Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

S.S.K. idari para cezaları

Yanıt
Old 29-05-2006, 12:37   #1
gogolos

 
Varsayılan S.S.K. idari para cezaları

S.S.K. tarafından ek prim bildirgelerinin zamanında verilmemesi nedeniyle çalıştığım şirkete idari para cezası verildi. Şirket tarafından yapılan itiraz S.S.K.'nın itiraz komisyonunca reddedildi. Red kararının şirkete tebliğinden 1 ay sonra idare mahkemesinde dava açtık. kabahatler kanunundan ve uyuşmazlık mahkemesinin 28.12.2005 tarihli resmi gazetede yayınlanan kararlarından-ki bu kararlar kabahatler kanununu nedeniyle uygulamada doğan karışıklığı çözen ve neticede idari para cezalarına itiraz davalarının sulh ceza mahkemelerinde görüleceğine ilişkindir.- haberimiz olunca ilk davamızdan bir gün sulh ceza mahkemesinde de dava açtık şu anki durumda sulh ceza mahkemesi davayı süre yönünden reddetti idare mahkemesi ise görevsizlik kararı verdi.

Sorum şu: Bilindiği gibi Ek Prim Belgelerinin S.S.K'ya verilmemesi bir suç oluşturmuyor ama Kurum buna rağmen bu cezaları vermekte ısrar ediyor. biz de süreyi kaçırmasaydık davayı kazanacaktık. Ama suç olmayan bir fiilden dolayı ceza ödemek zorunda kalabiliriz. ben şu an ne yapmalıyım. hangi yoldan gidersem daha olumlu bir sonuç alabilirim yardımlarınız için şimdiden teşekkürler
Old 29-05-2006, 14:44   #2
kağanulaş

 
Varsayılan

Alıntı:
Bilindiği gibi Ek Prim Belgelerinin S.S.K'ya verilmemesi bir suç oluşturmuyor ama Kurum buna rağmen bu cezaları vermekte ısrar ediyor. biz de süreyi kaçırmasaydık davayı kazanacaktık. Ama suç olmayan bir fiilden dolayı ceza ödemek zorunda kalabiliriz.

Sayın Gogolos,
Bir problem var. Yukarıdaki ifadelerinizi biraz açmanız gerekiyor ya da düzeltmeniz. Ek prim belgesinin verilmemesi neden suç oluşturmuyor, bu bilginiz neye dayanıyor? Bir eylemin veya ihmalin idari para cezası ile müeyyidelendirilmesi için mutlaka suç ya da kabahat olarak tanımlanması gerekmiyor. Para cezası adli para cezası olabileceği gibi idari de olabilir. Uyuşmazlık mahkemesinin sulh ceza mahkemelerinin görevli olduğuna dair kararı bu para cezalarının adli para cezasına dönüştüğü anlamına gelmiyor.

Tabi biraz sıkıntılı bir karar bu, idari para cezasına karşı neden adli yargıda dava açılıyor denebilir ancak yapacak birşey yok, Uyuşmazlık Mahkemesi kararları bağlayıcı nitelikte.

Şahsi kanaatim dava süresini kaçırdığınız için bu cezayı ödemeniz gerekecek. Hakkaniyete aykırı mı derseniz, buna da yapacak birşey yok, aksi takdirde bu sürelerin bir anlamı kalmaz.
Old 29-05-2006, 14:55   #3
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sn.gogolos,
Endişelerinize katılıyorum.Bu nedenle konu ile ilgili şahsi düşüncelerimi aşağıda sunuyorum.
Kurum işleminde itiraz mercii olarak İdare Mahkemesi gösterilmiş,bu nedenle de herhangi bir hak kaybı oluşmaması için İdare Mahkemesi’ne süresinde dava açılmıştır.
İdare mahkemesi kararında gerekçe olarak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra Yargı Yeri ve süresinin değişikliğini gösetercek ve görevsizlik kararı verecektir.
ANAYASA mad.40/2 (Ek 2. fıkra: 4709 - 3.10.2001 / m.16) Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Adli Yargıya müracaat sürecinin işletilebilmesi için davalı kurumun yargı yeri ve süresindeki değişikliği davacıya bildirmesi gerektiği düşüncesindeyim.Aksi düşüncede yanlış yargı yeri ve süresini gösteren davalı kurum lehine bir durum oluşmaktadır.
Davalı kurumun belirtilen lüzumeye uymadan işlem yapmış olmasının hukuka aykırı olduğu kanaatindeyim.Bu gerekçelerle her iki mahkeme açısından üst mercii olan Bölge İdare Mahkemesi'ne ve Yargıtay yoluna gidilmelidir.

Selam ve saygılarımla...
Av.M.Aydın BİLEN
Old 29-05-2006, 15:07   #4
gogolos

 
Varsayılan ayrıntı

kağanulaş meslektaşım aşağıdaki kararda görüleceği üzere ek prim bildirgelerinin verilmemesi idari para cezasını gerektiren bir eylem değildir buna rağmen SSK bu uygulamaya devam etmektedir




T.C.

YARGITAY

11. CEZA DAİRESİ

E. 2002/13184

K. 2002/10278

T. 23.12.2002

• SSK EK PRİM BİLDİRGESİNİN VERİLMEMESİ ( İdari Para Cezası Verilip Verilememesi )

• İDARİ PARA CEZASI ( SSK Ek Prim Bildirgesinin Verilmemesi )

506/m.79,140


ÖZET : SSK ek prim bildirgelerinin verilmemesi idari para cezasını gerektirmez.
DAVA : 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa muhalefetten Y.K.U. Nak. Loj. Hizm. Tic. A. Ş.'nin idari para cezası ile cezalandırılmasına dair, Sosyal Sigortalar Kurumu Bakırköy Sigorta Müdürlüğünce verilen 20.7.2000 gün 625 sayılı karara karşı yapılan itirazının reddine ilişkin, Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.11.2001 gün ve 2000/1565-200112721 sayılı kararın, muterizin 1999 yılı 7. ayına ait aylık prim bildirgesini süresi içinde kuruma verdiği aylık ek prim bildirgelerinin verilmemesinin 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunun 140. maddesinin ( c ) ve ( d ) bentleri içinde mütalaasının mümkün bulunmadığı cihetle idari para cezası tayin edilmeyeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle CMUK.nun 343. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 30.10.2002 gün ve 045648 sayılı yazılı emirlerine atfen Yargıtay C. Başsavcılığının 13.11.2002 gün ve YE.2002171430 sayılı tebliğnamesı ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 506 Sayılı Kanunun 79 ve 140. maddeleri kapsamında bulunmayan aylık ek pirim bildirgesinin geç verilmiş olmasının, idari para cezası uygulamasına olanak vermeyeceği gözetilmeden, buna dair itirazın kabulü yerine, reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığından,
SONUÇ : Yazılı emre atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmekle Bakırköy 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.11.2001 gün ve 2000/1565 Esas, 2001/2721 sayılı kararının CMUK. nun 343. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aylık ek prim bildirgesinin geç verilmesinden dolayı idarece muterize tahakkuk ettirilen idari para cezasının kaldırılıp infaz edilmemesine, dosyanın Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi. yarx
Old 29-05-2006, 15:29   #5
Av.Levent

 
Varsayılan

Alıntı:
şu anki durumda sulh ceza mahkemesi davayı süre yönünden reddetti idare mahkemesi ise görevsizlik kararı verdi.

Sayın gogolos sulh ceza mahkemesi hangi sürenin geçirildiği gerekçesi ile davayı reddetti? Yani sulh ceza mahkemesi idari para cezasına süresinde itiraz edilmediği gerekçesi ile mi yoksa idare mahkemesinin görevsizlik kararınından sonra zamanında adli mahkemede dava açılmadığı gerekçesiyle mi reddetti?

Bence olayı biraz daha netleştirmeniz gerekiyor. Saygılarımla.
Old 29-05-2006, 15:40   #6
gogolos

 
Varsayılan

Av. Levent'e cevap;

Sulh ceza mahkemesi kabahatler kanununda belirtilen 15 günlük başvuru süresinde dava açılmadığı gerekçesiyle reddetti. idare mahkemesine dava açtıktan sonra sulh ceza mahkemesinde de dava açtık bir gün arayla. saygılarımla
Old 29-05-2006, 16:01   #7
Av.M.Aydın Bilen

 
Varsayılan

Sn.gogolos,
Adli yargı sürecinin işleyebilmesi için Kanun değişikliğinin müracaatçıya tebliğ edilmesi gerektiği düşüncesindeyim.Yoksa hem Anayasa hükmü ihlal edilmiş oluyor hem de yanlış yargı yeri gösterilmesi müeyyidesiz kalmış oluyor.Yanlış yargı yolu ve süresinin gösterilmesinde müracaatçının ne tür bir kusurundan bahsedilebilir.Ama yanlış yargı yolunu gösteren idare bundan lehine bir sonuç elde etmiş olmaktadır.
Umarım Bölge İdare Mahkemesi ile Yargıtay hak aranmasını engelleyen bu kararları ortadan kaldırır.
Selam ve saygılarımla...
Old 29-05-2006, 16:49   #8
kağanulaş

 
Varsayılan

Sayın Gogolos,

işinizi zorlaştırmış gibi olmak istemem ama;

506 Sayılı Yasa'nın 79. maddesi şu şekilde;

"Madde 79 - (Değişik:20/6/1987-3395/5 md.;Değişik birinci fıkra: 29/7/2003-4958/37 md.) İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalının sigorta primleri ve destek primi hesabına esas tutulan kazançlar toplamı ve prim ödeme gün sayıları ile bu primleri gösteren ve örneği yönetmelikle belirlenen asıl veya ek belgeleri ait olduğu ayı veya dönemi takip eden ayın sonuna kadar Kuruma vermekle ve Kurumca istenilmesi halinde iş yeri kayıtlarını ibraz etmekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren bir ay içinde yazılı olarak Kuruma bildirmekle yükümlüdür. İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin bu fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait iş yerinden Kuruma verilmesinden işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur."

Yani ek belgelerin verilmemesi de cezalandırılabiliyor. Dikkat ederseniz sizin gönderdiğiniz karar 2002 yılına ait, maddedeki değişiklik 2003 yılında yapılmış.

Ne diyeyim Allah kolaylık versin. Sıkıntılı bir dosya.
Old 30-05-2006, 07:54   #9
gogolos

 
Varsayılan

Sn. kağanulaş

uyarınız için teşekkürler ancak konunun bir yönünü daha açmam gerekiyor S.S.K.'nın idari para cezasına konu ettiği ek prim bildirgeleri 79. madde değişikliğinden önceki dönemlere ait. zaten Yargıtay'ın bu kararlarından sonra kanun değişikliği gerçekleşti.
Old 30-05-2006, 14:17   #10
kağanulaş

 
Varsayılan

Sayın Gogolos,
Bence sizin için en elverişli yol Sulh ceza mahkemesinin kararını temyiz etmeksizin kesinleştirmek ve daha sonra tıpkı karardaki gibi "kanun yararına bozma" yoluna gitmek. Biliyorsunuz Yargıtay'a temyiz yoluyla giden ceza dosyalarının dönüşü çok uzun sürüyor. Yazılı emir yoluyla bozma daha hızlı sonuç verecektir. Tabi bu arada karar kesinleştiği için infaz edilebilir hale gelecek bu da başka bir sıkıntı. Ancak sanırım SSK cezalarında zaten temyiz cezanın infazını durdurmuyor bu konuda net bir bilgim yok açıkçası. 5237 sayılı ceza kanununun 7. maddesine dayanarak bildirgelerin verilmediği tarihte böyle bir suç bulunmadığından bahisle talepte bulunmak gerekir diye düşünüyorum.
Old 24-05-2007, 10:17   #11
myilmazin

 
Varsayılan

Ssk para cezaları mahkeme kararlarına sıkıştı

Sosyal Sigortalar Kanununa göre uygulanan idari para cezalarına karşı açılacak olan davaların hangi mahkeme de görüleceği yaklaşık üç yıldan beri tartışma konusu olmuştur. Öteden beri gelen uygulamada Sosyal Sigortalar Kurumunun uyguladığı idari para cezalarına önce Kurumun ilgili Sigorta Müdürlüğüne itiraz edilmesi, itirazın kabul edilmemesi halinde ise 15 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesinde dava açılması gerekiyordu.
--------------------------------------------------------------------------------



Ssk para cezaları mahkeme kararlarına sıkıştı


Sosyal Sigortalar Kanununa göre uygulanan idari para cezalarına karşı açılacak olan davaların hangi mahkeme de görüleceği yaklaşık üç yıldan beri tartışma konusu olmuştur. Öteden beri gelen uygulamada Sosyal Sigortalar Kurumunun uyguladığı idari para cezalarına önce Kurumun ilgili Sigorta Müdürlüğüne itiraz edilmesi, itirazın kabul edilmemesi halinde ise 15 gün içinde yetkili sulh ceza mahkemesinde dava açılması gerekiyordu.

Anayasa Mahkemesi 2003 yılında verdiği bir karar ile, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre SSK tarafından uygulanan idari para cezalarının bir idari işlem olduğu ve bu cezalara ait davaların sulh ceza mahkemelerinde görülmemesi, idare mahkemelerinde sonuçlandırılması gerektiğine karar verdi.

Anayasa Mahkemesinin kararına uygun olarak 506 sayılı Kanunun “idari para cezalarını” düzenleyen 140’ıncı maddesinde Ağustos 2003 tarihinde yasal değişiklik yapıldı. Söz konusu değişiklik ile idari para cezalarına karşı öncelikle 15 gün içinde Sigorta Müdürlüğüne itiraz edilmesi, itirazın reddi halinde ise bir ay içinde yetkili İdare Mahkemesine dava açılmasına karar verildi.

Uyuşmazlık mahkemesi de sulh ceza dedi

Uygulama bu çerçevede devam ederken 5326 sayılı Kabahatler Kanunu yürürlüğe girdi. Kabahatler Kanununa göre idareler tarafından uygulanan idari para cezalarının sulh ceza mahkemesinde dava edilmesi hükme bağlandı. Bu hüküm çerçevesinde İdare Mahkemeleri SSK’nın idari para cezaları nedeniyle açılan davalarda “görevsizlik” kararı verdiler. Mevcut davlara sulh ceza mahkemelerinde görülmeye başlandı.

506 sayılı Kanunun 140’ıncı maddesinde idari para cezalarına ilişkin davaların İdare Mahkemelerinde sonuçlanacağına dair hüküm yürürlükte olduğu gerekçesi ile sulh ceza mahkemeleri de görevsizlik kararı vermeye başladılar.

Ortaya çıkan boşluğu doldurmak üzere konu bir yüksek mahkeme olan Uyuşmazlık Mahkemesine götürüldü. Uyuşmazlık Mahkemesi idari para cezalarına ilişkin davaların sulh ceza mahkemelerinde görülmesi gerektiğine karar verdi.

Kanun koyucu uyuşmazlık mahkemesinin kararı doğrultusunda 506 sayılı Kanunun 140’ıncı mahkemesinde tekrar değişiklik yaptı ve SSK’nın uyguladığı idari para cezalarının dava yerinin sulh ceza mahkemesi olduğunu hüküm altına aldı.

Anayasa mahkemesinin idari mahkeme ısrarı

Bu kez Anayasa Mahkemesinin 6 Nisan 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile 506 sayılı Kanunun 140’ıncı maddesine göre SSK’nın uyguladığı idari para cezalarının sulh ceza mahkemelerinde dava edilmesine ilişkin hükmü iptal edildi.

Anayasa Mahkemesi kararında, SSK’nın uyguladığı idari para cezalarının bir idari işlem olduğu, Anayasaya göre idari işlemlere karşı yargı yolunun idare mahkemeler aracılığı ile görülmesi gerektiğinden hareketle söz konusu davaların idare mahkemelerinde görülmesi gerektiğine karar vermiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Mahkemesi kararına uygun olarak 506 sayılı Kanunun 140’ıncı maddesinde yeni bir değişiklik yaptı. Söz konucu değişikliğe göre;

İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir.

Kuruma yapılan itiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler.

Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.

İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.

Fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilemeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar. İdarî para cezaları hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 30 Mart 2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.

Peşin ödemeye yüzde 25 indirim

Kanun hükmünü özetleyecek olursak, öncelikle işverenlerin idari para cezasına karşı 15 gün içinde Kuruma itiraz etmeleri gerekmektedir. Kuruma yapılan itirazı reddedilen işverenler 30 gün içinde idare mahkemesine dava açmak durumundadır.

İdari para cezası peşin ödenirse yüzde 25 indirim yapılmaktadır. Örneğin; 10 bin YTL idari para cezasına uğrayan bir işveren itiraz etmeden 15 gün içinde bu cezayı öderse yüzde 25 indirim yapılacak ve 7500 YTL ödeyecektir.

şerif akcan
Old 28-05-2007, 14:05   #12
gogolos

 
Varsayılan

İdari para cezasının iptaline yönelik idare mahkemesinde dava açtıktan bir gün sonra-ki tebliğden itibaren 15 günlük süre geçmişti- sulh ceza mahkemesinde iptal davası açmıştım. ancak sulh ceza mahkemesi süre geçtikten sonra başvurduğumuz gerekçesiyle davayı reddetti.Ağır ceza mahkemesine yaptığımız itiraz da reddedildi bunun üzerine kanun yararına bozma talebiyle yaptığımız başvuru yargıtay tarafından kabul edildi. yargıtay Av.M.Aydın Bilen'in de katkılarıyla, kanun yararına bozma dilekçemde belirttiğim, ANAYASA mad.40/2. maddesine Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır hükmüne aykırılıktan kararı bozdu. bu nedenle başta Av.M.Aydın Bilen olmak üzere sorumu cevaplayan bütün meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Old 28-05-2007, 15:12   #13
Av.Hüseyin Erdayandı

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,
Bildiğim kadarıyla kanun yararına bozma durumunda bu karardan başvuranın yararlanamayacağı şeklinde bir açıklama kalmış.
Old 28-05-2007, 15:27   #14
Av.Hüseyin Erdayandı

 
Varsayılan

Mesllektaşlarım,
idari para cezalarına karşı davanın nerede açılacağı konusu hala ortada olan ve henüz bana göre netleşmemiş bir konu olarak varlığını sürdürmektedir.506 s.lı yasanın 140.m.sinin 5454 sayılı yasayla değişik 5.maddesi gereği düzenleme yapılarak davanın 15 gün içinde sulh cezaya açılacağı belirtilmişti.Bu hükmün Anayasa mahkemsince 04.10.2006 tarih ve 2006/75 E,2006/99K.kararıyla ipc.lerin idari işlem niteliğinde olduğu ve bunların iptaline ilişkin işlemlerin idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle iptali üzerine genel kanun olan 5326 sayılı kabahatler kanunun 27.m.si gereği davalar yine sulh cezaya açılmaktaydı.Ancak Anayasa Mahkemesinin bu kararı 06.04.2007 tarhinde RG'de yayımlanması üzerine şimdi dava nerede açılmalı?Bu konuda yeni uygulamada bulunmuş arkadaşlar var mı?Cevaplarınızı bekliyorum.
Not:İpc'yi düzenleyen SSK,itirazın reddi halinde davanın 60 gün içinde idari yargıda dava açılacağını ceza tebliğ belgesinin arkasında belirtmiş.Bunun eskiden yazılmış bir açıklama olduğunu sanıyorum.
Old 28-05-2007, 16:22   #15
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımız, 506 sayılı yasanın 140. maddesinin son hali şöyle:

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
Kanun No: 506
Sosyal Sigortalar Kanunu

Kabul Tarihi: 17.07.1964
R.G. Tarihi: 29.07.1964
R.G. No: 11766-1

Kurumca verilecek İdari para cezaları:

Madde 140 - (DEĞİŞİK MADDE KANUN NO:4958/51 RGT:06.08.2003 RGNO:25191)
Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle;

a) Bu Kanunun 8 inci maddesinde belirtilen bildirgeyi Kanunda belirtilen tarihte Kuruma vermeyenlere;

1- Bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için üç aylık asgari ücret tutarında,

2- Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için iki aylık asgari ücret tutarında,

3- Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgari ücret tutarında,

b) Bu Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen bildirgeyi yasal süresi içinde Kuruma vermeyenlere, her bir sigortalı için aylık asgari ücret tutarında, bildirilmeyen sigortalıların çalışma izninin olmaması durumunda asgari ücretin iki katı tutarında;

(DEĞİŞİK BENT KANUN NO:5198/18 RGT:06.07.2004 RG NO:25514)
c) Bu Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken belgeleri anılan fıkrada belirtilen süre içinde Kuruma vermeyenlere er bir fiil için belgenin;

1- Asıl nitelikli olması halinde aylık asgari ücretin üç katını geçmemek kaydıyla Kuruma verilmiş olan belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına aylık sgari ücretin 1/5 i tutarında,

2- Ek nitelikte olması halinde Kuruma verilmiş olan her bir ek belge için aylık asgari ücretin 1/8 i tutarında,

Şu kadar ki, ek belgenin 79 uncu maddenin üçüncü fıkrasına istinaden Kurumca re sen düzenlenmesi durumunda aylık asgari ücretin üç katı tutarında,

3- Mahkeme kararı ile veya denetim elemanlarınca yapılan tespitlersonucunda ya da kamu kurum ve kuruluşları tarafından düzenlenen belgelerden hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik bildirildiği saptanan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durulmaksızın aylık asgari ücretin üç katı tutarında,

Bu Kanunun 79 uncu maddesinin onüçüncü fıkrası uyarınca sigorta müfettişi tarafından veya 130 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden Kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik işçilik tutarının maledildiği aylardan dolayı aylık asgari ücretin üç katı tutarında,

d) Defter ve belgeleri ibraz etme yükümlülüğünü Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde mücbir sebep olmaksızın yerine getirmeyenlere;

1) Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü iseler aylık asgari ücretin oniki katı tutarında,

2) Diğer defterleri tutmakla yükümlü iseler aylık asgari ücretin altı katı tutarında,

3) Defter tutmakla yükümlü değil iseler aylık asgari ücretin üç katı tutarında,

Defter ve belgelerinin tümünü bu bentte belirtilen süre içinde ibraz etmekle birlikte, yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara uygun olarak düzenlemeyenlere, her bir geçersizlik hali için, ibraz edilmemesi üzerine uygulanan miktarları aşmamak kaydıyla aylık asgari ücretin yarısı tutarında,

e) Bu Kanunun 79 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülüğü yönetmelikle belirlenen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgari ücretin iki katı tutarında,

f) Bu Kanunun 90 ıncı maddesinde belirtilen yükümlülükleri Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen üç gün içinde yerine getirmeyenlere aylık asgari ücret tutarında, İdari para cezası verilir.

Bu madde hükümlerinin uygulanması, bu Kanunun 8, 9 ve 79 uncu maddelerinde belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.

Bu maddenin uygulanmasında 10.6.2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre sanayi kesiminde çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için fiilin oluştuğu tarihte uygulanan asgari ücret esas alınır.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT:20.05.2007 RGNO:26527 KANUN NO:5655/2)
İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.

(DEĞİŞİK FIKRA RGT:20.05.2007 RGNO:26527 KANUN NO:5655/1)
Fiilin işlendiği günden itibaren beş yıl içinde tebliğ edilemeyen idarî para cezaları zamanaşımına uğrar. İdarî para cezaları hakkında, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 30.3.2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
gürültü nedeniyle idari para cezası Av. Esra Elif Şener Meslektaşların Soruları 27 28-12-2009 09:50
idari para cezasında ödeme emri. avmeralarslan Meslektaşların Soruları 3 04-03-2009 10:40
Belediyelerce veriler idari para cezalarının tahsili avmeralarslan Meslektaşların Soruları 7 13-06-2008 09:21
İdari Para Cezaları nfb Hukuk Sohbetleri 7 27-01-2005 14:01
Para Cezaları Felaketzedelere Verilsin ragıp Site Lokali 1 06-01-2005 16:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07129598 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.