Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Fazla Mesaiden İndirimde Vekalet Ücreti...

Yanıt
Old 12-05-2011, 08:37   #1
Adli Tip

 
Varsayılan Fazla Mesaiden İndirimde Vekalet Ücreti...

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinden:
YARGITAY İLAMI
Esas No : 2011/7239
Karar No : 2011/8281
Mahkemesi : Ankara 10. İş Mahkemesi
Tarihi : 30/06/2009
Numarası : 2008/334-2009/387
Davacı : K____ K____ Adına Avukat I____ D____ A____
Davalı : 1- G____ Üniversitesi Rektörlüğü adına Avukat S____ A____
2- T____ Güvenlik Temizlik Gıda İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. adına Avukat H____ M____ Y____
3- U____ İnşaat Güvenlik Gıda Temizlik Tekstil Turizm Eğitim İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına Avukat H____ M____ Y____
Davacı, K____ K____ İle davalılar Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, T____ Güvenlik Temizlik Gıda İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. ve U____ İnşaat Güvenlik Gıda Temizlik Tekstil Turizm Eğitim İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. arasındaki alacak davasına ilişkin Ankara 10. İş Mahkemesince verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşen 30.06.2009 tarih ve 2008/334 esas, 2009/387 karar sayılı kararının Avukatlık Kanununun ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile HUMK'nun 388, 389 maddelerine aykırı olduğu iddiası ile kanun yararına bozulması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.01.2011 gün ve 2010/339996 sayılı tebliğnamesi ile istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm belgeler okunup dava dosyası için Tetkik Hakimi U. Ocak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Mahkemece, davacı tarafından açılan İşçilik alacaklarına ilişkin dava, hizmet alım sözleşmesi ile alan taşeron şirketlerin sözleşme sürelerinin bitmesine rağmen işçinin ihaleyi kazanan yeni şirketin çalışanı olarak ara vermeksizin hizmetine devam etmesi halinde bu durumun bir nevi işyerinin devri (iş sözleşmesinin devri gibi) kabul edilmesi nedeniyle, davacının yeni şirkette çalışmaya devam ettiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı'nın 15.12.2010 tarihli yazısı ile kararın kanun yararına temyiz edilmesi istenmiş olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından anılan karar dava aynı sebeple reddedilmesine rağmen iki ayrı vekâlet ücretine hükmedilmesi ve ayrıca vekalet ücretinin taraf lehine değil vekil lehine hükmedildiği gerekçeleri ile yazılı emir sonucu kanun yararına temyiz edilmiştir.
Yargılama giderlerinden sayılan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 423, Avukatlık Kanunu'nun 169 ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin; haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması hukukun genel kurallarındandır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, yargılama giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletilmesine ilişkin 417. maddesi bu ilkeye dayanmaktadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. ve 389. maddeleri uyarınca hükmün, taraflara yönelik olarak kurulması gerekir. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise vekâlet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki tarafta vekalet ücretinden sorumlu tutulacak, vekalet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır. (HUMK. m.416, M.417).
Vekalet ücretinin, her yıl Aralık ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan Avukatlık Ücret Tarifesindeki hükümlere ve oranlara göre belirlenmesi gerekir.
4667 Sayılı Yasa'nın 77. maddesiyle değişik 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtilmiş ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3. maddesinde de "Yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti ..." biçiminde anılan yasa hükme koşut bir düzenlemeye de yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve yargılama giderlerine dahil bulunan vekalet ücretinin davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.
Avukatlık (vekalet) ücreti Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 423/6. maddesinde açıkça belirtildiği yargılama giderlerindendir. Vekalet ücreti de, diğer yargılama giderleri gibi müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı feri haklardandır. Feri hakların sonuçlandırılması ve karara bağlanması, asıl hakkın sonuçlandırılmasına ve karar verilmesine bağlı olacaktır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 389 maddesine göre, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu nedenle davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması gereklidir.
Yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır. Dairemiz kararlarında fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirimler sebebiyle davalı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği ifade edilmişse de (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.) işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusu arttırdığı aşamada mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı bilenememektedir. Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekalet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş ve her türlü indirimden kaynaklanan red sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsiz sonuçlara yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden indirim sebebiyle red vekalet ücretine hükmedilmekte ancak Borçlar Kanununun 325/son, 161/son maddeleri ile 43 ve 44. maddelerine göre ve yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine karar verilmemekteydi. Bu durum uygulamada karışıklığa yol açtığı gibi eşitsizlik de yaratmaktadır. Konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir kurala yer verilmediğinden Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Kısmen reddedilen miktar Borçlar Kanunu'nun 43, 44, 161/son ve 325/son maddelerinin uygulanmasından kaynaklanan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar için kendisini vekille temsil ettirmiş olsa da davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilemez.
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3/2 maddesine göre "Müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur."
27.06.1956 gün ve 2/14 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça belirtildiği üzere; Bir tek davada aynı müddeabihin müteselsilen tahsili müteaddit davalılardan talep edilmesi ve davalılar için müşterek olan bir sebepten dolayı davanın reddolunması muvacehesinde müddeabihte ve davanın ret sebebinde vahdet bulunduğu aynı noktada toplanan müdafaanın mahkemece kabul olunduğu, şu suretle davanın reddini temin hususunda davalılar vekillerinin müşterek mesailerinin aynı neticeyi verdiği gözönünde tutularak davacıya karşı müteselsilen mesul bulunan müteaddit hakiki veya hükmi şahıslar aleyhine ikame olunan bir davanın davalılar için müşterek sebepten dolayı reddi halinde müddeabihin kıymet veya miktarı üzerinden bir vekalet ücreti tayin ve taktir edilir.
Somut olayda, dava davacının ihaleyi alan yeni şirkette çalışmaya devam etmesi nedeniyle reddedilmiştir.
Davacıya karşı birlikte sorumlu bulunan birden çok tüzel kişi aleyhine açılan bir davanın, davalılar için müşterek bir sebepten dolayı reddedilmesi nedeniyle tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı G____ Üniversitesi Rektörlüğü ve diğer davalı şirketler için ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Diğer yandan, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. ve 389. maddeleri uyarınca hükmün taraflara yönelik olarak kurulması gerekir. Hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde vekalet ücretinin davalı şirketler lehine hükmedilmesi gerekirken, "...davalı şirketler vekiline..." verilmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429/2 maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeplerle kabulü ile hükmün, "sonuca etkili olmamak üzere" BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Resmî Gazete'de yayımlanmak üzere Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine 22.03.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 13-05-2011, 10:49   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
........Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.

Şimdi bir babayiğidin, bu konudaki önceki kararlar ile bu karar hakkında İçtihadı Birleştirme Kararı verilmesi için çıtayı yukarı taşıması gerekiyor
Old 15-05-2011, 10:38   #3
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
...Yasal, hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeni ile davanın kısmen kabul edilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım yönünden davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilip edilmeyeceği önem kazanmaktadır. Dairemiz kararlarında fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirimler sebebiyle davalı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiği ifade edilmişse de (Yargıtay 9.HD. 11.02.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K.) işçinin davasını açtığı veya ıslah yoluyla dava konusu arttırdığı aşamada mahkemece ne miktarda indirim yapılacağı bilenememektedir. Dairemizce 2011 yılı itibarıyla maktu ve nispi vekalet ücretlerinin yüksek oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş ve her türlü indirimden kaynaklanan red sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsiz sonuçlara yol açtığı sonucuna varılmıştır. Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Yine daha önceki kararlarımızda fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden indirim sebebiyle red vekalet ücretine hükmedilmekte ancak Borçlar Kanununun 325/son, 161/son maddeleri ile 43 ve 44. maddelerine göre ve yine 5953 sayılı Yasada öngörülen yüzde beş fazla ödemelerden yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar için avukatlık ücretine karar verilmemekteydi. Bu durum uygulamada karışıklığa yol açtığı gibi eşitsizlik de yaratmaktadır. Konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde bir kurala yer verilmediğinden Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir.
Kısmen reddedilen miktar Borçlar Kanunu'nun 43, 44, 161/son ve 325/son maddelerinin uygulanmasından kaynaklanan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar için kendisini vekille temsil ettirmiş olsa da davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilemez...

1- Bu açıklama neden bu kararda yapılmış anlamadım
Dava konusu: İşçilik alacağı
Yerel Mahkeme kararı: RED - Müteselsil sorumlular aleyhine ikame edilen dava+ortak red sebebi+ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri+vekalet ücretinin taraf lehine değil vekil lehine hükmedilmesi
Temyiz sebebi: Müteselsil sorumlular aleyhine ikame edilen davada aynı red sebebine rağmen ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması - vekalet ücretinin taraf değil vekil lehine hükmedilmesi
Bozma sebebi: Müteselsil sorumlular aleyhine ikame edilen davada, davanın, davalılar için müşterek bir sebepten dolayı reddedilmesi nedeniyle tek vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi VE hükmün taraflara yönelik kurulması gerekirken vekalet ücretinin vekil lehine hükmedilmesi.

HUMK m.388'de kararda bulunması gereken hususlar belirtilmiş; m.430'da temyiz dilekçesinde bulunacak hususlar açıklanmış ve m.435-436-437'de de Yargıtayın temyiz incelemesi ile onama ve bozma kararlarında, kararın ne şekilde olacağı yazılmıştır. Bu meyanda 9. Daire sağolsun işveren vekilleri için fazla mesai yaparak; yukarıda özetlediğim şekilde verilen karar, temyiz sebebi ve bozmaya rağmen bozma gerekçesinde incelediği KONUYLA TAMAMEN ALAKASIZ BİR ŞEKİLDE alıntıladığım kısma ilişkin açıklama yapmıştır ki; bu sebeple 9. Daireyi kutluyorum.

2- Sayın Adli Tip'in koyulaştırdığı kısım gerçekten çok hukuki ve müthiş mesnetli bir açıklama olmuş. Aksini düşünürsek: "maktu ve nisbi vekalet ücretleri" miktarı düşürülürse 9. Daire tekrar görüş değiştirecek sanırım. O zamanda şöyle bir gerekçe yazacaklar: "Dairemizce ... yılı itibariyle maktu ve nisbi vekalet ücretlerinin düşük oluşu da dikkate alınarak konunun yeniden ve etraflıca değerlendirilmesine gidilmiş ve her türlü indirimden kaynaklanan red sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmemesinin adaletsiz sonuçlara yol açtığı sonucuna varılmıştır"

3- 9. Dairenin konu hakkındaki eski görüşü nedir?:

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=25632

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Bu forum konusuna ait tartışmada bir şeyi atlamamak gerektiği kanaatindeyim. Yargıtay, şayet fazla mesai ücretinden YASADAN KAYNAKLI indirim söz konusu olursa karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gereğini belirtmektedir. Olması gereken de budur.
Yargıtay HGK nun:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=8601
adresindeki kararında belirttiği gibi: "Borçlar Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca cezai şartın tahsili istemiyle açılan davada, cezai şart miktarının fahiş olup olmadığının takdiri hakime aittir. Davacının bunu önceden takdir ve tespit etmesi mümkün değildir. O nedenle, sözleşme ile tayin edilen bir cezai şartın tahsilini istemek hakkını haiz olan davacının açtığı dava sonunda cezai şartın mahkemece fahiş görülerek tenkis edilmesi halinde, tenkis edilen miktardan dolayı davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği açıktır."

Yargıtay, indirimin yasadan kaynaklı olmaması durumunda ise:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=6168
adresindeki kararında olduğu gibi: "Fazla çalışma ücretinden indirim, takdiri indirim yerine kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olmakla, davacı tarafın kendisini avukat ile temsil ettirmesi durumunda reddedilen kısım için davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekir. Ancak, fazla çalışma çalışmanın taktiri delil niteliğindeki tanık anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir." (Aynı yönde Yargıtay 9. HD. 28.04.2005 T., 2004/24398 E., 2005/14779 K.; Yargıtay 9. HD. 09.12.2004 T., 2004/11620 E., 2004/27020 K.; Yargıtay 9. HD. 15.09.2009 T., 2008/6399 E., 2009/23420 K., Yargıtay 9 HD, 28.01.2010 T., 2008/14699 E., 2010/1530 K.) demektedir.


Şimdi ne demektedir?:
Alıntı:
...HER TÜRLÜ İNDİRİMDEN KAYNAKLANAN red sebebiyle davalı yararına avukatlık ücretine karar verilmesinin adaletsiz sonuçlara yol açtığı sonucuna varılmıştır...eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden yapılan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir. Kısmen reddedilen miktar Borçlar Kanunu'nun 43, 44, 161/son ve 325/son maddelerinin uygulanmasından kaynaklanan indirimler sebebiyle reddine karar verilen miktar için kendisini vekille temsil ettirmiş olsa da davalı yararına vekâlet ücreti takdir edilemez...

BK m.43-44-161'den dolayı indirim yasadan kaynaklanan bir indirim olmakla vekalet ücretine hükmedilemeyeceği 9. Dairenin (ve diğer dairelerin de) zaten var olan uygulamasıdır. Dolayısıyla bu hususa ilişkin gerekçesini bir kenara bırakalım

9. Dairenin kararında yeni olan nedir?
9. Daire "her türlü indirimden kaynaklanan red sebebiyle" şeklindeki ifadesiyle "Kısmen reddedilen miktar asıl alacaktan hakkaniyet ve takdiri indirimden kaynaklanmakta ise, bu durumda davalı yararına vekalet ücretine karar verilmelidir." görüşünden dönmektedir. Bu görüşünden dönmesine yazdığı tek gerekçe de "2011 yılında belirlenen vekalet ücretlerinin yüksek oluşu"dur. Sayın Dairemizin gerekçesi ile devam edelim: 2007 ve sonrasında hakim maaşlarındaki artış sebebiyle hakimlerin bir de keşif v.b. durumlarda ücret almaları ve yargıtayın/yerel mahkemelerin bu maaşlara rağmen 1 yıl içerisinde karara çıkardığı dosya sayılarının azlığı dava tarafları açısından adaletsiz sonuçlara yol açmaktadır; bu ödemelerden dönülmesi ve ya karara çıkan dosya sayısının artırılması ya da hakim maaşlarından kesinti yapılması gerekmektedir (gerekçeye uygun olan maaştan kesinti tabii). Bir de harçlar da yükseldi; ayrıca yeni HMK yürürlüğe girdiğinde tarafların, davanın başında bir sürü ek masraf yatırmış olması gerekiyor, harç filan da alınmasın bence.

Bu nasıl bir gerekçedir yahu

4- Aslında kararda en çok dikkatimi çeken cümle:

Alıntı:
Özellikle seri davalarda indirim sebebiyle kısmen reddine karar verilen az bir miktar için dahi her bir dosyada zaman zaman işçinin alacak miktarını da aşan maktu avukatlık ücretleri ödetilmesi durumu ortaya çıkmaktadır



P.S: Daha sonuca yönelik bir önerim var: iş davalarında işverenin vekille temsil edilmesini yasaklasınlar da HERKES rahatlasın bence

Saygılar...
Old 15-05-2011, 12:44   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz

Bu görüşünden dönmesine yazdığı tek gerekçe de "2011 yılında belirlenen vekalet ücretlerinin yüksek oluşu"dur.
.......

Bu nasıl bir gerekçedir yahu


Gerekçe değil üstadım, bahane.

Düşünceme göre Yargıtay 9. HD. görüşünü değil, yanlışını düzeltti. Temyiz sebebi olmayan gerekçe ile kararın bozulması bu yüzden. Davanın başında tenkis edilecek cezai şartın tenkis oranını bilmediği gerekçesi ile kısmen red halinde karşı vekalet ücretine hükmetmeyeceksin, davanın başında tenkis edilecek ücret alacağının tenkis oranını bilmediğin halde kısmen red halinde karşı vekalet ücretine hükmedeceksin. Yasada hakkaniyet indirimi yok, sen neden işçinin sorumlu tutulamayacağı ve oranını öngöremeyeceği indirimden işçinin cebinden alın terini alıyorsun. Adam 100 metre yukarıda, canını tehlikeye atarak günde 9 saat günlüğü 60,00-TL ücretle evinin ihtiyacı için ter döksün. Senin işverenin ayrım yapmaksızın tüm çalışanlarını asgari ücretten kuruma bildirsin, ücret pusulası vermesin, girişini zamanında yapmasın, çalışmasını kuruma eksik bildirsin, faturasız mal ve hizmet alsın, muvazaalı alt işveren çalıştırsın, iş güvencesinden sıyrılma teknikleri geliştirsin, iş kazası ve meslek hastalığına tutulan işçisine veya mirasçılarına dirsek göstersin ... vs. vs. vs.

Hani ücret işçinin kutsal alacağı idi.
Hani sebepsiz yere işçinin hakkının işverende kalmaması genel kuraldı.
Hani ilke işçi lehine yorumdu.

Bence de işveren kendisini vekil ile temsil ettiremesin tabi ..
Old 15-05-2011, 14:06   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Gerekçe değil üstadım, bahane.

Düşünceme göre Yargıtay 9. HD. görüşünü değil, yanlışını düzeltti. Davanın başında tenkis edilecek cezai şartın tenkis oranını bilmediği gerekçesi ile kısmen red halinde karşı vekalet ücretine hükmetmeyeceksin, davanın başında tenkis edilecek ücret alacağının tenkis oranını bilmediğin halde kısmen red halinde karşı vekalet ücretine hükmedeceksin. Yasada hakkaniyet indirimi yok, sen neden işçinin sorumlu tutulamayacağı ve oranını öngöremeyeceği indirimden işçinin cebinden alın terini alıyorsun. Adam 100 metre yukarıda, canını tehlikeye atarak günde 9 saat günlüğü 60,00-TL ücretle evinin ihtiyacı için ter döksün. Senin işverenin ayrım yapmaksızın tüm çalışanlarını asgari ücretten kuruma bildirsin, ücret pusulası vermesin, girişini zamanında yapmasın, çalışmasını kuruma eksik bildirsin, faturasız mal ve hizmet alsın, muvazaalı alt işveren çalıştırsın, iş güvencesinden sıyrılma teknikleri geliştirsin, iş kazası ve meslek hastalığına tutulan işçisine veya mirasçılarına dirsek göstersin ... bla bla bla

Hani ücret işçinin kutsal alacağı idi.
Hani sebepsiz yere işçinin hakkının işverende kalmaması genel kuraldı.
Hani ilke işçi lehine yorumdu.

Bence de işveren kendisini vekil ile temsil ettiremesin tabi ..

Evet artık bahanelerle istediğimizi yapmalıyız; hukuk da bahanelerden teşekkül eder zaten

1- İşverenin vekille temsili halinde hükmedilmesi gereken vekalet ücretinde; ücretten/alacaktan tenkis değil, fazla mesai saatinden/süresinden tenkis yapılmaktadır. Bu indirim hakkaniyet indirimi değil, "hayatın olağan akışına göre" işçinin iddia ettiği süre ile fazla mesai yapmış olamayacağını kabulle yapılan bir indirimdir. Yani mahkeme işçiye demektedir ki; ben, iddia ettiğin kadar süre ile çalıştığına inanmıyorum. Dolayısıyla davanın başında işçinin bilmesi gereken şey, bir insanın günde kaç saat fazla mesai yapabileceği ve salladığı (ve sadece tanıkla ispat etme hakkını haiz olduğu) fazla mesai süresinin de buna uygun olması gereğidir

2- Haklısınız, işveren vekilinin teri alnından akmıyor çünkü...

3- Saydığınız her şey hukuken yaptırımı olan ve konuyla tamamen alakasız şeyler; işveren yönünden de birçok şey sayabilirim ve işçilere de söylediğiniz şeylerin tersi yönünde çamur atabilirim, lakin demagoji siyasette olur, hukukta değil

4- Bilirkişiler, mahkeme, yargıtay işçiyi yeterince koruyor zaten, işçi vekilliğini de kaldırsalar mı acaba

Neticeten karar hukuki değildir ve yargıtay da Don Kişot değildir...

Saygılar...
Old 15-05-2011, 17:26   #6
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Evet artık bahanelerle istediğimizi yapmalıyız; hukuk da bahanelerden teşekkül eder zaten

1- İşverenin vekille temsili halinde hükmedilmesi gereken vekalet ücretinde; ücretten/alacaktan tenkis değil, fazla mesai saatinden/süresinden tenkis yapılmaktadır. Bu indirim hakkaniyet indirimi değil, "hayatın olağan akışına göre" işçinin iddia ettiği süre ile fazla mesai yapmış olamayacağını kabulle yapılan bir indirimdir. Yani mahkeme işçiye demektedir ki; ben, iddia ettiğin kadar süre ile çalıştığına inanmıyorum. Dolayısıyla davanın başında işçinin bilmesi gereken şey, bir insanın günde kaç saat fazla mesai yapabileceği ve salladığı (ve sadece tanıkla ispat etme hakkını haiz olduğu) fazla mesai süresinin de buna uygun olması gereğidir

2- Haklısınız, işveren vekilinin teri alnından akmıyor çünkü...

3- Saydığınız her şey hukuken yaptırımı olan ve konuyla tamamen alakasız şeyler; işveren yönünden de birçok şey sayabilirim ve işçilere de söylediğiniz şeylerin tersi yönünde çamur atabilirim, lakin demagoji siyasette olur, hukukta değil

4- Bilirkişiler, mahkeme, yargıtay işçiyi yeterince koruyor zaten, işçi vekilliğini de kaldırsalar mı acaba

Neticeten karar hukuki değildir ve yargıtay da Don Kişot değildir...

Saygılar...


Üstadım yanlış anlaşım galiba, ben hakkaniyet indirimi yapılmasın demiyorum, hakkaniyet indirimi nedeni ile reddedilen kısım üzerinden işçi aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesin diyorum.

Birincisi tabiki işveren vekili lehine de vekalet ücreti hükmedilmelidir ancak hakkaniyet indirimi sebebiyle reddedilen kısım üzerinden değil, haksız talep edilen kısım üzerinden,

İkincisi işverenler samimi ve dürüst olsalar hiçbir işçinin hakkı olmayan bir talepte bulunacağını düşünmüyorum,

Üçüncüsü, ikinci fıkraya gerek kalmaksızın düzen sağlanır. Nasıl, giriş çıkışlarda kart bastırır, imza attırırsın, bordro imzalatır, bordroda herşeyi doğru gösterirsin, kuruma gerçek ücret bildirir aylık bordroları asarsın, ücret pusulasını imzalar işçine verirsin vs.

Dördüncüsü yaptığımız çamur atma ya da demagoji değil fikir jimlastiği ve hukuki tartışmadır. Tabi ki bunun için farklı fikirler olacaktır.

Son olarak kararın hukuki olduğunu zaten savunmuyorum. Karar esastan doğrudur, yanılgıdan dönülmüştür diyorum.

İyi çalışmalar
Old 16-05-2011, 08:21   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan yeshilim
Üstadım yanlış anlaşım galiba, ben hakkaniyet indirimi yapılmasın demiyorum, hakkaniyet indirimi nedeni ile reddedilen kısım üzerinden işçi aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesin diyorum.

Birincisi tabiki işveren vekili lehine de vekalet ücreti hükmedilmelidir ancak hakkaniyet indirimi sebebiyle reddedilen kısım üzerinden değil, haksız talep edilen kısım üzerinden,

İkincisi işverenler samimi ve dürüst olsalar hiçbir işçinin hakkı olmayan bir talepte bulunacağını düşünmüyorum,

Üçüncüsü, ikinci fıkraya gerek kalmaksızın düzen sağlanır. Nasıl, giriş çıkışlarda kart bastırır, imza attırırsın, bordro imzalatır, bordroda herşeyi doğru gösterirsin, kuruma gerçek ücret bildirir aylık bordroları asarsın, ücret pusulasını imzalar işçine verirsin vs.

Dördüncüsü yaptığımız çamur atma ya da demagoji değil fikir jimlastiği ve hukuki tartışmadır. Tabi ki bunun için farklı fikirler olacaktır.

Son olarak kararın hukuki olduğunu zaten savunmuyorum. Karar esastan doğrudur, yanılgıdan dönülmüştür diyorum.

İyi çalışmalar

Sayın yeshilim

1. Hakkaniyet indirimi, hayatın olağan akışı, yasadan kaynaklı indirim vs. ilgili Sayın Nevra Öksüz detayları vermiş.

Fazla mesaiden yaptığı indirimi Yargıtay hakkaniyet sebebiyle değil de, hayatın olağan akışına aykırılıktan yaptığını söylüyor ama, bal gibi hakkaniyet indirimi yaptığı gibi, esasen Yargıtayın kendisi hayatın olağan akışını reddediyor. Gerçekten yıllarca hiç izin yapmayan, haftanın 7 g
nü, günde 12 saat çalışan işçiler var. Ama Yargıtay "olmaz" diyor!.

2. "İkincisi işverenler samimi ve dürüst olsalar hiçbir işçinin hakkı olmayan bir talepte bulunacağını düşünmemek" en hafifinden önyargıdır! İşçi mahkemeye başvurmakla, hakkı olduğunu ispatlamış olduğu gibi, işvereninin de samimi ve dürüst olmadığını da ispatlamış kabul edilir ki, bu halde Sn. Nevra Öksüz'ün de belirttiği gibi, işçilerin haklarını kollayacak hukukçulara da ihtiyaç kalmaz. Zira hakime de.

Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mahkeme vekalet ücreti / İcra Vekalet ücreti / Yargıtay Kararı Av.Ufuk Bozoğlu Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 2 07-11-2014 16:41
İlamdaki vekalet ücreti icraya konurken icra vekalet ücreti talep edilebilir mi? avcihansahin Meslektaşların Soruları 9 12-06-2011 23:30
maktu vekalet ücreti icraya verilirken icra vekalet ücreti talep edilebilir mi? avukat.derviş.yıldızoğlu Meslektaşların Soruları 7 13-05-2011 12:19
Davalılar Lehine Takdir Edilen Vekalet Ücreti -birden fazla davalının tahsili JACELYN Meslektaşların Soruları 3 11-05-2010 17:46
davanın açılmamış sayılması kararı ve birden fazla vekile ayrı ayrı vekalet ücreti JULY_83 Meslektaşların Soruları 5 07-02-2008 17:08


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06352997 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.