Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Serviste çalınan aracı kasko karşılar mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-11-2008, 22:44   #1
hukukcu34

 
Varsayılan Serviste çalınan aracı kasko karşılar mı?

Değerli meslektaşlarım;müvekkil tamir için aracını servise bırakıyor,araç tamir için serviste beklerken anahtarı ile birlikte çalınıyor.Servis sahibi polis ifadesinde;cuma namazı için personelimle birlikte camiye gittiğimde servise giren kimliği meçhul kişiler çekmecede ki anahtarı alarak aracı çalmışlar diye ifade veriyor.Dikkat edilmesi gereken husus aracı anahtar kendisine teslim edilen servis sahibi çalmıyor yani emniyeti suiistimal suretiye hırsızlık söz konusu değil,ancak tedbirsizlik ve dikkatsizlikle aracın çalınmasına sebebiyet veriyor bu anlamda en azından taksir(BK.m.41) anlamında kusurlu olduğu tartışmasız.Açıklanan oluş şekli çerçevesinde aracın bedelinin kaskodan dava yolu ile alınması mümkünmüdür?Yardımcı olacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 05-11-2008, 10:38   #2
av.onur

 
Varsayılan

Her halukarda poliçeyi görmek gerekmekle birlikte kanımca kasko sigortacısı için bir red sebebi bulunmamaktadır.

Somut olayda aracın anahtarı ile birlikte çalınması ilk bakışta biraz endişe yaratsa da bu olayda aracın tamir amaçlı servise bırakılması resmi olarak kanıtlanabiliyorsa, kanımca sigortacı için dosyayı ödeyip servise rücu etmekten başka seçenek yok gibi. Ancak takdir edersiniz ki Kasko sigorta poliçesi zorunlu bir sigorta türü olmayıp bir mal sigortasıdır ve taraflar arasında akdedilmiş karşılıklı edimler yükleyen ve genel şartlara halel getirmemek şartıyla poliçe üzerine derc edilmiş özel şartlar ve notlardan oluşmaktadır. Bunların kümül olarak da görülmesi ve tetkiki gerekir. Ancak nşa durumun sonucu yukarıda bahsettiğim şekilde gerçekleşmelidir.
Old 05-11-2008, 19:05   #3
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/6046

K. 2000/7249

T. 28.9.2000

• KASKO SİGORTASININ KAPSAMI ( Dolandırıcılık ve Emniyet Suiistimal Eylemleri Kasko Sigortasının Konusunu Teşkil Etmediği )

• ARACIN ÇALINMASI ( Olayda Aracın Satın Almak İsteyen Kişiler Tarafından Hasarlı Olup Olmadığının Kontrolü İçin Davacıdan Rızası İle Alınıp Götürülmesinden Sonra İade Edilmemesi Eylemi Emniyeti Suistimal veya Dolandırıcılık Suçlarını Oluşturduğu )

• DOLANDIRICILIK ( Sigorta Teminatı Kapsamında Olmadığı - Aracın Daha Sonra Yargılama Sırasında Bulunmasına Kadar Geçen Süre de Meydana Gelen Hasar da Aynı Nedenle Teminat Dışı Olduğu )

• EMNİYETİ SUİİSTİMAL ( Sigorta Teminatı Kapsamında Olmadığı - Aracın Daha Sonra Yargılama Sırasında Bulunmasına Kadar Geçen Süre de Meydana Gelen Hasar da Aynı Nedenle Teminat Dışı Olduğu )

6762/m.1281

ÖZET : TTK'nın 1281/1. Maddesi Hükmüne Göre, Harp Ve İsyan Olayları Dışında Kalan Her Türlü Riziko Sigorta Teminatı İçinde Olduğu Belirlenmiş İse De Aynı Maddenin 2. Fıkrasında Teminatın Sözleşme İle Sınıflandırılmasının Da Mümkün Olduğu Hükme Bağlanmış Bulunmaktadır. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının Sigortanın Kapsamını Ve Konusunu Belirleyen A-1 Maddesine Göre, Üçüncü Kişilerin Kötü Niyetli Davranışları, Aracın Yanması Ve Aracın Çalınması Veya Çalınmasına Teşebbüsten Doğan Zararlar Sigortanın Konusunu Oluşturmaktadır.
Ancak, Dolandırıcılık Ve Emniyet Suiistimal Eylemleri Kasko Sigortasının Konusunu Teşkil Etmez. Çünkü, Emniyeti Suiistimal Veya Dolandırıcılık Eylemlerinde, Malik Veya Zilyed Rıza Ve İsteği İle Malı Verdikten Sonra Kendisine İade Edilmemesi Sonucu Zarar Doğmakta, Hırsızlıkta İse Başlangıçta Bir Teslim Olmadan, Rıza Dışında Mal Alınıp Götürülmektedir.
Olayda, Aracın Satın Almak İsteyen Kişiler Tarafından Hasarlı Olup Olmadığının Kontrolü İçin Davacıdan Rızası İle Alınıp Götürülmesinden Sonra İade Edilmemesi Eylemi, Emniyeti Suiistimal Veya Dolandırıcılık Suçlarını Oluşturmakta Olup, Sigorta Teminatı Kapsamında Değildir. Aracın Daha Sonra Yargılama Sırasında Bulunmasına Kadar Geçen Sürede Meydana Gelen Hasar Da Aynı Nedenle Teminat Dışıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 15.02.2000 tarih ve 1999/641 - 2000/37 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete kasko poliçesi ile sigorta ettirdiği aracın çalındığını ancak davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek 9.100.000.000 liranın tahsilini, son celse ise aracın hasarlı olarak bulunduğunu beyan ederek araçtaki hasarın tazmini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının satmak istediği aracını satın almak isteyen kişilere teslim etmesinden sonra iade edilmemesinin hırsızlık olmadığını, kaldı ki aracın yargılama sırasında bulunması nedeniyle de davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda davacının kusurlu davranışı sonucu aracın çalındığı, dolayısıyla teminat kapsamında bulunmadığı, araç bulunduğu için de davanın konusuz kaldığı, bulununcaya kadar geçen süre içindeki hasarların da başlangıçtaki davacı kusuru nedeniyle teminat dışında olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
TTK'nın 1281/1. maddesi hükmüne göre, harp ve isyan olayları dışında kalan her türlü riziko sigorta teminatı içinde olduğu belirlenmiş ise de aynı maddenin 2. fıkrasında teminatın sözleşme ile sınıflandırılmasının da mümkün olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Nitekim, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının sigortanın kapsamını ve konusunu belirleyen A-1 maddesine göre zararlar, üçüncü kişilerin kötü niyetli davranışları, aracın yanması ve aracın çalınması veya çalınmasına teşebbüsten doğan zararlar sigortanın konusunu oluşturmaktadır. Bu belirlemeden açıkça görüleceği üzere, TCK'nın 503. ve onu izleyen maddeleri ile aynı yasanın 508 ve onu izleyen maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık ve emniyet suiistimal eylemlerinin kasko sigortasının konusunu teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Aynı Genel Şartların teminat dışı halleri düzenleyen A-5 maddesi de A-1 maddesini doğrulayacak ve tamamlayacak şekilde sevk edilmiştir.
Emniyeti suiistimal veya dolandırıcılık eylemlerinde, malik veya zilyed rıza ve isteği ile malı verdikten sonra kendisine iade edilmemesi sonucu zarar doğmakta, hırsızlıkta ise başlangıçta bir teslim olmadan, rıza dışında mal alınıp götürülmektedir. Davacı ile vekilinin savcılıkta verdikleri ifadelerinden, aracı satın almak isteyen kişiler tarafından hasarlı olup olmadığının kontrolü için davacıdan rızası ile alınıp götürülmesinden sonra iade edilmemesi eylemi, emniyeti suiistimal veya dolandırıcılık suçlarını oluşturmakta olup, sigorta teminatı kapsamında değildir. Aracın daha sonra yargılama sırasında bulunmasına kadar geçen sürede meydana gelen hasar da aynı nedenle teminat dışıdır. Mahkemece ise, aracın götürülmesini hırsızlık olarak nitelendirmiş, ancak davacının kusurlu davranışı ile hırsızlığın gerçekleştirilmesinden ötürü hasarı teminat dışı kabul etmiştir.
Mahkemece, açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle sonucu davayı reddetmiş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 2.080.000 lira temyiz ilam haremden peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 28.09.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Old 06-11-2008, 09:49   #4
av.onur

 
Karar

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet_Ali
YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/6046

K. 2000/7249

T. 28.9.2000

• KASKO SİGORTASININ KAPSAMI ( Dolandırıcılık ve Emniyet Suiistimal Eylemleri Kasko Sigortasının Konusunu Teşkil Etmediği )

• ARACIN ÇALINMASI ( Olayda Aracın Satın Almak İsteyen Kişiler Tarafından Hasarlı Olup Olmadığının Kontrolü İçin Davacıdan Rızası İle Alınıp Götürülmesinden Sonra İade Edilmemesi Eylemi Emniyeti Suistimal veya Dolandırıcılık Suçlarını Oluşturduğu )

• DOLANDIRICILIK ( Sigorta Teminatı Kapsamında Olmadığı - Aracın Daha Sonra Yargılama Sırasında Bulunmasına Kadar Geçen Süre de Meydana Gelen Hasar da Aynı Nedenle Teminat Dışı Olduğu )

• EMNİYETİ SUİİSTİMAL ( Sigorta Teminatı Kapsamında Olmadığı - Aracın Daha Sonra Yargılama Sırasında Bulunmasına Kadar Geçen Süre de Meydana Gelen Hasar da Aynı Nedenle Teminat Dışı Olduğu )

6762/m.1281

ÖZET : TTK'nın 1281/1. Maddesi Hükmüne Göre, Harp Ve İsyan Olayları Dışında Kalan Her Türlü Riziko Sigorta Teminatı İçinde Olduğu Belirlenmiş İse De Aynı Maddenin 2. Fıkrasında Teminatın Sözleşme İle Sınıflandırılmasının Da Mümkün Olduğu Hükme Bağlanmış Bulunmaktadır. Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının Sigortanın Kapsamını Ve Konusunu Belirleyen A-1 Maddesine Göre, Üçüncü Kişilerin Kötü Niyetli Davranışları, Aracın Yanması Ve Aracın Çalınması Veya Çalınmasına Teşebbüsten Doğan Zararlar Sigortanın Konusunu Oluşturmaktadır.
Ancak, Dolandırıcılık Ve Emniyet Suiistimal Eylemleri Kasko Sigortasının Konusunu Teşkil Etmez. Çünkü, Emniyeti Suiistimal Veya Dolandırıcılık Eylemlerinde, Malik Veya Zilyed Rıza Ve İsteği İle Malı Verdikten Sonra Kendisine İade Edilmemesi Sonucu Zarar Doğmakta, Hırsızlıkta İse Başlangıçta Bir Teslim Olmadan, Rıza Dışında Mal Alınıp Götürülmektedir.
Olayda, Aracın Satın Almak İsteyen Kişiler Tarafından Hasarlı Olup Olmadığının Kontrolü İçin Davacıdan Rızası İle Alınıp Götürülmesinden Sonra İade Edilmemesi Eylemi, Emniyeti Suiistimal Veya Dolandırıcılık Suçlarını Oluşturmakta Olup, Sigorta Teminatı Kapsamında Değildir. Aracın Daha Sonra Yargılama Sırasında Bulunmasına Kadar Geçen Sürede Meydana Gelen Hasar Da Aynı Nedenle Teminat Dışıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince görülerek verilen 15.02.2000 tarih ve 1999/641 - 2000/37 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete kasko poliçesi ile sigorta ettirdiği aracın çalındığını ancak davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek 9.100.000.000 liranın tahsilini, son celse ise aracın hasarlı olarak bulunduğunu beyan ederek araçtaki hasarın tazmini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının satmak istediği aracını satın almak isteyen kişilere teslim etmesinden sonra iade edilmemesinin hırsızlık olmadığını, kaldı ki aracın yargılama sırasında bulunması nedeniyle de davanın konusuz kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda davacının kusurlu davranışı sonucu aracın çalındığı, dolayısıyla teminat kapsamında bulunmadığı, araç bulunduğu için de davanın konusuz kaldığı, bulununcaya kadar geçen süre içindeki hasarların da başlangıçtaki davacı kusuru nedeniyle teminat dışında olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
TTK'nın 1281/1. maddesi hükmüne göre, harp ve isyan olayları dışında kalan her türlü riziko sigorta teminatı içinde olduğu belirlenmiş ise de aynı maddenin 2. fıkrasında teminatın sözleşme ile sınıflandırılmasının da mümkün olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Nitekim, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının sigortanın kapsamını ve konusunu belirleyen A-1 maddesine göre zararlar, üçüncü kişilerin kötü niyetli davranışları, aracın yanması ve aracın çalınması veya çalınmasına teşebbüsten doğan zararlar sigortanın konusunu oluşturmaktadır. Bu belirlemeden açıkça görüleceği üzere, TCK'nın 503. ve onu izleyen maddeleri ile aynı yasanın 508 ve onu izleyen maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık ve emniyet suiistimal eylemlerinin kasko sigortasının konusunu teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Aynı Genel Şartların teminat dışı halleri düzenleyen A-5 maddesi de A-1 maddesini doğrulayacak ve tamamlayacak şekilde sevk edilmiştir.
Emniyeti suiistimal veya dolandırıcılık eylemlerinde, malik veya zilyed rıza ve isteği ile malı verdikten sonra kendisine iade edilmemesi sonucu zarar doğmakta, hırsızlıkta ise başlangıçta bir teslim olmadan, rıza dışında mal alınıp götürülmektedir. Davacı ile vekilinin savcılıkta verdikleri ifadelerinden, aracı satın almak isteyen kişiler tarafından hasarlı olup olmadığının kontrolü için davacıdan rızası ile alınıp götürülmesinden sonra iade edilmemesi eylemi, emniyeti suiistimal veya dolandırıcılık suçlarını oluşturmakta olup, sigorta teminatı kapsamında değildir. Aracın daha sonra yargılama sırasında bulunmasına kadar geçen sürede meydana gelen hasar da aynı nedenle teminat dışıdır. Mahkemece ise, aracın götürülmesini hırsızlık olarak nitelendirmiş, ancak davacının kusurlu davranışı ile hırsızlığın gerçekleştirilmesinden ötürü hasarı teminat dışı kabul etmiştir.
Mahkemece, açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçelerle sonucu davayı reddetmiş olması sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 2.080.000 lira temyiz ilam haremden peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 28.09.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi


Ancak konuya hakim olmayan bir sigorta şirketinin red sebebi olabilir bu...

Bu sebeple red ederse temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile öder.

Ha keza zaten olay emniyeti suistimal değil. Servise bırakılan aracı servis çalışanı değil dışarıdan gelen hırsız çalıyor

Ayrıca yargıtay son kararlarında yıkamacıya bırakılan anahtarın hayatın akışına uygun olduğunu, bunun hırsızlık olduğunu da söylüyor.
Old 08-11-2008, 14:27   #5
Av.Mehmet_Ali

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.onur

Ancak konuya hakim olmayan bir sigorta şirketinin red sebebi olabilir bu...

Bu sebeple red ederse temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile öder.

Ha keza zaten olay emniyeti suistimal değil. Servise bırakılan aracı servis çalışanı değil dışarıdan gelen hırsız çalıyor

Ayrıca yargıtay son kararlarında yıkamacıya bırakılan anahtarın hayatın akışına uygun olduğunu, bunun hırsızlık olduğunu da söylüyor.

Sayın Meslektaşım, yıkamacıya bırakılan anahtarın hayatın akışına uygun olduğu yönünde son yargıtay kararları varsa ve eklerseniz pek makbule geçer..
Old 08-11-2008, 17:49   #6
Avukat Canip Kazan

 
Varsayılan

Emniyeti suistimal veya hırsızlık suçunun ayrımındaki kriter; aracın rıza dışında görürülüp götürülmediği bir diğer açıdan bakıldığında da zilyetliğin devridir. Araç sahibi aracın zilyetliğini rıza ile servis görevlisine devretmiştir.
Meçhul şahsın aracı rıza dışında götürmesi tabi ki hırsızlık suçunu oluşturur. Ama bu bizi yanıltmasın. Burada Kasko kapsamında kalıp kalmamaması durumu yani suç vasfı, araç sahibinin servis ile ilşkisinde yaşanan eylemler açısından incelenecektir. Bu sebeple olayın suç vasfı "güveni kötüye kullanma"dır. Neticede poliçe kapsamında değildir, zararı sigorta şirketinin tazmini gerekmez diye düşünüyorum.
Old 10-11-2008, 15:13   #7
av.onur

 
Karar

Alıntı:
Sayın Meslektaşım, yıkamacıya bırakılan anahtarın hayatın akışına uygun olduğu yönünde son yargıtay kararları varsa ve eklerseniz pek makbule geçer..

Alıntı:
Emniyeti suistimal veya hırsızlık suçunun ayrımındaki kriter; aracın rıza dışında görürülüp götürülmediği bir diğer açıdan bakıldığında da zilyetliğin devridir. Araç sahibi aracın zilyetliğini rıza ile servis görevlisine devretmiştir.
Meçhul şahsın aracı rıza dışında götürmesi tabi ki hırsızlık suçunu oluşturur. Ama bu bizi yanıltmasın. Burada Kasko kapsamında kalıp kalmamaması durumu yani suç vasfı, araç sahibinin servis ile ilşkisinde yaşanan eylemler açısından incelenecektir. Bu sebeple olayın suç vasfı "güveni kötüye kullanma"dır. Neticede poliçe kapsamında değildir, zararı sigorta şirketinin tazmini gerekmez diye düşünüyorum.


Yanıt kararlar ekte arkadaşlar. Kolay gelsin.

T.C.


YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/5372

K. 2006/10128

T. 12.10.2006

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Sarıyer Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.01.2005 tarih ve 2003/561-2005/11 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 10.10.2006 gününde davalı asil Adem Üzal geldi, davacı vekili ve davalı Onur Oto. Tic. A.Ş. vekili tebligata rağmen gelmediğinden, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan asil dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilince kasko sigorta poliçesi ile sigorta örtüsü altına alınan aracın davalı şirketin işlettiği benzin istasyonunda bulunan yıkama mahallinde şirket çalışanı diğer davalıya teslim edildiği halde yıkama sırasında 3.kişi yada kişilerce çalındığını, sigortalı zararı olarak 19.188.000.000.-TL'nin ödendiğini, zarardan davalıların sorumlu olduklarını ileri sürerek, TTK.nun 1301. maddesi gereğince bu tutarın davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, yıkama için bırakılan aracın anahtarını şirket çalışanına teslim edilmeden araç üzerinde bırakıldığını ve çalınma olayında bir kusurun davacının sigortalısında olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, bilirkişi raporuna itirazlar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve içeriğine itibar edilen bilirkişi Oktay Karaaslan'ın raporuna itibarla, olayın hırsızlık değil emniyeti suistimal niteliğinde oluştuğu ve emsal Dairemiz kararı gereğince de sigortalının kasko sigortacısından tazminat alamayacağı gereksiz ödemenin de sigortacıya rücu hakkı sağlamayacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı olarak TTK.nun 1301. maddesi gereğince sigortalıya halef sıfatıyla açılmış rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, rizikonun sigorta poliçesi ile verilen teminat kapsamındaki hırsızlık olarak değil, emniyeti suistimal şeklinde oluştuğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Dosyaya sunulu kanıtlardan, sigortalıya ait aracın davalı şirketin işlettiği benzin istasyonunda bulunan yıkama yerinde yıkama için diğer davalıya teslim edildiği, bu sırada aracın 3.kişilerce kaçırılmak suretiyle çalındığı sabittir. Bu oluş şekli itibarıyla aracın, bırakılan kişilerce götürülmesi sözkonusu olmadığından emniyeti suistimalden sözetme olanağı bulunmamaktadır. Araç, sigortalının ve davalıların insiyatifi dışında 3.kişilerce çalınıp götürülmüştür.
O halde, riziko, sigorta genel koşullarının A-1. maddesinde belirtilen teminat kapsamında bulunan hırsızlık rizikosu gerçekleştiği gibi, 18.3.2003 tarihli sigortalı tarafından imzalanmış makbuz ve ibraname ile ödenen tutar için tüm haklarını BK.nun 162 ve devam eden maddeleri gereğince davacı sigorta şirketine temlik etmiş olmakla, davacının zarar sorumlularına rücu hakkı bulunmaktadır. Mahkemece davanın esasına girilerek davalıların sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekir iken, yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/1891

K. 2004/11330

T. 22.11.2004

• TAZMİNAT DAVASI ( Davacıya Ait Aracın Davalı Bankanın Zilyetliğinde ve Diğer Davalı Banka Görevlilerinin Gözetimindeyken Çalınması Nedeniyle )

• KISMİ DAVA ( Zamanaşımının Yalnızca Dava Açılan Kısım için Kesilmesi-Bu Nedenle Ek Davanın Zamanaşımı Süresi Dolmadan Açılmasının Gerekmesi )

• KASKO SİGORTALI ARACIN ÇALINMASI ( Ortaya Çıkan Zarar için Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Dava Açılan Kısım için Kesildiğinden Islah ile Açılacak Ek Davanın Zamanaşımı Süresi İçinde Açılmasının Gerekmesi )

• ZAMANAŞIMI DEF'İ ( Aracın Çalınması Nedeniyle Sigorta Şirketine Karşı Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Sadece Bu Kısım için Kesildiğinden Islah ile Açılan Ek Dava için Yapılan Zamanaşımı İtirazının Kabulünün Gerekmesi )

• ISLAH ( Açılan Kısmi Davada Zamanaşımı Yalnızca Bu Kısım için Kesildiğinden Islah ile Artırılan Kısım için Zamanaşımı Süresinin Dolmamış Olmasının Gerekmesi )

1086/m.83

6762/m.1268

ÖZET : Kısmi dava açılmış olması halinde, zamanaşımı yalnızca açılmış olan kısım için kesilir, ek davanın da zaman aşımı süresi dolmadan açılması şarttır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ıslahla artırılan miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25.04.2003 tarih ve 2000/694-2003/341 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı ile davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı sigorta şirketine kasko sigortalı aracın 8.7.1999 tarihinde davalı bankanın zilyetliğinde, diğer davalı banka görevlilerinin gözetimindeyken çalındığını, davalıların araç bedelini ödemediklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000.000.000 TL'nin riziko tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, 8.11.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 6.250.000.000 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı banka vekili, aracın zilyetliğinin ( otopark işletmecisi olmayan ) bankaya bırakılmasının söz konusu olmadığını, aracını sokağa anahtarı üzerinde olarak terk eden davacının aracın çalınmasında kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili, davacı aracını üzerinde anahtarı ile birlikte güvenli olmayan, oto park olarak işletilmeyen bir yere bıraktığından zararın teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece toplanan deliller, tanık beyanları ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu aracın park edildiği banka önündeki mahalde anahtarın, üzerinde veya park yeri güvenlik görevlilerinin bulunduğu kulübedeki kutulara bırakılmasının olağan ve zorunlu olduğu, aracın davalı banka görevlilerinin gözetiminde bulunması nedeniyle davalıların zarardan birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 2.500.000.000 TL'nin olay tarihinden itibaren işleyecek %50 ve değişen oranlarda faiziyle birlikte davalılardan tahsiline, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti olan 2.398.000.000 TL ile sınırlı ve temerrüt tarihi olan 31.8.1999'dan itibaren faizle sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı, davalı banka ve sigorta vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davacı vekilinin, davalı banka vekilinin tüm ve davalı sigorta vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekili, 29.5.2000 tarihli dava dilekçesinde müvekkiline ait aracın 8.7.1999 tarihinde çalındığını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000.000.000 TL için kısmi dava açmış, 8.11.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle müddeabihi 6.250.000.000 TL'ye yükseltmiş, ıslah harcını 26.6.2002 tarihinde yatırmıştır. Davalı sigorta vekili, ıslah dilekçesinin kendisine tebliğinden sonra süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuş, mahkemece 2.500.000.000 TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Kısmi dava açılmış olması halinde, zamanaşımı yalnızca açılmış olan kısım için kesilir, ek davanın da zaman aşımı süresi dolmadan açılması şarttır. Kısmi davada, zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için kesildiğinden ıslahla artırılan miktar için de zaman aşımı süresinin dolmamış olması gerekir. Bu durumda mahkemece, ıslahla artırılan bölüm için davalı sigorta şirketinin zamanaşımı def'i konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı banka vekilinin tüm, davalı sigorta vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.220.000 lira temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, Bankalar Kanunu'nun 4672 sayılı Yasa'yla değişik 14/5/c maddesi gereğince davalıdan harç alınmasına mahal olmadığına, 22.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 06-05-2015, 12:18   #8
Analiz

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşlarım benzer bir durum ile karşı karşıyayım.Cevap veren herkese şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

M:Müvekkil (bayan)
A:Aracı Çalan Kişi (sadece adı var başka bilgi yok)
B:Tamirhane Sahibi (adi firma)

Olay:

M 200.000 değerindeki aracını satmak için siteye ilan verir.A 0500.... telefon numarasından M'ye ulaşır ve aracı almak istediğini ve aracı kontrol için oto tamircide buluşmak ister.M ile A, B ye ait tamirhanede buluşurlar.Aracı kontrol etmeleri için M aracın anahtarını B ye teslim eder.M tamirhanede oturmuş kontrol işlemlerini beklemektedir (araç gözünün önünde değildir-aynı işletmede bekleme yerindedir).Yarım saat sonra aracın bulunduğu yere geldiğinde aracı göremez ve B ye sorduğunda ise A nın anahtarı deneme sürüşü yapmak için istediğini ve kendisininde bu sebeple anahtarı A ya verdiğini söyler ve kabul eder.(Ancak kendi ifadesinde M'nin anahtarı kendisine değil A'ya verdiğini söylemiştir).Aracının çalındığını anlayan M derhal karakola gider ve bu ifadeyi verir.Güveni Kötüye Kullanmaktan dolayı B ve A hakkında şikayetçi olmuştur.Sigortadan çalınan aracın bedelini tazmin etmesi istediğinde ise olumsuz yanıt almıştır.
NOT:A nın kullandığı(aynı zamanda M ile iletişime geçtiği) numara başkası adına kayıtlı ancak B ile aynı gün ve sair günlerde konuşmaları mevcut.

Sorular:

1-Açılacak alacak davasında görevli mahkeme son değişikliklere göre Ticaret Mahkemesi mi yoksa Tüketici Mahkemesi mi olacaktır?
2-M nin ifadesine göre,kendi isteği ile anahtarı verdiğinden ve olay sadece Güveni Kötüye Kullanma olarak nitelendirilirse Kasko dan para alınamayacak mıdır?
3-Olay henüz tahkikat aşamasında iken kaskonun araç bedelini karşılaması için tavsiye ve önerileriniz (özellikle HIRSILIK sayılırsa olay kasko dan para alınabilecek sanıyorum) nelerdir?Yani olayın hırsızlık olduğunu nasıl ispat edebiliriz ? (kamera kaydı,tanık vb. yok malesefki)
4-Konu ile ilgili Yargıtay kararı paylaşabilecek varsa da ayrıca memnun olurum.
Old 11-05-2015, 15:55   #9
Matrix

 
Varsayılan

1)Kasko şirketine yöneltilecek husumette görevli mahkeme şüphesiz TİCARET MAHKEMESİ'dir.
2)Anahtarı B ( tamirhane sahibi ) , A ( Hırsız) 'a vermiş ise Kaskodan yararlanması gerekir.
3)Tanıklar, kamera kayıtları vs.? Konu Sigorta Tahkim'e götürülebilir.
4)Yargıtay kararlarını çok kolay bulabilirsiniz, lütfen araştırınız...
Old 18-05-2015, 12:31   #10
Analiz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
1)Kasko şirketine yöneltilecek husumette görevli mahkeme şüphesiz TİCARET MAHKEMESİ'dir.
2)Anahtarı B ( tamirhane sahibi ) , A ( Hırsız) 'a vermiş ise Kaskodan yararlanması gerekir.
3)Tanıklar, kamera kayıtları vs.? Konu Sigorta Tahkim'e götürülebilir.
4)Yargıtay kararlarını çok kolay bulabilirsiniz, lütfen araştırınız...

Sayın Matrix, öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum.

2. seçeneği biraz daha açarmısınız.B anahtarı A ya vermiş görevi kötüye kullanma olacak sanırım bu durumda da kaskodan nasıl yararlanacağız pek anlayamadım (Hırsızlık olduğunu ispat edemiyoruz, durum bu aslında).Bir de konuya uygun Yargıtay kararı inanın yukarıdakiler haricinde bulamadım varsa elinizde paylaşırsanız çok makbule geçer.Sigorta Tahkim ise hiç bilmediğim bir alan yorum yapamayacağım.

Bir sorum da A nın resmini facebok dan bulduk diyelimki savcılığa bu resmi vererek teşhis isteyebilir miyiz?(soruşturma aşaması devam ediyor )
Old 20-05-2015, 12:07   #11
Matrix

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Analiz
Sayın Matrix, öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum.

2. seçeneği biraz daha açarmısınız.B anahtarı A ya vermiş görevi kötüye kullanma olacak sanırım bu durumda da kaskodan nasıl yararlanacağız pek anlayamadım (Hırsızlık olduğunu ispat edemiyoruz, durum bu aslında).Bir de konuya uygun Yargıtay kararı inanın yukarıdakiler haricinde bulamadım varsa elinizde paylaşırsanız çok makbule geçer.Sigorta Tahkim ise hiç bilmediğim bir alan yorum yapamayacağım.

Bir sorum da A nın resmini facebok dan bulduk diyelimki savcılığa bu resmi vererek teşhis isteyebilir miyiz?(soruşturma aşaması devam ediyor )
Sigorta Tahkim en kolay yoldur.Hiç uğraşmayın mahkeme ile derim. Vakit bulamadığım için Yargıtay kararlarını ekleyemiyorum.Kolay gelsin..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çalınan aracın değer tespiti sailor1981 Meslektaşların Soruları 4 24-09-2009 12:24
Çalınan Araç Bedelinin Kasko Şirketince Ödenmemesi sailor1981 Meslektaşların Soruları 13 31-10-2008 17:48
3.Kişinin çalıntı aracı kasko ettirmesi avbekirkan Meslektaşların Soruları 1 24-09-2007 10:27
Çalınan PC'ye uzaktan koruma Seyda Teknoloji ve Bilgisayar 1 27-05-2007 17:07
Teknik serviste çalınan cep telefonu Av Volkan KURTAR Meslektaşların Soruları 1 27-10-2006 16:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06830907 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.