Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

gıyaben hakaret - kendilerine hakaret edilmeyen kişilerin açmış olduğu dava

Yanıt
Old 01-03-2013, 09:03   #1
Av. Mehmet Kağan Gürbüz

 
Varsayılan gıyaben hakaret - kendilerine hakaret edilmeyen kişilerin açmış olduğu dava

Merhabalar...
Bir konu hakkında değerli görüşlerinize ihtiyacım var...
Olayı şöyle özetleyeyim; iki kamu görevlisi bir doktor hakkında tutanak tutuyorlar bu tutanak olayından müvekkilim haberdar oluyor ve ileriki günlerde aynı görevi yapan başka kamu görevlileri ile konuşurken tutanak tutanları kastederek "doktor Y..... hakkında bu memurlar tutanak tutmuşlar bu kı.. kırık kamu görevlileri doktorlar hakkında nasıl tutanak tutar" şeklinde talihsiz bir beyanda bulunuyor. Orada bulunanlar şikayetçi oluyor. Müvekkilim gıyaben hakaret suçunu işliyor ama orada bulunanlar kendilerine hakaret edilmişcesine hareket edip şikayet ediyorlar ve bu şekilde 5 celsedir dava devam etmiş benimde elime dosya yeni ulaştı. kendilerine hakaret edilmeyen kişilerin açmış olduğu davanın müşteki yokluğu veya taraf yokluğu nedeni ile düşmesi gerekmez miydi? Yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim
Old 01-03-2013, 13:28   #2
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Kamu davası müşteki yokluğu veya taraf yokluğu sebepleri ile düşmez. Şikayete tabi suçlarda müşteki şikayetinden VAZGEÇERSE dava düşer. Bu bir hukuk davası değil.
Anladığım kadarıyla buradaki şikayet, müvekkilinizin ifadelerinin sadece tutanağı tutan görevlileri değil tüm kamu görevlilerini aşağıladığı düşüncesiyle yapılmış.
Old 01-03-2013, 13:35   #3
Av. Mehmet Kağan Gürbüz

 
Varsayılan

Değerli görüşünüz için teşekkür ederim. Şikayetin yapılış nedenini tahmin edebiliyorum ancak orada bulunan kişilere hakaret edilecek olsa "bu memurlar" değilde siz memurlar diye hitap edilmesi gerekir cümlenin yapısı gereği. benim sorum net hocam; hakarete maruz kalmayan kişilerce açılmış davanın savcılık aşamasında kabulü ve dava açılması hukuken yanlış değil mi? benim öğrenmek istediğim bu durumda yapılması gerekenler.
Old 01-03-2013, 15:51   #4
Avukat Tekin

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım bence hakaret söz konusu olduğunda direkt muhatabını özneye koyarak "siz memurlar" demesine gerek yok. Neticede hakaret "memurluk sıfatına" yapılmış. Eğer tutanak tutan memurun şahsına hakaret edildiği iddiası olsa idi o zaman yüzüne karşı yapılıp yapılmadığı tetkik edilebilirdi bence. Yani Eğer müvekkiliniz sözlerinde o kişilerin mensup olduğu görevi dikkate almayıp örneğin "O kı... kırık Ahmet kim oluyor da bir doktor hakkında tutanak tutuyor" gibi bir şey söylese idi burada memuriyeti işin içine katmadığı için sizin yorumunuza katılırdım. Örneğin hiç bir avukatın olmadığı ama aleniyetin sağlandığı bir yerde birisi "avukatlık mesleği" hakkında hakaretamiz sözler söylese bu tüm avukatlara şikayet hakkı vermez mi? Tabii ki verir. Neticede buradaki incitici sözler bir kişinin şahsi benliğinden dolayı değil, o kişinin sahip olduğu meslekten dolayı söylenmiş. Bence savcının dava açmasında bir yanlışlık yok.
Old 01-03-2013, 19:24   #5
BaharB

 
Varsayılan

Merhabalar;
Hakaret suçunda mağdurun belirli / belirlenebilir bir kişi olması gerekmektedir. Bu maddedeki "Bir kimseye..." ifadesinden de anlaşılabilir. Grup tahkiri suç olarak tanımlanmamaktadır. Dolayısıyla bir meslek grubu hakkında yapılan hakaret, o meslek mensuplarının her birine şikayet hakkı vermez diye düşünüyorum.
Saygılarımla...
Old 04-03-2013, 08:49   #6
Av. Mehmet Kağan Gürbüz

 
Varsayılan

Bu konuyla benzer nitelikte olan, olumlu ya da olumsuz olarak yargıtay kararları elinde olan meslektaşım varsa benimle paylaşmasını rica ediyorum.
Old 04-03-2013, 12:17   #7
BaharB

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

E:1999/4-635
K:1999/780
T:06.10.1999

Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye 4. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.1.1998 gün ve 1997./790 E-1998/4 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 29.6.1998 gün ve 1998/2743-5589 sayılı ilamı ile; ( ...Davacı, davalının yaptığı bir konuşmada "...seçilmiş, bir genel başkan, bir partinin genel başkanı onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi..." biçimindeki sözleri ile askerliğini onbaşı olarak yapmakta olan bir kimse olarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece istem kabul edilmiş, karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu edilen sözleri, bir partinin genel başkanı olan davalının siyasi amaçla yapılan parti açıkhava toplantısındaki konuşmasında, zamanın hükümetinin oluşumunu eleştirirken kullandığı anlaşılmaktadır. Anılan konuşmanın davaya konu edilen bölümünün ana teması, hükümetin oluşumunda demokratik kurallara uyulmadığı, emirle hükümetin kurulduğu, açıklaması yapıldıktan sonra, konuşmanın bir yerinde "...Ama hiçbir zaman seçilmiş bir genel başkan, bir partinin genel başkanı onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi, göstermedi..." biçiminde bir cümle kullanılmıştır. Konuşmanın giriş kısmı ile, davaya konu edilen bölüm ve sonrası birlikte değerlendirildiğinde, saldırı teşkil ettiği iddia edilen "....onbaşı olma şerefsizliğini göstermedi" sözcük dizisinin davacıyı hedef almadığı, askerliğin en alt kademesindeki rütbeyi taşıyan kişinin dahi bu denli emirle hareket etmediği düşüncesinin amaclandıgı anlaşılmaktadır. Kaldı ki; gerek konusmanın tamamı ve gerekse ilgilı bolümu itibariyle saldırının var olduğunu gerektirecek bir değerlendirme yapılması da konuşmanın ilgili bölümü ve tümü ile bağlantı teşkil etmemektedir. Uyuşmazlığın çözümünde konuşmanın tamamının birlikte değerlendirilmesi zorunludur.
Kişilik hakları; kişinin yaşamı, sağlığı, vücut ve ruh bütünlüğü ile toplum içindeki yerini koruyan haklar olarak kabul ettiğimizde, bunların fiziki, duygusal ve sosyal kişilik değerleri içerdikleri anlaşılmaktadır.
Açıklanan şu durum ve olgulara göre, davaya konu olan ve davalı tarafından kullanılan sözlerin ve yapılan değerlendirmenin davacıyı veya sahibi olduğu rutbeyi hedef almadığı, böylece kişilik haklarına yapılmış bulunan bir saldırıdan da soz edilemeycegi sonucuna varmak gerekir. Bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekirken, kabul edilmis olması usul ve yasaya aykırıdır... ) gerekcesıyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

....
Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşia harcının geri verilmesine, 6.10.1999 gününde, oybirliği ile karar verildi.
Old 04-03-2013, 14:03   #8
Av. Mehmet Kağan Gürbüz

 
Varsayılan

Teşekkür ederim paylaştığınız bilgiler için. Dosyamda çok faydalı olacağı kanaatindeyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata hakaret davası üye18721 Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 51 18-04-2014 13:49
hakaret davası esraaaa Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-10-2012 19:34
hakaret davası SKARA Meslektaşların Soruları 2 07-04-2010 13:38
hakaret davası nobel81 Meslektaşların Soruları 3 28-04-2008 13:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05007410 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.