenilemeden sonra 1 defadan fazla takipsiz bırakılamaz.Yani bir dava 2 defa yenilenebilir.3.kez müraacata kalması halinde bu tarihte dava açılmamış sayılır.Saygılar.
Old 02-04-2007, 17:07   #3
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hidayet
Sy.Sinem düşünceniz doğru.Zira dosya 2 defa müraacata kalmış ve yenilenmiştir.HUMK.409/son'a göre;dava,ilk yenilemeden sonra 1 defadan fazla takipsiz bırakılamaz.Yani bir dava 2 defa yenilenebilir.3.kez müraacata kalması halinde bu tarihte dava açılmamış sayılır.Saygılar.

Sn. Hidayet ;

yorumunuza katılamayacağım, zira yerel mahkeme kararı Yargıtay tarafından bozulmakla yeni bir dava var sayılır ve dosyaya yeni esas numarası verilir. ortada tamamen yeni bir yargılama vardır. bu sebeple davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez kanaatindeyim.

Saygılarımla..
Old 02-04-2007, 17:07   #4
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

dahili davalılar yönünden bu hüküm uygulanamaz görüşündeyim.Çünkü onlar açısından ortada yeni bir dava var.
Old 02-04-2007, 17:14   #5
av.sinem

 
Varsayılan

Bahse konu olayda kafama takılan bir takım hususlar var.
1-Taşınmazın 3.kişiye temliki nedeniyle seçimlik hak kullanılmış ve davaya dahil edilen yeni malike karşı devam edilmiş.Bu durumda;
- zaten ilk davalının taraf sıfatı kalmamıştır
- seçimlik hakkın kullanılması ile ilk davadan bir nevi feragat edilmiştir.
Bu durumda davalılar tamamen değişmiş ve hatta yeni deliller toplanmıştır.Peki ilk davalılar yönünden dosyanın 2 kez müracaata kalması,sonrada dahili davalıların davayı takip etmeyerek 3.kez (kendi açılarından ilk kez)müracaata bırakmaları durumu değiştir mi?
Old 02-04-2007, 17:18   #6
av.sinem

 
Varsayılan

Sayın Av.Bülent Özkan ve Rasnolnikov,
Bende sizlerle aynı görüşteyim.Ancak dayanak oluşturabilecek emsal bir karara ihtiyacım var.
Old 02-04-2007, 18:02   #7
av.fundasin

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım,bire bir uymasa bile aşağıdaki kararın faydalı olacağını umut ediyorum.Saygılar

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2002/11907
Karar No.
2003/4681
Tarihi
09.05.2003


İLGİLİ MEVZUAT
2004-İCRA VE İFLAS KANUNU ( İİK )/89.1


KAVRAMLAR
BANKA NEZDİNDEKİ MUHTEMEL ALACAKLARIN HACZİ TALEBİ
ÜÇÜNCÜ KİŞİDEKİ HAK VE ALACAKLARIN HACZİ
MUHTEMEL HAK VE ALACAKLARIN HACZİNİN İSTENEMEMESİ
BİRİNCİ HACİZ İHBARNAMESİNE BANKANIN İTİRAZ ETMESİ


ÖZET
DAVACI, BORÇLUNUN BANKADAKİ HAK VE ALACAKLARINA HACİZ KONMASI İÇİN GÖNDERİLEN 89/1 HACİZ MÜZEKKERESİNE DAVALI BANKACA VERİLEN CEVAPTA, BORÇLUNUN ŞU ANDA HİÇBİR HAK VE ALACAĞINA RASTLANMADIĞI BELİRTİLEREK, DESTEKLEME PRİMİ HAKKININ HENÜZ DOĞMADIĞI, MUHTEMEL PAMUK DESTEKLEME PRİMİ ALACAĞI İÇİN HACİZ NOTU KONULDUĞUNUN BİLDİRİLDİĞİNİ, DAVALI BANKANIN ÇİFTE STANDART UYGULAYARAK MÜVEKKİLİNİN ZARARINA YOL AÇTIĞINI BELİRTEREK, UĞRANILAN ZARARIN DAVALI BANKADAN TAHSİLİNE KARAR VERİLMESİNİ TALEP VE DAVA ETMİŞTİR. MAHKEMECE, MÜZEKKERENİN YAZILDIĞI TARİHTE BANKAYLA BORÇLU ARASINDA BİR HUKUKİ MÜNASEBET BULUNMADIĞINDAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMİŞTİR. MÜZEKKERENİN TEBLİĞ TARİHİNDE DAVALI BANKA NEZDİNDE DAVA DIŞI ŞAHSA AİT HACZEDİLEBİLİR BİR PARANIN MEVCUT OLMADIĞININ SABİT BULUNMASINA GÖRE, DAVACI VEKİLİNİN TÜM TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA KARAR VERMEK GEREKMİŞTİR


Taraflar arasında görülen davada Reyhanlı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12.06.2002 tarih ve 2001/243-2002/214 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkili Halil Karaca'nın borçlu Mustafa Erol'daki alacağının tahsili bakımından Reyhanlı İcra Müdürlüğü'nün 1997/1189 esas sayılı dosyasıyla icra takibi yoluna gidip, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin 8.02.1999 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak borçlu Mustafa Erol'un Rehanlı T.C. Ziraat Bankası Şubesi'nde 1998 yılı kütlü pamuk destekleme priminden doğmuş veya doğacak alacağı olduğunu belirterek, borçlunun bu alacağının haczini talep ettiğini, icra müdürlüğünce bankaya bu hususta müzekkere yazıldığını, bankanın haczi kabil bakiyesinin bulunmadığının bildirildiğini, oysa, bu tarihten 5 ay sonra, başka alacaklının, aynı borçlu aleyhine 1999/29 sayılı takip dosyasından yazılan müzekkereye verilen cevapta, borçlunun şu anda hiçbir hak ve alacağına rastlanmadığı belirtilerek, destekleme primi hakkının henüz doğmadığı, muhtemel pamuk destekleme primi alacağı için haciz notu konulduğunun bildirildiğini, davalı bankanın çifte standart uygulayarak müvekkilinin zararına yol açtığını belirterek, müvekkilinin mahrum kaldığı ( 1.740.000.000 ) TL. alacağın, kütlü pamuk destekleme pirimi ödeme tarihi olan 06.08.1999 tarihinden itibaren işleyecek faizi ve %40 tazminatıyla birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Davalı Banka vekili, davacının borçlu Mustafa Erol'dan alacağının kalmamış olması nedeniyle davanın iyiniyetten yoksun olduğunu, icra müdürlüğünce gönderilen 1. haciz ihbarnamesi tarihinde borçlu Mustafa Erol'un kütlü pamuk destekleme priminden faydalanmak üzere bankaya henüz bir müracatının bulunmadığı, bu durumda borçlu ile banka arasında anılan tarih itibarıyla hukuki münasebet bulunmadığından, daha sonra doğan alacağın davacı dosyası için haczinin mümkün olmadığı, davacının iddia ettiği ikinci takip dosyasından yazılan müzekkere tarihinde ise borçlu ile banka arasında hukuki münasebetinin mevcut olması nedeniyle, borçlunun destekleme prim alacağına haciz şerhi konulup, bilahare Reyhanlı İcra Müdürlüğü'ne ödemenin yapıldığını, banka tarafından yapılan işlemlerde bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davacının borçlu Mustafa Erol hakkında giriştiği icra takibi dosyasından bankaya gönderilen 8.2.1999 tarihli müzekkerenin İİK.nun 89 ncu maddesi uyarınca haciz ihtarnamesi niteliğinde bulunmadığı, dolayısıyla bu maddedeki sonuçların doğmasının söz konusu olamayacağı, davacı alacağı için yazılan müzekkere tarihinde borçlu ile banka arasında bir hukuki münasebet de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 9.2.1999 tarihinde davalı banka nezdinde dava dışı şahsa ait haczedilebilir bir paranın mevcut olmadığının sabit bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.920.000 lira temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 09.05.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-04-2007, 18:04   #8
av.fundasin

 
Varsayılan

yazdığım ilk kararın konuyla alkası olmadığını yazdıktan sonra farkettim yanlış karar yazmışım.Aşağıdaki karar daha uygun olacaktır.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ


Esas No.
2001/17210
Karar No.
2002/2658
Tarihi
01.03.2002


İLGİLİ MEVZUAT
1086-HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU (HUMK)/409/415/429/434/445


KAVRAMLAR
DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI
DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASI
YARGILAMANIN İADESİ
İADEİ MUHAKEME
BOZMADAN SONRA DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI
TEBLİGAT GİDERLERİNİN YATIRILMAMASI


ÖZET
KARAR DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN TEMYİZ EDİLMİŞ, MAHKEMECE TOPLAM 594 BİN LİRA EKSİK YATIRILAN TEBLİGAT MASRAFININ ÖDENMESİ KONUSUNDA MUHTIRA ÇIKARILMIŞ VE İSTENEN MASRAF YATIRILMIŞTIR. BU MUHTIRA İLE, DAVACIDA GEREKEN MASRAFLARIN TÜMÜNÜN YATIRILDIĞI KANISI OLUŞTURULDUĞU İÇİN; TEMYİZDEN SONRA GÜN TAYİNİ İÇİN MASRAF YATIRILMAMASI SEBEBİYLE HUMK. 409. MADDESİ UYARINCA DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI VE ÜÇ AY GEÇTİĞİNDEN BAHİSLE AÇILMAMIŞ SAYILMASI YÖNÜNDE HÜKÜM TESİSİ İSABETSİZDİR.


DAVA : Taraflar arasındaki ( Boşanma - Yargılamanın iadesi ) davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ( Davacı tarafından ) temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. ( HUMK.434. md. )

Yargıtay ilgili dairesi temyiz edilen kararı bozarsa, davayı kararı vermiş olan mahkemeye veya uygun göreceği diğer bir mahkemeye gönderir.

O mahkeme, temyiz edenden 434. madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir. ( HUMK.429. md. )

5.10.1980 tarihli 2/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gereği Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 409/2. maddesi hükmü Yargıtay'dan bozularak dönen davalara da uygulanır. Ancak mahkemenin tarafları mahkemeye müracaat etme gereği konusunda yanıltmamış olması gerekir.

Yukarıda işaret edilen yasa maddelerine göre mahkemenin temyiz harçları ile dosyanın Yargıtay'a sevki ve dönüşünde ilgililere yapılacak tebliğ masraflarını başlangıçta temyiz eden taraftan alması gerekir. Eksik alınmışsa yada ilgilisi masraf vermekten imtina ediyorsa temyiz etmemiş sayılmasına karar verileceği kendisine ihtar edilir. Bu işlemler de yanılgı ile mahkeme kendine düşen görevini tam olarak yerine getirmemiş ise eksik masraf yatırmanın sonuçları taraflara yüklenemez. ( Y.19.H.D.'nin 4.2.1992 tarihli 30-50 sayılı, Y.4.H.D.'nin 4.5.1995 tarihli 3376 - 3905 sayılı kararları ).

Somut olayda mahkemenin 26.11.1993 tarihli kararı davacı vekili tarafından 20.3.1996 günlü dilekçe ile temyiz edilmiş, mahkemece temyiz eden vekiline 26.3.1996 tarihinde toplam 594 bin lira eksik masrafın yatırılması konusunda muhtıra gönderilmiş ve davacı vekili muhtıra uyarınca istenen masrafları yatırmıştır. Bu muhtırada temyizden sonra gün tayini için gerekli masrafın istenilmemiş olması mahkemenin yaptığı eksik işlem davacıda tüm giderleri ödediği ve kendisine bozma halinde tebligat yapılacağı kanısını uyandırmış, davacı yanıltılmıştır. Bu eksik işlemin sonucundan temyiz eden davacıyı sorumlu tutmak yukarıda açıklanan sebeplerle mümkün değildir.

Şu halde mahkemece yapılacak iş; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 415. maddesi uyarınca masraflar suçüstü ödeneğinden karşılanarak duruşma günü tayin edip taraflara tebliğ etmek ve belirecek duruma göre karar vermekten ibarettir. Bu husus nazara alınmadan ve taraflara duruşma günü tebliğ etmeden dosyanın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 409.maddesi uyarınca işlemden kaldırılması ve üç ay geçtiğinden bahisle açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi doğru değildir.

SONUÇ : Temyize konu kararın belirtilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 409. maddesinin ikinci fıkrası,oturum günü belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tesbit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkranın uygulanacağını, birinci fıkra ise; oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbirisinin gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde yenilenmeye kadar dosyanın işlemden kaldırılacağını, beşinci bendinin de üç ay içinde yenilenmeyen davanın açılmamış sayılmasına karar verilip esasının kendiliğinden kapatılacağını hükme bağlamıştır.

Mahkemenin 26.11.1993 günlü kararı Dairemizin 1996/5235 - 7157 sayılı kararı ile bozulmuş, bozma kararımız davacı vekiline 14.8.1996, davalı vekiline 2.8.1996'da tebliğ edilmiştir. Karar düzeltme süresi 13.9.1996'da sona ermiştir. Buradaki süreler hak düşürücü niteliktedir. Hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması da gerekmektedir. 13.9.1996 son işlem tarihidir. Yasadaki dört aylık süre geçtikten sonra 15.1.1997'de açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyanın Yargıtay'dan bozularak geldiğini taraf vekilleri öğrenmişlerdir. Gün tayin ettirmekle zorunlu olan tarafların herhangi bir başvuruları yoktur. ( HUMK.m.409/2 )

Gerekli tebligat giderlerini de karşılamamışlardır. Davanın açılmamış sayılmasına yönelik karar doğrudur. Açıklanan sebeple de değerli çoğunluğun bozma kararlarına iştirak edilmemiştir.

Üye Üye

Hakkı Dinç Ferman Kıbrıscıklı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
takibin yenilenmesi Av. Kader DEMİR Meslektaşların Soruları 6 11-03-2009 16:51
kira aktinin yenilenmesi mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 7 07-03-2007 10:00
Kira Sözleşmesinin Yenilenmesi Sorunu(ÇOK İVEDİ) seyitsonmez Meslektaşların Soruları 13 23-12-2006 19:28
Kaybolan İcra Dosyasının İhyası (Yenilenmesi) mulin Hukuk Soruları Arşivi 13 14-11-2006 18:52
Davanın Açılmamış Sayılması - Temyiz Edilmeyen ek davanın Bozul aeyesilkaya Hukuk Soruları Arşivi 1 08-09-2005 21:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02759290 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.