Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdarİ Yargida SÜre+islah+acİll

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-08-2008, 08:25   #1
hukukcu1985

 
Soru İdarİ Yargida SÜre+islah+acİll

Merhabalar
Müvekkil 2982 sayılı kanun dolayısıyla daha önce bedelini ödeyerek satın aldığı arsa ve üzerindeki evi için tapu tahsis belgesi olmasına rağmen söz konusu yer imar uygulaması sonucu Sağlık müdürlüğüne devrediliyor ve sağlık ocağı yapılacağından bahisle tapusunu alamıyor.Bu sebeple açtığı idari dava da reddedilerek tam yargı davası açıyor.Bedeli 20.000 olarak gösteriyor ancak emsal yerler şuanda 70.000 civarında.Fakat dilekçede tebliğ tarihinin yazılmaması sebebiyle dilekçe reddedilerek 30 gün içinde düzeltmesi isteniyor.Bu aşamada elimize gelen dosyada emsal değere uygun hale getirmek istiyoruz.
Soru 1
Söz konusu dilekçe reddedildikten sonra verilecek olan dilekçede müddeabih artırılabilir mi?Şayet artırırsak bunu davalı idare ilk itiraz olarak mı ileri sürmelidir?
Soru 2
Tam yargı davası iptal davasının kesinleşmesinden 60 gün içinde açılabiliyor ve bu sürenin son günü 1 ağustosa yani adli tatile denk geliyor.Bu sebeple tam yargı davası açma süresi 12 eylüle kadar uzuyor.Bu sebeple bu süre içinde ek dava açmamız davayı genişletme olur mu?
BU KONU İLE İLGİLİ DÜŞÜNCE VE ELİNİZDE BULUNAN KARARLARI PAYLAŞABİLİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM
Old 21-08-2008, 10:06   #2
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Soru 1
Söz konusu dilekçe reddedildikten sonra verilecek olan dilekçede müddeabih artırılabilir mi?

Dava reddedilmemiş, sadece söz konusu dilekçe reddedilmiştir; dava aynı davadır. Dilekçenin eksiğinin giderilmesi amacıyla reddedilmiş olması yeniden dilekçe verilirken yeni bir dava açılmasına izin vermez. Bu nedenle müddeabih arttırılamaz kanısındayım.
Alıntı:
Şayet artırırsak bunu davalı idare ilk itiraz olarak mı ileri sürmelidir?

Şayet arttırılırsa mahkeme bunu kendiliğinden göz önüne almalı diye düşünüyorum. İdari yargıda ilk itiraz yoktur.
Alıntı:
Soru 2
Tam yargı davası iptal davasının kesinleşmesinden 60 gün içinde açılabiliyor ve bu sürenin son günü 1 ağustosa yani adli tatile denk geliyor.Bu sebeple tam yargı davası açma süresi 12 eylüle kadar uzuyor.Bu sebeple bu süre içinde ek dava açmamız davayı genişletme olur mu?

İdari yargıda “ıslah” ve “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması” mümkün olmadığından, süresi içinde açılması koşuluyla, aynı konudaki ek taleplerin ikinci bir dava yoluyla ileri sürülmesi mümkün olmalıdır. Daha sonra bu iki dava birleştirilebilir. (Bakınız : İYUK madde 38 ve devamı) Bu ek talepler birinci davada ileri sürülmediğinden iddianın genişletilmesi söz konusu olmaz diye düşünüyorum.


Saygılarımla
Old 21-08-2008, 10:37   #3
avktderya

 
Varsayılan

ek nitelikte dava açıldığında ortada derdest bir dava olduğu ileri sürülmeyecek mi ? idari yargıda fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamadığına ve ıslah olmadığına göre ek dava açılamayacağı kanaatindeyim.
Old 21-08-2008, 10:49   #4
hukukcu1985

 
Varsayılan

Sayın avktderya bahsettiğiniz duruma ilşkin Danıştay kararı var.Süresi içerisinde olduğu sürece ek dava açılabilir ve bu da davayı genişletme sayılamaz şeklinde.Bulabilirsem ekleyeceğim.
Ayrıca bir hususta şu ki;Danıştayın başka bir kararında
"3290 sayılı kanun GEÇİCİ MADDE 4 - 2981 sayılı Kanuna göre işlemini tamamlayarak arsa taksitlerini ödemeye başlamış olanlar için 18 inci maddenin (b) bendi hükümleri uygulanmaz. Taksitlendirilen veya tamamı ödenen arsa bedeli esas alınır. "maddesini esas alarak bu davalrda davacının tam yargı davasında belirttiği miktarla sınırlı olunmadığını bu nedenle bilirkişi marifetiyle bedelin tespiti gerekir diyor.Bu noktadan hareket edersek dava miktarını artırmak için çaba sarfetmemize gerek yok.Bu konuda ne dersiniz?
Old 21-08-2008, 10:54   #5
avktderya

 
Varsayılan

danıştay kararlarını eklemenizi bekliyorum .
Old 21-08-2008, 11:00   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
ek nitelikte dava açıldığında ortada derdest bir dava olduğu ileri sürülmeyecek mi ? idari yargıda fazlaya ilişkin haklar saklı tutulamadığına ve ıslah olmadığına göre ek dava açılamayacağı kanaatindeyim.
Sayın avktderya
Dava konusu yerin değeri 70 bin lira ise
Birinci dava 20 bin liralık kısım için
İkinci dava 50 bin liralık kısım için olacağından, birinci dava ile ikinci davanın konuları ayrı olduğundan derdestlik söz konusu olmaz.

İkinci dava ıslah niteliğinde değildir. İkinci dava da birinci davanın tabi olduğu dava süresi içinde açıldığından "fazlaya ilişkin talebin saklı tutulması" söz konusu değildir.

Şöyle düşünüyorum: Vatandaşın 60 günlük dava açma hakkı var. Bu süre içinde isteyebileceğini ister. Bir dava ile isteyebileceğini iki dava ile de isteyebilir. Yeter ki süresi içinde istesin.

Ama eğer süresi içinde istemezse sonradan davasını ıslah edemez veya dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutsa bile ikinci dava açamaz.

Saygılarımla
Old 21-08-2008, 11:00   #7
Av.Olcay Pehlivanlıoğlu

 
Varsayılan

idari Yargılama usulü Kanununun 7. maddesinde dava açma süresi 60 gün olarak belirlenmiştir.Bu sürenin ise ne zaman işlemeye başlayacağı 8 .maddede gösterilmiştir.

İdari Yargıda ek dava açmak mümkün olsa da,açılacak olan ek dava çoğunlukla İ.Y.U.K. madde 7 de belirlenmiş olan 60 günlük süre engeline takılacaktır.

60 günlük süre dolmadan ek davayı açmak başarılabilirse ne ala.

Saygılarımla
Old 21-08-2008, 11:29   #8
hukukcu1985

 
Varsayılan

T.C. Danistay
12.Dairesi
Esas: 2002/2239
Karar: 2005/169
Karar Tarihi: 02.02.2005
ÖZET : Rafineri Müdürlüğünde uzman olarak görev yapan davacı, iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali isteğiyle açtığı davada verilen iptal kararı üzerine açıkta geçen sürede yoksun kaldığı aylık, ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesine karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.
Davacının sözkonusu ücretlerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle 9.2.2000 tarihinde kayda geçen ek dilekçeyle istemde bulunduğu anlaşılmış olup yasal faizin 60 günlük dava açma süresi içinde mahkeme kaydına geçen dilekçeyle talep edilmiş olması karşısında, sözkonusu talebin davayı genişletme olarak kabulü mümkün olmadığından yasal faiz istemi konusunda hüküm kurulmamasına ilişkin kısmı yönünden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

(2577 S. K. m. 3/2-d) (399 S. KHK m. 1, 45)
İsteğin Özeti: Diyarbakır İdare Mahkemesinin 19.10.2001 günlü, E: 2000/84, K: 2001/874 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Deniz Levent
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Fahrünnisa Tunca
Düşüncesi: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3. maddesinin 2/d bendinde tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın dava dilekçelerinde gösterileceği kurala bağlanmıştır.
Temyizen incelenen dava dosyasında, davalı idareye bağlı Batman Rafineri Müdürlüğünde uzman olan davacının iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davanın iptal kararı ile sonuçlanmasından sonra aylık ve ücretlerinin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddedilmesi üzerine aylık, ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesi istemiyle açtığı davanın Mahkemece kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Kamu görevlilerinin parasal haklarının tazmini istemiyle İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı uyarınca miktar belirtmeksizin dava açabilmeleri ancak işlemin iptali istemiyle aynı dilekçede tazminat isteminin bulunması halinde mümkün olabileceği tartışmasızdır.
Davacı tarafından işlemden doğan tam yargı davasının iptal davası açıldıktan ve karara bağlandıktan sonra açılmasına karşılık tazmini istenilen miktarın belirtilmediği görülmektedir.
Açıklanan nedenle, 2577 sayılı Yasanın 3. maddesine uygun düzenlenmeyen dilekçenin reddedilmesi gerekirken dosyanın tekemmül ettirilerek verilen kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Karar: Batman Rafineri Müdürlüğünde uzman olarak görev yapan davacı iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada verilen iptal kararı üzerine açıkta geçen sürede yoksun kaldığı aylık, ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Diyarbakır İdare Mahkemesinin 19.10.2001 günlü, E: 2000/84, K: 2001/874 sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, Batman Rafineri Müdürlüğünde uzman olan davacının iş akdinin feshedildiği, Diyarbakır İdare Mahkemesinde işlemin iptali istemiyle açtığı davada verilen 27.4.1998 gün ve 1998/494 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine davacının 28.6.1999 tarihinde görevine iade edildiği, bilahare 20.10.1999 gün ve E: 1998/494, K: 1999/592 sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiği, bu kararın idarece temyiz edildiği, kararın davacıya tebliği üzerine açıkta kaldığı sürelere ilişkin aylık ve ücretlerinin ödenmesi istemiyle 29.12.1999 tarihinde idareye noter aracılığı ile ihtarname çekildiği, 4.1.2000 tarihli cevap ile talebinin reddedilmesi üzerine 2.2.2000 tarihinde bakılan davanın açılmış olduğu, Danıştay Onikinci Dairesince, davacının iş akdinin feshedilmesine ilişkin işlemin iptali yolunda verilen kararın onanarak kesinleştiği, bu durumda, iş akdinin feshine ilişkin işlemin kesinleşen yargı kararı ile iptal edilerek ortadan kaldırılması nedeniyle davacının iş akdinin feshedildiği tarihten mahkemenin 27.4.1998 tarih ve E: 1998/494 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine tekrar göreve iade edildiği 28.6.1999 tarihine kadar olan açıkta geçen süreler için yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesi gerektiği, davacının yasal faiz istemine gelince ilk dava dilekçesinde yasal faiz isteminde bulunmayıp dava açıldıktan sonra verilen 9.2.2000 tarihli ayrı bir dilekçe ile faiz isteminde bulunduğundan, mahkemelerin ilk dava dilekçesindeki taleplerle bağlı olması ve ilk dava dilekçesindeki istemlerin sonradan genişletilmesine ve ek talepte bulunulmasına usul yönünden imkan bulunmadığından davanın, yoksun kalınan parasal hakların tazmini istemiyle incelendiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının açıkta bulunduğu sürelere ilişkin yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idarece hesaplanarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare, davacının Kapsamdışı Personel Yönetmeliği, İş Kanunu ve genel hukuk kurallarına göre yapılan iş akdinin 399 sayılı KHK uyarınca feshine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı ise faiz isteminin parasal haklarının fer'i mahiyetinde olduğunu, davalı idareye dava dilekçesi tebliğ edilmeden önce sunulan ek dilekçede, faiz istemine ilişkin ayrıca bildirimde bulunduğunu, bu durumun da dava dilekçesinin genişletilmesi ve ek talepte bulunulması biçiminde değerlendirilemeyeceğini, iptal edilen işlemin tesisi tarihinden itibaren tüm maddi haklarının ödenmesi gerektiğinden ve faiz istemi de bu kapsamda bulunduğundan davanın genişletilmesi biçiminde kabul edilemeyeceğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar, kararın açıkta bulunduğu sürelere ilişkin yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davacıya ödenmesine ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.
Kararın, davacının yasal faiz istemine yönelik kısmına gelince; mahkemece, davacının dava dilekçesinde yasal faiz isteminde bulunmaması nedeniyle dilekçedeki istemleri ile bağlı olması ve bu isteminin sonradan genişletilemeyeceği ve ek talepte bulunulmayacağı gerekçesiyle faiz istemi yerinde görülmeyerek bu hususta hüküm kurulmamış ise de; davacının iş akdinin feshine ilişkin işlemin iptaline dair kararın 13.12.1999 tarihinde tebliği üzerine 29.12.1999 tarihli dilekçesiyle, iptal kararının uygulanması ve açıkta kaldığı sürede ödenmeyen aylık ve ikramiye vesair ücretlerinin ödenmesi istemiyle idareye yaptığı başvurusunun 4.1.2000 günlü işlemle reddi üzerine 2.2.2000 tarihinde açtığı davada, dava dilekçesinde görevden alındığı döneme ilişkin aylık vesair ücretlerinin ödenmesine karar verilmesini istediği, bilahare sözkonusu ücretlerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle 9.2.2000 tarihinde kayda geçen ek dilekçeyle istemde bulunduğu anlaşılmış olup yasal faizin 60 günlük dava açma süresi içinde mahkeme kaydına geçen dilekçeyle talep edilmiş olması karşısında, sözkonusu talebin davayı genişletme olarak kabulü mümkün olmadığından yasal faiz istemi konusunda hüküm kurulmamasına ilişkin kısmı yönünden idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Diyarbakır İdare Mahkemesinin 19.10.2001 günlü, E: 2000/84, K: 2001/874 sayılı kararının, davacının açıkta bulunduğu sürelere ilişkin yoksun kaldığı tüm parasal haklarının davalı idarece hesaplanarak ödenmesine ilişkin kısmı yönünden davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın bu kısmının onanmasına, davacının faiz istemine yönelik hüküm kurulmamasına ilişkin kısmı yönünden ise davacının temyiz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yasal faiz ödenmesine ilişkin istem hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 2.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



Old 21-08-2008, 11:45   #9
avktderya

 
Varsayılan

teşekkürler . ama aklıma takılan şu kararda alacağın feri niteliğinde bir talep için hüküm kurulmuş , armağan beyin söylediği ilk davada 20 ikinci davada 50 istenmesi davayı farklı davalar kılarmı ?
Old 21-08-2008, 12:03   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
ama aklıma takılan şu kararda alacağın feri niteliğinde bir talep için hüküm kurulmuş
Ferisini isteyebilen aslını da isteyebilir. (Mecelle hükmü gibi oldu bu mesajım. )

Sorunu "Alacak" olarak düşünmeyin; "dava süresi" olarak düşünün. Alacak (ferisi veya aslının kısımları) bir bütün oluşturmuyor. Bir bütün oluşturan kavram DAVA SÜRE'sidir: aynı dava süresi içinde alacak parça parça istenebilir. Ama dava süresi (ıslahla veya fazlaya ilişkin hakları saklı tutmakla bile olsa) asla uzamaz.

Bir başka deyişle, birinci dava açılmakla dava süresi bitmez; parçalanmaz. Dava süresi bir bütün olduğundan ikinci dava da aynı dava süresi içinde açılabilir.

Alıntı:
ilk davada 20 ikinci davada 50 istenmesi davayı farklı davalar kılar mı ?
Davaları ayırırken dava konusunu evin bedeli olarak düşünmeyin; müddeabih (davanın miktarı) olarak düşünün. Evin bedelinin ilk kısmı birinci davanın konusu iken, evin bedelinin geri kalan kısmı ikinci davanın konusunu oluşturuyor. Böylelikle bu iki davanın konuları birbirinden farklı oluyor. Aynı ev için birbirinin benzeri iki ayrı dava görülmesinin sakıncası da davaların birleştirilmesiyle ortadan kalkacak.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İdarİ Yargida Temyİz İtİraz İlİŞkİsİ avkt_63 Meslektaşların Soruları 12 30-07-2011 16:55
Acİll-kİra SÖzleŞmesİ İcra Takİbİ dadaş Meslektaşların Soruları 4 29-03-2009 16:51
İdarİ Yargida BİlİrkİŞİ Raporuna İtİraz SÜresİ tolga Meslektaşların Soruları 1 03-04-2008 11:00
mirasçının yedi eminliği ÇOK ACİLL av.h.şahin Meslektaşların Soruları 1 06-11-2007 00:23
İdarİ Yargida BoŞluk Doldurma sadakat Meslektaşların Soruları 2 10-11-2006 15:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07333589 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.