Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Icra Takibinde Kefilin Durumu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 29-03-2017, 12:44   #1
Av. Tuğçe Güdücü

 
Acil Icra Takibinde Kefilin Durumu

Sayın meslektaşlarım iyi günler. Bir konuda yardımınıza ihtiyacım var. Borçlu şirketin ve kefilin adresi Bergamada. Biz yapılan yetki sözleşmesi gereği İzmir icra dairesinde icra takibi başlattık. Fakat borçlu ve kefil yetkisizlik itirazında bulundu. Şirket adına takibin devamına karar verildi. Fakat kefil yönünden takip iptal edildi. Bu durumda kefile de icra takibi yapılacak. Bu durumda yetki sözleşmesi hem borçluyu hem de kefili bağlamaz mı? bu konuya ilişkin elinde karar olan meslektaşlarım var mı?
Old 29-03-2017, 15:05   #2
avukatımsı----

 
Varsayılan

işinizi görür inşallah
ÖZET: Davacı, dava dışı asıl borçlunun borcu sebebiyle davalı kefil aleyhine başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalının yerleşim yerinin B.... olduğu ve ayrıca sözleşmeyle de yetkili İcra Dairesinin B.... olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmişse de, dosyada taraflar arasında düzenlenen sözleşme mevcut olmayıp, mahkemece, sözleşme aslı getirtilerek, tarafların G... İcra Daireleri ile mahkemesinin yetkili kılıp kılmadıkları araştırılarak, G.... İcra Dairelerini yetkili kılmamışlarsa şimdiki gibi karar verilmesi aksi halde, davanın esasına girilip deliller toplandıktan sonra sonucuna uygun karar verilmesi gerekir.
(2004 S. K. m. 50) (6100 S. K. m. 6)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, dava dışı asıl borçlunun borcu sebebiyle davalı kefil aleyhine başlatılan icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, duruşmaya katılmamış cevap da vermemiştir.

Mahkemece, Giresun İcra Müdürlüğünün yetkili olmaması nedeniyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dışı C. A.'nın kredi kartı borcu sebebiyle, gerek asıl borçlu gerekse davalı kefil ve gerekse dava dışı L. B. aleyhine Giresun İcra Müdürlüğünün 2010/2026 esas sayılı dosyasıyla takibe geçildiği, davalının 17.6.2010 tarihinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve eldeki bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının yerleşim yerinin Bulancak olduğu ve ayrıca sözleşmeyle de yetkili İcra Dairesinin Bulancak olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmişse de, dosyada taraflar arasında düzenlenen sözleşme mevcut olmayıp, mahkemece, sözleşme aslı getirtilerek, tarafların Giresun İcra Daireleri ile mahkemesinin yetkili kılıp kılmadıkları araştırılarak, Giresun İcra Dairelerini yetkili kılmamışlarsa şimdiki gibi karar verilmesi aksi halde, davanın esasına girilip deliller toplandıktan sonra sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 03.07.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Old 29-03-2017, 22:07   #3
av.ta

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay
12. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/27019
Karar No:2016/4412
K. Tarihi:18.02.2016

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:


1-Borçlu K. İhtiyaç Maddeleri Tic. A.Ş. nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu K. İhtiyaç Maddeleri Tic. A.Ş.'nin temyiz itirazlarının REDDİNE;


2-Borçlu A.'nun temyiz itirazlarına gelince;
Alacaklı tarafından genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesine dayalı olarak, Samsun İcra Dairesinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile, adresinin Çorum olup, yetkili icra dairesinin de Çorum olduğunu ileri sürerek yetkiye itiraz ettiği, alacaklının yetkiye itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, HMK'nun 17. maddesi uyarınca Samsun İcra Dairelerinin yetkili olduğu, borçlu A.nun, borçlu K. İhtiyaç Maddeleri Tic. A.Ş. nin müteselsil kefili olup, TTK.nun teselsül karinesini düzenleyen 7.maddesi gereği yetki anlaşmasının borçlu A.'nu bağlayacağı gerekçesiyle yetkiye itirazın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.


Somut olayda takip dayanağı genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin asıl borçlusunun K. İhtiyaç Maddeleri Tic. A.Ş. olduğu, uyuşmazlık halinde, Samsun Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı görülmektedir.

HMK'nun 17. maddesi gereğince; düzenlenen yetki sözleşmesi, tacirler arasında geçerlidir. Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili olan borçlu A.'nun ise tacir sıfatı bulunmadığından, HMK'nun 17. maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesi kendisini bağlamaz.


O halde mahkemece, borçlu A. yönünden yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu A.'nun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-03-2017, 10:11   #4
moltisanti

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

İlgili HMK hükümlerince yetki sözleşmesi tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında düzenlenebilmektedir. Kefiliniz bu ayrımlardan birine girmiyorsa sorun yaşayabilirsiniz.
Old 03-04-2017, 15:29   #5
Av. Tuğçe Güdücü

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan KorayÖ
Sayın meslektaşım,

İlgili HMK hükümlerince yetki sözleşmesi tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında düzenlenebilmektedir. Kefiliniz bu ayrımlardan birine girmiyorsa sorun yaşayabilirsiniz.

kefil şirketin temsilcisi konumunda tacir sayılacağını düşünüyorum?
Old 03-04-2017, 16:20   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/958
Karar: 2016/6749
Karar Tarihi: 18.04.2016


İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - DAVALI İCRA DAİRESİNİN YETKİSİNE YÖNELİK İTİRAZINDA YETKİLİ OLARAK DOĞRU YERİNİ GÖSTERMEDİĞİ - HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Davanın temelini oluşturan icra takibi ...yapılmıştır. Sözleşmede yetkili olarak gösterilen yerlerden … İcra Dairesi seçimlik hakka dayanılarak tercih edilmiştir. HMK.nun … maddesinde düzenlenmiş olan yetki sözleşmesi münhasır yetki sözleşmesi olup, takibin yetki şartında belirtilen yerlerden birinde açılmış olmasında usulsüzlük bulunmamaktadır. Kaldı ki, davalı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazında yetkili olarak doğru yeri göstermemektedir. Bu durumda itirazının geçerli bir yetki itirazı olarak da kabulü mümkün değildir. Mahkemece bu yönler bakımından yanılgılı değerlendirme sonucu aksi şekilde hüküm kurulması bozma sebebidir.

(6100 S. K. m. 17)

Dava ve Karar: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ....arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde davalının müteselsil kefil olarak yer aldığını, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edildiğini, alacağın tahsili için borçlular hakkında girişilen icra takibinin davalının yetkiye ve borca itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, davalı borçlunun adresinin ...olarak gösterildiği, kredi sözleşmesinin davacı bankanın ... şubesi ile akdedildiği, bu anlamda sözleşmenin ifa yerinin Turhal olduğu, sözleşmedeki yetki şartının yalnızca asıl borçlu taciri bağlayacağı, HMK.nun 17.maddesindeki düzenlemenin, gerçek kişi kefil ile yetki sözleşmesi yapılmasını geçersiz kıldığı, dolayısı ile bu sözleşmeler açısından yapılmış ve geçerli bir yetki sözleşmesinden bahsedilemeyeceği, sözleşmenin yapıldığı ve ifa mahalli olan Turhal İcra Müdürlüğünün yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan takip nedeniyle açılan itirazın iptali davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davalı, dava konusu genel kredi sözleşmesini kefil olarak imzalamıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan ....maddesinde öngörülen ticari teselsül karinesi uyarınca ticari nitelikteki genel kredi sözleşmesine kefaletin müteselsil kefalet olduğunun kabulü gerekir. Davalının kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesi davacı banka ile dava dışı....arasında akdedilmiş ve sözleşmede...yetkili olduğuna dair yetki şartına yer verilmiştir. Sözleşmenin tarafları tacir olduğundan anılan yetki şartı HMK.nun 17. maddesi hükmüne uygun olup, kefaletin feriliği prensibi gereğince kefil yönünden de geçerli kabul edilmelidir.

Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince; davanın temelini oluşturan icra takibi ...yapılmıştır. Sözleşmede yetkili olarak gösterilen yerlerden Samsun İcra Dairesi seçimlik hakka dayanılarak tercih edilmiştir. HMK.nun 17. maddesinde düzenlenmiş olan yetki sözleşmesi münhasır yetki sözleşmesi olup, takibin yetki şartında belirtilen yerlerden birinde açılmış olmasında usulsüzlük bulunmamaktadır. Kaldı ki, davalı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazında yetkili olarak doğru yeri göstermemektedir. Bu durumda itirazının geçerli bir yetki itirazı olarak da kabulü mümkün değildir.

Mahkemece bu yönler bakımından yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 18.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 03-04-2017, 16:21   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

19.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/17736
Karar: 2016/6115
Karar Tarihi: 07.04.2016


İTİRAZIN İPTALİ DAVASI - SÖZLEŞME UYARINCA ANKARA İCRA DAİRELERİNİN YETKİLİ OLDUĞU GÖZETİLMEDEN YANILGILI DEĞERLENDİRME SONUCU DAVANIN USULDEN REDDİ - HÜKMÜN BOZULMASI GEREĞİ

ÖZET: Müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davaya konu genel kredi sözleşmesini imzalayan davalılar tacir olmasalar bile, tacirler arasındaki yetki sözleşmesi TTK'nun maddesinde öngörülen teselsül karinesi uyarınca davalıları bağlar. Bu durumda, mahkemece sözleşme uyarınca Ankara icra dairelerinin yetkili olduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın usulden reddi doğru değildir.

(6100 S. K. m. 17) (6102 S. K. m. 7)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili; müvekkili banka ile dava dışı A....T....İnş. Turz. Pet. Ür. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen ....... ve ............tarihli genel kredi sözleşmeleri uyarınca kredi kullandırıldığını, davalıların da ....... tarihli ve .........TL bedelli kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle keşide edilen kat ihtarnamesine rağmen, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle, A.........İ. .....M...nün ....... E. sayılı dosyasında davalılar aleyhine başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları ile durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptaline ve davalılar aleyhine %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

Davalılar süresinde verdikleri cevap dilekçelerinde; ikamet yerlerinin ......olması nedeniyle, ...........mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, her ne kadar davacı tarafça dava konusu genel kredi sözleşmesi uyarınca Ankara mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu iddia edilmiş ise de, sözleşmede yetkiye ilişkin kısmın boş olduğunu, böyle bir ibare var ise, bunun davacı banka tarafından sözleşmeye sonradan eklendiğini, bu durumun da sözleşmeyi geçersiz kılacağını, ayrıca sözleşme tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesi uyarınca ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapılabileceğini ve kendilerinin tacir olmadıklarını belirterek, yetki itirazında bulunmuşlar ve davanın reddini savunmuşlardır.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalıların tacir olmamaları nedeniyle, HMK'nun 17. maddesi hükmü uyarınca yetki sözleşmesi şartının geçersiz olduğu, davalıların adreslerinin ....... olduğu, .........icra dairelerinin yetkili bulunmadığı, itirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun icra takibi yapılmış olmasının dava şartı olduğu ve bu dava şartının eldeki davada gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, davacı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen ve davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunan genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Takibe dayanak yapılan ve davalıların kefil olarak imzaladıkları genel kredi sözleşmesinin tarafı olan davacı banka ile dava dışı asıl borçlu A.......-T.......İnş. Turz. Pet. Ür. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. tacirdir.

Müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla davaya konu genel kredi sözleşmesini imzalayan davalılar tacir olmasalar bile, tacirler arasındaki yetki sözleşmesi 6102 sayılı TTK'nun 7. maddesinde öngörülen teselsül karinesi uyarınca davalıları bağlar. Bu durumda, mahkemece sözleşme uyarınca Ankara icra dairelerinin yetkili olduğu gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın usulden reddi doğru değildir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.04.2016 gününde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 03-04-2017, 16:21   #8
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

20.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/1548
Karar: 2015/6481
Karar Tarihi: 26.06.2015


İTİRAZIN İPTALİ İSTEMİ - BANKA ŞUBESİNİN BULUNDUĞU YER MAHKEMESİNİN YETKİLİ OLACAĞINA DAİR YETKİ SÖZLEŞMESİNİN YAPILDIĞI - UYUŞMAZLIĞIN SÖZLEŞMEDE BELİRLENEN MAHKEMEDE GÖRÜLMESİ GEREKTİĞİ

ÖZET: Davada taraf olmayan E. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şirketi ile davacı T. İ. Bankası arasında imzalanan ….. tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin 86. maddesiyle ihtilal halinde sözleşmeyi imzalayan Banka şubesinin bulunduğu yer ile A… Mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki sözleşmesi yapıldığı, ayrıca sözleşmenin 90. maddesi ile de davalı kefilin "Sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olacağını kabul ve taahhüt ettiği" ve davanın … tarihinden sonra … tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlığın, A… Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir.

(2004 S. K. m. 50) (6100 S. K. m. 7, 17, 21, 22)

Dava: Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davada Antalya 6. Asliye Ticaret ve Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

Karar:

Dava, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.

Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesince; icra takibinde borçlular birden fazla olup, İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla yetki yönünden uygulanması gerekli HMK’nın 7. maddesi gereğince, borçlular birden fazla olup davalı dışındaki borçluların ikametgahı "Antalya" olduğundan Antalya'da da takip yapılabileceği için davalının icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilmiş ise de, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 17. maddesine göre, yetki sözleşmesi sadece tacirler arasında yapılabilecek olup, tacir olmayan davalı kefili bağlamayacağı gibi, davada tek davalı olup onun da ikametgahı "Adana" olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.

Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından ise; taraflar arasında düzenlenen 12/05/2011 tarihli yetki sözleşmesine göre yetkili mahkemenin "Antalya" mahkemeleri olduğu, bu durumda HMK’nın 17. maddesine göre yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin kesin yetkili mahkeme olduğu, gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde ”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.

Yetki sözleşmesi tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapıldığı takdirde HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerlidir. Yalnızca tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilir. Taraflar, sözleşmeyle yetkili kıldıkları mahkeme yanında kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin de yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa, bunu ayrıca sözleşmede belirtmelidirler. Aksi halde, davanın yalnız yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkemede açılması gerekir. (HMK. madde 17). Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanır. Bu tarihten önce açılan davalarda, yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemeler yanında, kanunen yetkili olan genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkileri devam eder.

Dosya kapsamından, davada taraf olmayan E. Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şirketi ile davacı T. İ. Bankası (Selekler/Antalya Şubesi) arasında imzalanan 12.05.2011 tarihli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin 86. maddesiyle ihtilal halinde sözleşmeyi imzalayan Banka şubesinin (Selekler/Antalya) bulunduğu yer ile Antalya Mahkemelerinin yetkili olacağına dair yetki sözleşmesi yapıldığı, ayrıca sözleşmenin 90. maddesi ile de davalı kefilin "Sözleşme hükümlerinin haklarında geçerli olacağını kabul ve taahhüt ettiği" ve davanın 01.10.2011 tarihinden sonra 03.10.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda uyuşmazlığın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesi uyarınca Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Antalya 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26/06/2015 gününde oy birliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
durdurulmuş icra takibinde ihtiyati haciz kararının kaldırılması durumunda hacizlerin durumu ne olur Av.Işık Meslektaşların Soruları 1 12-11-2014 16:21
Kefilin,borçlu hakkında yaptığı icra takibinde faiz Av.Yücel Tamtürk Meslektaşların Soruları 0 01-04-2009 22:13
Temlik alınan icra dosyasında kefilin durumu... Av.Nuri Keserci Meslektaşların Soruları 0 08-10-2008 11:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,10122108 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.