Olmayan Murİs

Sevgili Meslektaşlarım,
Fikirlerinize ihtiyaç duyduğum bir konudan bahsetmek istiyorum. Şöyle ki,
Ahmet 1920 li yıllardan beridir babasının kullandığı tarlaları halen kendisi kullanmaktadır. Bu tarlalar tapuda Mehmet oğlu Halil adına kayıtlıdır. Mehmet oğlu halil, soyadı kanunundan önce ölmüş ama esasında Ahmetin dedesinin üvey kardeşidir. (Bunun da ispatı şu an için mümkün görünmüyor)1960 yılındaki kadastro çalışmaları sırasında bu tarlalar yine Mehmet oğlu halil adına işlem görür ve tapu kaydı bu kişi adına oluşturulur. 2007 yılında bir vatandaş, bu mehmet oğlu halilin kendi dedelerinden olduğundan bahisle veraset ilamı çıkartır. Bu veraset ilamına göre de Mehmet oğlu halilin mirasçısı olduğundan bahisle tapuda kayıtlı tarlaları kendi adına intikal ettirir ve bir 3. kişiye satar. 3. Kişi hemen bir başkasına, o da bir başkasına satar ve devreder. Müvekkilin beyanına göre bazı insanlar bu bçimde kim oldukları ispatlanamayan kişilerin adına kayıtlı taşınmazları bu yollarla ve kendi murisleri olduğundan bahisle veraset ilamı çıkartıp haksız kazanç sağlama yoluna gidiyorlarmış.
Sorum şu:
1- Taşınmaz küçük bir köyde ve üzerine alıp kısa süre sonra hemen devreder kişiler müvekkilin komşuları, tanıdıkları. Yani bu yerlerin 100 yıldan beri müvekkilin ailesi ve halen de kendisi tarafından malik gibi tasarruf edildiğini bilen kişiler.
2- Hal böyle olunca açılacak bir tapu iptali ve tescil davasında karşı tarafın çıkarttığı veraset ilamının gerçeğe aykırı olduğu ve iptali gerektiği, bunun için tarafımıza veraset ilamının iptali içn yetki verilmesini istemek mi gerekir? Zira veraset ilamının iptali için her ne kadar murisin mirasçılarından olmasak da hukuki yararımız var diye düşünüyorum.
3- Mahkeme açılacak davada tarafımıza veraset ilamının iptali için dava açma yetkisi verir ise, Mehmet oğlu halilin veraset ilamındaki kişilerin murisi olmadığını nasıl ispat edeceğiz? (Çünkü bu kişinin bilinen hiç kimsesi hayatta olmadığı gibi, köyün en yaşlıları bile bu kişiyi bilmiyor)
4- Taşınmazları geri kazanabilmemiz için tavsiye edebileceğiniz başka bir yol var mı? (kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap vb. düşünülebilir mi?)
Fikirleriniz için şimdiden teşekkürler ediyorum.

1-mk 1023 uyarınca taşınmazı satan alan iyiniyetli 3.kişilerin hakkı korunacaktır.Fakat taşınmazları alanlar,komşular olduğundan ve bu durumu bilen kişiler olduklarından iyiniyetli oldukları düşünülemez.Bu davayı açarken mk1011.geçici tescil şerhi verilmesi de faydalı olacaktır.
2-Kanımca hukuki yararın olduğu ve açacağını davada illiyet bağı lduğu için mahkemenin yetki vermesi gerekir.
3-Kişilerin nüfusa kaydı ne zaman olmuş o bakılmaldır sanırım tek yol bu
Kanımca buradaki işlem muvazaalı işlemlerdir ve muvazaalı işlem zamanın geçmesi ile ve rıza verme ile geçerli hale gelmez bu nedenle davada zamanaşımının olmayacağını düşünüyorum