Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tüketici kanunu ve tüketicinin aleyhine yorumlanması ile ilgili üzücü bir karar.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 11-06-2007, 13:59   #1
av.seckinaksoy

 
Varsayılan tüketici kanunu ve tüketicinin aleyhine yorumlanması ile ilgili üzücü bir karar.

OLAY: Müvekkil ısıtma soğutma tesisatı ile ilgilenen bir şirketten kat kaloriferi kazanı alıyor ve haliyle tesisatını da bu şirkete yaptırıyor. Kazanın ayıplı çıkması sebebiyle devamlı servis geliyor ve fakat kazanın tamiri mümkün olmuyor. Ürün garanti belgesindeki tüm şartlar gerçekleşmesine rağmen (bir yıl içinde 3 kez arızalanması, bir yıl içinde 2 defa aynı arızanın yapılması, arızalar sebebiyle ürünün kullanılamaması gibi.) ürün satın alınan şirket tarafından değiştirilmiyor. Bu konuda tüketici kanununa göre hem ürünün ana satıcısına hem de yetkili bayiisine "Ayıplı malın değiştirilmesi." istemli tüketici mahkemesinde dava açılıyor. (Garanti şartlarının oluştuğu sebebiyle) Tüketici mahkemesi tensip zaptında sözleşmenin satım değil eser sözleşmesi olması sebebiyle görevsizlik kararı veriyor. Bozma amacıyla yargıtya'a başvurduğumuzda, uyuşmazlığın tüketici kanununun düzenlediği hususlardan kaynaklandığı, garanti şartnamesine dayanıldığı, tüketici kanununun düzenlediği hususlarda görevli mahkemenin tüketici mahkesi olması gerektiğini belitmemize rağmen yargıtay da ne yazık ki aynı gerekçeyle mahkeme kararını onuyor. Gelinen noktada eser sözleşmesi sebebiyle davaya değere göre ne yazık ki sulh hukuk mahkemesi bakacak.
** Peki ortada bir eser sözleşmesi var ise bizim ana satıcıya başvurma hakkımız ortadan kalmış olmayacak mıdır? Sonuçta sözleşmenin tarafı değildir ve ilk itiraz safhasında davamız husumetten reddedilecektir.
** O halde ana satıcının garanti şartnamesini imzalamasının hiç bir önemi yok mudur? Ana satıcı ürün alınır iken garanti şartnamesi ile müvekkilimi tüketici kanununun koruması altına almış iken nasıl bir karar ki, müvekkilim birden bire tüketici kanununun koruması dışına çıkarılmıştır?
**Verilen bu karar tamamen kanunun tüketici zararına yorumlanması değil midir? Sonuçta tek isteğimiz kazanın yenisi ile değiştirilmesidir, tüm sorun ortadan kalkacaktır peki sulh hukuk mahkemesinde dava açılınca ne olacak, kazanın değiştirilmesini isteyebilecek miyiz, ana satıcıya başvurabilecek miyiz? Bu karar ne yazık ki tüketicinin haklarını hiçe sayarak verilmiş bir karardır. İnsanın sorası geliyor, tüketici kanunu neden var? Tüketici Mahkemeleri neden var?
**Olay ile ilgili trajikomik diğer bir durum ise dava açmadan önce başvurmuş olduğumuz Tüketici Hakem Heyetinin bizi haklı görmesi ve "AYIPLI KAZANIN YENİSİ İLE DEĞİŞTİRİLMESİNE" karar vermesi. Şimdi ben bu kararı ne yapmalıyım kazanımızda yakmaya mı çalışsam, kazan hala yanmıyor ki... Herkese iyi çalışmalar.
Old 11-06-2007, 14:07   #2
av.seckinaksoy

 
Varsayılan

TEMYİZ DİLEKÇEM:
YARGITAY ( ) HUKUK DAİRESİNE SUNULMAK ÜZERE
TÜKETİCİ MAHKEMESİNE

DOSYA NO :
TEMYİZ EDEN
(DAVACI) : Ş.S
VEKİLİ : Av.S.A
KARŞI TARAF
(DAVALILAR) : 1-) A.Ltd.
2-) B A.Ş
TEBLİĞ TARİHİ : 15.1.2007
İTİRAZLARIMIZ :
Yerel Mahkemenin eksik ve afaki bir incelemeyle vermiş olduğu görevsizlik kararı, hukuka-hukukun temel ilkelerine ve adalete aykırıdır:
1. Davamız satılan malın ayıplı çıkması nedeniyle ayıpsız misliyle değiştirilmesi talebimize ilişkindir. Bu nevi davalar kesinlikle TÜKETİCİ MAHKEMELERİ’nin görevine girmekte ise de Yerel Mahkeme kendisini görevsiz görmüş ve Tensip Zaptında yanlış hukuki niteleme sonucu “Satım Sözleşmesini İstisna Sözleşmesi” olarak nitelendirmiş ve “Görevsizlik Kararı” vermiştir. Bu karar yanlıştır. Şöyle ki:

2. KAZAN TEK BAŞINA SATIM SÖZLEŞMESİNİN KONUSU OLABİLİR:
Müvekkilim davalılardan A.Ltd.Şti.ile yapmış olduğu SATIM SÖZLEŞMESİ ile kendisinden bir adet kat kaloriferi kazanı almıştır. Satım sözleşmesine dayalı fatura davamız ekinde sunulmuştur. Kazan, tek başına bir ekonomik değeri olan, sadece bir şahıs için sipariş üzerine özel olarak üretilmeyip bütün tüketiciler tarafından alınıp satılabilen ve her türlü satım sözleşmesinin konusu olan BELİRLİ BİR MALDIR. Kaldı ki, müvekkilim ısıtma sisteminden şikayetçi değildir, “Tek başına bir mal olan” kazan arızalıdır ve değiştirildiği takdirde sorun giderilecektir. Satılmış olan söz konusu kazandan tek yararlanan müvekkilimdir. Dava konusu, büyük bir sitenin merkezi ısıtma sisteminin kazan dairesi değil bir kişi tarafından tek bir mal olarak alınan kazandır.

3. MÜVEKKİLİN ALDIĞI KAZANIN YİNE SATICI TARAFINDAN MONTE EDİLMESİ SÖZLEŞMENİN TÜRÜNÜ KESİNLİKLE DEĞİŞTİREMEZ :
Dava eki faturadan da anlaşılacağı üzere A.Ltd. Şti.nin iki sıfatı vardır. BİRİNCİSİ YETKİLİ SATICILIK SIFATI DİĞERİ İSE TESİSATÇILIK SIFATI. Satıcı sıfatı ile satmış olduğu kazanı yine kendisinin monte etmesi SÖZLEŞMENİN TÜRÜNÜ DEĞİŞTİREMEZ. SÖZLEŞME SATIM SÖZLEŞMESİDİR. Aksi bir düşünceye göre kazan başka bir satıcıdan alınsa bu satıcı Tüketiciyi Koruma Kanunu çerçevesinde sorumlu olacak iken sadece montajın da aynı satıcı tarafından yapılması ile tüketiciyi ilgili yasanın koruması dışına çıkarmak hukuk devleti ilkeleri ile de bağdaşmaz.

4. BİR AN İÇİN SÖZLEŞMENİN İSTİSNA SÖZLEŞMESİ OLDUĞU DÜŞÜNÜLSE DAHİ:
a. Yargıtay 19.Hukuk Dairesini’nin 2003/2235 E ve 2004/396 K.sayılı ve dava dilekçemiz ekinde sunulu kararda açıkça görüldüğü üzere “TÜKETİCİ KANUNUNUN UYGULANMASINDAN DOĞAN İHTİLAFLARIN TÜKETİCİ MAHKEMESİNDE ÇÖZÜMLENMESİ GEREKMEKTEDİR”. Davamız ısrarla da üzerinde durduğumuz cihetle “GARANTİ BELGESİNE” dayalı açılmıştır. Ve Garanti Belgesinin Düzenlediği şartlara uyulmaması sebebiyle açılan iş bu davanın görüleceği yer TÜKETİCİ MAHKEMELERİDİR. GARANTİ BELGESİ TÜKETİCİ KANUNUNUN UYGULANMASINDAN KAYNAKLANMAKTADIR.

b. Kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte Yerel Mahkeme tarafından var olduğu iddia edilen “İstisna Sözleşmesi” sadece müvekkilim ile yetkili satıcı A.Ltd. Şti. arasında olabilir. Ana satıcı –kanunun lafzıyla- “İMALATÇI-ÜRETİCİ” B. Aş. İle kesinlikle böyle bir sözleşmenin varlığından söz edilemez. Ana satıcı tarafından tüm garanti belgeleri imzalanmış tüm taahhütler verilmiştir. Müvekkilim “Satım Sözleşmesi”nin en başından beri ana satıcı tarafından, TÜKETİCİ KANUNUNUN KORUMASI ALTINA ALINMIŞTIR. Yerel mahkeme vermiş olduğu söz konusu karar ile ANA SATICININ SORUMLULUĞUNU BİR KALEMDE BERTARAF ETMİŞTİR. BU AÇIKÇA KANUNA AYKIRIDIR.
Kabule göre mahkemenin yapması gereken davayı, müvekkilim ile arasında, “istisna sözleşmesi” olduğu iddia edilen A.Ltd. Şti. açısından tefrik etmek ve “İMALATÇI-ÜRETİCİ” B.AŞ. AÇISINDAN ESASTAN İNCELEMEYE GEÇMEK OLMALIDIR. ÇÜNKÜ ŞİRKET GARANTİ BELGESİ İLE SORUMLULUĞUNU EN BAŞTAN KABUL ETMİŞTİR. AKSİ DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE SULH HUKUK MAHKEMESİ’NİN DAVAYI GARANTİ BELGESİ ÇERÇEVESİNDE ÇÖZMESİ YANİ 4077 SAYILI KANUN MADDELERİNİ UYGULAMASI GEREKECEKTİR. GENEL MAHKEMELER SÖZ KONUSU KANUN ÇERÇEVESİNDE SADECE TÜKETİCİ MAHKEMELERİ’NİN KURULMADIĞI YERLERDE KARAR VEREBİLİRLER VE BURADA DA VERDİKLERİ KARAR TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATI İLE VERİLEBİLİR.

5. YEREL MAHKEMENİN VERMİŞ OLDUĞU KARAR USUL EKONOMİSİNE DE AYKIRIDIR:
“Davaların görülmesinin çabuk ve ucuz olması, hem mahkemeleri ve dolayısıyle devleti, hem de tarafları yakından ilgilendirir. Usul ekonomisi sayesinde yurttaş hakkına ucuz ve çabuk kavuşacağı gibi, mahkemeler de boş yere uğraştırılmamış olur. Usul ekonomisi, çiğnenen ya da çiğnenme olasılığı bulunan objektif hukukun en az giderle, en kısa sürede, en az zorlukla gerçekleşmesini ve boş yere davalar açılmasının önlenilmesini sağlamaya yönelik bir usul ilkesidir.” ( DURSUN, Hasan. Türk yargısında davaların uzamasının nedenleri ve çözüm önerileri. AnkaraPT.YSPKGM, Mayıs 1994.
185s. tab. (DPT.2348-YSPKGM.576) Bibl.: s.181-185. )
Davacı müvekkilimin isteği ayıplı kalorifer kazanının bir yenisi ile değiştirilmesidir. Bu isteğine en ucuz ve en kısa yoldan Tüketiciyi Koruma Kanunu çerçevesinde kazanın değiştirilmesi hakkını kullanarak ulaşabilir.(Dava dilekçemizde de değiştirme şartlarının fazlasıyla oluştuğu görülecektir.) Genel yetkili mahkemelerin yapacağı inceleme ve Borçlar Kanununun İstisna Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması neticesinde davacı müvekkilimin isteğine ulaşması mümkün değildir. Bu da kanun ile (ve davalılar tarafından da GARANTİ BELGESİ ile) korunan bir hakkın kullanılamaması sorununu ortaya çıkarır ki, bir hukuk devletinde böylesi bir sonuç kesinlikle kabul edilemez. Yerel Mahkeme’nin eksik inceleme ve yanlış hukuki nitelemeye dayalı kararının bozulması ve davaya Tüketici Mahkemesinde bakılması gerekmektedir.
Old 11-06-2007, 15:22   #3
Av.Kamil Mercan

 
Varsayılan

Sayın seckinaksoy;
Somut olayı benin kafam da pek almadı ama;
Borçlar Kanununun ESER SÖZLEŞMESİ'ni düzenleyen hükümleri içerisinde AYIBA KARŞI TEKEFFÜL'de düzenlenmiştir.(M.360)Bu maddenin ilk fıkrası uyarınca "taksir" derecesinde kusur olsa dahi TAZMİNAT istenebileceği de düzenlenmiştir.

Yine kanaatimce, ana satıcı garantör veya 3. şahsın fiilini taahhüt eden olarak sorumludur.Elinizde yazılı garanti belgeside vardır.Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yeni Tüketici Kanunu, Kapıdan Satışlar Marmara24 Meslektaşların Soruları 10 11-08-2014 12:46
Tüketicinin Korunması İle ilgili davada bedel iadesi isteminde tenkis gerekirmi Av.Ömer GÖKÇE Meslektaşların Soruları 7 24-08-2009 18:28
Tacir -tüketici hk. bir karar ISIL YILMAZ Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu 2 25-03-2009 12:48
kredi kartları kanunu ve tüketici kredileri ozbeksoner Hukuk Soruları Arşivi 1 07-04-2006 07:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05624700 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.