Mirasçılar Arası Alacak (?) Davası

Arkadaşlar, başka bir sorunun içinde sordum ancak orada cevap alamayınca ayrı bir başlık açtım.Murisin vefatından sonra murise ait menkulleri dilediği gibi harcayan, bunları satıp parasını kendine alan mirasçıdan diğer mirasçılar kendi paylarını istiyorlar.Bu durumda diğer mirasçıların açacağı davanın mahiyeti nedir.İstihkak diye düşündüm ancak menkuller ortada yok.Satıp paraları harcamış.Muvazaa, tenkis gibi de değil çünkü murisin bir tasarrufu yok.Terekenin paylaşımı da değil çünkü gayrimenkuller de ya da başkaca konularda bir ihtilaf yok.Hatta gayrimenkule ilişkin işlemler bitmiş.Herkes alacağını almış.Bu nedenlerle dava türünü belirleyemedim. Bunun önemi özellikle zamanaşımı konusunda ve diğer usule ilişkin konularda ortaya çıkıyor. Cevaplayacak arkadaşlara teşekkür ederim, saygılarımla.

Sebepsiz zenginleşme düşünülemez mi?

Genel hükümlere göre çözülecekse dediğiniz gibi olabilir.Ancak Ben de genel hükümlere göremi yoksa miras hukuku hükümlerine göremi çözümleneceğine karar veremedim.

Alıntı: Yazan avmurat Genel hükümlere göre çözülecekse dediğiniz gibi olabilir.Ancak Ben de genel hükümlere göremi yoksa miras hukuku hükümlerine göremi çözümleneceğine karar veremedim.

Miras hukukunda herhangi bir yere yerleştiremediyseniz genel hükümlere gitmenin bir sakıncası da yoktur diye düşünüyorum. Sonuçta ismini dahi niteleyemediğimz durumlarda genel hükümlere başvurmak bizim açımızdan da faydalı olur. Karışık durumlar yerine daha basit bir çözümle sonuca ulaşılabilir.
Misal bir icra takibinde henüz paylaşılmamış ancak mirasçı olan borçlunun payını belirlemek için ortaklığın giderilmesi davası açma yoluna gittik, gittiğimize pişman olduk. Oysa ki önce veraset ilamı alıp otaklığın giderilmesi yoluna gitseydik daha basit olacaktı ve o dosyayla yaklaşık 2 yıl uğraştık. Kanımca bazen olaylara daha basit çözümlerle yaklaşmak gerekir diye düşünüyorum

Alıntı: Yazan simurganka Kanımca bazen olaylara daha basit çözümlerle yaklaşmak gerekir diye düşünüyorum

Kesinlikle katılıyorum.Bazen pratik olanı bulmak gerekiyor. Ancak benim olayı miras hukukunda bir yere oturtamamam bu olayı konu dışına çıkarmaz.Keşke öyle olsaydı.Bununla birlikte çözümü için uğraşacağım konunun hukuki dayanağını tam olarak anlamadan işe girişmeyi de doğru bulmuyorum. Görev, yetki, zamanaşımı, ispat külfeti v.s.konularda hukuki dayanağı bilmeden hareket etmemiz ileride sıkıntı yaratacaktır. Esasında sorduğum konuya ilişkin problemin yani mirasçılar arasında terekeye ait bazı malların murisin ölümünden sonra kullanılması konusunda ihtilafların çokça çıkma ihtimali de varken benim emsal bulamamam da kendi eksikliğim diye düşünüyorum.(İlginize teşekkürler)

Alıntı: Yazan avmurat Kesinlikle katılıyorum.Bazen pratik olanı bulmak gerekiyor. Ancak benim olayı miras hukukunda bir yere oturtamamam bu olayı konu dışına çıkarmaz.Keşke öyle olsaydı.Bununla birlikte çözümü için uğraşacağım konunun hukuki dayanağını tam olarak anlamadan işe girişmeyi de doğru bulmuyorum. Görev, yetki, zamanaşımı, ispat külfeti v.s.konularda hukuki dayanağı bilmeden hareket etmemiz ileride sıkıntı yaratacaktır. Esasında sorduğum konuya ilişkin problemin yani mirasçılar arasında terekeye ait bazı malların murisin ölümünden sonra kullanılması konusunda ihtilafların çokça çıkma ihtimali de varken benim emsal bulamamam da kendi eksikliğim diye düşünüyorum.(İlginize teşekkürler)

Sayın meslektaşım, aynı olmasa da benzer sayılabilecek bir sorunla karşı karşıyayım fakat benim sorunum daha büyük gibi. Müvekkillerin kardeşi babaları vefat ettikten sonra yapılan kadastro çalışmasında taşınmazları kendi adına tescil ettiriyor. 10 yıllık süre geçtiği için tapu iptal ve tescil talep edemiyorum. Bu yüzden bedel için dava açmayı düşünüyorum fakat genel hükümlere göre yine sürelere takılıyorum. Sebepsiz zenginleşmedeye dayansam genel zamanaşımı süresi de geçmiş durumda. Muvazaa, denkleştirme gibi yollara da başvuramıyorum çünkü murisin bir tasarrufu yok. Süreler nedeni ile miras hükümlerinden çıkar bir yol arıyorum. Bu konuda yardımcı olabilirseniz çok memnun olurum.

Şimdiden teşekkürler...

Alıntı: Yazan ugurtrbrs Sayın meslektaşım, aynı olmasa da benzer sayılabilecek bir sorunla karşı karşıyayım fakat benim sorunum daha büyük gibi. Müvekkillerin kardeşi babaları vefat ettikten sonra yapılan kadastro çalışmasında taşınmazları kendi adına tescil ettiriyor. 10 yıllık süre geçtiği için tapu iptal ve tescil talep edemiyorum. Bu yüzden bedel için dava açmayı düşünüyorum fakat genel hükümlere göre yine sürelere takılıyorum. Sebepsiz zenginleşmedeye dayansam genel zamanaşımı süresi de geçmiş durumda. Muvazaa, denkleştirme gibi yollara da başvuramıyorum çünkü murisin bir tasarrufu yok. Süreler nedeni ile miras hükümlerinden çıkar bir yol arıyorum. Bu konuda yardımcı olabilirseniz çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürler...

(....Sayın meslektaşım, aynı olmasa da benzer sayılabilecek bir sorunla karşı karşıyayım fakat benim sorunum daha büyük gibi. Müvekkillerin kardeşi babaları vefat ettikten sonra yapılan kadastro çalışmasında taşınmazları kendi adına tescil ettiriyor. 10 yıllık süre geçtiği için tapu iptal ve tescil talep edemiyorum....)
Mülkiyet hakkına dayandığı için talep edebileceğinizi düşünüyorum...

Alıntı: Yazan Cumhur Okyay Mülkiyet hakkına dayandığı için talep edebileceğinizi düşünüyorum...

Öncelikle yanıtınız için teşekkür ediyorum Üstad'ım. Mülkiyet hakkı, dayanacağımız hukuki sebep. Kadastro Kanunu m.12'ye göre kadastro tespitine ait tutanakların kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamaz. Benim olayımda da muris kadastro tespitinden önce vefat ediyor ve kadastro kesinleşeli 10 yılı geçmiş durumda. Bulduğum Yargıtay kararları da aynı şeyi söylüyor maalesef.