Nitelikli Dolandırıcılık ve Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan

Sayın meslektaşlarım;
Soracağım hususta açıkça kurum isimleri belirtmem doğru olmadığından affınıza sığınarak sizlere hukuk fakültesindeki pratik dersleri anımsatacak şekilde yaşanmış bir olayı anlatıyorum. Değerli görüş ve düşüncelerinizi bekliyorum.

A kamu kuruluşunun da mevzuat gereği iznine bağlı olan bir organizasyonu yapmak için T özel hukuk tüzel kişisi, A'dan izin almamasına rağmen organizasyona izin vermesi gereken bir diğer kamu kuruluşu olan B'ye " A ile işbirliği halinde olduğunu bildiren yazılı başvuruda bulunmuştur" Bunun üzerine B kamu kuruluşu T'ye izin vermiştir. Mevcut durumu da A Kmau kuruluşuna bildirmiştir.
İzin alınması gereken bir diğer Kamu kuruluşu D ise, kendi mevzuatını öne sürerek sadece kendisinin ve B'nin iznin yeterli olduğu görüşüne varıp T'ye izin vermiştir.
Ancak Kamu kuruluşları arasında yapılan yazışmalar ve mevzuatların incelenmesi sonucunda A kamu kuruluşunun izninin şart olduğu anlaşılmıştır. Başbakanlığa bağlı bir Genel müdürlük tarafından genelge yayınlanarak A'dan izin alınmadan organizasyonlara izin verilmemesi gerekli kurum ve kuruluşlara bildirilmiştir. (A kamu hukuku tüzel kişisi Olayda geçen Başbakanlık Genel Müdürlüğü'nün vesayet denetimine tabi özerk bir kamu kuruluşudur)
T yayınladığı mecmua ve elektronik ortamlarda Türkiye'de sadece A'nın iznine tabi görevlendirilebilecek kişiler eşliğinde organizasyonlarını yaptıklarını belirtmektedir. Ayrıca Organizasyon Programında açıkça A'nın Adıyla ödül vereceğini belirtmektedir.

MADDE 158 - (1) Dolandırıcılık suçunun;

a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,

b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,

c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,

d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,

e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,

f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,

g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,

i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,

j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,

k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,

İşlenmesi halinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 5377 – 29.6.2005 / m.19) Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hallerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adli para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.

(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

Olayda benim görüşüm T'nin, TCK Madde 158/1-e kapsamında Nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği yönünde.Çünkü A'nın organizasyonların yapılışı ile ilgili mevzuata uygun düzenlemesi bulunmakta. Mevzuat gereği belli bir katılım payı isteme hakkı olmakta. İzni olmadan izinliymiş gibi gösterilerek bu katılım payından A mahrum bırakılmakta.
Olaydaki bir diğer suç unsuru olarak TCK Md 206 kapsamında Resmi belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan acaba düşünülebilir mi? İlgili kanun maddesi şöyle:
RESMÎ BELGENİN DÜZENLENMESİNDE YALAN BEYAN
Madde 206 - (1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
Olayda T, B'nin yetkilisinin imzasını taşıyan izin belgesi almış bulunmakta. Bunu A ile işbirliği halinde olmadığı halde varmış gibi yazılı beyanda bulunarak yapmakta.
Sonuç olarak yakın zamanda savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Acaba her iki suçtan dolayı bulunmam mı doğru olur yoksa, İşbirliği olmadığı halde varmış gibi göstermeyi, dolandırıcılığın bir unsuru olarak görüp sadece nitelikli dolandırıcılıktan mı suçduyurusuda bulunmalıyım? Kafamı karıştıran ortada organizasyona izin yazısının da verilmiş olması.

Değerli vaktinizi ayırdığınız için şimdiden çok teşekkür ederim. Konu hakkında ek bilgi isterseniz yazabilirim.

Anladığım kadarıyla firma, düzenleme yetkisi bulunmayan bir belgeyi düzenleyerek kuruma vermiş, buradan dabelli bir çıkar elde etmiş, kurumu da zarara uğratmış. Ben burada TCK 206 da yazılı suç değilde resmi veya özel evrakta sahtecilik suçu ile tck 212 gereği nitelikli dolandırıcılık suçunun da oluştuğunu düşünüyorum. İyi çalışmalar

Sayın Meslektaşım AV. Serbay;
Öncelikle yardımınız için çok teşekkür ederim. Olayda A Kamu kuruluşundan alınmış gibi gösterilen bir belge yok. Sadece Yazılı İşbirliği beyanı var. Yani A kamu kuruluşunun yetkilileri tarafından yazılmış gibi bir yazı B kamu kuruluşuna verilmiş değil. Bu açıdan bakınca TcK 206'yı düşünmüştüm.