Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Evlat Edinme Hakkının Yasada Belirlenen Koşulları Yönergeyle Artırılabilir mi?

Yanıt
Old 14-11-2008, 20:50   #1
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan Evlat Edinme Hakkının Yasada Belirlenen Koşulları Yönergeyle Artırılabilir mi?

Sayın Meslektaşlarım,

Bir haber dolayısıyla bizi düşünmeye yönelten evlat edinme koşullarından söz etmek istiyorum. Haber şöyle:
Alıntı:
Kurallar çocuktan önemli mi?
Devlet, 2.5 yaşına gelen minik T.'yi ellerinden aldı. Aile, "Evlatlık alalım" diyor
İzmir'de işçi emeklisi Hikmet Sazar ile ev hanımı eşi Sezgin Sazar, şimdi 20 ve 25 yaşında olan 2 oğullarını büyüttükten sonra, televizyonda izledikleri tanıtım filminden de etkilenerek, yaşamlarını yeni bir sevgi bağıyla renklendirmek için koruyucu aile olmaya karar verdi. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne başvuran çift, uzmanların 1 haftalık incelemesinin ardından uygun bulununca. 29 Haziran 2007'de, doğduktan kısa süre sonra anne ve babası tarafından Karşıyaka Çocuk Yuvası'na verilen 11 aylık T.'nin koruyucu ailesi oldu. Sazar çifti, sevgiyle bağlandıkları T.'yi 16 ay süresince bakıp sağlıklı bir şekilde büyüttü. Ancak çift, geçtiğimiz 9 Eylül günü Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nden gelen telefonla şoka uğradı. Görevli, Sezgin Sazar'a, "Annesi T.'yi aramadığı için başka bir aileye evlatlık vereceğiz. Bu nedenle bize geri vereceksiniz" diyordu.

KARAR BEKLENMEDİ

Büyük bir şaşkınlık ve üzüntü yaşayan çift, minik T.'nin evlatlık verilecekse kendilerine verilmesini istedi. Ancak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bunu da kabul etmedi. Bunun üzerine "Evlatlık verilecekse önce neden bize sorulmadı" diyerek aile mahkemesine başvuran çift, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü aleyhine dava açtı ve küçük kızın kendilerine evlatlık verilmesini istedi. Ancak görevliler, mahkemenin sonuçlanmasını beklemeden önceki gün 3 çocuk polisiyle birlikte, minik T.'yi almak için ailenin Bornova'daki evine geldi. Bu arada Sezgin Sazar'in iddiasına göre polisler, "Üzülmeyin, bu gider yenisini alırsınız" deyince aile şaşkına döndü. Koruyucu anne Sezgin Sazar, "Olur mu? Ben bir anneyim ve T.'yi de kendi öz evladım gibi seviyorum. Hadi bize acımıyorsunuz ona acıyın bari. Büyük bir bunalıma girecek" demesi üzerine ise polisin bu kez, "Bunları unutur, hiçbirini hatırlamaz. Yarın yeni gittiği ailedeki kadına 'anne' der" sözlerini duyunca ile bir kez daha yıkıldı.

SON KEZ ÖPTÜ AYRILDI

Yetkililer gelmeden kızına "Seni ablalar ve ağabeyler alıp okula götürecekler" diyen koruyucu anne, kızına son kez sarılıp defalarca öptü. Gözyaşlarını zorlukla tutan Sezgin Sazar, kınalı eline oyuncak bebeğini vererek Karşıyaka Çocuk Yuvası'na kadar götürdü ve oyun odasına bıraktı. Bir daha göremeyeceği kızının son kez, "Anne beni almadan sakın gitme. Ben arkadaşlarımla oynayıp dersime girip senin yanına geleceğim. Sakın beni bırakma" dediğini anlatan koruyucu anne, "20 yıl sonra tekrar annelik duygusunu tattım. Onun da annesi olarak görüyor ve hissediyorum. Onu benden ayırmayın. O da beni annesi, eşimi babası olarak görüyor. Ne olur evladımı bana geri verin" dedi.


UMUTLARI NİMET ÇUBUKÇU



2.5 yaşındaki T.'nin 16 aydır koruyucu ailesi olan Sazar çifti, durumlarını AK Parti İzmir Milletvekili Erdal Kalkan aracılığıyla Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'ya ilettiler. Çift, kendisi de bir anne olan Çubukçu'nun yaşanan bu drama duyarsız kalmamasını istediklerini söylediler. Bu arada Baba Hikmet Sazar, çocuğu geç teslim ettiği için minik T.'yi kaçırmak suçlamasıyla karakolda ifade verdi.

KANUN TESLİM EDİLMELİ DİYOR


Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Yetkilileri: "Biz koruyucu ailelerle çocuğu teslim etmeden önce sözleşme yapıyoruz. Bu sözleşmede çocuğun evlatlık olarak verilmesi durumunda kayıtsız şartsız teslim etmeleri gerektiğini kendilerine iletiyoruz. Aileler de bunu baştan kabul ederek sözleşmeyi imzalıyor. T.'yi Sazar ailesine verdiğimiz sırada annesi arayıp soruyordu. Ancak aramalar kesildi. İzine ulaşamayınca T. için hukuken evlatlık verilme süreci başladı."
Sosyal Hizmetler yetkilileri, Medeni Kanun'un evlat edinmeyle ilgili maddesi, "Çocuk hukuken evlat edinmeye uygun hale gelmişse bu sağlanır" dedi ve ekledi: "Biz de yasalar gereği bu çocuğu sırada bekleyen bir aileye evlatlık olarak vermek zorundayız. Ayrıca T.'yi Sazar Ailesi'ne veremeyiz. Çünkü evlatlık başvuruları yok. Bu, evlat edinme için uzun zamandır sırada bekleyen ailelere de haksızlık olur."

UZMANLAR NE DİYOR?


İzin vermeyen yasa değişmeli


İstanbul Sosyal Hizmetler Eski İl Müdürü Kahraman Eroğlu: "Bu olayda sağduyu sahibi herkes küçük kızın Sazar çiftine verilmesini ister ama yasal olarak Sazar çiftine evlatlık verilmesi mümkün değil. Buna benzer başka olaylar da yaşanmaması için yasa, çocuğun geleceği ve iyiliği için, koruyucu aileyle kurduğu ilişki ve ailenin durumu değerlendirdikten sonra uygun bulunursa, o koruyucu aileye öncelik tanınması yönünde değiştirilmelidir."

Ya çocuğun ruh sağlığı

Psikoloji Uzmanı Dr. Ayhan Erakay: "Kanuni basamakları uygulamak gerekiyor ancak bunları uygulayacağız derken de o yaştaki çocuğun ruh sağlığını tehlikeye atıyorlar. Henüz 2.5 yaşındaki çocuk ebeveyni tanıyor. Kendisi ve çevresiyle ilgili olanları yorumluyor. Tam bu yaş anneyle ilgili birliktelik dönemi. Bu dönemdeki ayrılıklar, ileriki dönemde olumsuz etkileyebilir. Böyle bir durumda eğer ailenin özellikleri uygunsa bu aileye verilmesi daha doğru. Doğru olan aynı güvendiği ve bire bir iletişim kurduğu aileyle devam etmesi."

Çocuk büyük bir travma yaşar

İzmir Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu sosyal hizmet uzmanı Turan Başkaya: "Ben 18 yıllık uzmanım ama böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorum. Çocuk evlatlık verileceği aileyle tanıştırıldığında, bir travma yaşayacak. Eski koruyucu ailesi de büyük sıkıntılar çekecek. Bu nedenle 0-3 yaş arası çocukların koruyucu ailelere verilmesi de çok doğru değil. Çünkü ileri yaştaki çocuk koruyucu aileye verildiğinde o ailenin öz ailesi olmadığını bilir ve ona göre hareket eder. Küçük çocuklar koruyucu aileleri öz aileleri olarak bilir. Ayrıca bu tür durumlarda iki ailenin tanıştırılıp çocuğun yeni ailesine alışması için bir süre birlikte kalmaları sağlanmalı."


AİLE DAVAYI KAZANABİLİR

İSTANBUL Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Erman: Çocukların evlat edinilmesine 'aile mahkemeleri' karar veriyor. Evlat edinebilecek ailelerde, çiftin en az 5 yıl evli olmaları, 30 yaşını geçmiş olmaları, şartları aranıyor. Eşlerin başka çocukları var ise onların yararlarının hakkaniyete aykırı şekilde zedelenmemesi gerekiyor. Evlat edinilmesi için bir yıl süreyle küçüğün evlat edinen tarafından bakılması ve eğitilmesi gerekiyor. Bu durumun küçüğün yararına olması şartı vardır. Evlat edinmede en önemli husus, küçük çocuklar açısından bir yıl bakılmış olmaktır. Mühim olan ise çocuğun menfaatidir. Çocuğun menfaati göz önüne alındığında, söz konusu çocuğu hakim büyümk bir ihtimalle bu aileye verebilir.


Üstüne bir de Nimet Çubukçu'nun zaten onlar yaş farkı nedeniyle çocuğu evlat edinemezdi açıklamaları geliyor.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10361217.asp
Bir de açıklamalarından çocuğun yüksek yararını eksik etmiyor, nedense çocuk hakları ihlalleri de bu bahanenin ardına saklanarak yapılıyor. Rona Serozan'ın dediği gibi çocuk için en iyisini biz biliriz diyerek büyüklenen yetişkinler ön kapıdan içeri alınan çocuk haklarının arka kapıdan dışarı çıkmasına neden olmamalıdır.

Küçüklerin evlat edinilmesinin koşulları Medeni Kanunun 305-312. maddelerine göre


Alıntı:
A. Küçüklerin evlât edinilmesi
I. Genel koşulları
MADDE 305.- Bir küçüğün evlât edinilmesi, evlât edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır.
Evlât edinmenin her hâlde küçüğün yararına bulunması ve evlât edinenin diğer çocuklarının yararlarının hakkaniyete aykırı bir biçimde zedelenmemesi de gerekir.
II. Birlikte evlât edinme
MADDE 306.- Eşler, ancak birlikte evlât edinebilirler; evli olmayanlar birlikte evlât edinemezler.
Eşlerin en az beş yıldan beri evli olmaları veya otuz yaşını doldurmuş bulunmaları gerekir.
Eşlerden biri, en az iki yıldan beri evli olmaları veya kendisinin otuz yaşını doldurmuş bulunması koşuluyla diğerinin çocuğunu evlât edinebilir.
III. Tek başına evlât edinme
MADDE 307.- Evli olmayan kişi otuz yaşını doldurmuş ise tek başına evlât edinebilir.
Otuz yaşını doldurmuş olan eş, diğer eşin ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksunluğu veya iki yılı aşkın süreden beri nerede olduğunun bilinmemesi ya da mahkeme kararıyla iki yılı aşkın süreden beri eşinden ayrı yaşamakta olması yüzünden birlikte evlât edinmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi hâlinde, tek başına evlât edinebilir.
IV. Küçüğün rızası ve yaşı

MADDE 308.- Evlât edinilenin, evlât edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır.
Ayırt etme gücüne sahip olan küçük, rızası olmadıkça evlât edinilemez.
Vesayet altındaki küçük, ayırt etme gücüne sahip olup olmadığına bakılmaksızın vesayet dairelerinin izniyle evlât edinilebilir.
V. Ana ve babanın rızası
1.Şekil
MADDE 309.- Evlât edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir.
Rıza, küçüğün veya ana ve babasının oturdukları yer mahkemesinde sözlü veya yazılı olarak açıklanarak tutanağa geçirilir.
Verilen rıza, evlât edinenlerin adları belirtilmemiş veya evlât edinenler henüz belirlenmemiş olsa dahi geçerlidir.
2. Zamanı
MADDE 310.- Rıza, küçüğün doğumunun üzerinden altı hafta geçmeden önce verilemez.
Rıza, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir.
Geri almadan sonra yeniden verilen rıza kesindir.
3. Rızanın aranmaması
a. Koşulları
MADDE 311.- Aşağıdaki hâllerde ana ve babadan birinin rızası aranmaz:
l. Kim olduğu veya uzun süreden beri nerede oturduğu bilinmiyorsa veya ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun bulunuyorsa,
2. Küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmiyorsa.
b. Karar
MADDE 312.- Küçük, gelecekte evlât edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlât edinenin veya evlât edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir.
Diğer hâllerde, bu konudaki karar evlât edinme işlemleri sırasında verilir.
Ana ve babadan birinin küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmemesi sebebiyle rızasının aranmaması hâlinde, bu konudaki karar kendisine yazılı olarak bildirilir.


Bu koşullar arasında evlat edinenle evlatlık arasında en az yaş koşulu var ama en çok yaş koşulu yok. Fakat 01.08.2002 tarihli 145 sayılı Evlat Edinme Yönergesinin 13/c hükmüne göre evlat edinenle evlatlık arasındaki yaş farkı 40'ı geçmemelidir. Yönerge için bakınız http://www.shcek.gov.tr/Kurumsal_Bil..._Edindirme.asp


Benim anlamadığım bir şey var: Kişinin kendini maddi ve manevi geliştirme hakkı yani Anayasanın 17. maddesindeki temel hak bir yönergeyle kısıtlanabilir mi?! Aslında biliyorum kısıtlanamaz ama nasıl yapabildiklerini anlamakta zorlanıyorum. Evlat edinme çocuğun kendini geliştirmesi için temel hak olduğu kadar evlat edinenler için de öyledir. Görüşlerinizi merak ediyorum. Teşekkürler!

Old 16-11-2008, 16:53   #2
BaharB

 
Varsayılan

Sayın Yücel;
Evlat edinmenin, çocuk ve evlat edinenler bakımından, kendilerini maddi ve manevi olarak geliştirebilmeleri için temel bir hak olduğu yönündeki düşüncenize katılmıyorum. Yasada da belirtildiği gibi evlat edinme, her halde küçüğün yararının arandığı bir sosyal ve hukuki müessesedir.

Sağlanmaya çalışılan hak, küçüğün kendisini maddi ve manevi geliştirebilmesi hakkıdır.

Bu nedenle sosyal hizmet yetkilisinin, uzun zamandır sırada bekleyen ailelere haksızlık yapılacağına dair düşüncesine katılmak mümkün değildir. Yine halen koruyuculuk yapan ailenin duygu ve düşünceleri de küçüğün yararı karşısında korunmaya değer değildir.

Diğer taraftan sizin de belirttiğiniz gibi bir temel hakkın, hakkın özüne dokunmadan ancak kanunla sınırlandırılabileceği hepimizin bilgisi dahilinde. Bu yönüyle yönergenin hukuki bir değerinin olmaması gerektiği düşüncesindeyim.

Somut olayda da görüldüğü üzere yaş ve rızaya dayalı kesin nitelikteki yasal düzenlemelerin bir çok durumda küçüğün yararının gerçekleşmesini engellediğini, bunların daha esnek kurallar olarak düzenlenmesi gerektiğini, nihai kararın mahkeme tarafından verilmesi ancak öncesinde ve karar sonrasında uzman denetiminin daha sıkı yapılması gerektiğini düşünmekteyim.

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Evlat Edinme arzaplı Hukuk Soruları 9 11-10-2008 13:28
Evlat Edinme yertek Hukuk Soruları Arşivi 2 22-03-2005 03:25
Evlat Edinme foryl Meslektaşların Soruları 4 22-06-2003 15:51
Evlat Edinme Nur Hukuk Soruları Arşivi 2 10-01-2003 16:14
Evlat Edinme Remziye Cherry Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 15:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04620910 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.